18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/10 23 MA YIS 1987 Meclis bugün tatile giriyor ANKARA (Cumhuriyel Bürosu) TBMM bugünden itibaren 16 günlük bir ara tatile giriyor. • TBMM 9 haziranda yeniden toplanarak, gündemindeki yasa tasarı ve önerilerini sonuçlandıracak. TBMM tatile girmeden önce bugün referandum ve seçim yasa tasarılannı görüşecek. Danışma kurulunun dünkü toplantısında alman karar uyarınca Meclisin bugünkü çalışması saat 14.00'te başlayacak ve referandum ile seçim yasaları üzerindeki görüşmeler tamamlanıncaya kadar sürdürecek. Limonata dişleri çürütüyor Magazin Servisi Bir parça çikolatanın dişlere hiçbir zaran dokunmaz ama yemekler arasında tatlı yiyecekler atıştırmayı alışkanhk haline getirenler bunun bedelini korkunç diş ağrılanyla ödemek zorunda kalabilirler. Çürüklere, dişlerin üzerindeki tabakada bulunan ağız bakterilerinin şekerle birleşmesiyle oluşan asit neden oluyor. Böylece başlangıçta ağn yapmadığı için farkedilmeyen çürükler giderek ilerlemeye başlıyor. Bu arada elmanın ağızda daha fazla asit yaratmasına karşın etkisi çikolata ile oluşan yapışkan asitten daha çabuk geçtiği için çüruğe neden olmuyor. Yemek aralarındaki kilçük atıştırmalardan sonra kimse dişlerini fırçalama zahmetine katlanmadığı için, diş çtirüklerinden özellikle bu tür yiyecekler sorumlu tululuyor. Bütün şekerli sakızlann, keklerin, hatta limonatanın bile ağızda asit yarattığı belirtiliyor. UGURMLMCU GOZLEM BONN (a.a.) Federal Almanya Cumhurbaşkanı Richard von Weizsaecker Türk gençleri ile görüştü. Alman gençleri ile birlikte yabancı gençlerin kendi çalışmalarını sergiledikleri çadırlan tek tek nyaret eden Weizsaecker, Kassel kentinden gelen Türk gençlerinin hazırladıklan, "2000 Yılının Çalışma DünyasT' konulu projeyi ilgiyle inceledi. Projeyi hazırlayan Engin Çıkla, Nuri Erciyes, Salira Erdoğan, Erol Erdoğan ve Yılmaz Kaptan adlarındaki Türk gençleri ile sohbet eden Weİ2saecker, çahşmalanndan ötürü kutladı. Bu arada Engin Çıkla'ya nereli olduğunu soran Weizsaecker, "Mahıty«lıyım" yanıtı üzerine, "Malatya'yı bOiyonım. Çok sevimli bir kent" diye konuştu. Engin Çıkla da "Başbakanımız Özal da Malatyalıdır" diye karşılık verdi. Weizsaecker Türk gençleriyle Günlerden cuma. Üstelik kutsal ramazan ayının son cuması. Camiler her zaman olduğundan daha bir kalabalık. Sultanahmet Meydanı tam bir panaytr yeri gibi. Fes, kartpostal, dia, kavaL, limonata, simit, lacoste, tişört, tespih, takke, misbak, koku, başönüsü, ambalaj kâğıdından seccade satıcılan ile Mavi Cami'nin mikrofonlanndan meydana yayılan sesler birbirine kanşıyor. Caminin, Sultanahmet Meydanı'ndaki "Burmah Sütun'a bakan kapısmdan çıktınız mı karşınıza basörtüsü yasağını protesto eden 1520 kişilik türbanh bir grupla karşılaşıyorsunuz. Destek için imza topluyorlar. Cuma hutbesi dinlemeye gelen başörtülu kadınlardan imza alabilmek için konuşanlar var aralarında. Burmah Sütun'u çeviren parmaklıklar, türbancılan destekleyen çelenklerle donanmış. lamazanın son cuması HABERLERİN DEVAMI 11 idam ANKARA (ajı.) Adana MHP davası sonuçlandı. On bir sanık ölüm cezasına çarptınldı. lki kişiye ömür boyu hapis cezası verildi. 16 kişi de 36'şar yıl hapis cezasına mahkum edıldı. Dördüncu Kolordu Komutanlığı (1) Numaralı Askeri Mahkemesi'nde altı yıldır devam eden davanın dünkü son duruşmasında "cürüm işlemek için oluşturulan silahlı örgüte girmek, adam öldiirmek, >aıalamak ve gasp" suçları sabit görulerek idam cezasına mahkum edilenler şunlar: Recep Küçiikişsiz, Mustafa Uygun, Abuzer Çalışkan, Taylan Çoklar, Mehmel Emeç, Önder Ersoy. Mustafa Çıilnar, Ali Karadag, Kemalettin Koca, Recep Özkurt, Selanattin Buyiıköztekin. Sanıklardan lrfan Giiler ve Hızır Öziiner üç avı geceli gunduzlü hucrede geçirmek üzere ömür boyu hapis cezasına mahkum oldular. Adana MHP davası karan: Yaslan 1216 arasında değisen 35 Kuran kursu öğrencisi, türbancılan ziyaret etmek istedL Polis, bu öğrencileri toplayarak emniyete götürdü. Ttirban olayı: 100 gözalü (Baştarafı 1. Sayfada) ziyaret etmek istedi. Yaşlanmn 1216 civarında olduğu lahmin edilen öğrenciler, türbanlı eylemcilere ulaşamadan polis tarafından engellendiler. Öğrenciler, polis araçlarına bindirilerek emniyet müdürluğüne getirildiler. Bu olayın ardından bu kez imam hatiplisesi öğrencilerinden oluşan 15 kişilik grup, türbanlı öğrencileri ziyaret etmek istedi. Polis, bunlara da engel oldu ve tümünü gözaltına aldı. CUMA NAMAZ1NDAN ÇIKANLAR Daha sonra, cuma namazuun bitmesinin ardından Caınii Kebir, Hacı Kılınç, Hunat ve bazı camilerden çıkan yaklaşık 150 kişilik bir grup, rektörlüğe doğnı yurümek istedi. Ancak cami çevrelerinde çok geniş giivenlik önlemi alan polis, yürüyüşe izin vermedi. Camiden ayrılanlar, bu kez araçlarla gruplar halinde ünivershe önüne gelerek türbanlı öğrencilere ulaşmayı başardılar. Bu gruplann arasında bazı cami imamlannın da bulunduğu iddia ediliyor. Türbanlı öğrencilerin açtıklan imza kampanyasına katılan camiden çıkanların oluşturduğu grup. türbanlı öğrencilerin etrafında bir çember oluşturdular. Kayseri Emniyet Müdürü Güner Kalkandert ile Siyasi Şube Müdürü Cemil Demir de olay yerine geldi. Megafonla yapılan uyarılara rağmen, kampusa girenler dağılmayınca, polis zor kullandı. Kampus içinde 60'a yakın kişi polis araçlarına bindirilerek emniyet müdürluğüne getirildi. Emniyette yapılan sorgulardan sonra 14 Kuran kursu öğrencisi gözaltına alındı. Daha sonra 4 öğrenci adliyeye sevkedilirken, diğer 10'u ise serbest bırakıldı. ANKARA'DA Cumhuriyet Ankara Bürosu'nun haberine göre başkentte çeşitli yükseköğretim kurumlannda okuyan ve başörtülerinden dolayı fakültelerine alınmadıklan gerekçesiyle direnen 30 kadar kız öğrenci, dün saat 12.30 sulannda Kızılay'daki postaneden 2000 yılının cumhurbaşkanı, başbakam, TBMM başkanı, Yüksek Öğretim Kuruiu başkamna mektup gönderdiler. Türbanlı öğrencilerin PTT'nin "2000 Yılına Mektup" kampanyasından yararlanarak gönderdikleri mektuplarda bu öğrencilerin turban kullanmalarından dolayı yüksekoğretim kurumlannda karşılaştıklan zorluklar belirtüdi. Mektuplarda, bu uygulama "yanlış" sekilde nitelenerek aynı tür uygulamanın 2000 yılında tekrarlanmaması temennisinde bulunuldu. öğrencilerin bu eylemi sırasında siyasi polis tarafından fotoğrafları çekildi. Bu arada Ankara'da türban yasağının kaldırılması amacıyla açlık eylemi yapan oğrenciler Cumhurbaşkanına, TBMM Başkanlığına, Başbakan ve YÖK'e göndermek amacıyla hazırladıklan düekçe için 25 bin imza topladılar. Açlık eyleminin yapıldığı Abdi İpekçi Parkı ile Hacettepe Üniversitesi bahçesinde imzaya açılan dilekçedeki bu sayının daha da yükseleceği bildirildi. Açlık eylemi dün 26. gününü doldururken, öğrencileri, aralarında eski Adalet Bakanlarından Şevket Kazan üe Yasin Hatipoğlu'nun da bulunduğu bir grup avukat ziyaret etti. İstanbul, İzmir ve Bursa'dan gelen oğrenciler, bugün rektörler toplantısının yapılacağı binanın önünde toplanacaklarını ve rektörlere sorunlarını ileteceklerini söylediler. ERBAKAN Cumhuriyet Bursa Bürosu'nun haberine göre kapatılan MSP Gehel Başkanı Necmettin Erbakan, önceki gece Bursa'ya geldi. Gece iftar yemeğine katılan Erbakan, dün düzenlediği basın toplantısında "ÖzaTro gidisi, basörtüsü ve faizler olacak, bilesiniz" dedi. Özal'ın 1980 oncesinde MSP'dcn milletvekili adayı olduğunun hatırlatılması üzerine Erbakan, şunlan söyledi: "Bizim adayımız olarak secimi kazansaydt, milli göriiş istikametinde, bizim aramızda faydalı hizmetler yapacaktı. Faizi artlırmak için değil, kaldırmak için çalışacaktı. Her şey raaalesef o seçimi kazanamamasından dolayı meydana geldi. Çünkü kazanamayınca, gitti, vanlış zihniyetli çevrdere girdi, o çevrrfer içinde değişik bir insan oldu çıklı." Erbakan, basın toplantısından sonra Yıldırun Beyazıt Camii eski vaizlerinden Kâmil Memişogullan'nın Elmasbahçe Mahallesi'ndeki evini ziyaret etti. Ancak 93 yaşındaki vaiz, cuma namazı için camiye gittiğinden, görüşme gerçekleşmedi. Bursa'da dini çevreler üzerinde oldukça etküi olduğu bildirilen ve 'Kâmil Efendi" lakabıyla tanınan din adamı, çevresinde "fıkıh" (tslam hukuku) konusunda verdiği fetvalarla tanınıyor. Erbakan, dün cuma namazını 7 haziranda seçim yapılacak Emekköy'deki camide kıldı. BURSA'DA TÜRBAN YASAĞl KALKTI Uludağ Üniversitesi tlahiyat Fakültesi'nde, "türban yasağı" kaldınldı. Üniversite Rektöru Nihat Balkır, "türban yasağı" nedeniyle sınavlara sokulmayan oğrenciler için, "telafi sınavı" yapılacağını açıkladı. Şimdilik sadece ilahiyat fakültesinde uygulamaya komılacak olan yeni karar ile ilgili üniversitenin diğer fakültelerinde de gelişmeler bekleniyor. Rektör Balkır. yasağın kaldırılması ile ilgili, "Öfrenciierimize kapıyı araladık. Bu olay çok basit bir olay degil. Arkası gdebilir, ama nasıl gelişme olur bilemem" şeklinde konuştu. Balkır, bir soru üzerine, yasak nedeniyle anavlara alınmayan ilahiyat fakültesi öğrencilerine sınav hakkı tanınacağını da açıkladı. Rektör, "Okuldan gtılan dğrencilerimiz için bir şey soyieyemem. Ancak sınaviara alınmayan öğrencilerimiz için ek sınav hakkı düşünuyonız. Telafi sınavlannın takvimi daha sonra belirienecek" dedi. YÖK'ün bir süre önce aldığı "çagdaş gjyim" konusundaki karardan, "iiıuversitelerdcki uygulama birtifti"nin bozulmaması için vazgeçtiklerini de açıklayan Uludağ Üniversitesi Rektörü Balkır, "Beo araştırma yaptırttun. Erciyes, Marmara, 9 Eyliil, Erzurum Üniversitcleri'ne baglı ilahiyat fakültelerinde türban >asağı kaldınlmış. Bu nedenle dekanhğımızın karannı onayladık" dedi. KONVA'DA AÇLIK GREVt Konya muhabinmiz Sabit Horasan'ın bildirdiğine göre, turban yasağına tepki olarak tıp fakültesi öğrencisi 6 kız öğrencinin başlattığı açlık grevi 8. gününü doldururken, eylemci öğrencilerden bazılarınm hastalanması sonucu, açlık grevi nöbetleşe sürdürülmeye başlandı. Selçuk Üniversitesi rektörlük binası önunde başlalılan açlık grevine katılan Emine Karadag, Nermin ve Semiha Şenlurk, Hüsnive Kuş, Falma Akba$ ve Hatice Tek adlı öğrencilerden Hatice Tek, rahatsızlandığı için doktor tarafından eylemine son \erdirildi. Diğer oğrenciler ise yine doktorların kontrolünde nöbetleşe olarak açlık grevini sürdürüyor. Bu arada türban yasağını proıesto yürüyüşü davası nedeniyle DGM'de tanık olarak ifade veren İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hüseyin Ayan, fakültede başörtüsünün serbest olduğunu açıkladı. Prof. Ayan, ifadesinde, çağdaş yorum ır.eselesinin rektörlerir. yetkisinde olduğunu ve kendilerini ilgilendinnediğini belirtti, başönüsü ileokulagelmenin hiçbir engeli olmadığını söyledi. Mahkeme, Adnan Badak, Osman Birbiçer, Bülent Bulbül, Halil Ce>lan, Şahin Çetin, Yiicel İrik. Muhsin Kâhya, Muzaffer Kuşdemir, Vahti Tukaşçı, Ali Yüksek. Sezai Duraıaz, Kadir Akgüllu, Halil İbrahim Altınışık, Ahmel Koca, Huzeyfe Atmalıoglu ve Murat Direnç'i de 36'şar yıl ağır hapis cezasına çarptırdı. 35'i tutuklu 216 sanıklı dava, 29 Nisan 1981 tarihinde açılmıştı. Davada delil yetersizliğinden 115 sanık beraat etti. Ceza süreleri dolan 9 tutuklu sanığm da tahliyesi kararlaştırıldı. Ankara 4. Kolordu Komutanlığı I Numaralı Askeri Mahkemesi'nde dün sonuçlanan Adana MHP davasında açıklanan kararda sanıklann, kapatılan MHP ve "ülkücü" kuruluşların üyesi olarak, Adana ve yöresinde çeşitli eylemlerde bulunduklarının sabit görilldüğü bildirildi. Bu arada, sanıklann, cürüm işlemek için oluşturulan silahlı örgüte girerek çeşitli olaylarda 52 kişiyi öldürdükleri, 29 kişiyi öldürmeye teşebbüs ettikleri kaydedildi. Sanıklardan Kadir Akgöllu'nun, Adana Emniyet MüJürii Cevat Yurdakul'un öldürülmesi olayına "asli faü", aynı olaya Sezai Durmaz ve Halil İbrahim Altınışık'ın da "fer'i fai!" olarak katıldıklarımn anlaşıldığı bildirildi. Kahramanmaraş olaylanna kanştıklan belirlenen ve yaklaşık 9 yıldan bu yana aranmakta olan 44 sanık hakkında Adana Askeri Mahkemesi'nce verilen kararlar açıklandı. &•&. muhabirinin edindiği bilgiye göre, yıllardır bulunamayan sanıklardan tsmail Çetinkaya hakkında omür boyu hapis cezası verildi. Hüseyin Kâhya on yıl, Mustafa Güneçıkan ve Mahmut Yıldız 3'er yıl 4'er ay, Yusuf Kavuk, Eyüp Kenger, Mustafa Kanlıdere ve Mustafa Teceli de 5'er yıl ağır hapis cezasına çarptınldı. (Baştarafı 1. Sayfada) hükmünü getiriyor. Örnek verelim: Türkiye İşçi Partisi yöneticileri, 12 Mart döneminde Türk Ceza Yasası'nın 141'inci maddesi uyarınca ağır hapis cezalarına çarptırıldılar. TİP yöneticileri, 1974 yılında çıkarılan ve daha sonra Anayasa Mahkemesi karan ile kapsamı genişleyen af yasası gereğınce de affedildiler. Şimdi anayasa diyor ki: Ben af maf dinlemem. TİP yöneticileri bir daha milletvekili seçilemezler... Anayasa bu hükmü ile gelecek parlamentoların elini kolunu bağlamaktadır... Denilebilir ki: Canım efendim, anayasanın bu hükmü anayasanın yürüriüğe girmesinden sonra işlenecek "ideolojik" nitelikte suçlarla ilgilidir... Yok, hiç de öyle değil... Değil çünkü, Milli Güvenlik Konseyi, bu yolu da kapatmıştır. Nasıl mt? Şöyle: 12 Eylül döneminin son günlerinde siyasal partiler kurulurken, Demokrat Parti milletvekillerinden NeclaTekinel, Turgut Sunalp'in Milliyetçi Demokrasi Partisi'ne kurucu üye olmak istemiş, konu bu nedenle MGK gündemıne girmiştir. Sayın Tekinel, 1961 yılında Yüksek Adalet Divanf nca Türk Ceza Yasası'nın 146'ncı maddesi uyarınca mahkum olmuş, daha sonra çıkan af yasası ile de affedilmişti. Acaba "Yassıada mahkumu Tekinel" anayasanın bü 76'ncı maddesi karşısında parti kurucusu olabilir miydi? MGK, 91 sayılı kararı ile konuyu çözümledi. Dedi ki: 76'ncı maddedeki hüküm, bu anayasanın yürüriüğe girmesinden önceki suç/ara da etkilidir. Ancak, Tekinel'in suçu ideolojik nitelikte olmadığından Yassıada mahkumlan milletvekili seçilebilirler. Onlar için bir engel söz konusu değildir. MGK, böylece anayasanın 76'ncı maddesinde yazılı yasaklann geçmişte işlenen suçlar için de geçerli olduğunu kabul ediyordu. Peki "ideolojik suc" neydi? Ceza Yasası'nda bu başlık altında herhangi bir bölüm olmadığına göre suçların ideolojik yapıda olup olmadığına kim, nasıl karar verecekti? O hiç bellı değildir. O gün için belli değildir, bugün için de belli değildir. Ceza Yasası'nda olmayan bu ayrım, siyasal önyargılardadır. Solculuk oldu mu tamam; ideolojik suç! Değilse, değil! Olmaz... Bu otmaz işte... 12 Eylül öncesi siyasetçilerin yasaktannın kaldırılması sırasında da bir tek Allahın kulu da kalkıp "Yahu anayasanın 76'ncı maddesindeki affa uğramış olsalar bile milletvekili seçilemezler hükmü, insan haklanna aykırıdır" demedi, diyemedi. Sayın Cindoruk, "Demirel'in katılmayacağı seçim gayri meşrudur" diyor, peki bu mantığa göre TİP yöneticisi Prof. Sadun Aren'in katılamayacağı bir seçim fiiçin "meşru" o\sun? Türkiye'nin Marksistleri, Güney Afrika'nın zencileri midir? Bu siyasal sorulara "hukuki ve ahtaki" bir yanıt verebilecrk olanları, gerçekten görmek ve tanımak isterdik... Yasaklar kimlere? Evet, kimlere? ANAP, DSP'den aldı (Baştarafı 1. Sayfada) nukscver de sürpriz bir kararla partisinden istifa edip ANAP'a katıldı. Böylece dün sabah saatlerinde milletvekili sayısı 255'e düşen ANAP, Konuksever'in transferiyle yeniden 256'ya yükseldi. Dün, ANAP'tan istifa eden ve DYP'ye girmesi beklenen İsmet Ergül. son hafta içinde ANAP'tan DYP'ye geçmek için istifa eden ikinci milletvekili oldu. Bilindiği gibi geçen günler de de Artvin Milletvekili Nevzat Bıyıklı istifa ederek DYP'ye geçmişti. baskanlıSa ^rtnderdi F.reül. istifa dilekçesinde ekonomi ve siyaset konusunda Başbakan ve bakanlara yaptığı uyanlann sonuçsuz kaldığını belirterek özetle şu goruşlere yer verdi: "Özellikle Türkiye'nin azgelismiş bolgesi olan seçim bolgem Kırşehir için yapılması icap eden ve halka vaat etmiş olduğıımuzyatınmlar yapılmadıgı gibi, lemeli atılmış ve az bir katkı ile faaliyele geçirilebilecek Pellas Lastik Fabrikası, vatandaşın gözü onunde atıl bir şekilde beklemcktedir. Parti içinde bir türiu geliştirilemeyen demokratlaşma >üzunden grupta fîkirlerimizi belirtme imkâıunı bulamamaktayız. Bu durum karşısında Anavatan Partisi'nden istifa etmek mecburiyetinde bırakıldım." Ergül, ANAP'tan istifası nedeniyle yaptığı yazılı açıklamada da hükümetin Kırşehir'e hizmet etmemek için adeta direndiğini belirterek, seçimlerde vatandaşa vaat edilen hiçbir yaıırımın yapılmadığıru söyledi. Ergül, Kırşehir'in devietten nasibini almayan iki ilden biri olduğunu da belirterek "Başbakan, devlet gemisinin dümeni Hinde olduğu halde, bir türlü rotayı o yone çevirmedi" dedi. Ergül, ANAP'tan istifa etmesiyle cumhuriyet ilkelerinin korunmasma ve demokratik rejimin geleceğine hizmet ettiği inancında olduğunu da ifade ederek "Türk milletinin bugünkü suskunlugundan cesaret alanlar, sandıktan gerekli dersi alacaklardır" dedi. Ergül'ün önümuzdeki günlerde DYP'ye geçeceği bildirildi. ABD eski Başkanı Richard Mxon Boğaz'da yürüyüş yaptu Ttirkiye doğru politikalarla ler belinirken, gece Kanlıca'daki Körfez Lokantasf nda "geçmişin Dışişleri Bakanı thsan Sabri Çaglayangil ile yan yana oturduğu bir yemeğe katıldı. Nixon'un 1970'lerdeki başkanlığı döneminde Dışişleri Bakanı olan Çağlayangil, eski başbakanlardan Süleyman Demird'in yakın çevresi içinde yer alıyor. • Amerikalı konukların "Önümuzdeki günlerde Türkiye'de siyasi durumun ne olacagı" sorusuna yanıt aradıkları yemekte, hepsi bir dönem NVashington'da görev almış emekli büyıikelçiler Orhan Eralp, Melih Esenbel ve Oğuz Gökmen ile Türk işadamtarı Duran Akbulut ile Cevdet Aydın bulundu. Bu akşam Türk işadamı Vehbi Koç ile yiyecekleri akşam yemeğinde Türkiye'de iş olanaklarına bakacak olan iki işadamı ile birlikte İstanbul'a gelen Nixon, Atatürk Havaalanf nda ABD Büyükelçisi Robert Strausz Hope ve İstanbul Valisi Nevzat Ayaz tarafından karşılandı. Nixon'a refakat eden ABD'li bankacı Charles Rebozo ve New Yorklu işadamı Robert AMamalp'ın Başbakan Özal'ın Nixon'a New York'taki yemekte verdiği mesajlar çerçevesinde Türkiye'de iş yapmaya arzulu olduğu öğrenildi. Nixon akşamüstü Boğaz'da yürüyüş yaptıktan sonra Sheraton Oteli'nde bir gazeteci grubunun sorulannı yanıtladı. Richard Nixon, Türkiye'ye geliş amacını şöyle açıkladı: "Türkiye'ye ilk kez Başkan Yardımcısı iken geldim. Daha sonraları yine geldim ve son ziyaretim 1985'deydi. Şimdiki ziyaretimin nedeni ise Fransa seyahatimiz sonrasında birkaç boş günümüz vardı ve refakatimdeki iki arkadaşım Türki>e'yi gormemişti; ben de tekrar görmek isliyordum. O yüzden geldik. İslanbul, görmeden ölünmemesi gereken yerlerden birisidir. A>rıca benim Türkiye'ye ne kadar önem verdiğimi biliyorsunuz." Nixon, "Türkiye'ye neden önem veriyorsunuz?" sorusu uzerine de şunlan söyledi: "Gerek başkan yardımcılığım, gereks« başkanlığım sırasında Türkive'nin ne kadar onemli bir müllefik olduğuna bizzat tanık oldum. Turki>e, NATO'nun güney kanadının koruyucusu; NATO'nun en biiyük ordusuna sahip; Araerika'ya stralejik açıdan elzem: gücuyle gelecekle bıiyiik roller ojnayabilecek bir iilke. Polansiyeli. işgiicü ile de ekonomik patlamalar, atılımlar yapabilecek kapasilede bir ulke. Başbakan Özal ile b)pass ameliyatından önce Ncw (Baştarafı 1. Sayfada) York'ta bir arkadaşımın lokantasında özel bir yemek yedik. Yakın birkaç işadamı arkadaşımın da bulunduğu bu yemekte Türkiye'nin geleceği üzerinde konuştuk. Elbetle Türkiye'nin de her ulke gibi sorunlan var fakat hiç kuşku yok ki Turkiye doğru politikalarla yonttilmektedir. Siz artık geçmişe değil gelecege dönuk bir toplumsunu/. " Nixon, "TÜTkiye'nin stratejik, ekonomik, askeri açıdan öncelikleri, bölgedeki rolü ne olmalı?" sorusuna ise şu yanıtı verdi: "Türkiye, bence slratejik açıdan, güçlü ordusunun halihazırdaki gücünü devam ettirmeyi hedefiemeli. Tabii ekonomik açıdan güçlendikçe bölgede oynavacağı rol de artacaklır. Ayrıca düşünüyorum ki Türkiye'nin Ortadoğu olaylannın lam merkezindeki kritik pozisyonu onun diplomatik misyonbnnın önemini yükseltiyor. Türkiye rol açısından daha gönüllu olmalı çünkii büyük biı ulke. nıifusu fazla. ordusu biiyük. Hepimizin bildiği sonınlarda diplomalik rol alabilir." Richard Nixon "Türkiye neden bu rolü üsllensin?" sorusuna ise "Kendi menfaali için, multefiklerinin menfaati için ve barışlan elde edilebilecek menfaatler için" karşüığım verdi. Ni\on bu rolün "anlamak \t anlaşlırmak" olabileceğini de sözlerine ekledi. ABD eski başkanı Nixon "Sıfıı Çözüm" konusunda Türkiye'den beklentileri ile ilgili bir sonıya "Türk liderleri ile bu konuda görüş alışverisinde bulunmadığımız için göriişlerimi açıklamak istemiyonım" ya nıtını verirken, "Sıfır Çözüm" ile birlikte Sovyetler'in konvansiyonel gücünün müzakere masasına getirilmesi gerektiğini kaydetti. Nixon, Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in ABD'ye yapacağı resmi ziyareti ertelemesi ile ilgili bir soruvu ise şöyle yanıtladı: •TürkABD ilişkilerinde, Kıbrı> ve Ermeni karar tasanlan konusunda çeşitli sorunlar öleden beri var olmuştur. Fakal TürkABD dostluğu bülün bunlann üstunde bir iltifaktır. Kongre, bunu aklında tütmalı Ermeni karar tasanlan ve Yunanistan'la göriiş aynlıklan gibi konularda Türkiye ile ilişkimizi zehirlemekten kaçınmalıdır." tki yıl aradarı sonra yine bir Bo ğaz lokantasında 20'yc yakın dostuyla yemek yiyen Nixon'un masasınır mönüsü. arkadaşımız Esal Pala'nır bildirdiğine göre, tuzda pişmiş lev rek, karışık deniz ürunleri ve havyardan oluşlu. Ni\on ve dostları. yemek sırasında oryantal dans da i/ledi. Iptal (Baştarafı 1. Sayfada) lam tarifelerine göre peşin olarak ödenecek bu propagandalar sırasmda partiler "icraatlannı "da görüntülü olarak yayımlayabileceklerdi. Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilen paralı propaganda hükümleri büytik bir olasıhkla bugün TBMM'den yeni bir yasa onerisiyle yeniden geçirilecek. TBMM'debugün görüşülecek olan ve ANAP Grup Başkan Vekillerince hazırlanan seçimlerin temel hükümleriyle ilgili yasa önerisinin içinde paralı propaganda değişik bir düzenlemeyle yeniden getiriliyor. SHP grup yöneticileri Anayasa Mahkemesi'nce iptal kararına kary.n ANAP'ın bu uygulama konusunda ısrar etmesi dururaunda yeniden Anayasa Mahkemesi'ne başvuracaklarını bildirdiler. SHP Grup Başkan Vekilleri Cahit Tulum ve Seyfi Oktay ANAP'ın yabanalara Mülk Satışı Yasası'nda olduğu gibi anayasaya aykırı bir uygulamayı oldu bittiye getirmek istediglni bildirerek, Anayasa Mahkemesi'nde yeni açacaklan davanın konunun önemi nedeniyle öncelik ve ivedilikle karara bağlanmasını söylediler. Anayasa Mahkemesi dünku toplantısında partilerin seçime katılabilmesi için 67 ilin en az üçte ikisinde örgütlenmiş olması koşulunu da iptal etti. Ancak bu iptal kararı Anayasa Mahkemesi'nin gerekçeli iptal karan Resmi Gazete'de yayımlandıktan 6 ay sonra yurürlüğe girecek. Anayasa Mahkemesi, yurtdışındaki işçilerin seçimlerin başlangıcından 2 ay önce gumruklere konulacak sandıklarda oy kullanmasına ilişkin yasal düzenlemenin ise anayasaya aykırı olmadığına karar verdi. Anayasa Mahkemesi ayrıca seçimlere katılmayanlara para cezası verilmesine ilişkin hükmün anayasaya aykırı olmadığını kararlaştırdı. KONtKSEVER ANAP'TA DSP Edirne Milletvekili Hüsameltin Konuksever de dün ANAP'a geçerek sürpriz yaptı. Konuksever'i ANAP Edirne Milletvekili İsmail ÜgdüTün ikr.a ettiği öğrenildi. Konuksever, DSP'den istifasını verdikten sonra Başbakanlık Konutu'na çıktı. Konuksever'in ANAP'a giriş bildirgesi, Başbakan Turgul Özal tarafından imzalandı. ANAP Genel Merkezi ile grup yönetimi, Konuksever'in partiye kalılmasından daha sonra haberdar edildiler. Konuksever'in ANAP'a katılması ile birlikte, Ergül'ün istifasıyla 255'e düşen ANAP'ın milletvekili sayısı, yeniden 256'ya yükseldi. DSP ise 22 milletvekili oldu. ANAP milleıvekili İsmet Ergül de partisinden istifa gerekçesinde "Hukumetin uyguladıgı ekonomik politika yuzünden orta diregin beli kınldığı bir yana, son anayasa degişikligindeki tutarsız davranışı, bardagı taşıran damla oldu" dedi. Ergul, ANAP'tan istifasını genel Odalar'da çatlak sofrası düzenlcyecektik. Elbette bu yemekte inançlanmıza, törelerimize uygun program olacaktır. Mazilerini unutanlar gelecege de güvenle bakamazlar" dedi. Program başlarken masada bulunan tek kabine uyesi olan Devlet Bakanı Kâzım Oksay da konuşmasında Odalar Birliği'nin bu yılki iflar yemeğinin daha onceki uygulamalardan farklı olduğuna değinerek "Sözleriniz pırıl pınl bir sayfa açmıslır. Yepveni ve son derece anlamlı bir geleneklir" diye sürdurdu. Odalar Birliği'nin bu tür bir iftar yemeği programı düzenlemesi birlik yönerimindeki DYP ve "liberal" eğilimli uyelerin tepkisine yol açtı. Yoneıim Kuruiu üyesi Diindar Sover. dün toplanan Ticaret Konseyi'nde görevinden istifa ettiğini açıkladı. Soyer, istifasına gerekçe olarak. "Başkan Ali Coşkun'un tek başına hareket etliğinî, göriişleri dinlemediğini" ifade etti. Ancak. Soyer'in istifasının iftar yemeğinin verildiği güne rastlaması anlamlı bulundu. Nitekim iftar yemeğine katılmayan Dündar Soyer, "Türkiye'nin Avrupa ile bütünleşmeye, Ortak Pazar'a tam üye olmaya çaba harcadığı bir dönemde Odalar Biriiği. asırı saga çekilerek örgüüenmeve çalışılıyor" dedi. (Baştarafı 1. Sayfada) Dışişleri, ABD'ii memura tepki gösterdi Komisyonda oruç kavgası (Baştarafı 1. Sayfada) söz alarak tasanya karşı çıktı. Komisyon Başkanı Osman Doğan, SHP'H Aydemir'i sözü fazla uzatmaması için uyardı. Buna karşılık Aydemir, konuşmasını sürdürdü. Bu sırada ANAP Muş Milletvekili Atilla Sin'in SHP'li Aydemir'e "onıçlu olup olmadığını" sorduğu öğrenildi. Aydemir, bu soruvu yanıtsız bırakırken, yan sıralarda oturan arkadaşlan oruç tuttuğunu söylediler. Bunun üzerine Sin'in "Orııçlu insan. sinirli olur, onun için lafını kısa kes" diye laf atarak Aydemir'in konusmasını kestiği bildirildi. Aydemir ile Sin arasında oruç tartışması sürerken, DSP Zonguldak Milletvekili İsa Vardal, "Kafası kızanlar varsa loplantıdan çıksınlar, kimse kimsenin sözünü kesemez" dedi. Bunun üzerine Sinin yanında oturan Vardal'a "Sen kim oluyorsun ulan, çık dışarı" diye bağırdığı öğrenildi. Komısyon Başkanı Osman Doğan ise Sin yerine Vardai'ı uyarmayı yeğleyince İsa Vardal loplantıyı terk etti. Ancak Atilla Sin'in Vardal'ın arkasmdan loplantıdan ayrıldığı ve Vardal'ın yolunu kcserek, "Erkeksen kozlanaızı burada paylaşalım" diye bağırdığı duyuldu. Sin, el kol hareketleri yaparak Vardai'ı tartaklamaya çalışırken, Vardal, "Burası sokak değil, Millet Meclisi, kendinize gelin" di>erek Sin'i uyardı. Sin'in "Zonguldak'ta ben sana gösteririm" diye bağırdığı sırada, Komisyon Başkanı Osman Doğan koridora çıkarak, Atilla Sin'i belinden yakaladı ve toplantı salonuna geri çekti. Komisyonda söz konusu tasannın kabul edilmesinden sonra DSP Grup Başkan Vekili Sururi Baykal, bir basın toplantısı düzenleyerek olayı kınadı ve ANAP'ın işi zorbalığa götürduğünu söyledi. Komisyon başkanının görevini kötüye kullandığını kaydeden Baykal, "Bu davranışlar karşısında önlem alınmaması. küstahlığı özendirmbjtir. Meclisin içinde zorbalık ve kaba kuv\et egemen olursa kanunlann u>gulanmasını sağlayamayız. Meclisteki şakiligi temizlemeden dağdaki eşkıyalığı nasıl önleriz" diye konuştu. Baykal, tçişleri Komisyonu'ndaki saldırı olayını TBMM Başkanlığı'na ilettiklerini de belirterek, başkanlığın bu davranışla ilgili önlem almasını istedi. Alt düzey bîriîle polemiğe girmeyiz AVK.ARA (Cumhuriyet Bürosu) ABD Dîşişleri Bakanlığı, Türkiye, Yunanisıan ve Kıbrıs Masası Sorumlusu Patricia H. Kushlis'in. "F.ger TürkYunan ilişkilerinin olumlu bir havaya girmesi isteniyorsa Türklcr Kıbns'Ian askeri güçlerini çekmelidir" şeklindeki açıklaması, Dışişleri Bakanlığı tarafından tepkiyle karşılandı. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Büyükelçi İnal Batu, konuya ilişkin olarak yaptığı açıklamada, "Henüz bize o ifadelerin kullaruldığına dair resmi bir bilgi intikal etmemiştir. Alt düzcydeki bir Amerikan yetkilisi ile polemiğe girecek değiliz. Ancak. gerçekten bu ifadeler kullanılmış ise kendisinin ya bu konularda çok yanlış ve sathi bilgilere sahip olduğunu ya, da eski görev \erinin etkisiyle TürkYunan ilişkileri konusunda tek yanlı bir tutum içinde bulundugunu düşıinmek gerekir" dedi. SHP Genel Başkanı Erdal İnönü'nün de haberi olduğu bildirildi. lki SHP'li milletvekilinin Ecevit'Ie görüşmelerini daha sonra Inönü'ye anlattıkları da belirtüdi. SHP ve DSP arasındaki birleşme ve sosyal demokratlann bütünlüğü konusunda önümuzdeki günlerde SHP Genel Başkanı Erdal Inönü ile Bülent Ecevit'in bir görüşme yapabileceği de öğrenildi. Birleşme konusunda çaba harcayan her iki partinin ilgilileri bu görüşmenin yalnızca Inönu ve Ecevit arasında geçebileceğini ve de kamuoyuna duyurulmadan gerçekleştirilebileceğini söylediler. (Baştarafı 1. Sayfada) Solda temas Soyer'in bugun bir basın toplantısı düzenlemesi bekleniyor. Başkan Ali Coşkun ise Soyet'in istifası üzerine şunları söyledi: "Dündar Soyer, yönelim kurulu toplanlılannda sürekli devamsızlık gösteriyordu. Yasa uvannca üç kez yönetim kurulu toplantısına katılmayanın üyeliği düşer. Nitekim biz Sayın Soyer'i devamsızlığından ötürü yılbaşında uyardık. Kendisi yönetim kunılunda gorev üstlenmedi." "ANAP yanlısı" olduğu ileri sürülen Başkan Ali Coşkun'a muhalif olduğu iddia edilen başkan vekili Güngör Yener ise Soyer'in istifasına "kişisel bir irade beyanı" dedi. Yener, "Birlik vöneıimi ile aynı anlayişı laşımayanların ne yapacaklan?" sorusunu ise "Hele bir genel kurulu atlalalım" diyerek yanıtladı. Birlik yönetimindeki DYP eğilimli temsilcilerin genel kurul toplantısından sonraki ilk yönetim kurulu toplantısında harekete geçmeleri bekleniyor. Öte yandan Odalar Birliği'nin bugün toplanacak olan 42. Genel Kurulu'nda seçim yapılmayacak. Genel Kurul'a hitap etmesi beklenen Başbakan Turgut Özal'ın programı da kesinlik kazanmadı. Birlik Baskanı Coşkun, Özal'ın Genel Kurul'da konuşma yapıp yapmayacağının henüz kesinleşmediğini belirtti. SELDA YÜRÜYORUM DİKENLERİN ÜSTÜNDE Tüm pUk vı kasttçit»ıd«.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle