22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26MAYIS 1987 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 Ermeni konusunda Denktaş'tan uyan J efkoşa (a.a.) KKTC JL* Cumhurbaşkam Rauf Denktaş, Rum yönetimi lideri Spiros Kipriyanu'yu "Ermeni sorununu tahrik etmek suretiyle Tiirk tarafına zarar verme oyunundan vazgeçmeye" çağırdı. Denktaş dün Lefkoşa'da verdiği demeçte, Ermeni Melkonyan Enstitüsu 'ntin yeni sitesinin temel atma töreninde konuşan Kipriyanu'nun, Türkiye'ye saldırarak Ermenilere yeniden destek vermesine sert tepki gösterdi. KKTC Cumhurbaşkam, Kıbns'ta Rum barbarhğmdan sadece Türklerin değil, adada yaşayan Ermenilerin de nasiplerini aldığını söyledi. Denktaş, Kipriyanu'nun utanma duygusunu kaybettiğini belirterek, "Kipriyanu insanlara karşı kin ve nefreti tahrik etmektedir" dedJT Sovyet liderinin merakla beklenen gezisi başladı Gorbaçov Romanyada Romanya başkenti Bükreş'te Sovyet ve Rumen bayraklarının ancak pazar günü öğleden sonra asıldığım belirten gözlemciler, Çavuşesku'nun, Gorbaçov 'un reformlannı eleştirdiğini ammsatıyorlar. MOSKOVA (Ajansiar) Soyyetler Birliği Komünist Partisi Genel Sekreteri Mihail Gorbaçov, resmi bir ziyaret için dün Romanya'ya gitti. Bükreş Havaalanı'nda Romanya Devlet Başkanı ve Komünist Partisi Genel Sekreteri Nikolai Çavuşesku tarafmdan karşılanan Gorbaçov, 1985'te işbaşına gelmesinden bu yana, Romanya'yı ilk kez ziyaret ediyor. Sovyet liderinin Bükreşten sonra Doğu Berlin'e gideceği bildirildi. Gorbaçov'un Romanya gezisini siyasal gözlemciler ilgi ile izliyorlar. Romanya, Gorbaçov'un reformları konusunda Doğu Almanya ile birlikte en sert tavrı takınan Varşova Paktı ülkesi. Çavuşesku, yaptığı konuşmalarda Gorbaçov'un bazı ekonomik reformlannı açıkça eleştirmişti. Romanya lideri, Gorbaçov'un açıklık (glasnost) politikasına da hiçbir yakınlık duymuyor. Dış politikası bağımsız yönde olan Romanya'da, içerideki uygulama Varşova Paktı uyeleri arasında en sert olanı. Batılı gözlemciler, 1964 yılından bu yana iktidarda bulunan Çavuşesku'nun, Gorbaçov'a fazla yakınlık duymadığım one sürüyorlar. Bu savın kanıtı olarak, Gorbaçov'un ziyareti öncesinde Bükreş'te havanın sakin olması gösteriliyor. Nitekim Sovyet ve Romanya bayraklan ancak pazar günü öğleden sonra binalara çekildi. Aynca Gorbaçov'un resimleri de Bükreş'te, ancak pazar gunü görünmeye başladı. Oysa geleneksel olarak Sovyet liderlerinin ziyareünden birkaç gun önce bayraklan ve resimleri asılırdı. Bu arada Romanya basınırunda Gorbaçov'un görüşlerine fazla yer vermediği dikkati çekti. OLAGANÜSTÜ GÜVENLİK Gorbaçov'un ziyareti nedeniyIe Romanya başkentinde olağanüstu güvenlik önlemlerinin alındığı bildiriliyor. Sokakların üniformalı ve sivil polislerle dolu olduğu, gelen haberler arasında. Sovyetler Birliği'nin Bükreş Büyükelçisi Yegeny Yazhelnikov, elçiliğe Romanyahlardan Gorbaçov'a yazılrruş çok sayıda mektup geldiğini söyledi. Öte yandan Sovyetler Birliği Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Gennadi Gerasimov, Mihail Gorbaçov'un açıklık (glasnost) kampanyasına katılmak isteyen Yahudilerin göç etmekten vazgeçmeleri sonucu, ulkeden göç etmek isteyen kişilerin sayısmda artık artış olmadığını bildirdi. DimADABUGUN ALİStRMEN Her zamankı gibi, kalın davudi sesi ve iri cüssesi ile çelişen çocuk sevimliliğıyle girdi kapıdan içeri. Her zamanki gibi gülümseyerek konuştu. Oysa gözlerinin içeriği zehir zemberekti. Korkuyorum dedi, çok korkuyorum. Durdu ve ekledi'. Yasaklarla ilgili referandumda bir hayır çıkarsa diye çok korkuyorum. Siyasetbilimi hocası ve sizlerin Cumhuriyet'teki yazılanndan da tanıdığınız Doç. Dr. Gencay Şaylan, referandum sonuçlanndan korkuyordu. Oysa onu, ttpkı bir zamanlar ünıversıtemizde nice değerler yetiştirmiş, bir başka öğretim üyesı Metin Özek ile birlikte, daha nice korkulabilecek ve mihnetli günlerde hiç de korkmazken görmeye öylesine alışmıştım ki. Nice mihnet ve tehdttten korkmayan bu siyasetbilimci yazar, şimdi halkın oylanndan korkuyordu. Demokrasiyi, özgürlüğü öğreten, sıyasetbiliminde parlamenter sistemin karışık, ama tüm öbür düzenlerden daha aydınlık labirentlerini irdeleyen bir kişi nasıl olurdu da halkın oylarının sonucundan korkardı? Yoksa korkunun nedeni, aydınımızın halka yabancılaşmış olması mıydı? Önun bu sözlerinin üzerinden 24 saat geçmeden Başbakan Özal da yasakların referandumsuz kaldırılmasını ısteyenlere soracaktı: Halktan mı korkuyoriar? Soru ilk bakışta öylesine haklıydı ki, kimsenin buna karşı çıkması olanaksız görünüyordu. Öyle ya, halk, oyunu verecek ve konuyu çözecekti. Demokrasılerde "Halk ne eylerse güzel eyler" değil miydi? Madem ki "halkın sesi hakkın sesi" ıdi. Halkın oyu doğruyu saptayacaktı. İlk bakışta öyle görünüyordu görünmesine, ama işin içinde bir bityeniği de vardı. Halk hiç yanılmıyor muydu? örnegin şu referandum konusunda halk hiç yanılmayacak mıydı? Referandumda sonuç ne çıkarsa çıksın, olaya beş yıllık bir zaman dilimi içinde bakıtdığında, halk kesinliKle yanılmıştı. Eğer referandumda oylar yasakların kalkması yönünde çıkarsa o zaman halk nasıl olmuştu da 1982 referandumunda, o yasaklara evet demişti? Eğer referandumda oylar yasakların devamı yönünde çıkarsa, o zaman nasıl olmuştu da, halk 1985 ara seçimlerinde oylarının yandan fazlasını, bir bölümü yasaklıların manevi babalığını yaptığı iki parti olmak üzere, yasakların kalkmasını savunanlara vermişti? Kısacası sonuç ne olursa olsun, ortada bir yanılgı olduğu kesindi. Bunda şaşacak bir yön de yoktu. Çünkü demokrasiler halkların hiç aldanmazlığı değil, sürekli aldatılamayacağı düşüncesi üzerıne oluşturulmuştu. Kaldı ki, halkın aldanmasım giderecek en iyi yol yine halkın özgürlüğüydü. Ayrıca, Gencay Hoca'yı korkutan, işin bu yanı değildi hiç de. O yalnızca bir siyasetbilimci ve çağdaş demokrasınin artık sadece oy çoğunluğu olmadığını bilen bir kişi olarak oy çoğunluğuyla bıle olsa, var edilmesine çalışılan demokrasınin ku* ral ve kurumlarının baltalanmastndan korkuyordu. Haklıydı da, çünkü demokrasilere içeriğini veren halkın çoğunluğunun bile temel haklar ve özgüıiüklerın özüne dokunamamasıydı. Örneğin bir referandumla, ramazanda oruç tutmayanların hapse atılmasına karar verilemezdi. Halkın % 9O'ı da bu yönde oy verse, yine de böyle bir karar alınamaz, kişinin vıcdan özgürlüğüne dokunulamazdı. Bazı ınsanları siyasal yarışma dışında tutmayı halka sormak bile yanlıştı. Yarın, öbür gün, Türkiye'deki oylann çoğunluğu, eğer hakkında yargı kararı olmayan yasaklıları siyasal yarışmanın dışında tutarsa, Türkiye .demokratik bir ülke olmayacak, kararın halkın oyuyla alınmış olması da bir şeyi değiştirmeyecektir. Ustelik ilk bakışta çok demokratik görünen bu yöntem, ülkemizde, belkı de geçmişt aratacak çok kötü günlerin başlangıcı olacaktır. Çünkü bir ülkenin başına gelebilecek olan en kötü şey, çoğunluk tahakkümüdür. Demokrasılerde çoğunluk tahakkümüne yer yoktur. Ve ne yazık ki, önümüzdeki dönemde Türkiye'yi çoğunluk baskısına götürmek isteyen güçlü akımlar var. Yasakları halkın oyuna sunmak isteyen günümüz iktidarının eğilimi bu yönde. Aynı iktidar yarın demokrasınin temeliyle çelişebılecek başka önerıleri de halkoyuna sunarak, çoğunluk baskısını arttırabilir. • Ama işin en ilginç, en çarpıcı yönü ise, yasaklılardan birinin ve gelecek seçimlerde en şanslı olanının, Süleymanı Nursi hazretlerinin de aynı düşünce yapısında olması. Bakmayın siz onun "Kendim için hiçbir şey istiyorsam namerdim" demesine; bakmayın siz onun "Yasaksız Türkiye" demesine. Kendisi, düpedüz, yalnızca kendi için yasakların kalkmasını istiyor. Ama o kendi yasağı kalktıktan sonra, yine yasaklı bir Türkiye'den yanadır. Her şeyden önce 163. madde hep yürürlükte olsun istiyor. 163 hep yürürlükte olsun ki, din sömürüsü kendi tekelınde kalsın silahınt onun elinden almak isteyen ve aynı yöntemi uygulamaya yönelen azınlığa baskı yapabilsin. O, kendi yasaklan kalktıktan sonra 141 ve 142. maddeler de kalsın istiyor. Kalsın ki, yasaklı bir Türkiye sürsün. Bu maddeleri neden kaldırmadığı sorulduğunda ise, "Ona talip olan parti, halktan çoğunluğu alırsa kaldırır" diyor. Yani kısacası, Süleyman Demirel de yasaklı bir Türkiye'den yanadır ve bu yasakçı tutumunu da halk oylarının çoğunluğu gerekçesine dayamaktadır. Eğer bugünkü iktidar devrilir ve yerine Süleyman Demirel gelirse, yine yasaklan devam eden, çoğunluk baskısının egemen olacağı bir düzen gelecektir. Bu düzenin adı, oy oranı ne olursa olsun, demokrasi olmayacaktır. Gencay Hoca, korkmakta da, bu gerçeği sağın popülistlerıne ve oportünistlerine anlatamayacağına üzülmekte de çok haklı. "Halktan mı Korkuyoriar?" FijTde bunalım büyüyor ondra (a.a.) Fiji'de 11 giin önce duzenlenen askeri darbenin lideri Yarbay Sitiveni Rabuka tarafından devrilen Başbakan Timoci Bavadra, Genel Vali Ganialu 'nun kurduğu geçici Danışma Konseyi'ni en kısa zamanda feshederek yönetimi kendisine devretmemesi halinde, ülkenin batısında ayrı bir devlet kurma tehdidinde bulundu. Bavadra, BBC Radyosu'na verdiği demeçte, Rabuka'mn seçimle gelmiş bir hükümeti devirdiğini hatırlatarak, bunun hiçbir şekilde kabul edilemeyeceğini bildirdi. Bavadra, Genel Valinin, geçici yönetimi feshetmemesi halinde ülkenin batısında kendisini destekleyen kabile şefleriyle, Suva yönetiminden ayrı bir devlet kurma konusunda görüşmeler yapacağını söyledi. M&ıaü Gorbaçov, 198S'te iktidara gelmesinden bu yana Romanya'yı ilk kez ziyaret ediyor. Romanya Devlet Başkanı Sikolai Çavuşesku, Gorbaçov'un reformlannı açıkça eleştirmisti. ÂBD, Humeyni yönetimini uyardı A B D Savunma Bakanı, Batının Körfez'de askeri varlığını arttırması gerektiğini söyledi. WASHtNGKörfezi'nde son haftalarda gözlenen tırmanma, ABD Savunma Bakanı Caspar Weinberger'ın, Caspar Weinberger yörede Batı'nın askeri varlığırun artması gerektiğini söylemesi ile yeni boyut kazandı. Amerikan NBC Televizyonuna demeç veren \Veinberger, petrol alanlanna ulaşabilmenin yaşamsal sorun olduğunu ve Batı'nın Körfez'deki tankerleri kesinlikle koruması gerektiğini belirterek, yörede savunma önlemlerinin a r t t ı n l m a s ı n ı n şart olduğunu söyledi. Weinberger, Iran'a da değinrek Iran tarafından düzenlenecek bir saldınnın, "düşmanca bir hareket" olarak nıteleneceğini ve böyle bir saldırıya derhal karşılık verileceğini vurguladı. Weinberger, Basra Körfezindeki petrol taşımacıhğının ve bölgedeki petrol alanlanna ulafez'de seyreden Kuveyt tankerlerinin guvenüğini büyuk ölçüde arttırdığını da söyledi. İran, Körfez'de seyreden gemilere, bayağı ne olursa olsun saldırmakta tereddüt etmeyeceğini bildirmişti. HORASANİ ABD Savunma Bakanı, Kulran'ın Birleşmiş Milletler veyt gemilerinin korunma ama Temsilcisi Becai Horasaai öncecıyla Amerikan bayrağı çekmesi ki gün, ABD'nin Körfez'deki geyolundaki girişimlerinin de, sa mileri korumak yerine bolgeden vaş başlatmak değil, savaşı ön çekilmesini istedi. lemek amacına yönelik olduğuHorasani, bir Amerikan telenu belirtti. vizyonuna verdiği demeçte, Weinberger, ülkesinin her tür ABD'nin Körfez'deki varlığının düşmanca harekete karşılık ver hiçbir nedeni olmadığını belirtme konusudaki kararının, Kör ti. şım olanağının hayati önem taşıdığına dikkat çekti. Bunun için, bölgedeki askeri varlığın artmasının gerekli olabileceğini belirten Weinberger, ancak bunun mutlaka Amerikan kuvvetlerinin artırılması anlamına gelmeyeceğini söyledi. Bu arada Avrupa Topluluğu'na üye 12 ülke, Irak ve tran'ı kimyasal silahlar kullandıkları iddiasıyla "şiddetle" kınadı. AT ulkeleri, her iki ülkeye " a c i l " olarak kimyasal silahlar kullanmayı durdurma çağnsında bulundu. Avrupa Topluluğu Dışişleri Bakanları bildirisinde, Irak ve İran silahlı kuvvetleri tarafından sık sık kimyasal silahların kullanılmasının yasaklanmasına ilişkin Cenevre Anlaşması'nın ihlal edildiği kaydedildi. KÖRFEZ'DE SÜPERLERİN Weinberger: Iran saldınsına derhal karşılık veririz Hindistan'da 18 ölü daha F eni Delhi (a.a.) Hindistan'ın Uttar Pradeş eyaletindeki Meerut kenti yakmlanndaki bir nehirde, 18 ceset daha bulunduğu bildirildi. Polisin açıklamasma göre, son günlerde Müslümanlarla Hindular arasında çatışmalara sahne olan kentte ölenlerin sayısmm artmasından kaygı duyuluyor. Polis, önceki giin bulunan cesetlerin, olaylar strastnda öldüru'len ve daha sonra Hindon Nehri'ne atılan kişilere ait olabileceğini belirtti. Meerut 'taki şiddet olaylarında, resmi verilere göre, bir hafta içinde 75 kişi Oldü. DANSI 14. Sayiada Thatcherdan seçmenlere gözdağı Margaret Thatcher, tşçi Partisi'nin erken seçimleri alması durumunda ABD'nin Avrupa'daki tüm güçlerini çekebileceğini söyledi LONDRA (AP) İngiltere'de 11 haziran günü yapılacak olan erken genel seçimlerin kampanyası sürerİcen, Başbakan tşçi lideri Kürnock Margaret Thatcher, seçimleri İşçi Partisi'nin kazanması d u r u m u n d a ABD'nin Avrupa'daki bütün güçlerini çekebileceği îıyansında buiundu. Bu arada, tngiliz "Sunday Telegraph" gazetesinde yer alan bir haberde, NATO Avrupa Müttefik Kuvvetler Başkomutanı Beraard Rogers'ın, İşçi Partisi'nin seçimi kazanması durumunda İngiltere'deki Amerikan kuvvetlerinin önemli unsurlannın çekilmesi yolunda gizli bir raporu ABD Başkanı Ronald Reagan'a sunduğu ileri suruldu. Rogers önceki gün haberi yalanladı. İngiltere'de 7 mayısta yapılan yerel seçimlerde Muhafazakâr Parti'nin zafer kazanmasınm, daha sonraki kamuoyu yoklamalannda iktidar partisinin halk tarafından desteklendiğini göstermesinden sonra seçimleri bir yıl erkene alan Başbakan Margaret Thatcher, seçimleri tşçi Partisi'nin kazanması durumunda hem tngiltere, hem NATO için "feci sonuçlar" doğabileceğini söyledi. Thatcher, bu dunırnda ABD'nin Avrupa'daki 330 bin kişilik askeri personelini ve nükleer silahlarını geri çekebileceğini söyledi. İşçi Partisi'nin, ülkedeki Amerikan Cnıise füzelerinin geri çekilmesi ve tngiliz nükleer silahlanmn yok edilmesi yolundaki amacının, NATO ve Ingiltere için felakete yol açabileceğini kaydetti ve "Işçi Partisi, bu kadar Amerikan ve nükleer güç aleyhtan olmaması için pek çok uyan aldı" dedi. Ingiliz İşçi Partisi lideri Neil Kinnock ise, ABD'nin İngiltere'deki kuvvetlerini geri çekmesinin sadece NATO'yu değil, kendi guvenüğini de tehlikeye sokacağını belirtti. Kinnock, iktidara gelmeleri durumunda NATO'ya destek vermeye devam edeceklerini, ancak bu desteğin konvan Ingiltere Başbakanv tşçi Partisi iktidara gelirse ABD Avrupa'yı terk eder E Almanya'da sigarayla savaş onn (a.a.) ABD'yi saran "sigaraya karşı savaş" kampanyasınm bir benzeri Federal Almanya'da başlatıldı. Sağlık Bakanlığı'nm ülkede sigara tüketimini azaltmaya yönelik bir önlemler paketi hazırladığı bildirildi. Der Spiegel dergisinin haberine göre, söz konusu paket şu önlemlerden oluşuyor: Okul ve gençlik kuruluşlannm içinde ve civarında sigara satılmayacak. Gençliğe yönelik spor ve tatil faaliyetlerini görüntüleyen ya da bu izlenimi veren sigara reklamları yapılamayacak. Sigara satan yerlerde gençlere yönelik "sigara özellikle gençlere zararhdır" gibi uyan levhalarına yer verilecek. KAMPASYA KOŞUŞTURMASI tngiltere 'de erken seçim kampanyasına başlayan Başbakan Thatcher, eşi ile birlikte geçen hafta bir bisküvi fabrikasım da ziyaret etti. siyonel güçlerle sınırlı olacağuu söyledi. Bu arada, "Sunday Telegraph" gazetesinde önceki gun yayımlanan haberde, General Rogers'ın ABD Başkanı Reagan'a "İngiltere'de 11 haziranda yapılacak genel seçimleri tşçi Partisi'nin alması durumunda bu ülkedeki Amerikan nükleer silahlanmn, savaş uçaklannın ve askeri personelinin çekilmesi" yolunda birinci derecede gizli bir rapor sunduğu öne sürüldu. Raporda, İngiltere'den çekilecek Amerikan kuvvetlerinin Avrupa veya ABD topraklanna yerleştirilmesinin ongöruldüğü belirtildi. İngiliz gazetesi, ülkede bir yıl erkene ahnan genel seçimlerin sonucundan en çok kaygı duyan kişinin General Bernard Rogers olduğunu kaydetti. .. . Ü ÜSTELİK VESTEL VERİYORUZ. • *y^yyWf'^** " M a Renkli tetevizyonda yılın imkânı Vestel'den: Slyahbeyaz tetevizyonunuzu sizde bırakıyor cok daha uygun fiyatla g VestelTX100 56 ekran UK Vestel Miracle 56 ekran UK Vestel Diamonü 56 ekran UK Vestel Diamond 51 ekran UK Vestel Dıamond 36 ekran UK 591.136.TL 570.690.TL 508.816.TL 445.760.TL 395.472.TL 'İleri teknolojiden üstün ürünler (Fıyatlara KDV dahildir.)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle