22 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 MART 1987 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 Papa, Ağca için af istedi mi? n oma (a.a.) İtalya Ji\. Cumhurbaşkanlığı, terörist Mehmet Ali Ağca'nın, ttalyan "Oggi" dergisine verdiği demeçle ilgili bir açıklama yaptı. Açıklamada, Papa'ntn ttalya Cumhurbaşkanı Cossiga'dan Ağca'yı affetmesini dilediği yolundaki haberin "tam olmadığı" kaydedildi. Ancak haberin ne açıdan tam olmadığı belirtilmedi. İtalyan Ansa Ajansı ise, Adalet Bakanlığı yetkiliierine dayanarak, bakanlığa "af için resmi bir talep gelmediğini" bildirdi. îrangate olayında hatasını itirafeden Reagan, en önemlisoruyu boşlukta bıraktv ABD'yi kim yönetiyor? REAGANTN ÇELİ$KİLİ İFADELERİ DUNYADA BUGUN ALİ StRMEN Türk Silahlı Kuvvetlerinin geçen çarşamba sabahı sınırların ötesinde, Irak toprakiarında Kürt gerillalara karşı gıriştiği operasyon bir haftadır beklenmekteydi. Irak ile anlaşarak yapılan operasyon, Bağdat'ın Tahran ile savaşının da sonucu olan bölgedeki otorite boşluğundan yararlanarak sınırdan sızıp topraklarımız üzerinde vurkaç girişiminde bulunan ayrılıkçı terörist gruplara yanıttır. Bundan böyle sınırlarımız içinde bu tür girişımlerde bulunacak olanlar artık sınır ötesinde de takip edileceklerini bilmek durumundadırlar. Çarşamba günü Hava kuvvetleri'nin Irak toprakları içinde gerçekleştirdiği operasyon acaba bundan böyle benzeri girişimlere gerek duyurmayacak kadar kapsamlı olabilmiş midir? Başka bir deyişle acaba bu ve benzeri operasyonlar, sorunu kökten çözmeye yetecek midir? Bu soruya olumlu yamt verilemez. Gerekliliği hatta zorunluluğu konusunda hemen herkesin görüş birliği içinde bulunduğu bu girişimin ayrılıkçı hareketin kökünü kuruttuğunu veya benzeri girişimlerle kesin sonuç alınacağını söylemek olanaklı değildir. Zaten Silahjı Kuvvetlerin bir numarah kişisı Genelkurmay Başkanı Orgeneral Üruğ'da geçenlerde gazetecilerle yaptığı bir konuşmada Türk Silahlı Kuvvetleri'nin güneydoğuda duruma hâkim olduğunu, gelişmeleri denetim altında tuttuğunu, bölücü girişimlerin sonuç vermeyeceğini, ama artık bu tür gırişinrrierle bırlikte yaşamayı da öğrenmemız gerektiğini açıklarken, İspanya'da Bask, daha doğrusu ETA sorunu, Fransa'da Korsika olayı gibi olayları örnek gösteriyordu. Doğrusu Genelkurmay Başkanı'nın yaklaşımı sağduyuludur. Gerçekten artık Türkiye bu ayrılıkçı çeteler sorunu ile birlıkte yaşamayı öğrenecektir. VB hemen belirtmek isteriz ki, salt askeri önlemlerler de sorunun çözümüne yetmeyecektir. Olayın kökenındeki ekonomik ve sosyal nedenleri görmeden çözüme varabılmek olanaksız. Aynı biçimde bölgede halk üzerinde yoğun baskıya neden olacak sertlik önlemlerinin de sonuç vermek bir yana tam tersi sonuçlar doğuracağını da son yılların olayları göstermiştir. Gerçekten 1980 12 Eylül'ünü izleyen günlerde bütün Türkiye üzerinde yoğunlaşan, tüm özgürlükleri çiğneyen baskıdan güneydoğu bölgesi yurdumuzun öbür kesimleriyle kıyaslanmayacak ölçüde pay almıştır. Sorun eğer baskı ile çözülebilseydi 12 Eylül'ün ağır baskı yöntemlerı ile çoktan çözülmüş olur ve bugün sınır ötesinde operasyonlara da gerek kalmazdı. Ama baskının hiçbir sorunu çözemediği 12 Eyiül'ü izleyen dönemde gerek güneydoğu bölgesinde, gerekse Türkiye genelinde bir kez daha kanıtlanmış bulunuyor. Bu yüzdendir ki, çetecilere karşı zorunlu askeri operasyon desteklenirken bölgedeki girişimlerine karşı çıkmak da zorunludur. Unutmamak gerekir ki, dünyanın her yerinde ayrılıkçı etnik akımlar demokrasiden ürkerler. Çünkü, onlar demokrasi dışı ortamların kendı güçlerıni gelıştirdiğinin bilincindedirler. ispanya'da ETA'nın serencamı da bu görüşün kanrtıdır. ETA bugün İspanyol demokrasisıne karşı yönelmiş en büyük tehdit olarak, Madrid'i demokrasinın sınırları dışına çekmeye çalışıyorsa bunun nedeni, demokraside, Franco dönemindekı prestijini yitirmiş olmasıdır. Gerçekten Franco döneminde Bask ülkesinde kimsenin karşı çıkmadığı ETA'nın siyasal örgütü Herri Batasuna bugün demokratik ortamda BASK ülkesindeki oyların dörtte birini bile alamamaktadır. Sayın Üruğ'un yukarıda sözünü ettiğimiz konuşması, olayın bu yanını da vurgulaması açısından sevindiricidir. Bu noktada bölgenin çok özel koşullarının daha da sakmcalı kıldığı korucular sorunu geliyor kaçınılmaz olarak gündeme. Başvurulan bu uygulama, bölgenin koşulları açısından olduğu kadar demokrasi açısından da sakıncalıdır ve öngörülen sonuçları elde etme açısından da yetersiz kalmıştır. Bu uygulamadan bir an önce vazgeçilmesi sanırız yerinde olacaktır. Tüm aksayan ve baskı sonucu doğuracak uygulamalara son verdikten, ekonomik ve sosyal boyutlarını göz önünde bulundurarak sorunun üstune gıtiikten sonra yukarıda da belırttiğımiz gibi eylemler hemen kesilmeyecek, zaman zaman bunlara karşı sınırlar ötesinde operasyonlar, belki bir zorunluk olarak yeniden gündeme gelecektir. Türkiye'nin Irak topraklarında böyle bir operasyon a girme zorunluluğu ile karşı karşı kalmaması, Bağdat'ın kendi ülkesindeki odaklara karşı gerekli önlemleri kendisinin alması kuşkusuz her iki ülke için de çok daha iyi olurdu. Ne yazık ki, bugün Saddam iktidarı böyle bir güçten yoksundur ve Irak'ın Türkiye sınırında büyük bir boşluk vardır. Ancak, burada da bir noktayı iyice belirtmek, girişimin sınırlarını iyi çizmek zorunludur. Türkiye'nin Irak'ta doğan boşluğa zorunlu müdahalesi kendi sınırları içine yansıyan sorunlara sınırlı kalmalıdır. Komşudaki bu boşluğun daha da büyük boyutlara varması halınde, Ankara'nın Kerkük'e yönelik olarak bu boşlugu doldurmaya çalışması, bölgede boyutlan şımdiden kestirilemeyecek, Türkiye'yi süresi kolay belirlenemeyecek ve altından kalkılması güç sorunların içine itebilir. İster sivil olsun, ister asker, şimdilik yetkililer bu tehlikenin bilincinde görünüyorlar. Ne var ki, Türkiye'de demokrasiye karşı olan, yabancı firmaların ya da güçlerin açık ya da gizli temsilcileri Turan kokan düşleri kışkırtmak için kolları sıvamışlardır. Amerikan sigara firmalarının temsilcisi milliyetçilerden tutun da, köşebaşında demokrasiye karşı uluyanlara kadar bir sürü karanlık gücün girişimlerine karşı kamuoyunun ve tüm siyasal kuruluşların uyanık kalması, ülkemiz açısından zorunludur. Sınırlann Ötesinde TANJU AKERSON mSHINGTON Başkan Reagan, üzgün ve süzgün bir ifadeyle Beyaz Saray'daki çalışma odasından Amerikan halkına seslenen konuşmasında Iran silah skandaüna yoi açan politikası nedeniyle "hata" yapıldığını söylerken, bundan sonra her şeyin iyi ve düzgün işlemesini sağlayacak bir kadro kurduğunu açıklıyordu. 1988 seçimlerinin başkan adaylarından Cumhuriyetçi senatör Dole, Reagan öteden beri istediği tutumu takınmasından memnundu, "Başkan hata yaptığını kabul etti, Amerikan halkı bundan hoşlanır, buyük bir adım atıldı, herşey düzelecek" diyordu. Hazırlayıcıs! 3 kişilik komisyonunun başkanı senatör Tower da "Bir başkanın bata yaptığıııı söylemesi hayranlıkla karşılanacak bir olaydır. Reagan gerekeni yapmıştır" şeklinde konuşuyordu. Gerçekten üç aylık bir kabus sona eriyor, Reagan yeniden düzlüğe mi çıkıyordu? Evet Reagan, Tower raponınun değerlendirmderini ve alınmasını istediği önlemleri kabul ediyordu. Ama yalnızca bu tavır 14 dolara satılan 300 sayfalık raponın madde madde sıraladığı soruları ve vardığı yargıları bir kalemde silmeye yeterli miydi? Tower raporunun ortaya serdiği "yadsınamayacak" gerçekler Yalan mı, gerçek mi? Newsweek dergisine göre, ABD Başkanı Ronald Reagan 'ın IranContra skandahnın patiak vermesinden bu yana kamuoyuna olayla ilgili yaptığı açıklamaların baulan şöyleydi: Tekrar ediyorum: Rehineler için silah ve hiçbir şey pazarlığı yapmadık ve de yapmayacağız. (13 Kasım 1986, Kongre'deki konuşmasmdan.) İran 'a başka ulkeler aracüığıyla silah gönderilmesini onaylamadık ve onaylamıyoruz. (19 Kasım 1986, basın şöyle sıralanabilirdi: Reagan'ın İran silah skandalının kokusunun ilk duyulduğu günden beri yaptığı tüm açıklamalar, sonlara "doğru" çıkmamıştı. Reagan bile kendi ifadesini daha sonra değiştirmişti. Tower Komisyonu ile konuşurken de Reagan bir türlü önemli kararların alındığı toplantılarda ne olduğunu anımsayamıyordu.. Reagan'ın neden çelişik ifadeler verdiğini açıklaması, rapordaki sıralamaya göre üç noktada toplanmaktaydı. Birincisi 4 kasımda İran gizli bağlantısı Amerikan basınında ilk kez açıklandığında Reagan'ın olay üzerine konuşmaması, iki gün sonrada tpplantısından.) İran ile gizli pazoriığımıza üçüncii bir ülke de kanşmıştı. (19 Kasım 1986, basın toplantısmdan sonra.) Yaptığımız doğruydu ve bu yolu sürdüreceğiz (19 Kasım 1986, basın toplantıstnda.) Amacımtz yaptıklanmıza değerdi, ama istediklerimizi gerçekleştiremedik ve bu amaç gerçek/eştirilmeye çalışüırken önemli yanltşlar yapıldı. (27 Ocak 1987, Başkan'ın halka mesajmdan.) sü verecek bir kronoloji düzenleme yoluna gidiliyordu.. Bu yüzden de Reagan, Israil'in ilişkisi konusunda birkaç kez ifade değiştirmek zorunda kalıyordu.. Reagan, Tower raporunda belirtilen önemli bir soruyu "hayır" diye yanıtlarken gerekli inandırıcılığı verememekteydi. Rapora göre, Yarbay North'un bilgisayar kayıtlarında tran'a silah satışından sağlanan paraların Nikaragualı Contralar'a aktanlması konusunda Amirai Poindexter ve Reagan'a sunulmak üzere hazırladığı ancak bunu gerçekleştirip gerçekleştiremediği kanıtlanamayan bir yazı bulunmuştu. Reagan, böyle bir yazıdan haberi ol Shultz. Moskova'ya gidiyor JT/ashington (aa.) W ABD Başkanı Ronald Reagan, Dışişleh Bakam George Shultz'un, 1316 mart tarihleri arasında Moskova'da Sovyet Dışişleri Bakam Eduard Şevardnadze ile görüşeceğini açıkladı. Reagan, dün yaptığı yazılı açıklamada, Shultz'un ziyaret amacmın, son giinlerde "yapılan ilerlemenin sürdürülmesi" olduğunu belirtti. yalanlamasının nedeni, rehinelerin bırakılması umuduydu.. İkinci nokta, rehinelerin bırakılması umudu ortadan kalkınca "hem bir şeyler söylemek hem de rebinelere karşı silah motifini bastırmak için" 13 kasımda Reagan konuşma yapıyor ve İran ile gizli ilişkinin asıl nedeninin jeopolitik kazanç sağlamak olduğunu iddia ediyordu.. Reagan sonradan Tower Komisyonu'na da silahların para ile İran'a satıldığını, teroristlere verilmediğini söyleyerek bu görüşünü savunuyordu.. Üçüncü nokta ise, olaylar idare edilemeyecek hale gelince, Reagan'ın Iran'a yapılan ilk silah sevkinde rolü olmadığı görüntü Rudolf Hess hastanede atı Berlin (a. a.) Nazi savaş suçlusu Rudolf Hess'in geçen pazardan bu yana Batı Berlin 'deki Ingiliz Askeri Hastanesi'nde tedavi altmda bulunduğu açıklandı. Berlin 'dekı İngiliz askeri sözcüsü, Spandau Cezaevi'ndeki son Nazi savaş suçlusunun rahatsızlanması üzerine pazar günu Charlottonburg Hastanesi'ne kaldırıidığını bildirdi. Bu arada Bild Zeitung, 92 yaşmdaki Hess 'in komaya girdiğini ve solunum güçlüğü çektiğini belirtti. KONUŞMAYA TEPKtLER Avrupa olumlu buldu Dış Haberler Servisi Başkan Reagan'ın önceki gün Beyaz Saray'daki odasından yaptığı îmn'a silah satışlannm "bir hata" olduğunu kabul ettiği konuşmasına tepkiler surüyor. Batı Avrupa basınında Reagan'ın konuşması genellikle olumlu karşılandı. Ingiltere'nin önde gelen gazetelerinden Times, haberi "Başkan İran silah satışı sorumluluğunu üstlendi" baştığıyla verdi. Sovyetler Birliği resmi haber ajansı TASS ise, Başkan Reagan'ın îrangate olayımn başından bu yana yaptığı çelişkili açıklamaların altını çizen biryorum yayımladı. Moskova radyosu, Reagan'ın konuşmasınm "Amerikalüann liderlerine karşı giderek zayıflayan güvenini yeniden oluşturmayı amaçladığı" görüşüne yer verdi. Bonn'da ise adının açıklanmasını istemeyen bir hükümet yetkilisi, Reagan'ın konuşmasını "güçlu"olarak nitelendirdi. Federal Alman yetkili, "Reagan'pı bu iç potitik krizin üstesinden geleceğine ve yeniden güçleneceğine ilişkin umudumuzu her fırsatta dile getirdik" dedi. tsviçre'de yayımlanan "Tribune de Geneve" gazetesi, konuşmamn "yarı itiraf" sayılabileceğini belirterek başkanın güçlenmesinin ve Amerikalıların başkana duyduklan güvenin yeniden kazanılmasının zaman alacağını kaydetti. tran'a silah satışlarında kilit rol oynayan eski ulusal güvenlik danışmanlanndan Robert McFarlane ise, konuşmayla ilgili madığını söylüyordu.. Ama ifade değiştirmek zorunda kaldığında "anımsamjyorum" diyen Reagan'ın ilerde "Evet, böyle bir yazı bana söylendi mi söylenmedi mi, şimdi tam olarak anımsayamıyorum" şeklinde konuşması pekâla mumkündü. Reagan'ın İbwer raporunun vurguiadığı sorular çerçevesinde, inandırıcı olamadığı bir başka nokta da, olayı başlatırken kafasında asıl "rehinelere karşı silah" motifınin yattığı inancını silecek bir açıklık getirememesiydi.. Hepsinden önemli olan Reagan'ın Tovver raporunun asıl can alıcı yargısına konuşmasında bir yamt getirememiş olmasıydı.. Bu can alıcı yargı "Ülkeyi kim yönetiyor" sorusuydu.. Tovver raporu, İran skandalının adli, ahlaki yanlannın ötesinde "Reagan, emrindeki kadrolara egemen değil.. Ülkeyi de kimin yönettiği belli değil" yargısına varmıştı. Amerikan halkının şimdi asıl üzerinde durduğu nokta buydu. Amerikan halkı, Beyaz Saray'da gerçekten 'muktedir' bir başkan mı var?" sorusunu 3oruyordu. Reagan'ın ise bu soruya yanıtı, "Beyaz Saray'a çok iyi adamlar aldım.. İşler düzelecek" şeklindeydi.. Reagan'ın bu açıklaması ister istemez "Bu ülkeyi Hovvard Baker, Frank Carlucci yada Nancy Reagan mı yönetecek.. Reagan nerede?" kuşkusunu yaratmaktaydı.. Reagan Tovver raporunun bu yargısına karşı, konuşmasında "Evet, ben başkanım, ülkemi yöneteceğim" mesajmı yeterince verememişti.. ABD başkanının konuşmasını sıcağı sıcağına değerlendiren bir TV muhabirinin deyişiyle Reagan "tam sıynlamıyordu." naris (a.a.) Fransa'da M görevli iki diplomatm öldürülmesi suçundan ömür boyu hapis cezasına çarptırılan Lübnanlı terörist Georges İbrahim Abdullah'ın eski avukatı Jean Paul Mazurier, Fransız Karşı tstihbarat Teşkilatı DGSE için ajan olarak çalıştığını doğruladı. Mazurier, Fransız televizyonuna verdiği demeçte, bunu, "inandığı nedenlerle" yaptığmı sö'ledi. Abdullah'ın eski avukatı ajan çıktı görüşlerini soran APajansına yaptığı yorumda, "Havayı temizleyen ve dikkatlerimizi yeniden dış politika konulannda yoğunlaştırmamızı mümkün kılan cesur bir konuşma" dedi. McFarlane, "Bu konuşma hepimizin saygısmı hak eden olgun bir Uderliğin sonucudur" şeklinde konuştu. NİKARAGUA'YA YARDIM öte yandan ABD Başkanı Ronald Reagan, dün Kongreye bir mesaj yollayarak Nikaragua'daki Contra gerillalarına yapılan askeri yardımın devam etmesi gerektiğini kaydetti ve gerillalara sağlanacak 100 milyon dolarlık yardımın son bölümünün de onaylanması çağrısmda bulundu. Reagan, Nikaragua'dayönetime karşı savaşan gerillalara eylemlerine devam edebilmeleri için yardım edilmesi gerektiğini, bunun demokratik bir Nikaragua için şart olduğunu kaydetti. Liibnan Hırkthuniar Şcurfda barış planuıı görüşüyor Cemayel ile Suriye Dışişleri Bakam, barış planını görüşmek üzere Şam'da bir araya geldiler. ŞAM/BEYRUT (a.a.) Lubnan Devlet Başkanı Emin Cemajel'in danışmanlanyla Suriye Dışişleri Bakanı Faruk El Sara, Lubnan'da 1! yıldır devam eden iç savaşa son vermek amacıyla Surıye'nin gozetıminde hazırlanan barış planını görüşmek üzere Şam'da bir araya geldiler. Lubnan Hırısliyan toplumu adına görüşmeiere katılan eski Dışişleri Bakanı Hie Salem ve Cemayel'ın danışmanları Nicolas Nasr ve Elie Ghannem'in yanı.sıra, Lubnan ordusunun Askeri Istihbarat Bölumü Başkanı Albay Simon Kassis de Şam'da bulunuyor. Lubnan hevetinın, Suriye Dışişleri Bakam Faruk El Sara'ya, Cemayel'in barış planı hakkındaki gorüşlerini ileteceği belirtiliyor. Kerbela7, Iraklı gerillalara yaradı LEFKOŞA (AP) İran'ın 3 gün önce Irak topraklarında başlattığı Kerbela7 adı verilen yeni bir saldın planı çerçevesinde çarpışmalar sürerken, İran desteğindeki hükümet aleyhtarı Iraklı Kürt gerillaların KerkükErbil karayolu üzerinde Irak'a ait 9 askeri üssü ele geçirdikleri bildirildi. Haberi veren Tahran radyosu Iraklı Kürt gerillaların, saldınlan sırasmda Iraklı bir generali öldürdüklerini de duyurdu. Ancak Irak makamları, henüz bu konuda bir açıklama yapmadılar. İran'ın, Kerbela7 adlı planı uyannca RavanduzHac Umran bölgesinde 3 gün önce başlattığı yeni saldın ardından İran ve Irak birlikleri arasında şiddetli carpışmalar meydana geldiği haber veriliyor. İran, Irak topraklanndaki ilerlemesini sürdürdüğünü bildirirken, Irak Haber Ajansı tarafından yayımlanan resmi bildiride, Basra'yı savunan Irak birliklerinin İran'ın üç koldan yaptığı saldırıyı püskürttüğu kaydedildi. Bildiride, 15 saat süren çarpışmalar sonunda İran birliklerine ağır kayıplar verdırildiği öne sürüldü. Buna karşılık İran Haber Ajansı da, Kerbela7 saldırısı uyannca birliklerinin Irak'ın kuzeyinde Balık Gölü'nün batısına doğru ilerlemelerini bildirdi. sürdürdüklerini Iran jetlerinin de Basra'nm doğusundaki bazı askeri kampları bombaladığını bildirdi. Ancak Irak, bu haberi henuz doğrulamadı. Bu arada, Irak Başbakan Yardımcısı Taha Yasin Ramadan, İran'la ülkesi arasındaki savaşın gidişatı konusunda bilgi vermek üzere resmi bir ziyaret için Bulgaristan'a gitti. Kıs ortasında'87yazının UklOgünü Bir rüya bir düş değil bu... Gerçekten kış ortasında yazbu... ~v . Ülkemizin en büyük ve en ünlü tekne üretidlerinin yanısıra A.B.D.. İngiltere ve B.Almanya'dan dünya ustalannın 1987 için en yeni dizaynlan... Cruiser'lar, yelkenliJer, sürat tekneleri... Her türlü tekne donanım ve aksesuarlan... Yat endüstrisinin en son yenilikleri... Aynca Fransa. İtalya, Avusturya, Japonya, Belçika, ç, Norveç. Finlandiya ve HoUanda'dan şişme botlar, içten ve'dıştan takma deniz motorlan, surfler, su kayaklan, su alü avalığı... İçinde botlar yüzen özel marina ve marinabarlar... îştirakçi ve ziyaretçiler için helikopter servisi... Binlerce metrekare modem birsergileme alanında... r 'nın degerli katkıları ile... ANALXXU BANKASI 6.lstanbu1 İKuslararasıBoatShow xtjme8 rezmesi. görmesi bile insanı dinlendiriyor... keyfi kendinize çok görmeyin... Tüm sevdiklerinizi alın; kjş ortasında yazı yaşayın... 1019 MAFfT 1987 HiltonCkfnvention&ExhibitionCenter ZiyiwetSaatlerii11.OO21.OO (*) Gerçek anlcanda bir "Sektörel Fuar" yalnızca tek bir sektöre ait lOffdenfazlafırmayı aynı çan altmda, yılda yalnızca bir kez toplayan ve ilgili kişilere sunarak ticaret hacmi yaratan ciddi ve istikrarlı organizasyonlardır. Oysa ülkemizde birbiri ile hiç ilişkisi olmayan sektörlere ait yetersiz adettefîrmalaruciddiyetten yoksun mekân ve koşullarda yılda birkaç kez dünyada eşi emsali duyulmamış genelleme isimler altmda bir araya getirerek.düzenleyen kişikrden başka kimseye menfaat sağlamayan sözde organizasyonlara tanık oktnmaktadır. Gerek iştirakçisine, gerek ziyaretçisine zaman ve para kaybmdan başka hiçbir sonuç sağlamayan ancak adı maalesef Juar olduğu için kolaylıkla istismar konusu olan bu tür düzenlemelere ticaret dünyamam ve saym halkımızm, sağduyusu ve artan tecrübesi ile, gerekli tam mutlaka koyacağma inanıyoruz. interteks AAD
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle