25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 HAZİRAN 1987 KLITÜR YAŞAM HAYVANLAR tSMAtL GLLGEÇ CUMHÜRİYET/5 Kuruluşunun 750. yılında Berün'deki Türk sanatçılan Berlin'de Her Ifer İstasyon' Berlin kentinin 750. kuruluş yıldönümü kutlamaları kapsamında, 6 Türk sanatçısının resim ve heykelleri sergileniyor. Berlin Güzel Sanatlar Akademisi'ndeki sergi "Her Yer îstasyon" adını taşıyor. Sergide Gülden Artun, Seyyit Bozdoğan, Ergin inan, Metin Talayman, Mehmet Aksoy ve Azade Köker'in yapıtları var. Kültür Servisi "Islasyon, anlık bir durumdan öte, bir yaşama du>gusudur. Evde olmamak. sürekli bir >olculuk hali, harekei, kalkış ve a>nı zamanda bir vanştır. ts!as>on yabancılann, yolculuğa çıkmış, ama gidecegi yere henuz tam olarak varamamış olanlann buluştuğu mekândır." Berlin Guzel Sanatlar Akademisi'nden Micbad Nungesser, Berlin Akademi salonlarında açılan ve Türk sanatçılann yapıtlarını içeren "Her Yer İstasyon" adlı serginin kataloğunda böyle diyor: "Bu, insanı önce şaşırtan, batta yabancdaştıran bir başlık. Sanatı çağnşürmıyor; tam tersine. sessizliğe karşı gttriiltüyii, yogunluğa karşı telaşı akla getiriyor". "İstasyon" sözcüğünün Almancada başka bir kullanımı daha var: "tstasyondan başka bir şçy anlamamak", Türkçedeki "Öküz trene bakar gibi bakmak", yani anlayışsızlık, kayıtsızlık* duyarsızhk. 6 KİM KİME DUM DUMA BEHİç AK ARTUN VE BOZDOĞAN Gulden Artun (soldaj ve Seyyit Bozdoğan fsağda) da Berlin 'deki "Her Yer Îstasyon " adü sergide yapıtlan yer alan ressamlanmız arasında. Gülden Artun, resim öğrenimini Berlin'de görmüş. Seyyit Bozdoğan ise iki yıldır çalışmalarını Almanya'da sürdürüyor. Yine İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi Seramik Bölümü mezunu Azade Köker'in yapıtlarında, "Beriin'deki Türk" daha soyut bir tarzda işleniyor. 15 yıldır Berlin'de yaşayan sanatçımız, sergide "Akarbant", "Tıbbi Tahlil ", "Hayat ve Ölüm", "Yatan Kadın", "Büyük Baş" ve "Küpeli Dişi Torso" adlı yapıtlarını sergiliyor. "Tıbbi Tahlil" adlı yapıtı, Türk işçilerin Almanya'ya gelmeden once burada geçtikleri tıbbi kontrolün bir soyutlaması olarak düşünülmüş. mış ve 1985 yılında aldığı bir bursu değerlendirerek Almanya'ya göç etmiş bir sanatçımız. Bozdoğan'ın Türkiye'deki son sergisi, 1984'te İstanbul'daki Tiglat Sanat Galerisi'nde açılmıştı. 1979, 1983 ve 1984 yıllarında Ankara Devlet Resim ve Heykel Sergisi ödüllerini kazanan Bozdoğan, çalışmalarını iki yıldır Berlin'de sürdürüyor. Yabancıların Almanya'daki yaşantısını tuvale aktaran Seyyit Bozdoğan, bu konuda şunlan söyiüyor: ?<**'//'•*>?fo kavrarn yoktur, biz bunu kabul etmiyoruz. Öte yandan, Almanya'daki bazı çevreler bizi belli bir konumda görnıek istiyorlar. 'Hanefi Yeter, konuk işçi resimleri yapıyorsa orada kalsın, başka bir şey yapmasın' diyorlar." Hanefi Yeter, Berlin'de açılan bu serginin, kentin metropoliten kültürünün bir parçası olarak değerlendirilmeyip, yine bir İki kültür "Türk sorunu", "göç sanatı" Berlin'de yaşayan Türk sanatbağlamına oturtulmasına karşı çıların sergisi, tam da bu bağlaçıktı ve yapıtlarını sergilemeyema oturuyor. Ön planda, sanaceğini belirtti. tın kendisinden çok, 2 milyona Sergide yapıtları yer alan resyakın nüfuslu bir metropolde sam Gülden Artun, Seyyit Bozyaşayan 120 bin Türkün yol açdoğan, Ergin İnan ve Metin Tatığj toplumsal sorunlar; son yıllayman ile heykeltıraş Mehmet larda giderek artan TUrk düşAksoy ve Azade Köker'in ortak manhğı ve iki ayn kültürün bir özelliği, eğitimlerini Türkiye'de arada yaşamasından doğan hutamamlamış olmaları ve sanatzursuzluklar var. sal yaşamlannı uzun yıllardır Berlin'de sürdürmeleri. "Göç sanatçısı" îstanbul Güzel Sanatlar AkaIşte bu nedenle akademide demisi'nden (Mimar Sinan Üniaçılan "Beriin'deki Türk Resversitesi) mezun olan Mehmet sam ve HeykeUıraşlar" sergisiAksoy, 1972'de Berlin'e gitmiş, ne, ünü Berlin'i ve Federal Al orada birkaç yıl çalıştıktan sonmanya'yı da aşan sanatçılanmızra, 197881 yılları arasında döndan Hanefi Yeter katılmayı redduğü İstanbul'da, akademide detti. Yeter, Almanya'ya ilk gelö|retim üyeliği yapmış, diği yülarda etkisinde kaldığı göç 1981'den beri Berlin'de yaşayan sorununu yapıtlanna yansıtüğıbir heykeltıraşımız. Mehmet Aknı, ancak bir sanatçı olarak başsoy'un sergide yer alan yeni yaka konulardan da etkilendiğini pıtları insan ilişkilerini, sevgiyi, ve özellikle son bir iki yıl içinde ayrılığı, kuşaklararası çatışmaartık "konuk işçi" olayına yer ları ve yalnızhğı konu alıyor. vermediğini belirtiyor ve şöyle Motifler anlatımcı olmaktan çok diyor: "Konuk işçileri konu edisembolik. Ancak hepsinin ortak niyoruz diye bize 'göç sanatçısı' ' noktası, Beriin'deki Türkleri bedenmeye baslandı. Böyle bir timlemeleri. PİK\İK PİYALE MADRA Fromm etkisi Resim eğitimini Berlin'de gormüş olan Gülden Artun, "kentin mikrokozmosunu" betimlediğini söyleyen Ergin İnan, 8 yıldır bu kentte yaşayan Metin Talayman, sergideki öteki sanatçılar. Metin Talayman aynı zamanda edebiyat alanında da etkinlik gösteriyor; 1986'da Erich Fromm'un "Hasta Toplum", "İnsan Yıkıcılığının Anatomisi" ve "Sahip Olmak ya da Olmak" adlı yapıtlaHndan esinlenerek kaleme aldığı "Sevgi" adlı üç perdelik bir tiyatro oyunu var. Sergideki son ressamımız ise Seyyit Bozdoğan. Bozdoğan, 1967'de İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi'nin sahne düzenleme ve resim bölümlerinden mezun olmuş, 197684 yılları arasında akademide asistan olarak çalıs Kadın dünyası 'Buradaki yabancıiar, köksüzleşme duygusunu bastırmak için tüketim toplumunun kendilerine sunduğu değerlere sarılıyorlar. Onlan Batıya getiren çıplak bir açlık duygusu değildi yalnızca. İ Ikelerinde hiç görmedikleri birtakım fantastik, sihirli' şeylerin düşiinü kurmuşlardı gelirken." Seyyit Bozdoğan'ın resimleri, düşlerden çok gerçekleri konu alıyor ve anlık durumlan yansıtıyor; özellikle kadınların dünyasına ışık tutuyor. Bozdoğan'ı sergide yer alan öteki sanatçılarımızın yapıtlanna yaklaştıran yan, statik ve umutsuz bir dunyadan çok dinamizmi ve sürekli değişimi göstermesi. Büyük bir garın telaşlı ve gürultulü ortamında, geldiği yerle bağlantısını kopartmış, ama gideceği yere henüz tam olarak varmamış bir yolculuk hali, "Her Yer îstasyon!..." HIZU GAZETECİ mcDET ŞE!\ YİEŞİLLEP hemn yıtmaâı tabi> Ki.. FARTı' KuRAfMDlK BARİ PERNEK YOK EfBt&İM, PSMOKRâSİ OİSÜHMUŞ ""KLAR OIMASINMŞ. YÂA 6VET.! , p , fj£ İPİ/âÜ &£• NERPS 0 eOLLVK •? ^ ı »RPOS, uRSİl, TuUAF tNSAMluÇıN BUERiHl BİR PÜŞÜtiÜtt, t 1 m h K . . SİYASBTÇÎ İZİN \fERti&l, B'jyRüH PEMİŞİZ vr NİZ&M7 GİyitiMEü, N'ıZâMî PÜ 15EÇİMLEZE GİRMİŞLER, Yf'RMİMİL', LETVEK'ıLİ 0 ToPLAMlŞ, OJuZ & \ JoPLfiMlŞ, 50NRA 0İP PB Ş , i KOMÜNİSTLEZ Cı'tiSİ SAPlKluR vedt KAU B&fr UB? Öa Ş LİSYON, vlKBYİ YÖHBTlİOQ.. M . i Ç 5A Şef Gürer Aykal, ABD'de Indiana Üniversitesi 'nde düzenlenen senfonik konserler dizisinde, kapanış konserlerini başarıyla yönetti. Aykal, gelecek yıl da Teksas'taki Lubbock Senfoni Orkestrası'mn Genel Müzik Yönetmenliği'ni üstlenecek. GÜVEN GÜZELDERE Colenıan'ın Gürer AykaFın ABD konseri konseri son 10 yılın caz olayı ŞEBNEM ATİYAS YORK Carnegie Hali, 19 kişilik orkestrasıyla 70 yaşını kutlarken, onalığı çın çın çınlatan Dizzy Gillespie'yi dinlemek için tıklım tıklım. Aynı anda To«n Hall'da on yıldır dinleyicilerin onüne çıkmayan, ancak on yılda bir konser \eren Coleman'ın gösterisi surmekte. Radyolar, televizyonlar konserleri canlı yayımlıyorlar. Gazetelere göre çok kısa bir süre öncesine değin caza yalnızca küçuk plak şirketleri onem \eriyor, küçuk radyo kanalları cazı izliyordu. Ancak birdenbire büyuk plak ve elektronik şirketlerinin caza önem verişleri cazın genç, yep>"eni bir dinleyici kuşağı yarattığı kanısını uyandırdı. FestnaJ başlarda bu isteği hayal kınklığına uğratacak bir görüntu ıçindeyken, Gillespie ve Coleman ile birlikte her şey birdenbire değişti. Herkesin merakla beklediği ve Atlamik Plak Şirketi'nden yeni çıkan albümleriyle ılgi toplayan Modern Caz Dörtlüsü, konserinde Carnegie Hall'u dolduramayınca, cazda yeni genç kuşak beklentisi sarsıntıya uğradı. Modern Caz Dönlusu konserini iki bölüme ayırdı. Konserin ilk yarısında klasık bir orkestra eşliğinde caz teması içeren, ancak olduğu gibi yazılı notalarla cazın doğasına aykırı bir klasik muzik konseri verdiler. A YAKTA ALKIŞLANDI Orkestra şefı Gürer Aykal, ABD'de Ikinci bölümü nde ise sadece dördu geleneksel cazı Indiana Üniversitesi'nde yönettiği konser sonrasında dinleyiciler tabir ustalıkla ünlerinin gerektirdiği emprovize ettiler. ÇİZGÎLİK KÂMİL M4SARACI AĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR KEMAL GÖKHAK INDİANA Indiana Universitesi'nin bunyesindekı degişik orkestralann katıhmlarıyla gerçekleştirilen yılhk senfonik konserler dizisi, geçen hafta verilen konserlerle son buldu. Filarmoni orkestrasının sunduğu bu kapanış konserinin özelliği, orkestrayı okyanusun diğer kıyısından gelmiş bir konuk şefin yönetiyor olmasıydı. Geçen yıl, üniversitenin festival orkestrasıyla çok başarılı bir konser vermiş olan bu konuk şef, ashnda Türkiye'de müzikseverlerin yakından bildiği bir isim: Gürer Aykal. önümuzdeki yüdan iübaren Teksas'ta Lubbock Senfoni Orkestrası'mn Genel Müzik Yönetmenliği'ni üstlenecek olan Gürer Aykal, ABD'nin en iyi müzik okullanndan birini içinde banndıran indiana Üniversitesi kampusunda da yakından tanımyor. Piyanist Andre» de Grado'nun solist olarak katıldığı, Rahmaninov'un 2 Nolu Piyano Konçertosu'nun ve StnıvİBsky'nin "Bahar Ayini" bale muzığınin seslendirildiği bu kapanış konseri, üniversitenin müzik çevresinde olağanustu bir ilgiyle karşılandı. Konser sonrasında dinleyiciler sezonun en başanh performanslanndan birini sergileyen filarmoni orkestrasını ve şef Gurer Aykal'ı ayakta alkışlarken, orkestra üyeleri de konuk şefe teşekkürlerini sunmak için kuliste uzun kuyruklar oluştunıyorlardı. TARIHTE BUGUN MİMTAZ ARIKA\ 27 Haziran OTLAKLA MUCADELE.. 1936'DA SU6UAJ, İHGİLTEIZE'DE, OEUİRyOLLA&V/H ÇEVBJESİNÎ OTLAROAN TEMİZI.EME MÜCAPeLESİ TAMAMLANPl. UOUDGA MtDLANDİSKOÇYA ARASINDA 25 6İN KİLOMErBEY£ YAKtN UZUNLUİĞ774 D£M/£YOLa mm, ÖZEL. s/je ü TRBULE tUIÇLAMMtŞTT. VE KUDRIN, meUİN ALTrUA DOS/BU SACKAM 8O/&JLAŞDAN İ rafından ayakta alkıslandı. Konser sonrası Konser sonrası izlenimlerini öğrenmek için, Müzik Okulu Dekanı Prof. Charies Webb, öğretim üyelerinden Unlü keman sanatçısı Prof. Joseph GingoM ve orkestranın başkemanası Hmlra Dervgrova'yla konuştuk: yanist James Tocco aracılıgıyla tanıdım. Bildiğiniz gibi James Tocco, Gürer Aykal'la birlikte Türkiye'de konserler vermişti. Bu konser, Gürer Aykal'ın universitemizde dörduncıi konseri oldu. Kendisi, her gelişinde çok başarılı konserler verdi; hem bizler bem de öğrenciler üzerinde çok olumlu izlenimler bıraktı. Bu genç, bilgili ve üstün yetenekli şefin gerek yorumcu, gerek öğretici olarak okulumuza önemli katkılarda bulunduğuna inanıyorum. Gürer Aykal'ı yine aramızda görmekten mutluluk duyacağız. nİBİ dahil olmak uzere pek çok şefle çahştım; dunyanın dört bir yanında konserler verdim. Bence Gürer Aykal çok iyi orkestralarla çalışacak nitelikte, çok yetenekli bir şef. 'Çok zevkliydi' Elmira Darvarova Bu, Gurer Aykal'la ilk konserimdi. Birlikte çalışmak gerçekten çok zevkli oldu. Ben özellikle Gürer Aykal'ın öğretici yanım ve filarmoni orkestrasına katkısım vurgulamak istiyorum. Biliyorsunuz, bu orkestrada çalanlar çok yetenekli müzisyenler, ama çoğunun profesyonel deneyimi yok. Gürer Aykal genç insanlarla nasıl yakınlık kurulacağını çok iyi biliyor. Stravinsky'nin "Bahar Ayini" gibi en deneyimli orkestralar için bile "kolay İokraa" olmayan bir eser, onun sayesinde başarıyla seslendirildi. > Yetenekli şef Joseph Giogold Gürer Aykal çok iyi bir muzisyen, çokiyi bir insan. Orkestra üyeleriyle kurduğu yakın ıletişim de çok önemli. Bakın, ben, George Szell ve Arturo Tosca Olumlu izlenim Charies Webb Gürer Aykal'ı okulumuzun öğretim üyelerinden pi Yine de Modern Caz Dörtlüsü, Dizzy Gillespie ve Ornette Coleman kadar kendisinden soz ettiremedı. Bu iki caz devrimcisi bazılarına gore 5 "direniscisi' aynı anda birbirlerinden habersiz bir yarışmaya giriştiler. Caz dunyasının "bebop" ile kendisine sağlam bir yer edınen Gillespie, Wynton Marsalis ile birlikte Latin cazı, son yıllarda ilgilendiği Kuba muzığı, Batı yerli melodileri ve Afro Kuba karışımı ile hayal gücunun ötesinde, ozgurlüğunun sembolu bir konser verdı. Coleman'ın konseri ise son on yılın caz olayı olarak nitelendirildi. Don Cherry, Charlie Haden ve Billy Higgins ile 1950'lerin başında kurdukları "Prime Tıme Band"in konseri lÇSClerdeki kadar etki yaptı. Coleman'ın son yıllarda Afrikalı müzisyenlerle yaptığı çalışmaların da katkısıyla kendine ozgü radikalliği "Prime Time"in bütün emprovizasyonlarında kendini gösterdi. Sotda, Söz /tattasu tren görü/utfor. 50 YIL ÖNCE Tramvay fiatları Tramvay tarife komisyonu son yaptığı içtimaında en yuksek tarife ile en ucuz tarije uzerinden onar para daha tenzilat yaptlmasına karar vermiştir. Buna nazaran yedi kuruş otuz paralık biletler yedi buçuk kuruşa, üç kuruşluk biletler de üç kuruş 27 Haziran 1937 on paraya indirilmısıir. Bu tenzilat temmuzun birinden iübaren tatbik edilecektir. sahillerini kontrol etmeğe devam eaeceklerini bildirmektedirler. İngiliz donanması Akdenız sahıllerine Fransız donanması da Atlamik sahıllerine nezaret edecekıir. Bununla beraber bu itilafm Almanya ve Italya da dahil olmak üzere butün ademi müdahale sisteınine dahil 19371987 devleıler tarafından tasdik edilmesi lazımdır. Fransız İngiliz itilafını tasdik etmek üzere Londra komitesinin gelecek salı günii tODİanabileceJli zannedilmektedir. Öğrenildiiine göre fngiltere, kontrolütennn eden gemilerde bitaraf muşahidler bulunmasına hiçbir veçhile itiraz etmemektedir. İspanya hadiseleri Londra 26 (a.a) İyi haber alan mehafiller tngiltere ile Fransa arasında hasıl olan bir itilaf mucibtnce bu iki devlete ait donanmalarm kendi başlarına bütün Ispanayol
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle