21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURIYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER nı II Bayezıt'ın alması ne duşundurucudur 7 Bızım aydmlarımız, yukarda adlarını geçırdığım Arıstotelesçı Arap fılozoflannın sadece adlarını bılırler, onlann kıtaplannı okumamışlardır; ama gene de Mustafa Kemal'e çatmaktan gerı durmazlar, neden abecemızı değıştırdı de bızı bu buyuk duşunurlerden yoksun bıraktı, dı ye Bunlann ıçınde Gazzalî'yı okuyamadığı ıçın uzulenler de vardır Oysa Ibn Ruşt, Ibn Sına ve Farabı Osmanlıca'da yoktur, ısteyen Arapça oğrensın, okusun Bızım ıçın burada önemlı olan, bugunku Araplann bu evrensel zekâlara sahıp çıkıp çıkmadıkları, onlardan >ararlanıp yararlanmadıklan, onlann yolunu ızle>ıp ızlemedıklendır Fakat Gazzalî geleneğı felsefenın kökunu kazıdığı ıçın bugunku Araplardan böyle bır heves beklemek, anlaşılan yanlış olacaktır Bugun Suudı Arabıstan'dakı unıversıte lerın hıçbırınde felsefe okutulmamaktadır E)emek felsefe kor kusu surup gıdıyor Felsefe ancak ıkı uç Arap ulkesımn unıversıtelerınde vardır Genel olarak, Islam ulkelerınde felsefe yapmak gunahtır Aynca Araplann, Anstoteles'ı öğrenmış, yorumlamış unlu Arap filozoflanndan yararlanmaları da artık olanaksızdır, çunku Anstoteles'ı Batı dıllerınden okumak dururken (özgun metnı demek ıstıyorum), bın yıl öncekı Arap yorumundan oğrenmeye kalkmanın yanlışlığı ortadadır Aynca, bakalım bugun Arap ulkelerınde felsefe ne durumda 7 Felsefe Dergısı'nm 1987/ 2 sayısındakı "\rap t lkelennde Felsefi Duşuneenin Guncel Sorunlan" başlıklı >azı, yukanda sorduğumuz soruyu oldukça aydınlatıcı nıtelıktedır, bu bakımdan çok yararlandığımı söyleyebılınm Urdun'un Amman Unıversı tesı'nde 510 Aralık 1983'te top lanan "Bınnci Arap Felsefe Kongresi"nde konuşulanlardan kımı parçalar aktaracağım vazıma Ama aktarmalara gırmeden önce söyleyevım, bu kongredekı konuşmalar hemen tumu ıle "felsefe"yı, bugunku Arap toplumlarını çeşıtlı sorunlan ıle sı nırlama eğıhmını ortaya koymaktadır Bunu Kahıre Unıversıtesı'nden Hasan Hanafı şöyle dıle getırmektedır "Felsefe zamanı ve mekânı olmayan, toplumu olmayan, kultunı olmayan salt bu duşunce degddır. Felsefe bır çagda oluşan, bır kuşakça gelıştırilen, bır topluma hızmet eden ve bır kulture anlatım kazandıran duşunce sisteraidir." Ben de katıhrım, sonra şu sözle rı eklıyor "Felsefenın yalnız bır konusu vardır. Ozgurluk; kurtuluştan başka hedefı >oktur." Buna da katıhnm, aklın ozgurluğu anlamında Ama burada elbet dın (Islâmıyet) açısından kışının ozgür olup olmadığı sorunu or taya çıkıyor Bılındığı gıbı, dın uleması ınsanın ozgurluğu savı nı yatsımaktadır, pekı, kışısel ozgurluğu ıçermeyen bır toplumsal özgurluk amacı neyı anlatır 9 (Irade ı cuzıye sorununu ele almıyorum, çunku Gazzalî onu yoksamıştı) Tannnın çızdığı ka der her şeye egemen mıdır, değıl mıdır 9 îşte butun sorun Mısırlı Fuat Zekenya ıse, bu sorunun yanıtı sayılabılecek şu sozlerı söylemektedır "Çağdaş Arap toplumunda felsefe ve din aynı iceriktedır; aralanndaki aynm sadee duşunce tarzı ve yontemlerdedır." Felsefe bır anlamı ıle "duşunce tarzı" olduğuna göre bu ayrım epeyce havada kalmaktadır, çunku Gazzalî unutulmuş görunuyor Fuat Zekenya, felsefeyı dının bır yardımcısı saydığı ıçın bu konuyu tarnşmak boşuna olur "Dini duşuncenın çogu kez denne ınmeden kullandığı yahut da anlamiarının >enıden belirlenmesinı guncel degışmelenn gerektırdiğı bazı kavramlara ışık tutmak." Lrdun Unıversıtesı'nden Nayıf Dıyap ıse, "Çağdaş Arap felsefesinin doguşu"ndan söz etmekle ışe başlıyor Nedır bu çağdaş Arap felsefesı''"Çagdaş Arap felsefesi ve onun konusu... Bızim siyasal, toplumsal sorunlanmızdır." Yukardakı alıntılardan anlaşıldığına göre, Araplar felsefeyı bır Arap sorunu olarak ele almaktadırlar onlar ıçın Muslumanlık da Arap mıllıyetçılığınden başka bır şey dejbldır Rabıtaul Âlem ul Islam'ın (bu olava Rabıtagale adını verdığı ıçın Alı Sırmen'ı kutlarım, ama sanıyorum kı bu "gate" ötekı, "gate"lerden çok daha önemlı) duzenledığı kongrelerden, almış olduğu kararlardan bırkaçına göz atarsak bunu anlanz (Hasan Cemal'ın 21 mart tanhlı Cumhunyet'te çıkan yazısından) "İsiam ulkeJerindeki anayasal muesseseter Lslami esaslara uydurulmalı ve Arapça halka ındırilmelidır.". "Arapça ogrenımi, bilhassa Arapcanın ana lisan olmadığı yerlerde mecburı kılınmalıdır." Bellı bır felsefe, ortaya çıktığında elbette çıktığı yenn, bolgenm \e çağın koşullan ıle bağıntılıdır, ama bır kez ortaya çıktı mı, o artık ınsana seslenır, ınsanın malı olur Anstoteles, Isa'dan önce IV yuzyıl Atına'sının bır urunudur, bu urun eğer ınsan duşüncesıne seslenmeseydı bız bugun Anstoteles adını bılemezdık Descartes'ın çıkışı da öyledır, ama bugun Descartes'ın değerı evrenseldır Ben ne Arıstoteles'ı okurken Yunanlı olma, ne de Descartes'ı okurken Fransız olma zorununu duydurn Bugunku Arap felsefesı ıse, yalnızca Arap olmayan Muslümanlan değıl, butun dunya halkalannı Araplaştırmak amacını gutmektedır Bunun felsefe ıle de, Muslumanhkla da, ınsanlıkla da bır ılışkısı yoktur Bugunku Arap felsefecılerı, felsefeyı Ibn Ruştten, Ibn Sına'dan, Farabı'den böyle mı öğrendıler 7 Bunlardan gelecek her şey Turkler ıçın zararlıdır 12 Eylul ıktıdan nasıl oldu da dın görevlılerımızı onlann parasına teslım ettı' 27 MART 1987 MELtH CEVDET ANDAY Hasan Âü Yucel'ın Mıllı Eğıtım Bakanlığı günunde yayımına başlanan "Dunya Edebiyatından Tereumeler" dızısı, yenı kulturumuzun en önemlı atüımlarından bınydı, Köy Enstıtulerı gıbı, yazık kı, bu atılım da önce kuşa dönduruldu, sonra da unutturuldu. Yucel, "Dunva Edebıyatından Tereumeler" dızısınde basılan kıtaplann bızde bır yenıden doğuş sağlayacağına gönulden ınanmış yaman bır kultur adamı ıdı, bılıyordu kı, bu dızı çağdaş laşmamızın en sağlam temelı olacaktır Dunya daha önce ıkı buyuk çevırı atılımı yaşamışür, bunlardan ılkı, sekızıncı ve dokuzuncu yuzyıllarda Araplann, Yunan bılımırun buyuk bır bölumunu Arapçaya aktarmaları atılımı, ıkıncısı ıse onbırıncı ve onıkına yuzyülarda Avrupa'nın gerçekleştırdığı buyük çevın akımıdır Rönesans ışte bu ıkmcı çevın akımının urunudur Sanıyorum kı, bızun kısaca "klfisikler" dıye adlandırdığımız çevın etkınhgı, ılerde bu atüımlann uçuncusu sayılacaktır Edward Grant'tan Aykut Göker'ın dılımıze çevırdığı "Ortaçagda Fizik Bilimleri" adlı yapıt Batı bılım ve felsefesının doğu şunu merak edenler ıçın çok ılgınç bılgılen ıçenyor Onuncu yuzyılın ortalarında, Kuzey Ispanya'da, Pıreneler'ın etegındekı Santa Mana de Rıpoll Manastın'nda başlıyor Arapça'dan Lâtınce'ye ılk çevırı etkınlığı Bu çevırüer daha çok geometrı ve astronomı araçları ıle ılgılı ıdı Yunan ve Arap bılgınlerının tıp yapıtları, onbırıncı yuzyılın ortalannda, Afnkalı Constantıne ehyle Arapça'dan Latınce'ye çevnlıyor Edward Grant şöyle dıyor "Asd çevin etkinlıği, onikinci yuzyılda IMnde ve Felsefede Arap fflHiHi ortaya çıktı. 1125 Ue 1200 yıllan arasında gerçek bir çeviri seli ortalığı kapladı ve boylece, daba çok onuçuncu yuzyüda olmak uzere, Yunan ve Arap bılımının onemli bir bolumu Latince'ye kazandırıldı. Yunan bUıminın buyuk bir bolumunun Arapçaya aktanldıgı dokuzuncu vuzyıl ile onuncu yuzyıl başlanndan beri, bılim tanbınde, bununia kıyaslanabilır berhangı bir şey olmanuştı." Pekı, bu çevırıler doğrudan doğruya Arapça'dan mı yapüıyordu? Pek azı öyle ıdı, çoğu kıtap ıçın bır Lâtın bılgını, dıyelım bır Yahudı ıle ya da Ispanyolca bılen bır Arapla ışbırlığı ne gırıyordu Böylece özgun yapıt önce îspanyolca'ya çevrılıyor, oradan da Latınce'ye aktanlıyordu, ya da çevınler Aramca'dan Suryanca'dan yapılıyordu Tuhaftır, Bağdat'takı çevırı buro sunda da Yahudıler vardı Bu konu, yanında açıldığında Hasan Âh Yucel, 'Mbette" derruştı, "Bu iş Yabudısiz yapdamaz, bakın bırim Tercume Burosu'nda da Erol Ganey var." Edward Grant'tan şu sözü de alıp konumuzu bıraz açalım "Söz konusu bılim ve oğreti birikiminınin temelını, \ristoteles'ın fızık ve felsefe yapıtlan oluşturdu, bunlar Batı ıçın butunu ile yenı olan, son derece guçlu ve kapsamlı bır bıhmsel kozmos yaklaşımını ıçen>ordu." Ortaçağ'da kıİısenın Arıstoteles ıle ne guç bağdaştırıldığı, ama sonunda bağdaştmldığı bızım konumuzun dışındadır Eskı Yunan felsefesını Arapça'ya getıren Arap duşunurlerınden bırı, Ibn Ruşt'tur, ona ılış kın bır öykuyu burada anlatma dan geçemeyeceğım Ibn Ruşt, Anstoteles'ın Poetıka'sını çevırırken bır yerde duralamış, "Tragedya" ıle "Komedya"yı Arapça'da nasıl karşılayacağını bılememış, gunlerce aylarca duşunmuş, sonra bulmuş, "Tragedya, olsa olsa Kasıde demektır; Komedya da Hiciv" demış, çıkmış ışın ıçınden Borges bunu bır hıkâyesınde ne guzel anlatmıştı' Demek bız Tragedya ıle Komedya'yı bu buyuk Arap bılgmınden oğrenmeye kalksaymışız bu kavramları edınemeyecekmışız Ibn Rüşt'un dağarında yok bu kavramlar, benzeterek bulmaya çalışıyor, başka bır deyışle eskı Yunan'ı Araplaştınyor O yuzyılın buyuk Arap duşunurlen Arıstoteleşcıydıler ve doğa bılımlerıne \önelebılmek ıçın mıstısızmı \e teolojıyı bır >ana bırakıyorlardı Farabı, îbn Sına ve Batı'yı en çok etkılemış olan Ibn Ruşt, Arıstoteles çevırılerını yenı bır göruşle ele alıvor ve dog malara karşı gelen bır akıl felsefesının temellennı atıyorlardı Bu atak tutum, yalnızca Islam dınının değıl, Hırıstıyan kılısesının de karşı cıkmasını sonuçluyordu Aquınolu Tommasso, Ibn Ruşt'e saıdırıyordu Pekı, bunca sağlam bır temele dayanan Arap duşuncesının sonrası ne oldu 9 ElGazzalî'nın (10581111) \rıstoculuğa karşı gelmesı ıle son buldu Gazzalî, mıstısızme, kadercılığe, Kuranda her şeyın yazıh olduğuna ınanınca, artık duşunmeye, araştırmaya, sormaya gerek kalmıyordu Bu tutum yalnızca Arap duşuncesını değıl, otekı Islam ulkelennın mananı, kulturunu de etkıledı Fatıh Sultan Mehmet'ın, bu ıkı takımdan olan duşunurlerı, huzurunda tartıştırdığı anlatılır Sonuç 7 Gazzalîcıler kazanmış ve böylece bu konu busbutun gomulmuş Fatıh'ın yerı PENCERE Dosya?.. 1960'lardayız Yazılarımdan bırı nde sözde "hükümete hakaret etmış"im Adalet bakanının uyarısıyla îstanbul Basın Savcılığı soruşturma açmış Savcı, yazıda suç olduğuna ınanmıyor, ama, görevını yurütmek zorunda olduğundan dosyayı elıme verdı Yazınızı belkı unutmuşsunuzdur, okuyun, daha sonra sorguya gaçeceğım Dosyaya bır goz attım, uzerınde "gızlıdır" damgası bulunan çıft aylı bır belge ılgımı çektı Eskıden TCK 159'uncu maddeden hakkında soruşturma açılan Kişılere ılışkın "ıst/hbarat" yapılırdı Devtetın gızlı emnryet örgütünden bır görevlının hazırladığı rapor dosyaya konmuş, özel hayatıma ılışkın bır dızı bılgı ıçeren yazı, şöyle noktalanıyor ' ilhan Selçuk ıçkı kullanmakta ıse de ıptıla halıne gebrip getırmedığı tespıt olunamamıştır" Içın ıçın guldum, sonra olayı şımdı adını anımsayamadığım bır arkadaşa anlattım Meğer o arkadaşın dosyasında daha yaman bır saptama varmış, görevlının yargısı şöyle Işrete ve şöhrete zaafı vardır" • Dosyalama, bır konu, bır kışı, bır dava, bır soruna ılışkın bütün belgelerı bır araya getırmek demektır özel ve resmı ış hayatında dosyasız yaşanamaz, kımı bürokrattan övgüyie söz açmak ıçın "ışını ıyı bılır" anlamına denır kı Dosyasına hâkım adamdır Ne var kı burokrat dosyasına ne kadar "hâkım" olsa da, dosyaya gıren belgeler gerçeklerı yansıimıyorsa, sonunda yanılabılır Bu bakımdan devlet kurumlarının yansız çalışması ve nesnel bır ışleriığe kavuşturulması gerekıyor 198O'lı yılların en sıcak aylanndan bırındeyız MGK ve Devlet Başkanı Kenan Evren televızyonda konuşuyor, DISK'ın ören'dekı dınlenme tesıslerıne ılışkın betımlemeler yapıyor 1980'ın temmuz ayında bır hafta kadar ben de DISK'ın Orerfdekı motelınde kalmıştım, tesısın durumunu bılıyorum, bır de televızyonda konuşan Sayın Evren'ı dınlıyorum Vay, vay, vay Meğer DISK'ın motelı ne kadar cafcaflı ve ınanılmaz ölçude lüks ımış? Kulaklarıma ınanamıyorum, ama, o dakıkalarda belkı yırmı mılyon kışı televızyon başında Devlet Başkanı'nı ızlıyor ve söyledıklerıne elbette güven duyuyor Acaba DISK'ın Ören'dekı motelıne ılışkın bılgılen Sayın Evren'e kım vermıştı'' • Devlet yaşamında dosyayı ınceleyıp kavramak da bır uzmanlık ve zaman ışıdır Yüksek kottuklarda oturanlar her konuyu bılmek zorunda da değıllerdır, önlerıne gelen raporlara göre eğılımlerı yönlenır, doğrultuları belırlenır bır karara gıdebılırler Hazırianma, bılgı toplama tartışma, yorumlama, çeşıtlı yörv lerden konuyu ırdeleme ve karara yönelmenın ustalıklarıyla ıncelıklerını bılenler, kendılennı yanlışlardan koruyabılırler Gunumüzde devletın ıçınde örgutlenmış burokratlar ağı, gızlı ve açık çalışmalarını "yukardakıler"\ belırlı ve ozel bır sıyasete yönlendırmek gıbı bır amaca bağladıklarında "devlet ıçınde devlet' sorunu ortaya çıkar Hele "devlet ıçınde devlef ağını ören burokratlar, sağlıklı düşünemeyecek ölçude Amerıka'ya bağımlı yetıştırılmışlerse ne olur? Rabıta'ya ılışkın son beıgeıer, 1960'lardan berı basında yazılan, çızılen, açıklanan gerçeklerın kanrtlanmasında son aşamadır Merak edenler dostumuz llhamı Soysal'ın "Akşam" gazetesının bınnci sayfasında 1960'larda çıkan yazılannı bıraz karıştırırlarsa çok ılgınç şeyler bulacaklardır Gerçek şudur kı Rabıta, devletın ve özel kesımın yapısına kışı, para gucü, örgut olarak yerleşmıştır Bu yerlesımın omurgası "Suudı Arabtstan Türkrye ABD" eksenını sağlam kazığa oturtmak ıçın ojuşturulmuştur Konu, Evren'ın kışısel sorunu değıldır, ortada çuvala sığmayacak bır mızrak var ARADABIR H. Avni VSUUOĞUJOrmana ve Hukukçu OKURLARDAN Nuhhın Gemisi TV'de 10.3.1986 tarihınde yavımlanan Tl Dergısi'nin bir bolumunde Amenkalı bır araştırmacı \e bılgının Nuh'un Gemısı 'ni arayışı goruntulendı. Bılgırt bu araştırmayı yaparken kutsal kıtabından da yararlandığını belırttı. Butun bunlar çok guzel ve izlenebilir bır şekılde işlenmışn. Programm hazırlanmasmda emeğı geçenlere sonsuz teşekkurler. Turkıye 'de Nuh 'un Gemisi 'ni arantak ıçın memleketımızı daha once de bırçok araştırmacı ayaret etmıştı. Butun bunlar olurken bızım Turk araştırmacılarımız ne yapıyor. Kilometrelerce yoldan gelıp de araştırma yapacağız dıye uğraşıyorlar da bız burnumuzun dıbındekını neden araştırmıyoruz. Bız de Nuh'un Gemisi'ni arasak ve bu arayışı yaparken de kutsal kitabımızdan da yararlansak daha tyı olmaz mı? Kutsal kıtabanız Kuran 'da Nuh 'un Gemısı 'mn yen (Hud suresı sayfa 225, 44. ayet) Cudı Dağı olarak belırtümıştır. Ve memleketımızde de Sıırt yakmlannda boyle bır dağ vardır. Arastırmalarımıza baslarsak ve bu araştırma} ı Cudı Dağı'nda yoğunlaştırırsak daha tyı sonuç vereceğıne ınanıyorum. HİLMİ AZGlh KARTALtSTANBUL maaşlanmm îstanbul Kadıkoy İş Bankası 'na havale edılebılmesı ıçın Izmır Emeklı Sandığı'na başvuruda bulundum. Bugune kadar hıçbır cevap alamadığım gıbı, aradan geçen uç donemın odemeterını de alamadım. îlgılı sandığa son olarak oğrencı durum kâğıdımı ve düekçemı de ılettım. Ancak yine yanıt yok. TURHAN AKTAŞ soyleyen bır gorevli, eğer çok ısrar ederse de bu sefer, karşısına okulunu henuz yenı bıtirdıği ve tecrubesızlığt hasta tarafından kolaylıkla okunabılen bir doktor çıkar. Haftanın bu ıkı gununde IVtğde Devlet Hastanesi'nde başka doktor bulmak hayaldir. Sorun bu ıki gunle de sınırlı değıldir aslında. Çunku geçenlerde buzda ayağı kayarak duşen arkadaşun, kıpırdatamadığı kolu için, hafta arası olmasma karşın hastanede tek bir ortopedi mutehassısı bulamamış ve çareyı bir dahüiye mutehassısına çıkmakta bulmuştu. Işte sayın ilgılıler, \ığde'deki sağlık sorunlannm boyutları ve acılan. Artık bu gıdışe dur demelı ve bır şeyler yapmalı. DOĞAN NÎĞDE YILDIRIM Orman Sımrlaması mı, Arazi Sınıflaması mı? Orman sımrlaması (tahdıdı) ış ve ıslemlerını yapmakla görevlı Orman Kadastro Komısyonu'nun oluşumu başlangıcından bu yana ve devamlı orman zaranna olmus, konu yasanın orman saydığı yerten ayırma ve sınırtama ıken bu boyutu aşması ve arazı sınıfiamasına dönüşmesı duşuncesı egemenlığını surdurmuştür Bu yönü eleştlren, ormancılık eğrtımı öğrenımı görmemış kımsenın bu tomısyoölarda "yer hukuken orman sayılan yerdır veya değıldır' dıye alınacak karan etkıleyen oy kullanmasının anlamsızlığına gülünçlüğüne degınen yazılarımın sayısı ılgılenenlerın bılıncındedır Meslek dergılenmız taransa hemen hepsınde bunun bılımle,hukukla bağdaşmadığını haykıran pek çok yazımı gormek olasıdır Bu yasal bır düzenlemedır, öyle ıse hukuktur, dıyenlere yanıtımız sadece acı bır gülumsemedıri Konuya degınen bılım adamları da, edınımlı, bınkımlı meslektaşlanmız da vardır Yazdıklanyia kalıriar Camı ne kadar büyük olursa olsun ımam btldığını okur gerçegı hükmünü sürdürmektedır Çunku yönlendıren güç sıyasal polıtıkadır Bakış açısındakı mantık da gozlük de farkhdır 1950 yılı ıle 1956 yılı arasında 8 yılda 4 kez orman suçları ıçın af düşunebılen sıyasal polıtıkadakı etkenın gücu orman alanlarını daraltmaya dönuk, orman sınırlamasında elbette yön değıştırrverecek değıldır Konuya dönelım ve geçmışe bır göz atalım 1 Hazıran 1937 günü, hükümlen yürürlüğe gıren 3118 sayılı Orman Kanunu, orman sınırlamasını (tandıdını) yapacak bır komısyon kuımuş bu görevı bu komısyona vermıştı Komısyon bır orman başmuhendısının veya mühendısının başkanlığında, yuksek orman öğrenımı görmüş bır orman memuru ıle Adalet Bakanlığı'nca hukuk fakultesını bıtırmış kımselerden atanacak bır hukukçu uyeden kuruluyordu Beldelerde beledıye encumenlerı, köylerde ıhtıyar heyetlerı tarafından seçılecek ıkışer kışı, bılırkışı durumunda ıdıler Göruluyor kı, ılk kuruluş tamamen amaca yonelıktı 5653 sayılı yasa ıle 3116 sayılı yasanın konuyu duzenleyen 5 maddesınde yapılmış değışıklık ıle bu komısyondakı ormancı üye alınmış yenne ıl genel meclısı daımı encümenı tarafından seçılecek bır uye komısyona katılmıştır Böylece ormancılık ogretım ve egıtımınden habersız, konunun tamamen yabancısı, sıyasal görüşü nedenryte ve seçmenlennın oyu ıle ıl genel meclısıne seçılmış bır polıtıkacıya bu komısyonda görev venlmış Incelemeye konu yer orman hukuku ormancılık bılımı ormanın yasal tanımı açısından orman mı degıl mı hususunda alınacak komısyon karan ıçın oy kullanması ıstenmıstı Hem bılmedığı konuda, hem de sorumluluk getırmeyen fakat yerın orman sınırları dışında bırakılmasına etkılı olacak son derece önemlı sonuçlar doğuracak bır oy Ormanın bır başka deyışle hukukun yararına değıl seçmen yaranna kullanılacağı kuşkusuz bır oy1 Bu yasayı 8.91956 günü yürürlüğe gıren 6831 sayılı Orman Yasası kovalamış, 7 maddesınde bu tomısyonu yıne bır orman başmuhendısı veva orman mühendısının başkanlığında yıne Adalet Bakanlığı nca atanacak en az beş yıl hâkımlık veya avukatlık yapmış bır hukukçu üye ıle ıkı yuksek orman muhendısı veya muhendıs muavını yüksek zıraat muhendısı veya zıraat teknısyenı, beldelerde beledıye, koylerde ıhtıyar meclıslerınce aralanndan seçılecek üyelerden oluştuımuştur Bu yasa hukmunu değıştıren 2061973 gunü yururluğe gırmış 1744 sayılı kanun komısyonun oluşumunda yıne değışıklık yapmış, orman yüksek mühendısının başkanlığında hâkım veya avukatlık stajı yapmış olsun veya olmasın hukuk fakültesı mezunu bır üye ıle bır orman yüksek muhendısı (veya muhendıs muavını teknıker), bır zıraat yüksek muhendısı (veya zıraat teknısyenı), ıl genel meclısı üyelerınden bır üye, mahallı zıraat odası başkanı (veya kurulundan bır üye) beldelerde beledıye encumenınce, koylerde ıhtıyar kurulunca aralanndan seçılecek bır uyeden kurulur, demıştır Ikı ormancı bır hukukçu, bır zıraat muhendısı dengesıne ılaveten, ormancılık öğrenımı görmemış uç kışı daha bu komısyona ormancı olmayan tarafa ağırlık olsun dıye dahıl edılmıştır kı amaç açıktıri Işte bu yasa değışıklığının TBMM Cumhurıyet Senatosu kanadında konu görüşulurken buyuk devlet adamı buyük ınsan Ismet Inonu'nün o yaşta bu çok önemlı konu ıle nasıl ılgılendtğını de kamuoyuna açıklamayı mutlaka yenne getınlmesı zorunlu bır görev sayıyorum Geçmış çok buyuk hızmetlerıne bır yenısını daha eklemek ıstercesıne, coşku ıle C Senatosu kursusunden 2251973 gunu (C Senatosu'nun tabıı üyesı) Ismet inönü şöyle seslendı ' Orman Kanunu üzerınde konuşuyoruz Orman meselesı Türkıye'nın belkı bır asırdan berı en buyuk meselesıdır Ormanlar gıdıyor memleket bır gun çöl olacak, memleket oturulmayacak, yaşanmayacak bır hale gelecek endışesı, aklı erenlerın kafasında daıma yaşıyordu ' Cümlesıyle başlayan oldukça uzun, tarıhe altın harflerle geçecek bır konuşma ıdı bu Sozlerını şöyle bıtırmıştı "Maddeler geldığı vakıt, onlar uzerınde de fıkırlerımı arz edeceğım Şımdılık maruzatım bundan ıbarettır' Evet, maddelerden bu yazıma konu olan maddenın gorüşulmesme de sıra geldı ve aynı gür ve tok ses, aynı çoşku ıle şunları soyledı ' Muhterem senatörler Hükumet bu madde ıle orman sınırlarım gösteren kadastro harıtalarını yapmak ıçın teklıf getırmıştır Orman kadastrosu, bunu vucuda getırmek ıçın şımdıye kadar geç kalışımızın önemlı bır sebebı vardır Kadastro yapmak ıçın elde ormanları doğru olarak gösteren bır harıta lazımdır Bu harıta senelerden berı çalışılarak bu sene tamam olmuştur Şımdı elde harrta kadastro hudutları orman sınırlannı tayın edecektır Kadastro heyetı, hükümeun tekiıfinde, ıkı orman muhendısı, bır zıraat (Arkası 1\ Sayfada) \iğde'de hastalanmak j\iğde gibı bir yerde cumartesı ya da pazar gunu hastalanan vatandaşın, koskoca devlet hastaııesınde kendısıne yardım edebilecek bır hekımı bulabilmesı maalesef olanaksız. Boyle zamanlarda hastanm karşısına ya bugunun tatıl gunu olduğunu ve muayenenın olmadığını Yetim maaşınt kesildi Marmara Unıversıtesı hazırlık sınıfı oğrencisı olup babatn tarafından yetım maaşı almakta ıdım. Son olarak hazıran 86'da tzmır Konak Iş Bankası'ndan adana tahakkuk eden maaşı aldım. Daha sonra TEŞEKKUR Eşım GULÇİN TLZUN'u başarüı bır amelıyatla sağlığına kavuşturan SSK Goztepe Hastanesı 3 Harıcıye Servısı Genel Cerrahı Uzmanı Sayın GENELKURMAY BAŞKANLIĞI'NDAN DUYURU 1987 YILINDA GÜLHANE ASKERİ TIP AKADEMtSİ ASKERİ TIP FAKÜLTESİ'NE SİVİL LİSELERDEN ALINACAK ÖĞRENCİLER İÇİN GİRİŞ KOŞULLARI öğrenci Seçme ve Yerleşürme Merkezı tarafından yapılan sınavlar sonucunda Gulhane Asken Tıp Fakültesı'ne gırmeyc hak kazanan ve aşağıda belırtüen koşullan taşıyan sıvü bse kaynaklı (139) erkek öğrencı alınacaktır 1 SOSYAL DURUM, AHLAK VE KARAKTERLE fLGİLl KOŞULLAR: a Türk vatandaşı ve erkek olmak, b) Asken ve sıvı] okullardan hangı şekılde olursa olsun çıkarılma mış olmak, c) Evlı veya dul olmamak, yahut herhangı bır şekılde nıkâhsız yaşamamak, d) Yaptınlacak güvenlık soruşturmasından olumlu sonuç almak, e) Yasadışı sıyası ve sosyal akımlara veya bu tür faalıyetlere kapümamış olmak, f) Herhangı bır suçtan dolayı mahkum olmamak veya muracaat tarihınde hakkında kamu davası ya da sahsı bır ceza davası açılmamış olmak 2 YAŞ VE SAGLIK DURUMU İLE İLGİLİ KOŞULLAR: a. YAŞ DURUMU: 19 yaşından büytlk olmamak (20 yasından gün almamış olmak) (Her ne sebeple olursa olsun ya$ düzeltmesı yaptırmış olanların yailannın hesabı düzeltmeden öncekı doğum tanhıne göre yapılır ) Asken Tıp Fakültesı'ne bu yıl 1968 ve daha küçük doğumlular alınacaktır b SAGUK DURUMU: 1 Vücut yapısı düzgün olmak, 2 Vücudunun herhangı bır yennde dıkkau çeken, çırkınlık yapan yara, yanık, leke, frengı ve cılt hastalığından ız bulunmamak, 3 Dılınde kekemelık, peltelık, tutukluk olmamak, 4 Renk körü olmamak, 5 Sara, ışeme, uykuda gezme, bayılma, hısten, marazı çarpıntı vb hasuüıklardao herhangı bınne yakalanmamış olmak, 6 Ağırlık, herhangı bu hastalığa bağlı olmamak şartıyla boy ölçüsünün sanümetre olarak ıfade edılen değennın son ıkı rakamından en çok 3 fazla veya 15 noksan kılo ağırlıkta olmak, 7 Boy 1 65 metreden kısa olmamak, 8 Göz dıizeltme ıle her ıkı gözde görmeler ayn ayn tam olmak şartıyla, (2) dıyoptrye kadar mıyopı ve hıpermetropı (2 dahıl) yuksek çapı (2) dıyoptrıyı geçmeyen astığmatızma, Asken Tıp Fakültesı'ne gırmeye engel değıldır 9 Gulhane Asken Tıp Akademısı Saghk Kurulu'ndan "Asken öğrencı olur" kaydım ıçeren bır sa|lık raporu almak, 3. ÖGRENtMLE İLGİLt KOŞULLAR: a Fen lısesı, klasık lıselenn fen kolu ıle modern matematık ve modern fen programı uygulayan hselenn matematık veya tabı bılımler kollanndan dıploma almaya hak kazanmıs olmak, b) Asken Tıp Fakültesı'nde yapılacak mulakat sınavını kazanrruş olmak 4. DİGER RUSUSLAR: a ÖSYM sınavlannda GATA Asken Tıp Fakültesı'ne gırmeye hak kazanan, ancak yukanda belırtılen "GİRİŞ KOŞULLARINA" uymayan öğrenalenn Asken Tıp Fakültesı'ne kayıtları yapılamaz b) Sağlık muayenesıru ve mulakat sınavını kazanamadıgı, gınş koşullanna uymadığı ıçm veya baska bır sebeple Asken Tıp Fakültesı'ne kesın kaydı yapılmayan öğrencıler, tercıh ettıklerı dığer fakültelerden hângısıne yerleştınleceklennı ÖSYM Eafkanlığı'ndan öğreneceklerdır Basın 15224 ACI KAYBIMIZ Mobıl Oıl A Ş eskı Mudurlerınden, Robert Kolejlı, eskı mıllı atlet, Çok Sevgılı Babamız Op. Dr. REŞİT ÇÖTELİOĞLUna ve hastalardan yakın ılgısını esırgemeyen Başhekım Sayın ALI HACIPAŞAOĞLU ıle 3 Harıcıye Servısı, hemşıre \e tum personelıne teşekkuru bır borç bılınm M. ŞERIF TUZUN SEDADŞORAVı Kanada'nın Montreal kentınde 23 Mart Pazartesı gunu amansız bır hastalık nedenıyle kaybettık Yıne de her an ve her yerde onunlayız Nılufer Akalın, Ayşegul Alatlı, Alı Şora Gulçın Akçakayalı RIFAT ILGAZ ÖNCÜ KİTABEVİ'nde Unlu mızah ustası, yenı kıtabı ICRAATIN IÇINDE'yı ve tum >apıtlarını okurlarına ımzalı>or 28 Mart \W Cumartesı saat 1017 O N C U KİTABEVI: Babıali Cad. No: 8 Cagaloglu Tel: 526 55 13 CKK u\esi İMZA GÜNÜ OKTAY AKBAL IMZA GUNU "SUSMAK MI, KONUŞMAK MI?" ve DUYGU ASENA kıtabım ımzalıyor ERDAL ATABEK "KADININ ADI YOK..." (Bugun) (27 Mart 1987 cuma gunu) saat 16 0019 00 arası AKADEMI KITABEVİNişantaşı "INSAN SICAĞI" adlı kitaplan ile diğer yapıtlannı 28 Mart cumartesi günü saat 15.0018 00 arasında Nışantaşı AKADEMİ Kitabrd'nde ımzalayacaklar YÜKSEKÖĞRETİM KURULU BAŞKANLIĞINDAN DUYURULMUŞTUR 1 Unıversıtelerde tıpta uzmanlık eğıtımı gorecek ve 2547 sayılı ka nunun 50 maddesının d fıkrası gereğı öğretım yardımcısı kadrolan na atanabılecek tıp doktorlannın secımını yapmak uzere Oğrencı Seçme ve Yerleştırme Merkezı tarafından uygulanacak Tıpta Uzman lık Eğıtımı Gınş Smavının 1112 Nısan 1987 tanhlerınde vapılacağı daha önce duyurulmuştu 7 Bu sınavla ılgılı kılavuzda Tablo 2 de belırtılen kontenjanlar 198 \gustos avı sonuna kadar boşalabılecek oğretım yardımcısı kadro larını gösterdığınden halen tıp fakültesı son sınıfında bulunup 1 E> lül 1987 gunune kadar bu fakültelerden mezun olacak adaylara da bu smava gırmek hakkı tanınmıştı 2 Ancak, Tıpta Uzmanlık Eğıtımı Gınş Sınavı'na sadeıe vp fa kultesı dıplomasına sahıp olan tıp doktorlannın katılabıleccğ: yönun dekı ılgılı bakanlık goruşu \e sınav tanhı olarak belırtılen 1*12 Nısan 1987 tanhlerınde, bu kadroların çok buyuk bolumunun dolu olaca ğı göz önünde tutularak Tıpta Uzmanlık Eğıtımı Gırış Sınavı 1987 Eylul avında, daha sonra ılan edılecek bır tanhe ertelennuştır 3 1987 Evlül ayında yapılacak sınavlara halen başvurusunu yap mış olan tıp doktorlan ıle başvurusu bulunan veo tanhte mtern lık lerını tamamlayarak tıp doktoru dıploması alacak adaylar katılabıleceklerdır Ilgıhlere duyurulur Basın 15450 TMMOB MİMARLAR ODASI'NDAN DUYURU OLAĞANÜSTÜ GENEL KURUL GÖRÜŞMELERİ: 30 Genel Kurul'da karan alınan oda tuzuk ve vönetmelıklerının reorgamzasyonu konulu Olağanustu Genel Kurul aşağıdakı gündern ve tanhlerde yapılacaktır Sayın delegelenmıze duyurulur TMMOB MİMARLAR ODASI MERKEZ YONETtM KURULC GUNDEM: 1 Açıhş \e başkanlık dı\anı seçımı 2 Saygı duruşu 3 Açıhş konuşması 4 Yönetmelık ve tuzuklenn görüşulup, hakkında karar alınması ve şube olma başvurulan hakkında karar alınması, 5 Dılekler ve kapanış Tanh ve yen 1112 Nısan 1987 Mımarlar Odası Bursa Şubesı Ha cılar Mh Eceler Sk Beysel lşham, Kat 4 Bursa Çoğunluk sağlanamadığı takdırde 18 19 Nısan ^S'' Bursa Eğıtım Araçları Salonu, Tıyatro altı Heykel Bursa
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle