Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
?3 MAYIS 1987 • * * • HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/13 Elimde belge var Haber Merkezi Başbakan Turgut Özal'ın eşi ve Turk Kadınıru Guçlendirme Vakfı Başkanı Semra Özal ile aralarında bir suredir tartışma olan Karlsruhe Konsolosu Bilge Erol, "Efer vunılmazsam, eumartesi günü (bugün) Türkiye'ye dönüşumde her şeyi bdgelerle açtklayacağnn" dedi. Bilge Erol, basında yer alan kendısiyle ilgili bazı ıddialar hakkında, "Almanya'da papalyalı saatVeri sattırtnadıgım için bunlar başladı. Karşı taraf çıldırrnış. Bunlarda bir korkunun paniği var" şeklinde konuştu. Karlsruhe Konsolosu Bilge Erol, Dışişleri Bakanlığı tarafmdan çağnldığı Turkiye'ye dönüşü öncesinde Cumhurivet'in sorulannı yanıtlarken, dunku gazetelerde kendisiyle ilgili olarak yayımlanan "gizfi" kayıtlı raporda yer alan iddiaların her birine kesin kanıtlarıyla karşı çıkabileceğini söyledi. Viyana Büyükelçiliği'nde görevli idari memurun yurda kaçak eşya sokacağına dair ihbann kendisi tarafından yapıldığı yolundaki iddialan "y»lan" olarak nitelendiren Bilge Erol, "Ne acıdır ki, benim elimde kâgıtlar var. İspat edeceğim. kocam aşın sagcı oldugu için, yurda kaçak silah sokuyor diye ihbarda bulundular. ama Kapıkule'de yapılan aramada bir şey bulunamamışiır dive dimde belge var. Öyle yalan söylüyoriar ki, Elimde belgeler var' diye konuşıu. Viyana'dan merkeze döndükten sonra 1979 yılında olumİH, 198O'de ise olumsuz sicil alması nedeniyle 1980'de dış görev talebinin kabul edilmediği konusunda da "Bu kazığı ma»lesef KSzım Oksay atmıştır. Aynı Oksay, şu anda yakmda istif aya mecbur olacagı bir haberi oku.vacaktır. Anlaşılıyor kimin kazıgı oldugu. CMayda adı geçen Devlel Bakanı Ahmet Karahan CHP kokenlidir. Ahmel Karahan beni yanına istemiş. Mani olmuş. Kim mani olmuş? Kâzun Oksay'ın kadrosu neymiş? Müsleşar muavini. Müsteşar kimmiş? Turgul Özal. Bu size bir şeyler anlatraıyor mu?" yanıtı verdi. Konsolos Bilge Erol. 1980 yılında kanser olduğunu iieri surerek raporsuz olarak Londra'ya gönderilmesini istemediğini, Ankara Numune Hastanesi'nden heyet raporu aldığını ve kendisine o günku yetkililerin 6 ay ömrü kaldığı ve çok ciddi rahatsızlığı bulundugu yolunda rapor verdiklenni belirterek, "Heyet raporayla gonderildim. Kimsenin yardımıylt değil. Kusura bakmayın, herkes Sayın Başbakan'ın Houston'a gilmesini yadırgadı. Heyet raporu olmadan. Seyahat diye çtkıp... Terzilerini göturdu onlar... Semra Hanım'ın terzisi de mi vardı Houston'daki raporlarda iki ay kalıriarken" şeklinde konuştu. halya'da bir mağazadan parasım ödemeden mal çıkanrken yakalanması nedeniyle ceza aldığı yolundaki iddialan da, "Hırsızlık yuz kızartıcı bir suçtur. Böyle bir ceza almışsam. bu hariciye beni nasıl kripto gıivenliği gerektiren işlerde çalıştırmtş. Ben görevli bulunduğum yerlerde, kriplo görevterinde bile çanşıyordum" diye karşıladı. 20.11.1969 tarihinde Karadeniz Ereğli Orduevi'nde Karadeniz BOlge Kommanlığı Kurmay Başkam'yla tartıştığı yolundaki haberin yanlış olduğuna değinen Erol, "Kurmay başkanı, kocamın iivey babasıydı. Mesele benimle değiL, onunla arasındaki bir miras meselesivdi" şeklinde konuştu. Konsolos Bilge Erol, Dışişleri Bakanlığı'ndaki söz konusu iddialan konu alan raporun basında yer alma' sını da "Yazıklar olsun bu Dışişlerine ki, beni arayıp 'Haysiyetimizi kurtardın' diyor, bir taraftan da Semra Hanım'dan aldıklan cmirle böyle raporlan basına sızdınyorlar" şeklin• de değerlendirdi. "Ben, ne işadamı geliniyim ne paşa tonıtıuyum. Ne zaman haksızlıga uğramış isem hukuka gitmişim, Danıştay'a gitmişim. Mahkemeleri hep kazanmışım. Bu konuda da açılacak davalan kazanacağım. Ben paşa babama gitmemişim haksızlıga uğrayınca. Kimsesiz halk çocuğu olduğum için Danıştav'a gitmişinı* diyen Erol, emekçilerin yanında olduğunu da kaydederek şoyle konuştu: "Ben Semnt Özal gibi çağdaş kadını lemsil edeceğim diye, ağzımda puro, başımda ortüyle adamın nikâhını kıymıyorum." Başkonsolosluk tarafından kendisiyle ilgili olumsuz göruşler yansıtan mesajlar gönderilmesini de "papalyalı saaHeri sattırmanıa tavnndan sonra" başladığını belirten Bilge Skandalcı konsolos Bilge Erol: Ve kaplumbağalar geldi (Baştarafı 1. Sayfada) murtlamadan denıze döndüğu belirlendi. Kumsala çıkan 10 kaplumbağadan 4'unun Iztuzu mevkiindeki turizm yatınm bölgesinde bulundugu ve 3'ünün burada >Timurtladığı saptandı. Yuvalardan birinin de otel inşaatına 150 metre mesafede açıldığı belirlendi. Böylece, Bakan Mesut Yılmaz ve Çevre Genel Müdürü Muzaffer Evirgen'in Iztuzu mevkiinde kaplumbağaların yumurtlamadığına ilişkin açıklamaları asılsız çıktı. OÜTtJ Sualtı Topluluğu'nun Akademik Daruşmanı Doç. Dr. Erdal Özhan, topluluğun başkanı öğretim görevbsi L'ğur Valçıner ve topluluk uyesi 16 ODTÜ oğrencisi ile birlikte Dalyan kumsalındaki gözlera çalışmalanna katıldık. 18 mayıs pazartesi gecesi saat 23.45'ten başlayarak 19 mayıs sabahı saat 05.00'e kadar Dalyan kumsalındaki arastuma sırasında, daha önce kumsala çıkmış kaplumbağalann izlerini belirledik ve saat 07.30'da da yeni bir iz bulduk. OEimJ Kıyı ve Liman Mühendisliği Araştırrna Merkezi'nin Dalyan kumsalının bogaz girişi tarafındaki gözlemevinden, Kavala Şirketler Grubu'nun İztuzu mevkiindeki turistik yatırımına kadar 4 kilometre uzunluğundaki kıyı şeridinde, bazı kaplumbağalann kumsalda 50 metre kadar ileriediklerini, bazılarının ise 1.5 metre kadar kumsala çıktıktan sonra yumurtlamadan denize geri döndüklerini belirledik. Kaplumbağalann yuva açtıklan bölgede Dalyan Be'.ediyesi'nin traktörlerinin inşaat malzemesi taşıdığı dikkati cekerken, otel inşaatı çalışmalarının da sabah saat 01.30'a kadar devam ettiğini gozledik. ODTÜ Sualu Topluluğu Akademik Daruşmanı Doç. Dr. Erdal Özhan, kumsaldaki traktor trafiği için, "Üzerinden (raktör geçen yuvadaki yumurtalar kıryır" dedi. Erdal Ozhan, gecenin sessizliği ve karanlığında yumurtlamaya gelen kaplumbağalann inşaatın gurultusu ve aydınlatma&ından da etkileneceğini söyledi. Bilindiği gibi Dalyan Belediye Başkanı AK Gün ve yatınmcı şirketin yönetim kurulu başkanı Osman Kavala, yumurtlama doneminde kaplumbağalar için gerekli önlemleri alacaklannı açıklamışlardı. Doç. Dr. Erdal Özhan, ODTÜ Sualtı Topluluğu'nun çalışmalarını anlatvrken, topluluğun gündüzleri sualtındaki plastik, naylon, teneke, cam gibi artıklan topladığını, geceleri de kumsalda kaplumbağalan gözlediğini söyledi. Doç. Dr. Ozhan, her gece saat 21.30'dan iübaren gün doğuncaya kadar kumsaldaki gozlem çalışmalanna 2'şer kişiden oluşan 3 ekibin katüdığım ve 2 vardiya halinde gözlem yapüdığını biklirdi. Erdal Özhan, kaplumbağa bulan ekibin ışıkla sinyal vererek gözlemevini uyardığını ve töm ekiplerin kaplumbağa bulunan yere gittiğini söyledi. Doç. Dr. Özhan, kaplumbağanın yumunlarnasını ve yuvasını kapatmasım beklediklerini, denize dönüşü sırasında kaplumbağayı tartıp ölçtüklerini ve markaladıklannı, daha sonra da belgesel niteliğinde video çekimi yaptıklannı bildirdi. ODTÜ Sualtı Topluluğu Akademik Danışmanı, geçen yıllara oranla, bu yıl mayıs ayında Dalyan'a gelen "caretta caretta" türü denizkaplumbağası sayısında büyuk azalma olduğunu söyledi. Bunun bölgedeki inşaatın gürultusü ve aytınlatmasının yanı sıra sıcaklığm mevsim normallerinin altmda olmasından kaynaklanabileceğini de vurguladı. Erdal Özhan, hava sıcaklığjnın artması ve kumun ısınması ile yumurtlamaya gelen kaplumbağa sayısının artmasının beklendiğini belinirken kaplumbağalann inşaat çalışmalanndan etkilenebileceğini de savundu. Kaplumbağa peşinde teau belgesellerindeki araştırmacılar gibi hissediyordum. Bütun gece kumsalda yürüyecektik, kaplumbağalan gözleyecek, fotoğrafiarını çekecektik. Dalyan'ı denize bağlayan deltanın labirentlerinde ilerlerken, bir doğa ve tarih hazinesinin içinden gecmekte olduğumuzun farkındaydık. Önümüzde sazlıklardan oluşan ve bilmeyenin asla yolunu bulamayacağı bir delta labirenti, sağımızda antik Kaunos kentinin dağlara oyulmuş kaya mezarları... Yaklaşık 40 dakikalık bir motor yolculuğundan sonra kumsala vardık. ODTÜ Sualtı Topluluğu uyeleri, başlarında akademik danışmanları Doç. Dr. Erdal Özhan ve grup başkanı öğtetim gorevlisi (Jğur Yalçıner, küçük barakalarının önünde yemeğe oturmak üzereydi. Sualtı topluluğunun öğrenci uyelerinin hazırladığı koca bir kazan çorbayı ve türluyü afıyetle yedik, ortak merakımız olan kaplumbağalar konusunda sohbete başladık. Doç. Özhan, verilen guvenceye rağmen, inşaat ışıklarının geç saatlere kadar yandığından yakımyor, soyları tükenmekte olan kaplumbağalann bu ışıklardan urkebileceğınden söz ediyordu. Doç. Özhan, yaklaşık 4 kilometre uzunluğundaki kumsala, her yüz metrede bir işaret kazıgı çaktıklannı, iki kişiden oluşan uç grubun, kumsalı 1200 metrelik üç parça halinde paylaştıklannı ve nöbet beklediklerini anlattı. nöbetler, 21.30 02.00 ve 02.00 05.00 arasmda iki vardiyayla tutuluyordu. Merkez üssu olarak kullanılan barakada Doç. Erdal Özhan ve video çekim ekibi bekliyor, kaplumbağa haberi ulaşır ulaşmaz kumsalı koşa koşa geçip kaplumbağaya yeüşiyor ve gerekli işleri yapıyordu. Bir sure barakada oturduk bekledık. Saat 24.00 civarında zorlu yürüyüşümuze başladık. Onalık zifiri karanlıktı. Hepimirin (Baştarafı 1. Sayfada) Erol, daha öncesinde başkonsolos ile aralarınm çok iyi olduğunu anlattı. Bilge Erol, yurda bugun dönuşunde Esenboğa Havaalam'nda butiin iddialan belgeleriyle yanıtlayacağını ve herkese ne kadar haklı olduğunu göstereceğini söyledi. Erol, "basın toplantısına kendisini karşılamaya Zeynep'in butigine gönderilen gazetecilerin değil, duriıst. efendi. namuslu gazetecilerin gönderilmesini" istedı. Iş güvenligine (Baştarafı 1. Sayfada) şitli etkinlikler gerçekleştiren Çalışma ve Sosyal Guvenlik Bakanlığı' nın, bu genelgesi ils iş kazaları ve meslek hasıahkları risklerini "işin basında" gidermeye yönelik temel ve yasal bir uygulamayı işlevsiz kıldığı savunuldu. İlgili çevreler, kurma izni ve işletme belgesi bulunmayan işyerlerinin, işçüerin yaşamı için tehlikeli bir durum saptandığinda kapatılmasım, ayrıca işyerlerinin bu belgeleri alıncaya değin her ay için 30 bin lira ceza Ödemesini öngören tş Yasası hükümlerini hatırlatarak "Bu genetge ile bunlar da kigıt üzerinde kaldı. Genelge, işverenlere büyuk kolaylık, işçilere ise yeni kaza >e hastalıklar getirir" dediler. Çahşma ve Sosyal Guvenlik Bakanlığı'nın, Iş Teftiş Kurulu Başkanlıgı ile bölge mudurluklerine gonderdi|i 8 Nisan 1987 tarih ve 1987/7 sayılı genelgesi şöyle: "Bakanlığımıza yapılan muhtelif müracaiitlar ve incelemeler sonucunda kurma izni ve işletme belgesi alma konusundaki işlemlerin. işyerinin kurulup açılmasında ve dolayısıyla işçi istihdamında büyuk zorluklar meydana getirdigi anlaşılmıştır. Bu itibarta bürokralik engellerin azaltılması ve bu suretle istihdamın arttınlması amacı ile Devlet Bakanlığına konu intikal ettirilmiş olup aynca bakanlığımızca da 1475 sayılı İş Kanunu'nda bununla ilgili değtşiklik çalışmalan tamamlanmak uzeredir. Yukanda belirtüen hususlar karşısında yapılmakta olan çalışmalarda alınacak sonuca inlizaren kunılmuş olan işyerleri için, tşçilerin hayatı için tehlikeli bir husus bulunmayan hallerde kurma izni belgesinin ikinci bir emre kadar aranmaması uygun bulunmuştur. Bilgi edmilmesini ve gereginin buna gorc ifasını rica edeÖte yandan, işçi sendikalarında edinilen bilgilere göre yine tş Yasası'nda 1983 yılında gerçekleştirilen bir değişiklikle Kurma Izni ve İşletme Belgesi verilmeyen işyerlerine belediyeler ve diğer ilgili makamlarca da kurma vç açılma izni verilmeyeceği hükme bağlandı. Ancak bu hüküm de "kâgıt üzerinde" kaldı. Sendikal çevreler, tstanbul'da yeni açılan birçok işyennin "bu iki belgeyi almak bir yana Çalısma Bakanlığı'nın başvuruda bile bulunmadan belediyelerden ruhsal aldıklanm" bildirdiler. ellerinde el fenerleri vardı. Ama fenerleri surekli açık tutmama konusunda uyarılmıştık. Çunkü kaplumbağalar fener ışığından ürkebilir, yumurtlamaktan vazgeçebilirdı. Oysa kumsalın oteki ucundaki inşaatın buyük projektörleri yanıp duruyordu. Kumlara bata çıka yürümeye başladık. Doğrusu ben, böyle bir yürüyüşe ilk kez çıktığım için epey heyecanlıydım. Her attığım adımda bir kaplumbağaya çarpma korkusu yaşıyor, bir yandan da kumlarla boğuşuyordum. Bir süre sonra, yuruyüş toplu halde olmaktan çıktı. İnsan o koca kumsalda, yıldızîarın altında, denizin sesiyte baş basa kalınca, daha da tedirginleşiyor. Bir süre sonra, ODTÜ Sualtı Topluluğu'nun ilk nobetçileriyle karşılaşıyoruz. "Ne var ne yok?" "Şimdilik bir şey yok..." Umutlar devam ediyor. Yürüyüşümüzü sürdürüyoruz. Ortadaki grupla yaklaşık 1 kilometre sonra karşılaşıyoruz. Soru ve yanıt aynı. Zörlu yuriıyiiş devam ediyor. Son grupla da karşılaşıp aynı yanıtı aldıktan sonra Deniz Som, ben ve "Erdal Hoca" inşaat sahasına giriyoruz. Bir zamanlar bataklık olan bölge, Kavala İnşaat tarafından çakıUa doldurulmuş durumda. Sıkıştırılmış taşlann üzerinde yüruyoruz. Yürüdukçe anlıyoruz, buraya yapılacak olan otelin görkemini. Ote! bir yamyla iki tatlısu gölüne, bir yarayla 4 kilometre uzunluğundaki muhteşem kumsala, bir yamyla çam ormanına ve bir yanıyla da denize bakacak. "DogTusu" diye düşünüyoruz, "ttm otel yapılacak yer." Bir doğa harikasırun uzerine yapılan inşaat, son hızla devam ediyor. Yorgunluktan bitap düşmüş durumdayız. Daha kalabalık bir grupla ağır ağır yuruyerek dönuyoruz, bir yandan da eski kaplumbağa izlerini takip ediyoruz. Denizden 50 metre kadar içeri açılan bir yuvayı görmek istiyonız. Kumu biraz kazıyoruz, yumurtalan bulabilir miyiz diye, ama bulamıyoruz. Epey geniş bir daireyi kureklerle kazmak gerek. Vazgeçip yüruyuşumuzü sürdürüyoruz. 02.00 05.00 nöbetini tutacak olan ekipler de yerlerine yerleşmek uzere. Yoldaonlarla karşılaşıyoruz. "Dörtlüncü kazıkla beşinci kazıgın arasmda bir iz gördiık. Oenizden çıkmış, 2 metre gitmiş geri dönmüş" diyorlar. Heyecan içinde hızlanıyoroz. Acaba başkaları da çıkma hazırlığmda mı? Yolda suyun sıcaklığının geçen yılm aynı dönemine göre daha soğuk olduğunu, kumların da henuz tam olarak ısınmadığıni, bu yuzden kaplumbağalann karaya çıkışlannın gecikeceğini konuşuyoruz. 2025 dakikalık bir yürüyuşten sonra izleri biz de buluyoruz. Kaplumbağa, kuma çıktıktan sonra 1.52 metre yurumuş, sonra bir U çizerek geriye, denize dönmuş. Neden çekindiğini ve denize geri döndüğunü tartışıyoruz, sonra tekrar yürümeye başlıyoruz. Barakaya geri döndüğumuzde, kimsenin ayakta duracak hali kalmamış durumda. Çay demleniyor, peynir ekmek ve bal yenerek sohbete başlanıyor. Derken sabah oluyor. Öteki gruplar da dönüyor, herkes çadınna giriyor, yatıyor. Bu arada Deniz Som, deltanın denızle birleştiği boğaza giderek, bir balıkçı teknesini çevirmeye uğraşıyor. Dalyan'a bir an önce geri dönmeli ve öteki işlerimizi yapmalıyız. Bir ara barakanın camından dışan baktığımızda Deniz Som'u ellerini sallayarak bize işaret verirken göruyoruz. Koşa koşa yanına gidiyoruz. Deniz, yeni bir iz bulmuş. Hem de burnumuzun dibinde. O da kuma çıknktan sonra 2 metre ancak ilerlemiş ve hemen geri dönmuş. Kaplumbağalan değilse de izlerini görmüş olarak geri dönuyoruz. Uykusuz ve yorgun bir gecenin tek ödülü, toplamı 8 metreyi ancak bulan taze kaplumbağa izleri oluyor. "49. Halk Bankası Yılı Halkımıza Kutlu Olsun! OKTAY AKBAL (Baştarafı 2. Sayfaaa) in DYP'si ki h/um Menderes de bu partinin ileri gelen bir kişisidir bu oyunu bozmak istiyor. Evet, iki yanlı çirkin bir oyundur oynanan; ölülerin sırtından siyasal yatınm yapmak telaşı. hesabıdır ortadaki gerçek... Menderes, bir seçim sonucunda görevinden uzaklaştırılmalıydı. Öyle de olacaktı, ama inadının, yanlış hesabının kurbanı oldu. Elbette ki darağacına aötürülmemeliydi. Ne o, ne başkaları... Hiç kimse siyasal suçlardan ötürü ölüm cezasına , çarptırılmamalı... Menderes de, * başkaları da...Ama idam edilen kişilerin bazılanna özür dileme törenleri yapılacaksa, bu tür uygulama başka kurbanlar için de söz konusu olacaktır. EVET/HAYIR Halk Bankası, bundan 49 yıl önce, esnafın, sanatkânn, sanayicinin, tasarruf sahibinin... bütün Türk Halkı'nın bankası olmak karanyla kuruldu. Her yıl, halkıyla birlikte gelişti, büyüdü. Ve her yıl, Türkiye'de, "Halk Bankası Yılı" oldu. Halk Bankası, bugüne kadar oldugu gibi, bugünden sonra da, var gücüyle, Türk Halkı'na hizmet için çahşacaktır. Türkiye Halk Bankası, "49. Halk Bankası Yılı"ra halkmıızla birlikte kutlamanın sevincini yaşıyor. KEMAIİZMİN DRAMI Vedat Nedim Tör Çağdaş Yayınları Turkocağı Cad. 3941 Cağaloğluhlaabul HALK "Halkının Bankası" TURKIYE BANKASI