19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 NİSAN 1987 • • • CL^HLRİYET'13 Öğretmenini bıçakladı İZMİR (Cumhuriyet Ege Biirosu) Izmir Sıdıka Rodop Lisesi ortaokul ikinci sınıf öğrencisi Sedat Kılınç, derste tartıştığı din bilgisi oğretmeni Ali Şeremet'i boğazından bıçaklayarak yaraladı. Ortaokul öğrencisi Sedat Kılınç, ilk sorgulamasından sonra tutuklanırken, ayakta tedavi gören Ali Şeremet verdiği ifadede, olayı şöyle anlattı: "Türk Islam âlimleri ve felsefesi dersinde Uluğ Bey'i işliyorduk. Bcn Uluğ Bey için oldu kelimesini kullandım. O arada Sedat 'geberdi' diye bagırdı. Bunun üzerine kendisini ikaz ettim. Buna sinirlenen Sedat sınıfı terk etti. Daha sonra beni sımftan dışanya çagırdı ve evden getirdigi ekmek bıçagı ite üzerime saldırdı. Hemen >anıma gelen diger ögretmen arkadaşlar ve öğrenciler olaya müdahale ettiler. Ben de hafif yaralı olarak kıırtuldum." Sedat Kılınç kendisine yöneltilen tüm sorulan yanıtsız bırakırken, babası Ali Kılınç, "Bir ders önce malematik oğretmeni Aysel Kartal, ogluma zorta davetiye satmış. O da buna sinirlenmiş. Bu ögretmeni idareye şikâyet edecegim" dedi. Mezbaha temeli atıldı İstanbul Haber Servisi İstanbul Anakent Belediyesi'nin Kartal Aydınlar Köyü'nde yaptıracağı mezbaha ve rendering tesislerinin temeli dün Anakent Belediye Başkanı Bedrettin Dalan tarafından atıldı. 19 bin metre karesi kapah 80 dönümlük bir alan üzerinde inşa edilecek mezbaha 1988 yılında hizmete açüacak. Yaşar Holding'e bağlı kuruluşlardan Otak İnşaat A.Ş. tarafından gerçekleştirilecek p'roje 13.5 milyar liraya tamamlanacak. îç donanımını Intercool Food Technology Lmt. adındaki bir Danimarka firmasının gerçekleştireceği mezbahanın günlük et kesim kapasitesinin 350 büyük, 7 bin de küçükbaş hayvan olacağı kaydedildi. Sibel Turnagöl yargılandı İstanbul Haber Servisi Sinema oyuncusu Sibel Turnagöl eski kocası Aydı» Sağay'ı ölümle tehdit ettigi iddiasıyla yargılandı. Aydın Sağay'ın Sibel Turnagöl ile Günay Öoal, Taner Öoal velsmail Kolnk adlı kişilerin kendisine "saptk, homoseksüel, Adaaa çtageaesi, iboe, sübyancı, dansöz" diyerek hakaretlerde bulunduklannı ve öjümle tehdit edildiğini öne sünnüştü. Davaya dün İstanbul 10. Asliye Ceza Mahkemesi'nde devam edikü. Hakkmdaki iddialan reddeden Turnagöl, "astında evüyken kocam beni kezzap dökmek ve bıçakla yaralamakla tebdit ediyordu" dedi. Yarşyiuma, tanıkların dinlenraesi için 16Hazıran 1987 saat 11.00'eertelendi. İsraiVden destek ANKARA (a.a.) Turkiye'den göç ederek İsrail'e yerleşmiş olan 100 bin Yahudi, Ermeni soykınmı konusunda Avrupa Parlamentosu Siyasi Komisyonu'nda ve ABD Kongresi'nde yapılan girişimleri kınadılar. İsrail'deki Tiırk Yahudileri Derneği, 100 bin Yahudi adına, Avrupa Parlamentosu ve ABD Kongresi üyelerine protesto mektupları göndererek Turkiye'de hiçbir azınlığın, Türk vatandaşlarının haklarından yararlanamamasının söz konusu olmadığını bildirdi. Ynhnnn on7PtprîİprDenizcüik hletmeleri Genel Mu lUUUnLl gU4,eiCLUcr dürlüğü, feribot seferlerini ve Türkiye'yi tanıtmak amacıyla Almanya, ttalya ve îsviçre'den 16 gazeteciyi Türkiye'ye davet etti. Türkiye'nin tamtım alanmda daha çok çaba göstermesi gerektiğini belirten yabana gazeteciler, Ispanya ve Yunanistan'ın hatasına düşmeyin, doğal güzelliklerinizi koruyun " dediler. Dün saat 13.00'te Samsun Feribotu'yla Venedik '• ten lzmir'e gelen gazeteciler, burada Denizcilik Işletmeleri Genel Müdürü Ahmet Yıldırım tarafmdan karşılandı ve kendilerine bir buket verildi. Denizcilik Işletmeleri Genel Müdürü Ahmet Yıldırım, turizm ağırlıklı dergi ve gazetelerin yazar ve muhabirlerini Türkiye 'nin ve Denizcilik Bankası 'nın feribot seferlerinin tamtımını gerçekleştirmek amacıyla davet ettiklerini belirtti. Türkiye'ye davetlı olarak gelen 9 Alman, bir Italyan ve altı îsviçreli gazeteciden 15'ı Türkiye'yi ilk kez ziyaret ettiklerini söylerken, Alman Bulletin Dergisi'nden Michael Kunth daha önce Türkiye'ye geldığin Atina'dan iddia ATİNA (a.a.) Yunanistan, Turk savaş uçaklannın Paskalya tatili sırasında, Yunan hava bölgesini ihlal ettiklerini ve Atina FIR hattını habersiz geçtiklerini öne sürdü. Yunan Savunma Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, Türk savaş uçaklannın Sisam, Midilli ve Sakız adaları civarında 13 defa Atina FIR hattından geçtikleri ve 7 kez de Yunan hava sahasınagi rdikleri iddia edildi. Behçeî Necatigil Sokağı tstanbul Haber Servisi Beşiktaş Belediyesi, Camgöz SokağTnın adını Behçet Necatigil olarak degiştirdi. Camgöz Sokağı'nın tabelasmın belediye başkanlığınca cumartesi günü düzenlenen bir törenle Behçet Necatigil olarak değiştirilecegi ve Beşiktaş Belediye Başkanı Mümtaz Kola tarafından eşi Huriye Necatigil'e "Behçet Necatigil Sokağı" plaketi verileceği bPdirildi. HABERLERİN DEVAMÎ Erken seçim sinyali (Baştarafı 1. Sayfada) ğını, özellikle yasakların sona ereceği 1992 yılında şiddetli tanışmaların olacağını anlattı. Özal, "Şahsi goruşiim bu münakaşalann evvel yapılmasında bir mahzur yoktur" dedi. Özal, anayasanın 175. maddesinde değişikliği bu nedenle gündeme getirdiğini, Turkiye'de demokratik hayatın tam anlamıyla yerleşmesinden yanaolduğunu söyledi. Milleteanayasa değiştirme yetkisini mutl&ka vermek gerektiğini kaydeden özal konuşmasını şöyle surdürdu: "Pmrtilerin aralannda anlaşarak anayasayı degiştirmeleri raümkün olamamıştır. 1960'lan, 1980'e kadar partiler anayasa değişiklikleri için anlaşamamışlardır. Bu 20 yıl içinde anavasalan hep askeri idareler degiştirraiştir. Biz Siyasi Partiler Yasası'nda iki değişiklik için genel sekreterleri topladık. 7 saat konuşuldu anlaşma sağlanamadı. Bu işin tabiatında vardır. Bir taraf kendisine muhalefet adını takmış ner şeye muhalefel edecek. Anlaştığımız konularda bile muhalefet ediyortar." Özal, anayasanın 175. maddesinde değişiklik düşüncesini ilk kez bütçe görüşmeleri sırasında ortaya koyduğunu. bir referandum olanağı getirilmesini istediğini, sonra da yasakları düzenleyen geçici 4. maddenin kaldırılmasını önerdiğini anlatarak, "Orada biiliin partiler kabul etliler. Ama şimdi vazgeçtiler. İlla ki geçici 4'ü önce getirin diyoriar. O olmaz" şeklinde konuştu. Özal, Meclisıe anayasa değişikliğîni yapabilecekleri bir çoğunluğa sahip olduklarını, bir parti grubunun daha desteklemesi halinde 175. maddeyi değiştirip milletin hakemliğini istemenin mümkün olacağını söyledi. özal. 175. maddede değişiklik için Cun\hurbaşkanı Kenan Evren'in mutabakatının da şart olduğunu vurgulayarak şoyle konuştu: "Muhaiefet eğer 20De anayasa degişlirilirse ANAP ana>asayı istediği gibi degiştirir diyor. Referandum kolay bir iş degildir. Ya ka> bederseniz ne olacak? Ancak inandıgımz, halkı arkanıza aldığınız anayasa degişikliklerini getirebilirsiniz, çünkü referandum iki uçlu bıçak gibidir. Bu, partileri de birbirine yaklastınr. Eger muhalefeti ikna edemezseniz referandumu kaybedersiniz. Çünkü genellikle yüzde 40 oyla iktidar olunur. Muhalefetin oyu ise yüzde 60 civanndadır. Eğer, körü könine muhalefel >^parlarsa bu kez de onlar kaybeder. Referandum oldugu zaman partiler bazi konularda anlaşma imkânını bulacaklardır." Özal, onumuzdeki ay içerisinde Cumhurbaskanı Kenan Evren ile 175. madde değişikliği konusunda mutabakat aranacağını, bunun sağlanması halinde değişikliğin Meclise getirileceğini bildirdi. Özal. "Cumhurbaşkanının mutabakatı gerekir. Çünkü veto ederse bu kez dörtte üç gibi bir Meclis coğunlugu gerekiyor. O çogunlugu bulmak hem güçleşir hem de durup dururken Cumhurbaskanı ile bir ihtilafa girmek dogru değildir" şeklinde konuştu: MİLLETVEKİLİ SAY1SI ARTIYOR Özal, 175. maddenin değişmesinden sonra siyasi yasakların kaldırılnıası önerisinın Meclise sunulacağını bu arada milletvekili sayısının arttırılmasını da düşünebileceklenni söyledi. özal, "Bizim için bir sıkıntı yok. Ancak, komisyonlarda bazı sikıntılar oluyor" dedikten sonra milletvekili sayısının 400'den 450'ye çıkanlmasını düşUndüklerini, bu konuları diğer partilerle tanışacaklarını bildirdi. Özal, "Baknk ki fazla şe>ler istiyorlar o zaman sadece 17S'i getiririz" dedi. Özal, siyasi yasakları 1992 yılına kalmadan halkoyuna sunmayı amaçladıklarını da belirterek, referandum öncesi lehte ve aleyhte tartışmalann içerisinde yer almayacaklarını açıkladı. Özal, şöyle konuştu: "Lehte ve aleyhte konuşmalar yapüırsa biz bu kavganın içine girmeyiz. Münakaşa yapılmamasını tercih ederiz. Ama kim konuşursa konuşsun lavsi>em fazla ileri gitmemeleridir. tslerlerse 2969 sayılı yssayı da kaldınnz. O kanunun zaten munakaşayla ilgili tek bir maddesi yüriırlükte, bunu katdınnz sonucuna da herkes razı olur. Yasaklann 1992 ye kalmasının bir faydası >oktur. Bizim hiçbir şahsa karşı kinimiz ve kırgınlığımız da yoktur. Ama geçenlerde Anadolu Kulübu loplantısında görduk ki karşımızdaki insanlar bir parca kindar hale gelmişler. Eğer mahalli seçimleri kazanamamışlarsa bundan kırgınlık duymalan yannşlır. Bugün biz kazandık >*nn bakarsınız onlar kazanır." Özal, 4 eski siyasi lıderin yasaklara rağmen konuştuklarını \e politika yaptıklarını anlatarak, "Partilerinin başına geçmeleri halinde bize, bundan daha fazla zarar vereceklerini sanmıyorum. Hatta belki de yaran olur" dedi. ANAP'lılar Başbakanın bu sözlerini "Evet yaran olur" diye destekleyince Özal, sözlerini "Sayın Demirel. Sajın Ecevit geçsinler partilerinin başına, emanetçilerden kurtarsınlar. Ama karar milletindir" diye surdürdu. Özal, referandum sırasında olumlu ya da olumsuz oy verilmesi konusunda bir görüş soyleyemeyeceğini de belirterek, siyasi yasakların kaldınlması için tek şartının 175. madde değişikliğinin Meclisten geçmesi olduğunu vurguladı ve "Eger 175'e gelmiyorlarsa açıkça söytüyonım, onlar geçici 4'iın kalkmasını istemiyorlar" dedi. Özal, 27 Ma>ıs 1960 öncesi DP iktidannın eleştirildiğini, o dönemin bakanlanmn büyük suçlamalarla karşı karşıya kaldığını ancak mahkemelerde iddialann doğru olmadığının ortaya çıktığını da anlatarak Yassıadaıkararlanyla ilgili bir düzeltme yapacaklannı söyledi. Özal, "Yaralan sararken o yarayı sarmak da bizim grubumuzun üzerine düşecek" dedi. Bu arada Tokat Milletvekili Selik Koçaker, oturduğu yerden, "Demirel cenazeye gelecek mi?" diye sordu. Özal ise, "Gelsin ne yapalım merak etme" karşılığını verdi. Özal, yakın bir gelecekte Karakaya Barajrnın açılışı için Güneydoğu Anadolu'ya gideceklermi belirterek, bakanlar ve milletvekillerinin seçim bölgeleriyle bağlannı koparmamalanm istedi ve "Meraleketin her tarafuıa telefon götürdıik. köylerinize lelefon edin hal halır sorun" diye konuştu. Başbakan Özal, belediye başkanlanyla ilgili olarak çok sayıda yolsuzluk ve usulsüzlük iddiasının ortaya atıldığına da dikkat çekerek, "Zannedilmesin ki belediye başkanlan kendi başına bırakıldı" diye konuştu. Özal, şikâyetlerin Içişleri Bakanlığı müfettişlerince incelendiğini anlatarak, Eminonü Belediye Başkanı Tahir Aktaş ile ilgili iddialann yeni olmadığını söyledi. Içişleri Bakanının gerek görduğü takdirde belediye başkanını görevden alma yetkisi bulunduğunu hatırlatan Özal, "Ama seçilmiş bir kimseyi böyle bir kararla görevden almayı demokralik bıılmuyonım. Ortada çok ciddi bir iş oimalı ki görevden alasınız" dedi. Özal, Eminonü Belediye Başkanı Tahir Aktaş hakkındaki iddialan araştırmak uzere Istanbul'a giden ANAP soruşturma heyetindeki üyelerin kanaatlerine önem vereceğini de belirterek. "Arkadaşlanmın kanaatine çok önem veriyonım. Onlan da dinlediklen sonra belki görevden alınz. Ama bunda çok dikkatli olmak lazım" şeklinde konuştu. Özal, konuşmasımn sonunda Meclisin ramazanda sahura kadar çahşmasım isteyerek, 2526 mayısta Meclisin tatile gireceği goruşünde olduğunu kaydetli. Özal, sonra da "Bakarsınız tatilde Mecüsi toplantıya da çagınnz, bHli olmaz" dedi. Özal, daha sonra gazetecilerin, "Meclisi erken seçim için mi loplayacaksınız?" sorusuna, "Erkeo seçim olabilir. Daha önce de söylemiştim" karşılığını verdi. Başbakan Turgut Özal, ANAP grup topiantısından sonra bazı bakanlar ve parti yöneticileri ile bir toplantı yaptı. Özal, TBMM'den ayrılırken bir soru üzerine anayasanın 175. maddesi konusunda henüz Cumhurbaskanı ile göruşmediğini söyledi. Özal, Cumhurbaskanı ile biı mutabakat sağlanmadığını da belirterek, "Daha bu konulan konuşmadık. Bir mutabakata varmadık" dedi. Özal, erken seçimin bu yıhn kasım ayında yapılıp yapılmayacağının sorulması üzerine de "Olursa dedik, her ihtimal var" karşıhğını verdi. özal, sonbahara rastlayan ANAP Büyuk Kongresi ile 1988 mali yılı butçe tasarısının Meclise gelmesinin erken seçim için bir engel olmadığını da belirterek, "Kongreyi erteleriz. Bütçeyi devlet normal olarak hazırlar. O kadar zor bir iş değil" dedi. Başbakan özal, 175. madde değişikliğinde 201 çoğunluk konusunda ısrarlı olmadıklarını da belirterek, "201 rakamı biraz artabilir. Onda ısrarlı degiliz. Oraya nisbet konacaktır" şeklinde konuştu. Özal, 201 yerine 2/3 çoğunluk getirileteğini ancak, anayasa değişikliği için tek şartının referandum olduğunu sozlerine ekledi. ÖZAL, VSK BAŞKANI tLE GÖRÜŞTÜ Başbakan Turgut Özal, bu arada Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Muammer Elçin ile görüştü. Elçin, gazetecilere göriışme isteğinin kendisinden geldiğini söyledi. Bilgisayar sistemine geçiş hazırhklarını aktatacağını ve idari sıkmtılardan söz edeceğini belirtti. Elçin, yurtdışındaki Turk vatandaşlann genel seçimde oy kullanmalan ile ilgili hükmün oy verme işleminin tüm gümrük kapılannda olacağı anlamına geldiğini belirtti ve bunun da sıkıntılara yol açacağını ifade eıti. YSK Başkanı, yaklaşık 1 saat suren görüşmeden sonra Başbakan ile erken seçim konusunu goruşmediklerini, ancak seçime karar verilirse kendi kuruluşunun hazırlanabileceğini söyledi. CÜMEYT ARCAYÜREK yazıyor (Baştarafı 1. Sayfada) dığinı söyleyıverdi. Seçime gidip de listede yer bulamadığı için gelemeyeccğ: ^ygts'.r.dc olan milletvekillerinde derin bir soluk alma, hıç değilse az da olsa bir şans olasılığıyla rahatlama görüldu. Hemen mırıltılar, fısıllılar ANAP grubuna egemen oluverdi. Ne çare, özal dağıtıverdiği elli mavi boncuktan sonra genel seçime bir buçuk yıl kaldığı hesabmda olan milletvekillerinin birden surallarının astlmasma neden olacak bir cümleyle kürsüden iniverdı. Başbakan, ramazan ayında Meclisten geçmesıni istediği yasaları sıralıyor, ayın 26'sında tatile girileceğini söylüyor ve 6u irdelemelerini bağlarken, "beBiobnaz" diyordu, "Bir karar almak için Meclisi yaz aylannda olağanüstü topUmttya çağırabiliriz." Bu yıl bir erken seçim kararım dokunduran bu ctimleyi, Ozal'ın gülümseyerek, hafif alayla süsleyerek söylemesi, "tüi mavi boncuktan " sonra, milletvekillerinin tedirgin olmalarma yol açıyordu. özal'ın seçim öncesi taktiklerinde hemen hiçbir değişiklik olmadığı, dün bir kez daha anlaşıldı. Başbakan bir iyilik meleğiydi, yasakların kalkmasından gocunmuyordu, o kadar ki bu konu halkoyuna sunulsa lehinde aleyhinde konuşmayacaktı, çünkü Özal "bir demoknatu" Madem ki demokrasi halk oylanydı, oyleyse yasaklar da halkın oylanyla kalkmalıydı. Ufacık bir koşulu vardı, öteden beri söyleyip geliyordu. Yasakları, 175. maddeyi yumuşatıp anayasanın kotaylıkla değiştirilmesine olanak tanıyacak biçimde yeniden duzenlemedikçe, bu Meclisten 4. maddenin kalkması geçemezdi. ANAP'ın çoğunluk partisi olmasına, 255 milletvekilini elinde tutmasına karşı Özal'ın, "175. madde inadında" hiçbir yeni yan yokıu. Verdiği ipuçlan gerçekleşirse, kısa süre içinde "Öteki partilerle 175. maddenin yeni biçimi" üzerinde konuşacaklardı. Eğer yanına bir muhalefet partısini alırsa, sorun Cumhurbaskanı 'nın "ikna edîlmesine" kalıvordu. Konutta muhalefel liderlerine söylediği gibi, "201 + halkoylaması" formülünde rakam önemlı değildi. Eğer Cumhurbaskanı yanlı gorünürse, 201 yerme 225, olmadı biraz daha yukseği 240 rakammda anlaşabilirdi. Ne var ki Çankaya 'daki iki saatiik görüşmede "kuhğa kaçan karsuyuna" karşı şimdiden önlemler almak gerekıyordu. Yasakları kaldıran madde haikoylamasma sunukluğunda eski siyasetçilerin 12 Eylul üzerinde çetin eleştiriler yapmaları olasılığı goz önünde tutulmalıydı. özal, "ısterlerse eleşürsinler, bu beni ilgilendirmez, bu larnsma eski siyasetçilerle askeri yofetim arasındaki bir davadır" demeye getiriyor, hatla bu tartışmayı kışkırtırcasına istenilirse tartışmayı engelleyici biryasa olan 2969'un da kaldırılabileceğini söylüyordu. Başbakamn amacı üzüm yemekten çok, bağcıyı dövmek, daha doğrusu orduyla eski siyasetçileri karşı karşıya bırakmak, ilk seçimde halka "eski günlerin korkusunu somut biçimde" işlemekti. Ama ilk seçimde 350 milletvekili çıkaracağma inanan bir başbakan, 175. madde yeniden düzenlense bile uygulamayacağını söyleyen Özal, bugünden anayasa değişikliğını neden cebine koymayı ıstiyordu? Yasaklan kaldıran, aynca milletvekili sayısım anııran değişikliği kendi deyimiyle soyleyelım bugün "sakır şakır" Meclisten geçirirdi. Cumhurbaşkanına sürekli vurguluyor ters duşmez, kamuoyunu arkastna alır, mavi boncukla erken seçim kararım da "şakır şakır" geçirirdi. Dolaylı yoldan bir başka iyiniyel gosterisi daha yapıyor, 12 Eylül tartışması, yasakların sona erdiği 1992 'de yapılacağına, bugünden sona ersin demeye getiriyordu. Halk oylamasınm gerekliliğinden söz ederken, "Gebnesi olası çok sıkmtıh günlerde bu kurumun işe yarayabileceğini" öne sürüyordu. Çok sıkıntıh gunler?.. Bir savaş karannı halkoylamasına sunmak mı, bir ihtilal olasılığında halka gidıp yapılsın mı yapılmasın mı diye sormak mı, neydi bu sıkınulı gunler, tabii Özalvari bir gerekçeydi. Anayasada milletvekili sayısından başlayarak kafasındaki betirli konulardaki değisiktikler üzerinde "Çalışmalara başladıklannı" söyleyen özal'a gore, 175. maddeyi hazırlayıp "Maytsta partüerin önüne koyacaklardı", gerisini kendileri bilirdi. Özal, eğer 175. maddeyi partiler kabul elmezse, halka çıkıp yasakların kalkmasını istemeyen asıl "ister görünenlerdir" dıyecekti. Dün, bu stogana hazjrlandığım açık seçik söyledU 175. maddeyi Özal'ın dilediği gibi değistirmek istemeyenler, yasakların kalkmasına yanlı olmayanlardı. Özal, yasakları yokuşa sürerken, artık siyasal propagandasmı hangi saptırmalara dayandıracağmı boylece açıklamış oluyordu. Bir erken seçim için ya da genel seçime şimdiden hazırlanmaya yonelık "Özal takvimi" artık ayrınıılarıyla ortaya çıkıyor. Yasakları yeni açmazlara, ama muhalefetin sırtına yüklerken, günlük yaşamda halkın hemen büyük hiçbir stkıntısı olmadığını vurguluyor. Nıtekım "Memlekette fakrü zaruret varmış, bunlar hayal görüyorlar" diyebiliyor. Diyoruzya, özal dün iyimserlığin doruğundaydı. Siyaset sahnesini dilediği gibi düzenliyor, ekonomik sıkmtüar mı, hepsi muhalefetin, belki de içinde yaşadıkları halde halkın düşleriydi. Pırıl pınl bir ülke, demokrasıye manmış pırılpırıl bir insan... Daha ne isteyebilirdik? Tabii yarın yeni bir sahne düzenlemezse Özal, dunkü konuşmasında ıktidarın erken seçime hazırlandığının yeni bir kanıtını bulmuş olacaktık. Erken seçimi "var ile yok" arasındaki ince çizgide tutmayı yeğleyen Başbakan, hazırandaki küçuk yerel seçımlerden sonra, bir de bakarsınız ki eylül öncesi Meclisi "bir karar almak için" toplantıya çağırır, iki dudağı arasma sıkıştırdığı "seçim"sözcüğünu söyleyiverir. Olmaz olmaz demeyelim, her şey Başbakamn haziranda bir sabah yataktan nasıl katkacağma bağlı. Dun, bütün ayrmtılarıyla Özal'ın konuşması, "Bir biçimde aba altından sopa göstermeyi" içeren yeni bir göstenydi. UGUR MUMCU (Baştarafı 1. Sayfada) GOZLEM sıdır. Prof. Ergin, 2931 Mart 1987 tarihleri arasında "NATO istikrarı için bilim programı ile ilgili olarak program direktörü ile görüşmelerde bulunmak üzere" Brüksel'e gitmiştir. ANKARA'dan (Baştarafı 1. Sayfada) rüzgârlanm" bir kez daha estırıyor. Parti grubunda böyle konuşurken, yönetimm çeşilii birimlerine arka arkaya lalımaüar yağdınyor. r 'Büyük projelerdeki son durum nedir?" diye soruyor. ön'unebuprojelerin bitiş zamanı, şu andaki fıziki gerçekleşmesine ilişkın raporlar gelir gelmez, bu kez bakanlanna benzer yolda talimat veriyor: "Bu yıl seçim otacakmış gibi çalısmalarmızı hızlandırın''. Bakanlar bu kez "$u ayda mı olur, bu ayda mı?" sorusunu kendi aralannda tartışıyorlar ve "Partinin kongresi öne alınırsa, galiba kasım ayında seçime gideriz" gibi biryargıya varıyorlar. Gerçekten bu yıl erken seçim yapılıp yapılmayacağı henüz belli olmazken ve aslında bu tür bir zamanlamaya dönük karar daha özal'ın kendi kafasmda bile netleşmemisken, özal seçim rüzgârlarını yine de estihyor. Neden?.. Evet, neden?.. Sadece yüzde 36.8'den dolayı mı?.. Başbakanlık konutunda, Başbakanlık çevrelerinde, ANAP'ın içinde şu anda "dağımk ve durgun bir manzara" var. Başbakamn danışmanları arasında çok ciddi bir çekişme almış başını gidiyor. Bir danışman diğerini Başbakana şikâyet ediyor. öteki diğeriyle konuşmuyor. Beriki hiçbirini beğcnmiyor. Dolayısıyla, danışmanlar orkestrasından bozuk sesler çıkıyor. Akortsuz müzik, Başbakamn kulağını iyiden iyiye tırmalıyor. Partiye dönup bakınca, orada "delege defterlerini yurütenler vaziyete hakim". İlçelerde başlayan kongreıtr, KurştııKn iuiiuınuıuı, nıZipleşmeler, hizipler arası kavgalar ANAP kongrelerinin "olağan görüntüsüne" dönüşüyor. Hukumet haftada bir toplanıyor. Toplansa ne olacak, toplanmasa ne olacak. Herhangi bir bakanın, diğerinin aldığı karardan haberi yok. Hangi konu, hangı bakanlığı ilgilendiriyorsa, "tş Basbakanla o bakanın arasında bitiyor". Peki, nerede kaldı "hükümet"?.. Neredekaldı "hükümet etmek"?.. Bakanlarm birbirlerine "ortak siyasal sorumluluk" çerçevesinde bilgi vermesi âdeti defterden coktan silinmis görünüyor. İster parti olarak ANAP'ın, ister hukumet olarak ANAP hükumetinın onumuzdeki dönfmde almayı tasarladığı kararlardan "hiç kimsenin haberi yok ". Tüm yollar Özal'a çıkıyor. İster parti genel başkan yardımcısı, ister bakan olsun, kim, hangi görevde bulunursa bulunsun, ciddi girişimleri Özal'ın dışmda kimse bilmiyor. Herkes gibi onlar da "Özal'ın demeçlerinden öğreniyor" ne olup bittiğini ya da olacaklan... Ancak, özetlenen tablodan çok kışinin canının sıkıldığı belli. Arlık insanlar can sıkmtılannı açığa vurmaktan kaçmmıyor. İşte, böyle bir orlamda aylardır, halla yıllardır çiğnenen "yasaklar sakızına " sanki yeni bir boyııl getiriyormuş gibi "175. madde değişmezse, yasaklar kalkmaz" anlamına gelen sözlerle, Özal "çeşnikattığım" sanıyor. Bakıyorkı, bu "sakız"tutmuyor, o zaman gelsin "seçim rüzgârları"... Partiyi, hukumeti, çevresini ayakta tutabılmenm ve sorunlardan uzaklaşlırmamn başka yontemlerini, başka yollarını da gorurüz nasılsa yakın gelecekte... VELİEFENDl'DEN Taşbey günün en şansh atı KEMAL AKYER 1. AYAK: Pazar gunu apranti yanşını eküri bitiren Özlem 6 \e Erhanbey, koşulacak olan bu yarışta bana göre yanşın en şansh ismidir. Sah sabahı siprintine iç sahada 600'ü 40 yapan Tehlike. daha sonra şans verdiğim isim olup, hafif kilosu ile koşacak olan Canhatice ve bir yarış gören usta jokeyi ile Turhan 2 yanşın sürpriz atlandır. 2. AYAK: 1986 senesi start aldığı bütun koşuları kazanan Gold Guard \e Izmir'de start aldığı yanşlarını uzak ara ile kolay kazanan ve forG.1 G3 G4 G.6 mu yüksek olan Disneyland arasındaki çetin mücadele yanşın birincisini belirleyecektir. Altıh Ganyan kuponlarına her iki atı yazmakta da fayda vardır. Yanşın surpriz atı Karh'dı'r. 3. AYAK: Izmir'den hazır formda gelen gerçek bir çim pist atı olan King 1 idman ve form durumu ile yanşın en şansh atıdır. İdman eksiği bulunmasına rağmen Masserati ve ağır kilosuna rağmen çok iyi durumda olan İçtirah diğer şansh isimler olup God For Bid yanşın sürpriz atıdır. Altıh Ganyan kuponlarına dort atı da yazmakta >arar vardır. 4. AYAK: Pazartesi sabahı iç pistte 1200 metre galabonu be|endiğimiz ve formda olan Neşe 5 çok iyi durumu ile günün banko atıdır. Çim pisti noksan olmasına rağmen Adana'dan haar gelen Kral Kızı daha sonra şans verdiğim isim olup Çat ve Sonbatur yanşın surpriz atlandır. 5. KOŞU: İstanbul'da sabah idmanlarında iyi görünen Taşbey ilk kez start almasına rağmen yanşın en şansh tayıdır. Misliciler kuponlarına tek yazabilirler. Gühorun ve Gürcanbey daha sonra şans verdiğim isimler olup Âbdullahbey yanşın surpriz tayıdır. 6. KOŞU:tzmir'den hazır formda gelen ve salı sabahı iç sahadaki sprintini çok iyi gördüğüm Ruzgâr yanşın en şansh atıdır. Sanmarkos ve Evrimhan sert rakipleri olup, Kızı yanşın sürpriz atıdır. OLAYLARIN ARDENDAKI (Baştarafı 1. Sayfada) TAHMİNİ1 1. KOŞC: F: Lalehan, P: Müge 5. S: Özlem 7. 2. KOŞU: F: Özlem 6, P: Tehlike, P: Canhatice, S: Banu 5. 3. KOŞU: F: Gold Guard, P: Disneyland, S: Karlı. 4. KOŞU: F: King 1, P: Maserati, P: İçtirah. S: God For Bid. 5. KOŞU: F: Neşe 5, P: Kral Kızı, P: Çat, S: Sonbatur. 6. KOŞU: F: Taşbey, P: Gürcanbey, P: Gültorun: S: Âbdullahbey. 7. KOŞU: F: Ruzgâr, P: Sanmarkos. P: Evrimhan. S: Kızı. 4 1 T fÎ u. 17 IB ; 7 8" g ICZ 13 14 H'ı 63 821 7821 82173 278 2781 8721 64 57 1 57 53 3275 53 '1~ '*, 17 16 19" f 3 1 '! . ~ ıV ı5 T 31 >< GERÇEK 5^ 6^ 7" a 9 12 Î3 16İ~ 18 1 j i4s 1b Ts 1 9 ALTILI GÖRÜŞLERİ ^ • ^ • • • • • B 61 Tıy»iiTÛM KMMlAKYa AbMbk MAIP DMrirTÜMER HamfitaET knmtm TURHAN 43 4 438 43 43 34 62 12 12 1 1 1 12 65 1 1 31 163 1 16 66 3158 513811 1153 315 351 315 girişimleri söz konusudur; bu kadar büyük paraların harcandığı yerterde, söylenti ve iddialar da büyüyecektir. Bu savunmada bir gerçeklik payı olsa da gazetelerde yayımlanan yolsuzluk iddialan öylesine ağırhklar taşımaktadır ki hemen el konulınası gereken durumlar ortaya çıkmaktadır. Cumhuriyet tarihinin hiç bir döneminde böylesine yaygın veağır hırsızlık ve yolsuzluk iddialartna rastlanmamıştır. Yapılacak ilk iş, iddialann üzerine kararhlıkla yıirumektir. Ancak bu yolsuzluk iddialarının yerel yönetimlerden başlayarak ANAP üst kademesine tırmanması, partide ağırlığı olan isimleri de sarması, belki elleri kolları bağlamaktadır. ASAP iklidannın kamuoyu karşısındaki gorüntüsü günden gune bozulmaktadır. Turkiye'de şimdiye kadar yaşanan deneyimler, seçmenin yolsuzluk ıddialarına yeterince önem vermediğini göstermektedir. Ancak hem iddialann şimdiye kadar gorülmemiş boyutlara uzanması hem enflasyon canavarımn azgınlığı hem gel/r dağılımındaki adaletstzlığin büyumesi ust üste geldiğinde, bütün öngörüler boşa çıkabilir; yuvarlandıkça büyüyen bir çığın altında ASAP iktidarı ezilebilir. •k * * Kurumun 17.ai987 gün ve 15. NATO 241 sayılı yazısınöğreniyoruz ki "Gidiş, dönüş, yol, ikâmet masrafı" NATO tarafından karşılanmıştır Kurumun, 17.3.1987 gün ve 15. Cost. 242.2326 sayılı yazısma göre de Prof. Ergin'e Brüksel'de "Co^ Yüksek Me • muriar Komitesi toplantısına" katılmak üzere 526 bin lirahk uçak bileti gideri ödenmiştir. Bu belgelerden, Prof. Ergin'in, 31 mart günü, NATO topiantısından çıkıp hemen, Türkiye'ye döndüğü, 1 nisan günü, yine Brüksel'e gittiği anlaşılıyor. Bu birinci olasılık. İkinci olasılık da şu: Prof. Ergin, 2931 mart günleri NATO topiantısından sonra Türkiye'ye dönmemiş, bir gün sonra "Cost Yüksek Memurlar Komitesi toplantısına^' katılmıştır. "Gidiş dönüş uçak masraflan" NATO tarafından karşılandığına göre Ankara Brüksel arası uçak bedeli niçin ödenmiştir? Sorulacak soru da budur. Devlet Bakanı Tınaz Titiz'den bu konuda inandırıcı bir açıklama bekliyoruz. Biz bu sorunun yanıtını alıncaya kadar, dilerseniz, TÜBİTAK'ta neler oluyor, bunları öğrenelim: TÜBİTAK'ın karar organı, 11 kişiden oluşan Bilim Kurulu'dur. Genel sekreter, kurulun yürütme organıdır. Bilim Kurulu üyeleri, kendi aralannda yapılan seçim ile belirlenir. Yapılan seçimler, bir ay içinde, cumhurbaskanı ve başbakan tarafından onaylanır. TÜBİTAK'ın "politizasyonu" yeniden Bilim Kurulu üyeliğine seçilen Prof. Dr. Hakkı Oranç ile ilgili seçim işleminin başbakanca onaylanmaması ile başlatıldı. Ulusu hükümetince genel sekreterlığe getirilen Prof. Dr. Nejat ince, görevinden istifa ederek ayrılmasından sonra, olaylar daha da hızlandı. Ulusu hükümeti sırasında, Prof. İnce genel sekreter, Prof. Mehmet Ergin de genel sekreter yardımcısıdır. Prof. İnce, ' istifa edince, Prof Ergin genel sekreterlik için doğal aday olur. Prof. İnce'nin istifasından sonra bu göreve vekâleten Prof. Dr. Aral Olcay getirilir. Bilim Kurulu'nda genel sekreterlik için yapılan oylamada, Prof. Mehmet Ergin adaylığını koyar ancak şeçilemez. Bilim Kurulu, genel sekreterliğe Prof. Dr. Dinçer Ülkü'yü seçer. Prof. Dr. Dinçer Ülkü'nün kararnamesi başbakanlığa gider. Ancak kararname imzalanmaz. Bilim Kurulu, İTÜ Rektörü Kemal Kafalı, Çukurova rektörü Mithat Özsan, Sanayi Bakanlığı Müsteşarı Akın Çakmakçı, İstanbul Fen Fakültesi Dekanı Metin Bara, Prof. Cengiz Yalçın, Prof. Cengiz Dokmeci, Cavit Çıtak ve Prof. Aral Olcay'dan oluşmaktadır. Kurul, Prof. Dr. Dinçer Ülkü ile ilgili kararnamenin niçin imzalanmadığını bir türiü öğrenemez. Prof. Dinçer Ülkü de adaylıktan çekilmez. Buna karşın kurul, yeni bir oylama yaparak, genel sekreterliğe, Başbakanhğın adayı Prof. Dr. Sümer Şahin'i seçer. Kararname hemen imzalanır. Prof. Şahin göreve başlar. Suudi Arabistan'da "King Saud Üniversltesi"nöe de bir süre çalışan Prof. Şahin, daha önce KTÜ'de öğretim üyeliği ve Kayseri Mühendislik Fakültesi Dekanhğı yapmıştır Prof. Şahin, göreve başlar başlamaz, muhasebe, personel ve uluslararası ilişkiler müdürlerini degiştirir. Bu arada "Şahin" soyadlılar, kurumda önemli görevlere getirilirler. Görevi değiştirilenler arasında, Prof. Mehmet Ergin'e yapılan ödemeye karşı çıkan muhasebe müdürü de bulunmaktadır! TÜBİTAK genel sekreter yardımcısı Prof. Mehmet Ergin'in "NATO" ve "Cosf topiantıları ile ilgili "görev dışı onay'iarı Prof. Dr. Sümer Şahin ve Devlet Bakanı Tınaz Titiz tarafından imzalanmıştır. Yol parası NATO tarafından ödenmişse, TÜBİTAK niçin aynca AnkaraBrüksel arasında gidiş dönüş uçak bileti parası ödüyor? Kadrolaşmayı, hadi anladık diyelim.... "Türkislam Senfez/"nde şu uçak bileti gibi konulara da yer var mıdır diye ögrenmek isterdik. Bakan Titiz, söz sırası sizde. Buyrun... Boğaziçi (Baştarafı 1. Sayfada) ği 2 yıldan bu yana Boğaziçi'nde 5 bin metrekare arazı üzerinde yapılması için izin verilen villaların durumu tartışmah bir durum aldı. Anayasa Mahkemesi'nin kararı, yayımlandığı tarihten iıibaren yürürlüğe girdiği için geçmiş iki yıllık dönemi kapsamıyor. Bu açıdan iki yıl içinde yasanın öngördüğu koşullarla inşaat yapmış ve iskân ruhsatını almış binalar için herhangi bir işlem yapılamayacak. Ancak şu anda yapımı surmekte olan binalar açısından durum karışık, Anayasa Mahkemesi kararıyla İmar Kanunu'nun bu inşaatlara ruhsat verdiren hukmu yok sayıldığı için uygulamanın Boğaziçi Kanunu'nun bu tür binalan yasaklayan hükümlerine göre yapılması gerekiyor. Yapılarla ilgili kararı Boğaziçi İmar Mudürluğü ve bağlı olduğu İstanbul Anakent Belediyesi verecek. Yani Boğaziçi"nde villa yaptırmakta olan kişıler şu sıralarda Dalan'ın kapısını aşındırmaya başlayacaklar. Özellikle, öngörünum bölgesinde en çok ruhsat \erilen Sarıyer'in Maden tepelerinde bulunanlar... Boğazıçi'ndeki kaçak yapılar ile Kültur ve Tabiat Varlıklannı Koruma Kanunu"na aykın olarak yapılmış buluııan yapılar imar Kanunu'nun geçici 7. maddesi ile İmar Affı kapsamına alınmıştı. Anayasa Mahkemesi bu hukmu iptal edince şimdiye dek 5 misli harc odeverek aftan yararlanmış kaçak binaların affı da dayanaksız kaldı. Bu durumda harç ödeyerek aftan yararlandığını zanneden kaçak binaların durumu da iptal karannm geriye işlemezliği ile tartışmalı bir duruma geldi. Bu konudaki kararı da yine İstanbul Anakent Belediyesi verecek \e Boğaziçi İmar Mudürluğü'nce uygulama başlatılaÂnayasa Mahkemesi'nin iptal kararı ile pekçok hukuki tartışma da gundeme gelecek. 1 İnşaat ruhsatı almış ve inşaatı başlamış yapılann bu nıhsatlan iptal kararından sonra geçerli olabilecek mi? 2 İnşaat başladı ise bu inşaat kaldığı yerden devam ettirilecek mi. yoksa yıktınlacak mı? 3 Inşaatın başlaması esas alınacaksa inşaat başlangıcı olarak hangi olçü kabul edilecek? İslinat duvarı vapılması veya temel atılması inşaat başlangıcı sayılacak mı? 4 Aftan yararlanmış kaçak yapılar yıkılacak mı? 5 Ruhsat verilen kaçak binalann veya inşaatlann her birinin durumunu ayn ajn üıcelemek ve iptal karan çerçevesinde hukum vermek gerekeceği için doğacak Boğaziçi karmaşasının içinden nasıl çıkılacak? Nüfus cuzdanımı ka>bettim. Geçersizdir. TURAN BES'TÜRK K ARMA TOTO T*ımfar GalatasarayAnkaragucu AntatyasporKocaelıspof DenizlisporSamstınsnor MatatyasporBolusnor TrabzDnspofAltsy FmtrbattçeZonguldakspur Diyarbakıraeşflctaş Gençterbir^iSanyef CarşambaAdO Spor S.FiamentKonyasDor BakırkuyVeta Simtet PTTKar$ıyaka EskjşefttrsporRizespof GtatepeMu$iaspor UnyesporHopaspor BozuyukY.SaraJıld! Humyet 1 1 ft12 1 14 142 14 1 14 2 14 02 02 01 2 14 1 1 1 Guneş .1 142 021 14 1 012 2 012 2 021 012 2 01 14 01 1 Tercuman 1 1 012 1 1 012 2 14 021 24 02 24 1 14 012 1 Buivar 1 14 012 1 1 14 24 1 021 24 012 0 14 1 012 1 Cumrmrtyet 1 14 021 14 1 14 2 14 02 021 01 02 1 14 012 2 102 ft2 »41 012 021 10 14 14 14
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle