19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 NİSAN 1987 CUMHURİYET/7 Türkiye'ye ambargo tehdidi 6 • înönü, Churchill ile Adana'da buluştu. 2 Şubat 1943'te Steinhardt, Washington'a "Adana'dan dönen tngiltere Büyükelçiliği'nden aldığı bilgileri" aktarıyordu. "İngiltere, yararlarına aykırı gelecekse, ya da ülkenin başına büyük bir felaketin gelmesine yol açacaksa, Türkiye'nin savaşa girmesini istemezdi. Bu nedenle Churchill, Türkiye'nin savaşa girmesi için şu anda bir vaatte bulunmayı uygun görmedi. Almanya'nın akaryakıta gereksinimi ve doğuya doğru genişleme istekleri Mihver güçlerinin çaresizlik içinde Türkiye'ye saldırmasına yol açabilirdi. Bu tehditten dolayı Türkiye, güçlü olmalıydı ve önümüzdeki birkaç ay içinde silahlarını artırmahydı. Almanlar saldırmasa bile Türkiye'nin çıkarlan bir kargaşayı önlemek amacıyla Balkanlar'a 'müdahale etmesini' zorunlu kılabilirdi. Almanların giderek güçten düşmeleri, Bulgaristan'daki bir olay, Transilvanya'da Romanya ile Macaristan arasında bir savaş veya daha geniş çaplı Yunanistan ile Yugoslavya'nın karşı koyma hareketleri, böyle bir koşul doğurabilirdi. Bunlar Türkiye'nin savaşa girme olasıhğını amnrdj. Türkiye savaşmasa bile yansız tutumunu tümüyle uygulayarak, ABD'nin savaşa girmeden önceki durumuna benzer bir tutum almayı dUşünebilirdi. Bu yoldan Türkiye, Romanya petrol alanlarını, 12 Adayı ve Girit'i bombalayabilmek için İngilizlere, Türk hava üslerini kullanma iznini verebilirdi. Almanya ve Bulgaristan, Türkiye'yi savaşa daha 'aktif biçimde çekmemek için bu duruma göz yumabilirlerdi. ABD ve tngiltere, 1943'te Türkiye'nin Almanya'ya mal ihracını durdurmasını istiyorlar Arşivin aynasında günün olayları NUttlLİ uumhurıyeı • < S* 2 ! fnönü CburcbiU mfilâkaü Cumhurreisimiz, vaki arzusu üzerine, Adanada Churchill'i kabul ettiler [Konuşmalarda Türk ve ingiliz siyasî noktai nazarlannın, bir ve muşterek olduğu bir defa daha anlaşıldı JAtoa gtrigtltrinfc ™" 12 Ada Türkiye'ye Eden'ın Sovyetler'e önerisi: Türkiye'nin savaş ortaklığının bazı ayrımlı avantajlan olabilir. Türkiye şimdi bize petrol sağlamak için yansızlıgından uzaklaşarak 12 Adada yardım etmelidir. Eğer Sovyet dostlarımız, savaşa girmesi konusunda Türkiye'ye baskı yapmamızı istiyorlarsa, bunu da konuşmaya hazırız. ABD Genelkurmayt'ntn görüşü: Türkleri şimdi savaşa zorlamak askeri ve gemiler dahil savaş malzemesini onlara göndermek, İtalya cephesiyle olası "Overlord" harekâtından fazla sayıda gücün aynlmasını gerektirir. Bu nedenle Türkiye'yi savaşa zorlamak tavsiye edilemez. Türkiye'nin havaalanlarını kullanma ve ulaşım kolaylıklan sağlayıp sağlayamayacağı konusu incelenebilir. 1943te neler oldu? ABD Belgelerinde Türkiye CÜNEYTARCAYÜREK İnönü, Kahire'ye gitti ve orada Roosevelt ve Churchill'le buluştu. Konu, Türkiye'nin savaşa girmesiydi. İnönü, askeri yardım üzerinde uzun uzadıya duruyor, savunma sorunlarımızı anlatıyor, Churchill de vaat ediyordu. Roosevelt gene pek istekli değildi. Churchill, Türkiye'nin etkisinin fazla olacağı zamanda savaşa girmesinin önemli olduğunu belirtiyordu. Adana'da söz verilen malzeme gönderilecekti, Turkiye'deki havaalanları tamamlanacak, savunma tesisleri kurulacaktı. Roosevelt, lnönü'nün açıklamalannı dinliyordu, bir kezinde "Türkler pantolonu aşağıda yakalanmak istemiyorjar" diyecekti. Roosevelt, Kahire'den bir gün önce ayrıldı, giderken İnönü'nün "Umanm ki bizi bırakmazsınız" demesine karşılık, "Hayır, asla! Nasıl büyükbabam sözünü tutarak Vunanlılara bir savaş gemisi gönderip yardım ettiyse, ben de sizi bırakmayacağım" yanıtını vermişti. Sonuçta, İnönü'nün "koşullu kabulune" karşın, İngilizler hazırladıkları tutanağa şu unsurları geçiriyorlardı: "Müttefikler, 15 Şubat 1943'te Türkiye'ye uçakların ulaştırılması isteminde bulunacaklar, bu istem geri çevrilirse, 'ellerindeki bütün kaynaklan başka bir savaş alanına gönderecekler', Türkiye ile savaş içinde işbirliği yapma umudunu keseceklerdi. Eğer Türkiye'den bu tarihte olumlu yanıt alınırsa, Turk hava ve kara kuvvetleriyle ilgili yardım programı sürecek, Türkiye'ye deniz ulaşım yolları açılacak, Türkler İngiliz tanksavar ve zırhlı birlikleriyle desteklenecek, Müttefiklerin Türklerle kararlaştırdığı plan, bütün yönleriyle uygulamaya konulacaktı" (Arşiv: 740.0011/EW1939/12.2443 sayılı belge). 15 şubat, son tarihti. ABD belgeleriyle izleyelim olayları, bakalım neler olacaktı?.. Türkiye, kazananın yanında olmalı Sovyetler, haziran 1941 sınırlarının dışında herhangi bir toprak istemediğini açıklamıştı. Türkiye, savaşa tam anlamıyla girerse, askeri açıdan tam yardım görecek, toprak bütünlüğü ve savaş sonrası haklan üzerinde bütün güvencelere hak kazanacaktı. İngilizler, öteki dev İngiltere Kralı ile Ruzvelt'in mesajı [«?«• l Moskova'da Türkiye üzerine görüşmeler 1943 yılı, artık Müttefıklerin savaşt kazanacağım gösteren önemli gelişmelerle yüklüydü. Sovyetler, A Imanlara karşı daha etkin savaşıyor, Rus cephesi Berlin 'in aleyhine dönüyordu. Bu yılın başlarmda Adana 'da Churchillİnönü görüşmesi gerçekleşti. 19 Ekim 1943 'te üç büyük devlet dışişleri bakanları Moskova'da bir araya geldi. Molotof, Türkiye'nin savaşa "ftilen katılmasmı" istedi. tsteği bazı kayıtlarla kabul edildi. Bu görüşmelerin ilginç bazı yanlanm ABD belgelehnden izteyelim. • girmesi konusunda aramızda fikir aynlığı yok. Ancak, Türkiye'nin ne zaman savaşa gireceğini aramızda tartışmalıyız. Eğer Türkiye askeri malzeme konusundaki anlaşmayı imzalamazsa yardım derhal kesilecek. İngiltere Btşişleri Bakant Eden filfosieovo fplamt%M%)s Türkiye'nin savaşa ingiltere, Türkiye'ye askeri yardımı kesiyor ve ambargo geliyor Ve... Türkiye'ye "baskı" başladı. Tahran ve Kahire konferanslarından, 1943 sonlarında müttefiklerin zafer kokusunu almasından sonra, Türkiye'yi Almanya ye onunla birlikte olan devletlerden koparabilmek için başta tngilizlerin ve Londra'yı destekleyen Washington'un siyasal baskılan giderek yoğunlaştı. Ve... Ankara, sonunda bu baskılara boyun eğecekti. Yeni yılın hemen başlannda, 8 Ocak 1944 günü, Dışişleri Bakanı Hull, Başkan Roosevelt'e, "Türkiye ile ilgili politikayı" içeren bir yazı gönderdi. Ingilizlerden "çok gizli" kaydıyla bazı bilgiler alınmıştı: Türkler, savaşa girmeleri konusunda ABD'nin fazla "ısrar" etmediği kanısındaydılar. ABD Ankara Buyükelçisihe, tngiltere Büyükelçisinin Ankara hükümetine yapacağı herhangi bir başvuruda birlikte hareket etmesi talimatının verilmesini istiyorlardı. Cumhuriyet (2 Şubat 1943) letlerden ayn olarak Türkiye'ye bu güvenceyi vermeye hazırdı. Churchill, Sovyetler'in de aynı güvenceleri vereceğini belirtti. Başkan Roosevelt'in bu biçimdeki anlaşmalara ortak olacağını ve yapılacak barış anlaşmalarında ABD'nin bütün ağırlığını kullanacağını söyledi. Türkiye'nin savaştan sonraki güvenliğini sağlayabilmesi için 'kazanaalar'ın yanında olması önemliydi. Almanlar ezildikten sonra da Türkiye'nin işbirliğine gereksiniliyordu. Savaştan sonra ABD. dümanın en güçlü ülkesi olacaktı. tleride Avrupa'da çıkacak savaşlara katılmamak için ciddi bir uluslararası kuruluşun oluşturulmasını isteyecekti. Bu kuruluş saldırganlann silahsızlandırılmasına ve bu konuda ülkeler arasında eskisinden daha güçlü bir işbirliği sağlanmasına çalışacaktı." tngiltere Büyükelçisi, lnönü'nün Churchill'in görüşlerini onayladığını söylemişti. Toplantıya katılan Türk yetkililerden hiçbiri herhangi bir karşı fikir soylememiş veya görüşlerin değiştirilmesini isteyen bir görüş öne sürmemişti. Daha sonra Türkİngiliz kurmayları arasında uzun toplantılar yapılmıştı. Hugesson'a göre, toplantı açıkça başanyla sonuçlanmıştı. Steinhardt'a göre, "Türk Dışişleri Bakanı 'yann' Von Papen'i görecek, Adana toplantısında hiçbir yeni anlaşma imzalanmadığını, Türkiye'nin herhangi bir soz vermediğini, başlıca konunun Türkiye'ye ingiltere ve ABD'den daha fazla silah sağlanması olduğunu, ama Almanya'dan da silah alraayı sürdureceklerini" soyleyecekti (211 ^ayılı telgraf). Fiyat biçtnek'Rooserelt: Türkiye'nin savaşa girmesini ben de istiyorum, ancak ben Türkiye Cumhurbaşkanı 'nın yerinde olsam, savaşa girmeye öyle bir fiyat biçerim ki... Hull, "Yanlış anlamıyorsam ABD Dışişleri Bakanlığfnın, tngilizlerin yapacağı herhangi bir başvuru desteklemesini istemezsiniz. Ancak, ortak zaferde rol oynayacak 'aktif bir katkıyı bizim de memnuniyetle karşıla>racağımızı Ankara Büyükelçimize bildirebiliriz" diyordu (Arşiv: 1939/32640). A.mbargo resmileşiyor İngiltere ve ABD, 15 nisanda Türk Dışişleri'ne birer nota verdiler. Tabii, her iki notanın içeriği de aynıydı. Notalarda, Türkiye'nin Mihver'le büyük ölçüde ticari ilişki içinde olduğu vurgulanıyor, ancak savaşın gidişiyle bu davramşın uyum göstermediği, "eğer Türkiye Mihver'le bu tür anlaşmalan yenilerse, ya da yeni anlaşmalar yaparsa, İngiltere ve ABD'nin 'bütün yansız ülkelere olduğu gibi Türkiye'ye de ambargo uygulayacağY bildiriliyordu. İki ülkenin Mihver'e verilmesini istemedikleri önemli mallar arasında krom, bakır, demir, çelik, nebati yağlar, yağlı tohumlar; deri, ipek ve yünlüler sıralanıyordu. Menemencioğlu, notayı "dostça" karşılamıştı. Türk hükumetinin notayı, "dostluk ya da 'tehdit' içeriyorsa bu öğelere göre" inceleyeceğini söylemişti. Menemencioğlu, bu arada ABD ve İngiltere'den yaşamsal önemdeki malları alamadıklarından söz etti, Almanya'nın "büyük gereksinmelerine karşın Türkiye'nin istediği malları göndermeyi sürdürdüğünü" söyledi. Türkiye'nin gereksindiği malların ABD ve İngiltere'den gelmesine olan "güvensizliğini" belirten Menemencioğlu, "tngiltere ve ABD, önem verdikleri malların Almanya'ya gitmesini engellemek için ulaşım yollannı neden yok etmiyor?" diye soruyordu. Steinhardt'a göre, Türkiye'nin gereksindiği malları ABD ya da tngiltere vermeyi "garanti" ederse, Türkler müttefiklerle daha sıkı işbirliği yapmaya istekliydi. Büyükelçi, demiryolunun "tahrip edilmesinde" direniyordu (678 sayılı telgraf). MOLOTOV VE EDES MOSKOVA'DA Türkiye'nin savaşa girip girmemesi konusunda İngiltere ve Sovyetler Birliği arasında görüşmeler yapüıyordu. Sonunda şimdilik Turkiye'deki havaalanlanndan yararlanılması kararlaştırıldı. rak 12 Adada yardım etmektedir. Eğer Sovyet dostlarımız, savaşa girmesi konusunda Türkiye'ye baskı yapmamızı istiyorlarsa, bunu da konuşmaya hazırız. Molotof: Bu görüşler Dışişleri Bakanı Eden'a mı ait, yoksa İngiliz hükumetinin görüşleri mi? Eden: İngiliz hükumetinin görüşleridir, ancak üzerinde fazla direnmiyoruz. Molotof: Acaba Dışişleri Bakanı Hull bu konuda ne düşünür? Hull: Eden'ın beyanlarına eklenecek fazla bir şey yok. Askeri konularda konuşmamayı yeğlerim. Durum hakkında tam bilgi sahibi olan Eden, kendi hükümeti adına açıklamalar yaptı. ABD hükumetinin de bunlara katıldığını sanıyorum. Eden: İngiltere hükümeti, Türkiye konusunda ortak siyaset izlenmesini ister. görüşlerimizde katı değiliz, Molotofla bu konuyıı konuşabiliriz. Molotof: Kabul! Herhalde Hull, Molotofun direnmelerini Washington'a yansıtmıştı. Çünkü Roosevelt'ten, Moskova'ya hemen (Arşiv No: 102663) bir talimat geldi: "ABD Genelkurmay Başkanlığmın görüşü şuydu: Türkleri şimdi savaşa zorlamak askeri ve gemiler dahil savaş malzemesini onlara göndermek, İtalya cephesiyle olası 'Overlord' harekâtından fazla sayıda gücün aynlmasını gerektirir. Bu nedenle Türkiye'yi savaşa zorlamak tavsiye edilemez. Ne var ki yansız kalarak Türkiye'nin havaalanlarını kullanma ve ulaşım kola>lıklan sağlayıp sağlayamayacağı konusu incelenebilir. 4 Kasım 1943'te Moskova'da Buyukelçi Harriman'a Roosevelt'ten gelen telgraf: " . . . İlgili komutanlann kanısına göre, Fransa çıkarması 'Overlord' ve İtalya cephesi için gerekli olduğundan, hiçbir İngiliz ve Amerikan askeri gücünün doğu Akdeniz bölgesine gönderilmemesi koşuluyla ABD hükümeti, tngiltere ve Sovyet hükümetiyle birlikte Türkiye'den 'hava üslerinin kullanılmasına derhal izin vermesi ve daha sonra yıl sonunda önce Türkiye'nin savaşa girmesi H n baskı yapılması karanna katılır..." diyordu. 7 Kasım 1943'te Harriman, Roosevelt'e gönderdiği (6100 sayılı) telgrafta, "Başkanın mesajını Molotofa verdiğini, Sovyet Dışişleri Bakanı'nın çok memnun olduğunu" bildiriyordu. Molotof, bu mesajın Eden'la yaptığı protokol anlaşmasına eklenmesini ve her iki belgenin konferansın çok gizli askeri görüşmelerinin bir parçası olmasını istemişti. Harriman'a, "Molotof, Sovyet askeri makamlarından Türkiye'yi savaş içine çekemedigi için çok eleştiri aldığını" söylemişti! Harriman, Molotofun önerisine karşı çıkmadı. Moskova'da, Molotof kazanmıştı. Tabii Türkiye'nin Moskova pazarlıklanndan hiç haberi yoktu. Altırı piyasasında büyük alımlar Ne var ki Türk kamuoyunda bu görüşme "Türkiye'nin müttefikler yanında savaşa gireceği biçiminde" yorumlandı. Steinhardt, 3 şubat günü Washington'a, "Dün, altın piyasasmda büyük alımlar oldu, altın alışverişi yapanlar satış işlemini durdurdular" diye bilgi verdi. Aslında, Türk İngiliz görüşmeleriyle ilgili resmi bildiri, fazla bir şey anlatmamıştı. Fakat bildiride toplantıya katılan askerlerin adları yer alınca, kamuoyu hemen bu yargıya varmıştı. Elçi, "Türkiye'nin, hemen savaşa girmediği görülünce, kamuoyundaki bu huzursuzluk geçebilir" diyordu. "Ama, o zaman da Türkiye'nin ne zaman savaşa gireceği beklentisi doğacaktı" Steinhardt, Türkiye üzerindeki gozlemlerini sıralıyordu: "Halk, hükümetin siyasal saggöhisüne inanıyor, müttefiklere sempati duyuyor, bu nedenlerle Türkiye savaşa girerse bu kararda hü Türk Cumhurbaşkanı olsam öyle fiyat biçerim ki Tahran'da Roosevelt Stalin Churchill arasındaki görüşmelerde, savaşın sona erdirilebilmesi için Almanya'ya vurulacak "ortak darbenin" ana unsurlan gözden geçirildi. Bu arada, Türkiye'nin savaşa girmesi konusu ele alındı. Konuyu Churchill gündeme getiriyordu. Ama bu nasıl sağlanacak, hangi yöntemler uygulanacaktı?.. Churchill'in direnmelerine karşın, Stalin, "Ne kadar baskı yaparsak yapalım, Türkiye Müttefiklerin yanında savaşa girmez" demişti. Roosevelt ise Churchill'le Stalin arasındaki bu konuşmalara pek kanşmamıştı, yainız bir kezinde Türkiye'nin savaşa girmesini istediğini söylemiş, ancak "Ben Türkiye Cumhurbaskanının yerinde olsam, savaşa girmeye öyle bir fiyat biçerim ki..." demişti. Tahran'da son gün konuya yeniden dönüldü. Sorun, Türkiye'nin isteyeceği yardımdı. Roosevelt, 'Overlord' diye kotlanan, ama tarihe Normandiya çıkarması diye geçen askeri harekât başlarken, Doğu Akdeniz'e büyük ölçüde askeri güç aynlmasına pek yanlı değildi. lnönü'nün Kahire'de yapılacak toplantıya çağnlması üzerinde duruldu. Bu kararla birlikte Churchill, Inönü'yü nasıl 'tehdit' edeceğini anlatıyordu: Türkler öneriyi kabul etmezlerse,banş konferansına katıimayacaklannı, Türkiye'ye silah yardımının durdurulacagını söyleyecekti. Türkiye'ye 2 5 uçak fİIesu Eden anlatıyor: Türkiye'ye yardım konuşmalannda 25 uçak filosu göndermeye söz verdik. Türkiye bu uçaklar için hava üslerini hazırlamış durumda. Buna karşın îngiltere'nin Doğu Akdeniz'de 25 uçak filosu yok. Bugünkü koşullarda Türkiye'nin müttefıkimiz olarak savaşa katılması bize kazançtan çok zarar getirir. kümet çoğunluğun desteğine sahip olacak. Turkiye'de, hemen her kesimde Sovyetler'in Boğazlar'ı ele geçireceği korkusu o denli egemendir ki Müttefikler yanında savaşa girilirse, bunun, Rus isteklerine karşı ABD ve îngiltere'nin 'aktif desteğini sağlayacağının memnuniyetle karşılanması olasıdır" (219 sayılı telgraf) Türkiye'ye nota: 15 Nisan 1944'te tngiltere ve ABD Türk Dışişleri'ne birer nota verdiler. Her iki notada Türkiye'nin mihver devletlerle ticari ilişkilerini kesmesi isteniyordu. Türkiye sonunda mihver ülkeierle ticaretini inceleyecek bir büro kurmayı kabul etti. ABD ve büyükelçileri büroyla ilişki içinde olacaklardı. Aynı gün Numan Bey'le Steinhardt bir görüşme daha yaptılar. Türk Dışişleri Bakanı, "Almanya'ya 4000 ton krom verirken, tngilizlere 9000 ton vermeyi kabul etmişti. Von Papen, aynı gün Menemencioğlu'nu ziyaret etmiş, gönderilen krom miktannın yüzde 50 oranında düşmesindeki nedeni sormuştu. Menemencioğlu, Türkiye ile Almanya arasında demiryolu çalıştığı sürece bu soruya yanıt vermenin zorunluğundan söz ediyordu (681 sayılı telgraf). 2 . Moskova Konferansı Ikinci Moskova Konferansı. ABD arşivi, No: 740.001 MosVlO2043. 20 Ekim 1943. Katılanlar: Hull Eden Molotof. Molotof: Türkiye'nin savaşa girmesi konusunu görüşelim. Eden: Ön fikirlerimi söyleyebilir mi>im? Molotof: Peki söyleyin. Eden: Türkiye'nin savaşa girmesi konusunda aramızda fikir ayrılığı yok. Ancak, Türkiye'nin ne zaman savaşa gireceğini aramızda tartışmalıyız. îngiltere'nin gönderdiği savaş malzemesinin savaşa katılmasıyla ilgili olduğunu Türkiye biliyor. Türkiye'nin imzalaması için Ödünç Verme ve Kiralama Yasası'yla ilgili bir anlaşma tasarısı hazırlandı. Eğer Türkiye "bu anlaşmayı imzalamazsa yapılan askeri yardım derhal" kesilecek. Balkanlar'daki duruma gelince; İngiltere, Almanların Balkanlar'dan çıkarılmasında Türkiye'nin yardımını memnuniyetle karşılar. Ancak İngiltere, Almanlar Balkanlar'dan çıktıktan sonra Türkiye'nin buraya "müdahale etmesini" istemez. Askeri duruma gelince: İngiltere, Doğu Akdeniz'deki askeri güçlerini İtalya ve Manş Denizi kıyılarında Norrnandiya'da kullanmak üzere çekiyor. Eğer Türkiye'den savaşa girmesini istersek ve Türkiye bu sırada bir Alman saldırısına uğrarsa, bizden vaat ettiğimiz askeri birlikleri isteyecektir. Ustelik Türkiye, Boğazlar konusunda çok titiz. Türkiye'ye yardım konuşmalannda 25 uçak filosu göndermeye söz verdik. Türkiye, bu uçaklar için hava üslerini hazırlamış durumda. Buna karşın, îngiltere'nin Doğu Akdeniz'de 25 uçak filosu yok. Bugunkü koşullarda askeri hazırlığı çok geri olan Türkiye'nin müttefikimiz olarak savaşa katılması bize kazançtan çok zarar getirir. Stratejik durum da son birkaç aydır değişti. Birkaç ay önce Romanya'daki petrol alaniannı bombardırnan etmek için Türklerin havaalanlarını kullanmak istedik. Şimdi İtalyan havaalanlarını kullanabiliriz. Türkiye'nin savaş ortakuğının bazı ayrımlı avantajları olabilir. Türkiye şimdi bize petrol sağlamak için yansızlıgından uzaklaşa 25 bin subay, 675 bin er. ABD arşiv belgelerinin mikrofilmlerinde savaş içinde, 1943 yılı şubat ayında Türk ordusunun durumunu anlatan 38 sayfalık uzun ve çok ayrıntıh bir rapor göze çarpıyor. Bu raponın bazı bölümlerini, ABD Büyükelçiliğinin tabii Almanlar da aynı istihbaratı yapıyorlardı nasıl çalıştığını göstermesi açısından almaya çalışacağız: Genel örnek: Düzenli ordu: 25 bin subay, 20 bin rezerv toplam 45 bin. Erat: 675 bin silah altmda, 800 bin rezerv, toplam 1.475.000. Seyyar jandarma: 5 bin subay, 65 bin erat. Öncü kuvvet subaylan; 800, erat 16 bin. Süvari subaylan: 200, 4 bin erat. Zırhlı tugaylara örnek: 1 tank alayının içerdikleri: 2 tabur Fransız Renault 35 tankları kullanıyor (100 tank). 1 tabur şunlardan oluşuyor: 1 bölük İngiliz tankları (16 tank). 2 bölük eski Rus tanklarıyla (35 tank). 1 keşif alayı şunlardan oluşuyor: 1 tabur motosikletliler, 3 bölük. Her birinde 45 yan taşıyıcısı olan motosiklet 4 yan taşıyıcısı olmayan motosiklet, 6 hafif makineli silah, 1 ağır makineli. 1 bölük zırhlı araba (20 adet eski Rus arabaları). 1 motorlu piyade alayı, şunlardan oluşuyor: 2 taburda 3 piyade bölüğü, 1 makineli tüfek böluğü. 1 adet hava saldırısına karşı koyma taburu, içerdikleri: 3 bölük (920 mm. her bölük için hava saldırısına karşı koyma silahları). 1 tanklara karşı savaş bataryası (425 mm. silahlar). 1 motorlu topçu grubu, içerdiği: 4 batarya (75 mm. silahlar). Gamizonlar: 2. Ordu Komutanlığı'nın büyük bir bölümü Boğazlar'ı korumaktadır. Bir zırhlı tugay, bir süvari bölüğü bulunmaktadır. Bunlar kuzey yönü, batı kıyılannı ve güney tarafı korumaktadır. 1. Ordu Karargâhı İstanbul'dadır. Bulgaristan sınırını korumaktadır. Bir kolu Boğazlar'ı denetlemektedir... ...Türkiye'nin bu alana savunma açısından verdiği önemi, ordusunun büyük bölümünu burada tutmakla göstermektedir. Üçüncü Ordu da Karadeniz kıyılannı ve sınırları korumakta olup, üç kolu vardır. 4. Ordu, güneybatıyı korurken, iki kolordusu vardır... ...Kıyılann güvenliği büyük bir olasılıkla toplarla korunacaktır. Asya yakasında bir yol takımların ve silahlann hareketini koruyabilmek için sürekli açık bulundurulmaktadır. ...Bugün Turkiye'de çok değişik kalibrelerde silahlar kullanılmaktadır; bu, karmaşık problemlere yol açmaktadır... "Aşağıdaki bilgiler, hava kuvvellerindeki personel sayısını göstermektedir.": 450 pilot, pilotların dışında muharip 120 er. Öğrenci pilot sayısı 120. Yedekleriyle birlikte toplam pilot 550, toplam öğrenci pilot 220, pilot olmayan personel sayısı 320, pilotların dışında "muharip er" sayısı 300... Daha sonra, Türkiye'nin elinde bulunan uçaklar sayılanyla, alındığı ülke ve ııitelikleriyle yazılıyor. Bu rapor, sadece hava kuvvetlerini değil, deniz ve kara birliklerini de ayrıntılarıyla saptıyor. ABD raporlarında Türkiye nin askeri gücü (Şubat 1943) Baskının sonucu Von Papen: "Çantalarımı hazırlayayım mı?" Üç gün sonra Türk yanıtı geldi: Türk hükümeti daha savaş çıkmadan, olası bir savaştaki yerini saptamış, bu kararlılığını açıkça söylemişti. Bu tutumunu hiç değiştirmemişti. İngiltere ve ABD'nin Türkiye'den istediği işbirliği, Türk siyasetine uygundu. Bu işbirliği, "savaş koşullannda karşılıkh yardımdan, kaçinılmaz gereksinmelerin sağlanmasından ve yaşamsal çıkarIarın korunmasından kaynaklanıyordu. Bu anlayış içinde Türk hükümeti, ABD'nin önerilerine olumlu gözle bakıyordu. Hemen, ertesi günu 18 nisanda Steinhardt, Türk Dışişleri'nde "Mihver'le bundan sonraki ticari işlemleri inceleyecek, önerileri kabul >a da geri çevirecek bir büronun kurulduğunu öğreniyordu." ABD ve İngiltere elçilikleri de bu büroyla ilişki içinde olacaklardı. Mihver'e mal göndermeyi geri çevirirse, Türkiye'nin gereksindiği yaşamsal değerdeki malların ABD ve İngiltere'den sağlanmasını garanti altına almak için karşılıkh danışmalar yapılacaktı. Ama iki devlet, Almanya'ya gönderilen 4000 ton kromun daha da azaltılmasını Ankara"dan istedi (702705714 sayılı telgraflar). 21 nisanda Steinhardt, VVashington'a (717 sayılı telgraO bildiriyordu: "Dün Dışişleri Bakanı, TBMM'de uzun bir konuşma yaptı. Krom sorununu ayrıntıh biçimde açıkladı ve "Türk hükumetinin Almanya'ya krom ihracını durdurmayı karariaştırdığını" bildirdi. Bu karar, 100 bin ton krom karşılığında tank, uçak ve benzeri silahları gonderen Almanya'yı huzursuz etmişti. Alman Büyükelçisi von Papen, Numan Bey'i görmüş ve: "Çantalarımı hazırlayayım mı?" diye sormuştu. Bu bilgiyi, Steinhardt "sağlam bir kaynaktan" almıştı. Steinhardt'a göre, Türk hükumetinin son kararı, Almanlar'da, Ankara'nın Müttefikler >anında 'daha aktif rol oynayacağı kanısı uyandırmıştı (717730 sayılı telgraflar). StRECEK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle