21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 MART 1987 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 Kaddafı: AIDS'i ABD gizli servisleri geliştirdi C enevre (aM.) Libya lideri Muammer Kaddafı, ABD'ye yönelttiği suçlamalara bir yenisini daha ekleyerek, "çağm vebası" AIDS hastalığının viriisunü, "terör silahı" olarak kullanmak amaayla Amerikan gizli servislerinin geliştirdiğini öne sürdü. Kaddafı, Trablus'tan uydu aracılığıyla Cenevre'deki terör konulu bir konferansa şunları söyledi: "AIDS, ABD'nin iddia ettiği gibi maymundan yayılmadı. Bu virüsü Amerikan gizli servisleri terör silahı olarak kullanmak amaayla geliştirdiler. Dünyaya yaymak için bazı virüsler üzerinde denemeler yaparken, AIDS'i buldular, ancak genlerle oynarken AIDS'İ kontrol edemediler." Kitise krizi Italyada endîşe büyüyor Kilise tartışmasına siyasal partiler de katıldı. Kutsal Sinod, Papandreu'yu Cumhurbaşkanı Sarzetakis'e şiköyet etti. STELYO BERBERAKİS ATtNA PASOK hükümeti tarafından çıkanlan ve Yunanistan kiüsesinin elinde bulunan 1 milyon 300 bin dönüm arazinin kamulaştınlmasını öngören yasa tasansının yarattığı gerginlik siyasi partilere de yansıdı. Yunanistan kilisesi söz konusu yasa tasansını reddetmekte ısrar ederken, PASOK hükümetine her cephede rauhalefet yapan \feni Demokrasi Partisi Başkanı Konstanüo MitsoUkis, "FaÜh Sulun Mehmet'in ve Stılin'in bile kiliseye saygı gösterdikleıinr söyledi. Ancak YDP Baskaru'nın bazj celişkilere de düştüğü gözleniyor. Bir yandan PASOK hükümeüni söz konusu yasa tasansını hazırladığı için suçlarken diğer yandan "kttbe servetinİB çiftçi vt köylalere dıgıülmasına karşı getoediginr ancak "yasa tasanamn haarianış şeklinin anayasaya »ykın oldugtınu" da öne sürüyor. Yunanistan Komünist Partisi (KKE), kilise servetinin kamulaştınlmasını öngören yasa tasansını onayladığı halde, hükümetin kilise karşısında yeterince dinamik olmadığını, söz konusu yasa tasansırun pasif olduğunu ve kilise, arazüeri vermemekte ısrar ederse, devletin bu arsalan istimlak etmesinden yana olduğunu vurguluyor. Diğer bir sağ egilimli parti olan (DIANA) ise, Yunanistan'ın ulusal çıkarlan şu anda tehlikede iken, kilise ile hükümetin iyi geçinmesi gerektiğinden söz ediyor. DIANA Partisi "Türkler Kıbns'ın vansını işgal etmişken, Ege'de emelleri varken hükümetin kiliseye gereksinimi olmalıdır" tezini savunarak, hükümetin kilise ile diyalog kurması gerektiğini belirtiyor. öte yandan, yasa tasansının derhal geri çekilmesini istiyen Yunanistan kilisesinin yönetim kurulu (Kutsal Sinod), kendi talepleri üzerine Cumhurbaşkanı Hristos Sarzetakıs ile görüş ve yasa tasansına ilişkin "endişekrini" dile getirdi. Ancak Cumhurbaşkanı Sarzetakis, bu görüşmeden sonra yaptığı açıklamada, "Pariamenloya sunulan yasa lasanlan ile Ugili rtiçbir yeüusi olmadıgını" belintı. Bu arada paskalya yortusuna hanrhk için Yunan kiliselerinin yaptığı ayinlerden sonra rahipler, Kutsal Sinod'un manifestoya benzer bir açıklamasını okudular. Rahiplerin okuduğu bu açıklamada, PASOK hükümetinin kiliseye "partkiligi" sokmak ve kiliseyi bağlamak istediği, kilisenin şimdi özgürlüğü için amansız bir savaşa girdiği, Başbakan Papandreu'nun sözünün eri olmayan bir kişi olduğu belirtildi. ROMA (AP) İtalyan Hava Kuvvetleri Generali Licio Giorgieri'nin önceki akşam Roma'da motosikletli iki kişi tarafından öldürülmesinden sonra, başkentte yüzlerce polis saldırganlann bulunması için seferber edildi. Suikastın sorumluluğunu "Komünist Savaşçılar Birliği" adlı örgüt üstlendi, ancak İtalyan yetkililer olaydan Kızıl Tugaylar'ı sorumlu tutuyorlar. Sıkı güvenlik önlemleri alınırken, başkent ve çevresindeki otomobillerin kontrol edilmesine ve evlerde aramalara başlandı. ABD'nin Yıldız Savaşları projesi alanında da uzman olan 61 yaşındaki generalin öldürülmesi ile ilgili henüz tutuklanan olmadı. Bu arada İtalya Savunma Bakanı Giovanni Spadolini, dun ulkedeki terör uzmanlan ile olayla ilgili bir toplantı yaptı. İtalyan Savunma Bakanı Giovanni Spadolini, suikastı "iilkenin istikrarını bozmak için hazııianan planın >eni bir parçası" olarak niteledi ve "devletin bu plana sert ve karartı bir karşılık vereceğini" söyledi. İtalyan Komünist Partisi lideri Alessandro Natta da "suikastın ulkedeki siyasi bunalımın tam ortasına rastladığını" belirterek, "Terorizm hâlâ cezasız bir şekilde devam ediyor" dedi. Natta, Ulkedeki siyasi bunalımın bir an YUNANİSTAN Havacı generale suikastla terör yine gündemde DUNYADA BUGUN Asık Suratlı Laubalilik, Güler Yüzlü Ciddiyet Sonraları, hukukçu eşini görmeye geldikçe, avukat görüşme yerinde karşılaştığımızda hukukçu ağabeyimizin saygıdeğer ve sevgili eşiyle çok gülüyorduk, birlikte geçirdiğimiz o unutulmaz geceyi anarak. O arada soruyordu: Burada da öyle neşeli misiniz hepiniz? Ooo hem de nasıl! Size son fıkrayı anlatalım mı? Hukukçu dostumuzun eşi, en güç koşullarda gülmemizi, gülümsememizi, yadırgamıyordu artık. Ve o geceyi ne zaman anımsasak hep birlikte kahkahayı patlatıyorduk. O gece, gazeteci bir dostumuzun evinde kalabatık bir grup halinde ailece yemek yedikten sonra, bu muzip arkadaşın rock and roll plaklarıyla geride kalmış gençlik günlerimizin danslarını yaparken, hukukçu dostumuzun eşi bize bakıp bakıp gülüyor ve, Hay Allah ben de sizi ciddi samrdım diyordu. Biraz sonra, her ikisini de karı koca ortaya çekip dansa kattığımızda yine gülüyor ve hep aynı tümceyi yineliyordu: Hay Allah ben de sizi ciddi santrdım. Bu saygıdeğer dost hanım, "Hay Allah ben de sizi ciddi sanırdım" derken gerçekte ne bir kınama ne de bir küçümseme amacı güdüyordu. O sadece, çok önemli bir toplumsal gerçeğimizi vurguluyordu. Bizde ciddiyet asık suratlılık ve nobranlıkla eşanlamlı kabul edilmekteydi. insanlar ne denli abus çehreli olurlarsa, o denli ciddi olurlar sanıyoruz. Hatta bu durumdan yararlananlar, bu olguyu kendilerine yaşam felsefesi yapıp, bir köşede hindi gibi suskun durarak arada bir kafa sallayıp söylenenleri onaylayan ve sonra da kırk yılda, az bildiği konuda her yana çekilebilen birkaç tümce söyleyip hava basanlar vardır ki, çoğu kişi bunları "ciddi" olarak niteler. 12 Eylül sonrasında siyasal partiler kurulduğunda kendinde "devlet partisi" niteliğini vehmeden bir partinin "iktidara mahkum" lideri, öylesine afurtafurlu, öylesine abus çehreliydi ki, yandaşlan hep onun ciddiyetinden dem vuruyorlardı. Belki üstat da kendisini çok ciddi sanıyordu bu nitelikleri dolayısıyla. Sonra zorunlu olarak ağzını açtığında gördük ki, hazrettüm parti liderleri arasında ciddiyetle uzaktan yakından en az ilgisi olan kişiymiş. Bu örnegin tam tersi de, Bertrand Russel'dı. Doksan küsur yaşında yaşamdan ayrılırken bile tam bir delikanlı olan Russel, gülen, söyleyen, sık sık şakalar yapan, karşısındakini sürekli şaşırtan bir adamdı. Ama Bertrand Russel, laubali değil ciddiydi. Çünkü Russel sorunlara gerekli önemi veriyor, onların ağırlığını kavrıyor, ona göre davranıyor, sorumluluğunun bilincini hiç yitirmiyor, konuları enine boyuna düşünüp öyle karara varıyor, olasılıkları tartıyordu. Ama tüm bu nitelikleri, Russel'ın, toplumumuzda arabesk bir çoğunluk tarafından ciddi kabul edilebilmesi için yeterii miydi, doğrusu çok kuşku götürür. Arabeskin sorumsuz ve yerçekimsiz vıcığında kulaçlayanlann deger yargılarının egemen olmaya başladığı bir ortamda, abus çehreyi ciddi sandığımız ve ona göre de eğitim yaptığımız için, sokaklarımız, alanlarımız, statlarımız, gösteri salonlarımız çatık kaşlı, asık suratlı, dokununca patlamaya hazır insanlarla doluyor. Eee, ne de olsa ciddi erkeklerin toplumuyuz! Oysa, bu asık suratlılık içinde ne konuları tartıyor, ne onların ağırlıklarına uygun davranıyor, ne sorumluluk bilincini uyanık tutuyoruz. Rabrta konusundaki rabrtasız açıklamalardan tutun, SEIA'dan geçin, son DevSol operasyonuna gelin, tüm bu alanlarda, abus ama ciddiyetten uzak bir tutumu göreceksiniz. Bu abus laubalilik örneklerini gördükçe, insan gerçek ciddi ve güler yüzlü adamları düşünüyor ister istemez. Sokrates'in tatlı dilli güler yüzlü bir kişi olduğunu anımsıyorsunuz. Kendisini de ciddi biçimde inceden ınceye alaya alan Bernard Shavv'u düşünüyorsunuz. Ciddi devlet adamlarının, ciddi sanatçıların, ciddi yazaıiarın, düşünürlerin güler yüzlülüklerini "humour" larını düşünüyorsunuz. Ve biraz daha düşününce görüyorsunuz ki, gerçekte ciddiyetin kendisi güler yüzlüdür. Ciddi bir eğitimin sevgiye, gerçek sevgisine, bilim sevgisine, insan sevgisine dayalı bir güler yüzlü eğitim olduğunu, buna karşılık ciddiyet dışı, çağdışı eğitimin, atababadevlet ve ilahi korkuya dayalı olduğunu görüyorsunuz. Medreselerimizde, hocanın uzun sopasıyla sınıfın en ucuna yetiştiği, öğrencilerin hocaya "Eti senin kemiği bizim" diye emanet edıldiği ve hemen en ufak bir kusurda falakaya devrildiği eğitim, laubali bir eğitimdi. Laik eğitimin en ciddi uygulayıcılan ise en güler yüzlü öğreticiler olmuştu. insan son zamanlarda, ciddi mi ciddi görünmüye çalışan, durmadan şişinen abus siyasileri görünce, toplumumuzun ve demokrasimizin en büyük hastalığının asık suratlı laubalilik olduğunu anlıyor. Evet, asık suratlı laubaliliğe karşı, güler yüzlü ciddiyeti savunmanm zamanı gelmiştir. Çünkü toplumumuz ancak bu biçimde demokrasinin önkoşulu gerçek bir ciddiyete ulaşabilecektir. Ciddi bir ciddiyet sorunuyla karşı karşıyayız. AIİ StRMEN Giorgieri Son terör kurbanı önce çözümlenmesi çağrısında bulundu. Suikastın sorumluluğunu "Komünist Savaşçılar Birliği" adlı örgütün üstlenmesine rağmen Kızıl Tugaylar'a yönelik suçlamalar devam ediyor. Savunma Bakanı Spadolini, olaya ilişkin demecinde, "Kınl Tugaylar faaliyetlerini sürdürüyor" dedi. İçişleri Bakanı Oscar Luigi Scarfaro da, cezaevinde bulunan Kızıl Tugaylar üyelerinin halen kaçak durumdaki teröristlerle işbirliği halinde olabileceklerini kaydetti. İçişleri Bakanı, kaçak durumda 290 Kızıl Tugaylar üyesinin bulunduğunu ve bunlardan 161'inin Fransa'da saklandığının sanıldığını belirtti. Savunma Bakanı Giovanni öldürülen General Giorgieri, hava ve uzay silahlanyla savaş uçakları alımı ve yapımından sorumluydu. Savunma Bakanı Spadolini, olaydan Kızıl Tugaylan sorumlu tutarak, ulkeyi istikrarsızlaştırma planına sert ve kararlı bir karşılık verileceğini belirtti. Komünist Parti lideri Natta, suikastın ulkedeki siyasi bunalımın tam ortasına rastladığını söyledi. Kampelman kalp krizi geçirdi JTT'ashington (a.a.) W Cenevre silahsızlanma görüşmelerine katılan Amerikan heyetinin Başkanı Max Kampelman 'ın önceki gün bir kalp krizi geçirdiği, ancak sağlığının iyi olduğu bildirildi. Yardıması Nancy Tackett tarafından yapılan açıklamada, Kampelman 'ın, tedbir olarak George Washington Hastanesi'ne yatırıldığı, ancak kısa siirede taburcu edilmesinin beklendiğı belirtildi. DoğuBaU itişküerinde gölge Humeyni'den yine birlik çağrısı T efkoşa (ap) tran'ın X > dini lideri Ayetullah Humeyni, tran'da başlayan yeni yıl dolayısıyla yaptığı konusmada, ulkedeki gruplann birleşmesi çağrısını tekrarladı. Tahran radyosundan yayımlanan konusmasmda, "Bu ülkede yaşayanlar, hangi aşiret ya da gruptan olursa olsun, ozellikle içinde bulunduğumuz, koşullarda birleşmelidirler, kardeş kalmalıdırlar" diyen Humeyni, tran'ın "önemli ve hassas bir kavşakta" olduğunu söyledi. Humeyni, kısa bir sü're önce de tran'da birlik çağrısında bulunmuştu. Fransa'da teknoloji casusluğu olayı Spadolini geçen 1984 eylülünde yaptığı açıklamada, Amerikalı ' General James Dozier'in 1982 yıhnda Kızıl Tugaylar'ın elinden kurtarılmasının teröre karşı zaferin başlangıcı olduğunu söylemişti. Ancak Kızıl Tugaylar faaliyetlerini bundan sonra da sürdürmüş, 1984 yıhnda Sina'daki çokuluslu Banş Gücü birliklerinin komutanı Amerikalı General Leamont Hunt'un, 1986 yıhnda da Floransa Belediye Başkanı Lando Conti'nin öldürülmesinden sorumlu tutulmuştu. Kızıl Tugaylar'ın daha önceki eylemleri arasında, eski başbakanlardan Aldo Moro'nun kaçınlarak öldürülmesi de bulunuyor. General Giorgieri'nin öldürülmesinin sorumluluğunu üstlenen Komünist Savaşçılar Birliği, 1986 şubatında Başbakan Bettino Craxi'nin ekonomik danışmanı Antonio de Empoli'ye düzenlenen suikastın da sorumluluğunu üstlenmişti. Empoli olayda yaralanmıştı. Gorbaçov döneminde DoğuBatı ilişkilerinin hızla yumuşadığı bir sırada ortaya çıkan casusluk olayı Fransa'da şaşkmlık yarattı. Ariane füzesine ilişkin teknoloji casusluğu ile ilgili olarak yakalanan 6 kişiden birinin eşi Sovyet vatandaşı. Tutuklananlardan biri de Rumen asıllı bir kadın. SABETAY VAROL PARİSFransa'da Ariane füzesi ile ilgili olarak açıklanan teknolojik casusluk olayı son aylarda Avrupa'da DoğuBatı ilişkiİerinin vaat ettiği "güzel günler"e gölge düşürdü. Fransız kamuoyu, ilerici teknolojiler arasında lider olduğuna inandığı çok az sayıda alandan birinde; balistik ve taktik füzelerin tahrik motorlan konusunda 6 kişilik bir casus grubunun ortaya çıkarılmasından sonra Gortaçov'un yönetime gelmesiyle başlanan olumlu jestierin ncrede biteceğini adeta bir anda keşfetti. Gerçekte teknolojik casusluk tüm devletler arasında sık sık başvurulan yöntemlerden biri. Gazeteler 1977 yıhndan beri dört kez Sovyet casuslarının Fransa'da bu alanda faaliyet gösterdiklerinin ortaya cıkanldığını yazıyor. Ancak, DoğuBatı ilişkilerinin hızla yumuşama sürecine girdiği bir ortamda, bu yeni olayın ortaya çıkması yine de şaşkınlık yarattı. Fransız karşı casusluk örgütü, DST elemanlannca yakalanan 6 kişiden 3'ü füze tahrik motorlan konusunda çalışan işyerlerinde mühendis; bu mühendislerden birinin eşi Sovyet vatandaşı, tutuklanan beşinci kişi ise Rumen asıllı bir kadın. Verilen bilgilere göre, bir Doğu ülkesi ve büyük bir olasılıkla Sovyetler Birliği hesabına bilgi toplayan grup, özellikie Ariane füzelerinin üçüncü katında kullanılan bir tahrik motorunun teknolojik özellikleri hakkmda bilgi toplamaya çalışıyorlardı. Tutuklanan mühendislerden ikisinin Fransız İstatistik Enstitüsü INSEE'de çalışnuş olmaları, Fransız Savunma Sanayü ile ilgili bazı genel bilgilerin de elde edilmeye çahşıldıgmm işareti sayıhyor. Gözaltına ahnan aluncı kişi olan "Flgaro" gazetesinin bir muhabiri serbest bırakılırken, diğer beş kişi tutuklandı. Altı kişiden oluşan ve yabana bir ülke hesabına bilgi sızdırmaya çalışan gnıbun elde etmeye çabştığı veriler arasında Ariane füzelerinin tahrik motorlan önemli bir yer işgal ediyor. Ariane füzeleri, beş Avrupa ülkesi arasında ortaklaşa kurulan bir konsorsiyum tarafından finanse edilmekle birlikte, bu füzelerin tüm imalat faaliyetleri Fransa'da yürütülüyor. Füzelere tahrik motoru imal eden bir yan kuruluş olan SEP (Societe Europeenne de Propulsion) Fransa'nın Vernon kentinde faaliyet gösteriyor. SSCB YALANLADI öte yandan Sovyetler Birliği, Ariane füze motorlan ile ilgili casusluk olayına kanştığı yolundaki iddiayı yalanladı. SSCB'nin Fransa'yı konuyla ilgili olarak resmen protesto etmesinin yanı sıra, Paris'teki Sovyet Büyükelçiliği de sözkonusu iddianın "yalan ve maksatiı'olduğunu belirtti. Yugoslavya Ekmek ve yakıta zam BELGRAD (a.a.) Yugoslavya hükümeti, grevleri engellemek için fiyatları dondurduğunu açıklamasına rağmen petrol ve doğal gaz fıyatlarını büyük oranda yükseltti. Ekmek fiyatı ise yüzde 22 artınldı. Petrole yüzde 16 zam getirilirken, doğal gaz fiyatı yüzde 25.6 arürıldı. Petrole, geçen aralık ayında da yüzde 23.7 zam yapılmıştı. Yugoslavya hükümeti, önceki gün daha önce zam yapılacağı açıklanan ve aralarında gıda ve tüketim maddeleri ile tekstil ürünleri ve mobilyanın bulunduğu bir bölüm malın fiyatlarımn, 1986 aralık ayındaki düzeyine indirileceğini açıklamıştı. Fiyatlardaki yeni düzenlemelerle ilgili hükümet kararları, beş gün içinde yürürlüğe girecek ve üç ay süreyle uygulanacak. Hükümetin zamlan erteleme karanrun iki hafta önce başlayan ve hâlâ devam eden yasadışı grevler üzerine alındığı belirtiliyor. Hükümet iki hafta önce, işçi ücretlerini 1986 yılmdaki düzeye indirmişti. Bu arada Başbakan Yardımcısı Milos Milosavljeviç yaptığı açıklamada, II. Dünya Savaşı'ndan bu yana ülkede görülen en geniş çaptaki grev dalgasının hükümeti protesto amacı taşıdığını, ancak grevlerin Yugoslavya'nın ekonomik sistemine ve yönetim ilkelerine bir tehdit oluşturrnadığını söyledi. Korsika'da 54 bomba patladı n astia (uba) MJ Fransa'nın Akdeniz'deki Korsika adasında ara seçim arifesinde patlayan bombalar büyuk hasara neden oldu. Polisten alınan bilgiye göre gece yarısmdan bu yana adamn muhtelifyerlerinde 54 bomba patladı. Polis, bombaların planlı bir şekilde patlatıldığını ve öncelikle de Fransız devlet bankaları ile posta merkezlerinin hedef alındığım açıkladı. Müfettiş Yardımcıları Anadolu Bankası TAS Genel Müdürlüğü'nden sınavla müfettiş >ardımcıları alınacaktır. 1Devlet Memurları Kanununun öngördüğü sanlan taşımak, 2 tktisat. tşletme, Maliye ve Hukuk'la ilgili en az 4 yülık yüksek öğrenim lisans diploması veren, üniversite, akademi ve >ilksek ı okullarla, Türkiye'de ve > abancı ulkelerdeki eşitliği Milli Eğitım Bakanlığı'nca ona^'lanmış bulunan benzer kuruluşlardan mezun olmak. 3 Sınavın yapüdığı )ilın başında 30 yaşını bitirmemiş olmak. 4 Saglık dunımunun. Türkiye'nin her yerinde göre\ yapmaya ve seyahat etmeye eK'erişli olduğunu, tam teşekküllu resmi bir sağlık kuruluşundan alınacak raporla belgelemek (sağlık kurulu raporu yarışma sınavını kazandıktan sonra verilebiür.) " 5 Bankamız Müfettiş Yardımcılığı sınavına daha önce bir defadan fazla girmemiş olmak, (iki defa sınava girip kazanamamış olanlar üçüncü defa sınava alınmazlar ) 6 Bankamız dışında herhangı bir hizmet yukumlülüğünu ustlenmiş olmamak. 7 Yapılacak inceleme sonucunda, sicil ve karakteri bakımından Müfettişliğe alınmasına engel bir durum ile karşılaşmamak (İnceleme sonuçları gizli tutulur.) r SINAVTAR YAZILI \ T SÖZLÜ OLARAK 2 BÖLÜMDE GERÇEKLEŞTtRİLECEKTtR. Yazüı sınavlar 1617 Mayıs 198" CumartesiPazar gunleri Istanbul'da Genel Müdurluk binamızda ppılacaktır. Yazılı sınavda başarı gösteren adaylara sözlü sınav yeri ve tarihi aynca bildirilecektir. Sınav konuları ve adavlardan istenecek bclgeler hakkmda bilgi almak isteyenlerin 1 lstanbul'da, Teftiş Kurulu Başkanlığı'na. Buvoikdere Cad. Maslak Meydanı No. 43 Le\ent/İSTANBUL, 2 Ankara'da Yenişehir Şubemiz Müdurluğu'ne. 3 izmir'de tzmir Merkez Şubemiz Müdurluğu'ne başvurmaları veya mektupla broşur istemeleri. sınava katılacak olanların istenen belgelerle en geç, 21 Nisan 198^ Salı gunu çalışma saati bitimine kadar başvurularını sonuçlandırmaları gerekir Postadaki gecikmeler dikkate alınma\acaktır T SINAVA KATILMA KOŞULLARI EAlmanya'da ırkçılık var A Uluslararası Af örgütü tarafından ırkçılıkla mücadele gunti dolayısıyla yayımlanan bildiride "Federal Almanya'da ırkçılık ttrmanıyor" denildi. Örgütün Siyasi Mülteciler Dairesi Başkanı Wolfgang Grenz'in basına yaptığı açıklamada, Federal Almanya'nm, Avrupa'da ırkçılığın tırmandığı ülkeler arasında ilk sırada yer aldığı kaydedildi. Federal Almanya'nm iltica başvurularının yüzde 30'unu incelemeye almadan reddettiğine değinilen açıklamada, "Beyaz ilticacıla zencilere oranla daha şanslı. Çünkü Federal Almanya'ya iltica başvurusunda bulunanlarda renk ayrımı gözetiliyor" denildi. J^rankfurı (a.a.) Mısır Aşırı dincüer potisle KAHİRE (a.a.) Mısır'ın Sohag kentinde fanatik Müslümanlann neden olduğu ve 23 kişinin yaralandığı olaylardan sonra 30 kişi tutuklandı. Bir camide elektrik arızası nedeniyle çıktığı belirlenen yangından, kentte yaşayan Hıristiyanlan sorumlu tutan fanatik Müslümanlann rx)lisle çatışmalannın ardından, güvenlik kuvvetlerinin kentte geniş çaplı bir operasyon düzenledikleri bildirildi. Mısır basımnda yer alan habere göre, başkent Kahire'ye 470 kilometre uzaklıktaki Sohag kentinde cuma namazmdan çıkan aşırı dinciler gösteri yapmak istediler. Polis, zincir ve bıçak kullanan göstericileri dağıtmak için göz yaşartıcı bomba kullandı. "Akbar Al Yol" gazetesindeki haberde ise, çatışmanın dincilerle bir siyasi grubun uyeleri arasında çıktığı ileri sürüldü. Bir kilise ile çok sayıda dükkân ve aracın yakıldığı olaylardan sonra kentte durumun kontrol altına alındığı belirtiliyor. Mısır İçişleri Bakanı Zeki Badr, olayla ilgili olarak çoğu genç 188 kişinin sorgulandığını açıkladı. Bakan "Polisin ulusal bütiinliiğü tehdit edici unsurlara hoşgörülü davranmayacağım" söyledi. çatıştı logtltere de Tursem'tn temsıl ettığı uzman okuüarda Yaz kış yada butün ytl Where When Aquino meydan okuyor Filipinler Devlet Başkanı, bomba patlayan Askeri Akademi'de bugün konuşma yapacak. MANİLA (a.a.) Filipinler Devlet Başkanı Corazon Aquino. çarşamba gunu askeri akademide me>dana gelen patlamarun, Marcos yanlısı askerlerin işi olabileceğini bildirdi. Aquino, gazetecilerle konuşurken, ordunun bazı unsurlarının hâlâ devrik Devlet Başkanı Kerdinand Marcos'a bağlı olduğunun unutulmaması gerektiğini ve bu unsurlann hükümetin istikrarını bozma>a çalışlıklarını söyledi. Aquino, Marcos'un 20 yıl süreyle ıktidarda kaldığını ve bu süre içinde kendisine ordu içinde muhalefet eden bir grubun bulunmadığını hatırlattı. Aquino. bugün ulkenin tek askeri akademisi olan Baugio'daki okulda mezuniyet törenınde bir konuşma yapacak. Bu nedenle Filipinler ordusunun hafta sonunda teyakkuz durumunda olacağı bildirildi. INGILIZ LİSAN OKULLARI DANIŞMA MERKEZİ Kurslarınnız Brıttsh Councıl taraftndan onanmıştır ArelsFelcoBTA uyesıdır tu rsem Cumlıuriyd Cıd. 173/1 Etm«d«#4ST Tei: 14139 77 • 141 71«] (HitlonOttfiK.tvtı) o ANADOLU BANKASI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle