Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/12 HABERLERİN DEVAMI 16 HAZİRAN 1987 OLAYLARIN ARDENDAKI (Baştarafı 1. Sayfada) GERÇEK ANAP'ın olağanüstü koşullarda değişik siyasal eğilimleri suçıs<nda toplayan bir parti olduğu biliniyor. Ancak bu eğilimlerin temsücikrini Gaziantep gibi bir bölgede karşı karşıya getirmek, özal'ın politikadaki deneyimsizliğinden ya da yetersizliğinden kaynaklanmaktadır. Partinin Genel Sekreteri Taşar'm bölgesinde siyasete sıvanan eski Başbakanlık Müsteşan Hasan Celal Güzel'in de politikadaki acemiliği ANAP içinde dinamiti patlatmıştır. Hasan Celal Güzel, birdenbireparlayan yıldızıyla Devlet Bakanı ve hükümet sözcillüğüne getirilince, ANAP'ın önce dengelerini yeterince hesaplayamadığmdan kavgaya girişmiştir. Bugün basında ve siyaset kulislerinde Sayın Güzel'in "müstakbel Başbakan"hğı konusunda balonlar uçurulmaktadır. Sayın özal'ın başbakanlığı gelecek seçimlerin belirsiz dengelerinde sallanırken, bu tür söylentiler, ANAP kulislerinde düşlemlerin siyaset tartışmalarmı ne kadar gerçek dışına kaydırdığım vurgular. tktidar çevrelerinin yarattığı dünyalar Türkiye'de öteden beri gerçek dünyalardan kısa sürede uzaklara düşmektedir. Şimdilik söylenecek olan şudur. Başbakan özal, ne Taşar'a ne de Güzel'e teşekkür borçludur. Politikada dert yaratmak hoş karşılanmaz; parti ya da hükümette bunalıma yol açanlar başbakanlara sevimli görünmezler. tktidarın binbir sorununa bir yenisini yükleyenlerin güvenliklerine gölge düşer. Türkiye açısından iseyaklaşım kuşkusuz daha değişiktir. ANAP Genel Sekreteri Taşar, irticaın hükümet içinde yuvalandığmt cumhurbaşkanma ve başbakana duyurmuştur. Bakalım bu mızrak çuvala nasıl sığdmlacak?.. • • • (Baştarafı 1. Sayfada) DISK Genel Başkanı Abdullah Baştürk'e özel izinle yurtdışına çıkma olanağı verilmesinin hükümetin yurtdışmdaki itibannı arttırdığını söyledi. 1981'den bu yana ILO sözleşme ve ilkelerinin Türkiye'de çiğnenmesine ilişkuı tüm gelişmeleri içeren ILO raporlannın en sonuncusu olan mayıs 1987 tarihli Sendika Özgurlükleri Komitesi'nin raporunda ilkelerin çiğnenmesine ilişkin aynntılı bilgi verildikten sonra Türk hükümetine yönelik şu tavsiyelere yer veriliyor: DİSK, DİSK iiyesi örgütler ve yöoetkileri ile ilgili gerekçdi karann en kısa siire içinde ilgilüere iletilmesi ve Yargıta> incelemesinüı kısa sürede sonuçlandınlması. Komite, hukümetten ilgililer ve ilgili örgütlere sendikal haklann tam olarak tanınması için çaba sarf etmesini ve 2821 sayılı yasanın geçici 5. maddesinde bu sendikalann faaliyetini engelleyen hükmün kaldırılmasını öngörüyor. Komite, hükümetin DİSK'in majvartığı ve kayyımlarca bunun ne şekilde idare edildigi konusunda bilgi venneye devam etmesini istiyor. Hükümet tarafından verilen nıyet ve taahhüt mektubu "ILO ilke ve Dormianna tam olarak uyan bir iş mevzuatının tam olarak gerçekleştirilmesi gerektiği" yolunda mektupta yer alan ifadeleri not eden komite hukümetten üçlü danışma çalışmalanna derhal başlamasını ILO'ya başta 2821 ve 2822 sayılı yasalarda olmak üzere vasalarda yer alan sendikal hak ve özgurlükleri kısıtlayan tüm hükümkrin ortadan kaldınlarak kapsamlı önerilerini iletmesini istiyor. ILO'nun teknik yardıma hazır olduğunu belirtiyor. 'Kalabakk kıskançlığı HASAN UYSAL YÜCEL SEZER İRAS HEYETt EVREN tLE İran Başbakanı Mir Hüseyin Musavi ve beraberindeki heyet, dün öğleyin Başbakan Özal ile yaptığı görüşmeden sonra Cumhurbaşkanı Kenan Evren tarafından da kabul edildi. (Fotoğraf: RIZA EZER) KARS / AĞRI Eski Başbakanlardan Suleyman Demirel, katıldığı açıkhava toplantılarına gelen kalabalıklann "para ile değil, göniil ile toplandığını" kaydederek, Başbakan Özal'ın önceki günkü sözlerini yanıtlarken, "İşte meydan. kalabalıklan kıskanıyorsan gel sen de topla" dedi. Doğu Anadolu ilierini kapsayan gezisinin son gününde Kars ve Ağrı'da düzenlenen toplantılarda konuşan Demirel, yeğeni Yahya Demirel'in adının kanştığı yolsuzluk olaylarını yeniden gündeme getirenlere seslenerek, "Yahya sakızının çiğnenmesi, biri yolumuzdan alıkoşamaz. Kimse Yahya'nın suçu Ue benim aramda irtibat kuramamıştır. Devletin trilyonlannı kadro arkadaşlarunla sarfettik" şeklinde konuştu. Suleyman Demirel, dün sabah Ağn'nın ilçelerine hareketinden önce Kars'ta kaldığı otelde bir basın toplantısı düzenledi. Demirel, Başbakan Özal'ın önceki gün bir motelin açılışında söylediği, "En çok Hazine yardımını alan parti biziz, ama DYP daha görkemli toplantılar düzenliyor" biçimindeki sözlerini hatırlatan gazeteciyi yanıtlayarak, Özal'ın kalabalıklan kıskanmasırun doğal olabileceğini belirtti. Meydanlarda toplanan halkın iktidar aradığını kaydeden Demirel, "Türkiye'de hükümet var, ama iktidar yoktur" biçiminde konuştu. Demirel konuşmasını şöyle sürdürdü: DemireVden Özal'a yanıt GOZLEM UGUR MUMCU (Baştarafı 1. Sayfada) Arif Yüksel, Manavgat Aslrye Hukuk Yargıcfyken hakkında görevi kötüye kullanma suçundan dava açılmış; Antalya 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nce verilen aklanma kararı. Yargıtay 4. Ceza Dairesi'nce (26.3.1984 gün ve 84/2301 esas ve 84/2204 karar sayılı kararı ile) kaldırılmıştı. Kaldırılmıştı, ama Ceza Yargılaması Hukuku'nda "yazılı emir ile bozma" diye bilinen yasa yolu sanık zararına sonuç doğurmayacağı için yargıç Yüksel hakkında, mahkumiyet kararı verilememişti. Neydi bu karann anlamı: Yargıç Yüksel suçludur, ancak ne yapalım ki, Ceza Yargılaması Hukuku mahkum olrnasını önlüyor. Adaiet Bakanlığı'nın bir yazısında da, yargıç Yüksel'in mal varlığının "geliri ile mütenasip olmadiğı" da yazılıdır. Yüksel, bu bakanlıkta nasıl "müstesariık" yapacaktır? . Arif Yüksel, sicilindeki bu dosyanın gölgesiyle bugün yasaya aykırı olarak işgal ettiği müstesariık koltuğuna Sayın Cumhurbaşkanı'nın imzası ile "asaleten" oturtulabilir mi? Nedir Arif Yüksel'in ayrıcalığı? Arif Yüksel'in ayrıcalığı, Başbakan Sayın Özal'ın Antalya'daki yazlık evinin yamndaki evde oturmasıdır. Bu "komşuluk hukuku" demek oluyor ki, yasaları ve bu dosyayı aşıyor ve Arif Yüksel'ı sırtındaki bu dosya ile birlikte yargıçlar ve savcıları atayacak kurulun başına oturtuyor. Bu mudur "yargıç güvencesi?" Bu kadarı oimaz.. Demek, bunca yargıç varken, Adaiet Bakanlığı Müsteşan olabilmek için Başbakan'a yazlık komşusu oimak yeterli görülüyor. Kardeşini Devlet Planlama örgütünün başına geçiren, halaoğluna Orman Bakanlığı'nı veren Sayın Başbakan'ın "seyır defteri"nde Adaiet Bakanlığı Müsteşarlığı için "yazlık komşusu" mu yazılıdır? Bürokrasinm en üst koltuklarına "hanımefendi atamaları" ve "onaylan" mı geçerlidir? Adaiet Bakanlığı Müsteşarlığı'na bu gibi "komşuluk ilişkileri" ile atama yapılamaz. Yapılırsa, bundan önce o bakanlık, sonra da yargı erki zarar görür. Ama kim dinler bunları, kim? Hakkında dosya varmış; şuymuş, buymuş, "vız" geliyor. "iş bitirici" kadro bu. Diledigini, dilediği yere getirir. "Paşa gönülleri" ne isterse o olur. Yasaymış, İdare Hukuku'ymuş, yargıçlann saygınlığıymış, bütün bunlara aldıran bile yoktur "Adaiet mülkün temelidir." Ya Adaiet Bakanlığı'nın temeli nedir? Temeli "yaz komşuluğu" mudur ki, bunca yargıç varken Adaiet Bakanlığı Müsteşarlığı'na Bay ve Bayan Özal'ın "yazlık komşusu" atanıyor? Musavî Ankara'da (Baştarafı I. Sayfada) Sovyet Dısişleri Bakan \ardımcısı Vorontsov ile Japonya Dısişleri Bakanı Abe'nin görüşmelerinden sonra ortaya çıkan durum hakkında Musavi'den bilgi aldı. İran Türkiye"ye Körfez'deki gergınliğin yatıştınlmasmda bir rol beklediğini hissettirdi. İran Başbakam'nın temaslanndan Tahran'ın, Ankara'nın AT ve Irak nezdinde ağırlığını koyarak Körfez'deki gergınliğın yatışmasında olumlu bir rol sahibi olacağı beklentisini üstü kapalı da olsa ifade ettiği öğrenildi. Bunun yanı sıra dünkü görüşmelerde ele alınan ikili göriişmelerde her iki taral'ı tatmin edecek belirli bir ilerleme sağlandı. Buna göre, Türkiye ile İran, aralanndaki iUşkileri, sık sık ortaya çıkan rahatsızlıkları önleyecek biçimde bir kalıba oturtma yönunde mesafe aldılar. Türk tarafı Iranlılara Kuzey Irak'a yönelik Turk görüşleri hakkında da bilgi verdi ve Türkiye'nin Kuzey Irak'ta giriştiği operasyonlann kendi sınır güverüiğini korumamn ötesinde bir amaç taşımadığını izah etti. iran Başbakanı Mir Hüseyin Musavi'nin dünkü temaslannın ilginç bir bölümünü Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in konuk Başbakanı kabul ettiği toplantı oluşturdu. Cumhurbaşkanı Evren, Jran ve Türk heyetlerini birlikte kabul ederken, bu, geleneksel nezaket ziyareti boyutlanmn ötesine geçerek 1,5 saatlik bir görüşme biçimini aldı. Görüşme esnasında Evren, Türkiye'nin bağlı olduğu tarihi kişiler ve bunun nedenlerini İran tarafına açık bir dille anlattı. Türkiye ile İran arasındaki görüşmeler gece boyunca Başbakan Turgut özal'ın İranlı meslektaşı onuruna verdiği yemekte de sürdü. Yemeğin basında yapılan karşılıklı konuşmalardan sonra yanyana oturan iki başbakan yemek boyunca ikili ilişkiler ve özellikle Körfez'deki durum ve bu konuda Türkiye'nin yapabilecekleri üzerinde durdular. Musavi'nin bugtinkü temaslannda da Körfez gerginliği ve Iran'ın Türkiye'den beklentileri, temaslannın en önemli konusunu oluşturdu. Yemekte yapılan konuşmalarda özal ve Musavi'nin, kapalı kapılar ardındaki görüşmelerdeki yakın tutumdan farklı olarak uluslararası ve bölgesel sorunlarda her iki ulkenin birbirlerinden dikkat çekici ölçüde farklı olan bakış açılannı ortaya koyduklan gözlendi. İran Başbakanı Mir Hüseyin Musavi'nin Ankara programmda Anıtkabir ziyaretinin bulunmaması nedeniyle SHP Genel Başkanı Erdal İnönü ve bazı basın organlanmn ;epkilerine karşdık, ziyarete Turk tarafının verdiği önem, havaalamndaki karşılama töreninde dikkati çekti. İran Başbakanı'nı karşılayanlar arasında Dısişleri Bakanı Vahit Halefoglu, Içişleri Bakanı Yıldınm Akbulul, Kültür ve Turizm Bakanı Mesul Yılmaz, devlet bakanları' Kâzım Oksay ve Tınaz Titiz ile Dışişleri'nin üst düzey yetküileri yer aldılar. Kordiplomatikten ise Suriye, Suudi Arabistan, Pakistan, Bangladeş ve Malezya büyükelçileri hazır bulundular. Suudi Arabistan Buyükelçisi'nin de havaalanına gelmesi ilgiyle karşılandı. Başbakan Turgut özal, Musavi'yi uçağın merdivenlerinin basında kucaklayarak ve operek selamladı. Daha sonra iki başbakan hazırlanan platforma çıkarak İran ve Türk milli marşlannı dinlediler. Iran'ın Türk kökenli Başbakanı, şeref kıtasını denetledikten sonra çok düzgün bir Türkçe vurgulama ve gür bir sesle "Merhaba asker" dedi. Esenboğa Havaalanı'run şeref salonunda Türk ve iran heyetlerini küçük bir sürpriz karşıladı. bir sakız haline geldiğini bildiren Demirel, konuşmasını şöyle sürdurdü: "Geçmişte Yahya Demirel üzerine yapılan tartışmalar bugünkü hırsızlıklan takipsiz bırakmaz. Yani Yahya'ya sığınanlar için acizlik telakki ediyorum. Yahya'ya sığınarak kimse suçsuz duruma gelemez. Açıkça ve kesin ifade ediyorum: Türkiye'de bugün yapılan hırsızlıklar veya başka dönemlerde yapılmış olanlar varsa tütümün takipçisi olacağız. Yahya sakızının çiğnenmesi bunu bizden alıkoyamaz. Suç şahsa aittir. Suç varsa Yahya'ya aittir. Kimse Yahya'nın suçu ile benim aramda bir irtibat kuramamıştır. Ben açıkça ilan ediyorum ve meydan okuyorum: Devletin trilyonlannı kadro arkadaşlanmla sarfettik. Tiimünün bir kör kuruştan sorumlu tutulması mümkün değildir. Mümkün diyen meydana çıksın. Müruru zaman falan tammayız. tşte buradayız. tşte yakamız. Bizim devrimiz tertemiz bir devirdir. Üstümüzden iki ara rejim geçmiştir. 1971 temmuzunda da bu çeşit laflar edenlere sizi ispata davet ediyorum dedim. Bildiğiniz bir şey varsa ağzınızdaki baklayı çıkann. Çıkarmazsanız çıkartırım." Demirel, dün akşam Erzurum'a gelerek buradan özel uçakla Ankara'ya döndü. SHP'li kadıniann protesto gösterisi: Musavî evine dön ILO ANKARA (Cumhunyet Bürosul Türkiye'yi ziyaret eden tran Başbakanı Mir Hüseyin Mu^avi'aiB Amtkabir'i ziyaret «mtmesini prolesto e4ea SHP'ü kaAalsr karakola götiiniMü. Aralanada SHP Aoiuua MffletvekUi NerinaB ögin'ın de bulunduğu SHP'li kadınlar İran Büyükdçüiği'ne sivah çdenk bıraktılar. Elgin'in itadesine başvurulamazken, 5 SHP'li kadın ifadeleri ahndıktan sonra serbest bırakıldı. SHP'li kadınlar yanlannda Ankara MUietvekiii Neriman Elgin olduğu halde saat 16.00*da îran Bayükelçüigi'ne giderek buraya bir siyah çelenk bıraktılar. SHP'li kadınîar siyah çelengi koyduktan bir süre sonra Esat Karakolu'ndan gelen polis memurlannca karakola davet edilditer. Meclısteki çalışmaları nedsniyle Elgin daha sonra karakola giderken, Yaksel Ajrsar, iale Candan. Şökran Yavnz. Lerzaa AkTOHB ve Belma Daygra karakola götürulUp ifadeteri ahndıktan sonra serbest btrakıidılar. Neriman Elgin'in ifadesine ise mılletvekili dokunuimazliğı nedeniyle başvurulamadı. SHP'U kadıniann, ifadelerinde, "Biz Atatarkçii bir kuşagız, İran Başbakau'niB vardumnzu ziyaret edip Atatttrk'ü ziyaret etnemeleri blze lers gridT dedikleri öğrenildi. Elç.lik önunde SHP'li kadınlar, dajhttıklan basın açıklamasmda şoyle dediler: "Biz SHP'li kadıaiar Amtkabir'i ziyaret etmemeyi marifet §ajaa MusaviŞc seslealyor ve İran naBana besfcdigimfe btiyok sevgiye karşm. buguakü yönetİBiin temsflciH Mnsa^'ye e>ine dön diyornz. Musavi evine dön. Çânka Atatürk en buyük Tiırktiır. Ona saygı dnymayaa Turk miltetİBe sajgılı deglldir. Evine dön: Çiinkn AlalUrk Turider için yaimzca ratanı yok olmaktan knrtaran bir kahramaa değil, hiçbir zaman ölmeyecek oiaa Bke ve devrimlerin raimandır. Çünkü .Vtatiirk Anıtkabir'de dejil, her Tarkân kafasında ve kalbindedir. Sea Atatürk'iı anlayamazsm. Atatiırt evrenseMir. MazJum iilkeien. bapmsnlık ssvaşfamııda ezilen, sömnnılen tum düny» kadmtanBa insan haklan savaşımiBda yol göstermişur. Veryüzdndeki ba acılar ve baksıziıkiar süre gittikçe yo! gostcrsıekte devam edecektir. Evel Atatürk, dnsmanın toj» Ue tifeti «e savaşnakta yetiamedi, İBsaniık için en büyiık tenlikc olan yobaz ve softa kafalarla, onlana vaıatn|ı cehaklle ve musibetlerie sav»ştı. •Ümınetçiligin \erine çağdas ulusçulnkı intikam ve kin yerine kardesiik >t banş için savBşlı. Aiatürk dini, yobazlann ettnde mazinm halklara karşı çevrilmiş bir poliöka araci ofanaktan çıkanp vkdanlarda yüceMraek için savaşO ve Islamı aydınlıfa kavuşturdu. Musavi evine don. Biz Türk kadulan. Auturk'on önunde \tmin ediyorur. Bugun acı içindeki İraaa kadınlan, kankşterimizi aydınhga ulaştırmak için. Atatürk ün yotaada oatara yanhın efimizi uzataıaktaa geri kaJmayacagız. "Bu hükümet, halkın sıkboğaz edilmesinin neticesidir. 1983 seçimleri bir skboğaz edilme kaidesidir. Türkiye'de partiler kaÖte yandan tran Başbakanı Mir patılmasaydı bunlar hükümet Hüseyin Mosavi'nin dün Türkiye'ye olamazdı. Bu tesadüfler hükügelişi dolayısıyla Esenboğa Havaalamcti halkı inim inim inletmiştir. nı'nda düaenlenen, Başbakan Turgul Özal'ın da katıldığı resmi karşılama Bugünkü hükümet, Türkiye'yi o törenini TRT, ihmalkarlık ve unut kadar çok derde sokmuştur ki, kanlık nedeniyle göruntüleyemedi ve halk meydanlara koşarak derdibu gafını İran Televizyonu'ndan al ne çare anyor. Tabii bu geziledığı fılmle kapatmaya çalıştı. rin birtakım masrafları var. Bu 14 Haziran Pazar günü, iran Baş gezilerin masrafları bu davaya bakanı Musavi'nin Türkiye'ye gele gönül vermiş arkadaşlanmız taceğini hemen hemen tüm radyo ha rafından seve se\e karşılamyor. ber bültenlerinde yayımlayan TRT Her şeyin para ile olacagını sanHaber Merkezi, 15 Haziran Pazartesi mak yanlıştır. Herkese şüphe ile sabahı gafil avlandı ve İran Başba çamur atacaklanna, ellerinde kanı Musavi'nin geliş saati Haber her şeyi ögrenmek imkânı vardı. Merkezi'nin gündem defterinde yaTüyü bitmemiş yetimin parasını zılı olmadığj için, dün sabahki nöbetçi mudur Esenboğa'ya ekip gönder sarf etmek yerine vatandaşın gönlünden kopan ve her kuruşu meyi unuttu. Musavi'nin, dün sabah Ankara Esenboğa Havaalam'na sa ' yüz liralar, bin liralar gibi degerlendiren meblağlarla halkı umutat 10.00'da geleceği anımsandığında suzluktan kurtarmaya çalışan, ise artık iş işten geçmiş ve zaman ilerlemişti. Haber Merkezi'nin bir görev kendilerinin sebep olduğu bu lisi hemen telefona sanlıp uçağın röküskünlügü, bu kırgınlığı ortatan olup olmadığuu sordu. Ancak aldan kaldırmaya çalışan bir hür dığı yamt, TRT Haber Merkezi için ve demokrat hareketin üstüne leolumsuzdu. Haber, görüntü açısınke sürmeye kalkmayı ayıplıyodan atlanmıştı. Ancak, bundan sonra rum. tşte meydan, kalabalıklan TRT Haber Merkezi'nde ortalık kakıskanıyorsan gel sen de topla. nştı. Türk basını Musavi'nin ziyaret Dediklerimiz ortada, halk ezilprogramında Anıtkabir'in yer almamiştir. Ezilmemiş de de bakalım masıyla ilgili haber ve tepkilere panasd cevap alacaksın? Köylü zar gününden beri oldukça geniş yer yanmıştır, yanmamış de de baayırdığı için, TRT Haber Merkezikalım ne cevap alacaksın?" nin Esenboğa'daki karşılama törenine kamera gondermemesi, ilk anda bazı çevrelerde karşı bir tavır olarak değerlendirildi. Eski yazı rafa (Baştarafı 1. Sayfada) uygulamalan csas alarak" ortaöğretime yeni bir biçim verilmesi, ders yükünün azaltılarak, seçmeli ders sistemine ağırlık kazandınlarak yüksek öğretime hazırbk amacı taşıyan ve "istisari nitelikleki" seminerde gorüşülen Talim Terbiye Kurulu kararları şunlan içerıyor: Ortaokullarda: Turkce dersleri 15 saatten 14 saate iniyor. Her sınıfta haftada 5'er saat verilen bu dersler, bir tek son sınıfta 4 saate düşünılüyor. Matematik dersleri ilk sınıflarda azaltılarak 12 saatten 10 saate inerken, milli tarih dersi aynen haftada 4 saat olarak korunuyor. Milli coğrafya, inkılap tarihi ve Atatürkçülük, >abancı dil, din kültüru ve ahlak bilgisi, resimiş, raüzik dersleri de aynen korunanlar arasında yer alıyor. Beden eğitimi ise azaltılıyor. Aynca yer yer tanışmalara konu olan "bakanlıkça tavsiye edOmiş eserierin" belli saatlerde öğrencilere okutulması öngörülüyor. Lisekrde: Türk dili ve edebiyatı dersleri, fen ve matematik bölümlerinde genel olarak azaltılıyor, edebiyat bölumlerinde konınuyor. 6. sımf matematik ve fen bölumlerinde haftada 3 saatten olmak olmak üzere toplam 6 saat verilen felsefe grubu dersleri ise bu bölümlerden tamamen kaldınlarak, yalnız 6. sınıf edebiyat bölumlerinde haftada 6 saat olarak veriliyor. Din kültürü ve ahlak bilgisi her sınıfta haftada 1 saat verilerek eskisi gibi sürüyor. İlk iki sınıfta haftada 1 saat, son sınıfta 2 saat olarak verilen inkılap tarihi ve Atatürkçülük de tüm sınıflarda haftada birer saate indirilerek toplam ders .saati olarak azaltılıyor. Sanat tarihi dersi son sınıfta 1 saat arttınhrken, coğrafya dersleri 5. ve 6. sınıf fen ile 6. sımf matematik bölümlerinden kaldırıhyor. 6 edebiyat bölumlerinde 2 saat olan matematik dersi ise bu bölumden kaldınlıyor, diğer bölümlerde ağırlıkları değişerek veriliyor. Dersler arasmda bu köklü değişikliği ise "biyoloji" geçiriyor. 4. sınıflarda haftada 3, 5 edebiyatlarda 2 ve 6 fenlerde 4 saat olarak verilen bu ders tamamen kaldınlıyor, yerine "Biyoloji ve Saglık Bilgisi" diye bir ders konuluyor. Bu ders ise sadece 4. sınıfta 3 saat, 6 fende ise 4 saat olarak öngörülüyor. Yine edebiyat bölümlerindan fizik dersi kimya ile birlikte kaldınlıyor. Beden eğitimi ve yabaneı dil saatleri de azaltılırken, ilk sınıf dışındaki her sınıf ve bölümde verilen Milli Güvenlik Bilgisi bir tek 5 fen ve edebiyat bölumlerinde okutuluyor. Bunun dışında tamamen kaldırılan diğer dersler ise Turizm ve Sağhk Bilgisi olarak ortaya çıkıyor. Bunun yerine sosyal etkinük dersi konuluyor. Komite, aynca ILO Uzmanlar Komitesi'ade 98 ve 111 sayılı, ILO sözleşmelerinin ihlallerine ilişkin beHriemelere dikkat çekiyor. Uzmanlar Komitesi'nin söz konusu raporunda ise 98 ve 111 sayılı ILO sözleşme hükümlerinin çiğnendiği yasa maddeleri tek tek belirtiliyor. Türkiye'nin ILO'daki durumuna ilişkin en son görüşler Sendika Özgürlukleri Dairesi Başkanı VVilliam Simpson'un mart ayında Türkiye'ye gelerek hazırlamış olduğu ve özeti özgürlükler Dairesi raporu olarak yayımlanmış olan özel raporunda yer alıyor. Simpson'un raporunda ILOnun amacırun sendikal yasalann sendika özgürlüklerine ilişkin ILO ilkeleriyle olabildiğince tutarh bir biçimde düzenlenmesi için hükümete yardıma olmak olduğuna işaret edilerek özetle şöyle deniliyor: "ILO işçi örgıitlerinfn gündeme getirdiği tum taleplere genel kural olarak baglı kalmı>ordu. Ancak Türktş tarafından ifade edilen görüşler ILO kunımlan tarahndan ifade edilenlerle sıkı sıkı>a aynı paraleldeydi. 2821 ve 2822 sayılı yasalar, sendikalann normal olarak hiçbir devlet miidahalesi olmadan yurutmeleri gereken faaliyetlerinin neredeyse tümüne kontrol veya müdabaleyi getiren yasal bir deli gömlegi işlevini göriyordu." Simpson'un raporunda hükümetin ILO ilkeleri doğrultusunda diye hazırlamış olduğu yasa tasanlanrun ana sorunlara yer verraediği vurgulanıyor. Simpson raporunda daha sonra hükümetin bu tasanlan geri almayı kabul ettiğini ve yapılan öneriye uyarak ikinci bir taahhüt mektubu hazırladığı anlatılıyor ve sonuç olarak ILO sözleşme ve ilkelerine uygun yasalan tümden değiştirecek değjşikliklerin öncelikle yerine getirilmesi öneriliyor. Aynca, DİSK'le ilgili gelişmeler de aynntılı olarak açıklanırken gerekçesiz mahkeme kararı şiddetle eleştiriliyor. Pasomu kaybettim. Hükürnsüzdür. NECAT BAL özal ile Musavi şeref salonunda bir süre sohbet ettiler. özal, iranlı meslektaşından tran'daki "zirai dunımu" sordu. Bu yıl iyi olduğu cevabını aldıktan sonra şunlan söyledi: "Örf ve adetlerimiz birbirine benziyor. Birbirimizi daha iyi anla\abiliyoruz. Aramızda son senelerde çok iyi ilişkiler gelişti, ticari ilişkilerimiz oldu. Birbirimizle yakın ilişkiler kurmalıyız, çünkü aynı bölgenin ülkeleriyiz. Zirai dunımumuz bizim de iyi. Güaeydoğu'da bazı problemler var. Bu sene >ağışlar çok fazla oldu. Ama genel olarak iyi. Keban Barajı ilk defa bu yıl doldu laştı. Bütıin barajlar, göller doldu." Özal, Musavi'ye GAP'ı anlattı. Musavi'nin bulunduğu konvoy, Esenboğa'dan Camlı Köşke giderken, Ulus'taki Atatürk Anıtı ile Kızılay'daki Güvenpark önunde bekleşen 100 kişilik çarşaflı iranlı kadınlar ve cocuklar ellcrinde dövizlerle tezahüratta bulundular. İranlı kadınlar, üzerinde Farsça "Hoşg«ldin", "Dostluğurauz mübarek olsun". "AUahü Ekber" yaalı pankartlar olduğu halde Musavi'yi selamladılar. Bu arada "Allahü Ekber" diye bağıranlar duyuldu. İran Başbakanı Musavi'nin bugün saat 10.30'da bir basın toplantısı yapacağı daha önce açıklanmış olmasına rağmen İran Heyeti son anda fıkir değiştirerek, bu sabahı Konya'da Mevlana'yı ziyaret etmek için kullanmak istedi. İran İslam Kültürü'nde çok önemli bir yeri olan Mevlana1 nın turbesine yapılacak ziyaretten sonra Türkİrangörüşmeleri Özal ile Musavi arasındaki öğle yemeği ve sonrasında devam edecek. Musavi, yann sabah Suriye'ye gitmek için Türkiye'den ayrılacak. Öte yandan Doğu illerine yaptığı gezi sırasında Musavi'nin programında Anıtkabir ziyaretinin bulunmadığını bildiren ve bu konudaki duşüncelerini «oran bir gazetecinin sorusunu yamtlayan Suleyman Demırel, "Anıtkabir'e gitmemesi saygısızlıktansa, böyle bir daveti yapanlan kınanz" karşılığını verdi. Demirel, İranlılann "Şii" mezhebinden olduğunu kaydederek şoyle devam etti: "Suudi Arabistan Kralı gelmişti. Aaıtkabir'i ziyaret etmedi. Çünkü Vahabiler'e göre, kabir ziyareti yoklur "Şii" mezhebi de mezar ziyaretini kabullenmiyorsa, ziyarete zorlamakta mana yoktur. Ama Atalürk düşmanı olarak geldijse, kusuru buraya davet edenlerde aramak lazımdır." Yahya Demirel Suleyman Demirel, bir gazetecinin Başbakan özal'ın yeğeni Yahya DemirePle ilgili yolsuzluk iddialannı yinelediğini hatırlatrnası üzerine de Yahya Demirel'i ortaya sürerek bugünkü hükümetin hırsızlık ve soygunlannı kapatamayacaklarını öne sürdü. Demirel, "Şayet bir gün Sayın Özal'ın idaresi döneminde iilkede hırsızlıldar varsa, bunlan (Yahya'da da var) diye örtemezsiniz" dedi. Yahya Demirel ile ilgili iddiaların başı dara düşenler tarafından çiğnenen ANKARA'dan YALÇIN DOĞAN (Baştarafı 1. Sayfada) İşte, şimdi o "kurucular" kazan kaldırmış durumda. Olay, bugün geldiği aşamada artık "kazan kaldarmanın da ötesinde". Bir "sol"parli, neyazık ki, "mahkeme karanyla ayakta durmaya " çalifıyor. Kazan kaldıran kurucular Ecevıl için "insan yeme makinesi" diyorlar. Oysa, aradan geçen günler içinde "DSP'nin de kendini yediği" ortaya çıkıyor. tfin çarpıa ikiyönü var. DSP içindeki huzursuzluk sadece önceki gun toplanan "muhalif kurucular kurulu" ndan kaynaklanmıyor. Halen DSP içinde yer alan iki ayn grup daha Ecevitler'e kulislerde olmayacak eleştiriler yoneltiyor. Bu gruplardan biri gOruşlerini geçen gunlerde "bir muhtıra" halinde sunuyor. Onlar "henüz DSP'de". Onların Ecevit'e verdikleri muhtırada vurguladıklan eleştırüerie önceki gün "muhalif kurucular kurulu" toplantısında dile getirilen eleştiriler arasında hemen hiçfark yok. Tekfark.yakınmalann bir bölumü açıktan açığa birsinema salonunda pervasızca söze dökülurken, diğermde, muhtırada, "belli nezaket kurallan dikkate ahnarak " kaleme alımyor. Yoksa, eleştırilerin yoğunlaştığı noktalar aynı. İkinci tepkı ise, "DSP'nin Meclis grubundaki ve Meclısteki yoneticilerinden" geliyor. Meclis kondorlarında dolaşırken konuştuğunuz DSP'lılerden "Aman benim adımdan bahselme" uyansını aldıktan sonra, hemen şu sozleri duymanız mümkün: "Çok kısa sürede Ecevittn maskesini düsıirmeye kararlıyız. Bize güvenmiyor. Bizim yaptığımız her ko VEFAT 3789 sicil no.lu üyemiz, odamızın kurumsallaşmasına ve makina mühendisliğinin gelişmesine teorik ve pratik katkılan, odamızın ve mesleğimizin tarihine altın harflerle yazılan değerh hocamız, onurumuz SAYIN PROF. İSKKNDER HUlVffiARACFp kaybetuk. Odamıza, üyelcrimize ve meslektaşlanmıza başsaglığı dileriz. T.MJV1.OB. MAKİNA MÜHENDİSLERİ ODASI İSTANBUL ŞUBESt YÖNETtM KURULU NOT: Cenazesi 16 Haziran 1987, Saat 11.30'da Yıldız Üniversitesi'nde yapılan törenden sonra öğle namazında Şişli Camii'r.den kaldırılacaktır. (Baştarafı 1. Sayfada) kent Belediye Başkanı Bedrettin Dalan, Naırobi'ye gıttiği için açılışta buIunamadı. (Baştarafı 1. Sayfada) Halk etkismi ortaya koyacak, baKonserden once festivalin açış kobildirmesi özal'ı canevinden vurmuş ğıracak, bağırıyor: nuşmasını yapan İstanbul Kültür ve görünüyor. özal, gardını hemen al"Evet." Sanat Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı makta haklı. Suleyman Demirel, dozu arttınyor Dr. Nejat F. Eczacıbası festivalin bu arttıracak: Hırsızlıklann, yolsuzluklann, rüşgünkü durumundan memnunluk vetin hesabı günü geldiğinde sorula"Bütün bunian başınıza getiren bu duyduklarını belinerek, "Tutucu güçcağını Demirel'in bastırarak, hele iktidar mı?" lerin bulün çabalanna rağmen, gene özal'ın son açıklamasından sonra "Evet." de her alanda Ataturk'un gosterdiği vurgulayarak söylemesi kalabalıklar' 'öyk ise'' diyor Suleyman Demiyolda yürüduğümüzu görmenin kıda dalgalanmclarayol açıyor. Ancak rel sesinin bulün gücuyle: vancını tasıyoraz" dedi. Demirel, sadece özal döneminden "Bu iktidardan kurtuimak için 6 Eczacıbası, festivalin ilk yıllannsöz etmiyor, araya öyle bir cümle sıeylülde de evet." da ilkeleri saptarken bazen ideolojik, kıştırıyorki, "ANAPiktidan dışınDemirel, halkın gözlerine bakabazen de tutucu eğilimlerle mücadele da kalan dönemlerdeki yolsuzlukrak, tepkilerini inceleyip neyapılmaetmek zorunda kaldıklarını belırtelan"da kovalayacaklarını dokundu sını bilerek şu yargıya varmıştı: rek şunlan söyledi: ruyor. özal iktidarı dışında kalan Halkoylamasında hukukun ustun"Festivalimizin halka dönuk olmadönem?.. Acaba sade vatandaşta aklüğunü, rejımin çarpıklığını, demokdığı iddia edildi. Öz sanal dallanmıza lınıza gelen isimleri, savları anımsarasinin erdemlerıni teorik kurallaronem verilmediği sövlendi. Biz ise, tıyor mu? Demirel'in MGK dönemila anlatarak sonuç almak olanaksızher şeye rağmen, hızJı bir değişimin ni dokundurduğu kıtlelerce sezılıyor dı. Halkın anlayacağı yoldan halkın akışı içinde gelisen top'uluğumuzu, mu? Günü gelir, Demirel bakarsımz tepkilerini doyuracak yöntemlerle isözellikle kultur ve sanat elkinlikleri bu dokundurmayı daha kalın çizgitediği sonuca ulaşabilirdi. "3 evet" vönunden sağlıklı bir noktaya ulaşlerıyle söyleyebilir. bu gözlemlerin vardığı noktaydı. Bu tırmak için kalkıda bulunmaya çalışreçeteye ek olarak gideceğine inantık." "Yahya yeğenimiz" oiayını özal'ın işletip tartışma gündemine getirme dığı, gıtmesi gereklı iktidardan sonSözlerini, Ataturk'un 1923 yılındara "neler yapılacağı" da sıralanmasi bir çeşıt savunu. Demirel gültimki bir konuşmasından alınııyla surlı, açılan yeni yola umut taşlan dösüyor, şöyle bir mantık kuruyor. düren Eczacıbası, "Aiatürk. resim ve şenmeliydi. "ANAP döneminde göklere ttrmaheykelde olduğu kadar çoksesli raunan binlerce vurgun olayımn mazeGüvendiği bin adamını Anadoht'zik, opera ya da bale sanatlannda da reti herhaldt yeğen Yahya olamaz'' ya salacak, köy köy gezdirecek, bu 'Halk ne anlar bunlardan" dejip köinsanlann köy köy yatıp kalkmasışeye çekilmemişti. Tersine. halka rao diyor. Demirel'in savunusu daha m sağlayacaktı. Türkiye'yi bölgeledern sanatlarda en ileriyi ve en gü açık. Yeğenle ilgili yeni olaylar varsa, tut kolundan ver mahkemeye. re ayıracak birparselde kendi koşarzeli vermeyi gore> bilmişli" dedi. Ama yanı sıra ANAP guvdesini kanken ötekilerinde Cindoruk, Aydın Eczacıbası daha sonra, Japonya ser gibi saran vurgunculuk illetine se Menderes, İhsan Sabri Çağlayangil hükümetinin yolladığı $00 milyon linin vurmayacağın neşteri ben gibi isimler konuşacakn. TV'de Cinra değerindeki modern ses ve ışık tevururum. doruk ANAP'a olanca gücuyle abasisleri için Japonya Buyükelçiliği'ne nacaktı: Demirel, yola çıkmış, göze almış ve festivale yardımlanndan dolayı her tartışmayı. Yann özal'ı "yasakçı "Bu iktidar herze üstü herze, heKültür ve Turizm Bakanlığı'na, Dıskafa"diye tammlayabilır, öbürgün zeyan üstü hezeyan'' dıyecektı. ' 'Bu işleri Bakanlığı'na, İstanbul Valiliğirakamlara dayanarak kamuoyuna adamlann gözu kara, her şeyi yaparne ve Anakent Belediye Başkanlığı ile yansıyan her çeşit olaya değinerek lar oyiarauzı çarpumak için, ya herrü festivale katkısı olan herkese teşek"Siz yalancılığa hiç mi sıntr ya merrii kabadayısı bunlar" diyekür etti. tanımazsınız" diye saldırabilir. cektı. Kültür ve Turizm Bakanı Mesut Kars Kalesi'ne uzanan parmaklar: Türkiye'yi bir baştan öteki başa, Yılmaz da bir konuşma yaparak, 55 ili 2,5 ayda tarayarak, Cindoruk"Aralık I917'de tümüyle olanak"BaşlangKindan bngüne kadar ozensız ve gereksiz Sarıkamış saraşında lar'ın, Menderesler'm, Çağlayangille yürülülen ve her yıl kapsamı zenler'in yanı sıra kadrosundaki öteki 78 bin Türkü ateşle veya açüktan yaginlesen bir etkinlik olma özelliğini adamlann yöresel eylemleri üzerine hut donarak pek azını esir düşürerek bu yıl da koruyan festivalin, dunya"3 evet" ile son cilayı vuracakn. harcamakla suçlanan Enver Pasa'daki iki bini aşkın benzer elkiniikten "Ah, bir de TV'ye çıkabilseydi." dan sonra" diyor. Ve ekliyor: sadece 44'unun kabul edildiği AvruLehine mi olurdu, aleyhine mi? pa Festivaller Biriiği'ne uye oluşu da "Ştmdi ise kaderi ile bas başa bıDemirel TV'de gorunünce eski anıbize gurur vennektedir" dedi. rakılan Kars, Özal iktidaruu suçlular tazelenir miydi, yoksa DYP öryor." Açılış konuşmalarından sonra dort gütünden fışkıran, yaygınlaşıp par45 bin oy barajım aşıp ANAP bupiyanistimiz Ayşegül Sanca. Verda tisel slogana dönuşen "Kurtar bizi radan nasıl milletvekili çıkaracak? Erman. Juditb Uluğ ve Meral Güneybaba" haykınşlan daha mıyaygın1950'den beri Atatürk devrimciliğiman'ın solist olarak katıldığı, Sovyet laşırdı? Siyaset adamı olmayan gane yatkın Kars, daha çok SHP koşef Cansung Kahidze yönetimindeki zetecinin bu konudaki yargısıyta, iki kuyor, DYP'ye umul aşılıyor. İstanbul Devlet Senfoni Orkestrasıaskeri darbe geçırmiş, ama hâîâ halkı mn konseri izlendi. Gece Kars 'a yağmur indi. Bir otei. Daracık bir oda. tkibuçuk ay süre toplayabilen birinsanm yargısı farklı olabilirdi. cek kampanyayı bir öze, vuntcu bir Demirel Erzurum, Kars, Ağrı üçslogana dönüştürmek gerekiyordu. geninden Ankara'ya dönecek, YozDemirel, "nalkoylaması güvet nusmayı kuşkuyla karsUıyor. Her hagat ve yöresine hızla koşarak "3 reketim'ızi, her konuşmamızıgörmek noyu = kurtuluş" diye özetlenecek evet" yanıt mı buralarda almaya gikampanya sloganını "3 evet" diye istiyor. Her seferinde de mutlaka bir rişecekti. Oralardan Balıkesir'e, Mayere takılıyor. Takılmasa bile, sanki adlandırıyordu. nisa'ya, Denizli'ye, hemen daha baKısa söyleşimizde anlattı ki, halbizim amacımızın genel başkanhğa tıya, Trakya'ya yönelecekti. koylamasını güvenoyuna çevirirken oynamak olduğu gibi bir zehaba kaA nadolu 'da A NA P 'a ' 'yığın pılıyor. Sadece kendisiyle meşguL Bu kitleler önunde yapacağı rakamlı uzun vurgulamaları kısa bir özete na dayatışı" başlamıştı. Hem de dunün arada parti nereye gidiyor, Türkiye sıl indireceğini uzun uzadıya düşün sessiz dayatışlan artık sesliye dönüşnereye gidiyor, sosyal demokraüar ne mektevdı, dönüşmüştü. müştü. Son iki gün halkla konuşa yapmalı gibi soruları görmezden gekonuşa, tepkilerini saptaya saptaya liyor". Bu sözleri kulislerde söyleyenler, son gece Kars 'ta 5 metrekarelik odaİstanbul Barosu'ndan da sloganını biçimlendirdi. Yığmlaertesi gün basına "resmi demeçler" ra vereceği ilaca "3 evet" adını aldığım baro hüviyetimi ve vererek "DSP'nin fazileti üzerine nutakmıştı. 1965 yılında tstanbul'dan tuk atmayı" elbette surdurüyorlar! Demirel şimdi Süvari'nin üzerinaldığım profesyonel trafik Kendilerine göre açıktan açığa kode bir sağa bir sola yürüyor, halknuşmanın "zamanlamasım" yapıehliyetimi kaybettim, tan 6 eylülde yapmalarım istediğini yorlar. hükümsüzdür. AHMET sade bir yöntemle şırınga ediyor: DSP'nin Meclis grubunda ntilleıGÜRYÜZ KETENCİ "14 dakika çausarak, bir kilo ekvekillerı kızgınltkla, öfkeyle kulislemek alabüen bir işçi, 42 dakika çari arşınlıyor. uşırsa ancak bir kilo ekmek aiabiliAçığa çıkmış ya da açığa çıkma İstanbul Üniversitesi Iktisat yor. Eylül 198O'de 50 lira olan toz için zamanlama bekleyen tepkiler Fakultesi'nden almış şeker, bugün 235 lira. 110 lira olan DSP'nin "hangi noktada olduğum Ekim79 margarin bugün 1700 lira. 26 lira bulunduğunu" gösıermeye yetiyor. dönemine ait çıkış belgemi olan mazot bugün 210 lira. 1 milyon Ancak, bundan da "vahimi" bugün 109 bin lira olan traktor 8 milyon 200 kaybettim. Hükümsüzdür. bir "sol"partı, artık kendisinin "gerbin lira doğru değil mi bunlar?" A YŞE BELGE çek parti olduğunu" kanıtlamak için "mahkeme kararı" beklemek zorunda kalıyor. Mahkemelerden karar CHP Genel Yönetim Kurulu üyesi, değerli arkadaşımız beklerken, "devletten yardım" istemek noktasmda. "Bu toplantınm yasal olmadığmm" Içişleri Bakanlığı 'nca açıklanmasmı istemek noktasmda. Savcı gozuyle, yargıç gozuyle varkaybettik. lığım kanıtlamak noktasmda. Ülkemizin siyaset ve sendikacılık hayatına genç yaşından tnanılmaz bir titizlikle seçilen kuberi özveriyle yaptığı büyük katkıyı saygıyla anarak, rucular, bugün isyan ediyor ve Eceailesine ve dostlarına başsaglığı dileriz. vit V yalnız bırakıyor. Ecevit yıllardır ektiği tohumları, bu kez de yeniden ve aynı senaryolarla biçınek zorunda kalıyor. Elbette, Ecevit'in yanında olan ve parti içinde bulunanlar da var. Tıpkı, 25 milyon seçmen içinde yuzde 45 oranmda DSP'yi destekleyenlerm bulunduğu gibi. Festival CÜNEYT ARCAYUREK İĞDIR'dan yazıyor NUSRET AYDEV'ı CHP'nin son Genel Yönetim Kuralu'ndaki arkadaşlan