18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/8 4 MA YIS 1987 Yazlık için zeytin ağaçlan kesilecek tZMtR (Cumhuriyet Bürosn) 170 ortak.li Ptnar Yap» Kooperatifi'nin Edremit Altınoluk Belcdiyesi Kocadere mevkiinde bulunan 48 dekarbk arsası üzerinde bulunan zeytin ağaçlan sorun oldu. Arazide bulunan 1800 dolayında zeytin ağacının kesümesi için kaymakamhktan izin istendi. Kaymakam.ağaçlann sağbklı olup olmadığını belirlemek amaayla, Ilçe Tanra Müdürlüğü'nden rapor istedi. Ziraat Yüksek MUhendisi llhan özdil, zeytin ağaçlannın kesilmesinin ekonomi için bir kayıp olacağuu bildirdi. Malatya Lisesi şampiyon ANKARA (UBA) TRT'nin Antalya, Çukurova, Diyarbakır, Erzurum ve Trabzon bölge radyolannın yayın alanına giren 37 ilde düzenlediği bflgi yanşmasında Malatya Lisesi Tür kiye birincisi oldu. Kahramanmaraş Imam Hatip Lisesi de ikinciliği elde etti. Önceki gün başlayan bilgi yarışmasmda Malatya Lisesi, Gümüşhane Bayburt Lisesi'ni, Kahramanmaraş İmam Hatip Lisesi de Burdur Lisesi'ni eleyerek finalist olmaya hak kazanmışlardı. "Akino'ya oy verin' Füipinler'de başkent Manila'nın kuzeyindeki Baguio kerıtinde düzenlenen bir seçim kampanyası gösterisinde, ' 'Senatör adayı Agapito Arino'ya oy verin" yaıılı bir bayrağı elinde sallayan 2 yaşmdaki Fernando Espiritu, askerlerin gölgesinde, her şeyden habersiz mutlu gözüküyor. POLTITKA VE OTESI MEHMED KEMAL Başında Mete Tunçay ile Murat Belge'nin bulundukları 'Tarih ve Toplum' adlı dergi altıncı cildini bitirdi, yedincinin sonlannatırmanıyor. Dergi eğitici, öğretici ve ansiklopediktir. Bir dostum dergiyi elimde görünce, "Hâlâ çtkıyor mu?" diye sordu. "Evet" deyince; "Çök sev/nd/m" dedi. "Böyle d&giler bizde pek uzun ömüriü oimaz da!' Derginin rayına oturduğu bellî. Ancak Mete Tunçay'ın bir yOlığına dergiden ayrılacağını, Beriin Üniversitesi'ne ögretim üyesi olarak gideceğini öğrendim. Buna sevinmeli miyim, üzülmeli miyim, bilemiyorum? Ne olsa Berlin; şu hırgür içinde bir yılı orda geçirmek iyidir. Mete Tunçay, bizim bilim adamlarımız arasında vitrinde görünmeyenterdendir. Balını peteğinde yapar, hiç kimseye bellî etmez. Bizim yararlanmasmı bilmediklerimizden eller yararlanıyor diye kızmıyorum. Hep böyle olmamış mıdır? "Gül yağını eller sürunür, çatlasa bülbül." Aydınlarımızı yitirmek, ele kaptırmak görev oldu. Osmanlı, biraz da Batıya özenerek mürekkep yalamışlarına "münevver" demiştir. Arapça kökenü tenvirden (aydinlatandan) aydınlanmış kişi... Daha sonradilde özleşme ve sadeleşme başlayınca "münevver" yerine "aydın" demişiz. Azeriler de, bizim kuraldan yararlanarak "munevveraydm" yerine "z/yah" demişler. Bunları Mete Tunçay'ın bir yazısında gördüm. Bizde yüz, yüz elli yıl öncesine değin aydın yok gibidir. Daha doğrusu aydın diye bir kavramı tanımıyoruz. Sofu, hoca gibi sözcükler aydının yerini tutmaktadır. "Terk ehlinin ey hace biraz başı kabadır" diye bir dize vardır. Oldukça tartışmalıdır. Buradaki "terk" sözcüğünü "Türk" diye okuyantar vardır. O zaman da Türk ehlinin başı biraz kaba olmuyor mu? Durup dururken hiç kimse Türke kaba dedirtmez. Kenann diiberi vardır, nazik midir? Şairler boş yere, "Kenann diiberi nazik de olsa nazenin olamaz" dememişler. Nazenin, nazikin biraz daha incelmişi. Gene "Tarih ve Toplum" da gözüme ilişti, Vehbi Belgil dostumuz çevirmiş, bundan yüz, yüz elli yıl önce ülkemizi ziyaret eden bir gezgin şöyle diyesi imiş: Türkler ne kitap okur, ne bilimsel araştırma yaparlar. Çünkü bunlar olmadan da yüksek makamlara çıkabilirler. Bir kez padişahın gözüne girdin mi o tepeden öteki tepeye atla dur. Ne öğrenim ister, ne diploma. Günümüzde de holdingçi olmak diploma, öğrenim istemiyor. Bakın en büyük holdinglerimizın kurucularına, hiç mürekkep yalamışlar mı, hiç mektep ve medrese görmüşler mi? Hele bir de iflas oyunlarını iyi krvırdılar mı, iflas et, elindeki şlrketi, bankayı, işletmeyi devlete kakala, keyiine bak!.. Sen bir kez batmasını bii, nasıl olsa kurtaran olur. Kalkınma böylesine liberal, boylesıne yaygın değilken "ihale" avarıtacılığı vardı. Girersin bir ihaleye, alırsın işi, verırler avansı, yatarstn üstüne, beklersin. Aldığın devlet avansı ile asıl işi görme; hayvan al davarcılık yap, taria al tarımcılık... Devlet, "İşler ne oldu?" diye sorunca da, "Fiyatlar çok yükseldi, işleri bir türlü yapamıyoruz..." de sıyrıl!... Sonradan alınan fiyat farkı da işin cabası... Günümüzde bunun adı banka ve şirket kurtarma oldu... Eskiden özel sektör elinden şirket, banka almaya niyetlenmenin adt solculuktu, şimdi ise kurtarmacılık, liberalcilik... Ülkesine ambargo konan Güney Afrikalı bir papaz yurdumuzu gezmeye geliyor, izlenimini soranlara "Türkler yaşamak için çalışmıyoıiar, çalışmak için yaşıyorlar" diyor; yaşamak için çalışmak, çalışmak için yaşamak, ikisi arasında çok büyük ayrım vardır. Biri Batılı olmak, öteki Doöulu olmak... Güney Afrikalı bir papaz, kıtanın en alt ucunda bile olsa Batılıdır. Çünkü yaşamak için çalışmanın bir kültür birikimi, bir çağdaşlık, bir insanltk olduğunu biliyor. "Bize de ambargo konuyor. Ama biz ambargoyu ekonomimizi geiiştirmek için kullanmasını biliyoruz." Bizde ise aldım, sattım yantısı bir iktidar yaşamayı çalışma biçimine sokuyor, çalışırsan zengin olursun diye üikesindeki yoksullan kandırıyor. Gittikçe daha yoksul olmaları icin elinder geleni yapıyor. Bize de yol gösterenler oluyor, ama yol iz tanıdığımız var mı? Şimdi de bir Türkİslam sentezi ile avutmuyorlar mı? Bir Avunma Daha... Öğrencilerdenyumurtalıprotesto lspanya'da hükümean yeni öğrenim yasast çerçevesmde np öğrencüerinm eğitim programını değiştirmesini protesto eden bir grup doktor adayu Malaga'da Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na bağlı bir binanın önünde protesto gösterüeri düzenlediler. Hp öğrenciUri, gösterileri sırasında, kııgtnhklannı, binaya yumurta ve domates atarak ifade ettiler. (Fotoğraf: ÜM.J Yanşmada derece alan liselere ödülleri Ankara Radyoevi'nde yapılan bir törenle verildi. HABERLERIN DEVAMI CÖNEYT ARCAYÛREK yazıyor (Baştarafi 1. Sayfada) özal, bir işaret çakıyor. Bosın, salı gunkü ANAP gnıbunu beklemeli. Orada açıktamalar yapacak, belki bastna grupta soru sorma olanağı tanıyacak. Ama, "belki" özal, salı gününü beklememizi neden istiyor?.. Kuşku yok özal, geziden dönen, suskunluğunu sürdüren Cumhurboşkamyla yeni bir konuşma yapmayı yeğliyor. Oysa, Çankayanın dün 175. maddeyle ilgili, "mutabakatı" açıklayacak bir konuşma yapacağım duyurmuştu. Çankaya yetkilileri ise önceki geceden başlayarak dün sabaha dek, pazar günii Cumhurbaşkanının bir konuşma yapmayacağını, çarşamba günü muhalefet liderleriyie görüştükten sonra belki yaztlı bir açıklama vereceğini söylüyordu. Başbakamn istihbaratmda biryanılgı söz konusu. Cumhurbaşkantnın daha bir süre beklemeyi yeğlemesi, Çankaya'dan tam destek bekleyen Özal'm siyasetine ters dtişen bir sonuç. Belki de kafasında Cumhurbaşkanıyla vardığı mutabakatta bir değişiklik olup olmadığı sorusu kıvnldı, bir kaygı doğdu. Son bir haftadır tozkoparan fırtınasına dönen özalönerileri üzerinde Çankaya'dan yeni bir yaklaşım olup olmadığım yeniden araşlınacak belki de. Yeni açıklamalan salı gününe ertelemesinin bir nedeni de bu kaygı olabilir. Çankaya ile bugün yapacağı yeni bir görüşmeden sonra grubun önüne daha pekişmiş "mutabakatla " en azından 175. madde metni üzerindeki mutabakatı bir kez daha doğrulayarak çıkmayı düşünmüş olabilir. Muhalefet kanadında yeni kıpırdanmalar, yeni oluşmalara açılma isteklen seziliyor. Bugün toplanaraK 175. maddeyi görtişmeye başlayacağı bildirilen Anayasa Komisyonu'nda üç muhalefet partisinin "ortak strateji" izlemesini soğlayacak yeni çabalar. Hüsamettin Cindoruk ile Rahşan Ecevit, komisyon toplanııstndan önce bir araya gelmeyi sağlayacak girişimler yapıyor. Dün sabah, bu girişimlerin olumlu sonuca bağlanmasına çalışılıyordu. Muhalefet bir yandan 175. maddeyle ilgili yakın işbirliğini geiiştirmeye çalışırken, öte yandan da özal'm tanm reformunun neler getirdiğini, neler götürdüğünü hemen yanıtlama hazırlığı içinde. Ama, ANAP Başkanlık Divanındaki guruşmelerden sızan izler, tanm reformu, yasaklar derken, Özalın birden erken seçime gidebilmek için arkadaşlanna yaptığı dokundurmalar kafalarda yeni hesaplara yol açıyor. özal'm 8 Kasnv 1987'yi erken seçim için uygun tarih gördüğü ANAP kaynaklanndan kulise yansıyor. Siyaset bütünüyle bir pakete d<ynüşen bu somnlara karşı aiacağı "erken vaziyeti" saplamak durumunda Bir başka gelişme: Bir önceki pazar 175. madde önerisini anlatmak için Rahşan Hanım'ı arayan özal'm Bulent Ecevit'le yaptığı konuşmo zihinlerde yeni sorularyaratıyor. Dün öğle ıtzeri konuştuğum Bulent Ecevit, özal'la yaptığı görüşmeyi doğruluyor, fakat öteki muhalefei partileri kulisine egemen olmaya başlayan kaygılan tümüyle yalanlıyor. Ecevit. Başbakana "175. maddenin yumuşatılmasma yanlı olduğunu, ancak Özal'm hazaIadığı bu mad^e metnini asla kabul edemeyeceğini" soylediğıniyineliyor. Ona gore, özal'm önerisi anayasa değişikliğini kolaylaştırmaz, tersine kilitler. Bu haliyle özalın Çankaya ile mutabtk kaldığı madde metnini kabul etmesi, onaylaması olanaksız. Büient Ecevit'in öne sürdiiğü yeni görüşler kamuoyuna yansıyacak. DSP'nin "manevi babası", Cumhurbaşkanının ara seçimlerde ortaya çıkan oy dengesini göz ardı edemeyeceğini söylüyor. Seçmenin yuzde 60'ımn iktidara karşı olduğu ara seçiminde kamtlanmış durumda. Yazde 32 oy dengesine sahip bir iktidann tek elden getirdiği değişikliği Cumhurbaşkanının hemen sahip çıkması nasıl olacak? Daha başka irdelemesi şu: özal'a, yasaklar konusundaki sözlerinin tümüyle yanlış yansıtıldtğını söylüyor. Yasaklılan iki smıfa ayırmak gerekiyor Ecevit 'e göre. 12 Eylul öncesinin iki partisi CHP ile AP. Iktidarıyla muhalefeıL Bir de haklannda kamu davası açılıp beraat edenlerin durumu. Beraat kararı alanlann siyasal haklanmn geri verildiğini idare mahkemesinin kararlaştırdığım öne süren Eceviı, örneğin yasaklı olan, beraat eden eski MSP"li Abdülkerim Doğru'nun bir parti genel başkanlığma getirildığini vurguluyor. Bu durumda olanın halkoylamasma nasıl sunulacağını soruyor. Anayasa Komisyonu bugün toplanıyor, ancak, "mutabakat" sorunu gene ortaya geliyor. Cumhurbaşkanı mutabakatla ilgili henüz hiçbir şey söylememiş. Ortada sadece Özal'm mutabakaı aldığmı durmadan yineleyen sözleri var. Komisyon en azından Cumhurbaşkanının 175. madde üzerindeki görüşlerini öğrendikten sonra çalışmaya başlamalı, bir süre için komisyon çalışmalanm "tiskıya" almalı. Ecevit'e göre, Çankaya'nın göriişü ortaya çıkmadan 175. maddenin komisyonda "apar topar ele abnması" Cumhurbaşkamna saygısızlıktan başka bir şey değil. Muhalefet çevrelerinde, Özal'm açıklamalarımn tersine Cumhurbaşkanının çarşambadan önce "bağlayıcı bir konuşma yapmaması" rahatlatıcı birgelişme olarak kabul edildi. Yasakların kalkmamasını, yüzde 60 katılımla bu isteğin gerçekleşmesini isteyen Özal koşutundaki siyaset dışı çevrelere göre, Özal 267 oy bulup 175. maddeyi geçirirse, Çankaya, yeni 175. maddeyi onaylayacak. "Mutabakaan" özü buymuş. Bir belirtiye göre, Çankaya da özal'm liderlerle "mutabakat" aramasına yanlıymış. Ama, özal dün muhalefet liderlerinin bir arada olacağı yeni bir toplantıya yanlı olmadığmı söyledi. Liderlerle dün açıklandı ayn ayn görüşmeyi istiyor. Muhalefel liderleriyie konutta yaptığı toplantıda ağır biçımde eleştirilen Özal, muhalefetle toplu görüşmekten çekiniyor mu acaba? Bir başka soru daha çıkıyor: Eğer özal liderlerle "kerhen" görüşmeyi istemiyorsa, bir sonuç almayı düşünüyorsa, Anayasa Komisyonu'na gönderttiği 175. maddeyi bir süre için geri çekmesi daha uygun değil mi? Özal için 175. madde, yasaklann kalkmaması çabaları, iktidarda kalmayı amaçlayan bir senaryodan öleye geçmiyor. Komisyonu işletiyor, liderlerle görüşeceğini söylüyor, Cumhurbaşkanı ile yeniden görüşüp grubuna, siyaset alanına yeni unsurlar sürüp kamuoyunu oyalamaya çalışıyor. Öniımüzdeki üç gün ö'nemlL (Baştarafi 1. Sayfada) partinin gene! başkanlan, daha önce kararlaştırdvklan gibi, bu sabah saat 08.30da TBMM'de Erdal Inönü'nün odasmda bir araya gelerek ortak bir strateji saptayacaklar. Basbakan Turgut özal'ın dünkü basın toplantısında anayasa ile ilgili sorulara izin vermemesi, yann grubunda açıklamalarda bulunacağını bildirmesinden hemen sonra genel başkanlan bugfin Başbakanlık Konutu'na davet etmesi, anayasa defişikliği ile ilgili ya&a önerisinin bugün Anayasa Komisyonu'nda ele alınmayacağı biçiminde yorumlandı. Komisyonun coğunluğu sağlayamaması ya da toplantı yapılsa bile önerinın görüşülmesinin ertelenmesi bekleniyor. Basbakan Turgut Özal basın toplantısında, anayasa değişikliği konusunda parti liderleriyie arzu ederlerse ayn ayn göruşmeye hazır olduğunu söyledi. Bir kamuoyu araştırmasının halkın geçici 4. maddenin kaldınlmasının referanduma götürülmesini istediğini gösterdiğini vurgulayan özal, "Hatta şnnu da söykytyim, 'Evet' çıkma intimali de büyük" dedi. Anayasayla ilgili sorularla basın toplantısının çok uzayabüecegine işaret eden Basbakan, "gazetecilerin kafalanndaki sorulan yamtlamak" üzere açıklamalarda bulundu. Özal liderlerle ayrı ayrı görüşmek istediğini, 4 kişi bir araya geldi mi netice almanın mümkün olmadığım beh'rtü. Geçici 4. maddenin halkoyuyla kaldınlmasından yana olduklarını yineleyen Basbakan, "Onlarla aramızdaki esas fark buradadır. Ama bunun için de tıirlu laflar soyleniyor, türiü şekillerde ifadekrde bulunuluyor" dedi. özal, referandum öncesi söz hakkı tanınması konusunun da konuşulabileceğini, bunlardan çekinmediğini kaydettiği basın toplantısmda, "Açık ifade ediyorum. Meselenin halk tarafından çöziilmesinde çok bujük fayda vardır" biçiminde konustu. 2. KEZ BİR ARAYA GELECEKLER Muhalefet partisi liderleri, bugün Basbakan özal'la ayn ayrı görüşmeden önce saat O8.3O'da SHP Genel Başkanı Erdal înönu'nün TBMM'deki odasında bir araya gelecekler. Dün akşamüzeri Rahşan Ecevit'in, Erdal lnönü ve Hüsamettin Cindoruk'la yapüğı bir dizi telefon konuşmasından sonra üç muhalefet lideri, Başbakanla görüşmeden önce bir araya gelme karanna vardılar. Bu sabahki liderler toplanüsında, özal'a partilerinin anayasamn 17S. maddesi üzerindeki görüşlerini hangi açılardan söyleyecekleri ve ortak stratejinin ne obbilecefini aralannda konuşacaklan öğrenildi. İnönü, Cindoruk ve Ecevit arasında geı cen hafta perşembe günü yapılan i!k ortak toplantıda meydana gelen gelişmelere gore, yeniden bir araya gelerek ortak strateji saptamaları konusunda göriis birliği doğmuştu. Bugünkü toplantıda da, muhalefeün, anayasada yapüması ıstetıüen değişiklikleri aralarında "görüş farklüığı" olmadan Başbakana aktarmalan düşüncesinde olduklan beliniliyor. OzaPdan •• Ufürükçülti operasyon (Baştarafi I. Sayfada) birlikte birlik çalışanlanndan Hayrettin Bölüker, MusUfa Çelik ve şoför Duran Çiçek 21 ocak günü Duaçınan Dere Sokak'ta radyo teyp tamirci Hasan Hocaya (Özsay) gittiler. Hasan Hoca cin perilerle kendisine aracılık edecek denek kişiyi, Refik Kıtıç'ın eşi Şengiil Kılıç olarak seçti. Okuyup uflemeye basladı. Saat 16.00 sıralannda başlayan bu seansta, hipnotize olan Şengül Kılıç gözüne görünenleri bir bir anlatmaya başladı. Şengül Kılıç anlattıkça hisse senetlerini çalanın ticaret müdürü tbrahim Muslu olduğuna inarııldı. Şengül Kıhç'a görünenlere göre, hisse senetlerinin bulunduğu mekân da Muslu 'nun odasıydı. •• nüne götürüleceği savını ortaya attı. Depodaki bu uygulama gece saat 23.00'e kadar sürdü. Muslu, Kılıç, Minareci ve Sönmez, "tarsız"ın hisse senetlerinin kayboıduğu gün birlik merkezinde bulunan Edirne Kooperatifı Müdürü Önder Beytekin olduğuna kendilerini inandırdılar ve kalmakta olduğu Bursa'daki babasının evinin önünde "nöbet" tutmaya başladüar. 22 ocak perşembe günü de Onder Beytekin Edirne'ye giderken, polise haber verildi ve garajda yakalandı. Ancak "cinierin periierin" soyledığı gibi hisse senetleri Beytekin'de çıkmadı. Buna karşın Muslu, Kılıç ve Minare^ savunmalanm bu doğrultuda yapt. lar. Üniversitelerde cami (Baştarafi l. Sayfada) Geçen pazar günü temeli aulan Diyarbakır'daki Dicle Üniversitesi'nin 3 bin kişiük camisi Ue Samsun'daki 19 Mayıs Universitesi kapsamında kurulacak içinde caminin de bulunacağı 2 milyarlık dev külliye, bu projelerin en görkemlileri. Diyarbakır Vali Vekili Cafer Akyiiz'ün temel atma töreninde "Üniversite büyük bir eksikligini gMerdi" diye nitelediği Dicle Ünivershesi Camiı, 3 bin kişinin ibadet edebileceği, üçer serefesi bulunan 4 minaıeli, büyük bir cami olacak ve 615 milyon liraya mal olacak. Cami, kampus içinde araştırma hastanesi, öğrend yurdu ve ögretim üyelerinin lojmarüarımn arasında kalan alanda inşa edilecek. Dicle Üniversiıesi Rektörü Prof. Dr. Selahaıtin Yancıofclu'nun başkanlığım yaptığı "Cami Yapbrma ve Yasatma Dernegi", temel atma töreni için geçen hafta, üzerinde yeşil renkli cami resimleri bulunan davetiyeler dağıttı. sitelerimizden biri de Erzurum Atatürk Üniversiıesi. Girişinde Atatnrk'e ait olup olmadığı hâlâ tartışılan "Komanizm her görüldugü yerde ezilmelidir" sözleri olan taş bir levhanın bulunduğu üniversitenin hemen her fakülte ve yüksekokul binasında mescit ya da mescitler bulunuyor. Bucsa Uludag Universitesi: Üniversitenin Görüklü'deki kampus alanında 400 metre karelik bir cami yeri ayrıldı. Üniversite yonetimi cami inşaatırun tamamlanması için Bursab hayırsever işadamlanrun yardımını bekliyor. Üniversitede şu anda 40 kişilik bir mescit var. Üniversitenin tlahiyat Fakültesi'nde ise ayn bir mescit bulunuyor Edirnc Trakya Universitesi: Trakya Universitesi Tıp Fakültesi'nin bir mescidi var. Üniversite rektörü Ahmet Karadeniz bu mescit için, "Bir a n kalorifer dairesiode namaz kılmak istemişlerdi" derken, öteki eğitim birimleri için de "Cami burada gereksiz, her yanımu cami. ÇaoakKurtuluş Savaşı'nın meşale kenti kaltfdeki vüksekokuiumuzua bitişiSamsun'da, 19 Mayıs Üniversitesi'nde ginde de cami var. Eğer bir hoca odayaplınlmasına karar verilen îbadet lardan birinde namaz kılıyorsa başyeri ise, ne bir mescit ne bir cami. ka. Benden ycr istediler vermcdim. Üniversite kapsamında, 19 Mayıs Resmen mescit için ayrümı; bir ye1987 tarihinde, içinde cami, kadın ve rimiz yok" diyor. erkekler için ayn ayrı abdest alma Malatya tnönu Cniversitesi: Üniyerleri, okuma ve konferans salonlan versitenin 10 milyon liraya mal olan ile bir ilahiyat fakültesinin bulunacamisi geçen hafta hizmete açıldı. cafı dev bir külliyenin temeli atılaTrabzon Karadeniz Üaiversitesi: cak. Bırınci başkanlığım Samsun'un Üniversite bünyesinde bulunan mes"ÜBİü" Belediye Ba$kanı Kemal Vehcitler, cami inşaatının tamamlanmabi Giil'un, ikinci başkanlığı'nı Prof. suıdan sonra rektör, Prof. Dr. Kemal Dr. Ekrcm Sankçıogln'nun yaptığı Gnrüz tarafından kâldınld\. "Cami Yaptırma ve Yaşatma Eskisehir Anadola Universitesi: Deroe^i" tarafından yaptınlacak Üniversite eğitim birimleri kapsanunolan külliye, yaklaşık 2 milyar liraya . da cami ya da meseit yok. mal olacak. Aolalya Akdeniz Universitesi: Cumhuriyet'in yurt buro ve muhaKapsamında mescit ya da cami bubirlerinin topladıklan bilgilere göre lunmayan yüksek ögretim kurumlaöteki üniversitelerimizdeki "ibadel rımızdan biri de Akdeniz Universiyerieri"nin görünümü de şöyle: tesi. Rektör Yardımcılanndan Prof. Van 100. Yıl Universitesi: ÜniverDr. Oktay Yeğen bu konuda Cumhusitede mescit var. Normal günlerde riyet muhabirine "Üniversiteler eğiöjrenci, öğretim üyeleri ve görevliletim yuvasıdır, imam yuvası değil. rin kendi başlarına ibadet ettikleri Mescıdin, caminin üniversitede işi ürüvmitede curna namazı için kentne" şeklinde konuşuyor. ten imam getiriliyor. Üniversiteye ait bir makam arabası Ue alınıp yine aynı btanbul'da durum: Türkiye'nin araçla gen gölürulen imam konusunüniversiteler kenti İstanbul'daki Mida, Üniversite Rektorü Prof. Dr. Ni mar Sinan, Bogaziçi, Yıldu üniverhal Bayşu, "ııygulamadan haberi skeleri ve tTÜ'de üniversite kapsaolmadıfuu" söylerken, kendisine mında mescit yok. tstanbul Univerbağlı Veteriner Fakültesi'nin Dekam sitesi ile Marmar üniversitelerinde, Prof. Dr. Hayati Çamuş ise "Yıkın yönetimce göz yumulan adı konmazamana kadar bir imam getiriliyormıç"mescitler" olduğu öne sürülürdu, araa bu uygulamayı kaldırttıra" ken, üniversite yöneıimi, "bo kurumdiyor. larda dini ünitelerin açılmasım üst dütey bir yönetim politikası olarak Üniversitenin, adlarımn açıklangörmediklerini" belirtiyorlar. tstanmasmı istemeyen ziraat, fen ve edebul'daki üniversite yöneticileri mesbiyat fakültelerinden baa öğrencüeri cit kurulnvasına karşı çıkarlarken geise, "kimi öğretim elcmanlanmn neüikle gerekçe olarak "yakın cevrede dersierde şeriat propagandası >apt>kcamilerin bulunmasını" gösterilannı, mescitle namaz kılmayan öğyorlar. rencüeri mimlediklerini" öne sürüyorlar. Ote yandan İTÜ'ye bağlı Sakarya Sîvas Cumhariyet Cniversitesi: Bu Mühendislik Fakültesi Dekam Prof. üniversitede de cuma günlerinde göDr. İnal Seçkin ise "Bir mescit kurevli bir imam tarafından namaz kılrulması için şu günlerde kendilerine dınhyor. Üniversite Rektörü Prof. veriien bir dilekçe üsliine Dr. Muvaffak Akman bu konuda, düşiindüklerini" belirtiyor. "Baktım. aklına esen öğrenci ortaya çıkıp vaaz veriyor, valilige basvurup resmi olarak imam layin edümesini istedi m. Bu dunımda öğrencinin zebirtennıesi Biümkiın değU" diye konuşuyor. Şu anda üniversite mescidinde ibadet yapılırken, 500 kişilik bir cami yaptınlması için, yöneüminde rektörlüğün de temsil edildiği bir "Cami Yaplırma ve Yaşatma Derneği" kuruldu. Ankara ve Izmir'de durum: Başkent universitelerindeki durum ise İstanbul'dan farklı. Ankara Universitesi, ODTÜ, Gazi Universitesi ve Hacettepe Üniversitesi'nde birer mescit, Hacettepe'de aynca bir csuni bulunuyor. ODTÜ ve Ankara Universitesi bünyesinde birer cami yaptınlması için çalışmalar sürüyor. "Rabıta" olaymm yoğunlaştığı günlerde gündeme gelen ODTÜ kampusunda yapüacak olan "İstam merkczi" konusu ise şu anda dondurulmuş dunımda. Kıhçlar, Bölüker, Çelik ve şoför Çiçek daha sonra mesai saati bitiminde birlik merkezine gelerek Şengül Kıhç'a görünen mekânda ikinci bir arama yaptılar. Çöp sepetleri, masa gözleri, halı altlan, aranmadık yeT kalmadı. Hisse senetleri bulunmayınca "hocaya tekrar baktınlması" konusunda fikir birliğine vanldı. Bu kez hocamn seansına Refik Kılıç'ın dışmda ticaret müdürü tbrahim Muslu. ticaret şefi Adnan Minareci ve muhasebe raüdürü Osman Sönmez de katılmak istedi. Aksam geç saatte hoca evinden ahnarak, Kozabirlik'in Cumhuriyeı Caddesinde bulunan koza deposundaki yemekhaneye gidildi. Hasan Hoca. bu kez de "denek" olarak kendisiyle birlikte abdest alan Adnan Minared'yi seçti. Okuyup uflemeye başladı, ancak hipnotize edemedi. Daha sonra aym yöntemi muhasebe müdürü Osman Sönmez'e uyguladı. Sönmez, kısa sürede gözlerini kapadı ve "kendisine görünenleri" anlatmaya basladı. Sönmez, hisse senetlerini çalan kişinin Edirne Kooperatifı Müdürü Önder BeyteVin olduğunu söyledi. Hatta senetlerin siyah bir çanta içinde, çizgili lakım elbise giyen Beytekin tarafından îstanbul yö OSMAN SÖNMEZ: HOCA BENt UYUTTU Kozabirlik muhasebe müdürü Osman Sönmez, birliğin deposuna hoca Ue birlikte giuikkrini doğruladı. Sönmez, Hasan Hocanın önce Adnan Minareci üzerine okuyup üflediğini, ancak Minareci'yi uyutamadığını söyledi ve daha sonra kendisinin "denendiğini" ifade etti. Kısa sürede uyuduğunu ve bir şey hatırlamadığım belirten Sönmez, "Oradaki arkadaşlann daha sonra anlattığına gore önder Beytekin diy» bağınnışım" dedi. HASAN HOCA: İNANMAYANA HİÇBİR ŞEY GÖRÜNMEZ Hasan hoca (özbay) ile de Tuzpazan'ndaki küçuk dükkânında görüştuk. Ancak hocaya yaklasımımız farklı oldu. Çalıntı eşyaların nasıl bulunabileceğine ilişkin bir sorumuz üzerine verdiği yanıt şöyleydi: "Çalan kişiyi tanımayan yabana bir kişi ise, kesinlikle bulunmaz. Mocize olması lazım. Zaten bu tür şeylerde bakılan kişinin Allah'a inanması lazım. lnanmayan kişi Ue kesinlikle bulunmaz." ' 12 kişinin kaçırıldığı köyde (Baştarafi 1. Sayfada) Mehmet Akbaş, Adil Aksoy, M. Sadık Torun, Muhyettin Atilla. Ayşe Eren, Mustafa Şanlı ve Necip Oyan olduklan belirlendi. Teröristlerin ellerinden kaçmayı başaran ANAP Şemdinli tlçe Başkanı Muzaffer Akbaş'm yeğeni İsmet Akbaş ile Ali Özkan, kaçışlannı şöyle anlattılar: *"Gece biri köyden aldıktan sonra lrak'a dogru yürümeye başladık. Her Apocuya iki koylü teslim edilmişti. Ve o onlardan sorumluydu. Sonra lrak'a geçince ormanlık ve su kenan bir yerde 48 saattir uynmadıklanm ve süreldi yüriidüklerini söyledüer ve mola verdiler. Biz gelirken kendilerine yolda sorduk, bizi niye götüriiyorsunuz, ne zaman bırakacaksınız diye. Başlanndaki kişi, 'Valla siz artık gittiniz. Biz de bu şekilde bu yola düştük. Sizi Irak'ta kamplara götürecegiz. Orada yetiştirileceksiniz. Bir daha köve dönemezsiniz' dedi. Biz bunu duyunca çok korktuk. Tuvalete gidiyoruz diye ikimiz biraz uzaklaşbk. vurulmayı da göze almışlık. Sonra ikimiz ayn ayn yöne koşmaya başladık. Arkamızdan 100 kadar mermi atblar. Ama vuramadılar. Başka bir yoldan tekrar köye döndnk." CUMHURtYETTEJV OKVRLARA... OKAY GÖİVE/VSİV (Baştarafi 2. Sayfada) TEŞEKKÜR Eşim Türkân Bayer'in rahatsızlığında yakın ilgilerini gördüğümüz, can dost SSK tstanbul Hastanesi Nisaiye Servisi Şefi Jinekolog Öperatör Dr. HULKİYE TÜRGAY Ue Asistan Dr. tbsan tskenderoğlu'na ve servis görevlilerine teşekkürü bir borç biliriz. Van'da (Baştarafi I. Sayfada) duklan bildirilen bir grup öğrenci, 1 öğrenciyi öldürdü, 5 ögrenciyi de ağır yaraladı. 12 Eylül 1980'den bu yana Uk ölümlü öğrenci olayı niteliğindeki saldın dün akşam saat 19.00 sıralannda gerçekleşti. Üniversite kampusunun civanndaki "Mini Cafe" adlı lokale gelen ve sayılan 30 kadar olan saldırganlar burada bulunan ve karştt görüste olduklan belirtüen öğrencüere ellerindeki taş, sopa ve bıçaklarla saldırdılar. Saldında ağır yaralanan Şirin Tekin adlı Veteriner Fakültesi 1. sınıf öğrencisi, kaldırıldığı Van Devlet Hastanesi'nde öldü. Olayda ağır yaralanan diğer öğrencilerin isimleri şöyle: Mehmet Kaya, Ezveri Aslan. Şemsettin Çelik, Enver Kaya, Şubeda Ceylan. öğrenciler. üniversite içinde kendilerine, "islamın Bekçileri" adını veren başım Adnan Sayın. Muhittin Çıtak, Lütfü Bilbay, MusUfa Baglar, Metin Öztiirk ve Naim Aslan Mirza'run çeküği öne sürülen grubun uzun süredir, karşıt görüşlü öğrencilere karşı eyiemler gerçekleşürdiğini ve oruç tutmadıklan gerekçesiyle tehdit ettiklerini söylediler. önceki sabah da yine üniversite içinde meydana gelen ve bir öğrencinin bıçaklanmasıyla sonuçlanan bir olayın da polise intikal ettirilmediği ve sözkonusu öğrencinin gizlice tedavi olduğu kaydediliyor. Olayla ilgili bazı öğrencilerin gözaltma alındığı bildirildi. Valilik ve Emniyet Müdürlüğü açıklama yapmadı. YALÇIN BAYER Emine Par'ın sevgiu' eşi, Mesude önen, Yıldız Oşkan'ın babalan, M.Agâh önen, Cemal Oşkan'ın kayınpederi, Mesut, Neşe, Zerrin'in dedeleri, Arif Hikmet Par'ın dayıs», Türkiye İş Bankası emeklisi VEEAT Almanlann Türkiye'ye ilgisinin artışmı gösteriyor. Bu gazetelerde yer alan son büyük Türkiye haberi de Banş Derneği davasının kararı. Bir de Türkiye'nin turizm açısından elverişliliği haberteri. Anlaşılan İspanya ve Yunanistan'dan sonra Almanlann yeni tatil cenneti Türkiye olacak. •"• • Gazeteler, ülkelerin insanları arasında birer dostluk köprüsü olabiliyor. İnsanları birbirierine tanıtmanın, birbirierini antamalarını ve birbirierini sevmelerini sağlamanın yolu, bu dostluk köprüsünden geçiyor. Bunun gözle görülür örneği, Türk ve Yunan gazeteleıi arasında yasanıyor. Şimdilik çok yeterii olmasa da bu alanda atılan adımlar yeterince yüreklendirici, umut verici... Atina'da dağıtılan Abdi İpekçi Banş ve Dostluk ödüllerinde arkadaşımız Cengiz Çandar'ın röportaj dalında birincilik almasının, bizim için ya/n/zca sevınd/ric/ bir olay değil, aynı zamanda Cumhuriyefin de bu alandaki çabalarının küçük bir simgesi olduğu inancındayız. Keşke ülkelerin gazeteleri birbirieri ile yalnızca olumsuz haberler patlak verdiğinde ilgilenmeseler. Sözgelimi, Banş Derneği haberieri dışmda da Türkiye'nin haber değeri taşıyan yönlerinin bulunduğu görülebilse. tannnın rahmetine kavuşmuştur. Üzümümüz sonsuzdur. Cenazesi 4 Mayıs 1987 pazartesi günü öğle namazmdan sonra Şişli Camii'nden kaldırılacaktır. AİLESt OSMAN PAR OSMAN ULAGAY (Baştarafi 9. Sayfada) EKONOMİ NOTLARI yat artışlarının söz konusu olduğunu ortaya koymaktadır. 1983 sonunda "ortadirek" diye adlandırdığı geniş toplum kesimine "Enfiasyonu iki yıl içinda yüzde 10'a çekerek sizi kurtaracağım" vaadinde bulunarak iktidara gelen ANAP hükümetinin sözüne inanan vatandaş da pek kalmamıştır. özal hükümetinin "Enflasyonu düşürdük, düşürüyoruz" sözJeriyle halkı oyaladığını ve bu işi başaramadığını ya da başarmaya niyetli olmadığım artık herkes bilmektedir. Peki, bu enflasyoncu hükümetin mumu nereye kadar yanacak, özellikle emeğiyle geçinmeye çabalayan geniş toplum kesimi gerçek gelirinin enflasyon yoluyla sürekli törpülenmesine, yaşam standardının sürekli geriletîlmesine ne zamana kadar seyirci kalacaktır? Bundan sonra yapılacak ilk genel seçimler bu konuda herhalde iyi bir fikir verecek, enflasyon konusunu iyi değerlendirecek bir muhalefet, ANAP'ın mumunu söndürme şansına sa : hip olabilecektir. Kayseri Erciyes Universitesi: Üniversiteye bağlı Tıp Fakültesi'nin alt katındaki koridorda ahşap duvarla çe\Tİlmiş bir bölme ve ayrı bir odadan oiuşan büyük bir mescit bulunuyor. Namaz kılanlann yolu şasırmamalarını sağlamak için üst kattaki koridorlara "Mescide gider" yazılı levhalar asılmış. Rektör Prof. Dr. Metin Tancel bu konuda, "Namaz kılmayana nive namaz kılmıyorsun demeye hakkımız olmadığına göre, namaz kılana da imkân tanıyonız" diye konustu. Adana Çukurova Universitesi: Üniversite, kampus için yapılan istimlak sırasında Balcalı'daki camiyi hazır buldu. Şu günlerde bu caminin onarımını gerçekleşürme uğraşı veriliyor. Erzurum Ataturk Universitesi: K4«xt haVımmrian en zenein üniver ZELİHA BUGAY'A DUYURU İSTANBUL 5. ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİNDEN Mahkememizin 1985/27 esas sayılı dava dosyasında, davacı Ali Faruk Bugay tarafından Aydın, Zafer Mah. Gazi Bulvan, 42. Sok. No: 70 adresi gösterilerek davalı ZELİHA BUGAY aleyhine açüan şiddetli geçimsizlik sebebi ile boşanma davasının yapılan muhakemesi sonucunda, ittihazolunan 16.3.1987 tarih985/27 esas, 1987/53 karar sayılı taraflann BOŞANMALAR1NA, Davacı vekili için takdir olunan 6500 TL. ücretj vekâletle birlikte 5120 TL. mahkeme masrafının davabdan tahsiline, müsterek çocuklar 22.7.1977 D.'lu Ferhan Ue 22.7.1977 D.'lu Ferda'run velayetlerinin davacı babaya verilmesine, davalının dini bayramların 2. günü saat 10'dan 3. günü 17'ye kadar kendi yarunda alıkoyabileceğine, her aym ilk ve son pazar gunleri saat 10 ila 18 arasında, temmuz ayı süresince davalı yarunda bulundurulmak suretiyle çocuklarla ana arasında şahsi münasebet tesisine mütedair temyizi kâbil olmak u?ere verilen karann daha önce dava dilekçesi gıyap kararı ilanen tebliğ edildiğinden, bu karann da davalıya ayrı şekilde ilanen tebliğine karar verilmiş olmakla; adına tebliği yerine kaim olmak üzere ilan olunur. Basın: 4582 Ege Üniversitesi'nde ise 2 mescit bulunuyor. BEVOGIU KUCUK SftHNE 143 64 U • 144 43 27 ORTAÜYUNCULAR FERHANGİ ŞEYLER Ferhan Şensoy Pers Cuma 21 00 C tesıPz 15 3018 30 T.C. BAKIRKÖY 3. SULH HUKUK MAHKEMESİ Esas No: 1986/1410 Karar No: 1987/746 Kars, Hanak, Çaybası köyü, cilt 021/01, sayfa 7, kütük 40'ta kayıtlı 1968 doğumlu, Cansever Cihan'ın hacir altına alınarak kendisini babası Feramuz Cihan'ın vasi olarak tayinine, küçuğün babasının velayeti altına konulmasına 20.4.1987 tarihinde karar verilmiştir. Basın: 4621
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle