19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 HAZİRAN 1987 * * • CUMHURİYET/15 Sanatçılarm ilginç protestosu Hollanda'nın Zaandam kentinde geçen perşembe günü değişik bir protesto gösterisi gerçekleştirildi. Kentin "Zaanse Schans" adlı eğlence parkında bir grup sanatçı, Hollanda hükümetinin sanat politikasını protesto etmek amacıyla, 7 metre uzunluğunda ve 4.5 metre yüksekliğinde bir piyanoyu parkın gölüne bıraktılar. Fotoğrafta görülen piyano, yine Zaandam kentinde geçen günlerde açılan "Insanlar ve Iş" adlı sergiye aitti. Bilindiği gibi Hollanda hükümeti, geçen hafta aldıgı bir kararla sanat faaliyetlerine olan desteğini azaltma kararı almıştı. (Telefoto: AP) IstanbuFda 1 öliL 6 \urah Istanbul Haber Servisi Sefaköy Bağlar mevkiinde meydana gelen trafik kazasında bir kişi öldü, biri ağır olmak üzere 6 kişi de yaralandı. E5 Karayolu üzerinde Bağlar mevkiinde dün sabah saat 07.00 sıralarında meydana gelen kazada, Istanbul 'dan Edirne yönüne giden, sürücüsü henüz belirlenemeyen 34 PT 765 plakah 25 kişilik yolcu otobüsü, önce karşıdan İcarşıya geçmekte olan Ali Geyik'e (22), daha sonra da yol kenannda bekleyen Celal Baltacı'ya ait 34 ES 061 plakah kamyonete çarptı. Ali Geyik olay yerinde can verirken, otobüste bulunanlardan Akif Yeşilyurt, Şaban Özdoğan, Murat Sırma, Adnan Atabek, Osman Çakmak ve llyas Bütün yaralandılar. Aurora Express tatbikatı ANKARA (UBA) ABD NATO Daimi Temsilcisi Alton G. Kell, NATO "Aurora Express" tatbikatı ile ilgili ıncelemelerde bulunmak uzere Türkiye'y e gelecek. Amerikan Haberler Merkea'nden yapılan açıklamaya göre Keel, NATO'daki görevinden önce ABD Ulusal Güvenlik Işleri'nde Devlet Başkanı'na yardımcılık görevinde bulundu. Keel, 2123 haziran tarihleri arasında yapacağı ziyaret sırasında "Aurora Express" tatbikatı ile ilgili ıncelemelerde bulunacak. ABD ve SSCB'nin askeri harcamaları WASHINGTON (a.a.) Dünya ülkelerinin, 1985 yılında silah için 900 railyar dolarhk harcama yaptıkları, böylece silah alanında yapılan harcamalann bir önceki yıla oranla yüzde 3.7'lik bir artış gösterdiği belirtüdi. ABD Silahlann Kontrolü ve Silahsızlanma Ajansı'nın tahminlerine göre, Türkiye asker sayıst bakımından 6. sırada yer alıyor. Ajans, konuyla ilgili olarak yayımladığı 17 yıllık raporunda, dunyadaki toplam silah satışlannın yandan fazlasını gerçekleştiren Birleşik Amerika ve SSCB'nin savunma harcamalarında başa baş gitmeye devam ettiklerini açıkladı. SSCB'nin 19811985 yıllan arasında 55.7 railyar dolar tutarında silah sattığı, bunun da tum ülkelerin satın aldığı silahlann yaklaşık yüzde 30'una tekabul ettiği de kaydedildi. HABERLERİN DEVAMI VELİEFENDİ'DEN 5. ayakta Kuruşbey sürpriz yapabüir 1. AYAK: Koşulacak olan bu surat yarışında hafta içerisinde çok iyi görüp, beğendiğimiz Yanasip ve cumartesi gunü kapalı gözlüksüz, mahmuzsuz, bu koşuya ise kapalı gözlüklü ve mahmuzlu koşacak olan Küçük Necma, istikrarlı güzel yarışlar çıkaran Ender arasındaki çetin mücadele yarışın birincisini belirleyecektir. Hüma ve Cennethatun yarışın sürpriz atlarıdırlar. 2. AYAK: Anıl ve Batanay arasında güzel bir birincilik mücadelesi izleyeceğiz. Altılı Ganyan kuponlanna her iki atı yazmakta yarar var. Taşka diğer şanslı isim olup, cumartesi sabahı sprintinde çok iyi gördüğümüz Sakin, koşunun sürpriz atıdır. 3. AYAK: Gürhan ve Payidar bu yarışa idman yönünden kusursuz hazırlandılar. Bu iki atın çetin mucadelesi koşunun birincisini belirleyecektir. Sürpriz at arayanlara Kutluhan ve Liviano'yu öneririz. 4. AYAK: Senenin en büyük yarışına, ahırda yemliğini dizine vuran Seren 2, bu koşuya büyük olasılıkla katılmayacak. Pistin koşullarına göre form durumu çok iyi olan Chico bizim birinci atımızdır. Gold Guard ve Maserati diğer şanslı isimler olup, Golden Apple ve Şehreminli yarışın sürpriz arıkanlandırlar. 5. AYAK: Koşulacak olan bu sürat yarışında Beycan ve Şerife idman durumlarına göre birincilik için en şanslı isimlerdir. Cemil daha sonra şans verdiğimiz isim olup, Kuruşbey koşunun sürpriz atıdır. 6. AYAK: Kerem 3 ve Hanımağa idman ve form durumlarına göre koşunun birinciliği için mücadele edecek iki arıkan. Abdullahbey daha sonra şans verdiğimiz isim olup, Karaşimşek yarışın sürpriz yapabilecek arıkanlarıdırlar. Akla Özgürlük gösterici bilimdir" diyen, "Biz, ilhamlanmızı gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya hayattan alıyoruz" diye konuşan Atatürk'ten başkası değildir. Laikleşme sürecinde devrim niteliği taşıyan büyük atılımıyla Atatürk, ülkemizde çağdaşJık ve demokrasinin temelini atmıştır. Ama ne yazık ki bugüne değin ne bu temel doğru dürüst sağlamlaştınldı ne de onun üstüne çağdaş bir yapı inşa edilebildi. Aklın özgürlüğüne düşmanlık arttı. Ortaçağ karanlığını özleyenler, düşünmeyi sevmeyenler, laikleşme sürecini tamamen tersyüz etmek isteyenler, devletin eğitim ve öğretim politikalannda her geçen yıl daha etkili olmaya başladılar. • Anlatmaya çalışalım. Milli Eğitim Bakanlığı, 1979 yılında, AP lideri Demirel'in azınlık hükümetiyle birlikte yeniden tutucu kadroların eline geçti. Ancak "Islamcı kadrolar", Milli Eğitim'deki en büyük atılımlarını, 12 Eylül döneminde yaptilar ve politikaların belirlenmesinde en etkili grup haline geldiler. Milli Eğitim Bakanlığı'nın Tebliğler Dergisi'ni incelemek, bu konuda nasıl bir iierleme sağlandığını açıkça ortaya koyar. Türkiye'de 12 Eylül döneminde bir islami yayın patlaması olmuştur ve bu yayınların hepsi, İslami dergilerin tek tek sayıları, bakanlık tarafından okunacak yardımcı ve yararlı materyal listesine resmen alınmıştır. Bir ortaokul ya da lise öğretmeni, derslerinde Yaşar Kemal'den söz edip onun yapıtlarının okunmasını tavsiye edemez; ederse ve hakkında bir şikayet olursa soruşturma açılır. Örneğin yılların öğretmeni Rükzan (3ünaysu, Robert Lisesi gibi seçkin bir eğitim kuruluşunda, ders saatleri dışında Ruhi Su 1 dan söz etmiş ve bu yüzden öğretmenlikten uzaklaştırılabilmiştir. Çok acıdır bu olay. Buna karşılık herhangi bir hoca, hiçbir tehlike ile karşılaşmadan öğrencilerinden şeriat düzenini, islami devleti savunan yayınları okumalarını isteyebilir; çünkü bu yayınlaı bakanlıkça resmen yararlı olarak nitelenmektedir. Milli Eğitim'de düzenlemelerin "İslamcı kadrolar"ca yürütülmeye ve etkılenmeye başlaması kaygı vericidir. Din dersleri, zaten 1982 Anayasası ile laikliğe aykırı biçimde zorunlu kılınmıştır Okul yöneticilerinin din dersi hocalarından seçilmesi, özellikle Anadolu'da mescitsiz okul bırakılmaması gibi uygulamalan da dikkat çekicidir. 1974 yılına kadar haftada iki saat okutulan din dersine ek olarak aynı yıl üç saatlik ahlak kültürü dersi de verilmeye başlanmıştır. 1982 yılında bu iki ders bırleştırilip haftahk zorunlu ders yükü 6 saate çıkarılmıştır. Buna karşılık ortaokullarda matematik, 1924 yılından beri haftada 13 saat olarak verilmiş, 1975'te 12 saate inmiştir. Fen derslerinin de aynı eğilimi izledikleri ve halen haftada 12 saatlik bir yük taşıdıkları görülmektedir. Fen dersleri, 19621974 arasında 16 saatlik bir yüke sahip olmuştur. Ortaokul öğrencilerine demokrasi, anayasa ve benzer konularda bilgi veren "vafandaşlık bilgileri" dersi ise haftada sadece 3 saat veriliyor. Şimdi ders saatleri ile oynayarak öğrencinin üzerindeki "yükü azaltmak" gerekçesiyle, matematik, fen bilgisi ve vatandaşlık bilgileri derslerinin saatleri kısaltılmaktadır. Buna karşılık, milli tarih, milli coğrafya ile din derslerinin saatlerine dokunulmamaktadır. • Liselerdeki duruma gelince... Bugün liselerde 39 saat olan haftahk dersyükü 32 saate indirilmektedir. Fen ve matematik kolları için felsefe grubu dersleri (felsefemantıksosyoloji) seçmeli hale getirilirken, biyoloji dersi de "biyoloji ve sağlık bilgisi" haline getirilmekte ve saati azaltılmaktadır. Biyoloji dersinden evrim kuramını kaldırmak mümkün olmadığı için bu dersin "sağlık bilgisi" haline getirildiğini düşünmek de bu arada mümkündür. Ancak asıl önemlı değişiklik, lise öğrencilerine temel formasyon kazandıran telsefe (Baftarafı I. Sayfada) Belediye Üasası'nda değişiklik grubu derslerinin seçmeli hale getirilmesidir. Lise öğrencileri, bütün şubelerde din dersi ve tarih dersini alacaklar, ama fen ve matematik şubesi için çok gerekli gözüken mantık dersini, isterlerse seçeceklerdir Felsefe grubu derslerinin fen ve matematik şubeleri için seçmeli hale gelmesi ile bu dersler için gerekli öğretim kadroları da belli bir "esnekliğe" kavuşmuş olacaklardır. Değişik disiplinlerden gelen hoca kullanmak olanağı ve seçmeli ders statüsü, okul müdürlerinin "istenen" türde öğretmen çalıştırmasını kolaylaştıracaktır. Gidiş, hiç de iç açıcı değildir. • Milli Eğitim Bakanlığı kadroları içinde, hatta hükümette hayli etkili bir konuma sahıp gözüken Aydmlar Ocağı ve Türkİslam sentezi ideolojısinin. eğitim politikalarına dönük etkisi de çok ilginç bir başka noktadır. Aydmlar Ocağı'nın IV. Büyük Milliyetçiler Kurultayı'nda hazırlanan ve ilahiyat profesörü Salih Tuğ tarafından okunan "din raporu", sadece zorunlu din dersinin yeterli olmayacağını, diğer derslerde de İslam düşüncesinin anlatılması gerektiğini öne sürmüştü. Buna göre, İslami öğreti ile uyuşmayan bilimsel gerçeklerin, müfredat programlarından çıkarılması gerekecektir. * Allah, o günleri göstermesin, diyenleriniz olabilir. Ancak işlerin Tanrıya bırakılmayacak kadar ciddi olduğunun altı çizilmelidir Aklın özgürlüğüne karşı olanlar yalnız ortaöğretimde değil. yükseköğrenimde de büyük mesafe almışlardır. Özgür düşünceden korkanlar, dogmaları geçerli kılıp aklı tutsak alabilmek amacıyla yıllardan beri büyük bir seferberlik içindedirler. Bu konuda en çarpıcı uygulamalardan biri felsefeye karşı lise ve üniversitelerde ahnan olumsuz tutumdur. Bir öğretim üyesi, Prof. Dr İsmail Tunalı, bu konuda haklı olarak şöyle yakınmaktadır: "Demokratık toplumlar, felsefenın besledığı, özgür düşüncenın egemen olduğu canlı toplumlardır. Bu genel düşuncelerin ışığı altında kendi toplumumuza baktığımız zaman nasıl bir görünüm ile karşılaşıyoruz? Böyle bir soruya karşılık olarak şunu söyleyebitiriz. Toplumumuzda, oldum olası, ne yazık kı felsete adamı, hak ettiği saygıyt görememiştır Bunun sonucu olarak dafe/sefe,özellikle son yıllarda "to be or not fo be" gibi bir var olma sorunu ile karşı karşıya bırakılmıştır öyle ki, yeni kunılan üniversıtelerin hıçbirindefe^ssfebölümünün ya date/sefebilm dalınm bulunmaması, bunun en canlı kanıtıdır sanmz. Bu düşünceyi pekiştiren bir başka durum da liselerde bu yıl okutulmaya başlananfefsefeders kitabıdır. Sözgelişı burada felsefe, bağımstz, evrensel bir bilim olma nitelığini yitırmiş ne genelde bilim tarihinın egemenliği altına sokulmuş, hatta bilim tarihine dönüstürulmüştür. Bugünlerde okuduklanmız doğruysa, hazırlanmakta olan lise ders programlarında felsefeye artık tümüyle yer verilmeyecektir. Neden felsefeye ve düşunceye karşıytz? Ülkemiz, felsefeye ve düşunceye karşı aimış olduğu bu olumsuz tavnn bedelini vaktiyle terör olaylannda çok acı bir şekilde ödemedi mi? Bir an o günleri anımsarsak: Hiçbir düşünsel ve felsefi bırıkimı olmayan Türk toplumu, bırdenbıre tıpkı Mariboro sıgarası gibi spekülatif, ithal malı aşın solsağ düşuncelerin ıstilasına uğramadı mı? Yine daha önce bir düşünselfelsefi birikimi ve hazırtığı olmadığı için, sokağa karşı bir direnç gücünü oluşturması gereken üniversiteler de sokağa yenik düşmediler mi? Oysa üniversiteler, düşünsel birer gvç merkezi olmalıdırtar ve toplumu gerektiğinde düşünsel bakımdan koruyabilmelidirier. Bundan ötürü, felsefeden ve düşünceden korkmayalım diyor ve ekliyoruz: Felsefeye ve düşunceye gernk toplum, gerekse eğitim katında ne kadar çok yer ve ağırlık venrsek, özgür ve demokratik bir topluma ulaşmada o kadar güvenli oluruz. Çünkü felsefe ve düşünce, çağdaş demokratik bir toplumun biricik güvencesidır." (Cumhuriyet, 7.2.987, s.2) * Boşalan belediye başkanlıklan için yılda bir kez haziran ayında seçim yapılacak. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Belediye Yasası'nda değişiklikler yapıldı ve boşalan belediye başkanlıklan için yılda bir kez haziran ayının ilk pazar günü seçim yapılması hükmu getin l d l ' TBMM Genel Kurulu'nda yapılan değişikliğe göre, belediyelerin seçilmiş organları ve bunların üyeleri hakkında soruşturma ve kovuşturma açıldığında İçişleri Bakanı'nın geçici bir tedbir olarak görevden alma yetkisi yasalaştı. Bu tur uygulamalarda bakanın önerisi, Başbakanın onayına ve kesin hükme kadar meclis üyeleri arasından geçici bir başkan görevlendirilecek. Yasa uyarınca belediye başkanlığının boşalması durumunda il belediyelerinde tçişleri Bakanhğı'na, öteki belediyelerde ise valilere atama yetkisi verildi. İçişleri Bakanı ve valiler atamayı belediye meclisi üyeleri arasından yapacaklar. Yasaya eklenen bir başka hükum ile görevine 20 gün izinsiz \e mazeretsiz gelmeyen belediye başkanlarının idari yargı kararı ile görevden alınabilmesi uygulaması getirildi. TAHMİN 1. KOŞU: F: I Love You, P: Nurtanem, S: Prensigör 2. KOŞU: F: Yanasip, P: Küçük Necma, Önder 5. S: Hüma 3. KOŞU: F:Anıl. P: Batanay, Taşka, S: Perişanım 4. KOŞU: F: Gürhan, P: Payidar, Kutluhan, S: Liviano 5. KOŞU: (Gazi Koşusu) F: Chico, P: Gold Guard, Maserati, S: Golden Apple 6. KOŞU: F: Beycan. P: Şerife, Cemil, S: Kuruşbey 7. KOŞU: F: Kerem 3, P: Hanımağa, Abdullahbey, S: Karaşimşek Yasayla aynca büyükşehir belediyesi olan yerlerdeki seçim sistemi de değiştirildi. Buna göre, büyükşehir belediye başkanı ile büyükşehir ilçe belediye başkanları tulum liste olarak seçilecek. Eski uygulamada büyükşehir ve ilçe belediye başkanlarının seçiminde ayrı ayrı partilere oy \erilebiliyordu. Yasa ile belediye başkanlıklarının boşalması durumunda birçok kez seçim yapılması uygulamasına da son verildi. Buna göre boşalan belediye başkanlıklan için her yıl haziran ayının ilk pazar günü tek bir seçim yapılacak. Yasa, Cumhurbaşkanı'nın onayından sonra Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girecek. Süper emeklilik Meclîsten geçti (Baştarafı 1. Sayfada) kişilere, ust gosterge tablosunun tavanının katsayı ile çarpımı sonucu bulunacak rakamın yarısı kadar emekli maaşı bağlanacak. Devlet memurları için beürlenen katsa>ı, ışçilerin emekli aylıklarımn hesaplanmasında da uygulanacak. Yasayla, normal gosterge tablosunun yanısıra, bir ust gosterge tablosu sistemi oluşturuluyor. Normal gosterge tablosuna göre, halen 116 bin 400 lira olan prim hesaplanmasındaki esas kazancın ust sınırı, getırilen üst gosıerge tablosu sistemiyle Bakanlar Kurulu'nca belirlenecek rakamlar doğrultusunda farklı ve daha yüksek bir düzeyde saptanabilecek. Çahşma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mükerrem Taşçıoglu. genei kuruldaki konuşmasında, ust gösterge taWosundakı en büyuk rakaraın 5 bin olmasının düşunülduğünu, yıl sonunda da 6 bıne çıkarılabileceğini açıkladı. Gösterge tablosundaki tavan rakamın 5 bin olacağı esas alınırsa, prime esas aylık kazancın üst sının da (5 b i n + 1 4 0 0 x 6 6 ) 422.400 lira olacak. Normal gösterge tablosuna göre emekli olanlara bağlanacak aylığın oranı yüzde 60 olmasına karşılık, ust gösterge tablosuna göre emekli olanlara aylık bağlanma oranı yüzde 50 olacak. Ancak normal gösterge tablosuna göre emekli olanlarda olduğu gibi ust gösterge tablosuna göre emekli olanlar için, kadın ise 50, erkek ise 55 yaşından sonraki her doldurduğu yas için ve 5 bin gunden fazla ödediği her 240 günluk prim için yüzde bir olmak uzere, bu oran yuzde 85'e kadar arttınlabilecek. Super emeklilikten halen tavandan ewıekli olmak uzere başvurmuş olanlar ile tavandan emekli olmuş olanlar da yararlanabilecekler. Bunla/, Bakanlar Kurulu'nun belirleyeceji ust gösterge tablosundan seçecekleri derece ve kademeye göre borçlandırılacaklar. Prim miktarı, seçilen gosterge rakamının katsayı ile çarpımının yuzde 20'si olacak. Yasa, süper emekliliğin dışında, işçilere tedavilerinin yun içinde mümkün olmaması durumunda, yurtdışına gönderilme hakkı da getiriyor. Yasa, basım \e gazetecılik işyerlerinde 1475 sayılı yasaya göre çalışan sigortalılar üe azotlu gübre ve şeker sanayinde fabrika, atölye, havuz ve depolarda, trafo binalarında çalışanlara yılda 90 gün fiili hizmet zammı verilmesîni de öngörüyor. Gemi adamları. gemi ateşçileri, kömürcüler ve dalgıçlar da denizde bulunduklan süre içinde yılda 90 gun fiili hizmet zammından yararlanacaklar. yazılı talepte bulunmadıkça basamak yükseltemeyecekler. Basamak yükseltebilmek için prim ve her turlü borçların ödenmesı şart olacak. Primler, süresi içinde ve tam olarak ödenmezse, ödenmeyen kısmına, sürenin bittiği tarihten başlayarak ilk ay için yuzde 10, sonraki her ay için yüzde 5 gecikme zammı uygulanacak. BağKur emeklilerine her ay sosyal yardım zammı verilecek. Bakanlar Kurulu, ülkenin ekonomik durumunu, kurumun mali ve aktüeryal konumunu gözönüne alarak, halen verilen sosyal yardım zammını yeniden belirleyecek. Ancak başka bir işte çalısan emeklilere bu yardım odenmeyecek. BagKur emeklileri, istekleri halinde, emeklilik aylıklanm keserek, son defa prim ödedikleri basamaktan prim ödemeye devam edebilecekler ve basamak yükseltebüecekler. Türk asıllı yabancılar da bu yasa uyannca BağKur sigortalısı olabilecekler. G 1 G2 G3 G4 Ğ5İ G6 1 3 4 5 6 7 8 9 10 2 X 1 2^ 3 4 S 6 7 8 9 10 1 2 3 4 S 6 İ 7 8 9ı ÎOİ 1 2 3 4 5 6 7 8 S 10 1 2 3 4 S 6 7 8 9 10 X X 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 X G.Birlîği'nîn bombası (Baştarafı 14. Sayfada) tiyor. San Kırmızüı kulüp yöneticileri ise yaptıklan açıklamalarda Prekazi ile henüz anlaşamadıklarım, ama aradaki pürüzü önümüzdeki günlerde çözeceklerini ve bu futbolcunun tekrar Galatasaray'a dönebileceğini belirttiler. Dün gece geç saatlerde Türkiye'ye gelen Dortmundlu Erdal Keser, yarın Galatasaraylı yöneticilerle tzmir'de masaya oturacak. Erdal'ın San Kırmızılı kulübe takım arkadaşı Radacanu'>u da teklif edeceği bildirüdi. Galatasaray'ın şampiyonluk balosu da bugün Hilton'da yapılıyor. Havuz kenannda yapılacak olan baloya, spor ve politika dünyasının birçok ünlü sirriası kaulacak. iki futboleu daha alarak transfer sezonunu kapatacaklarını bildirdiler. Grev tüzüğü sendikalannın sert tepkilerine neden olmuştu. Birçok sendika yöneticisi, tüzüğü, anayasa ve ilgili yasalarla iyice kısıtlanan grev hakkına indirilmış yeni bir darbe olarak değerlendirmişİer ve tüzükte grevin "polisiye vaka" olarak göruldüğünü savunmuşlardı. Bu arada bağımsız Otomobillş Sendikası, söz komısu tüziiğun "görev gaspı" içerdiği, "konu ve amaç >onünden de hukuka aykın olduğu" savıyla Danıştay'a başvurarak iptalini istemişti. Sendikamn davaya ilişkin daha sonraki dilekçelerinde de Resmi Gazete'de yayımlanarak yürurlüğe giren tüzük metninin, Bakanlar Kurulu'nca hazırlanarak Damşta\'a sunulan metin ile Danıştay'ın kabul ettiği metinden farklı olduğu savunulmuştu. Sendikamn dilekçesinde bu konuya ilişkin örnekler verilirken şöyle denilmişti: "Madde 2/ İ'de cumlenin sonu hükiimet tasansında ve Danıştay'ın kabul ettiği metinde" 'gerekli önlemleri almak' şeklinde iken. )üriirlüge konan metinde 'her turlu onlem' olarak degiştirilmişlir. Danıştay önlemlerin gerektiği olçiide alınmasını kabul elmisken tuzükte bu yetki 'her turlu tedbırleri' denilerek sınırsız hale getirilmiştir. Madde 16'nın Danıştay tarafından kabul edilen şeklinde •eklentilerinde" sözcüğü varken, yürürlükleki şeklinde bu kelime 'civanndaki'ne çevrilmiştir. Civar eklentiyi aşan, anlamı genişleten bir kavramdır." Öte yandan İçişleri Bakanlığı Hukuk Muşavirliği'nin yanıt dilekçesinde Resmi Gazete'de yayımlar.an tuzük metninde bazı kelimelerin değiştirilmiş olması konusunda şu gorüş bildirilmişti: "(...) Üst hukuk kurallannın çerçevesi içinde kalmak kaydıyla Başbakanlıkça »•apılan ve işin esasına dokunmayan kelime değişikliklerini, Danıştay'ın üıcelemeâııden geçmeyen yeni bir tüzük tasansı olarak mutalaa etmek mümkün görülmemekledir." Bakanlık Hukuk Muşavirliği, kelime değişikliklerinin "dü birliğini sağlamaya" yonelik olduğunu da savunmuştu. Danıştay Idari Dava Daireleri Genel Kurulu'nda surmekte olan davanın 12 haziranda yapılan duruşmasında taraflar gorüşlerini açıkladılar. Otomobilİş Sendikası avukatı Mebuse Cinmen'in verdiği bilgiye göre Danıştay Savcısı "Tüzüklerin içeriginin ve genel çerçevesinin anayasanın 115. maddesinde çizüdiğini dava konusu tüzügün özel sınırlannın da Toplusozleşme, Grev ve Lokavt Yasası'nın 50. maddesinde belirlendigini" belirterek soz konusu tuzuğun bu sınırlar dışına tastığını savundu. Danıştay Savcısı, şekil olarak da Resmi Gazete'de yayımlarıarak yürürlüğe giren metnin, hukumet tasansı ve Danıştay'ca kabul edilen metinlerden farklı olduğunu bildirdi ve bu nedenle "Grev ve Lokavtlarda Mülkiye Amuierince Alınacak Tedbirtere Dair Tüzük"un şeklen iptaline karar verümesini istedi. (Baştarafı 1. Sayfada) Çevre Yasası kabul edildi TBMM Genel Kurulu, Çevre Yasası'nda "kirleten öder" prensibinden hareket edilerek düzenlemeler yapan yasa tasarısını kabul etti. Yasa, çevreyi kirletenlerin, kirlenme derecesine göre aylık en az 12 bin 500 lira, en çok 600 bin lira ucret ödemelerini öngörüyor. Bakanlar Kurulu, belirlenen aylık ücretleri 10 katına kadar arttırabılecek Yasa ile bir Merkez Çevre Kurulu oluşturuluyor. Ayrıca ıllerde il çevre kurulları kurulacak. İl çevre kurullan, çevre kirliliğine yol açtığı tespit edilen işletmelerin ödeyecekleri ucretleri belirleyecek ve bunu Merkez Çevre Kunılu'nun onayına sunacak. Kirlenmenin önlenmesi için kamu kurum ve kuruluşlarınca yapılacak harcamalar, kirletenden tahsil edile1cek. Kirletenler, kirlenmenin önlenmesi ve sınırlandınlması için yapılan giderleri ödeme yükümlüluğünden, yonetmeliklerde öngörülen standartları sağlayacak her türlü tedbiri aldıklannı ispat ettikten sonra kunulabilecekler. G.Birliği'nin bombası Hoeness Transfer çahşmalannda sessiz kalan Gençlerbirliği, Ba>em Münih'in başanlı golcüsü Hoeness ile prensipte anlaşmaya vardı. KırmızıSiyahlı kulüp tarafından dun yapılan açıklaraaya göre, Gençlerbirliği'nin Munih temsilcisi ve yönetim kurulu üyesi Ergun Berksoy, Hoeness ile yapuğı göriişmede olumlu sonuç aldı. Hoeness, Berksoy'a Gençlerbirliği'nde oynayabileceğini bildirdi. Gençlerbirliği Transfer Komitesi. Hoeness ile önümüzdeki günlerde görüşme yaparak ünlu futbolcuyla ücret konusunda anlaşmaya çalışacak. BağKur Yasası TBMM Genel Kurulu, BağKur Yasasında değişiklik öngören yasa tasarısını da kabul etti. Yasaya göre, halen 12 olan basamak sayısını arttırmaya, göstergelerin değiştirilmesine, basamaklarda bekleme suresini saptamaya Bakanlar Kurulu yetkili olacak. Sigortalılar, aylık gelir basamaklarının ilk I2'sinden istedifiniseçecek. BağKur sigortalıları, 612. basamaklarda iki yıhru doldurmadıkca \e Pendik Gegiç'le anlaştı Pendikspor, Abdullah Gegiç ile anlaşarak teknik direktör sonınunu çözümledi. Türkiye Üçüncü Ligi'nde mücadele eden ve yeni sezonda şampiyonluk hesapiarı yapan Pendikspor, ünlü teknik direktör Abdullah Gegeç'i takıraın başına getirdi. Daha önce Fenerbahçe, Beşiktaş, Eskişehirspor ve Bursaspor gibi kulüpleri çalıştıran Gegiç'le anlaşan Kirnuzı Beyazlılar, yeni çahştırıcılannın isteği doğrultusunda bir ya da Beşiktaş Beşıktaş'ta antrenör adayları belli oldu. Hidalgo ve Stankoviç'ten vazgeçen SiyahBeyazlı yöneticiler, Macar Franciss Kovac, Ingiliz Don Howe ve Alman Klaus Schlappnet ile temas halinde olduklannı söylediler. Dün bir açıklamada bulunan Affan Keçeci, Hollandalı teknik direktör Brom'un gelme ihtimalinin çok yüksek olduğunu b'elirterek "şimdilik ağır ama emin adımlarla gidiyoruz" dedi. öte yandan Keçeci, Santillana ile de görüşmeleri sürdürdüklerini vurguladı. AHMTT Gİ\XEKf\ KÖPÜĞİJ TAJ% Rakı gelmiş. Kadehler birbirini izledikçe Almanlann suratları daha da ciddileşmiş. Yaşlı olanı şişeye uzanırken derin bir iç çekmiş: , " Ya Hans, demiş, ne olacak bu Almanya'nın nalı?" Hong Kong'da yok yok. Rakı da var elbet. Ama dedik ya, Ramiz Bey ve gruptakilerin zinhar rakılı olduğu söylenemez. Başbakanımız Özal, 1985'te buradan geçıp, Çin'e resmi bir ziyaret yapmıştı. Buradan da geçmişti. Çin'in nüfusu, Başbakanımızın ihracatçılık iştahını kabartmış ve şöy. le demişti: "Her Çinliye bir tek toplu iöne satsak bir milyar toplu igne eder." Nüfusunun yüzde 99'u Çınli olan Hong Kong'da da, bizdeki gibi toplu ığne takan ya da kullanan Çinli sayısı, Türklerden fazla değil. Bu yüzden toplu iğne ihracat hedefimiz karavana olmaya mahkum. Bizce en iyisi toplu iğne yerine rakı satışını nişanlamak. Çünkü gördüğümüz kadarı ile Hong Kong da hem objektif hem sübjektif koşullar çok İki kadehten sonra "Ne olacak on yıt sonra bu Hong Kong'un halı?" diyecek milyonlar var... Uras (Baştarafı 14. Sayfada) np kaldı. Uras da arkasım getirdi. "Hasbi Hasbidir. Ona bayılıyorum. Büyük adam." Iltifatlar yağarken araya bir basın mensubu girdi. " H o cam nereden geliyor bu Hasbi Ağa sevgisi" diye sordu. Uras da yanıtladı "Bunu bana mı soruyorsunuz. O adamı sU göklere çıkardınız." Bir süre sonra her zamanki gibi sessiz sedasız yerinde oturan Süleyman Seba özür dileyerek toplantıdan aynldı. Kısa bir veda töreninin ardından çatal bıçak takırtılan arasında sohbet sürüp gitti. Aynı salonda toplanan Fenerbahçeliler Derneği yöneticileri bir meyve tabağı gönderdi. Meyve tabağının kenannda ise "Fenerbahçeliler Derneği' nden sevgilerle" diye bir not vardı. Meyva tabağındaki erikler, kirazlar bittikten sonru bu kez Uras "kaymak isterim" dedi. O saatten sonra kaymak bulmak biraz zordu ama yine de dernek yetkilileri çevreyi karış kanş arayarak Uras'ın istediği kaymağı buldular. Ama kaymak yoldayken Uras "Ben artık kalkıyorum" diye ayaklandı. Yan tarafta bulunan Fenerbahçeliler Derneği üyelerinin "Yaşa Fenerbahçe" şarkısı altında salonu terk eden Uras'ın ardından kaymak getirildi. Ama artık Uras yoktu ve Uras'ın kaymağını Fenerbahçe Derneği'nin üyeleri paylaştı. TV^DE BUGUN Spor Servisi Bugün koşulacak olan Gazi Koşusu saat 17.00'dan itibaren TRT I kanalından naklen yayımlanacak. Aklı özgür kılabilmek, çağdaş, demokratik topluma ulaşabılmek için bir kültürel rönesansa olan ihtiyacımız çok büyüktür. Ortaçağ karanlığına karşı aydınlığm gerçek üstünlüğü, kültürel bir seferberlik yürütmeden gerçekleşemez. Yoksa, demokrasi, özgürlük, insan haklan, bütün bunlar, tatlı birer özlem olarak kalmaya mahkumdur. TEK SINIRLI SORUMLU BOĞAZİÇt ELEKTRİK DAClTIM MÜESSESESt ISTANBUL 1L IŞLETME MÜDÜRLÜGÜ'NDEN 10 KV. 3x120 M M ' L İ K DENİZ KABLOLAR1NDA KULLAMLMAK ÜZERE 25 ADET EK MUFU SATIN ALINACAKTIR 1 Yukarıda yazılı malzeme şartnamesi esasları dahilinde kapalı zarfla teklif almak suretiyle 30.6.1986 Salı gunu saat 14.00'e kadar ihaleye çıkanlmış olup teklifler aynı gun alenen açılacaktır. 2 Bu ihaleye ait şartname 1.000^ TL. bedel karjılığında Taksim Abdülhakhamit Caddesi'ndeki Istanbul II Işletmesi Ticaret Müdürlüğü'nden temin edilebilir. 3 Bu ise ait geçici güvence teklif edilen bedelin 1o 3'Udür. 4 Kurumumuz 2886 sayılı yasaya tabi defcldir. GUNUNPROGRAMI BİStKLET Istanbul Ferdi Bisiklet Şampiyonası saat 9.30'da Samandıra'da yapüacak. JUDOKARATE Valilik Kupası Judo karşılaşmalarına Bağlarbaşı Spor Salonu'nda devam edilecek. Karşılaşmalar saat 11.00'de baslayacak. YELKEN Optimist ve Laser Gnıp Birinciliği Yelken Karşılaşmalan'na Kalamış Koyu'nda devam edilecek. Başlama saati 10.00. U Spor Temsilciliği ve Deniz Harp Okulu tarafından ortaklaşa düzenlenen Yatch ve Yelken karşılaşmalarına da saat 10.00'da yapılacak yarışlarla devam edilecek. YtİZME Balkan Gençler Sutopu Şampiyonası'na saat 10.00'da Maeka Olimpik Yüzme Havuzu'nda yapılacak karşılaşmalarla devam edilecek. Niyazi Ağırnask öldü ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Dün, tedavi gordüğu hastanede, İnsan Hakları Derneği tarafından ilk onur plaketi verilen Avukat Niyazi Ağırnaslı, öğleden sonra öldü. • İnsan Haklan Derneği Genel Kurulu'nda verilmesi kararlaştınlan onur plaketi ve belgesi dün, Numune Hastanesi'nde yatan Ağırnash'ya dernek üyeleri tarafından iletildi. Plaket ve belgenin Ağırnaslı'nın hukuk, demokrasi ve özgürlük konulanndaki çalışmalanndan ötürü verildiği bildirüdi. Avukat Ağırnaslı, dun oğleden sonra fenalaştı ve saat 17.30'da öldü. 77 yaşında ölen Ağırnaslı'nın cenazesi yarın Maltepe Camii'nde kıhnacak öğle namazından sonra toprağa \ erilecek. Kapatılan TİP senatörlerinden olan Ağırnaslı, ayrıca Devrimci Avukatlar ve Çağdaş Hukukçular Derneği'nin genel başkanlığı, Halkevleri Genel Başkanlığı, Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu üyeliği gibi görevlerde de bulunmuştu. Ağırnaslı'nın plaketi Dernek Başkanı Nevzat Helvacı, Genel Sekreter Akın Birdal, sayman İhsan Atalar ve yönetim kurulu üyeleri Mahmut Tali Öngören, yayıncı Süleyman Ege ile avukatlar İbrahim Tezan ve Mehdi Bektaş tarafından verildi. Ağırnaslı, însan Haklan Derneği'nin de kurucuları arasında bulunuyordu. (Baştarafı 9 • Sayfada) da bile Çankaya'nın pembe kaldırımlarını düşünmesi bu yüzden.. Ama eski milletvekili olarak "pembe kaldırım döşeme" konusunu, kamuoyuna yansıtabilir. "Kaldırım mühendislerinin hayallerini pembe kılma gibi bir düşüncenin sonucu olup olmadığı sorusunu Hong Kong'da değil de, Ankara'da DYP li kardeşinin de yardımı ile ANAP hükümetinin önüne getirmeyi niye sağlamaz ya da bu yolda çaba harcamaz? Ama Ramiz Beylerimiz, yine bir başka mümeyyiz vasfımız olan "söylemek" yerine "söylenmek" tutkusuna boyun eğip duruyorlar. Hem de yaşayan 15 İngiliz sömürgesinden biri olan Hong Kong'da.. Masadaki gazeteci arkadaşımız, bir fıkra anlattı: İki Alman, Köln'de bir iki kadeh bira içecek bir yer arıyorlarmış. Vakit gece yarısını geçmiş. Açık yer yok. Kapısında ayyıldızın altına "içkili lokanta" yazısı olan açık bir dükkan görmüşler. Girip, bira sormuşlar. Dükkancı: "Bira yok" demiş. "Bir tek içki var o da rakı." İki Alman çaresiz. "Peki" demiş. Bir büyük rakı söylemışler oturmuşlar masaya.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle