Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/6 2 MART 1987 Öğrencilerde dentek korkusu yanıtlayan en büyük sorun öğrencilerin yalnızca yüzde 7'si ne oidu? sorusuna verilen öğrenci derneklerine üye. Henüz bir yanıtların en önemli bölümü derneğe girmeyenlerin oranı üniversitede verilen eğitimle ilgili. yüzde 41 dolayında. Üye olmayı Bu sorunu kalacak yer, ulaşım düşünmeyenler ise yüzde 52. ve uyum sorunları izhyor. ŞAHİN ALPAY * • lkemizde üniversiteye giriş, merkezi olarak yürutülen bir • T seçme ve yerleştirme smavıyla düzenleniyor. Sınava giI I ren öğrencilere bir tercih sıralaması olanağı tanınmakla 1 I birlikte, sınavı kazanmayı başaran öğrencinin hangi dalda ^ ^ ^ okuyacağı, tercih sıralaması yarunda alınan puanagöre belirleniyor. Bu nedenle öncelikle okumayı arzu ettiği fakülte ya da bölüme girebilenler bir azınlık oluşturuyor. Gerçekte pek istenmeyen bir dalda öğrenim görme, üniversite öğrencileri arasında yaygın bir şikâyet. Bu sorun ne kadar çok kişiyi ilgilendiriyor? A ^jLnketimizi K JL\.arşılaştığınız KJniversitelerarası Seçme ve Yerleştirme Sınavı'nın cilvelerine karşın yüzde 64'lük bir çoğunluk okuduğu fakülteden memnun. Geri kalan öğrenciler "İmkân olsa değiştiririm" diyor. Üniversite Gençliği Konuşuyor Cumhuriyetveri araştırma a.ş. V işbirliğiyle yapılan anket r Okuduğunuz daldan hoşnut musunuz? Araştırmamızda ışık tutmayı amaçladığımız konulardan biri de, üniversiteli gençlerin öğrenci olarak karşılaştıkları sorunlardı. Bu bağlamda ankette yer verilen sorulardan biri, "Devam etmekte olduğunuz öğrenim dalından genelde memnun musunuz, yoksa imkân olsa değiştirir miydiniz?" şeklindeydi. Üçte iki dolayında bir çoğunluk okuduğu daldan genelde memnun olduğunu söyledi (Bkz: Şekil 6). Geride kalan üçte bir ise, "im Araştırmanın ibret verici öyküşü SEZGİN TÜZÜN Verl Aroftuma On. Md. ŞEKİL 6 Devam ettiğiniz öjrenlm dalından hoşnut musunuz? TEStS YOK "İmkân olacak, spor yapacaksın." Üniversiteli gençler, gündelik sorunlan arasında en çok ders dışı faaliyet olanaksızhğından yakuuyorlar. Öğrencilerin yaklaşık yarısı kültür ve spor faaliyttleri için imkân obnathğmı söylüyorlar. öğrîmciUrin yukandaki fotoğrafta görülen türdtn manzaralanna her gün htanbul Ürüversüesi'nin bahçesinde rastlamak mümkün. (Fotoğraf: KADİR CAN) Sonuçları yonımladılar kin olsa degiştirirdim" diyordu. Değiştirme arzusunu dile getirenlerin oranı kızlar ve sosyal bilim okuyanlar arasında diğerlerine nazaran yuzde 23 daha yüksekti. Kısmen yerleştirildiği dalı sonradan benimsemek nedeniyle de olsa, yuzde 64 dolayında bir kesimin durumundan hoşnut olması, sorunun sanıldığı kadar yaygın olmadığım duşündurüyor Söz konusu oran, öğrenci seçme ve yerleştirme sınavının (ÖSYS) başansına (ya da başansızhgına) bir ölçü sayılabilir. "Üniversiteyi bu şehirde okumaktan memnun musunuz?" şeklindeki sorumuzu on öğrenciden uçu (yuzde 29) olumsuz yanıthyordu. Hemen tamamı yüksek öğrenim amacıyla ailesinin yanından aynlma durumunda kalan bu öğrenciler arasında geçim koşullanmn güçhiğu (ekonomik sorun) ve ortam değişikliğinin getirdigi uyum sorunlan başlıca hoşnutsuzluk nedenleriydi. ŞaİM ZEYMNO&IJ (22 Yıldız Ûn>versıtesı Mımarlık 4 sınıf) Yüzde 7 ÇOK az bir oran Herhalde bırkaç MŞI kendı arasında dernek kuruyor ve kuruluşu yetennce duyurulmuyof Esasındaderneklesme yanlış anlaşılıyor Insan fıknnı betırtece^ı bir yer ısrjyor Bızde der nekçılık sadece sıyasal bir örçütlenme guı akjılanryor SOKYT* Ç K (20 Marmara Ünıversıtesı. Eczacılık 3 sınıf) Ûnıversıteye başladıjımızda demeklere buyuk ıkjırmz vardı Çünku 12 Eylül oncea rtataJann tekrarlanaca§ı düsünuterek btze karsı asın baskı uygulanıyordu dersier a^rlaştırılryordu Bir stıre sonra öğrenci derneklerı genel amaelarından saptı TÜCU ROZUKA (18 Borjazıcı Ûnrversıtesı Kimya 1 sınıf) Ben ce artık bir derneğe uye olmak öğrencilere caap gelnuyor Belkı yetermce Ulnmedıflmden Demekfaaiyetlen yetennce antablsa bu yuzde 7 oranı artabılır Ben. öğrenci demeğıne uye olmayı hıc rJüşunmedını Ayrıca demekte ne yapı lır. nasıl uye oiunur bılmıyorum ERHUI YÛZH» (20 IÛ Hukuk 2 sınıf) Var olan öğrenci derneklerı gerçek ışlevtennden cok uzak Bu yuztten öğrenciler derneklere gır mıyorlar Belırtı ĞŞrencıler yönetımı ele gecırerek derneklerde etkın olmak Lsttyorlar 0 kışılenn polıtıkası. derneklere hakım oluyor Bu yüiden demekleıe pırme* yenne aırmemek daha ıv> SMU6ÖI (22 IU Sıyasal Bılımler 3 sınıO Oğrencı derneklerı coğunlukla tüzel kisıhk kazanamadığından rjğrencıter tarafın dan ıllegal örgutler gıbı göruluyor Bu bıraz ds öemeklerın oğrencılerden kopuk calışmalarından uaynaklanıyor Ben uye değılım ılgılenıyorum ama uye olmayacağım şullarda yapılmakta olduğunu göstermektedir. Bu sonuçlar, YÖK düzeninde verilen eğitimın düzeyinin ne olabileceği hakkında da çok iyi bir fıkir veriyor. En yaygın şikâyet: Kultürel faaliyet olanaksızlığı Üniversitede okuyan gençler her gün çeşitli sorunlarla karşı karşıya. Ders dışı faaliyet olanaksızlıklanndan, ders ve sınavların yoğunluğuna; sınıfların kalabalıklığından, çalışma yeri, kantin, kütüphane, yemekhane bulunmamasına kadar uzanan çeşitli günlük sorunlar öğrenciler arasında ne ölçude yaygındı? Bu konularda fîkir edinmek amacıyla sorduğumuz soru şöyleydi: "Üniversitede . okuyan gençlerin aşağıda sıralanan gündelik sorunlarından hangileri şahsen sizin için de sorun teşkil ediyor?" Yanıt seçenekleri önceden belirlenmiş, bu "kapalı uçlu" soruya verilen yamtlara göre, çeşitli kultürel faaliyetler için olanak bulunmayışı, sorunlann başmda geliyordu. Bu sorunu paylaşan öğrencilerin oranı yuzde 57 idi (Bkz: Şekil 7). Spor olanaklarının Eğitimle ilgili sorunlar Üniversiteli öğrencilerin sorunlanna başka bir açıdan yaklaşmak için anketimizde şu soru da yer aldı: "Bir üniversite öğrencisi olarak karşılaşbğınız en büyük sorun ne oMu?" Gençlerin birkaç cümle yazarak yanıtlamaları istenen bu "açık uçlu" soruya verilen çok çeşitli yanıtları bazı temel kategorilere göre sınıflandırdığımızda da (Bkz: Tablo 2), en önemli bulunan sorunlann üniversitede verilen Yukanda bazı yönlerine kısaca değinilen çeşitli sorunlan olan üniversiteli gençler, üniversite yönetimleri nezdinde kendilerini temsil edecek, haklarını savunacaİc derneklerde ne ölçüde örgütlenebildiler? öğrenci dernekleri konusundaki tutumları nedir? Bu derneklerden nasıl bir işlev beklenmektedir? Araştırmamız bu konularda da bazı ilginç bulguları ortaya koyuyor. Bilindiği uzere, 12 Eylül askeri yönetimi döneminde kapatılan öğrenci dernekleri, dernek kurma hakkının yeni koşullarla yeniden kullanılmaya başlamasından sonra yeniden orgütlenmeye başladı. Bulgularımıza göre, öğrenci dernekleri bugüne kadar öğrencilerin ancak yüzde 7 dolayındaki çok sınırlı bir bölümünü örgütleyebilmiş durumda (Bkz: Şekil 8). Araştırmamızın en dfkkat çekici so T B O 2 •••••••••••••ŞEKİL AL ötrancl olarak en büyük sonıı f Ünivefsitede verilen ejitimle ilgili sorunlar Kalacak yer, ulaşım gıbı sorunlar Ekonomik gücluMer Üniversiteye / yenı ortama uyum sorunlan Dtfier sorunlar Sorunla karsılaşmayanlar Toptam 8 uyollk üye olmak ısteyenler «44 Üye olmak istemeyenler %51 •=319 ŞEKtL 7 Ünlvefslte öğrencisinin günluk sonıalan Mİer? Kultürel faaliyet olanaksıziığı Sınaviann yoğunluğu Öğretim üyeleriyte konuşamama Sınıflann kalabalıkJığı Spor olanaksıztığı Derslerin yoğunluğu Çalışma yersizliği Kantin bulunmaması Kütüphane olmaması Yurt bulunmamaa Yemekhane olmaması bulunmayışından yakınanlann da yüzde 42 gibi geniş bir kesim oluşturması, ders dışı (kultürel ve sportif) faaliyet olanaksızlıklarının en yaygın şikâyet konusu olduğunu gösteriyordu. İkinci sırada gelen sorun, "sınavlann yoğunluğu" (yüzde 53) idi. Bu senucun, YÖK rejimiyle getirilen aşın yoğunluktaki ara sınavlarmın uyandırdığı tepkilerin bir ifadesi olduğu söylenebilir. Öğrencilerin en az yansınm "Ögretim üyeleriyl* dersier konusunda görüşmek ve tartışmak için olanak bulunmayışı"ndan (yüzde 52) ve "Sınıflann kalabalıklığı"ndan (yüzde 50) yakınmaları da, YÖK'le birlikte öğretim elemanlarımn sayısında ve altyapıda gerekli artış sağlanmaksızın öğrenci sayılarının en az iki katına çıkarılmasının, yüksek öğretimde kaliteye değil kantiteye önem veren yaklaşımın benimsenmesinin yol açtığı sorunlann birer yansıması olduğu hayli açıktır. Ülkemizde yüksek öğretimin hayli geniş bir öğrenci kitlesi açısından tıka basa dolu, bazen oturacak yer bulunmayan sınıflarda, öğretim üyeleriyle konuşma olanağının dahi bulunmadığı ko m * 175 •m M 182 nm 17 11 • 17 11 1« a Üye oianlar Kızlar 5 ErkeMer*7 S53 •=711 nuçlanndan biri ise, öğrencilerin çoğunun (yüzde 52) öğrenci derneklerine üye olmak istemediklerini belirtmeleri. 12 Eylul öncesi donemde öğrenci derneklerinin aşın politize olmalarına duyulan tepkilerin ve bu konudaki kaygıların bunda büyük bir rol oynadığı söylenebilir. Geri kalan yüzde 41 oranındaki oldukça geniş bir kesimin, derneklere üye olmak istediği halde henüz örgütlenmemiş oluşu da, öğrenci derneklerinin üye kazanmak konusunda ne kadar aktif olduklan sorusunu akla getirmektedir. Öğrenciler arasındaki çeşitli kesimlerin derneklere üyelik konusundaki tutumları karşılaştınldığında, kızlarla erkekler, sosyal bilim okuyanlarla teknik bilim dallarmda öğrenim görenler, farklı sosyal gruplardan öğrenciler, vb. arasında üzerinde durulmaya değer bir farklılaşma görülmedi. eğitimle ilgili sorunlar (yüzde 29) olduğu görülüyordu. Bu bağlamda "öğretim üyelerinin Ugisizliği", "öğretimin yetersizliği", "sınavlann yoğunluğu", "sınav yönetmeliklerinin sık değişmesi", "YÖK" en sık belirtilen şikâyetlerdi. Kalacak yer ve ulaşım sorunlan (yuzde 17), ekonomik güçlukler (yüzde 10), üniversiteye ya da yeni kente uyum sorunlan (yüzde 9) başlıca diğer kategorileri oluşturuyordu. Ekonomik guçlüklef Ekonomik güçlükleri en önemli sorun olarak belirtenlerin oranı görece düşüktü. Ancak tek başına bu sonuç, üniversite öğrencilerinin maddi (parasal) sıkıntılan hakkında yeterli bilgi vermiyordu. "Maddi olanaklarınız aşağıda sıralanan ihtiyaçlarınızı karşılamaya ne olçüde yetiyor?" şeklindeki bir başka soru bu konuda ayrıntılı bilgi sağlıyordu. Yamtlar, beslenme ihtiyacını dahi yeterli bir şekilde karşılayamayan üniversiteli gençlerin az sayıda olmadığına işaret ediyordu (Bkz: Tablo 3). Maddi olanaklarının beslenme ihtiyacını " h i ç " karşıla Derneklerin işlevi ne olmalı? Derneklere üye olan y a d a olmak isteyen, "aktif" olarak adlandırılabilecek öğrenciler ile bu konuda olumsuz bir tutumu benimseyen, "pasif" olarak adlandınlabilecek öğrenciler arasında, öğrenci derneklerinin işlevlerinin ne olması gerektiği konusunda oldukça farkh görüşler olduğu gözlenmekte (Bkz: Şekil 9). Bekledığimiz araştırma ızni ile ilgili telefon bir turlu gelmiyordu. 9 aralık salı gunü sabah saat 8'de Şahin Alpay Prof. Doğramacı'yı arayarak izin konusunu sordu. Prof. Doğramaa gazetede kendılerine ikinci kez sunduğumuz aynntılı örneklem planı ve araştırma soru kâğıdını inceleme fırsatı bulamadığını ve ertesi sabah aradığımız takdırde bir yanıt verebileceğinı ifade etti. Bu kez Prof. Doğramacı'yı evınden ben telefonla aradım. Oldukça ilginç bir telefon goru'şmesi oldu: Sayın Doğramacı, araştırma ile ilgili sunduğumuz bilgileri inceleyerek bugün bize yanıt vereceğinizi söylemiştiniz. Evet mceiedim. Çok yarurlı bir araştırma olacak. Hem YOK hem de umversiteler ıçın bu araştırmadan öğrenilecek çok şey var. Siz araştırmo yapacağıntz universitelere başvurun, araştırma iznini onların vermesi gerek. Beyefendi biz yazımızda araştırmayı sakmcalı bulup bulmadığınızı belirtmenizi istiyorduk. Yazılı bir bilgi vermeyecek misiniz? Üniversiteler özerk birer kamu kuruluşudur. Biz onlara emir veremeyiz. Ama siz universitelere yazacağınız yazıda benim söylediklerimi belirtebilirsiniz. Fakat bizim, sizin söylediklerinizi aktarmamızla, sizin araştırma konusundaki görüşünüzü bildirmeniz arasında çok fark var. Biz, universitelere emır veremeyiz. Üniversiteler özerktir. Kendi kararlarını kendileri verirler. Siz araştırma iznı için universitelere başvurun. Konuşmayı uzatmanın anlamı yoktu. Bizim Prof. Doğramacı ile telefon görüşmesi yaptığımız gün Cumhuriyet gazetesinin bırinci sayfasında bir haber yer alıyordu: "YÖK, Aldıkaçtt'yı gö<evden aldu" Prof.Dr. Aldıkaçtı, ' özerk' biriiniversitenin İstanbul Üniversitesi'nin Hukuk Fakultesi Dekam'ydı ve YÖK tarafından gorevden almnuşn. Bu göruşme uzerine, araştırmayı planladığımız biçimde gerçekleştirmek üzere "Anketini ve ömeklem planlamasını incelediği araştırmamızın YÖK ve üniversitelerimiz için yararlı bir çalışma olacağını, kendileriyle yapılan görüşmede sözlü olarak belirtilen YÖK Baskanı Sayın Prof. Dr. thsan Doğramaa, araştvrmanın en sağlıkü biçimde gerçekleştirilebilmesi açısından universitelere başvurmayı önermişlerdir" cümlesinin de yer aldığı başvuru yazılarımızı, araştırma soru kâğıdı ve örneklem planı ile birlikte 18 üniversite rektörluğüne yolladık. İkinci bir bekleme sureci başladı. İhsan Yalçın, "Sezgin Bey, bttiyorsunuz, böyle yazışmayla yürütiılen izinlerde maalesef bürokrasi giriyor işin içine. Dolayısıyla zaman uzuyor. Yoksa araştırmayı engellemek diye bir şey söz konusu olamaz. Herhangi bir sorunla karşılaştığımzda lütfen doğrudan bana başvurun. Araştırmalara her türlü yardımı yapmaya her an hazırız. Mesela bu seferki başvurunuzda, emniyet bazı sonılara takılmış, onun için de işler biraz uzamıs. Ama buyrun izin yazınız hazır" dedi. 2 Aralık 1986 tarıhini taşıyan bu yazıda, "Müracaatınız tetkik edilmiştir. Konu ile ilgili olarak, ilgili universitelere muracaat ile müsaade ahnması gerektiğini bilgilerinize rica ederim" deniyordu. Yazıyı okuduktan sonra, anket uygulaması planını değiştirerek anketi üniversite dışında da uygulayabileceğimizi belirtince İhsan Yalçın Bey, "Elbette" yanıtını verdi. Nitekim, YÖK'ten olumlu yanıt alınamayınca tl makamına ikinci bir izin başvurusunda bulunduk. Bu başvuru, ankeı uygulamasmın kota örneklemest sistematiğiyle üniversite dışında yapılacağını belirtiyordu. Bu izin başvurumuza üç dört gun içinde olumlu yanıt verildi. rof. tfoİ Doğramacı, "İzin için özerk universitelere başvurun" derken, "özerk" üniversitenin dekanını gorevden azlediyordu. Valüik izni YÖK'e başvuruda bulunurken, İstanbul Valiliğı'ne de bir izin başvurumuz olmuştu. Araşurma ile ilgili anket uygulamalanna girerken, araştırmanın yapılacağı illerin valiliklerine de soru kâğıdı ve anketor listeleriyle başvıırarak izin almak gerekiyorau. Ve bu izin İstanbul'da üç dört gun içerisinde altnabiliyordu. Ancak bu kez. aradan yaklaşık bir ay geçmesine karşm izin çıkmamıştı. Cumhuriyet gazetesi yöneticileri araştırmayı ne zaınan tesliııı edebileceğımizi soruyor ve ızinle ilişkili gelişmeler konusunda bilgi istiyordu. Biz de tiim gelişmeleri gazeteye aktarıyorduk. I aralık akşamı Genel Yayın Mudüru Hasan Cemal beni telefonla aradı ve "Valilikten beni aradüar, Vali Yardımcısı thsan Yalçın Beyyann saat ll.OO'de seninle görüşmek istiyor" dedi. 2 aralık giıını saat ll.OO'de Sayın ihsan Yalçm'ın odasındayını. TABLO 3 MaMl sıkııttı m çok hwgi konmla? GENa Maddi olanaktan "hiç yetmeyen" ya da"pek az yeten" ogrencüerin oranı (%) n=1038 cgHnce II TaH 59 Sinema, tiyatro. konser, vb 51 Kitap, dergı, gazete, vb. 47 Giyim 41 Sağlık 4t Beslenme a SOSY0EK0NOMİK GRUP ALT ORTA ÜST n=344 n=358 n=336 85 •5 34 »3 M 25 75 53 23 49 21 n 71 41 2t •3 41 14 11 45 5 ŞEKİL 9 Ö>MCI uanMtMk İşlevi M otaalıdır? ÖğTenci haldannı savunmak Öğrencılen Sosyalbılınclendırmek kultürel eikınlıkler ^ Yanıtsız Uyeter ve olmak isteyenler yamadığını ya da "pek az" karşıladığını söyleyenlerin oranı yüzde 23'ü buluyordu. Farklı sosyoekonomik gruplardan gelen öğrencileri karşılaştırdığımızda, alt sosyal grupta, bu oranın yüzde 45 gibi çok yüksek bir orana tırmandığı gözleniyordu. Beklenebileceği üzere yaygın olarak hissedilen maddi sıkıntı, "Eğlence"ye ayrılabilen olanakların sınırlılığıydı. Bunu, sırasıyla tatil yapma; sinema, tiyatro, konsere gitme; gazete, dergi, kitap satın alma; giyim; sağlık ve beslenme ihtiyaçlannın karşılanmasında çekilen sıkıntılar izliyordu. Tablo 3'te açıkça görüldüğü gibi, maddi sıkıntılar sosyoekonomik gruplara gore çok belirgin bir şekilde farklılaşmakta; bekleneceği üzere, alt grupta çok daha yoğun bir biçimde hissedilmektedir. Üye olmak; istemeyenler H1I H2 H4C 1=531 "Pasif" oğrenciler arasında "Öğrenci derneklerinin işle*i ne olmalıdır?" sorusuna yanıt dahi vermeyenlerin oranı yuzde 40'a ulaşırken, yaklaşık yarısı (yuzde 48) soruyu "Öğrenci haklannı savunmak" şeklinde yanıtlıyordu. Öğrenci derneklerinin bu işlevin yerine getirilmesi açısından yeterli ya da etkili görülmemesi, dernekleşme konusundaki isteksizliğin bir başka açıklayıcısı olabilir. Zaman geçiyor ve üniversitelerden yanıt gelmiyordu. Araştırmanın koıa örneklemesi tekniğiyle üniversite dışında gerçekleştirilmesine karar verildi. Bunun uzerine üniversite öğrencilerinin büyük çoğunluğunun bulunduğu Adana, Ankara, Bursa, Eskişehir, İzmir valiliklerine de başvurarak araştırma izni istedik. Ankara, Eskişehir, İzmir valiliklerinden araşurma izni hemen alındı. Adana Valiliği, "Üniversite gençliğini ideolojik konulara yönlendireceği ve tartışma ortamına çekeceği, Türk aile yapısını rencide edici ve üniversite gençliğinin genel ahlakını bozucu nitelikte" gordüğünden anketten bazı sorulann çıkanlmasını istedi. Adana anket uygulamasmda valiliğin bu isteğine uyuldu. Bursa Valiliği, Veri Araştırma A.Ş. hakkında bilgi istemek için İstanbul Emniyetı'ne başvurdu. İstanbul Emniyeti, telefonla araştırma konusunda bizden yeniden bilgi istedi. Verilen bilgiler doğrultusunda Bursa'ya "olumlu" bir yazmın yazıldığı, yine telefonla aldığımız bilgiler arasında. Ancak beş kentteki anket uygulamalarmın tamamlanmasına rağmen bugüne değin Bursa Valiliği'nden herhangi bir yanıt alınamadı. Araştırma izni için başvurduğumuz 18 üniversitenin yalnızca 6'sı yazılı yanıt verdi. İstanbul Teknik Üniversitesi tnşaat Fakultesi Dekanlık Sekreterliği'nden ise yazı yerine telefonla yanıt verildi. Şimdi tek tek üniversitelerin Üniversite Gençliği Araştırması'na nasıl yaklaştıklannı belgeleriyle sergileyeliın. 11 Aralık 1986 tarihli yazımıza ilk yanıt Çukurova Üniversitesi Rektorluğıi'nden geldi. Gelen yanıt rektör yardımcısı Prof. Dr. Ibrahını Genç imzasım taşıyordu ve araşıırmaya izin verilıyordu. Anket uygulamasmın üniversite kampusunda yapıldığı tek kent Adana oldu. Yann: Ezici çoğunluk özgürlükçü demokrasiyi savunuyor. SURECEK