18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 MART 1987 CUMHURİYET/U Yımanistan'a her yıl 1 cm yaklaşıyoruz ANKARA ftJBA) Anadota yanmadası her yıl Yunaoi&ıan'a bir sactimetre yaklaştyor. TÜBİTAK Gebze Temel Bffimkî Araştınna Enstitüsü arajnrmanlanndan Prof. Dr. Nezthi Canıtez, '•Anadotu Yanaadası Karadeaiz't göre B«decfi. Prof. Dr.i Canıtez, **»• zty AMdoto fayı bo} ıwe« sag jönlü baıckeucr gdztesaekte yani Aoadoiu foioku KaradeBiz'e göre battja dogrn barekel eöaefctaiir. Ege bâgeaitae(Egc deatf «rtı M AMrfofa)k*zey giueyyöııınieMrgcsişlrattdedi. Türklngiliz Kültür Derneği ' 35 yaşmda HUton OteWnde düzenlenen bir mOztıyededeAbdalhamitarmah orjinal varaklı oval luikenz masa 4 sandalyesi ve 2 koltuğu Ue birlikte 7milyon liraya alıcı buldu. A ntikA. Ş. tarafmdan düzenlenen veyaklaşık300kişinin katıldığımüzayededebirayağı tamirlibüyüksevr vazo çifti 10 milyon liraya, çift bronz heykeller 10 milyon 500 bin liraya açıkartırmasonucusatıldı. Osmanlı, Rus, Ingilizgümüşleritablolar, heykeller, mücevherlerin açık arîırmaya çıkanldığı müzayededegümüş tuğrah zarflarda ikisi çatlak lOfmcan 3 saniye kadar kısasürede, 1 buçuk milyon liraya alıcı buldu. Eşya müzayedesinde 249parça açık artırmayaçıkanldı. (Fotoğraf:LEVENTÇAĞLAR) ANKARA (Cumhurijet Bürosu) Turklngiliz Kültür Derneği 35 yıhnı doldurdu. Dernek tarafmdan dün yapılanaçıkiamada, kuruluşunun ilk yiüarınclan başlanarak, İngilizce öğretimine başiandiğı belirtildi. Dernek, bugüne kadar İngilizce öğretilenierin sayısmın 250 bine uiaşmak üzere olduğunu, her öğretim döneminde de 3 bin öğrencınin kaydolduğunu açıkladı. Ve dolmuş Londra'da LONDRA {SUL) Ingiltere Ulaşürma Bakam David Mitchell, Londra'da "dolmuş" taşımacüığma haziran ayında başlanacağım açıkladı. Bakan MitcheU, dolmuş sistemi ile ilgüi hazıriıklann tamamlanmak uzerc olduğunu belirterek, her keseye uygun olacak dolmuş taşımacüığının Londrahlara büyük kolayhklar sağlayacağını söyledi. Londra'nın güneyîndeki en işlek tren istasyonlarından biri olaa Waterloo istasyonu dolmuş tasımacılığının "başlangıç noktan" seçildi. Baharlagelen dostlukl Bahann gelişiyle birükUdoğadaJdcm Bilgisayarla göz testi ANKARA (UBA) Göz kusurlannı saptayan mikrobilgisayar aygıtlarının kullanımı yaygınlaşıyor. "Autotefractometre" adı verilen aygıtla göz kusurlan birkaç saniye içinde saptanabiliyor. Halen Istanbul'da birkaç doktor tarafmdan kulianılan aygıt, her göz için yapılan 34 işlemden sonra taıllanilması gereken gözlOk numarasını da veriyor. UmnwnedeniyUbısankırkmdüerbtika1ara,parkvebahçeknatarkm, 3 yaşındakiküçük îngükkm Ruby Baxter da Umdra Hayvanat Bahçesi'niziyarvtediyontu. Yine kend&gibi 3 yaşmda olanvt bahann geBştyleneşeâdeyerinegeLUğianlaşüan minik tavşanla birUktepoı verirken, insan hayvan yakmlaşmasmm acak bir ömeğini sergihyorlardL HABERLERİN DEVAMI ÇankayaTnın Açıklaması (Baştarafı 1. Sayfada) açısından siyasal yaşamının en sert tavnnı almaya zorlamıştır. SHP liderinin görüşleri şöytedir: "Bir devlet, kendi temel ilkelerine aykın pcMka yürüten bir örgutten 'Şimdilik para alıyorum, bundan kimse zarar görmez' derse, kendi temel ilkelerini yürütecek gücü oimadığını açıkça gösterirse, devlet olmaz. Bu devlet kimseden saygınlık görmez, kendi halkından da saygınlık görmez ve bu devtetin başındakiler elbet bu davranışı açıkJamak zorunda kalırlar Bizim kişilerie problemimiz yoktur. Devietin üst makamlarma saygılı insanlanz. Devietin surekliliği için bu saygıyı göstermek herkesin görevidir. Vö/ncr devietin temel UkBİennden biri olan laikliğin korunmasında bir dönem görev yapmış olan sorumlular ihmal göstermişierse, o zaman bunlann nereden kaynaklandtğmı, kjmlerin sorumlu olduğunu araştırmak da görevimizdir. Şimdi Saytn Cumhurbaşkanından benim beklediğim, aslında bir açıklama yaparak bu konudaki görüşünü ortaya koymasıdır. Çünkü anayasanın Cumhurbaşkanının sorvmsuz olmasını kabul etmesi başka bir meseledir. Cumhurbaşkanlarının Türkiye'de yol göstermek gibi getenekset bir yaptsı vardrr. Onun için Sayın Cumhurbaşkanı bu hareketin yanlış olduğunu, laikltgi korumanın her şeyin başında gefdiğini, uluslararası teokratik bir duzen örgutunden para almanm yanlış olduğunu ifade etmelidir. Ancak o sekHde halk guven duymaya devam eder ve Türkiye'de laikliğin korunduğu bir biçimde toplumsal hayat devam eder. Sayın Cumhurbaskanıntn bu konuda açıklama yapmasını bekliyoruz." Sayın İnönü'nün bu yaklaşımını haklı ve yerinde buiuyoruz. • Cumhurbaşkanı Sayın Kenan Evren'm gecikmeli de olsa kamuoyuna dün bir açıklama yapması genel olarak olumlu sayılabilir. Açıklama; "Rabrta" olayının laik cumhuriyet ilkesiyle bağdaşamayacağını çok dolaylı biçimde belirtmekle birlikte yeterli olmaktan uzaktır. SHP lideri inönü de dün bu yetersizliğe dikkat çekerek, şoyie demiştir: "Saym Cumhurbaşkanlığından henüz beklediğimiz açıklama yapılmadı; yakında yapacaklannı söylüyoıiar, onu bekliyoruz. Laikliğin korunması, iç politikanın en önemli konulanndan biridir. Bu konuda ana muhalefet partisi olarak görevimizi yapmamızda yadırganacak bir taraf olamaz." Sayın Cumhurbaşkanı, açtklamada, "bir gerçeği gün ışığına çıkarması bakımından, dizinin yayımlandıgı gazetenin görevlni yaptığını" belirtmiştir. Evet, biz görevimizi yaptık. Şimdi başkalarının yapmalarını bekliyoruz. Ciudoruh: SHP'nin dinle ilgili politikası yanlıştır. Laik devleti dine karşı gibi düşünüyorlar. Cumhurbaşkanmı biz de tenkit ettik, ama istifaya çağırmadık. Bu hakkı kendimizde görmedik. Mıüıalefetten SHFye Rabıta eleştirbi GOZLEM UĞUR MUMCU (Baştarafı 1. Sayfada) Sayın Başbakan, o çok güvendiği aklını, batan şirketlere, birbiri ardına iflas eden bankalara, gittikçe artan dış borçlara kullansa çok iyi eder.. "Rabıta olayı", bir İslamcı örgütün laik devietin yurtdışındaki din görevlilerinin aylıklarını ödemesi sorunu değildir. Olay çok daha geniş boyutludur. Türkiye, son yıllarda "anti laik" bir ideolojinin etkisi altına giriyor. Sorun budur. Bu "anti laik ideoloji"n\n para kaynakları ve siyasal dayanakları nasıl oluşuyor? Şöyle oluşuyor: Başbakan Ozal, iktidara adımını attığı gün çıkardığı kararname ile Suudi kökenli finans kurumlanna yasal olanak sağlıyor. Türkiye'de "Faisal Finans Kurumu" bu örgütün temsilcisi tarafmdan kuruluyor. Bu temsilci, paylarını, eski bakanlara, milletvekillerine ve ANAP yöneticilerine dağıtarak, siyasal etkinlik sağlamaya çalışıyor. "Al Baraka" adlı Suudi kökenli finans kurumu da Başbakanın kardeşi Korkut özal ve ANAP İstanbul İl Başkanı Eymen Topbaş'm öncülükleri ile kuruluyor. Ve daha sonra aynı Korkut Ûzal ve aynı Eymen Topbaş1 ın dinsel amaçlı vakıf olgusuna sıra geliyor. Bu arada, ANAP istanbul ve İzmir II Başkanlan Suudilerie ortak şirketler kuruyortar. istanbul'un ünlü Belediye Başkanı Bedrettin Dalan da bu "saadet zincihne" katılıyor. "islamcı" Suudi Krallığı sarayı ile "laik" Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık Konutu arasında kurulan bir "yeşil çadır1' da özallar ve Topbaşlar'a, siyasal ve ekonomik ayncalıklar sağlanıyor. Korkut özal, İslam Kalkınma Bankası Müşavirliği'ne getiriliyor. Getirildiği gün ağabey Turgut Özal, Bakanlar Kurulu'na bu bankaya vergi bağışıklığı sağlayan yasayı sunuyor. Her şey bu kadar açık ve her şey öylesine gözler önünde duruyor. Bir "şeriat örgütü" adım adım laiklik ilkesini yok ediyor. Bunu yaparken de Özal ailesine Suudi kökenli şirketler aracıbğıyla milyariar kazandınyor. ANAP istanbul il Başkanı Topbaş'a ve İzmir İl Başkanı Atilla Yurtçu'ya zemzem kuyularından çıkmış yeşil dolarlar yağdırıyor. Rahşan EeeviU Biz bu konuya kişiler açısından yaklaşmıyoruz. Konuya, demokrasinin aksaması bakımından, her konuda olduğu gibi laiklik konusunda da çok büyük yaralar açabileceği açısından bakıyoruz. Haber Merkezi DYP Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk, Rabıta olayı nedeniyle Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in laiklik konusunda eleştirilemeyeceğini belirterek, SHP'yi bu konuda "abartılmış bir talepte bulunmakla" suçladı. DSP genel Başkanı Rahşan Ecevit de SHP'nin yaklaşımını eleştirirken, "Biz konuya kişiler açısından yaklaşmıyoruz" dedi. DYP Genel Başkanı Cindoruk, dün Ankara'da partili il ve ilçe başkanlan ile yaptığı toplantıda, Rabıta olayına ve bu konudaki gelişmelere değinerek, SHP'nin Cumhurbaşkanı Kenan Evren'i istifaya çağırmasını eleştirdi. Cindoruk, Cumhurbaşkanı Evren'in eleştirilecek yönünün laiklik olamayacağını da savunarak, SHP'yi. "siyasal polemik olsun diye abartılmış taleplerle ortaya çıkarak, kamuoyunu yanıltmaya çalışmakla" suçladı. Cindoruk, Evren'in istifaya çağrılmasını anayasa hukukuna uygun bulmadığını da açıklayarak, Evren'in laiklik konusundaki tutumunu basörtüsü olayındaki tavrıyla ortaya koyduğunu söyledi. Cindoruk, Evren'i savunmadıklarını. Evren'in de savunulmaya gereksinimi bulunmadıguu söyleyerek, "SHP'nin Rabıta, laikliğe aykın iş yapmadı (Baştarafı 1. Sayfada) laşan tartışmalar sürerken, Suudi Arabistan'ın Ankara'daki büyükelçisi Abdulaziz Muhyiddin Hoca, Cumhuriyet'e bir açıklama yaparak, "Rabıta iizerindeki tartışmalar büyük ölçüde enformasvon eksikliğinden kaynaklanıyor. Eğer Rabıta'nın amaçlan tam olarak öğrenilirse, yanlış anlamalar da ortadan kalkacak" şeklinde konuştu. Muhyiddin Hoca (45), geçen şubat ayından bu yana Suudi Arabistan'ın Ankara Büyükelçiliği görevini yürütüyor. Asıl mesleği kimyagerlik olan ve organik kimya alanında doktorası da bulunan Hoca, 197684 yılları arasında Suudi Arabistan'ın Enformasyon Bakan Yardımcılığı görevinde de bulunmuştu. Renkli kişiliği ile dikkat çeken büyükelçüıin, aynı zamanda iki şiir kitabı da bulunuyor. Muhyiddin Hoca, yaklaşık bir haftadır Türk kamuoyunda Rabıta örgütü üzerine yoğunlaşan tartışmalan yakından izliyor. Büyiikelçi kendisi ile yaptığımız söyleşi sırasında Rabıta'nın "herhangi bir siyasal amacı bulunmadığını", aynı zamanda hiçbir ülkenin içişlerine kanşmadığım" sık sık vurguladı. Suudi Arabistan Büyükelçisi, Rabıta'nın amacını şu şekilde anlattı: "Bu örgütün amacı, dünjanın neresinde olurlarsa olsunlar, tiim Müslümanlara hizmet götiinnek, Müslüman olmayan ttlketerdeki Müslümanlara yardım etmek, onlara onurlu yaşam şartlan sağlamaya çaba sarfetmektir. Rabıta, ilgili hükümetler nezdinde bu azınlıkların haklannı savunur, onların herhangi bir baskıya manız kalmamalan için çalışır. sivasal haklanna sahip çıkar. Buna örnek olarak Rabıta'nın Kıbns Tiirkleri ve Bulgaristan'daki Müslüman Türk azınlığın siyasal haklanm uluslararası platformlarda ve ilgili hükümetler nezdinde savunuşu örnek gosterilebilir. Rabıta, Bulgaristan'daki Müslüman Türk azınlığın hedef olduğu baskılan kınamak üzere 38 karar çıkartmıştır." Büyükelçi Hoca, açıklaması sırasında Rabıta'nın diğer amaçlanndan birinin de Müslümanlann cami ve okul inşaatlanna yardımcı olmak ve istekleri üzerine imam ve öğretmen sağlamak olduğunu kaydederek, şöyle devam etti: "Rabıta ayrıca bu okulların ders programlarını düzenler ve her ne surette olursa olsun, bunlann siyasetie iştijgal etmemelerini şart koşar. Ornek olarak; Danimarka, Almanya, Avusturya, Belçika, Isviçre ve diğer bazı Avrupa ülkelerinde bulunan Türkler için istedikleri takdirdeimamları temin eder. Bu imamların maaşı Rabıta tarafmdan ödenir." Büyükelçi Hoca, Rabıta ile Suudi Arabistan arasındaki ilişkiyi anlatırken de, "Merkezi Suudi Arabistan'dadır. ancak özel bir kuruluştur. Rabıta, yalnızca Suudi Arabistan tarafmdan değil, bütün tslam ülkeleri tarafmdan desteklenen bir kuruluştur. Suudi Arabistan, dış politikasının başka ülkelerin içişlerine karışmama ilkesi dognıltusunda faaliyet gösteren bir Islam kuruluşunu ve bu arada Rabıta'yı desteklemekten gurur duyar" şekiinde konuştu. Atatürk'e ağır bir dille saldıran "Put Adam" kitabının Rabıta Örgütü tarafından basıldığı yolundaki haberler hatırlatıldığında, Suudi Arabistan Büyükelçisi, "Hayır, bu kitap Rabıta tarafmdan yayımlanmamıştır. Bundan yüzde yüz eminim. Rabıta bu tür hatalar yapacak bir örgüt değildir. Rabıta başka ülkelerin içişlerine karışmamak ve politikaya bulaşmamak konusunda son derece dikkatlidir" şeklinde konuştu. RABITA VE LAİKLtK "Rabıta'nın, kuruluş amacı şeriat ilkelerini hayata geçirmek. Oysa şeriat Türkiye Cumhuriyeti'nin laiklik ilkesi ile bagdaşmıyor. Bu durumu nasıl açıklıyorsunuz?" Büyükelçi, büyük bir hassasiyetle karşıladığı bu soruya şu yanıtı verdi: "Rabıta'mn Türkiye'de faaliyetleri yok. Eğer Rabıta yurtdışındaki bazı ülkelerde Türk vatandaşlanna tslamı öğrenmeleri için hizmet vermişse, bu laikliğe aykın faaliyette bulunduğu anlamına gelmez. Rabıta Avrupa ülkelerinde serbestçe İslam dininin esaslannı öğretmektedir. Ve bugüne kadar hiçbir ülkeden Rabıta'nın içişlerine kanştığı yolunda bir şikâyet gelmemiştir. Rabıta'nın butün yapmak istediği, İslamı öğrenmek isteyen insanlara yardımcı olmaktır. Bunun politikayla ilgisi voktur. Isteyenlere tslamın öğretilmesindeki yanlışlık nedir?" Suudi Arabistan Büyükelçisi, Devlet Bakam Hasan Celal Güzel'in hafta içinde düzenlediği basın toplantısında Rabıta Örgütü hakkında yaptığı açıklamalan "memnuniyetle" karşıladıklarını da belirtti. Güzel, basın toplantısında, amaçlannın laiklik ilkeleriyle bağdaşmamakla birlikte, Rabıta'nın herhangi bir baskı yapmadığını ve bu faaliyetlerle laiklik ilkelerine ters düşmediğini belirtmişti. Büyükelçi Hoca, "Sayın Güzel, pek çok şeyi açıklığa kavuşturdu" diye konuştu. dinle ilgili poliükası yanlıştır. Laik devlet, dine karşı gibi düşünüyorlar. Gün geldi, Cumburbaşkanını biz de tenkit ettik. Seçilme biçimini tenkit ettik, ama istifaya çağırmadık. Bu hakkı kendimizde görmedik" şeklinde konuştu. DSP Genel Başkanı Rahşan Ecevit de İstanbul'daki basın toplantısında SHP'nin Rabıta olayı karşısındaki tutumunu eleştirirken, "Biz bu konuya kişiler açısından yaklaşmıyoruz. Konuya demokrasinin aksamaipn, her konuda olduğu gibi laiklik konusunda da çok büyük yaratar açabileceği açısından bakıyoruz. Başkalannın bakış açısı bizi ilgilendinniyor" dedi. Öte yandan RP Genel Başkanı Ahmet Tekdal ise, Rabıta'olayı konusunda görüş bildirmek istemedi. Tekdal, UBA'nın bu konudaki bir sorusuna, "Söz konusu iddialar kesinlik kazanmadan önce bir şe> söylemek mümkün değildir. Şu anda beyanı erken buluyorum. Konuyla ilgili gelişmeleri değerlendirdikten sonra bir açıklamada bulunabilirim" yanıtını verdi. Rabıta maaşları (Baştarafı 1. Sayfada) ta tarafmdan bankaya yatınlıyordu. Rabıta'dan para gelince bankadan haber veriyoriardı. Rabıta'dan biri bizi kontrol ediyor diye bir soz dnyduk, ama ben şahsen Rabıta'dan kimse ile karşılaşmadım." Alaattin Şahin böyle dedi. Alaattin Şahin, Bakanlar Kunılu'nun 28.4.1981 tarih ve 8/2838 sayüı kararnamesi ile maassız izinli sayılıp yurtdışına gönderilen 41 din gorevlisinden biri. Kartal İmam Hatip Lisesi'nde öğpetmenlik yaptığı sırada Diyanet tşleri Baskanlığı'nuı 1980 yıbnda açtığı sınavı kazanan Alaattin Şahin, lisenin müdürlüğüne atandığı 1981 yılının eylülünde. Frankfurt yakınlanndaki Offenbach kasabasımn Yavuz Sultan Selim Camisi'nde görevlendirilmiş. Frankfurt ve yöresinde görev yapacak 7 kisi, 17 Eyiül 1981'de Frankfurt'a geldiği zaman havaalanında Çalısma Ataseligi'nin sosyal hizmetler kadrosundan Osman Nuri Gürsoy tarafmdan karşılanmış. Alaattin Şahin'le Ensar Vakfı'ndaki odasında konuştuk. Ensar Vakfı, Cağaloğlu'ndan Sirkeciye inerkenVilayeîin hemen altında, Ankara Caddesi No: 60, Kat: 5'te. tstanbul Üniversitesi llahiyat Fakültesi mezunu olan Şahin, 40 yaşında. Şimdi, Ensar Vakfı'nın müdürlüğünü yapıyor. Aynı zamanda vakfın kuruculanndan ve mütevelli heyet üyelerinden. Eylül 1981'den temmuz 1985'e kadar Frankfurt'un Offenbach kasabasındaki Yavuz Sultan Selim Camisi'nde geçen günlerini anJatırken sürekli "resmi görevli" olduğunu vurguladı. Başkonsolosluğun bilgisi ile hapisteki Türk hükumlü ve tutuklulara telkinlerde bulunduğunu, Türk çocuklannın sınıfında Cumhuriyet Bayramı kutlamalanna katıldığını anlattı. Alaattin Şahin, yurtdışında görev alan din görevlilerinin Diyanet îşleri Baskanlığı'nın kontrolünde olması gereği uzenndededurdu, "A^Tup»'da birçok dernek var. Bu dernekler de bir iki ayet ezberiemiş kişileri camilerde imam olarak görevlendiriyoriar. tşte bunlara cemaat tepki gösteriyor" dedi. Rabıta'dan maaş konusuna gelince, Alaattin Şahin, "Bankaya yatınldı" şeklinde konuştu. Diyanet tşleri Başkanlığı ile Rabıta arasındaki yazışmalar nedeniyle Alaanin Şahin' in maaşı ilk beş ay bağlanmamış. Sonra 1000 dolar üzerinden mark olarak ödenmiş. Daha sonra 1100 dolar üzerinden mark karşılığı olmuş. Son dönemde ise 900 dolara düşmüş. Şahin, kesin bilmiyor, ama "Rabıta'nın bütçesi riyal üzerinden oldnguna göre, riyalin dolar karşısındaki degerine göre hesaplanıyordu berhalde" dedi. Alaattin Şahin, Türkiye'ye döndükten, Kartal İmam Hatip Lisesi'nde yeniden öğretmenliğe başladıktan sonra da Rabıta ile hiç tanışmamış. Bu yılbaşı da öğretmenlikten istifa edip 1979 yılında kuruculan arasında bulunduğu Ensar Vakfı'na müdür olmuş. Esar Vakfı ve Alaattin Şahin adı, Uğur Mumcu'nun "lslancı Örgntler ve Para' yazı dizisinin 15 marttaki son bölümünde geçiyor: "Al Baraka Ue birükte Bereket Vakfı'nı kuran Abdullah Sert'in, Ahmet Çakır, Alaattin Şahin, Ali Emirosmanoğlu. Ali Erii ve Bahri Bayrara Ue birtikte kurduklan Ensar Vakfı adında bir başka vakıf daha vardır." AJaattin Şahin, 15 mart tarihli Cumhuriyet'i çekmecesinden çıkartıp bize gösterdi ve "Bizim vakfın Rabıta ile Al Baraka Ue Bereket Vakfı Ue alakası yoktur" dedi. Biz de "Peki, bu söyledikJerinizi yazanz" dedik. Şahin'in söylediğine göre Abdullah Sert, halen Vakıflar'da çalışıyor. Mütevelli Heyet Başkanı Rıdvan Nizamoglu, Diyanet tşleri Başkanlığı'nda Hukuk Müşaviri. tkinci Başkan Muhsin Kaiaya Fetih Hırdavat'ın sahibi. Muhasip Ali Emirosmanoğlu özel bir okulda öğretmenlık yapıyor. Sekreter Ömer Öztop da öğretmen. Vakıf, 120 üniversite öğrencisine ayda karşılıksız 15 bin lira burs veriyor. Alaattin Şahin, "Arkadaşlanmız zekâtlannı, yoksul ogrencilere vakfınuz araaltğı ue veriyoriar" dedi. Vakfın ortak olduğu bir de "Ensar Neşnyat" var. Ensar Neşriyat ile dini yayınlar yapılıyor. Alaattin Şahin'in yanından ayrılırken, Ensar Vakfı'nın Rabıta'dan yardım alıp almadığmı sorduk, "Kuruşu yoktur, tanımaz bile" karşılığını verdi. özellikle belirtmek istediği bir "husus" olup olmadığını sorduk, şöyle dedi: "Gazetenin abarttıgı kadar büyük degil. Her şey devietin kontrolü altındaydı. Devietin haber alma örgütü vardır. Rabıta uzerinde bu kadar dunnak, havayı bulandınnaktır." Bu "anti laik »cteo/o//"den Ozallar'a, Topbaşlar'a, Yurtçular'a milyariar akıtılıyor. Bizler Atatürk'ün laiklik ilkesini savunduğumuz için "komunisf oluyoruz, Başbakanın kardeşi ve ANAP il başkanlan, arkalarında "Rabıta örgutu"nün bulunduğu bu para imparatorluklan ile milyarlanna milyariar katarken "milliyetçi" oluyorlar, "muhafazakâr" oluyorlar ve hem de "Atatürk înkilapçısı" sayılıyorlar. "Atatürk inkılapçılığı" bu adamların dilinde "şeriat işbiriikçiliğinin" bir başka adı otuyor. Ey Atatürkçüler, uyanın.. Ey Atatürkçüler, silkinin.. Ey Atatürkçüler, üzerinizdeki ölü topraklarını atın.. Ey Atatürkçüler, birleşin, örgütlenin, güçlenin, sesinizi çıkarın, laiklik ilkesini "Kuvayı Milliye ruhu" ve coşkusuyla savunun. Atatürk'e, O'nun silah ve düşün arkadaşlarına karşı ödenmesi gereken bir borçtur, bir görevdir bu.. Türk devletinin (Baştarafı 1. Sayfada) "Benim bilgim dışında. Yeni ögrendim. Vöntem olarak yakışıksız bir şey. Türk devletinin prestijine uymaz. Konunun yakışıksız tarafı, Türk devleti bu kadar guçsuz degil. Bea Almanya'da iraamlann Rabıta Örgulu'nden a>lık aldıklannı gazetenizden ögrendim. Cumhuriyet Gazetesi'nin ilginç bir yaynu. CHa>n gün ışığına açü." " Rabıta hakkında ne düşıinüyorsunuz? DOGAN Rabıta, Islam âleminde duyulan. her tarafta organlan olan şeriatçı büyük bir kuruluş. Avrupa'nın birçok yerlerinde temsilcilikleri var. Siz Rabıta yetkilileriyle göriiştiinüz mü? DOCA.N Eski Genel Sekreteri Harekan ile göruştum. Ne zaman goriişlünüz? DOGAN Hac mevsiminde Suudi Arabistan'a gittiğimde orada toplantılar oldu. Toplantılarda herkes birbirini görüyor. İstanbul'da toplanan Islam Konferanslan'na da onların gözlemcileri geliyor. Avrupa'da çeşiüı yerlerde kendilerini temsil ettiriyorlar. Sizin döneminizde yurtdışuıa imam görevlileri nasıl gonderildi? DOGAN Bunun birkaç kesimı var. 1970'lerden sonra din görevlileri Çalışraa Bakanlığı'na bağlı olarak 'sosyal hizroetli' olarak gonderiliyorlardı. Yurtdışındaki bazı işçi dernekleri yoneticileri, dediler ki. 'Bizim din gorevlisi ihtiyacımız var. ijçOerin arasua gbebttecek, Işçflerin dinle>ebileceği din gore>lileri gonderin. Biz bunlann parasını odeyelim' böyle dediler. Başlangıçta bu din görevlileri, ücretsiz izinli olarak 6 ay süreyle yurtdışına gonderildiler. Orada perişandı dini dernekler, tarikatlara ayrılmıştı. Gönderilecek kişilerin işçilerin daha rahat dinleyebilecekleri, yansız kimseler olması gerekti. Rabıta o zaman da vardı. Buralarda Rabıta'mn bir örgütünü bulmamak imkânsızdı. Dünyada iıç önemli dernek var. Bir, yeni Iran'ın örgutleri; iki, Rabıta; üç, Libya'nın ofıun kadar güçlu 'Çağn' derneği. Bir de bunlara ek olarak 'Muhtemeriıl İslami' si var. Rabıta nasıl çalışır? DOGAN Rabıta'yı Aramko şirketleri destekler. Birçok yerde diplomatik önceliğı alnuş dunımda. Ben onlara gittim, göriiîtüm. Konferanslarda görüştüm. Şimdi genel sekreterliğe bir üniversite mensubunu seçmişler. Türkiye'ye geldi, karşılandı. Rabıta Türkiye'ye yardımda bnlundu mu? DOGAN Rabıta Türkiye'ye de yardımda bulundu. Bizim zamanımızda yardımda bulunmadı. O, kendilerini tanımamızı istiyoı. Türkiye laik bir ülke olduğu için boyle bir kuruluşu Dışişleri Bakanlığı t'anımıyor. Tanınmış olması, o memleketçe korunmasını gerektiriyor. Belirttiğim gibi Rabıtatül Islam, bütün toplantılara gözlemci olarak katılır. Ben Diyanet Işleri başkanı olarak toplantılara katıldım. Orada Sovyetler'den bile üye vardı. Türkiye Rabıtatul lslam'ı tanımadığı için üye göndermiyor. Salih Özcan, Rabıta'nın kurucu üyesi ise de Türkiye Rabıta'yı tanımıyor. Sizce Rabıtatul İslam'dan a>lık alan imamlar konusunda sonımluluk kimdedir? DOĞAN Bence Devlet Bakanı'ndan çok burada Başbakanın durumu önemli olur. Aynca hükumette ortak sorumluluk vardır. Türki>e"den giden imamlan Diyanet tşleri Başkaniıgı seçmiş. Bu konuda ne dersiniz? DOĞAN Türkiye'den giden imamlan Rabıtatul tslam seçmiyor. O seçse daha zararlı olurdu. Çünku o kendi rejimi adına para veriyor." • T Rabıta nın yurtdışında maaş ödediği imaınlar ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) llki Süleyman Demirel döneminde gcrçekleştirilen 17.8.1980 tarihini taşıyan Bakanlar Kurulu karan ile 32 "personel" yurtdışına gonderildi. Daha sonra 28.4.1981 tarihini taşıyan Bakanlar Kurulu karan ile 41 kişi daha gonderildi. Karanuuader sırasıyla şöyle: "KARARNAME Ekli listede adlan ve görevieri yazılı (32) personoie yurtdışında görev alabilmeleri için üçer yıl miiddetle maaşsu izin verilmesl; 657 sayüı kanunnn degisik 77. maddesine göre, Bakanlar Knnüa'nca 17.8.1980 tarihinde karartaşbnlımftu. 17.8.1980 tarihli ve 8/1500 sayıh kararnamenin ekldir. Orhan Çetin (MuftuÇorum), Msstafa Özcan (Vaiztstanbul), Yosuf Altaş (MüftüZonguldak), Metunet Ertürk (VaizAfyon), Mehmet ömer (MüftüKartal), Abdullah Demirdoglu (MüftüArsin), Ahmet Anlatan (lmamHatipFatih), Hüsamettin Çabşkan (MüftüEzine), Ahmet Yardım (ImamHatipÜmraniye), İsmail Karakış (lmamHatipKadıköy), Yusuf Bflgin (VaizAnkara), Yasin Makasoglu (MüftüBuldan), Mnstafa Demirezer (lmamHaüpZeytinbumu), H. tbrabim Şahin (lmamHatipLisesi ögretmenilstanbul), Mustafa Ak (İmam HatipLisesi ÖğretmeniBursa), Behçet Giiler (İmam Hatip Lisesi ÖğretmeniBursa), Cemalettin Arslano|lu (ImamHatip Lisesi öğretmeniBursa), Fethi Ozkan (Küçükyalı Lisesi öğretmenilstanbul), Hasan Sertkaya (ImamHatip Lisesi MüdüTüBayramiç), ömer özbaşı (Haa Şakir Ortaokulu öğretmenilzmir), tsmet Mere (ImamHatip Lisesi MüdürüDinar), Hamza Oknr (Yüksek İslam Enstitüsü UzmanıIstanbul), Halls Aslan (ImamHatip Lisesi ögretmeniAnkara), Emir Dogan (ImamHatip Lisesi MüdurüTarsus), Dr. Cahit Baltacı (İstanbul Şer'i Siciller Arşiv Uzmanı Müftü VekUiFatih), Kemal Sandıkçı (Yüksek İslam EnstitüsüSamsun), tsmail Durmnş (Yüksek İslam Enstitüsü AsistamSamsun), Ahmet Kahraman (ImamHatip Lisesi MüdürüKadıköy), ömer öztop (ImamHatip Lisesi MüdUrüKartal), SaHh Günes (Müftü Yardımcısılstanbul), M. AB San (Yüksek İslam Enstitüsü ögretmenilstanbul), Nurettin özük (ImamHatip Lisesi öğretmenilstanbul). Ekli listede adlan yazılı 41 (kırkbir) din görevUsinin yurtdışında görev alması için üç yıl süreyle maasstz izinli sayılmalan; 657 sayıh kanunun 77. maddesine göre, Bakanlar Kurulu'nca 28.4.1981 tarihinde kararlaştırümıstır. 28.4.1981 tarihli ve 8/2838 sayüı kararnamenin ekidir: 657 sayüı Devlet Memurlan Kanunu'nun 77. maddesi uyannca 3 yıl süre ile maaşsız izinli olarak yurtdışına gönderilecek din görevlilerine ait liste: Abdullah özgönüller (M.E.B Din Eğitim Gn. Md. Uzmanı), Sabahattin Karasu (ImamHatip Lisesi MüdürilSanyer/lstanbul), Celalettin Dmymlarlı (ImamHatip Lisesi öğretmeniKadıköy/İstanbul), Alaaddin Şahin (ImamHatip Lisesi MüdürüKartal/lstanbul), Ahmet Sever (ImamHatip Lisesi öğretmeniBakırköy/lstanbul), Beyazıt San (ImamHatip Lisesi Müdürü G.O.PaşaKüçükköy/lstanbul), Mehmet Tuna (ImamHatip Lisesi MüdürüSincan/Ankara), Aydın Üniter (Gemlik Ortaokulu öğretmeniGemlik/Bursa), Celalettin Bayköz (ImamHatip Lisesi MüdürüGemlik/Bursa), Kemal Arslan (ImamHatip Lisesi öğretmenilnegöl/Bursa), ö . Faruk Akcaba (ImamHatip Lisesi ÖğretmeniBursa), Nurettin BaşyigJt (ImamHatip Lisesi ÖğretmeniBursa), Orhan Ergun (ImamHatip Lisesi ÖğretmeniBursa), Mustafa Giimüş (ImamHatip Lisesi MüdürüNazüli/Aydın), Osman Korkmaz (ImamHatip Lisesi öğretmeniBurdur), Abdnrrahman Knl (ImamHatip Lisesi MüdürüGiresun), Mustafa Orhan (ImamHatip Lisesi öğretmeniAdapazan), Yakup Tuncer (ImamHatip Lisesi MüdürüBafra/Samsun), Abdullah Arslan (ImamHatip Lisesi öğretmeniZonguldak), Ahmet Topalogln (ImamHatip Lisesi öğretmenilstanbul), M. Arif Güran (Kurtuluş Ortaokulu öğretmeniAnkara), Mahmut Parlak (ImamHatip Lisesi öğretmeniKartal/lstanbul), M. Nurettin San (Küçükyalı Lisesi öğretmeniKüçükyah/lstanbul), Ali Serter (Diyanet İşleri Başkanhğj Hac İşleri Müdürü), Ydmız Güneylioğlu (ImamHatip Lisesi ÖğretmeniAnkara), Mnstafa Demirel (ImamHatipBeyoğlu/lstanbul), Ö. Faruk Tnran (lmamHatipBeyoğlu/lstanbul), Hayrettin Şallı (Başkanlık uzmanı), Mehmet Erkal (imamHatiplstanbul), Gürcan Ümitkan (Başkaniık Müfettişi), Ali Asarogin (Müfettiş Yardımcısı), AbdnlUh Şahin (Başkanhk memuru), Hüseyin Karasan (Eğitim Müdürlüğü uzmanı başkanlık), H. Hüseyin Acar (Bolu Eğitim Merkezi Müdür Yardımcısı), Necati Korkmaz (lmamHatipEskişehir), Mürsel Sıradag (MüftUBulancak), Halil Uzon (ImamHatipAltındağ/tzmir), Mahmut Sezgin (VaizKastamonu), Baki Yüdız (MüftüGürün), Ramazan Yenidede (Müftü YardımcısıDenizli), Ismet Köse (Zilelioğlu Camii İmam HatibiKadıköy/lstanbul)" 9 ODTİPde (Baştarafı 1. Sayfada) çıktı. Projenin bugünkü maliyetinin 3 milyar lirayı aştığını dikkate alan ODTÜ yönetiminin projenin yanda kalması korkusu ile temel atılmasını enelediği öğrenildi. Nitekim ODTÜ Rektör Yardımcısı Prof. Özay Oral'm 12 Nisan 1985 tarihini taşıyan DPT'ye yönelik yazısmda finansman endişesi şöyle dile getirildi: "Söz konusu proje 3 milyar liralık bir yatmm gerektirmektedir. Üniversitemiz ve girişime ön ayak olan derneğin mali imkânlannı çok çok aşan bu projeye iç ve dış finansman garantisi altına alınmadan \e de\letçe desteklenerek programın bütçeden pay alması sağlanmadan böyle bir yatırun temelinin atılmasının, giderilmesi ınümkün olmayan mahzurian olabilir görüşündeyiz." ODTÜ yönetimi finansman sıkıntısına çare olarak İslam Kalkınma Bankası kaynaklarına başvurulmasım önerirken, Diyanet İşleri Vakfı'nın da projeye 600 milyon liralık bit yardım taahhudünde bulunduğu öğrenildi. Demirel: Rabıta yoneticileri vebah mıydı ki görüşmeyeyim ANKARA (UBA) Eski başbakanlardan Süleyman Demirel, Rabıta örgütü yöneticileri ile başbakanIığı sırasında bir görüşme yaptığını söyledi. Demirel, "Başbakan olduğunuz sırada Rabıta orgülü yöneticileri ile bir görüşme yapOnız mı?" sorusunu yanıtlarken, "Bunnn sorn olacak kadar önemli olduğunu sanmtyonun" dedi. Demirel konuyla ilgili olarak şunlan söyledi: "Benimle göriiştukleri dognıdur. Ben Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakamyun. Herkese kapım açıktır. Rabıta örgütü yoneticileri Ue görüsmüş olmamın geçmişte de bugün de saluncası yoktur. Rabıta orgiitu yoneticileri vebalımıydı ki ben onlarla görüşmeyeyim." Öte yandan 12 Eylül öncesinde Demirel hükümetinde din işlerinden sorumlu Devlet Bakam olarak görev yapan Muhammet Kelleci, "Demirel hiikümeti döneminde hazırlanan kararname ile Rabıta'dan bagıs alan din görevlilerinin kontrol altına ahndıgını" söyledi. Kelleci, "Rabıta'dan maaş alıp da herhangi bir olaya kaulan din gorevlisi yoktur." dedi. (Baştarafı 1. Sayfada) olan sıkrıönetim komutannğının. mahkemelerin ve MİT'in araştırmasına konu oian ve hakkında şeriatçı raporu verilen Rabıta örgutünün niteliğinin görmezlikten gelinerek, Türk din adamlarına maaş bağlaması duşündürücüdür. Sayın Evren ve Sayın Ulusu'nun 1981 14 ağustosunda >apılan ihbar sonuçlarından haberleri olmamış mıdır, olmuşsa neden kararname imzalanmıştır." Inonu •• ••
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle