18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 MART 1987 KÜLTÜRYAŞAM CUMHURİYET/5 ISMAIL GCLGEÇ Y4YIN DÜNYASENDA SANÂTEDEBİYAT HAYVANLAR .NE DEESJNfZ Maragalı Âbdülkadir biyografisi tarilı hatalarını gideriyor Maragah Abdülkadir / Murat Bardakçı / Pan Yayıncüık / 200 sayfa. BULENT AKSOY Murat Bardakçı'nın "Maragalı Abdülkadir'i, Itri veDedeEfendi'yle birlikte Türk musikisinin en önemli üç bestecisinden biri kabul edilen sanatçı hakkında ansiklopedilerle dergilerde bulabileceğimiz yazılar sayılmazsa, Rauf Yekta Bey'in 1902'de yayımladığı Hace "Abdiilkadiri Merâgî" adh incelemeden sonra ikinci kapsamh çalışma. Rauf Yekta Bey'in kitabından, bu çahşmanın eski harflerle, ağdalı bir dille yazılmış olması ve ancak kütüphanelerde bulunabilmesi yüzünden, musikiciler bile yeterince yararlanamamaktaydı, ayrıca, kitaptaki bilgiler de bugün için doyurucu olmaktan uzaktı. Bardakçı'nın amacı, Abdülkadir'in daha eksiksiz bir biyografisini vermek, bunun yanı sıra kitaplannın içerdiği teorik bilgileri kısaca tanıtmak. Maragah'nın Türkiye'de şimdiye kadar yayımlanan biyografılerinde, karanhkta kalmış noktalar, tarih hatalan, kimi yazılar arasında da çelişkiler bulunduğu görülür. Bunun en önemli nedeni, konuyla ilgili ana kaynaklara başvurulmamasıydı. Yazar işte bu kaynaklara ve bestecinin elyazması kitaplarına eğilerek belirsiz noktalan açıklığa kayuşturuyor, tarih hatalarıyla çelişkileri gideriyor. Diyebiliriz ki, Türkçede şimdi Abdülkadir'in daha doğru, daha güvenilir bir biyografisi vardır. konudaki şüphesini belirtmişti. Daha sonra Suphi Ezgi de o eserlerin makamlanyla usullerinden Maragah'nın kitaplannda hiç söz edilmediğine dikkati çekerek, onun bestelediği parçaların "unutulduğunu" ileri surmüştu. Bardakçı da bu konuda aşağı yutiği sonuçları bir dipnotunda k'ısaca belirtiyor gerçi, ama bütün güftelerin kaynağını belgeleme imkânı bulabilseydi, sorunu bu yönden de çözmüş olurdu. Fakat sonuç olarak, araştırmalar şu noktada birleşmiş durumdadır: Abdülkadir'in belli bir dönemde Osmanlı musikisini etkilediği biliniyorsa da, sözlü bir geleneğe dayanan bu musikinin yüzyıllar verdiği bilgileri Islam Doğu musikisinin teorik çerçevesi içinde aktanyor. Ancak, amacının biyografi ve tanıtımla sınırlı olduğunu belirteıek, konuyu genişletmiyor, herhangi bir teorik yorumdan sakınıyor. Bununla birlikte, Abdülkadir'in gösterdiği dizileri bugünku notayla verdiği için, musikiyle ilgilenen okurlar ve musikiciler bunlan Türk musikisi makamlarıyla karşılaştırarak aradaki farkı kolayca gorebilirler. Gene de, bu bölümlerde, bir yandan Osmanlı edvarlarının yaklaşımı, bir yandan da bu yüzyıldaki Türk musikisi araştırmacılarının teorileriyle Abdülkadir'in ve Doğu musikisinin teorisi arasında belirli bir bağ kurulması, bu mümkün değilse, arada kapatılması güç bir mesa ep SEN P6 KİM KİME DUM DUMA Geçen gon bızim evde ijediğm pasfa var ()aOnv BEHÎÇ AK Zimanaru/arı da &EN tjapbm /imonlarımanavdan BEW aldtm... \ flnadaki kale direklirmi &ENdik+im.. G fa ahlanlOgolv 3/zım evın onundeki betonv &£/V doktvm KaptyıBEN bcyadım. <r. / S>. ltri ve Dede Efendi'yle birlikte Türk musikisinin en önemli üç bestecisinden biri sayılan Maragalı Abdülkadir'in Türkiye'de şimdiye kadar yayımlanmış biyografılerinde eksikler, hatalar ve çelişkiler vardı. Bardakçı, belirsiz noktalan açıklığa kavuşturuyor, tarih hatalanyla çelişkileri gideriyor. Türkçede şimdi Abdülkadir'in daha doğru, daha güvenilir bir biyografisi var. fe olduğu gerçeğinin kabullenilmesi zorunluğunu duyabiliriz; çünkü "melodik bünyesi"ni bilemediğimiz bir musikinin teorik temeliyle de herhangi bir yakınhk kuramamamız, besteciyi bizden uzaklaştırmakta, adeta efsaneleştirmektedir. Türk musikisinin uzak geçmişine ait bu efsanenin gerçek boyutlarını ortaya çıkaracak malzeme henüz musiTİMUR AFFETMİŞTÎ Timur, Maragah Abdülkadirl önce ölü ki dunyasının elinde değil, ama me mahkum etmif, daha sonra ise affetmisti Bu olaydan sonra Ab Abdülkadir'in eserlerinin teorik bir yorumu da Türk musikisi dülkadir, Tbnur'un nedimleri arasmda yer almıstı. araştırmacılığının gündemine karı aynı sonuca varıyor: Bu girmesi gereken bir konu olmaboyu gelişimi içinde o besteler eserlerin makam dizileriyle usul"unutulmuş", daha doğru bir lıdır; bu kitabın bu dürtüyü leri, formları, kitaplannda sözü ifadeyle, geleneğin akışı içinde uyandırması umulur. Abdülkaedilen makam, usul ve formlara eritilmiştir. .fi dir'in bugüne kadar kayıp olarak uymuyor. Yazar burada belki bir bilinen "Kenz'ül Elhan" adh kiT e o r i k çeryeve ş> adım daha atarak, Abdülkadir'e tabının İran'da Melik KutuphaYazar, Maragah'nın kitapla nesi'nde bulunduğu yolundaki mal edilen 2025 parçanın güfte rındaki teorik bilgileri de tanıtı uyarı ise, "Maragalı Abdiilkaşairlerini bize gösterebilirdi; güfyor, bunu yaparken, bestecinin dir"in en özgün yanı. telerden altısı konusunda elde et w eniyi 8EN al iyi Reımi üaphm.. İanşlarda bifina oldm... Cojrtfyadan İIFIR. alanda teiA/ di'mi? İNSflN, herseyi s P İ K N Î K PİYALE MADRA PEKAüi, BEŞ BfN LİRA VEEEyİAA Onun eserleri mi? Fakat bestecinin biyografısinden daha önemli sayılması gereken bir konu daha vardır. Geçmişte olduğu gibi yüzyıhmızda da çoğu kez Abdülkadir'e mal edilen musiki örnekleri aslında onun eserleri midir? Onun musikisiyle Osmanlı musikisi arasında geçmişte kurulan yakınhk ne tiir bir ilişkidir? Genel "İslam musikisi teorisi" ile Osmanlı musikisinin teorik açıklaması arasında nasıl bir ilişki yahut kopukluk söz konusudur? Geleneğin akışı içinde Rauf Yekta, yukarıda anılan çahşmasında söz konusu parçalann besteciye ait olduğunun çok su göturdüğünü söyleyerek, bu ÇİZGtLİK KÂMtL MASARACI Karikatür üzerine ilk Türk incelemesi Iletişimde Karikatür ve Toplum / Hıfzı Topuz / Anadolu Universitesi Yayını / 109 sayfa. Hıfzı Topuz, karikatür ve mizahı, iletişim açısmdan irdelemek üzere masaya yatırıyor ve aynntılı bir analize girişiyor. Türünün ilk Türk încelemesi olan kitap, karikatürün iletişim ve toplum içindeki yerini belirtmeyi amaçhyor. TURGUT ÇEVtKER Gazetelerin aynlmaz bir parçası olan karikatür, okurlar için olduğu kadar, gazeteciler için. de bir sevgi kaynağıdır. Şimdilerin iletişim uzmanı, eski gazeteci Hıfzı Topuz ise, ülkemizde karikatüre özel bir ilgi duyan az sayıdaki insanlanmızdan birisidir. Diğerlerinden farkı, karikatüre duyduğu ilgiyi elle tutulur hale getirmiş olmasıdır. tlk baskısı 1974'te Paris'te Fransızca olarak gerçekleşen bu incelemenin, ana diline kazandırılmış olması öncelikle karikatürcüler, sonra iletişim ögrencileri, konuya ilgi duyan sanatkültür adamlan, aydınlar ve karikatür merakhlan için gerçekten sevindirici oldu. Hıfzı Topuz, "Karikatür ve Tophım"un doğuşunu iki nedene bağlıyor (1): llki, Türkiye'de geçen gazetecilik yıllannda karikatürle çok sıcak bir ilişki kurması. öncelikle karikatürcü dostlar edinmiş olması ve onlarla karikatür sorunlanm tartışması. Bu süreç, yaa işlerinde karikatür seçme görevini sürdürürken pekişir. İkinci neden 1959'dan başlayarak çalıştığı UNESCO yıllanndan kaynaklanır. Bu sefer Fransız basınından karikatür ve somnlarını izlemeye başlar. Kaynaklar topluyor ve bir yayınevinin isteğiyle karşılaşınca bu kitabın (ilk biçimini) oluşturuyor. Ne ki, yayınevi bu işten vazgeçiyor. Yeni yayıncı arama seruveni kısa süriiyor. Mame Yayınevi'nin "Medium Dizisi"ni yoneten Prof. Abraham Moles, çalışmayı beğeniyor; ancak kitabın salt birinci bölümünun kendilerini ilgilendirdiğini söylüyor. Bu• nun üzerine Topuz, çalışmasını bu doğrultuda ele alıyor. Karikatür ve Toplum böylece doğuyor. İletişim ve toplum Hıfzı Topuz, kitabına yazdığı "Tanıtma"da çalışmasının amacıru şöyle özetliyor: "Bu IdUp, ne karikatürii, ne de gülmeceyi betünleme amacını taşunaktadır. Grafik gülmecenin, bir ileti olarak iletişim alanındaki rolünü göstermeye yönelmiştir. tletişim ise, karikafürden daba güçlü, daba etkili, daha çok korku yaratan ve karikatürii de içeren bir alanı kaplar. Bu kitap, karikatUriin iletişim ve toplum içindeki yerini belirtmeyi amaçladı." (s. IV.) Zengin kaynakça Hıfzı Topuz, boş bir kültür alanına giriyor ve türünün ilk Türk incelemesini gerçekleştiriyor. Topuz, karikatür ve mizahı, iletişim açısmdan irdelemek üzere masaya yatırıyor ve aynntılı bir analize girişiyor. Karikatürcüyü, amacı, yeteneği ve kültürel birikimi; karikatürü ise, biçim, içerik, simge, kodlar, altyaa ve biçim açısmdan ele alıp açımlarken düşünür, gazeteci, iletişim uzmanı ve karikatürcülerin düşüncelerine sık sık ve çokça başvuruyor. Çeşitli yıllarda yayımlanmış kitap veya süreli yayınlarda yer almış yazı ve söyleşilerden oluşan zengin kaynakçası her konuda kendine yardımcı oluyor. Yazık ki, kaynaklannı dipnota gerektiği gibi vermiyor. Bu alınüların nerede ne zaman yayımlandığı çok azı dışında belirtilmiyor. Bu da çahşmanın bilimsel yanını zedeliyor. Hıfzı Topuz'un "tletişimde Karikatür ve Toplum" adh kitabı AĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR KEMAL GÛKHAM Tartışmaya açık "Karikatür ve Toplum"da tartışmaya açık birçok düşüncenin olduğunu belirtmek gerekiyor. Bir tanıtma yazısımn sınırlarını aşmamak için bir örnekle yetineceğim: "Gazeteyi eline alan okuyucunun, karikatür derhal dikkatini çekmeli, ilgisini uyandırmalı. okuyucu karikatüre takılmalf' (s. 66). 01guyu böyle kuramlaştırmak bence doğru değil; hiç de öyle olmayabilir çünkü. Bunu onaylamakla tek tip bir alıcıyı; hatta buna bağlı olarak tek tip bir vericiyi benimsemiş olmaz mıyız? Alıntı şu tümceyle sürüyor: "Okuyucu karikatüre bakar bakmaz onu benimseyip anlamaudır" (s. 66). Kuşkusuz, anlaşılması bir olasılık; ama benimsenmemesi de değil mi? Bu tutum, karikatürü, "haber" kadar açık bir metin olarak anlamamıza yol açmaz mı? Bir başka açıdan da bakılabilir: Topuz'un dile getirdiği türden karikatür, çok ender ortaya çıkabilir. tdeal olana varmak, zor; yaklaşmak ise olanakh. Karikatürde bu mesafe genellikle kısadır, bence. "Karikatür ve Toplum"u Dr. Nuri Bilgin (büyük bir bölümünü) ile Nezihe Topuz çevirmiş. Topuz'un, kitaba yaptığı yeni eklemelerle tümlenmiş. Sözü çevüiye getirmek istiyorum. Dilde göze ilişen savrukluk ve anlatım bozukluklan yazardan mı, çeviriden mi kaynaklanıyor kestirmek güç. Topuz, kitabının sonuna bir kavram sözlüğü, yerliyabancı kaynakça ve özel adlar dizini ekleyerek çalışmasına kullanma kolayhğı sağüyor. Son olarak bu kitaba emeği geçen herkesi kutluyor, ilgi alanlarına giren tüm okurlara öneriyorum. (1) Turgut Çeviker, "Karikatür ve Toplum Üzerine Hıfzı Topuz İle Söyleşi", Karikatür, S. 1, Arahk 1979. \ TARİHTE BUGÜN Sir Bur+on 18Zİ1630 MÜMTAZ ARIKAN fB2i't>E BUSÜM ÛNLÛ İHGİLİZ GEZ&İHt SİR KICHARD BURTVN (fZİÇMO BÖBTIN) OOĞPÜ. OKUL YILLAHHIPA KAVGACILI&YLA 7AUINAC/UC, Bü NEOENLB OrFOgP'TAM KOVULACAIOlft. 21 yAŞtNPAYKEN O&DUYA GİRBM BUBTZtoj, PAKİSmN'A GÖN&E&İCEC£K,OGAOA DOĞU D'U£/S/AJI ÖĞR£N£REK Ç£ŞİTÜ GEZİLBE YAMCAKTJfl. £//? SÜ&£ SONRA, MÛSLÜMAM OLMAyAMLAGA YASAK OLAU MEtCİCE XY£ 6İTMEYİ BAŞARACAIC , SUMU APfZiKA YOLCUIMKLAet İZUYECBK, 8A2I KEÇİFLS/SPE BİLE BULUMACAtCMZ. BUSTOM, GÛNEY AMERJKA'PA PA OOLAÇfiCAKnR. YOLCULUIOARıYLA İLGİLİ SO'yt BULAM tüTAP YAZAU RICHARD BUZTVfJj Bu AI2APA.Af!APÇA'DAhl "BİNBİR 6ECE MASAUAejfill DA CEVİR£CEta~İR. GEZGIN RfCUARD BURTONL ÇAĞDAŞ GRAFİKGÜLDÜRÜ Hıfa lbpuz 'un kitabında bir desenine yer verüen RonaldSeark, çağdaş grafik güldürunünlngüiz "Punch"dergia7idedoğupgetişmesinisağlayan sanatçüardan biri. Searle'ün yukandaki deseni, "TouiouseLautrec"adhalbümünden. 50 YIL ÖNCECumhuriyet İzmir panayırına verüen ehemmiyet İzmir Belediye Reisı Behçet Salih Uz, kendisile görüşen bir muhabirimize 1937 tzmir panayırı ve İzmirin imarı işleri hakkında şunları söylemiştir: " Ankarada bu seneki panayır için 150.000 liralık serbest döviz ve hariçten gelecek eşya için lazım olan kontenjanı istedik. Bunlar verilecektir. Hükümet merkezinde sergiye ait büliin teşebbüslerimizi ikmal ettik. Burada da cumartesi gününe kadar kalacak ve panayır için temaslarda bulunacağım. Bu seneki panayır geçen senekilerin çok fevkinde olacaktır. Bu sene daimi sergi binaları kuruyoruz. Kültür Park ve sergi arazisi beş seneiik imar programı mucibince kısa bir zamanda fevkalade bir şekil alacaktır. Dünyanın her tarafına 19 Mort 1937 dağılmak üzere her lisandan afışler yaptırıyoruz. Bütün Avrupa şimendifer ve vapurlannda panayıra gelecek eşyaya yüzde 40 dan 70 e kadar tenzilat temin ednmişür. Bu sene çok seyyah gelmesini de temin edeceğiz. Beynelmüel bir müzik heyeti, varyete grupları, sair eğlence vasıtaları celbedeceğiz. izmir panayınmn şarkın en buyük panayırı ve bir şark pazarı haline gelmiş olduğunu bütün dünya görecektir." 19371987 YAYEV RAPORU THESEUS VE KESTAUROMAKHI Yazan: Dr. Elıf Tul Tulunay/Arkeoloji ve Sanaı Yayınları. /58 Sayfa. Grek mitologyasının ilginç yaratıklanndan Kentauroslann Lapithlerle olan savaşlarının ve Lapith Kralı Peirithoos ile Theseus arasındaki dostluğun tasvirlere nasıl yansıdığı konusundaki araştırmasının sonucunda Dr. Elif Tül Tuluna). bu çalışmayı çıkarmış ortaya. Tulunay'ın, Kentauroslara ve en az Herakles kadar renkli bir kişiliğe sahip olan Theseus'a duyduğu ılgı, Almanva'dakı doktora oğrenciliği sırasında katıldığı bir dizi seminerden kaynaklanıyor. Mitolojik oykülerin keramik ve mimarıdeki tasvir liplerine ilişkin bu kitabın özellikle, arkeoloji öğrencilerine yararlı olacağı açık. Ne var ki, "Theseus ve Kentauromakhi". aynı zamanda tarihe. mitologvaya, güzel sanatlara ilgi duyan her okurun da elinin altında bulundurması gereken bir çalışma. TULLU KURBAĞ Yazan: Muraı Tuncel./Esin Yavınevı / 120 Sayfa. Murat Tuncel'in "Tullu Kurbağa" romanı, Ragıp Derin'in desenleriyle birlikte çocuklara yonelik bir kitap. Nitekim, Tuncel romanını "Tüm dün\a çocuklarına >e oğlu Çağlar'a armağan" eımiş. "İnaniNorum ki," diyor Murat Tuncel, "Bu akıllı kurbağanın tehlike dolu yolculuğunu bir solukta oku>acak, onunla kahkahalar atıp sevinecek, tatlı ha>aller kuracaksınız." HÜZNÜS İSYAN OLUR Ahmet Telli'nin şiirleri. /Dosi Kitabevt Yayınları. '77 Sayfa. Ahmel Telli'nin 1980 yılında Omer Faruk Toprak Şiir Ödülu'ne değer gorulen "Hüznün İsvan Olur" adh kitabı, altıncı basımına ulaştı. Kitap, en son 1985 aralık aşında yavımlanmıştı. 1979 yılından bu yana yayımladığı "Yangın Yıllan", "Dövüşen Anlatsın", "Saklı Kalan". "Su Çürüdü" \e "Belki Yine Gelirim" adh şiir kitaplarıyla tanınan Ahmet Telli'nin "Hüznün İs>an Olur" adh yapıtı "Şen Olasın Halep Şehri", "Sevdalar Dumaıı Olur" ve "Dörtlükler" başhkları altında loplanmış şiirlerden oluşuyor </$+*' KONY£ ASLİYE 1. HUKUK HAKİMLİĞİ'NDEN Esas No: 1985/814 Karar No: 1986/185 Davacı Rahim Dönmez vekiü Av. Seyit Mehmet Demirkesen tarafından Ismet Dönmez aleyhine açılan geçimsizlik nedeni ile bosanma davası sebebi ile mahkememızden istihsal edilmiş 15.11.1985 tarih 1985/814 esas, 1986/185 sayüj kararla davalı evlilik birliginin tahmil ettiği vazifeleri ve kudsiyetini idrak ettigi halde bu hususlara önemli ölçüde riayeı etmemesi ve zaman zaman cşine hakaret etmesi ve müessir fiil ika etmesi neticesi tarafların geçimsizlik nedeni ile boşanmalarına, davacı vekili için ll.OOOr TL. maktu avukatlık ücreti vekaletin ve davacı tarafından yapılmıs 49.490 lira mahkeme masrafının, 1500 lira ilam harcının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir. tş bu mahkme karar özetini davalı lsmet Dönmez'e ilam teblig yerine kaunolnıak uzere ilanen tebliğ olunur. Basm: 14618
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle