19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 HAZİRAN 1987 KÜLTÜRYAŞAM KÎM KİME DUM DUMA BEHÎÇ AK CUMHURÎYET/5 Sağır bir dtinyada yaşıyoruz tiecati Cumalı, toplu şiirlerini, "Aşklar Yalmzlıklar" ve "Kısmeti Kapalı Gençlik" adlı iki kitapta bir araya getirdi. Ancak Cumalı, şiir kitaplanmn eskiden olay yarattığım belirtiyor ve bugün sağır bir dünyada yaşandığından, iletişim araçlarının şiir kitaplanna gereken önemi vermediğinden yakımyor. ATtLLA ÖZKIRIMLI "Benim şairiiğim kiuplanma aldıgım şiirlerimi yayımlamamla başlar" diyen Necati Cumalı'nın, Urla Halkevi'nin "Ocak" dergisinde yayımlayıp da kitaplanna almadığı şiirlerinden bu yana otuz sekiz yıl geçmış. Bu kadar da değil... "Varfck", "Servenfünuıı", "Veni İnsanlık", "Külliik" dergilerinde 193940 yıllarında yayımladığı çoğu şiirlerini de kitaplanna almamış Cumalı. Neden mi? Çünkü sevdiği şairlerin yazdıklarına benziyormuş şiirleri. Kendi sesini, kendi söyleyişini bulduğunda yırtıp atmış bu ilk şiirlerini. önce bir güzel poz verip fotoğraf çektirdikten sonra böyle başladı konuşmamız... dersem, inanır mısıruz bana? Ama hayır, inanmayın. Poz verdiğimiz, fotoğraf çektirdiğimiz doğru da, gerisi azıcık yalan. Ne konuşmamız böyle başladı ne de konuşmamız sırasında bunları söyledi bana Cumalı. Yukarıdaki sözleri yülar önce bir çalışmam dolayısıyla bana verdiği yaşam öyküsüyle, yine yıllar önce yayımlanmış bir yazısından aldım. Tam bir montaj kısacası. Aynca özeleştirisini yaptığı söz konusu yazıda bir de şunu söylemiş Cumalı: "Bugün 19391969 arasında yazdıgım şiirleri bir cilt halinde toplasam 'Kısmeti Kapalı Gençlik' olarak adlandırmak islerim." (Yeni Edebiyat, c 2, s. 7, 1971) Toplu şiirlerini iki ciltte yayımlayan Necaii Cumalu <,o too 4» ĞOO 1,0 000 2ue cco n. PİKNtK PtYALE MADRA YALINLIKLA YANSITMAK Necati Cumalı (solda), Atilla Özkınmh'yla yaptığı konuşmada, şairin iç dünyasuıı yalınlıkla yansttabilen şürin ölümsüz şiir olduğunu belirtti. Cumalı, bunun şairin arayıp bulması gereken şey olduğunu vurguladu ire, sonra iki kitapta topluyor şiirlerini... çıt yok. Beğenmek ya da beğenmemek de değil sorun. Pekiii?... da bir zihin tembelliğine yol açıı. lnsanlar kafalarını zorlamak istemiyorlar. Bir konuda inceleme, araştırma okumak yerine gazetede okuyacakları bir yazıyla o konuyu, sanki hap yutar gibi, öğrenjnek istiyorlarî' "Bu hastalık >alnız bizde değil" diye söze başlıyor Cumalı, "Fransa'da, Amerika'da, ileri Batı ülkelerinde de var. Ama bilim hayatı, düşunce hayatı da zenginleşiyor, bilimsel çalışmalar artıyor. Sdzü şiire getirirsek, aslında yakınma>^ hakkım yok benim. Her şiir kitabım beş altı baskı yapmıştır. 1940'larda bizi belki yedi kişi anlarken, bugün yetmiş bin kişi anlıyor. Kitaplarımız daha çok sayıda kişiye ulaşıyor. Bana kalırsa asıl sağırlık basında. Yaayoruz. kitaplanmız çıkıyor. Nereye gidiyor bu şiirler, bu kiuplar? Elbette bir okurun kitaplığına. Ama yankı yok, okurla bağlantımız yok. Bu baglantıyı elbette basın sağlar, iletişim araçlan sağlar. Onlar sağırsa şiirlerinin nereye gittiğini bilemezsin. Sonuçta ne oluyor? Kendi koşemizde, kendi aramızda sır alıp verir gibi salıyoruz sanatı." hesap" uygulamasını getiriyor akLma. Değer yitiminin, toplumu bir bulaşıcı hastalık gibi sarması, toplumun çivisinin çıkması genel bir çöküşün göstergesi değil mi? "Gecen gün bir gazeteden telefon edip, yeni yazar yetişiyor mu, diye sordular. Neden yetişsin? Enflasyon yalnız paranın degerini düşürmüyor. Bu bir se), bütün manevi degerleri de sürükleyip götüriiyor. Herkes öylesine geçim derdine düşmüş ki.değerler öylesine paraya pula dönüşmüş ki... Bunun yanı sıra para kazanmak için her şey mubah. Fuhuş, soygun açığa dökülmüş. Riişvet öyle. Bir devlet adamının çalması çırpması neredeyse erdem sayılıyor. Eee, bu kadar çalışıyor adam, cebini doldurmasın mı diye boşgöriilüyor. Bu çüriimedir, çöküşlür. Eski Roma böyle çöktü, Osmanlı da. Beş bin yıllık larihte ne zaman toplumlar bu hale gelmiştir, utanma sıkılma kalkmıştır, yiızler kızarmaz olmuştur, o zaman sanat da gerikmiştir." Konuşmayı bitirmeden, 1940'lardan günümüze şiir yazan Necati Cumalı'ya şiirde kalıcılığın ölçüsünü sormanın sırasıdır deyip sözü bu konuya getiriyorum. Bir bakıma bu, şiir anlayışıru da açıklaması anlamına gelmeyecek mi? ••Eski Mısırşiirinin, Sümer tabletlerinin çevirileri var elimizde. O çevirilerden, o örneklerinden günümüze ortak nokta, ortak çizgi nedir, diye sormamız gerek. Bence insanın yaşadığının kanıtı oluyor şiir. Hangi duygular, düşünceler geçmiş aklından, hangi duygularla yaşamış insan? Bunu ne kadar yalın, ne kadar çıplak yansıtabilmişse o şiir yaşıyor. Yalınlık yaşıyor. Eski Mısır ozanlan öyle, Yunan, Latin ozanlan öyle, bizim Yunus Emre öyle. Kısacası, bir şair iç dünyasını samimilikle, yalınlıkla yansıtabilmiş, elle lululur hale getirebilmişse o siir ölümsüzdür." )&nve SECE UZANIP >&T1VE2MiŞ SEEE S E C P E ) ENTARJSl tJjt Ses yok "Ben 1920 yaşlannda ilk şiirleri hemen sevilen bir şair oldum. Orhan Veli, Cahit Sıtkı, Nurullah Ataç benden biiyiik ümitlerle söz ederlerdi. 1940'larda, 50lerde şiir kitaplanm, biitün şiir kitaplan olay yaratırdı. Ne oldu, ne degişti? O zarnanlar şürierim seviliyordu, aranıyordu da neden şimdi beni tatmin etmeyen bir dunım var. Yalnız benim de değil, şair, ressam biitün sanatçıların yakınması bu. Sağır bir dünyada yaşıyonız. Kitaplar çıkıyor, hiçbir ses yok. 1940'larda iki formalık bir şiir kitabım yayımlamrdı, otuz yerde yankılanırdı basında. Bir piyes oynanırdı, ertesi sabah biitün gazetelerde piyesin elestirisini göriirdüm. Şimdi öyle mi? Toplum, gazete yazılanyla güncel dedikodulann içinde yuvarlarup gidiyor. Bugün söylenen yann yadsınıyor, bir düşünce tutarlılıgı yok." "Söyle söyleyebilir miyiz?" diyorum. "Hayatın, koşulların değişmesi, iletişim araçlarının, özeitikle televizyonun gelişmesi insanlar M fflZU GAZETECİ NECDET YA HA8IB/. BİZOEN BOYUMUZU AŞAM CRAATLAÇ TALEP ETA<E.. A1U5TAFA ^L«ALJ M£5Ei.£SİMı DE FA71A KUPCALAMA. / ?$T£ CAMBlLOftl^,BU/^/XL.. OLMKZ'.tKYOL KAffŞI DEVRİM Âl takka. var küiah, CAM6ILP&K KDyu scssizce <zi öağiştiröı., 8ir gzco. ansmn, muhoiafytfn uyuduğu saatlarda, bir ycsa iktiöar partisi üy<zterin/h evet oyianyıa mecUsten geçivcrdi "Fifty fifty" Bu isteğini, şiirlerini birkaç kez bir araya getirmesine karşın, ancak yıllar sonra gerçekleştirebildi Necati Cumalı. Ama yine de son günlerin moda deyimiyle "fifty fifty". Çünkü iki cilt olmuştu toplu şiirleri. O da tuttu, birinci cilde "Aşkiar Yalnızlıklar", ikinci cilde de "Kısmeti Kapah Gençlik" dedi. Dedi demesine de, ne bir ses, ne bir nefes. Bir şair, kırk yılını, hayatının en güzel yıllanru veriyor şi Sonra ne mi oldu? Hümtf/ç.. öcsın birazcık. yazöı, Anayaşo Mohkatmsi yasayt btrazçık ipta\ Qtti; amo Karvan yürüdü.. CAMdiLOAK KPYU da djğer &QZ\ tapeler ve koruiar g'/bf harpssz va darpsız ARAP toprafdar/na katıimış oldu. Tob» bin ölii Sırdaş hesap Cumalı'nın bu sözleri "sırdas Plastik Sanatlar Festivali'ne çağrılan ressam Yorozlu: ÇİZGİLİK hLÂMÎL MASARACI Alışıtmış sergilerin ilk kez dışına çıkılacak Sonbaharda tstanbul'da düzenlenecek 1. Plastik Sanatlar Festivali'nde yapıtlarını Mimar Sinan Hamamı'nda sergileyecek 8 Türk sanatçısmdan biri de Şenol Yorozlu. Sanatçı bu sergide ilk kez geleneksel "duvara resim asma" eyleminin dışına çıkılacağım vurguluyor. ŞAHAP BALCIOĞLU Istanbul Kültür ve Sanat Vakfı'nca bu yıl sonbaharda ilk kez düzenlenecek olan Uluslararası Plastik Sanatlar Festivali'ne çağrı alan Türk sanatçılanndan biri de ressam Şenol Yorozlu. Festivalde Yorozlu dışında ABD'de oturan Erol Akyavaş, Bedri Baykam, Mehmet Güleryuz, Burhan Ooğançay, Fransa'da çalışmalannı sürdüren Sarkis ve Ömer Uluç, Avusturya adresli Mehmet Giin, yapıtlannı Sultanahmet'teki Mimar Sinan Hamaım'nda sergileyecekler. 1. Uluslararası Plastik Sanatlar Festivali'nin ulusal jürisi tarafından seçilen sekiz sanatçıdan biri olan Şenol Yorozlu, Stockholm'den uçağa atlayıp İstanbul'a geldi. Otuz yedi yaşındaki ressamımız, ayağının tozuyla Sultanahmet'teki hamamı defalarca gidip gezdi, gereken notlan aldı ve Kadıköy'deki atölyesine kapanıp çalışmaya başladı. Geçenlerde Yorozlu'yu Tualsanın karşısındaki Union Kitabevinde yakaladım. Hayrola, bizim ressamlar "tellaklığa" mi soyunuyor? YOROZLU Orasını bilmem ama, yapacağımız iş kolay değil. Neden? YOROZLU Sergi yeri olarak hamam, üstelik Mimar Sinan'ın yaptığı bir hamam seçilince, genelde olumlu gibi görünen bu karar, beraberinde birtakım sorunları da getiriyor. Ne gibi? YORUZLU Mimari özellikten oluşan zorluklar var. Seçilen yer, tarihi kimliğinin dışında düpedüz bir hamam. Yani kurna, halvet odaları gibi birtakım zorunlu özelliklerle bezenmiş. Işin bu yanı, bütün sanatçıları ister istemez zorlayacak. Her ressam kendine aynlan bölümün özelliklerine uygun biçimde çalışmakla yükümlü. Aynca bu sergide ilk kez geleneksel "du Japon kemer tokasına AĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR KEM.4L GÖKHAN rekorfiyat LONDRA (AP) Londra'aa Doğu sanatlanna ilişkin yapıtları Dazarlayan bir şirketin yetkilileri, çarşamba günü yapılan açık arttırmada, "Netsuke" adı verilen ve Japon erkeklerinin kemer tokası olarak kullandıkları küçük oymalardan birine 178 bin 200 dolar (yaklaşık 145 milyon lira) ödediklerinı açıkladılar. Ödenen fıyatın. bu tür yapıtlar arasında bugüne kadar verilen en yüksek fiyat olduğu belirtildi. On sekizinci yüzyılda yaşamış Gechu adlı bir sanatçının yaptığı sekiz santimetre boyundaki fiidişi fi TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAS 20 Haziran güriin, "Baku" denilen mitolojik bir Japon yarattığını betimlediği bildirildi. Osaka'da yaşamış olan Gechu'nun yaptığı fıgürde betimlenen "Baİ9?2'P£ SUGUfJ, RESSAM Ş 10 YAPITLA KATILACAK Ressam Şenol Yorozlu, 1. Uluslaraku"nun, "kötu düşleri yulma" yeÖLDÜ. SANAYİİ UEPİSE ME/tttBİ 'Ul(GÜZ& £Ateneğine sahip olduğuna inanılıyor. rası tstanbul Plastik Sanatlar Festivali'ne 10 yapıtla katılacak. MATtAR AKAÛEMkf) BiTİISDiKTSH SONRA PARİS'E Genellikle Japonlann yatak odası YE MÛMÎH'E GİTMIŞ, RJESİM ÇALIŞMALARI YAPvara resim asma" eyleminin de Sergi yeri olarak Mimar Si süslemelerinde rastlanılan "Baku", KAlŞTf. yaSOA DÖUÛfÜNDE, SAZİ T£&8'YE EUSdışına çıkılacak. Bizler bunları nan Hamamı'nın secilmesini na başı köpek başı, gövdesi yan fil, yan TİTÛSÜ'NDE fZESİM ÖdeETMeMLİĞİME AV4NMIŞ, aslan bir figürden oluşuyor. peşinen kabul ettik. Hazırhkla sıl karşılıyorsunuz? SONRA SU ı'Şl AMfZARA AAUSİtCİ MUALLİM nmızı ona göre yapacağız. SeyirYOROZLU Genelde olumci de geldiğinde o atmosfere uylu bir karar. Üstelik yapının Sulçac ETKILSNEN mak zorunda kalacak. Belki bi tanahmet gibi merkezi ve turizraz yadırganacak ama, koşullar me açık bir yerde bulunuşu da ÎKi TAgZt Bi&UEŞrı&EN YAPITZAR böyle. Zaten İstanbul'a bu kadar iyi. Ama mimari özellikler göz MİŞTİg. AkOİ<./ YUR.TİÇİ (/ erken gelmemin nedeni de bu. önüne getirilirse, kolay iş değil fSÇOK SE7S.GİYE KAT1LM/Ş, ÖDÜUJE& Çağn yazısını Isveç'te aldım. demek gerekir. ALMIfTl/S. Baktım, her sanatçıdan başlıca Sağdal "Yedigo/ler" adlı Jab/osugarulw Sergi ne zaman açüıyor? üç özelliğe uyması isteniyor. BuYOROZLU 15 eylülde başnun üzerine, oradaki sergimi kaMÜNİH (a.a.) Devlet Tiyatro19371987 20 Haziran 1937 layıp 15 kasımda kapanacak. ları Genel Müdurü Raik Alnıaçık, patır kapatmaz hemen îstanbul'a Yabanct sanatçılara çağrı TürkiyeAvrupa Topluluğu ilişkilerinuçtum. Tarih Kurumu tarafmdan doktor Akil Muhtar Özden, Programa göre açış İbni Sinanın yapıldı mı? de bir kültür köprüsü oluşturmak Üniversite konferans nutkundan sonra Sivas saylavı İbni Sinanın kurduğu tıb İstenen özellikler neler? için üzerlerine düşen görevi yapacak900 iincü yılı YOROZLU Evet, yedi sa salonunda bir ihtifal esaslarına bir bakış mevzuu tarih profesörü Şemseddin YOROZLU Bir kere, sanatlarını belirtti. yapılacaktır. üzerinde söz söyliyecektir. Günaltay İbni Sinanın çının ortaya koyacağı yapıt, mi natçı katılacak. Bunlar Georg Berlin'in 750. kuruluş şenlikleri hayatını teşrih edecek, mari yapıyla bütünleşecek. Ay Baselilz, Daniel Buren, Anselm çerçevesinde düzenlenen Türkiye Bugün biiyiik Türk tıb alimi Ihtifalın İbni Sinanın şerefine Bu arada Türk Tarihi Tetkik milliyeti hakkında öne sürülen nca, yapıt, o yapıya katkıda bu Kiefer, Yannis Kunellis, Sol Le Haftası dolayısıyla Batı Berlin'e ge ve filozofu İbni Sinanın ve Araştırma Kurumunun yaraşır şekilde olmasına iddialara cevab verecek ve çerken Münih'e u|rayan Alnıaçık, ölümünün 900 üncü lunacak. Son olarak da sergile VVitt, Richard Long ve Mario büyük alimin eserlerinden çalışılacaktır. Merz. Devlet Tiyaıroları'nın önümüzdeki yıldönümüdür. Dünya onun irfamnı anlatacak, necek yapıt, sanatçının kişiliğini mürekkeb olarak tertib ettiği Onlar sizinle biriikte hama sonbaharda Münih, Köln, Hannover tababeüni ve ilınini asırlarca Saat tam 14 le başlayacak müteakıben tstanbul saylavı yansıtacak. sergi gezilecektir. ve Berlin kentlerini kapsayan bir Al kurduğu esaslarm tesiri ma mı girecek? olan ihtifal, Türk Tarih profesör doktor Neşet Ömer Koşullar oldukça ağır. Ne manya turnesi düzenleyeceğini söy altında bırakan ve eserleri en Kurumu başkanı ve Bolu Son sözü Rasadhane Müdürü İrdelp büyük Türk aliminin gibi bir yöntem seçtiniz? YOROZLU Hayır, yaban ledi. saylavı Hasan Cemil biiyük bir kıymel olarak Fatin Cökmen söyliyerek İbni tıbbi doktirinlerini izah cı sanatçılara Aya Irini ayrıldı. YOROZLU Gerçekçi bir Alnıaçık, Aimanya turnesinde Or daima yer bulan yüce alim ve Çambelin bir nutkile Sinayı riyaziye ve heyet edecektir. tasanya ulaşmak için, sergi yerini Çalışmalarınız hangi han Asena'nın "Tohum ve Toprak" filozofumuz için bugün Türk açılacaktır. cephesinden teıkik edecektir. Üniversite profesörlerinden somut olarak görmem gerekir di aşamada? adlı yapıtını ve Ciineyt Gökçer'vn ye düşündüm. Atlayıp geldim. YOROZLU Mimari orta >ahneye koyduğu "'Yedi Kocalı "Mekân"ı inceledikten sonra çok ma ve kendi resim tarzıma yat Hürmüz" adlı oyunu sergileyecekleANKARA İFLAS MEMURLUĞUNDAN FATİH 4. SULH HUKUK da iyi ettiğimi anladım. Bedri kın bir planı uygulamaya çalışı rini belirtti. Baykam ve Mehmet Gün'le bu yorum. Atina ve Belgrad Tiyatro ŞenlikHÂKİMLİĞİ'NDEN 1985/29 Iuşarak Festival Komitesi'nin GeMOflis Taşe Mühendislik Anonım Şirketi'nin yapılan iflas tasfi Kaç yapıtla katümayı düşü leri'ne de katılacaklannı açıklayan 1987/549 Raik Alnıaçık, bu yıl Atina'da Konel Müdürü Aydın Gün ve Beral nüyorsunuz? yesinde Müflis şirket vekiünce konkordato talebinde bulunulması üzeMahkememizden verilen 17.6.1987 tarih ve 1987/549506 esas karar rinthos Şenliği'nde Necaii Cumalırine iflas idare memurlarınca bu talebin görüşülmesi için alaeaklıların Madra'yla konuştuk. Zorunlu YOROZLU On kadar ola nın "Nalınlar" adlı oyununu, Belgsayılı ilam ile Abdullah Haluk kızı Lidya'dan olma 1952 doğumlu toplantıya davetlerine ve toplantının 10 Temmuz 1987 günü saat olan isteklerimizi dile getirdik. cağını sanıyorum. Ümran Emine Yegin hacir altına alınarak kendisine Medeni K.'nurad Tiyatro Şenliği'nde ise Miige 14.30'da Ankara tflas Memurluğu'nda yapılmasına karar verilmişönerilerimizi anlayışla karşıladı Yapıtlar ne zaman teslim Giirman'ın VVUliam Shakespeare'den nun 355. maddesi gereğince İsıanbul Cerrahpaşa Caddesi Etyemez tir. lar. Onun üzerine ayrıldık, atöl edüecek? Tekke Sok. No: 35 C Blok D: 9 adresınde ikâmet eden ablası Meresinlenerek yazdığı "Cadılar Alacakhlara ilan ve tebliğ olunur. 12.6.1987 yeme kapanıp çalışmaya koyulsedes Belir Pınardağ vasi tayin edilmiştir. YOROZLU Eylül ayı ba Macbelh'i" adlı yapıtı sergileyeckledum. Basın: 23169 İlan olunur. 17.6.1987 •>ıncia. rini söyledi. RESSAM SEREFAKDIK.. Devlet Tîyatrosu'nun Almanya turnesi 50 YIL ÖNCE Cumhuriyet
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle