Katalog

CUMHURİYET/6 13 Süleyman Hilmi Tunahan'ın Diyanet Işleri Başkanlığı'ndaki dosyası 389 sayıyı taşıyor. Diyanet lşleri Başkanlığı'nın gerek T u n a h a n ' a gerek "Süleymancıhk" adı verilen akıma bakış açısını şöyle özetlemek olasıdır: "Süleymancılık bir tarikattır. Bu tarikat, devletin din adamı yetiştirmesine karşıdır. Bu yüzden, kendi denetimlerinde Kuran kurslan açıp, bu volda faaliyet gösterirler." Tunahan'ın iki damadı ve kızı da "hayır" diyorlar: "Süleymancılık tarikat degildir." Diyanet tşleri Başkanlığı'ndaki kişisel dosyasına göre Tunahan, "Tevhidi Tedrisat Kanunu"nun yürürlüğe girmesi ile birtikte "Ibtidai Hariç Medresesi"ndeki görevinden açığa alınmıştır. 1924 yılında genç bir "dersi imam" olarak açığa aJınan Tunahan'ın kadrosu Diyanet lşleri Başkanhğı'na devredilmiştir. 6 MART 1987 Sovyet gaz bayiligi: Süleyman Hilmi Tunahan'ın ilginç bir geçmişi var. Diyanet lşleri raporuna göre, 19241930 yılları arasında "definecilik, gaz ve Tekel bayiliği" ile uğraşmış. Tunahan "Neft Sendikat" adlı Sovyet gaz şirketinin Trakya ana bayiliğini yapmış. Beykoz'da depolanan gazın nakil işlerini üstlenmiş. Bir yandan gaz "ithal" ederken bir yandan da Bulgaristan'a süpürge ihraç ediyormuş. Zenginlerden bağışlar, kurban derileri, ödentiler, yayınevi, kitap, takvim vb. gelirleri, Süleymancı şirket sahiplerinden gelen paralar, Islam Kültür Merkezj üyelerinden gelen yardım ve ödentiler. Süleymancılar, yurtdışında mal varlıkları milyarlara ulaşan bir örgüt. öncesinde AP milletvekili olarak "Avrupa Konseyi" toplantılarına katılan, Süleyman Hilmi Tunahan'ın damadı ve Süleymancılann yeni lideri Kemal Kaçar'ı burada Mercedesli Müslümanlar karşılardı. Lise mezunu olan Kaçar'ın neyle uğraştığı TBMM albümünde şöyle özetleniyor: "îslam dininin esasları ve ticaret"... Süleymancı gelir kaynakları: lslamcı örgütler vePARA Mercedesli Müslümanlar: 12 Eylül Definecilik ve gaz bayiliği Tunahan'ın, 1924 yılından 1930 yıhna kadar "definecilik, gaz ve tekd bayiligi" yaptığı yine Diyanet tşleri'ndeki dosyalarda yazıhdır. Ailesi Tunahan'ın definecilik yapmadığını söylüyor. Diyanet Işleri'ne yansıtdan bilgilere gore Tunahan, Çatalca'ya bağlı, Kabakca ve Çanakca köylerinde definecilik yapmıştır. Tunahan, bu arada Kabakca Köyü imamı Hilmi Deliorman ile Süleyman Hilmi Tunahan 77cantten vaizUğe, vaizlikten tarikat liderliğine... UĞUR MUMCU araştırdı,yazdı. "İslam KültürMerkezi" adı altında örgütleniyorlar, ticarethaneler açıyorlar, 12 Eylül'den sonra faaliyetlerini arttırdıla Avrupa'da 270 Süleymancı dernek var Sovyet firması temsilciliği tanışmış ve Kabakca İstasyonu'nda ortaklaşa bir bakkal dükkânı açmıştır. lşleri iyi giden Tunahan ve Deliorman aralarına bir ortak daha almışlardır: Hacı Öraer. Diyanet tşleri'ndeki bilgiler bununla da sınırlı degildir. Bu bilgileri özetlemeye çalışalım: "Tunahan ve Deliorman, bakkaliye işleri dışında bir de gazyağı satan bir Sovyet şirketinin temsUciliğini de almışlardır. Sovyet şirketinin adı: "Neft Sandikaf'tır. Bir yandan Sovyet şirketinin Trakya ana bayiliğini alan Tunahan, bir yandan da tekel bayiliği için başvuruda bulunmuştur. Gazyağı alım satımı ile uğraşan Sovyet "Neft Sandikat Şirketi''nin Trakya temsilciliği ile "ithalat" yapan Tunahan, Bulgaristan'a da supürge ihracatı yapmış. "Peren süpurgeleri" gaz ve tuz karşılığı "trampa" yoluyla Bulgaristan'a satılırmtş. Sovyet şirketinden alınan gazyağı, Istanbul Beykoz'da "Uyduluk Köyü"nde depo edilirmiş. Gazın nakil işleri Tunahan tarafından üstlenilmiş. Tunahan'ın Kemal Kaçar'ın babası Halil Kaçar ile tanışması işte Hilmi Tunahan'ın müritleri arasında AP eski milletvekili Hilmi Türkmen, Hüseyin Kaplan, Mehmet Ankan, Seyfettin Alkan, thsan Gökdeniz, Çorapçı Mustafa gibi isimler var. Tiınahan, müritlerini eğitirken, "rabıta" denen yöntemi kullanıyormuş... bu yüzden olmuş. Halil Kaçar, "Antalya Nakliyat AmbarT'nın sahibiymiş. Tunahan, bu işlerde pek başarılı olamayınca Kabakca Köyü yakınlarındaki Deli Halit Paşa Çiftliği'ni işletmeye başlamış. Ancak bu işte de pek başarılı olmamış. Böylece 1930 yıhna gelinmiştir. Ticari işlerde pek başarılı olamayan Tunahan, Istanbul Müftüsü Hasan Fehmi Bey'den görev istemiş; yeniden dinsel göreve dönmüş. Tunahan'ın yeniden vaazlığa başlaması ile birlikte çevresi yeniden genişlemiş. TÜRKİYE'DE 1900 KURAN KURSU Süleymancılar, yurtiçinde ve dışında Kuran kurslarmı yayılma faaliyetlerinin baş aracı olarak kuUanıyorlar. Diyanet lşleri raporlanna göre, yalnızca Antalya il ve ilçelerinde Süleymancılann denetiminde 109gizli din eğitim yeri saptanmış, bu yerlerde 729 Arapça ve Türkçe kitap, 386 ses bandı ele geçirilmiş, 279 öğretici ve 3892 öğrenci bulunduğu beUrlenmis.lslam Kültür Merkeıleri Başimamı Harun Reşit Tüylüoğlu ise, Türkiye'de 16ffîü erkek, 300*ü kız yurdu olmak üzere 1900 Kuran kursunun "Süleymancılann'" elinde olduğunu söylüyor. Tunahan'ın müritleri: Süleyman Vaazlar başlıyor Bu kez yakın çevresine Eminönü Müftüsu Bekir Haki Yener katılmış. Müftü Yener'in aracdığı ile Istanbul ŞehreminiTathkuyu'da "Meclisi Meşayin Reisi Esat Efendi" ile tanışmış. Mecidiyeköy Camii'nde vaazlar veren Tunahan, Ayasofya Camii'nde pişmiş yumurta satan "Osman Baba" ile de din sohbetlerine başlamış ve böylece cevresini çember çember genişletmiş. Beyazıt Camii'nin önünde tesbihçilik yapan Mirza Efendi de bu çemberlere katılmış. Bir söylentiye göre Tunahan'ın şeyhi, bu "Tesbihçi Mirza Efendi"dir. Bir başka söylentiye göre de "Mevlana Selahattin Sirecuddin"dir. Tunahan'ın 1930 yılından 34 yıhna kadar camilerde vaazlar verdiği biliniyor. Diyanet Işleri'ne ulaşan bilgilere göre Tunuhan'ın vaazhk yetkisi bu tarihten sonra elinden alınmış. Ahmet Şimsek hoco cemooti fethetti Mukaddes hatırası HAC Renkli Yeniden ticarete dönüş Tunahan da ne yapsın? Ticaret ile de ügilenmiş. Bu kez uğraştığı alan kömürcülük ve odunculuk olmuş. Konya Lezzet Lokantası sahibi Mustafa Doganbey ile Valide Camii tmamHaübi Selahattin Bey'le odun ve kömür ahm satımı ile uğraşan Tunahan, bir yanda da Şehzade Camii kayıkhanesinde öğrenci yetiştirmiş. Refik Akçahoglu, Mustafa Çırpanlı, Ali Terzi ve Akif Tarhan, İslam Kültür Merkezleri Başimamı Harun Reşit Tüyloğlu. MUMCU, BRÜKSEL İSLAM MERKEZtNDE Uğur Mumcu, Bruksel'de Suudi parasıyla yaptınlan İslam Kültür Merkezi'ndeki büyük caminin önünde. Dev kristal avizesi (üstte), pahau halılan ve vitraylan ile bu cami, Rabıta örgütünün çeşitli lslamcı akımlara akıttığı paralann somut ifadesigibL Kurban derileri.. Zenginlerden sağladıkları bağışlar. Ödentiler.. "Fazilet Yayınevi" tarafından çıkarüan çeşitli yayınlar. Kitaplar, kitapçıklar, takvimler. Yine Osmanlı Yayınevi'nden elde edilen gelirler.. "Süleymana" diye bilinen şirket sahiplerinden elde edilen gelirler.. Ve yurtdışında "tslam Kültür Merkezleri" çevresinde toplanan Türklerden alınan ödentiler. Süleymancılar, yurtdışında en etkili, en örgütlu ve malvarlığı en fazla olan dinci akım olarak tanınıyor. 12 Eylül öncesinde AP milletvekili olarak"Avrupa Konseyi" toplantılarına katılan Kemal Kaçar'ı Mercedes'li Müslümanlar karşılardı. Lise mezunu olan Kaçar'ın TBMM albumunde neyle uğraştığı şöyle özetlenmiştir: "tslam dininin esaslan, ticaret" Kurs ve Okul Öğrencilerine Yardun Dernekleri Federasyonu Başkanı eski AP İçel Milletvekili Ali Ak haklannda dava açmaya yarayan bilgileri çurütme amacıyla birer kitap yazmış.. Kitabın başlığı bile neredeyse bir makale uzunluğundadır. SÜLEYMANCI YAYINLAR Süleymancılann Avrupa'da birçok yayın organı var. Kitap, takvim ve dergilerden elde edilen gelirler, Süleymancılann gelirlerinin yalnızca bir bölümünü oluşturuyor. İslam Kültür Merkezleri Başimamı Harun Reşit Tüyloğlu, Süleymancı derneklerin önde gelen isimlerinden ölümü ile doğan boşluk bir süre "kolektif yönetim" ile doldurulmaya çalışılmıştır. Bu "kolektif yönetim" de Tunahan'ın damadı Kemal Kaçar dışında Hüseyin Kaplan, Mehmet Ankan ve Seyfettin Alkan bulunmuşlar. Onde gelen öteki yöneticiler de şu adlardan oluşmuş: Lütfı Davran, Mustafa Özaltın, Mustafa Çırpanlı, Hüseyin Kumaş, Halit Başer, tsmail Şanlı, Harun Reşit Tüylüoğlu, Necati Tosun, Hasan Ankan, Hilmi Türkmen, Refik Akçalıoğlu, Mustafa Fehmi Yıldırım, Durmuş Ali Bağcı, Hüsnü Yılmaz, Mehmet Emre. Tunahan, dinsel konularda "rabıta" denen bir yöntem kullanırrmş. fntnnrat! üç ihlas, bir fatiha okuyor, ardından yedi kez istiğfar edip, Ahzap suresini okuyor. Sonra Salatu Kelam ve Ali îmran suresinin son ayeti. Daha sonra Fatih Camii'ndeki şeyhi ziyaret. Şeyh, dizi ile Rabıta denen yöntem müridin dizine değip, Süleyman Hilmi Tiınahan ile müridin iki kaşı arasına izafi Ardından gidenlerin de kullandıkları yol buymuş. Neymiş bu yöntem? hat çekiyor, rabıta tamamlanıyor. Önce mürit abdest alırmış. Sonra üç İhlas ve bir Fatiha okurmuş Tunahan'ın ilk öğrencileriymiş. Akçalıoğlu, Sinop'ta müftulük yapmış; Mustafa Çırpanlı da Izmir'de aynı görevde bulunmuş. Akif Tarhan da tstanbul'da Hobyer Camii'de imamhatiplik yapmış. Tunahan'ın bir başka öğrencisi de Hilmi'Türkmen'miş. Türkmen, Adalet Partisi Içel Milletvekilliği yapmış, daha sonra da Demokratik Parti kuruculan arasına katılmış. Rabıta yöntemi nedir? Mürit önce Daha sonra "sıiTa" gecerlermiş, sırdan da "hefiye"ye. "Âlem" üç kısımmış. Âlemi Sugra. Âlemi sugra, insanrruş. Bu "âlem" içinde insan yedi "roertebeye" ayrıürmış. Ikinci kısım, "Âlemi Sugra"ymış. "Âlemi Sugra" yedi kat zaman demekmiş. Üçüncü kısım da "Alemi Ulya"ymış. Bu son iki kısım arasındaki sınır "Sidrei Muntena"ymış, ki, bu sınır melekler tarafından bile aşılmazrruş. Ancak melekler, "Ehli Rabıta"nın kalbini bir dürbün gibi kullanarak "Âlemi Ulya"yı izleyebilirlermiş. Alemler arası temas "Âlemi Sugra" ile "Âlemi Ulya" arasında bir bağlantı, çağdaş devisile bir "iletişim" varmış. "Âlemi Sugra"da bulunan " 5 letair'in benzeri de "Âlemi Ulya"da bulunurmuş. Tıpkı telgraf gibiymiş bu "âlem." Her iki kısımda da alıcı ve vericiler varmış. "Ehli Rabıta" bu yollarda bu "âlem" ile temas edermiş. Herşeyin aslı "Âlemi Emir"deymiş. Âlemi emrin ötesinde "Âlemi Vücut" bulunurmuş. Diyanet'teki saptamalara göre Süleymancılar, "rabıta"yı bir "nur" gibi "elektrik" gibi görürler. Bütün Türkiye'de Kuran kursu açan "Süleymancı dernek sayısı 835'tir. Bu sayıya, pansiyonlar ve çeşitli adlar altındaki kurslar katılmamıştır. Diyanet İşleri Başkanlığı müfettişlerince el konulup, "Hazine'ye devri" istenen kurs ve binalann satış değerleri milyarlarca lirayı bulmaktadır. Avrupa'da Süleymana akımımn elindeki dernek sayısı, İslam Kültür Dernekleri eski başimamı Harun Reşid Tüyluoğlu'na göre 170'i bulmuştur. İslam Kültür Merkezleri Genel Sekreteri Abdülkadir Polat'a gore, 80'li yıllarda faaliyetini daha da arttıran Süleymancı derneklerin sayısı 270'e ulaşmış. 12 Eylül'den sonra faaliyetini arttıran İslam Kültür Derneklerinin çoğu Federal Almanya'dadır. tsveç, Hollanda ve Danimarka'da, Viyana'da ve tsviçre'nin çeşitli kentlerinde "tslam Kültür Merkezleri"nin şubeleri bulunmaktadır. Xunahan'ın müritleri Diğer unlu öğrencüeri de Hüseyin Kaplan, Mehmet Ankan ve Seyfettin Alkan'mış. Tunahan'ın öteki muritlerinin adlan da thsan Gökdeniz, Çorapçı Mustafa ve Arnavut Mustafa'yrmş. Bu son grup, Tunahan'ın çevresinden özel bir nedenle ayrılmış. Üsküdar Kısıklı Kuran Kursu'nda öğrenci yetiştiren Tunahan, yetiştirdiği öğrencileri camilerde görevlendirmiş. Diyanet Işleri'ne yansıtdan bilgilerden Tunahan'ın, Konya Lezzet Lokantası sahibi Mustafa Doganbey dışında Süleyman Kuşçulu ve Mehmet Üretmen adlı işadamları ile de yakın dostluk kurduğunu öğreniyoruz. Üsküdar Kısıkh'daki Kuran Kursu ile Mustafa Doğanbey'in Küçüt Çamlıca'daki köşkünde dinsel toplantıları yöneten Tunahan, dinsel çevrelerde vaazları ile ün yapmış, 16 Eylül 1959 günü akşam iizeri saat 18'i 50 geçe ölmüştür. Osman Bölükbaşı'mn Mület Partisi'ne kayıtlı bulunan Tunahan'ın ve bu üç İhlas ve bir Fatiha "silsilei sadat" ve Süleyman Hilmi Tunahan ruhuna hediye edilirmiş. Sonra "Ali Îmran süresi" okunurmuş. Yedi kez istiğfar (Allah'tan bağışlanmasmı dilemek) edilirmiş. Sonra Ahzap süresi. Daha sonra "Salatu Kelam" ve yeniden Ali İmran suresinin son ayeti. Daha sonra Istanbul'da Fatih Camii'ne gidilir ve "Destur ya Hazret" diye seslenilir. Şeyh camidedir. Elleri öpülür. "Nefsi Emare" iki kaş arasındaymış, şeyhin dizi ile müridin dizi birbirlerine değermiş. Şeyh, Süleyman Hilmi Tunahan ile müridin iki kaşı arasından kalbine doğru "izafı bir hat" çekermiş. İşte buna "rabıta" denirmiş. Rabıta süresi, 15 ile 45 dakika arasında değişirmiş. Bu sırada nefes kesilirmiş ve gozler yumulurmuş. Bu durumda mürit, ağzının içinde düini damağına değdirilerek beş kez döndürebilirse, kalbinin "Allah, Allab" diye attığını duyarmış. Mürit, artık "Letaifi Nazsa" aşamasına geçermiş. Her aşamada 500 zikr yapıhrmış. A k ' m aklanma çabalan Şöyle: Akıllara durgunluk veren bir tertibi açıklıyoruz içinde en sen'i iftira ve buhtanların bulunduğu İnanacağımız Esaslar" adlı bildiri ve Süleymancılık uydurması, nasd hazırtandı, yurtiçinde ve dışında nasıl dağıtıldı? Mahkeme dosyalanna ve resmi evrak arasına nasd sokuşturuldu." Ali Ak, bu kitabında, federasyonlarına bağlı dernekler aleyhine davalar açıldığını, bu davalar sırasında MİT ve Içişleri Bakanlığı'nca dava dosyalanna resmi bilgi ve belge yollandığını belirtiyor ve bu bilgi, belge ve raporlardan biri olan "tnanacagımu Esaslar" başlıklı raporun düzmece olduğunu ileri süruyor. "Bu bildiri bize ait degildir" diyen Ak, bu konuda eski Devlet Bakanı Mehmet özguneş ile yaptıklan görüşmeyi aktarır. Ak'a göre Özgüneş, bu konuda şu açıklamayı yapmıştır: "Evet, o bildiri hakkında araştırma yaptım. Bildirinin ne merhum Süleyman Hilmi Tunahan'ın yakınlan ve ne de o'nun talebeleriyle alâkası yoklur. O bildiri, 19651971 senelerinde Diyanet tşleri Başkan Yardımcılığı'nda bulunan Yaşar Tunagür tarafından tertip edilımş ve bir kısım Diyanet mensuplanna da el altından dağıtılnnşür. Resmi devlet arşivlerine boyle geçmiştir." Mertebeden mertebeye Bu zikrden sonra bir "mertebeden bir başka mertebeye" geçilirmiş. "Rabıta" önce "kalp seviyesF'nde yapıhrmış; sonra da "kalpten ruha" geçilirmiş. Süleymancı gelir kaynaklan Peki nedir Süleymancılann gelir kaynakları? StTRECEK