25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURtYET/6 7 MART 1987 ıslamcı örgütler vePARA UĞUR MUMCU araştırdı, yazdı. 14 Diyanet Işleri Başkanlığı ile "Siileymancı" diye adlandınlan akıra arasındaki kavganın kaynağı nedir? Herhalde, bu bitmeyen ve bitmeyecek kavganın temelinde din eğitiminin kimler tarafından verilmesi gerektiği sorusu yatmaktadır. Imam hatip okullan açılmadan önce din eğitimi, özel kişilerce açılan "Kuran kurslan" aracıhğı ile verilmiştir. Suleyman Hilmi Tunahan, bu dönemde açtığı ve yönettiği Kuran kursları ile yüzlerce ve binlerce öğrenci yetiştirmiştir. İmam hatip okullan 1951 yılında açılmıştır. 4 Haziran 1949 tarihinde çıkarılan bir yasa ile de Ankara Üni Avrupa'da Kuran kursu kavgası lam Kultur Merkezleri "nin kurulmasına 1973 yılında baslandu Süleymancı akım, yurtiçindeki Kuran kursları, Diyanet îşleri Başkanltğı'nın eline geçince, butün gücünü Avrupa'daki Kuran kurslarına ver di hlam Kültür Merkezleri GenetSekreteri Abdülkadir Polat, Anadolu gazetesindeyayımlanan 21 Ağustos 1981 tarihli yazısında tslam Kültur Merkezleri'nin Avrupa'da 270 derneği olduğunu açıkhyordu. Fotoğrafta Federal Almanya'nın Gelsenkirchen kentinde bir Kuran kursundaki öğrenciler. Diyanet fsleri ve Suleymancılar arasındaki kurslara hâkimiyet kavgası yurtdışında tum hıııyla sürüyor.... Diyanet Îşleri ve Suleymancılar arasındaki sürtüşme, müftülük, vaizlik imamlık gibi görevleri kimin yapacağı konusunda patlak verdi Cami ve kursları ele geçirme savaşı versitesi'ne baglı "Üahiyat Fakültesi" kurulmuştur. Kurulmuştur ama 1949 yılında açılan ilahiyat fakültesi, Uk mezunlannı, 195354 yılında vermiş; bu ük mezunlar, imam hatip okullannda görevlendirilmişlerdir. özetle, ilahiyat fakulteleri ve imam hatip okullanna karşın 1965 yüma kadar Diyanet îşleri kadrolan "Karan kursiannı" bitirenlerce doldurulmuştu. ^^^^ Bir brifingin sonuçları 1981 yılında Diyanet Îşleri Başkanlığı'nca hazuianan bir "briflng''de bu gerçek şu tümcelerle açıklanmıştı: Bütün görevler içerisinde ilkokul meznıılannııı sayısı yaklaşık 23 bindir. Bu toplam persondin yüzde 50'sini asan bir rakamdır. Bunun en önemli sebebi, imam hatip liseleri Oe din ögretimi veren yüksekokul ve fakültelerinden (tslam enstitüsii ve ilahiyat fakulteleri) bu hizmetler için eieman yetismesidir. Din ögretimi veren yüksekokul ve orta dereceli okallan (imam hatip liseleri, fslam enstltüleri ve ilahiyat fakültesi) bitirenler, ögretim niteliklerini tuttugu görevler için açılan sınavlan kazanmaktadırlar. Bn sebeple kadrolar ehfl elemanlarla doldurulmaktadır." 1965 yılından sonradır ki, imam hatip okullan, ilahiyat fakulteleri ve fslam enstitüsünü bitirenler, Diyanet Îşleri BaşkanlığVnda çeşitli görevlere atanmışlar, cami ve mescitlerde de görevlendirilmişlerdir. 1965 yıhnda çıkanlan 633 sayıh Diyanet Îşleri Teşkilatı Yasası, müftü ve vaizlik kadrolanna imam hatip mezunlannın atanacağını öngörmüştür. Uyuşmazük bu tarihten sonra iyice derinleşmiştir. Din hizmetlerini kimler yerine getireceklerdir? İmam hatip mezunlan mı? Yoksa Kuran kurslanndan yetişen öğcenciler mi? "Süieymancüara" sorarsaruz, bu adda bir "Urikat" yoktur. "Sileymancdık" ilk kez, Adana Müftüsü Cemalettin Kaplan'ın ve Adana Din Görevlileri Başkam Mustafa Orban Bülbül tarafından yayımlanan bir bildiri ile ortaya atılmıştı. Yine "Siileymancı" ola Bu kez, DiyanetSuleymana çekişmesi yurtdışma kaymıştır. lslam Kültür Merkezleri Genel Sekreteri Abdülkadir Polat'm Federal Almanya'da yayımlanan Anadolu gazetesinde 21 Ağustos 1981 tarihli yazısında, 1973 yılında kurulan lslam Kültür Merkezleri'nin "220'si Köln'deki tslam Kültür Merkezi'ne baglı olmak üzere 270 deroegi" bulunmaktadır. Süleymana akım, yurtiçindeki Kuran kurslan, Diyanet Îşleri Başkanlığı'run eline geçince, bütün gücünü Avrupa'daki Kuran kurslarına vermiştir. "SüleymancıDiyanetçi" kavgası, lslam Kültür Merkezleri'nin yurtdışında Kuran kursları kurmalan, cami ve mescitlerle yurttaşlan etkileri altına almalanndan sonra, hem yurtiçinde hem de yurtdışında bütün şiddeti ile sUrmüştür. Süleymancı akım, Kuran kursu öğrencileri aleyhine açılan davalann hep Diyanet Îşleri Başkanlığı'na bağlı din görevlilerince yapılan ihbarlar sonucu açıldığını ileri sürerler. Söz gelişi "Ben bir Süleymancı idim" kitabının yazan Mustafa Akyıldız, Kozan Imamı'dır. Suleymancılar hakkında bir bUdiri yayımlayan eski Adana Müftüsü Cemalettin Kaplan ile "\dana Din Görevlileri Deraegi Başkam" M. Orhan Bülbül de o rarihte Diyanet Îşleri Başkanlığı'nın emrinde görevliydiler. oMugn, iktidara gehnek için zaman geldiginde eyleme geçeceklerini betirttikleri, Kuran kurslan, Tekal kurslan olmak üzere üc kademeli çalıstıklan, Suleyman Hilmi Tunahan'ı evliyalann sonu, Peygamberin vekili ve mehti olarak kabul ettikleri; Atatürk düşmanhğı Suleyman Hilmi Tunahan'ın ölümünden sonra idareleri sanıklardan Kemal Kaçar'ın devraldıgı, elde edilen deliller, elde edilen kitap, teyp ve notlann incelenmesini yapan bilirkişi heyetinin mütealasına göre, Süleymancüann Atatürk düşmanı olup, Atatürk için kafir tabiri kullandıklan, cennetini toprak kabul etmediği için kemiklerinin dahi bulunmadığı, cehenneme gittigi fikrinde olduklan, ele gecen Arapca kitap, teyp ve notlar, vesaikten anlasılmıştır. Kendi inanç ve felsefelerinin propagandasını izinsiz olarak açtıklan Kuran kursu ve pavyonlarda çocuk denebilecek yaştaki gençleri bu kurslarda kendi dograltulannda egittikleri, fikirlerini aşıladıklan, bu kursta Arapca tedrisat yaptıklan, samklann siyasi hayata atddıklan anlaşılan, Kemal Kaçar, Şerafettin Peker, Ali Ak, Mehmet özgen ve Kadir Balcı'nm Süleymancıhk tarikatını koz olarak kullanıp, 6187 sayılı kanuna muhalefetten nüfuz ve çıkar sagladıklan..." Dava, Antalya 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nce 6.5.1983 günü karara bağlanmıştır. Mahkeme, aralarında Kemal Kaçar ve Ali Ak'ın bulunduğu bir kısım sanığı Türk Ceza Yasası'nın 163. maddesi uyannca ikişer yıl hapis cezasına mahkum etmiştir. Mahkeme hangi gerekçelerle Süleymancıhk akımının "tarikat" olduğu sonucuna varmış ve Kemal Kaçar ve arkadaşlan hakkında mahkumiyet karan vermişti? Savcılık, hazırlık soruşturmasında bir bilirkişi kurulunu görevlendirmişti. Bilirkişi kurulu şu adlardan oluşmaktaydı: Emekli Antalya Müftüsü Osman Candır. Vaiz Musa Bilgi. Antalya Müftüsü Hikrnet Kutlu. Diyanet Îşleri Başkanlığı'nda görevli Mehmet özcan.. Mahkeme, bu bilirkişi kurulunun DiyanetSüleymancı çatışması nedeniyle tarafsız olmayacağı düşüncesi ile yeni bir bilirkişi kurulu oluşturmuştur. arsa üzerinde insaa ettirdigi binada kurs faaliyetine baslamıs, 3 ayda müftü ve vaiz yetiştirecegini iddia etmiş; Kısıklı Kuran karsundan sonra Kasımpaşa Büyükpiyaie, Beyoglu Emin Camii, Bakırköy Kartaltepe ve Zeytinburnu Kuran kurslan ile Eyüp Topcular'da Kuran kurslan açmış, bazı gerekli ve kabiliyetli ögrencilerini bu kurslann başına getirerek geniş bir öğretim ve egitim faaüyedne geçmistir. Mezun edOen talebe her türiü imkan degeriendirilerek müftülük ve vaizliklere tayin ettirilmiş; böylece yurt capında teşkilatlanma hazırbklanna başlamışür. Suleymancılık tarikattır (....) Müntesipleri tarafından şeyhlerinin (Suleyman Hilmi Tunahan) himmet ve tasarrufunu ölümünden sonra da devam ettiğine ve her başlan sıkıştığmda kendilerine yardım edeceğine inanılmaktadır. Mahkeme karannda, daha sonra şu gerekçe benimsenmektedir: "..Suleyman HOmi Tunahan'ın Allab resuhı ve Pıran(tarikat seyhleri) Urafından gorevlendirildifi, Nakşi silsUesinin 33. halkasında bulunduğu, hem Nakşi hem de Kadiri tariki ile görcv verdigi ve kendilerinin de O'nun tarikatına baglı bulundukian, Süleymancı olarak bilinen kisilerin kendi yaym organiannda ve kendi yazıiannda açıkça ifade edilmektedir. Bu dunıma göre Süleymancıhk bir tarikatttr ve NaksUigin bir kohıdur." Mahkeme karannda, "Süleymancı" diye adlandınlan kisilerin evlerinde bulunan notlarda Atatürk'ü aşağılayan düşuncelere yer ve Müftüler devrede Kaplan'ın ieadı mı? Suieymancüara sorarsanız» "Süleymancılık" diye bir tarikat yoktur. Bu terim ilk kez Adana Müftüsü Cemalettin Kaplan ve Adana Din Görevlileri Başkam Mustafa Orhan Bülbül tarafından yayımlanan bir bildiri ile ortaya atılmıştır. Kavganın politik boyutu APMSP çekişmesine ka< uzanmaktadır. "Süleymancıhk" ile savaş bayrağı açan eski Tarsus Müftüsü Süleyman Tekin, lskenderun Müftüsü Zübeyr Koç ve Adana Müftüsü Cemalettin Kaplan, 19731977 secimlerinde MSP listelerinden milletvekili ve senatör adaylan olmuşlardır. Yine "Süleymancı" olarak adlandınlan akımın sözcülerine göre "inanacağımız esaslar" başlıklı bildiri sahtedir. Kendileri adına yayımlanan bu bildiride yer alan konular "Kurs ve Okul Talebelerine Yardım Deraekleri"ni bağlamaz. 1972 yılında Suleymancılar ile ilgili bir davada bilirkişilik yapan Gökçeada Müftüsü Necati Sönmezer'dir. Bu sahte bildiriyi Gökçeada Müftüsü'ne gönderen Afyon Müftüsü Celal Yıldınm'dır. lzmir Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde 1986 yılında açılan bir davada aynı bildiri nedeniyle tanıkhk yapan bir gazeteci, bu bildirinin Kınık Müftüsü Suleyman Kısacık tarafından kendisine verildiğini söylemiştir. Aynı bildiriyi 1980 yılında Sıkıyönetün Savcılığı'na veren Hanif Bnnın Islahiye Müftüsü'dür. örnekler bunlarla da bitmiyor. Suleymancılar, haklanndaki bütün ihbar ve yakınma dilekçelerinin ardında hep Diyanet Îşleri Başkanhğı'nı aramaktadırlar. Tabii 12 Eylül 1980 tarihinden sonra Kemal Kaçar ve arkadaşlan aleyhlerine Antalya'da açılan ceza davasında da aynı izler arannuştır. Neydi bu dava? Antalya Cumhuriyet SavcılığYnca 17.6.1983 tarihinde açılan dava şu gerekçelere dayanmaktaydı: Tüm sanıklann, Suleyman Hilmi Tunahan tarafından kurulan Suleymancılık tabir edilen tarikatın mensubu bulunduklan, bazüannın tarikatın üst kademelerinde yer alarak sevk ve idaresine kanşıp idare ettikleri, bazıiannın ise sadece mansubu bulunup faaliyet gösterdikleri, Süleymancüann gayesinin halifelik ile idare edilen ve bütün Müslümanlan bir bayrak altında toplayan şer'i bir hükümetin kurulması olduğunu, bunun için de aityapı olarak izinsiz rak bilinen çevrelere sorarsanız, bu yoldaki yayınlar, daha sonra Ko Kuran kurslan ve öğrenci yurtlan açükları, bu kurslarda tedrisat zan Asliye Ceza Mahkemesi'nce zina suçundan hapis cezasına çarp yapürdıklan, ber Süleymancının bes Süleymana yetistinnek zonında tınlan Mustafa Akyıldız'ın "Ben bir SiUeynuncı idim" başlıklı kitabıyla surdürülmuştü. AP Içel Milletvekili Ali Ak, 30.7.1979 günü Millet Meclisi Başkaniığı'na verdiği bir önerge ile Devlet Bakanı Lütfı Doğan'dan "riIngılızce öğrenmem zorunluydu Araştifmalanm nelıcesınde FONO na soçundan mahkflm bir kimseyi madet ve mihrap gibi uhi bir yerde ile öğrenme yolunu uygun buldum bflerek ve kasten himaye eden Adana Müftüsü Cemalettin Kaplan'ın ve gerçekten en ıyı yolu seçmış bu kanunsuz durumunu" sormuştu. oldum Ahrnet Toprak MemurlSTANBUl Süleymancı akım, Diyanet Îşleri Başkanlığı'nın MSP yanlılannın egemenliklerinde olduğunu ileri süriip, bundan bazı siyasal sonuçlar da çıkarırlar. mektupla öğretim Çıkanlan sonuç, Diyanet Îşleri BaskanlıgYnın MSP doğrultusunkurumu daki "politizasyonu"na SUleymancılann karşı oluşlarıdır. Metodu ile evinizde kendi kendinize Süleymanalann "abi" diye andıklan Tunahan'ın damadı Kemal Kaçar, AP milletvekilidir ve bu konularda partisinin dogrultusunda çalışmaktadır. "Knrs ve Okul Talebelerine Yardım Dernekleri Federesyonu" Başkanı Ali Ak da AP Içel milletvekilidir. Bu yüzden yollar ayndır. öğrenip daha kazançlı, daha mutlu yannlar hazırtar, Milli Eğitim'den tasdikli diploma alabilirsiniz. MSPAP ayrımı inci bilirkişi heyeti Bu bilirkişileri, Genelkurmay Başkanlığı Harp Dairesi Encümeni'nden, Harp Akademileri öğretim üyelerinden, Türk Tarih Kurumu'ndan, Diyanet Îşleri Başkanlığı Din îşleri Yüksek Kurulu'ndan, ilahiyat fakulteleri öğretim üyelerinden, hukuk fakültesi ceza hukuku öğretim üyelerinden oluşturmuştu. Mahkeme karannda, önce, bu bilirkişilerce hazırlanan 39 sayfalık rapora dayanarak, önce Suleyman Hilmi Tunahan'ın kimliği hakkındaki açıklamalara yer verilmektedir. Bu bilgiler arasında, Tunahan'ın 1.9.1950 tarihinde Diyanet Îşleri BaşkanlığVnın 45688 sayılı yazısı ise vaazlık yetkisinin aündığına ilişkin resmi yazışmaya da yer verilmektedir. Antalya 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin karannda daha sonra şu gerekçe yer almaktadır. Okuyalım: " . . Suleyman Hilmi Tunahan, 195060 döneminde kendisinden yararianmak isteyen zihniyetin aşın müsamabası nedeni ile hem vaizlik vesikasını geri almış hem de tstanbul'da Kısıklı'da satın aldıgı İzinsiz dershane açmak: Antalya Ağır Ceza Mahkemesi'nde Suleymancılar hakkında açılan dava "163. madde kapsamına girecek yeterli delil olmadığı" gerekçesiyle bozuldu. Sonunda *fadı geçen Federasyon ve 19 adet dernegin kapatılmash kapatılan bu derneklere ait bütün para ve malların Hazine'ye intikalV'ne karar verildi. Bazı sanıklar da, "izinsiz dershane açmak3* suçundan çeşitli cezalara çarptırıldı. rildiği kaydedilerek, "..Milletimiz gözünden ve gönlünden Atatürk scvgisini sokup atmak ve Suleymancılık tarikatına mensup kişilere Atatürk'ün Allah iddiasmda bulunan bir kişi olarak" tanıtıldığı belirtilmektedir. Kararda şu olgu ve gerekçeye de yer verilmektedir: Yukanda Atatürk'ün şahsiyeti Ûe ilgili isnat ve iftiralar gerek olayınuzda elde edilen ve Hıra defteri olarak anılan defterde gerekse daha önce tesadüfen veya teftiş sırasında ele geçirilen Teksan ve Ugurlu defterleri olarak anılan el yazması, her üç defterde benzerlik, batta çogu yerde ayniyet arzeden şekilde işlenmiştir ki, bu da sanıklann her türlü el yazması kitaplann kişisel duşüncelerin mahsulü olmayıp, belli yerterde belli kişilere öğretilmek, aşüanmak için kaleme alınmış bir plan ve program çerçevesinde yazılmış, el altından çogaltılan ders kitaplan olduğunu göstermektedir. Mahkeme, Kuran kurslannda dinsel ve siyasal eğitimler yapıldığı, bu kurslann tek elden yönetildiği, yunıçi ve dışındaki örgütlerde devletin temel ilkeleri ve cumhuriyet rejimi aleyhine din sömürüsüne dayah siyasal ve ideolojik faaüyetlerin sürdüruldüğü gerekçesi ile sanıklann Ceza Yasası'nın 163. maddesi gereğince cezalandınlmalanna ve fstanbul Ümraniye Kurs ve Okul Talebelerine Yardım Derneği ile Antalya yöresindeki aynı amaçlı derneklerin kapatılmalanna; kapatılan bu derneklerin mal varlıkiannın Hazine'ye devredilmesine karar verilmişti. FONO İNGİLİZCE ALMANCA FRANSIZCA veya MUHASEBE ÜCRETSİZ İZAHLI BROŞÛRÜMÜZÜ İSTEYİNİZ T C.Mıllı Eğıtım Bakanlığı (Özel) FONO mektupla öğretim kurumu Gündoğdu Cad.49 D ' 4 Merterİstanbul Tel: 575 13 52 575 52 12 575 47 98 ütun dunya ve Türk Milli Eğitimi'nin uyguladığı yöntem KADIRGA'DA SON HORON Semra Özdamar Yargıtay kararı bozuyor Bu karar Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nce bozulmuştur. 9. Ceza Dairesi'nin 21.3.1984 gün ve 1984/1799 karar ve 1983/2276 esas sayıh karar ile aralannda Kemal Kaçar ile Ali Ak'ın da bulunduğu bir kısım sanıklar hakkında mahkeme karan şu gerekçe ile bozulmuştu: "Yan deliller ile doğnılanmayan, zabıtaca tespit edilmiş mücerret ikrarlar itibanyla şayan görülmemiş, tüm dosya kapsamındald hukuken geçerli bilgi ve belgelerden TCK'nin 163. maddesine numas suçun samklar ydnünden delil ve kanuni nnsur itibanyla oluşmadıgı tespit edilmiştir." Yargıtay karannda, samklardan bir kısmının Ceza Yasası'nın 163. maddesi yerine "kanun ve nizamlara aykın olarak dersane açmak" suçundan mahkum edilmeleri istenmiştir. Mahkeme Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin bozma karanna uyarak, aralannda Kemal Kaçar ve Ali Ak'ın da bulunduklan bir kısım sanık hakkında aklama karan vermiş, bir kısım sanığı da yine Yargıtay karan uyannca "izinsiz dersane açmak" suçundan çeşitli cezalara çarptırmıştır. Antalya Ağır Ceza Mahkemesi'nin karan yeniden Yargıtay 9. Ceza Daıresi'ne gelmiş. Daire ikinci karan onaylarken "kararda isimleri yazılı federasyon ve 19 adet dernegin kapatılması, kapatılan bu derneklere ait bütün para ve mallann Hazine'ye intikali" hukmunu de kaldırmıştır. SüleymancıDiyanet kapışmasırun "birinci raundu" böyle sonuçlanıyor. "tkinci raund"da Diyanet Îşleri Başkam Tayyar Altıkulaç, Kurs ve Okul Talebelerine Yardım Dernekleri Federasyonu Ali Ak'ın da tanık olarak dinlendiği bir soruşturma sonunda görevinden istifa ediyordu. MSP bir yanda, AP bir yandadır. MSP, Diyanet Îşleri Başkanlığı kanalı ile din görevlilerini etkisinin altına almaya çalışıyor; Suleymancılar ise Kuran kurslan aracıüğı ile. Bu olaylar dizisinde bir önemli kavşak noktası, 1971 yıhnda Kuran Kurslan Yönetmeliği'ne eklenen madde olmuştur. Neydi bu madde? 17 Ekim 1971 günü yönetmeliğe eklenen bir madde ile daha önce açılmış ve açıiacak Kuran kursu binaJarının Diyanet Îşleri Başkanlığı'na devrini öngörüyordu. Binalar, "Kuran Kursu Yaptırma ve Yaşatma Dernekleri" tarafından yapılmıştı. Bir yönetmelik maddesi ile Kuran kursları "devletleştiriliyor" ve Kuran kurslannm yönetimi Diyanet Îşleri Başkanlığı'na verüiyordu. "Süleymancı" akımı, bu yönetmelik değişikliğinden ve değişiklik ile birlikte ellerindeki Kuran kurslarının Diyanet Îşleri Başkanlığı'na devredilmesinden sonra Suleymancılar önlem olarak, "Kuran Kursu Yaptırma ve Yaşatma Dernekleri"nin adını, "Kurs ve Okul Talebelerine Yardım Dernekleri" biçiminde değiştirmişlerdir. Ve bu dernekler bir federasyon kurmuşlardır: "Kurs ve Okul Talebelerine Yardım Dernekleri Federasyonu." Başkanlığma da AP Içel Milletvekili Ali Ak getirilmiştir. "Suleymancılar" ile "Diyanetciler" kavgası, Kuran kurslannın Diyanet Îşleri Başkanlığı'na devredilmesi ile birlikte iyice kızışmıştı. Federal Almanya'da "tslam Kültür Merkezleri"nin kurulması 1973 yılına rastlar. Süleymancı akım, Kuran kurslarını yurtdışında açmaya başlamıştır. Mezunlanmız için düzenlediğimiz 8.3.1987 tarihli (yarın) yemekli toplantımız kötü hava koşullan nedeniyle 15.3.1987 tarihine ertelenmiştir. İsteme adresi Murodiye Bayırı EmekAp. No:46/U Tesvıkıyetsfanbul ÖZEL MODA KOLEJt MEZUNLARI CEMtYETt DUYURU SÜRECEK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle