25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURtYFT/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER tam tersine ve tarihsel eytişim (diyalektik) yasaları önünde, 27 Mayıs'ın önemli bir evrim süreci oldufunu kanıtlamıştır. Zaten bunun aynmına varan sermaye güçieri, kaba bir taktik gereği, silahlı kuvvetler içindeki tek tek bireylerin diktatöriuk güdülerini okşamaya koyuünuştur. Bunun sonucunda ise, gerici ve kafatasçı diktacılığı ülke için tek çıkar yol olarak benimseyen bir parti lideri ve izleyicilerinin sayesinde, silahlı kuv^etler, kendisinden kat kat diktacı ve gerici sermaye güçieri karşısında 27 Mayıs darbecisi olarak suçîanmanın acıklı durumuna düşmüştür. Bu noktadan sonra, 27 Mayıs'ın getirdiği evrim ile toplumsai devrim arasındaki eytişimsel b a | koparılmıştır. Ve artık sermaye güçieri de Türkiye'de şu ya da bu parti arasmda bir yeğ belirlemek yerine, güdumlü demokrasi ile askerse! demokrasi arasında donemse! yeğler belirlemeye başlamışlardır. 27 Mayıs, kendini olduran nedenden soyutlanıp koparılmış, sonraki dönemlerde görüleceği gibi, askerlerin yönetsel erke eylemli katılımlarının herhangi bir "vesile "sinin yansıması boyutuna sıkıştırılmıştır. Bununla da yetinilmemiş, 27 Mayıs, silahlı kuvvetlerin dünü ile bugününün bir hesaplaşması şeklinde konu]muştur. Oysa, o görkemli evrim sürecini yaşayan bizler, Pierre de Blois'nın bir sözünü değiştirerek söylersek, 27 Mayıs'ın üzerine çıkan ve ondan daha uzaklara bakabilen ve gdrebilen kişilersek, bunu hep ona borçluyuz. Demokrasi ve özgürîük sorununun hiçbir zaman bu genişlikte ve derinlikte ortaya konulduğu ve değer kazandığı bir dönem daha yaşamamıştır ülkemiz. Peki, buna karşın, 27 Mayıs askersel bir müdahale değil midir? Evet. öyledir. Ne ki, 12 Mart ve 12 Eylül güçlerinin öne surdukleri gibi, askersel müdahalelerin ulusal özellikleri diye bir şey yoktur. Ama donemsel özellikleri vardır. Örnegin 12. yüzyılda militarizm, Japonya'da, "çadır ve karargâh hükümeti" yönetimini zorla kabul ettirmiştir. Japonya, bir genelkurmay tarafından yönetilen askersel devlet özelh'ğini almış ve bunu bugun de daha değişik bir biçimde sürdüregelmektedir. "Çadtr ve karargâh hükümeti yönetimi"nl zor yoluyla Türkiye'ye koşullamaya kalkışan o parti ve izleyicileri 27 Mayıs'ta silahlı kuvvetler bünyesinden dışlanabilmişlerdir, ama yirmi yıl sonraki bir askersel müdahale salt bu yontem biçimi üzerine kürulmuştur. İşte, donemsel özelligin en somut vurgusu! Yoksa Türkiye'de askersel müdahalelerin mutlaka parlamenter demokrasiye (!) dönmek gibi bir ulusal özelîiği olduğu savı, asla doğru değildir. Hangi ulkede sürgit erki elinde tutabilmiştir ve tutabilir ki askersel yönetim ler? Bu ayrıma vanlamaz ise, 27 Mayıs'ın donemsel özelîiği ve "nedeni" gözden yitirilir. Obür "vesileci" müdahaleler gibi bir düzeye indirgenir. Bu da 27 Mayıs'ı ezmeyi hedef alan sermaye güçieri kadar onun bayram olumunu önieyenlerin de istediği bir olgudur. Bu iki ayrı güç, sessiz bir işbirliği içinde, söylevleri, yazılan, çıkarcı kaJemleri ile 27 Mayıs'tan ve onun ufkunu açtığı özgurlükler sürecinden intikam kuşakları hazırlamaya koyulmuşlardır, ama onlar Atatürk'ten intikam almak için eylemde bulunan şeriat guçlerinden daha az masum değillerdir. Onlar, kendilerinin gerçek kimliklerini gözden saklamanın yolunu, 27 Mayıs evrimini gözden uzak tutmakta bulmuşlardır. Ve 27 Mayıs'ı karaiayıp bayram takvimi dışına atmakla, Türkiye'yi yalnız geçmişteki demokratik ve özgür ufkunu tümüyle yadsıyan köksüz, hayaiet bir toplum olmaya itmemişler, Mustafa Kemal'in silahlı kuvvetlerinin ozgün var oluşunun geleneksel gerçeklerini de ilelebet terk etmesini koşullamak istemişlerdir. TÜRKİYE'NJN EVRİMİNDE HEP VAŞAYACAK Onlar, "vesile"ye dayalı askersel müdahalelerin koşullarını yerli yerinde tutarak, demokrasiyi, iki müdahale arasında nöbet değiştirip, silah elde bekleme süreci olmakla smırlama tutkunudurlar. Anayasa değişimi ve Rabıta olguları, bu yönde ne denli başarılı olup olmadıklannın göstergesi olacaktır ileride. Ne ki, Graham VV'allos'ın çok anlamlı bir deyişiyle özdeşleştirirsek, 27 Mayıs, "hayal kırıklığına uğratıa olayIann bulutlan arasından bir parçacık mavi gökyüzü görmek" demek de olsa, o bir parçacık özgür maviliğin bayramı olarak hep yaşayacaktır Türkiye'nin evriminde... 27 Mayıs Hep Yaşayacak! 27 Mayıs, ülke için ortalama bir demokrasi önerenlere karşı, demokrasiyi, örgütlü ve özerk bir halk katılımının siyasal ve yönetsel eylemi üzerinde yaşatmayı öne çıkarmıştır. Ve sivil güçlerin tartıştığı, ama henüz yol alamadığı demokrasi alanında, 27 Mayıs, özgürîük bayraklanm dalgalandırmıştır. PENCERE 26 MA YIS 19 Halktan Korkmak?.. İyi ki renkli televizyon var da Turgut Bey'i her gün doya doy seyrediyoruz. Başbakanı bir gün bile televizyon ekranında gö mesek telaşlanacağız; olağanüstü bir durum mu var; Sayı Özal hastalandı mı diye kaygılara düşeceğiz; ama Turgut Be hastalansa da televizyondan uzak kaiamıyor; ille de kendini e(> randa gösterecek, uzun uzun konuşacak. Oysa her gün konuşmanın ve uzun konuşmanın bir erdem yoktur. Kişi çok konuşursa kendi kendisiyle ters düşmeye baş lar; eskiden söylediklerini unutur, gevezeliğin sarmalına dola nıp sürüklenir. Çok konuşan kişi, hep işin tadını kaçırır; ağzım açtı mı susmak bilmeyen adamdan uzak durmak yararlıdır; geveze ile diyalog kurulamaz; plağı pikaba o koyacak, sen istesen de istemesen de dinleyeceksin. Her gevezenin de kendine göre bir "mpertuvan" vardır; sekizon espri, onon beş anı, aşınmış plakta yinelenir de yinelenir. Başbakan günlük yaşamında çok konuşuyor mu? Bilemem. Bildiğim, siyasal yaşamında çok konuştuğudur Geveze denemez Turgut Bey'e; ama "Gereğinden çok konuşuyor, kendini televizyon ekranında görmekten hoşlanıyor" denebilir Buna karşın Başbakamn "repertuvarı" da belli değil mi? Gerçi son günlerde bu "repertuvar"a yeni bir konu girdi: Referandum!.. • Referandum lafı ortaya çıkalı beri Turgut Bey'in yinelediği bir söz var: Halktan korkmayın.'.. Kime söylüyor bunu Turgut Bey? Erbakan'a, Demirel'e, Ecevit'e, inönü'ye, Cindoruk'a, ötekilere, sana, bana, hepimize ders veriyor. Başbakamn sözünü duyan, sanır ki özal "halkçı" bir adamdır; halkın oyuyla iktidara kurulmuş, emekçi halkın sevgilisi, demokrasi kahramanı, halka saygı duyan bir kişidir. Öyle midir? Ybk canım... özal, devletin memuru iken tepeden inme askeri yönetimin hükümetinde devlet bakanlığına atanmış, fırsatı kullanarak koltuğa oturmuş kışidır. Turgut Bey'i, Bülent Ulusu'nun kabinesinde başbakan yardımcılığına halk mı getirmişti? İnsan belleğini unutkanlıkla sakat sandığından Özal, şimdi afra tafra satmasını biliyor; Halktan korkmayın, halka gidelim... Halktan söz açıp duran Başbakan Özal, şimdiye dek doğru dürüst bir seçimden geçti mi? ANAP, elleri kolları bağlı seçmen kitlesinin önünde, siyasal yasaklar ortamında, vetolu metolu, güdümlü müdümlü bir seçimle "zafer"kazanmadı mı? 1983te halkın serbestçepartisini kurmasına ve seçimini yapmasına olanak var mıydı? İlk kez kıyısından kenanndan birazcık serbestleyen ara seçimlerde, ANAP'ın oyu yüzde 45'ten yüzde 32'ye düşmedi mi? Muhalefetin toplam oyu yüzde 68 değil mi? Bütün bu gerçekler ortadayken ne diyor Sayın Başbakan; Halktan korkmayalım... Holdinglerin partisi ANAP'ın halk neyine? Türkiye'yi yabancı sermaye için "ucuz emek cenneti"r\e çevirmeye çalışan Başbakan, halk için mi çalışıyor? Yoksa "dış ekonomik çevmler" için mi? Çok zengin ya da yüksek bürokrat olmayan bir insan doğaldır ki haikın içinde yaşar Bakkalı, kasabı, manavı, kaptcısı, solörü, gazetecisi, sendikacısı, meyhanecisi, işçisi, kâylüsü, okuru yazarı, komşusu, arkadaşı, dostları, garsonu, mübaşiri, yargıcı, savcısı, marangozu, elektrikçısi, öğrencisi, öğretmeniyle halk içindedir herkes... Ben kendi hesabımahalktan korkmam; ama dışa bağımlı sermaye iktidarlarından, ister sivil olsun, ister asker, korkarım. Çünkü bunlar devlet gücünü ellerine geçirdiler mi, her şeyi göze alabilirler. İslamköy halkını Süleyman Bey'e siyasal yasak koydurmak için sandık başına getirip oy kullandıran da bu tür iktidarJar değil midir? • VEDİİ BİLGET Emekli Amiral Ne doğada ne de toplumsal ya$amda, nedeni bulunmayan hiçbir olay yoktur. Ne ki neden, öyle saltık bir etken değildir. Dahası, nedenden söz edince, nesnel ve öznel olanın aynnuna varmak da gerekir. Nesnel nedenler, insanın bilinç ve isteminden bağımsız olarak etken olurlar. Öznel nedenler ise, nesnel olanlann insan bilincindeki yansımasına dayana/ı eylemlerdir. Ancak, nedenin "vesile" (nedence) ile karıştınlmamasına dikkat edtltnelidir. "Vesile" de aynen neden gibi, bir olayın gerçekleşmesinde etken olabilir. Ama bu, neden gibi temel bir etken değil, görunüşte (zahiri) ve zorlamalıdır. "Vesile"den gelen bir olayda, başka olaylarca yapıian dış etkilerin rolü kadar, o olayı geliştirici iç çelişkiler de önemli bir etmendir. 27 Mayıs olayında "neden" etkendir; 12 Mart'taki gibi, "Sosyal gelişmenin ekonomik olanı aştığı" ve 12 Eylül'deki gibi "anarşi" vesilesi değil... Başka bir deyişle, 27 Mayıs zahiri ve zorlamaJı ya da eylemi belirleyenlerin iç çelişkileriyie geIişmiş bir olay değildir. Tarıma dayalı toplumun sanayileşmeye doğru alılımı sürecinde, toplumsai yapıda doğan farkhlaşmanın eylemi belirleyenlerin bilincinde yansımasımn önemli bir aşamasıdır. Gerçi bu önemli neden, 27 Mayıs günlerinde ve ertesinde gözden kaçırılmıştır, ama bu da çok doğaldır: Çünkü önce olaylar yajanır, sonra yaşanılan olayJarın bilincine varılır. ustelik, bu önemli nedeni gözden uzak tutturarak, bilincin eylem üzerindeki etkisini ve dolayısıyla o süreçteki silahlı kuvvetler bilincini küçümsemek yoluyla, 27 Mayıs'ı yalruzca DP iktidarına tepki "vesile"sine indirgemek, sermaye güçlerinin ve iç çeü'şkileri zorlama yoluyla aşma yanlılannın işine gelmiştir. Her iki kesim de toplumu bu yolda koşuilamanın tüm etkinliğinde birleşmişlerdir. Dahası, silahlı kuvvetieri CHP ve Inönü'nün yedek gücü olarak sunmak çabasına da girijmişlerdir. Oysa DP, tek parti döneminin dolayısıyla CHP ve Inönü'nün ideolojik mirasını asla reddetmemiştir. Ve bu bakımdan 27 Mayıs, tek parti dönemi ideolojisine de karşı bir eylemdir. Ve böyle olduğu içindir ki, o ideolojinin kör karanlığından çıkış noktasımn toplumsai koşulIann yeniden örgütlenmesinde olduğuna inanmışür. Devlet yönetiminin öğeleri ile toplumsai denetimin öğeleri arasında bir iç içe geçiş durumu olmadıkça, demokrasiden ve demokratik işlerlikten söz edilemeyeceğini sa\.ıınmustur. Siyasal devletin karşısına, toplumsai devletin iistünlüğünü koymustur. Ancak bu belirlemelerde bulunurken ne 12 Eylül gibi kendisini kitlenin doğal vekili sayma saplantısında olmuş ne de ona ültimatomJar halinde politikaiar dayatmıştır. 27 Mayıs, ülke için ortalama bir demokrasi önerenlere karşı, demokrasiyi örgütlü ve özerk bir halk katılımının siyasal ve yöneısel eylemi üzerinde yas,atmayı öne çıkarmışnr. Ve sivil güçlerin tartıştığı, ama henüz yol alamadığı demokrasi alanında, 27 Mayıs, özgürîük bayraklannı dalgalandırmıştır. SERMAYE GÜÇLERİNtN TUTUMU Öte yandan, eylemin nesnel ekonomik nedeni de toplumdaki mulkiyet ilişkilerinin 27 Mayıs'tan sonra belli bir değişime uğramasıyla, tekelcilifin bu dönemi izleyen süreçte oluşmasıyla kendini tanıtlamıştır. Bu gelisim, eyleme gölge düşünnemiş, HESAPLAŞMA BURHAN ARPAD istanbul Anakent Befediye Başkanlığı'nın gittikçe artan bir tutkusu var: Yıkmak ve yıkmak. Dünya çapında kültür başkenti İstanbul'un uzak ve yakın geçmişini bütün bağlantıları koparmak, yok etmek. Belediye başkanlığına gelir gelmez ilk girişimleri arasında Dolmabahçe Sarayı duvarlarını yıkmak başta gelir. Uzman çevrelerin karşı çıkmasıyla vazgeçmek zorunda kalmıştı. Daha sonra o güzelim Soğukçeşme evlerini yıkmaya kalkıştı. Karşılaştığı büyük tepki üzerine vazgeçmek zorunda kaldı. Haliç kıyılarında yaptığı ve çoğu adliye dosyalarında işlem gören yıkmalar ise başlıbaşına bir yasalar zedelemesidir. Emirtönü'nden Eyüp'e kıyı dümdüz edilmiş ve yer yer yeşil boşluklann yarınları büyük bir sorun olarak boşluktadır. Ne var ki, hızlı yıkmalarla elde edilen boşlukların uzun yıllar böyle kalmayacağını söyleyebiliriz. Dış para kaynaklarının yeni bir Beyrut oluşturma çabaları yakın bir gelecekte gerçekleşmiş olacaktır. Haliç kıyıları yıkmalannda kimi toprak parçalarının kamulaştırmalarla değil de pazarlık yoluyla alınmast, kuşkulara yol açmaktadır. Zira kamulaştırma yoluyla elde edilecek topraklar, kamulaştırma dışı amaçlar için kullamlamaz. Yol ve park diye kamulaştırılan topraklar, fş hanı, iş merkezi, otef ve daha başka amaçlar için kullamlamaz. Fakat belediyece satın alınmış (parası pazarlıkla ödenmiş) toprakları belediye dilediği gibi kullanır. İster iş merkezi yapar, isterse beş yıldızlı otel... Eminönü ilçesi sınırlan içinde bulunan yüzyıllık iş merkezlerini şehir dışına atma çabalarını sürdüren İstanbul Anakent Belediye Başkanı, gazete basımevlerini de listeye koymuş. Oysa Babıali'nin İstanbul, hatta Türkiye bütününde çok özel bir yeri vardır. Divanyolu Cağaloğlu Sirkeci arasında oluşmuş Babıali, Osmanlı İmparatorluğu'nun son döneminde ve cumhurivetin dörtte bir yüzyılında ülkenin politika yaşamını vönlendiren bir düşün merkezi olagelmiştir. Özellikle 1908 meşrutiyetinden sonra günlük gazete sayısının Babıali çevresinde oluştuğu görülür. Tasviri Efl<âr, vakit, ikdam, Tanin, Tercümânı Hakikat, Akşam, İleri gazeteleri, baskı sayıiarı düşük ve teknik donatımlan günümüze göre yetersiz de olsa, yeni bir güç olarak seslerini yükseltirler. Türk basınının Divanyolu ve Cağaloğlu arasında yerleşmesi, ülke yönetim merkezine yakın olabilme isteğinden ötürüdür. Bunun olumlu sonucu olmuştur. Gazetelerde çahşanlar, Babıali'de sık sık karşılaşmış, kahvelerde ve sontalan Gazeteciler Cemiyeti'nde söyleşmiş ve tartışmış, düşünce alışverişi yapmışlardır. Caddenin bir bölümünde kurulu kitabevleri ve yayınevleri, Babıaii'nin düşünce yapısını beslemiştir. Sultanahmet Beyazrt çizgisinde kimi yüksekokulların ve Darülfünun'un (üniversite) bulunması da kültür alanı niteliğini geliştirmiştir. Ne var ki, özellikle 1950 seçimlerinden sonra DP yönetimi, kısa bir süre denediği "besleme basın"da başarıya ulaşamayınca, İstanbul'un düşünce ve kültür merkezi Babıali've ilk kazmayı vurmuştur. Üniversite öğretim üyelerine,"karacüppeliler" diyen DP yönetimi, öğrenımi ve basını baş belası bilmiş ve saldınya geçmiştir. 27 Mayıs 1960 araya girince uygulama durmuştur. 1987 yılında gazete basımevlerini şehir dışına atmayı tasarlayan bir belediye, dolayısıyla suç iş/emektedir. Sultanahmet Divanyolu arasındaki irili ufaklı konutlann işyerine dönüştürülmesine seyirci kalmış bir belediye, eski günanlannı silmek gerekçesiyle kimi girişimler yaparken, ülke düşünce merkezini oluşturan basının kılına dokunmamalıdır. Basın Müzesi, Gazeteciler Cemiyeti, Gazeteciler Sendikası, Basın Dispanseri ve sayıiarı her yıl artan gazete ve dergi yönetim merkezleriyle Türk basını ve eski yazış biçimiyle Bâbı Alî bir bütündür. İstanbul Belediye Başkanlığı'nı uyanrız. OKURLARDAN Kartaltepe Parkı garaj yapıldı Bu koskoca şehlrde bilemiyoruz, Bakırköy Belediyesi'ne garaj yeri olarak tarihi Kartaltepe Parkı 'nın bir bölümü mü kaldı? Uzun bir süreden beri Bakırköy Belediyesi. damperli kamyonlara, tankerlere Kartaltepe Parkı 'nın bir bötümünü açık otopark yaptt. oturmaya gelenler sabah ve akşam saatlerinde hem gürültüden ve hem de gazlardan perişan oluyor, bir Halka hizmet anlayışının çok kötü bir örneğini vererek hem çoğu da parkı terk ediyorlar? Araçların sabah akşam park çevresi sakinlerini ve yarattıkları trafik keşmekeşi hem de parka dinlenmeye gelenleri tedirgin etti. Sabahın ve tehlike ayrıca bir sorun. Tabii bu zamanla bitkilere de köründe bu kamyonlann zarar verecek. çalışmaya başlaması çevre sakinlerini tatlt uykularından Başvurularımıza kesin yanı! alamıyoruz. Kaldıracağız eder oldu. Araçların saldığı egzoz gazları insanlar için bir diyorlar, araç sayısı artıyor, otopark düzenlemeleri tehlike. Parka dinlenmeye, Parkın bu bölümündeki ağaçları kesti. yapılıyor. Ve işte yeşile hasret htanbulumuzun bu köşesinde bir yeşil kıyımı daha gün ışığına çıkıyor. Bakırköy Belediye Başkanı Sayın Dr. K. Naci Ekşi sanırız Kartaltepe Parkı çevresi doğayı koruma yöntemlerini hepimizden iyi biliyor. Bi/iyor da niçin bu parkın bir bölümünü garajlaştınyor. ENDER GÖRENGtL tSTANBUL Babıali Bııgün günlerden Salı, 1248 gün sonra hangi gün olur? GEÇMİŞLE GELECEK Sabahattin Kudret Aksal 2. bası 1400 lira (KDV içinde) Çağdaş Yayınlan Türkocağı Cad. 3941 Cağaloğluİsıanbul A ATARI bilgisayar bu soruyu hemen cevaplar! (Bu sorunun cevabı ATARI ÜYS Eğitim Programında mevcuttur.) TEMSİIİVE KATILIMÇI DEMOKRASİNİN KÖKENİ Ooç. Dr, Sarai Selçuk 550 lira (KDV içinde) Çağdaş Yayınlan Türkocağı Cad. 3941 Cağaloğlutstanbul OLÜM Darüşşafaka kurucularından muailim Mehmet Rifat Paşa ile Ayşe Sıdıka hanımın kıziarı, emekli veteriner generaJ, eski İzmir Vali ve Belediye Başkanı, Cumhurbaşkanlığı kontenjan senatörü Burhanettin Uluç'un eşi, HikmetFahiman Uluç, GönülVasıf Ersoy, TinaSamim Uluç'un anneleri, FahriyeFikret Arsan, Ayşe, MefharetAli, Leyla, Burhan'ın nineleri, Canay ile Canan'ın büyük nineleri Atari Bayilerinden Türkiye'nin en güçlü ve en ekonomik bilgisayarı Atari'yi alın, sınavlan kazanm. Genel Dağıtıcısı ELEKTROMETA :EVIRI ÇEVD DILLE] >ERİN DİIİ Prof. Akşit Göktürk 840 lira (KDV içinde) Çağdaş Yayınlan Türkocağı Cad. 3941 Cağaloğlutstanbul Bügi için ATARI DESTEK TEL: 160 93 82 I s k e * Cad 11 4 3 ş $ 58 24 90 <Ö haıj 160 u 00 >4 hat) E. MEBRURE ULÜÇ 25 Mayıs 1987 pazartesi günü yaşama gözlerini yummuştur. Cenazesi bugün (26 mayıs salı) Beylerbeyi Camii'nde Johnacak ikindi namazından sonra Nakkaştepe aJIe mezarlığında toprağa verilecektir. Tanrı rahmet eyleye... CEVİK KUVVETİN GÖLGESİNDE (1980 1984) TÜRKİYE •£. A Ufuk Güktemir S • E • R •V •İ • S y AİLESİ *«/©, haftada £8ö;den itibaren İ ir, Kfinat Operasyonu'ndan . sonfaçirTidi de ÇevHc Ku w « n n Ğölgesinde ilö şu softrfam ^tom arıyor: • Doğu AMdcftj, Türkiy»'*» yumuşak karnı mı? • Pakıstan'a atom bomba» yapmafc Jçjn k*fı yardım etti? • SuudtArabirtanv*.1 nedan Tark «keri mtoyonu gtöî? • Gartdi"filmir* A B O Savuısna Befcan Y*«*mep* basımn Mca Kony«und* • Olası bir Körtez krtzlmM Tttttyt^rtipffi KAPA SAAT T K J M Ltc) Sri İLAN Y^ 2. ASLİYE HUKUK HAKIMLİĞİNDEN Davacı Miyase Elden tarafından, Konya Küçükkumköpru Polis Karakolu yanı adres gösterilen davalj Ahmet Elden aleyhine açılan boşanma davasında, davahnın çalışma>ip evine bakmadığı, sürekli gurbete gidip eşi ve çocu|u llknur'un infak ve iaşeleriyle ügilenmediği nedeniyle aralannda şiddeüi geçimsizlik bulunduğu, on aydır ayn yajadıkian beünilip boşanmalanna, kızlan Ilknur'un veiayetinin kendisine tevdii ıstentniş, davalı belirtilen adreste bulunamamjş ve zabıta (ahkikatında da adresi tespit edılemedığinden gazete ile ilana karar verilmekle Konya Sanyakup Mah. 144 hanede nufusa kayıtlı davalı Ahmet Elden'in mahkememiz 1987/22 sayılı dosyası nezdinde 15.6.1987 günü saat 9'da yapılacak duruşmada bizzat veya kanuni vekille temsil olunması, belli gunde dunıjmaya gelmediğinde tahkikala yokluğunda devam edilecegi ve hükmün de yokluğunda verilecegi H.U.M.K.'nun 213/2 ve 377 maddeleri ujannca dava arzuhali tebligi yerine kaim otraak üzere ilan olunur. Basın: 20708 l ÖDEME EMRİNİN İLANEN TEBLİĞİ BURSA BİRİNCİ İCRA MEMURLUĞU'NDAN 987/5007 Borçlu: Özcan Tekstfl Limited Şirketi Osmanbey tzzet Paşa Sokak No: 21 İstanbul. Bursa'da Kurtuluş TekstU Ticaret ve Sanayii Anonim Şirketi tarafından aleyhinizde 31.7.983, 31.8.983, 31.9.983, 31.10.983. 31.11.983, 31.3.983 hulul v^deli senetlerle aleyhinizde 4^01.000.00 TUsının tahsili hakkında yapıian icra (akıbi sırasında yukanda yazılı adresine odeme emri tebliğeçıkarılmış bu adresten ayrılmış olmanız sebebi ile bila tebliğ îade edilmis, bilahare zabıtaca adres tahkiki için yazılmış, ancak adresiniz tespit edilememiş, meçhul kaldığından ödeme emrinin larafınıza ilanen tebliğine karar verilmiştir. Yukanda yazılı ve borç masraflarını ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren 25 gün içinde ödenmesi, talibin dayanağı senet kambiyo hukukuna haız degil ise yirmi gun içinde icra telkik mercii hâkimligıne müracaa; etmeniz, senedin altındaki imza size ait değil ise yine yirmi gun içinde dosyamıza bir dilekçe ile müracaat etmeniz, alacağın zaman aşımında veya yetki yönünden bir itiraz varsa bunu da yirmi gun içinde icra hâkimliğine yapmanız. Takibe itiraz edilmediği ve borç odenme/ iği lakdirde 25 gun içinde mal beyamnda bulıırıulması. aksi halde hapisle tazyik olunacağım/ hususu tarafınıza ilanen tebliğ olunur Basın: 20352 Ingiltere'nin 10 kentinde, Tam pansiyon konaklama, Dersler, Danışmanlık hizmetleri D 12 İstanbul BABATİLŞ. ı Kat 4147 44 B0270 Şışlı 57 Tltt 30 288 CYA TP Tel 88 148 43 I Abıdeı Hurnyel Cad Yonca Apt. No 282 MARMARA ÜNİVERSİTESİ MUHASEBE ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ Ticari muhasebe ve vergi uygulamaları kursu (XII. DÖNEM) (3 Haziran 198714 Temmuz 1987) Muhasebecilıği meslek edinip, iş hayatına atılacaklara, halen muhasebe servislerinde çalışanlardan mesleğinde ilerlemek isteyenlere, muhasebeyi öğrenmek ve bu tekniği kendî isinde ya da sorumluluJunda bulunan işlerde denetim, kontrol gibi arnaçlarla kullanmak isteyenlere muhasebe tekniğini Öğretmeye, ticari muhasebe ve vergi uygulamalanndaki modern gelişmeleri sunmaya yönelik kurslar, lise mezunlarına. hukukçulara, muhendislere öteki sosyal ve fen bilirnleri dallannda öğrenim görmuş kişilerle, muhasebe eiemanlanna, işletme yöneticileri ve işadamlarına açık olarak duzenlenmektedtr. Kursta yevmiye, defteri kebir, envanter, kasa, perakende satış hasılat defterleri, serbest meslek kazanç defteri kayıtları, ücret bordrolan, sosyal sigortalar, gelir, kurumlar, katma değer vergileri, vergi usul mevzuatı, ilgili bilgiler, beyannameler, bunlann hazırlanması uygulamalı olarak gosterilecektir. Kurs, 30 işgünunde saat 16.0019.00 arasında toplam 120 saat olarak yapılacaktır. Belli bir kontenjan dahilinde açılacak kurslara kayıtlar müracaat sırasına göre 2 Haziran 1987 tarihine kadar yapılacaktır. Kurslar, MUHASEBE ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ'nin Beyazıt Soğanağa Mah. Nur Sk. 9/11 'deki binasmda yapılacak, basanlı olanlara sertifika verilecektir. Daha geruş bilgi için: Tel: 526101052229755205406 Basın: 21035 T.C. İLAN KONYA İCRA HÂKİMIİĞİ'NDEN 1987/484 Konya'da Alaaddin Caddesi No: 10B'de plak kaset, video kaset ile SporToto bayiligi ile ijtigal eden MEHMET İSKENDER vekilinin konkordato talebi, Konya Icra Hâkimligi'nin 15.5.1987 tarih 1987/487 esas, 1987/433 sayılı karan ile kabul edilip borçluya İKİ AYLIK muhlet verilmiştir. l.l.K.'nun 288. maddesi gereğince her alacaklının ilan tarihinden ilibaren 7 gün içinde mehil karanna itiraz edebilecekleri ilan olunur. Basm. 20949 İLAN ÇORUM TAPULAMA MAHKEMESİ Sayı: 1984/287 Davacı Çorum Palabtyık köyünden Satılmı; Çark tarafından davalıJar Çorum Karşıyaka mahallesinden Cevat Günal ve Fatma Günal aleyhine açılan Palabıyık koyiınde kain 119 numaralı parselle ilgıli tapulama tespitine itiraz davasının yapıian yargılaması sırasuıda, durujma davetiyesi uzun aramalara rağmen adresi tespit edilemeyen davalı Cevat Gunal'a tebliğ edilememiş olmakla: Davalı Cevat Günal'm davalı parsel ile ilgüi ne gibi delil ve diyecekleri varsa duruşmanın bırakıldığı 7.7.1987 salı günü saat 09.00'a kadar mahkememize bildirmesi ve durujmada hazır bulunması, duruşma davetiyesi yerine kaim olmak üzere ilan olunur. Basın: 20871 EMEK Yayıncılık Dağıtım, Karadenu'de bayili|ini üstlenecek eleman arıvor
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle