19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/10 14 NİSAN 1987 Demokrasinin kamburu: Pasaport Dizimizin dünkü bölümünde Ruhi Su ve Orhan Apaydın gibi tedavi için yurtdışma gitmek isteyen, ancak "sakıncah" gerekçesiyle yıllarca pasaport atamayan ve pasaport izni çıktığı günlerde yaşamım yitiren iki değerli aydmımızdan söz ettik. Ayrıca hâlâ pasaport bekleyen yazar ve sanatçılanmızdan bazüanmn adlarım ve başlarına gelenleri anlattık. Pasaport bekleyenlerin öyküsünü sürdürüyoruz. Püsaportzedeler, öykülerini anlatıyor MUSTAFA EKMEKÇt ANKARA NOTLABI Uygarlık Tarihi'ne katkı... 2 ZEKİÖKTEN Yönetmen Zeki ökten, "sanık" niteliği nedeniyle 1979 yılından bu yana pasaportsuz durumda. 1979 ydı sonlanna doğru süresi dolan pasaportunun süresini uzatmak için 1981 yıhnda tstanbul Pasaport Şubesi'ne giden Ökten, burada "Size pasaport veremeyiz" sözleriyle karşılaştı. Nedenini de açıkladılar: DÎSK davası. Sendikah sinemacı Zeki Ökten, DİSK davasında beraat etti, ancak karar henüz Yargıtayca onanmadığı için, bir süre daha pasaportsuz dolaşacak. Pasaportsuzluk nedeniy|e birçok yabana ülkeden gelen davetlere olumlu yanıt veremeyen Ökten, "50. Yıl Londra Film Festivali'ne de gidemedim. O önemli bir davetti" diye üzüntüsünü dile getiriyor. önümüzdeki günlerde de aynı tür davetler bekleyen ökten, DİSK davası karannın Yargıtayca onanmadan kendisine pasaport verilemeyeceğini bile bile nisan ayı sonuna kadar pasaport için "belki" umuduyla bir kez daha başvuruda bulunacak. Siıze pasaport veremeyız Pasaport Yarası Halil Nebiler Halit Çelenk, DÎSK avukatı olarak, ttalya ve F.Almanya'da görüşmeler yapmak üzere 3 yıl önce pasaport başvurusunda bulundu. O da pekçok kişi gibi oyalandı, durdu. Tnrgut K a z a n Banş Derneği avukatlanndan ve Barış2 davası sanıklarından. Kendi savunmasını yapan Kazan da uzun süredir pasaport alamayanlardan. En az 300 bin kişinin pasaport alamadığını tahmin ediyor. İVazan: Hukuka aykırı TURGUT KAZAN Banş Derneği davası avukatlanndan Turgat Kazan, Barış2 davasında sanık oldu. Geçen günlerde kendi savunmasım yapan Turgut Kazan da uzun süredir pasaport alamayan sanıklardan. Turgut Kazan'ın ülkernizde hükUm süren "pasaport terörii"yle ilgili olarak söyledikleri şöyle: "Bizd* pasaport sorunu demokrasimizin bir kambunıdur. Bugiin kaç kişinin yasaklı olduğunu tam bilemiyoruz. Ama en azttçyüz bin insanın pasaport alamadığını ve yurtdışına çıkamadığını tahmin ediyoruz. Elbet bu dunım toplumumuz için kanayan bir yaradır. Çiinko gezi özgürlüğü terael haklardandır. Ama bizim anavasamızın 23. maddesi ile 5682 sayılı yasanın 22. ve 23. maddeleri bu hakkın kullanunını idarenin takdirine bırakmıştır. Bir kez, anayasa 'suç soruşturması ve kovuşturması nedeniyle' gezi hakkı sınırlanabilir diyor. Ve 5682 sayılı yasanın 22. maddesi belli suçlardan dolayı hakkında soruştnnna açılanlara pasaport verilmeyecegini belirtiyor. Bir konuda soruştnrma açddı diye, kişinin temel haklart elinden alınamaz. Amaç soruşturmayı korumaksa. usul hnkukunun başka yoUan vardır. Devletimiz ceza )<argıiamasmın değerine ilişkin La Haye Sözleşmesi'ni ve ceza kovuşturmasının aktanlmasına ilişkin Strasbourg Sözleşmesi'ni imzalamıştır. Ama bazı suçlar bakımından bu anlaşmalar uygulanmıyorsa, ayıp kendi ayıbımızdır. Ne yapaiım ki, beili suçlar Batı diin>asında suç saydmıyor ve mahkemelerimizin kararlan yerine getirilmiyor. O halde, kendi kusurumuzun cezasını yurttaşlannuza yıkmayalım. Demokrasimizi bu suçlardan arındırmaya çalışalım. Eğer bu adımı atamıyorsak, her öznel konuda yasak koyma yetkisini matakemelerin takdirine bırakahm. Gerçekten, haklannda belli suçlardan soruşturma açılmış insanlan yasaklı kılmak, kimlikleri bilinmeyen bu insanlann topluca ve yasayla kaçacaklannı varsaymak olur." A VUKATÇA YLlGtL "Yasanın anayasaya aykınüğı nedeniyle dava açmak, anayasanın geçici 15. maddesi nedeniyle miimkün obnuyor." Gülçin Çaylıgil Banş Derneği davası avukatlanndan. Dava sürerken, dernekle ilgili olarak açılan üçüncü soruşturmadan dolayı sanık sıfatını aldı. Ancak bir ay Önce pasaportunu alabiıdi. "Pasaport Yasası ve uygulamalar konusunda yönetim keyfı davranıyor" şeklinde konuşuyor. yelenk'in dosyası arşivde HALİT ÇELENK Ünlü hukuk adamı Halit Çetenk, DtSK avukatı olarak ttalya ve F.Almanya'da bir dizi görüşmeler yapmak üzere 1984 yılı şubat ayında pasaport başvurusunda bulundu. Çelenk, bu ülkelere Uluslararası Kamu tşçileri Konfederasyonu'nun davetlisi olarak gidecekti. Ankara Valiliği'ne ve Ankara Emniyet Müdürlüğü'ne başvuran Çelenk, pekçok kişi gibi oyalanmaya başlandı. önce "uç gün sonra gel" dediler Halit Çetenk'e. Üç gün sonra gitti. "cevap gelmedi" dediler. Daha sonra aynı şey defalarca yinelendi. Sıkıyönetimden yann gelmediğini söylediler. Gidip kendisi yanıtı 2 günde "Sıkıyönetimce yurtdışına çıkmastnda hiçbir sakınca yoktur" diye çıkarttı. Bu kez de "Bir de bakanuğa soralım" dediler. Halit Çelenk, dosyasını hangi numarayla takip edeceğini sorduğunda "ÜlegalE 13/2/19841324" yanıtını aldı. "tllegalE"nin ne demek olduğunu merak etti. Kimse merakını gideremedi. Bir süre sonra da "dosyanızı arsıve kaldırdık" dediler. Başvuru tarihinde Halit Çelenk'le ilgili herhangi bir soruşturma ya da dava yoktu. Ancak başvuru tarihinden dosyanın arşive kaldırılmasına kadar geçen 1.5 yıl içinde Halit Çelenk, Barış2 davasında sanık olarak yerini alınca pasaport verilmemesine bir neden doğmuş oldu. Banş2 davasında mayıs ayı içinde karar beklendiğini söyleyen Halit Çelenk, "Şu ana kadar dava nedeniyle pasaport için dava açamadım. Savcı, Barış2'de benim için beraat istemişti. Karar savcının istemi dogrultusunda çıkarsa temyize gidilmez. O zaman da ben dava açabüirim" dedi. "Ülkemizde kişinin gezi hakkımn kısıtlanabUmesi için sanık olması yetiyor. Soruşturma başlatıldığı anda sanık oluyorsunuz. Soruşturmanın başlamasıyla davanın açılması arasında süre bazen 35 sene süriiyor. Bazen 150 kişilik Banş3 soruşturmasında olduğu gibi sonunda kovuşturma>a yer olmadığı karan da verilebiliyor. Dava uzun süre devam ediyor, sonuçlanıyor, ama karann kesinleşraesi gerekiyor. Hepsini aşıp pasaport alsanız önemi yok. Dışan çıkamıyorsnnuz. Mahkemenin aldığı beraat karannın. kovuşturmaya yer olmadığı karannın, yurtdışına çıkabilmek için bir anlamı olmuyor. Önemli olan bilgisayarlardaki listeden adınızın çıkanlabilmesi. Listelerde 1971 döneminin kişilerinin adları var. Yasanın anayasaya aykınlığı nedeniyle dava açmak, anayasanın gev'ici 15. maddesi nedeniyle mümkün olmuyor. Geçici 15. madde, Milli Güvenlik Konseyi döneminde, yani 12 Eylül 1980 tarihinden TBMM'nin açüışma kadar olan dönemde çıkanlan yasa ve kararnamelerin anayasaya aykırdığının ileri sürülemeyeceğini belirtiyor. Yasa uygulanırken idare, kendisine verilen takdir hakkını çok keyfi kullandığı için, insanlığa mal olmuş bir hukuk ilkesi, 'Cezanın kişiselliği' ilkesi çiğneniyor. Örneğin Orhan Apaydın'ın durumu nedeniyle eşi pasaport alamıyor. Bir Orhan Apaydın'ın eşi, nasd Orhan Apaydın'ın suçundan ya da suçsuzluğundan sorumlu olabilir?" Tarık Akan, 1981 yıhnda 45 gün hücrede tutulduktan sonra yargılandı ve beraat etti. Kararın kesinleşmesinden sonra pasaport için başvurdu, ancak 2 yıl boyunca yanıt alamadı. Barış2 davası sonuçlanıncaya kadar yurtdışına çıkamayacak. TARIK AKAN Ünlü sinema oyunculanndan Tank Akan, en son 1981 yılınm mart ayında yurtdışına çıktı. F.Almanya'da yapılan bir ödül törenindeki konuşması nedeniyle yurda dönüşünde gözaltına almdı ve 45 gün hücrede tutuldu. Ârdından TCY'nin 140. maddesi nedeniyle yargılandı ve beraati 1982 şubat ayında kesinleşti. Kararın ârdından pasaport alabilmek için başvurdu, ancak başvurusuna iki yıl boyunca yanıt alamadı. 1984 yılının şubat ayında Berlin Film Festivali'nde jüri özel ödülünü kazandı. ödülün önemini Kültür Bakanı'na ve Başbakan Yardımcısı'na anlattı. Bunun üzerine kendisine üç gün içinde pasaport verildi. Ancak pasaportuyla havalimanına gittiğinde buradan geri cevrildi ve sıkıyönetimden "sakıncasız" olduğuna ilişkin yazı istendi. Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Savcısı Yarbay Muhteşem Savaşan'la görüşürken, çıkışını yasaklayan emrin, komutan ve savcı tarafından bir gün önce verildiğini öğrendi. Savaşan'a "Ya emirden bir gün önce çıksaydun?" diye sorduğunda şu yanıtı aldı: "Size pasaport veren herkes hakkında takibat yapacaküm." Akan'ın odülünü, filmin yapımcısı aldı. Genco Erkal'ın pasaportu nerede? GENCO ERKALTiyatro sanatçısı Genco Erkal, 1982 yıhnda ABD hükümetinden aldığı bir burs üzerine pasaport için başvuruda bulundu. Pasaport işlemleri taküınca Ankara'ya gidip uğraşmasını istediler. Ankara'da ise tstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne yazı yazıldığı söylendi. Genco Erkal lstanbul'a gelince polislerin "Sıkt>önetime yaaa yazdık. Oradan takip edin" sözleriyle karşılaştı. Sıkıyönetim Komutanltğı'na gitti. Onlar da "biz emniyete yazdık" dediler. tstanbul EmniyetAnkaratstanbul Sıkıyönetim döngüsü bir iki kez yinelendi. Pasaportunun neden verümediğmi sorduğunda hep "hakkınızda soruşturma süriiyor" yanıtını aldı. Soruşturmanın neyle ilgili olduğu sorusu ise hep yanıtsız kaldı. Genco Erkal daha sonra Banş Derneği davası samklan arasında yerini aldı. Davada Genco Erkal'ın Selanik'te yapılan bir banş toplantısına katıldıgı ileri sürülüyordu. Ancak bu toplantının tarihi, Genco Erkal'ın pasaportunun, pasaport polisi tarafından elinden alınmasmdan sonraki bir tarihe rastlıyordu. Avukatı tarafmdan bu dunım belirtildi ve "Pasaportu emniyettedir. Mahkeme pasaportu isterse, bunun dogru olduğunu görecektir" denildi. Pasaponu isteyen mahkeme ise emniyetten "pasaport bizde degil" yanıtını aldı. Şimdi Genco Erkal soruyor: "Pasaportu polisler aldı. Orada degUse nerede?" GÜLÇİN ÇAYLIGtL Banş Derneği davası avukatlanndan Gfilçin Çaylıgil, dava sürerken açüan dernekle ilgili üçüncü soruşturmadan dolayı "sanık" sıfatını aldı. 150 kişilik seçkin bir aydın gnıbuyla birlikte aynı konumda bulunan Çaylıgil, iki yıl suren bu soruşturmadan dolayı uzun süre pasaport alamadı. Ancak bir ay önce pasaportuna kavuşabilen Çaylıgil, Pasaport Yasası ve uygulamalar konusunda yönetimin keyfı davrandığmı belirterek şunları söylüyor: IncUer ftnci Baba) 1981 'deki yasa değişikliği nedeniyle yurtdışına çıkamayanlardan biri de tnci Baba. "Verdikleri pasaportla hiçbir yere adım atamıyoruz. Ama, Amerikan pasaportu verir gibi nazlanıyor adamlar" diye yakınıyor. MEHMET NABİİNCİLER thale mafyasuun en renkli kişilerinden olan ve yeraltı dünyastnda (tnci Baba) adıyla anılan Mehmet Nabi tnciler de 1981 yılındaki yasa değişikliği nedeniyle uzun süredir yurtdışına çıkamayanlardan. Yasadaki "sanık sıfatı"nın önemi ve lnciler'in sık sık bu sıfatı alması, yurtdışma çıkamamasmdaki en önemli neden. Ancak Mehmet Nabi tndler'in son dört aydır yundışına çıkmasmı, Nokta Dergisi ile yaptığı bir röportaj engelliyor. tki ay önce "sağlık durumu" nedeniyle yurtdışma çıkmak istediğini belirtip, tçişleri Bakanı'nm önerisi, Başbakanın onayı ile pasaport almak için başvurduğunda karşısma bu gerekçe çıktı. tkinci nedeni de yübaşında ortaya çıkan "Levent'teki kırmm köşk olayı"na karışması nedeniyle açılan davada sanık olması oluşturdu. tnciler, "Geçen sene 187 milyon lira vergi vermişim. Bir röportajım yüzünden çıkamıyorum. Vatan hainleri, hayali ihracatçılar çıkıyor, ben çıkamıyorum. Verdikleri pasaportla yurtdışında hiçbir yere adım atamıyoruz. Ama sanki Amerikan pasaportu verir gibi nazlanıyor adamlar" diye konuşuyor. SURECEK Nasü pasaportzede olunur? Pasaport Daire Başkanı Turan Genç, pasaport kişinin yurtdışına çıkışına izin verilmez. lanabileceğini kabul ettiği bildiriliyor. Oysa detahdidi konulması aşamalarını da şöyle anlatı Bir kişinin yurtdışında ülkenin itibanm zeğişiklikten sonra yasada gösterilen suçlardan "sayor: deleyebileceğine nasıl karar verebiliyorsunuz, na nık olmak ", pasaport alamamaya yeterli oluyor. "Askertik şubeleri, vergi daireleri, Içisleri Ba sd takdir ediyorsunuz? 25.2.1981 tarih ve 2418 sayılı Pasaport Yasası'kanlığı birimleri veya mahkemeler tahdit yazısım değiştiren yasa, ayrıca ikinci bir değişiklik ya Kanunun o maddesi bize o yetkiyi veriyor. parak "beraatin veya düşmenin kesinleşmesi" nı yazarak il Emniyet Müdürlüğü'ne gönderir Ama kişi henüz yurtdışına çıkmamış. Çıkkavramını da getiriyor. ler. tl Emniyet Mudürlükleri bu kişinin adım tığmda ne yapacağı nasıl bilinebilir? kendi kayıtlarına alır ve bir yazıyla diğer 66 ilin İçişleri Bakanı Yıidtnm Akbulut, Pasaport Ya Devletin yurtdışında da bu tür faaüyetleri emniyet müdürlüklerine bildirir. Tüm illerin em izleyebilecek kuruluşları, devletin birimleri varsası'nm değiştirilmesine ilişkin herhangi bir çalışma olup olmadığım sorduğumuzda ise şu yaniyet mudürlükleri bu adı, kendüerine bağlı sı dtr. Bunlar izlenir, tespit edilir. nıtı veriyor: nv kapılanna bildirirler. Kişinin adı aynı zaman Sorumu anlatamadım galiba. Yurtdışında da tçişleri Bakanlığı Bilgi İşlem Merkezi Daire izlenebilmesi için o kişinin önce yurtdışma çıkEsasında bu konuda katı kahplarvnız yok. Düâ'ndeki Ustelere kaydedilir. Bu kayıtlardan sonra ması gerekmez mi? Oysa kişi yurtdışma çıkmaşünülebiür. Kanunda değişiklik yapmak düşünütahditli kişi, tahdidi kaldırüıncaya kadar yurt sın diye pasaport verilmiyor. lebilir. Yalmz takdir edersiniz kî bu benim tek dışma çıkamaz." SAKINCALILAR Hakkında pasaport yasağı olan herhangi bir kişi, bunu ancak Pasaport yasaklılarının 6 bin 680 kişilik bölümü, Pasaport Yasası'nm 22. maddesinde buyurtdışma çıkmak için havaalanına veya bir sınır kapısına lunan, "Memleketten aynlmalarında genel gügittiğinde öğrenebiliyor. Hukukçular ve polis yetkilileri, alınan venlik bakımından mahzur bulunduğu tçişleri yasak karannın neden, hangi olaydan veya nitelikten doiayı Bakanlığı 'nca tespit edilenler" tümcesiyle tanımalındığı sorusuna yanıt verecek makam bulunmadığım belirtiyorlar. lanan sakıncalılardan oluşuyor. Bu gruptaki yasaklıların yurtdışına çıkmalarmı yalmzca tçişleri Bakanlığı'nın "takdüi"engelliyor. tçişleri Ba Aslınaa ou konular oyle ayaküstu konuşubaşıma yapacağım, konuşacağım bir konu değil, kanlığı'nın "takdirini'" ise o kişi hakkında poDiğer kabine arkadaşlartmla birlikte konuşmalis veya istihbarat elemanları tarafmdan düzen lacak konular değil. mız lazım." Ienen istihbarat raporları oluşturuyor. SANIKLAR SANIK DURUMUNDAN ÇIKAN Sakmcalılarla ilgili olarak İçişleri Bakanı YtiPasaport yasaklılarının sayısmın böylesine dınm Akbulut, görüşlerini şöyle açıkhyor: KİŞİ NE OLACAK? yükselmesinin en önemli nedeninin Pasaport Ya"...Tahdit devletin güvenliği açısından konu sası 'nda 1981 yılmda yapılan değişiklik olduğu Emniyet Genel Müdürlüğü Pasaport Dairesi lur. Bu da o kişi hakkında bakanuk takdirinde ileri sürülüyor. Değişiklikten önce, 15.7.1950 ta Başkanı Turan Genç ise, illerdeki bilgisayarlaolan bir husustur. Kişiyle ilgili olarak Emniyet rih ve 5682 sayıyla Pasaport Yasası 'nın sakın rın, merkezdeki bilgisayara bağlı olmadığım, bu teşküatınm, güvenlik birimlerinin sunmuş olduğu cah kişiierin tçişleri Bakanlığı 'nca sapıanmasınedenle bazı kanşıkhklann yaşanabileceğini, ama raporlar vardır. Bu kişinin yurtdışma çıkmast ha nı kabul ettiği, ancak dava açılanlarla ilgili hükpasaport verilen kişinin adının listeden mutlaka silindiğini söylüyor. Ancak Turan Genç, "Beraat linde devlet aleyhinde faaliyet gösterip gösterme mü dar tuttuğu belirtiliyor. Ayrıca Pasaport Yaeden kişiierin adlannm kendilerine gelmediğini" yeceği veya daha önce gösterip göstermediği bu sası 'nın değişiklikten önce, hakkında yasada belirtilen suçlardan dava açılan kişiierin ancak de belirtiyor. Birçok polis yetkilisi, sanık dururaporlarda yer alır. Kişi hakkında edinilen bîlgÛer genel güvenlik için sakınca doğuracaksa, bu mahkemenin istemiyle yurtdışma çıkışmın yasak mundan çıkan kişiierin adlarının pasaport polisine iletilmediğini, bu yüzden polisin, kimin pasaport yasağımn kalktığını bilemeyeceğini ve dutup dururken kimsenin listelerden silinemeyeceğini söylüyorlar. İstanbul Cumhuriyet Savcısı Necdet Mengüç ise açılan davalarda beraat eden kişiierin, kararın Yargıtay'da kesinleşmesinden sonra polise mutlaka bildirilmesi gerektiğini söylüyor. Mengüç, "Ama unutulanlar, bildirilmeyenler de olabilir tabii. Yalnız yargılanan kişiler de kendi durumlarım sürekli takip ettikleri için, sonucu pasaport polisine kendileri bildiriyorlar" şeklinde konuşuyor. Bu konuda adım söyleyerek resmi bir açıklama yapmaktan kaçınan üst düzey yetkililer ise konunun çözümüne ilişkin bir öneride de bulunamıyorlar. HER ŞEY GİZLt KALIYOR Hakkında pasaport yasağı olan herhangi bir kişi, hakkında yasak olup olmadığım ancak yurtdışına çıkmak için havaalanına veya herhangi bir sınır kapısına gittiğinde öğrenebiliyor. Hukukçular ve polis yetkilileri, alınan yasak karannın, neden, hangi olaydan veya nitelikten dolayı alındığı sorusuna yanıt verecek hiçbir makamın bulunmadığım belirtiyorlar. Yasaklı kişiler pasaport polisine bu türden bir soruyu sorduklarmda genellikle "söyleyemeyiz, giztt" yanıtıyla karşılaşıyorlar. Gizliliğin nedeni kimi yetkililerce "Adanun hakkında soruştury ma varsa gizliliğin nedeni sorulmaz ki. Türkiye de ilk soruşturmanın gidiliği kurah vardır" sözleriyle açıklanıyor. Ancak, sorunla karşı karşıya kalanlar ve yasaklıları savunan hukukçular, yalmzca soruşturma durumunda değil, açılmış davalarda bile sorulan soruların yanıtlanmamasını "Her konuda gizliliğin gelenek haline getirilmesi ve totaliter devlet anlayışıyla" açıklıyorlar. Yetkililer anlatıyor Server TanillFye son konuşmamızda, "Türioye'ye bir diyeceği olup olmadığtm" sormuştum: Hiçbir diyâceğim yok yanıtını verdi, o kalemin, hep o doğnılann arkasında yurüsün gitsin! Tanilli'nin "Uygarlık TarihiÇağdaş Dünyaya Giriş" adlı yapıtının nasıl arandığını biliyorum. Ne var ki, kitap ağır cezada aklandığı halde, sulh ceza mahkemesince verilen toplatma karan uygulanmak istendiğinden piyasada bulunamıyor. Okumak isteyenter de okuyamıyorlar. Kttabın serbest bırakılması için, Server Tanilli'nin savunmanı Ziya Nur Erun, İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'na iki kez başvurdu. Ziya Nur Erün'ün 17.11.1986 güntü ilk başvurusu şöyleydi: "istanbul Cumhuriyet Savcılığı'na, 1. Müvekkilim Server Tanilirnin yazdtğı 'Uygarlık Tarihi ve Çağdaş Dünyaya Giriş" isimli kitap, TCK'nin 142. maddesine aykırı görülerek 1975 yılmda Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde 975/44 esaş sayısı ile bir dava açılmış, mahkeme görevsizlik karan vermiş ve dava İstanbul 5. Agır Ceza Mahkemesi'ne gönderilerek 9777294 esas sayısına kaydedilmiş ve yargılama sonucunda 'beraat' karan verilerek karar kesinleşmiştir. 2. Bundan sonra istanbul Savcılığı'nın başvurusu üzerine istanbul 1. Sulh Ceza )fargıçlığı'nın 983/222 müteferrik dosya no Ue TCK'nin 36. maddesine göre kitabın müsaderes/ne (zoralımtna) karar verilmiştir. Bu karar ateyhine İstanbul 10. Asliye Ceza Mahkemesi'ne yapttğımız itiraz üzerine 1983/94 sayılı karar kaldınldı. Ancak, savcılığın talebi üzerine kaidırma karan yazılı emir yolu ile Yargrtay 9. Daire ve 20.1.1984 gün ve 984/9393541 sayılı kararla bozulmuştur. Yargıtafın bu bozma karan aleyhine emsal bir o/ay nedeniyle Cumhuriyet Bassavctltğı'na itiraz edilmiş Ceza Genel Kurulu'nun 12.12.1984 günlü E:1984/9111, K. 1984/368 sayılı karan üzerine bozulmuş ve dolayısı ile kitabın toplatilması konusundaki mahkeme kararian da ortadan kalkmtştsr. 3. Kitabın top/afı/mas/ ceza hukuku ilkeieh açısından da yasaya aykındır. Müsaderesine (zoralımına) karar verilen Uygarlık Tarihi adlı kitaptan dolayı, Tanhli aleyhine, Devlet Güvenlik Mahkemesi Savcılığı'nca, 3.11.1975 tarihinde, 975/314 hazırlık sayısıyla TCK'nin 142/156. maddesi gereğince ve aynca yine TCK'nin 173/3 maddesini ihlakden dolayı istanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde açılan dava, Devlet Güvenlik Mahkemeleri'nin kaldtnlması üzerine, İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gitmiş ve yargılama sonucunda 31.1.1978 tarih 977294 esas, 978/62 karar sayılı karan ile kitapta suç unsuru bulunmadtğmdan Server Tanilli'nin beraatine karar verilmiş ve bu karar kesinleşmiştir. Böytece müsadere konusu kitapta hiçbir suç bulunmadığı, aynca TCK'nin 36. maddesinde belirtilen bir durumun da bulunmadığı kesin hukümle sabit bulunduğuna göre, müsadere karan esas bakımından da yasaya aykındır. Nitekim Ankara 6. Asliye Ceza Mahkemesi bu gerekçe ile 25.5.1981 günlü ve 981/64 müt. sayılı karan ile böyle bir toplatma karannı kaldırmıştır. Görüluyor ki kitabın yayımlanmasının suç teşkil etmediği konusunda görevli mahkemece verilmiş bir beraat karan, bir kesin hüküm vardır. Bu kesin hükme rağmen toplatma karan verilmesi ceza hukuku ilkelerini altüst eder. Sonuç: Yutenda aç»Wadığfrraz nedenlerie kitap hakkındaki zoralım kararian kalkmış bulunduğuna göre kitabın serbest bırakılmasını vekil sıfatı ile saygıyla telep ve rica ederim. Doç. Dr. Server Tanilli Vekili Av. Ziya Nur Erün." İstanbul Cumhuriyet Savcılığı, Ziya Nur Erün'ün bu dilekçesine 27.11.1986'da karşılık verdi. Savunman Ziya Nur Erün, savcılığa ikinci başvuruyu yaptı. 8.12.1986 günlü bu başvuruda, özetle şöyle dedi: "İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'na, Dilekçeme verilen 27.11.1986 günlü cevapta kitap hakkında, sulh ceza mahkemesince müsadere karan verildiği nedeniyle, kitabın serbest bırakılmayacağı tarafıma bildirilmiştir. Bu yazınız, Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu ve anayasa hükümleri ile çelişmekte ve yasayı uygulamaktan kaçımldığı anlamına geimekte olduğundan sayın savcıyı bir kere daha uyarmak gereğini duymaktayım. Saytn sava kitap hakkında, görevsiz olduğu Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun kararı ile sabit olmuş bir mahkemece verilmiş bir aklanma karannı gözünden kaçırmıştır. Kitabın suç teşkil ettiği nedeniyle açılan ceza davası, İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nce sonuçlandınlmış ve kitapta suç unsuru görülmediğinden aklanma kararı verilmiştir. Bundan sonra yapılacak hiçbir işlem yoktur. Çünkü suç unsurunun bulunmadığı konusunda kesin bk hüküm vardır. Hiçbir merci bu hükmü değiştiremez ve bu hükmu uygulamama yetkisinde değHdir. Nitekim anayasanın 138/4. maddesi aynen, 'Yasama ve yürütme organları ile idare mahkeme karartanna uymak zorundadır. Bu organlar ve idare mahkeme kararlannı hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez' diyerek bu gerçeği vurgulamıştır. Sayın savcının yetkili bir mahkeme karannı ve bu açık Anayasa emrini uygulamaması ceza/ ve hukuki sorumluluğuna neden olacaktır. İşlem, Ceza Yasası'nın 36. maddesine de aykındır. Madde aynen 'Mahkumıyet halinde cürüm veya kabahatte kullanılan veya kullanılmak üzere hazırtanan veya fiilin irtikabınden husule gelen eşya fiilde medhal olmayan kimse!ere ait olmamak şartıyla zabtt ve müsadere olunur. Kullanılması, yapılması, taşınması ve satılması cürüm veya kabahat teşkil eden eşya bir cezai mahkumiyeti olmasa ve faile ait bulunmasa bile mutlaka zabıt ve müsadere olunur' demektedir. 1. Maddenin 1. fıkrasına göre müsadere karannın birmahkümiyet karan ile verilmesi şarttır. Bunun için de bir suç unsurunun bulunması görevli mahkemece saptanacak ve bundan sonra müsadere kararı verilecektir. Ciayımızda bunun tam aksi sabit olmuş, görevli ağır ceza mahkemesi olayda suç unsuru görmemiş ve aklama kararı vermiştir. Bu nedenle 36. maddenin 1. fıkrası olayımızda uygulanamaz. Ağır ceza mahkemesinin karan savcılık dahil, her mercii kesin olarak bağlar. Bu bir anayasa hukmüdür. 2. Maddenin ikinci ftkrasına giren bir müsadere kararı verilebilmesi için kitapta bir suç unsurunun saptanması ve bundan sonra müsadere kararı verilmesi şarttır. dayımıza uygulanan işlem hem usul ve hem de esas açısından yasaya aykındır. ... Bu hale göre, sulh ceza mahkemesi müsadere karan veremez. Verirse bu karar yoklukla malul bir karardır. Sayın savch lığın bu karara dayanması yasamn açıfcça ihlali olur ki, bundan da yasayı ihlal eden savcının hukuki ve cezai sorumluluğunu doğurur. İşlem esas açısından da yasaya açıkça aykındır. Müsadere karan verilebilmesi için müsadere edilecek şeyin suç teşkil etmesi şartt ön şarttır. Ortada suç teşkil eden bir şey yoksa müsadere de bahis konusu olamaz... Saytn savcının 5. Ağır Ceza Yargıçlığı'nın aklanma karannı hiçe sayıp uygulamaması yargı kararına saygı ile bağdaşmamaktadır. Mahkeme kararını uygulamakla görevli olan savcının aklanmış bir kitabı serbest bırakmaması, yargı karannı uygulamamak anlamını taşır. Sayın savcının görevsizliği açıkça belli olan sulh hukuk yargıcının yasaya aykırı karannı uygulayıp, görevli bir mahkemenin yasal olarak verdiği aklama kararını uygulamaması en azından hukukla bağdaşmaz. Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerie yasadışı yapılan zoralımın kaldmlarak kitabın serbest bırakılmasını, aksi halde kişisel sorumluluk sonucu, gereklj yasal haklanmızı kullanacağımızı saygıyla vekil sıfatı ile arzederim." Savunman Ziya Nur Erün'ün bu ikinci başvurusuna savcılık bugüne dek bir yanıt vermedi. Uygarlık Tarihi'ne yasak sürüyor... İLAN SARIYER SULH HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN Sayı: 987/35 Mahkememizin 987/35 esas, 987/237 Varar sayılı dosyası ile küçükler 1970 dogumlu tsmaıl Ayyıldız ile 1973 d.lu Zehra Ayyıldız'a, ağabeyleri Hüse>in Ayyıldız'ın vasi tayin edildiği ilan olunur. Basm: 3667
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle