19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 NİSAN 1987 CUMHURİYET/7 Başarısızlık dünyanm sonu değildir Önemli uyartlar: Sınav yarışındaki tlkokulun son yıllanndan itibaren başlayan sınav yarıstnm psikoloaileler şunlara özellikle dikkat etmeli. 1) jik sakıncalan yanında pedagojik sakıncalan da var. Bunlann en önemlisi çocuklann öğretime yaklaşım sorunu. Ilköğretimde komp Kendine ve çocuğuna karşı gerçekçilik ve rime bilgiyi hazmetmeden ezberleyip sunma alışkanlığı, çocuklann ifade yeteneğini ve neden sonuç îlişkisi kurma alışkanlığını engellî açık sözlülük. 2) Süreci çocuğa yor. Ezberci, ancak iyi düşünemeyen ve düsündüğünü iyi ifade ede anlatmak. 3) Beklentileri açık seçik meyen çocuklar ortaya çıkıyor. Ortaöğrenim ve lisede başlayan üniversite smavma hazırhk çaiışmaları bu kötü alışkanlığı daha dape belirtmek. 4) Başarı şansının azlığını kiştiriyor ve sonuçta üniversite düzeyine ulaşmış, ancak düşünme söylemek. 5) Başarısızlıkia sevginin ve ifade yeteneği kısıtlı kuşaklar ortaya çıkıyor. azalmayacağını vurgulamak. 6) Baskıda Bazı okullarda, özellikle orta kısım Türkçe öğretmenleri bu du ölçülü olmak. 7) Destek olmak. 8) rumdan çok şikâyetçidirler. Dilbilgisi iyi (ezberlendiği için), "ifadcsi çok zayıf" olan, kompozisyon yazamayan, kısa cümlelerle kı Maddi yatırımı hissettirmemek. 9) sa yanıtlardan öteye gidemeyen çocuklar tabii ki önce Türkçe ve ede Listedeki her okulun olumlu yanlarını biyat öğretmenlerini mutsuz edeceklerdir. anlatmak. Aynı şekilde bir yabancı özel ortaokuldaki yabancı bir öğretmen öğrencilerinin çok bilgili, çok hızb yanıt verebilen, ancak sorun çözemeyen çocuklar olduğunu belirtmiştir. Bu ortaokul en yüksek puanlarla öğrenci alan okullardan birisi olduğuna göre gerisini düşünmek kişiye ürkütücü gelmektedir. Görüşüne başvunılan bir ilkokul müdürü durumu şu şekilde açıkladı: Sınavlara hazırhkta sadece test sistemine değü, matematik ve fen derslerine ağırlık verilmektedir. Bu derslerin test puanlan genellikle Türkçe puanlanndan yüksek olmaktadır. özel ders ve dersanelerde de ağıruk farkları aynı yönde olmaktadır. Aynı doğnıltuda, bir veli de ilkokulda yılda ancak üçdört kez ve müfredatta zorunlu kılınan çok basmaİcalıp konularda kompozisyon yazdınldığından şikayet etti. Çocuğun kendi iç dünyasuun zenginliğini ifade etmesi teşvik edilmezse, yazma alışkanlığı yerleştirilmezse tabii ki ifade gücü gelişmez. özel bir ortaokulda Türkçe öğretmenleri bu durumdan o denli şikayetçi olmuştur ki, ilk ve orta kısım öğretmenleri konuyu tarüşıp bazı telafı cabalanna girişmişlerdir. Sınav yarışına giren aileler, kendilerine ve çocuklanna karşı açık sözlü olmalı, hayalci beklentilere girmemeli Sınavlar»Sorunlar*Qneriler bu formlann doldurulması daha basit bir şekilde anlatılabilir. Tüm ilkokullann bu konuda velilere gerçekten yardımcı olmalan sağlanabilir. Bu tür önlemler, neredeyse bir ayn eğitim sistemi haline gelen, anca hakkıyla denetlenemeyen test öğretmenliği ve test kitaplan endüstrisini de bir ölçüde dizginleyebilir. Kısa vade önerileri: Iş başa düşünce Çocukları Doç. Dr. GÜLER FİŞEK Cümle yok, test var Aynı şikayetler üniversite düzeyinde de sık sık duyulur olmaktadır. Ne var ki bu düzeyde bile sınıf başına aşın artan öğrenci sayısı, uzun yanıtlı sınavlar ve raporları çoğunlukla olanaksız kılmakta, değerlendirme yine test usulü ile yapılmaktadır. Kendi dilinde düzgün cümle kurma beceresinden yoksun üniversite mezunlan artık Türkiye'de bir gerçektir. Kısa vadede yapüacak şeyler ailenin, yani ana babanın üstüne düşmektedir. Bu yazı dizisinde vurgulanan ve olayı yaşayan ilgililerin sözlerinden çıkarsanan noktalan şöyle sıralayabiliriz: 1. Vurgulanacak ilk nokta şudur: Kendine ve çocuğuna karşı gerçekçilik ve açık sözculük. Çocuğumuza "Sınava girmeme hakkıo var, ancak girer de bir yeri kazanırsan şu yararlann olabilir" diyerek olayın bizce gereğini açıklıkla anlatmalıyız. 2. Süreci çocuğa anlatmalıyız. Bir yıl boyunca çok sıkı calışacağuu, yanşa gireceğini, sıkılacağını ancak destek göreceğini çocuk bilmelidir. 3. Beklentimiri çocnta açık seçik olarak beUrtmeliyiz. Yapabüeceğinin en iyisini beklediğimizi bilmelidir, ancak işte bir şans payı olduğu da çocuğa bildirilmelidir. Ancak ne beklediğimizi çocuğumuza somut olarak anlatmalıyız. Yani düzenli ders çaiışmak, verilen ödevi yapmak, kursta dikkat etmek gibi. Yoksa çocuk kendi kaü manüğıyla kendinden çok aşın ve beceremeyeceği şeylerin beklendiğini düşünebilir. 4. Sınava giren çocuklardan çok azuun başanlı oiacagı, kendisinden daha iyi puan alanlann oiacagı kontışuJmahdır. Yüksek puan almanın, ya da tersine düşük puan almanın çeşitli nedenleri olabileceği söylenmelidir. Başansızlık olasılığı sözü bile edilmeyen bir felaket olmamalıdır. Yıl boyu dile getirilmeyen umacılarla yaşamak ne çocuğa, ne de ana babaya yarar. 5. Tüm bu sözJer söylenirken çocuğa olan sevgimizin eksümeyecegi, başarısu olursa onu reddetmeyecegimizi içtenlikle vurgulamalıyız. Ancak bu sözler doğru olmalıdır. Başansızlığın dünyanm sonu demek olmadığına çocuğumuzdan önce biz inanmalıyız. 6. Biraz baskı ve kaygının öğrenmeyi teşvik edeceği öğrenciyi güdüleyeceği deneylerle saptanmıştır. Ancak unutmamalıyız ki bu bir yülık sürec yeterli ölçüde baskı ve kaygı içermektedir. 7. Söreç icinde çocuga destek vermeyi, gayretierini ödüllendinneyi, minnköıı oMuğs kadar dinlenme payı bırakmayı unutmamalıyız. 8. Yapmayacıgınuz şey çocugu gerek psikolojik bekkntiler, gerekae maddi vabrunlar nedeniyle başanh olmaya zorunlu hissettinnekür. Eğltim amactndan saptyor: Çarpık bir eğitim sistemi içindeki öğrencilerde öğrenmeye, bilgi edinmeye karşı bir heves olmazsa, eğitim sadece birtakım pratik amaçlara dönük bir araç olup gereği kalmayınca bırakılıverirse, kopya çekmek ve diğer €<kestirme yollar" yaygınlaşırsa şaşmamak gerek. Bu durum toplu olarak binilen dalı kesmek değil de nedir? Yukanda sözü edilen sakmcalar kanımızca bireysel psikolojik sakıncalardan öte bir önem taşımakta. Bir ülke düşünün ki, nüfusun %25'ini aşkın bir oran 25 yaşın altında. Bu saymın bir bölümü ilkokuldan öte okumamakta. Okuyanlann büyük bir çoğunluğu yetersiz okullarda, yetersiz koşullarda, giderek çöken bir eğitim sistemi içinden, hiçbir özen gösterümeksizin gecirilmekte. Güya elit de"nilecek bir annlık ise özgün düşunce ve yaratıcıhğın prim alamadığj bir diğer sistem icinde, bir yığın komprime teknik bilgiyi kahplaşmış bir şekilde, hazmetmeden ezberlemekle boğuşturulmakta. Bu gruplardan hiçbirine kişiliklerini oluşturmak, benimseyip sindirecekleri bir kültür bilincine varmak, yaşamlanna amaçlan doğrultusunda biçim vermek olanağı, onlara hizmet vermek için kurulmuş örgün eğitim sistemi tarafından tanınmamakta ve sonra da bu çocuklara ülkenin geleceği teslim edilmektedir. Böyle bir durumda öğrencilerde öğrenmeye, bilgi edinmeye karşı bir heves olmazsa, eğitim sadece birtakım pratik amaçlara dönük bir araç olup, gereği kalmayınca bırakılıverirse, kopya çekmek ve diğer "kestinne yollar" yaygınlaşırsa şaşmamak gerekir. Bu durum toplum olarak bindiğimiz dalı kesmek değil de nedir? Sorunu bu şekilde ortaya koymak abartıb bulunabilir. Belki doğrudur da bu gözlem. Ancak sorunla çarpıcı bir şekilde yüz yüze gelmedikçe toplumca yeni bir arayışa gireceğimiz de yoktur. Gerçi bu yakınlarda gazetelerde çocuklanmızın matematikte Avrupa birincisi olduğunu gururla okuduk. Ancak üçbeş üstün çocuğun çok takdir edilecek başansı çoğunluğun yetersizliğini gönnezlikten gelmek için bir özflr değildir. BEKLEYİŞ Anadoht üseleri sınavlanndan birinde çocuklannm sınavdan çtkışuu bekleyen ana babalar. Sınav sonunda kimi gülecek, kinti üzülecek. Ama çocuklara verüen değerin, gösterüen ilginin sınav sonuçlanna bağh olmaması gertktiğini bütün ailelerin anlaması gerekiyor. (Fotoğraf: ERDOĞAN KÖSEOĞLU) ğer toplumsal sakınca da söz konusudur. Eğitim sistemimiz, genelde sancılı olsa da, bu sistem icinde en iyi ile en kötü arasında korkunç bir uçurum olup, bu uçurum büyümektedir. İyi bir özel okul ya da Anadolu lisesi ile sıradan bir taşra ortaokulu arasında üstelik çok yönlü uçurumlar vardır. Fiziksel olanaklardan başlayarak, öğretmen kadrosu, öğrenci kalitesi iki ayrı ülke gibi görünebilir. özetle merkezi sistem sınavları ve ortaöğretim sorunları, temeli ekonomik nedenlere dayanan sosyal adaletsizliğin eğitime yansımasından başka bir şey değildir. Gerçek şu ki iyi bir ilkokul, özel ders ve dersane ancak maddi olanağı olan çocuklara nasip olmakta, sonuçta büyük çoğunlukla bu çocuklar iyi ortaokullara gitmektedirler. Merkezi sistem dışı kaldığı için bir emniyet unsuru olabilen ve şu ara pek çok açılan özel okullar ise birkaç milyon liralık taksitleriyle ancak zengin çocuklarına hizmet etmektedirler. Anadolu liseleri ile Türk ve yabancı özel ortaokullarına giriş için merkezi sistem sınavlan kesinlikle sadece bir eleme yöntemi sorunu değildir. Olay öylesine karmaşık ve çok yönlüdür ki bir çözüm önermek zordur. Bu bölümde çözüme ilişkin bazı düşünceler sunulacaktır. tlk önce sınav sistemine girmeyi reddeıme olgusunu ele alalım. Bu bazı aileler ve çocuklar için anlamlı bir seçenek olabilse de, kanımca yaygın bir çözüm olamaz. Merkezi sistem dışı eğitim seçenekleri ya çok pahalı ya da yetersiz oldukça, birçok yetenekli çocuk ve ailesi sisteme gireceklerdir. Hepimiz nice bilinçli ana baba biliyoruz ki, çocukları küçükken sisteme veryansın edip, çocuk ilkokula başladığı zaman "boynumuz kıldan ince" diyerek sisteme boyun eğiyorlar. redatın çağdaşlaşması ("boş şeylerie kafa doldunılmaması"), teknik ve mesleki eğitim seçeneğiningerçekleştirilmesi, öğretmen yetiştirme sisteminin yenilenmesi ve öğretmenlere daha yeterli bir "pedagojik fonnasyon" verilmesi, öğretmenliğin saygınlığının yeniden kazandınlması gibi konularda dilek ve özlemler dile getirdiler. Tüm bu çözüm önerilerinin yarunda bir diğer gereksinim nüfus patlamasımn önüne geçilmesidir. Yani uzun vadede söz konusu olan topyekun bir devlettoplum seferberliği ve işbirliğidir. Çizilen tablonun karamsarlığı bizleri umutsuzluğa ve hareketsizliğe sürüklerse yazık olur. Aslında tüm dünyada, süregelen eğitim sistemlerinin sorgulandığı ve yeni arayışların başladığı bir dönemde yaşıyoruz. Bu yakınlarda International Herald Tribune gazetesi ulusİararası bir düzeyde bir özel eğitim raporuna altı sayfa ayırmıştır. Bu raporda ABD, Ingiltere ve Fransa gibi gelişmiş ülkelerden Kenya, Çin, Haiti gibi gelişmekte olan ülkelere kadar, çok geniş bir yelpaze icinde yer alan eğitim reformu çabalanndan söz edilmektedir (4)Ayrıca çözüm de kimsenin tekelinde değildir. Newsweek International dergisinin bir sayısında ABD ile Japonya'mn birbirlerinin sistemlerine nasıl özendikleri anlatılmakta idi ('). Arayışların bu denli yaygın oluşundan destek alacağımız kadar öğreneceğimiz şeyler de vardır. ~ O r t a v a d e Önerİlerİ Ona vadede şu cözümler düşünülebilir ve hatta halen kamuoyunda tartışılmaktadır. Anadolu liselerinin sayılan arîtırabilir; yabancı dil eğitimi kalitesini düzeltmek için çeşitli öğretmen sağlama çareleri araştırılabilir; öğrenci, öğretmen ve velilere yardımcı olacak rehberlik hizmetleri daha anlamlı ve kaliteli kılınabilir. Sınava hazırlanmanın çeşitli aşamaları konusunda bakanlıkça aydınlatıcı yayınlar yapılabilir. Velilerimizin çoğu bilgisayar formlanna aşina değildir; Az yarayla atlatmak: Çocuklar için en iyiyi aradığımız sürece sınav sisteminden kaçamayız. Bu çok tatsız ve yıpratıcı süreyi daha az yarayla atlatmak, ana baba olarak gerçekçi beklentiler oluşturmak ve çocuğumuza her koşulda değer vermekle olasıdır. Türkiye olarak daha mükemmel bir eğitim arayışına girmemiz ise zorunluluktur. Bu zorunluluk hissidir ki, çocuğu, başanlı olamama ve başta ailesinin tüm çevresinin ve dolayısıyla kendi kendinin takdirini yitirme kabuslanna sürüklemektedir. 9. Yukanda sıralanan öneriler daha çok tavırlara ilişkin önerilerdir. Bunlann yanı sıra bazı pratik önlemler ana babalarca sınanarak anlamlı bulunmuştur. örneğin, okullar arası prestij yanşından uzak kalmak için listeye alınan her okulda olumlu bir özellik bulup çocuğu bunu anlatmak. Bu özellikler "Filanca okul hentbol şampiyonu gibi şeylerden, falanca ağabey şu okula gidiyor" gibi özelliklere varabilir. Ya da bireysel rekabete yatkın olmayan çocuğa özel dersi grup halinde değil tek başına aldırmak bir önlem olabilir. Son söz Bu yazı dizisinde, eğitimle Ugilenen herkesi düşündüren, birçoğumuzun çeşitli yönlerini yaşadığunız, bildiğimiz bir konuyu çok yönlü bir şekilde ele almaya çalıştık. Son olarak şu sözleri söyleyebiliriz. Çocuklarımız için en iyiyi aradığımız sürece söz konusu sınav sisteminden kolayca kaçamayız. Bu çok tatsız ve yıpratıcı süreyi daha az yarayla atlamak, ana baba olarak gerçekçi beklentiler oluşturmak ve çocuğumuza her koşulda değer vermekle olasıdır. Ancak bu sistem ve eğitim yaklaşımımn ortaya çıkardığı uzun vadeli pedagojik ve toplumsal sakıncalar göz ardı edilemeyecek ölçüde önemlidir. Tüm dünyada gerçekleşmekte olan daha mükemmel eğitim arayışına vakit geçirraeden katılmak geleceğimiz için bir zorunluluktur. (4) özel rapor: "Uluslararası ejitim" International Herald Tribune, Şubat 1415 1987. (5) Ezbere karşı dilşunme: "Başannın bedeli" Newswe«t International, Ocak 12, 1987. Toplumsal sonuçlar ve sakıncalar Yukanda sözü edilen konular bir ölçüde pedagojik olduğu kadar, toplumsal sakıncalan da içermektedir. Bunun yanı sıra bir di Uzun vade önerileri Tabii ki uzun vadeli ve kahcı çözümün eğitim sisteminde reform olduğunu yadsıyacak kimse yoktur. Görüşülen eğitimciler özellikle ilk ve orta öğretimin amaçları konusunda yeniden duşunülmesi, müf BİTTİ EKSİLTME ÎLANI Sendikamızın 87.379.744. TL keşif bedelli Erzurum'da Doğu Anadolu bölgesi şube binası inşaatı, kapah zarf ihale suretiyle yaptınlacaktır. tşin ihalesi, 12.5.1987 günü saat 15.00'te olup, yeterlik için müracaat tarihi 11.5.1987 günü saat 16.00'dır. Isteklilerin, sendikanuz başkanliğına (Strazburg Caddesi Madencüer Apt. No: 7 Sıhhiye/Ankara) müracaatları ilanen bildirilir. V N SEYHAN (Metegür) YEDEKÇİ ile EGE YEDEKÇİ Evlendiler. 27.4.1987 / istanbul TÜRKtYE MADEN İŞÇİLERİ SENDtKASI GENEL BAŞKANLIĞI İLAN ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞI'NDAN Mülkiyeti Belediyemize ait Sıhhıye Köprüsü altındaki 63 adet dükkânda 18.5.1987 18.6.1987 tarihleri arasında Gıda Fuarı açılacakur. 1 Her türlü gıda ve temizlik maddeleri (kuruyemiş, ıtriyat ve parfümeri hariç) maddeleri reyonu 52 adet. 2 Baharat reyonu 2 adet. 3 Pasta şeker ve sekerleme reyonu 5 adet. 4 Kasap reyonu 4 adet aynlmış bulunmaktadır Bölumlerin herhangi birisi için yeterli istekli olmazsa en fazla ayrılmı; bölüme aktarüacaktır. İSTENİLEN BELGELER: 1 lmalatçı veya toptancı olduğuna dair meslek kurulu; belgesinin gazete ilan tarihinden sonraki tarihli aslı. 2 Halen faaliyette bulunduğu dükkân için açma izin belgesi veya küsat veya Belediye vergi levhası noterden tastikli sureti. 3 Vergi levhası noter veya vergi dairesinden tastikli sureti. 4 lmalatçı firmalar için durumlannı belgeleyen son altı ayhk kapasite raporu. 5 Halen kestiği fatura ve fiş örneği. 6 Firma ve şirket yetkilileri için imza sirkuleri ile şirket sözleşmesi. KAMU VE YALN1Z KOOPERATİF BtRLİKLERİ: 1 İmza sirkuleri ile ana sozlejraesi. 2 Başbayilik durumunda; yetkililerce verilen yetki belgesi aslı ile tastikli başbayilik sözleşmesi. 3 Birlik veya başbayinin halen faaliyette bulunan dukkânlarına ait kuşat veya dükkân açma izin belgesi veya Belediye Vergi levhası tastikli sureti. İstekli firmaların yukanda belirtilen belgelerin tamamı ile birlikıe en geç 8.5.1987 tarihi mesai bitimine kadar Büyukşehir Beledıyesi Sosyal Hizmetler Daire Başkanlıjı Turizm ve Sosyal Işler Şube Mudurlüğü'ne (Gençlik Parkı Nikah Salonu girişi Tel.: 311 30 80) başvurmaları gerekmektedir. Dükkânlann yer belirlenmesi noter huzunında 13.5.1987 tarihinde saat 10.00'da yapılacaktır. (Yer: Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığı Tiyatro Salonu Gençlik Parkı Içi) NCfT 1 Müracaat dilekçesi (Form ve Sözleşrae) IO.OOOT TL. karşılığı Mudürlüğümuzden verilecektir. 2 Müracaat durumuna göre ayrılan dükkân adedi azaltılıp çoğaltılabilir. Basın: 17313 Kurutulmuş mantar alınacaktır Kurutulmuş kuzu göbeği mantar (Morilles) alınacaktır. Menteşoğlu'ndan Duyuru Yalçın Pekşen NEVŞEHİRDEN NEW YORICA. Tttrkiye'yi ve dünyayı GÜLEREK okuyun.. Varhk YaytnUn A.Ş. Cağalofclu Yokuşu 40/2 tst. Kg. Fiatı net: 80.000.TL. T.C. YOMRA ASLtYE HUKUK MAHKEMESİ Sayı: 1986/57 Esas. Davacüar Güner Aydın ve arkadaşlan vekili Av. Ali Rıza Koç tarafından davahlar Mehmet Bayvndır, Beraittin Bayındır ve arkadaşlan aleyhine mahkememizde açılan tenkis davasının yapılan açık yargılaması sırasında; Yomra ilçesi özdil köyünden tbrahim Hakkı evlaüan; Haydar Bayındır, Ahmet Bayındır ve Alaattin Bayındır adına çıkartılan tebligatlann bilâ tebliğ iade edildiklen, yapılan tahkikatta da adreslerinin tespit edılemediğındcn gazete ile ilan yapümasına karar verilmiş olup, adı geçen davalılann duruşma günü olan 10 Haziran 1987 günü saat 10.10'da mahkememizde yapüacak olan duruşmada hazır bulunmalan veya kendüenni bir vekille temsil etlirmeleri, duruşmaya gelmedikleri veya kendilerini bir vekille temsil ettirmedikleri takdirde yargılatnaıun HUMK'nin 509510. maddeleri uyannca gıyaplannda devam edeceği dava dilekçesi yerine ilan olunur. Basın: 18441 Alım Merkezleri İSTANBUL: 143 23 20143 23 21 151 34 7172 73 HARAMİDERE: tSX 591 17 11591 17 96 PENDIK: İST354 02 20 MENEMEN: (5421) 13 02 ADANA: (711) 17 78324 757 ÇARŞAMBA: (3741) 16 821152 AMASYA: (3781) 19 27 ANTALYA: (311) 18 670 SAMSUN: (361)35 849 AKYAZI: (26 21) 1127 EGRİDIR: (3281) 118930 3312 8030 34 TEKİRDAG: Hayrabolu yolu 13. Km. Eskı Gülsüm Yogurtlan Fabrikası 'Üünya Piyasalarının İtibarlı Kuruluşu
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle