18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER le, sigortamn zaran önlemeye yönelten caydıncı işlevi, bilinçlenmeyi yayarak, pekiştirmektedir. Sağlık konusunda önleyici ve caydıncı etki, sağlığın kendisinin korunması, asıl amaç olduğundan sigortanın önemi giderek artmaktadır. ASGARİ SAĞLIK GÜVENCESt Liberal de olsa sağduyusu gelişmiş tum ülkelerde "aklm yolu birdk" ilkesi uyannca, önce halk sağlığı sorunu çözübnektedir. İlk amaç, herkese eşit olarak verilebilecek sağlık hizmeti düzeyinin, ülke verilerine göre saptanmasıdır. Çağdaş sağlık hizmeti anlayışının ortak özü, nicel olarak ülke içinde tüm bireylere, nitel olarak da, 'gerçekleştirilebilir zorunlu kapsamda', eşitlenmiş asgari sağbk güvencesinin veribnesidir. Buna asgari ücret gibi asgari sağlık hakkı denir. Ülke sınırları içinde asgari ölçüde herkese sağlık sigortası yapılması, sağlığın bir sosyal hak olmasırun da ötesinde bir anlam taşır. Sağbğma özen, kişinin kendine karşı ve topluma karşı bir görevidir de. Tek tek sağlık kazanımı, toplumun gelişim duzeyini de sergilediğinden, sigortalı olup olmama yalnızca bireylerin secimine bırakılmaz. Özellikle geliri yeterli olmayanlar için, zorunlu sigortalıbk durumu kabul edilir. Almanya'da sağlık sigortası yükümluğu sürekli değişir. Yaşlılık aylığının, ülke ekonomik koşullanna göre ayarlanarak sınır sayılan tutan; ölçü olarak abnır. Böylece toplumun ekonomik dinamiği gözden kaçınlmadan, zorunlu sağlık sigortasına girme esneklik kazanır. Kazancı bu tutann altına düşenler, yaptıklan işe bakılmaksızın, yasa gereği sigortalı olurlar. Işçi, memur, çırak ve öğrenciler, içinde bulundukları kuruma bağb olarak, başkaca yardıma gereksinmesi olanlar doğrudan bölge sigorta sandığına girerler. Yasal sigorta kapsamında sayılmayan, yeterli geliri olan kişiler ise, isteğe bağlı özel sigortalar yaptırma hakkına sahiptir. Zorunlu sağlık sigortasının, zorunlu kapsamı da önceden belirlenmiştir. Hizmetin temeli, önlemek sağaltımdan iyidir, kuralı uyannca, önce koruyucu sağlığa dayanır. Doğum öncesinden başlanarak, anne ve çocuğun surekli sağlık denetimi yapılır. Doğan çocuk 4 yaşına İcadar, zorunlu sağbk taramalanndan geçirilir. Okul döneminde diş sağlığı bozuk olan çocuk okula alınmaz, sağaltıma gönderilir. Kadınlarda 20, erkeklerde 45 yaşından sonra her yıl kanser araması yapılır. Hastabk durumunda ise, doktora gitme, hastalığın sağaltımı, hasta bakımı, işten kalma ücreti, ev işlerini başkasına gördurme yardımı, rehabilitasyon, yasal kürtaj ve sterilizasyon hep hastalık sigortasının edimleri içinde yer abr. ÜLKEMİZDE Öncelikle sağlığın bir insan hakkı olduğu duyumsanarak, sağlık sigortasına nicel tamlık sağlanmabdır. özellikle parası olmayan hastane kapılarından çevribnemelidir. Liberal ülkelerde bile bu kesim için sağbk sigortası yasal bir zorunluk iken, primi devlet tarafından üstlenilirken, ülkemizde parası olana özgülenen sağbk hizmeti anlayışı, tamamen çağdışıdır. Ne tür politika benimsenirse benimsensin, sağlık hakkımn herkese tanınması gerçeği değişmez. 1982 Anayasamıza göre de, devletin sağbk hizmetlerinden sorumluluğu ile anlatılmak istenen budur. Ancak zorunlu sigorta işlemi devlet güvencesi ile, özel sigorta şirketlerine de yapnnlabüir. Toplum çıkarı açısından, kişilere ve topluma zarar verecek risklere karşı güvence vermek, özel sigortalar dahil, tUm sigortalann sosyal görevidir. Kazancı hiç olmayan veya duşük olanların primİeri özel fonlardan karşılanmak üzere (örneğin FakFukFon'dan) sağlık sigortası, istenilen bir sigorta şirketine yaptırılabilmelidir. Aslında gelişmiş ülkelerde yaptınlan sağlık sigortası ile hasta ve doktor arasındaki parasal ibşki tamamen ortadan kaldınlmaktadır. Hastaya bir 'sigorta çeki defteri' verilmektedir. Hasta doktora gittiğinde, bu defterden bir sayfa koparıp, doktora bırakmakta, doktor da hastanın sigorta kurumundan, sayfa karşıhğında ödemeyi isteyebibnektedir. Böylece sağbk sigortası, sağbk arayan ile sağlık veren arasında yalnızca sağlık ilişkisine yer bırakmaktadır. Ülkemiz açısından bir başka ilginç nokta da, sağlık hizmetini satın alma gücü olan kişilere sunulan hizmetlerde göriilür. Kamu hastanelerinin kötü donatımı ve kötü bakımı nedeniyle, özel hastanelerin de çoğu kez gerçek sağbk edimi yerine gösterişi seçmeleri ve tecimsel amaçlı davranmalarından dolayı, karşılığını ödemeye hazır olan kişi bile, gerçek sağbk hizmetini bulamamaktadır. Yeni düzenlemede hastanelerin giderek özerk kazanç kurumlan olması onaylanamaz. Son gunlerde basında sık sık "dolarla özel sağbk sigortası" yapma konusunda yabana sigorta şirketlerinden gelen istekler yer almaktadır. Bu şirketler sigortabya yundışında da sağaltım olanağı tanımaktadır. Bu durumda ödeme gücu olanların da yurtdışına kayması söz konusu olacaktır. Oysa zorunlu sigorta kapsamının dışında kalanlara, isteğe bağlı özel sağbk sigortası ile yerli sigorta piyasasını canlı tutmanın sağlık sanayimize de katkısı göz ardı edilemez. Goruluyor ki, sağlığı bir hak olarak var edemezsek, bundan doğan zaran yok etmenin sorumluluğu doğacaktır. Yapılacak ilk iş, örgütsel ve parasal olarak sağlık altyapısını kurmak, konuya geçici politik amaçla değil, devlet hizmeti olarak bakmaktır. Bu, gerçek sağbk politikasım yakalamak olacaktır. 17 MART 1987 Sağbk v e Sigortası Sağlığı bir hak olarak var edemezsek, bundan doğan zararı yok etmenin sorumluluğu doğacaktır. Yapılacak ilk iş, örgütsel ve parasal olarak sağlık altyapısını kurmak, konuya geçici, politik amaçla değil, devlet hizmeti olarak bakmaktır. Bu, gerçek sağlık politikasım yakalamak olacaktır. Dr. TENNUR KOYUNCUOĞLU Araştırmacı Sağlık Bakanı'run ayrı bir tıp hukuku kurulacağım açıklaması, sağlık anarşisinin faturasmın hukuka çıkanldığını göstermektedir. Oysa temel sağbk hizmetlerini kuran Avrupa Topluluğuna bağlı tüm ülkelerde bile, bu konu aşama döneminde sayıltnaktadır. Sorun ekonomiktir. Çözüm, genel sağbk sigortasının örgütsel ve parasal yönüyle yaşama geçirilmesindedir. Çağdaş dünya, sağlığı en önemli bir insan hakkı olarak tanımıştır. Bu tanımanın zorunlu sonucu, devletin kendini oluşturan bireylere karşı, sağlık hakkını var etmeyi borçlanmasıdır. Hükümetlerin ortaya koyduğu sağlık politikalarıyla, devletin bu konudaki tavrı izlenir, sorumluluğu belirlenir. Dünya Bankası'nın, sağlık politikanuza değinen sözleri, bu bakımdan çok ilgi çekicidir: Dünya Bankası raporunda "Hükümet her alanda liberal politikalar uyguluyor, ama bu tutumu, sağlık hizmetlerindeki fonksiyonu ve sorumluluğunu da asgarıye indirme sonucunu doğurmamalıydı", denilmektedir (Basisen, Ağustos 1986, Y: 3, s: 18). Bu eleştiriyi bir adım daha ileri götürerek, liberal politikalar ve asgari sağlık anlayışı çerçevesinde, Ulke gerçeğinin asgari sınırlara bile ulaşmaktan çok uzak olduğunu söyleyebiliriz. SAGLDC SIGORTALARI Liberal ülkelerde sağlığın, özellikle sigorta açısından vurgulandığını göriıyoruz. Bu, bir bakırna toplumun gelişım sürecinin de izlenmesi anlamını taşımaktadır. Sağlık konusunda sosyal güvenliği başlatan özel sağbk sigortaları olmuştur. Yaşam riskleri karşısında sağlığın, konınması gereken en üstün değer olduğu bilincine liberal ülkelerde çok önceleri vanlmıştır. özel kaza ve hastabk sigortalanyla hiç olmazsa ortaya çıkacak maddi zarar güvence altına alınmak istenmiştir. Sanayileşme dönemine girildiğinde, toplum sağlığı ile uretim arasındaki ilişkinin açıkça görülmesiyle, özel sigortalann yanı sıra, sosyal sigortalar kurulmasına başlanmıştır. Almanya'da iş verimini arttırmak için, 1883 yılında işçilerin zorunlu olarak hastabk sigortasına girmeleri kabul olunmuştur. Hukuksal tanımıyla bir kişilik hakkı olan sağlık hakkımn, bu dönemden sonra sosyal hak olarak etkinliği, zamanla toplum içinde yer alan her bireyin sağbk hakkımn devlet tarafından duzenlenmesine yol açmıştır. Sağbk sigortalan uygulamalannın tum bireylere genişletilmesi sürecine geçilmiştir. Bugun Almanya, hükumete az bağnlı sosyal sigortalarla, Italya ise tam bağımlı sosyal sigortalarla genel sağlık hizmeti sunan, tipik örneklerdir. Örneklenvyi (Sekiz Avrupa Ülkesinin Milli Sağlık Programları Üzerine lnceleme, İst. 1970) sürdürürsek, Isveç, Danimarka, Belçika ve Ispanya'da genel sağbk hizmeti, hükümet sigortalanyla birlikte doğrudan devlet hizmeti biçiminde göturülmektedir. Liberal ülkeler içinde yer alan Ingiltere, ülke içinde olan yabancıları da içine alacak biçimde, 1946 tarihli bir yasa ile ulusal sağlık sigortasını kurmuştur. Ingiltere son hükumet dönemindeki gevşemelere karşın, sağbk soz konusu oldugunda, liberal model içinde sosyalist sağlık politikası uygulamasıyla, gerektiğinde politikalar birleşimine güzel bir örnektir. SİGORTANIN ÖNEMİ Ister özel ister sosyal ister devlet sigortasında olsun, sağlık konusunda sigortanın özü, değişmez kalmak zorundadır. Devlet bireye doğrudan hizmet ederse, bu hizmetin işleyişinden, hizmeti başka kuruluşlara bırakmışsa bu kuruluşların başartsından aynı şekilde sorumlu olacaktır. Çunkü bu sorumluluk devredilemez bir sorumluluktur. Bu düşünce ile tüm sigorta türlerinin benzer işlevi olacaktır. Hastabk ve kaza sigortalan ile zarar, zarar gören kişi açısından yıkım kaynağı olmaktan çıktığı gibi, zararın anında dolayısıyla daha büyümeden daha ucuz giderilmesi zorunluğu ile, genel sağbk politikası ekonomisine katkı sağlar. Sigortanın işlevi yalnızca verdiği çabuk guvence ile kalmamakta, daha da önemlisi uzun bir surede topluma davranış kültüru kazandırmaktadır. Kazaya ve hastabğa neden olan zararlandırıcı olay, sigortacı gözü ile ele alınıp, tüm sigortalılar adına irdelendiğinden, sigortabları daha özenli davranmaya iterek, davranışlan biçimlendirmektedir. Aynca zarar giderildikten sonra, sigortacının zarar verene donup, ondan hesap sorabilmesiy PENCERE Gri... 1970'lerin ilk yansında Avrupa haritasında siyah renkle gosterilen üc ülke vardı: Yunanistan... Portekiz... İspanya... İspanya, Franco faşizmiyte damgalanmıştı; Portekiz diktatör Salazar'ın karanlık rejimini sürdürüyordu; Yunanistan'da Albaylar Currtası egemendi. 1970'lerin yansına doğru durum değişti. • 20 Kasım 1975'te ispanya'nın kırk ytllık "caudükfsu Franco öldü. Madrid için yeni bir dönemin kapısı aralanmış, demokrasi için umutlar oluşmuştu. 25 Nisan 1974'te Portekiz faşizminin katı duvarian bir askeri darbeyie ytkıldı; sonradan adı "Kırmızı KamnfilDevrim/"ne donüşecek olan demokratik hareket başladı. 20 Temmuz 1974'te Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Kıbrıs'a çıkarma harekâtı, 1967'den beri Yunanistan'da dikta rejimini sürdüren "Albetylar Cuntası"nm sonu oldu. Kbmşumuz Yunanistan'da yasayanlar bize daha yakın sayıldığından olayı anımsamakta yarar var. Atina currtası iç sorunları çozemedtğinden bir dış serüvene yönelmek zorunluğunu duymustu. Ne olabilirdi dış serüven? "Enosis" yillanmış Yunan davasıydı. Atina'dan tezgâhlanan bir askeri darbeyte "Bağımstz Kıbns Cumhunyeti"r\e son verilecek, Ada "Ilhak" edilecek, "Enosis" gerçekleşecek, bir taşla birkaç kuş vurulacaktı. Cunta, tçerde iktidannı pekiştirecek, Kıbns'ın bağımsızlığı ve yansızlığı yok edilecek, Türkiye'de bıcak sırtında duran CHPMSP koalisyonu yıkılacak, tam Amerikancı bir yönetim Ankara'ya tök gibi oturacaktı. Ne var ki hesap tutmadı; Türk Silahlı Kuvvetleri, Ecevit hükümetinin karanyla, Kıbrıs'a çıktılar; plan tersine döndü; Atina'daki Amerikancı askeri cunta yıkıldı. 1970'lerin ikinci yansında Portekiz, ispanya, Yunanistan için yeni bir sürec başladı. Sürecin ne olduğunu anlamak için sonucuna bakmakta yarar var. Bugün her üç ülke harrtada siyah gosterilmiyor, gri renkle bile işaretlenmiyor. Faşist rejimleri yüzünden hem Avrupa Konseyi'nin dışında yaşamak zorunda bırakılan hem Avrupa (Ekonomik) Topluluğu'na çok uzak görünen İspanya, Portekiz, Yunanistan, artık Batı dünyası ile tam anlamında bütünleşmlşler, demokratik kurumlarını oluşturmuşlar, rejimlerinde "istikrar" kazanmışlardır. Türkiye nerededir? 1949'da Avrupa Konseyi'ne giren Ankara, aradan 38 yıl gecmesine karşın, bugün Batının demokrasi hukukunu benimsemekte ikirciklidir; bu yüzden Konsey'de hor görülmekte, ikinci sınıf üye sayılmakta, itilip kakılmaktadır. Ankara, Avrupa (Ekonomik) Topluluğu ile ortaklık anlaşmasını 1963'te imzalamıştır. O günden bu yana çeyrek yüzyıl geçmistir. Avrupa Topluluğu, Türklye'yi içine almak nlyetinde gorünmüyor. Neden? Kuşkusuz çeşitli nedenler sayılıp dökülebilir; ama, birincil gerekçeyi Türkiye'deki (siyah denmese bile) gri rejim oluşturmaktadır. Türkiye, hem Batı demokrasileri içinde yer almaya özenmekte hem Batının demokrasi hukukunu benimsemekte yaya kalmaktadır. * 1970'lerin ilk yansında, Avrupa haritasında siyah renkle gösterilen ispanya, Portekiz ve Yunanistan çoktan beyaza geçtiler, yerierini aldılar, durumlannı saydamlaştırdılar. 1980 yılında rejimi sryahlaşan Türkiye ise, bugün bile gri renkle işaretlenmektedir. Gri, öyle bir renktir ki, yan voldan z'ıyade beyaza yakın, yan yoldan ziyade beyaza uzak... Ya da siyaha yakın. HESAPLAŞMA BURHAN ARPAD OKÜRLARDAN Körüklü otobüs verilsin Bizler Sultançiftliği Vezneciler arasında çahşan, öğrenci ve öğretmen otobüslerinden yararlanan bir grup öğrenciyiz. Birinci dönem bu yolda MAN marka körüklü otobüs çalışıyordu, çoğunluğu öğrenci olmak üzere, öğretmen, polis, İETT ve belediye görevlisi, yaklaşık 350 kişi yararlamyorduk. tkinci dönem bu körüklü otobüsü seferden alarak yerine normal bir otobüs verdiler. Bu otobüse bizim gibi ara duraklardan binen öğrenciUrin şimdi binmeleri imkânsız oldu. arasında. Kadıköy tarafmda Derslere yetisebilmek için oturanlar için her gün taksi, minibüs ve halk otobüsle Kadıköy'e oradan otobüslerine binmek zorunda vapurla Eminönü 'ne oradan kahyoruz. İETT da tekrar otobüsle Beyazıt'a yetkililerinden ricamız biraz gitmek çok zor, yorucu ve ilgilenseler de, sabah sabah bu uzun zaman alıcı oluyor. Bir rezilliği çekmesek. de yağmur, çamur, kar oldu BİR CRUP ÖĞRENCİ ADINA mu iş iyice güçleşiyor. ALİ ÖZÇELİK Acaba BostancıAksaray ve KÜÇÜKKÖYİSTANBUL KadıköyA ksaray otobüsü konamaz mı? Eğer bütün gün İETT'ye açık mektup çalıştırmak kurum için zararlı olur diyorsanız ki hiç Ben İstanbul Üniversitesi'nin sanmıyorum, sabah, öğle ve binlerce öğrencisinden biriyim aksam üçer dörder sefer ve Kadıköy yakasında Suadiye'de oturmaktayım. yapılabilir. Bilindiği gibi İstanbul İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ Üniversitesi 'nin fakültelerinin İKTİSA T ÖĞRENCİSİ bir çoğu BeyazıtAksaray SERHAN ÇANGATİN "Gökdeleıfciler... istanbul'un yönetimini seçim yoluyia ele geçiren ANAP'çılar, kıyasıya bir yıkımcılık coşkusu ile şehrin her yanına el atıyortar. En akla geimedik yerierde birçok yerteşim adalannı yerie bir ediyorlar. Kıyı köse ya da çok işlek semtieri yıkıyorlar. En son Bahçelievler mahallelerini "plan kafamın içinde" sarhoşluğu ile btok apartmanlara donüştüren uygulamalar yapıyorlar. ilçe belediye başkanının isteği ve buyruğu yetiyor, İstanbul'un bir özeiliğini ya da güzel doğa parçasını yok edivermeyel ANAP'lı beledrye başkanlannın neler yaptıklan basında sık sık izleniyor Bilgisizlik ve çıkar hesapları ağır basıyor. Istanbul'da milyonlarca insanın bunalım geçirdiği hava kirliItğinin yoğunlaşarak zehirtenmelere yol açtığı, her yaşta pekçok insanın kendi elleriyte canına kıydığı, günlük haberier arasında göze çarpmaya başladı. Bütün bunlar, bu korkunç gerçetder, dünya kapitalizminin çıkarlan doğruttusunda işleyen kimi potitikacılara, belediyecilere ve sözde imar uzmanlanna viz geliyor. Kişi çıkarcılığı, küçük hesaptar ağır basıyor. ANAP'lı kimi bakaniar bile "belediyelefde rüsvetin alıp yürüdüğü"nü ileri sürüyorlar. Son aylarda Istanbul'da gökdelenler konusu konuşulmaya başlandı. Büyükdere'de Zinciriikuyu'da ve kimi başka yerierde 5060 gokdelen yapılacagı ileri sürülüyor Belediyeciler, gökdelenlerin modern şehircilikte çağdaş bir adım olduğunu ileri sürüyoriar. Çağdaş şehircilik ve İstanbull Bunun ne denli büyük yalan olduğunu İstanbul'da son doğa otayları suratımıza çarptı. Daha doğrusu istanbul belediyeciterini tokatladı. 10 Mart 1987 günlü Cumhuriyet'ten: Yakrt yok, kaloriferier yanmıyor, elektrikler sık sık kesiliyor, su birikintileri ve çamurlaria ilgilenen yok, ekmek gelmiyor, taksiler tahiş fiyat istiyor, cöpjerimiz yığıldı, tüpgaz bulunmadtğı gibi bulabikjiklerimiz de cebi yakıyor! Oysa istanbul Belediye Başkanı, bunlann tam tersini soylüyor. Anayodarda belediye araçlannın yurttaşı taşıdığı, ekmeklerin surekli ve düzenli dağıtıldığmı ileri sürüyor, ama bir gerçeği de ağzından kaçırıyor: Yan sokaklar bunun dışında, diyor. Oysa Istanbul'da oturan 7 milyon insandan en az 6 milyonu yan sokaklarda, hatta dağ başlannda, Belediye Başkanının camlı sarayına 10,20,30 ve daha fazla kilometre uzaklıkta yaşıyor ve belediyeye yuklü paralar ödüyor. Ne var ki, başta istanbul Belediye Başkanlığı, bütün o yüklü gelirieri akıl almaz yatınmlara saçıp tüketiyoriar. Kimisi Çamlıca tepesine teleferik işletmeyi, kimisi Eyüp'ün çamur adalarında lunapark eğlenceteri düzenlemeyi hayal ediyor. Ama İstanbul çapında bir "ulke şehir"e her şeyden önce altyapı gerektiğini bilmezlikten geliyoriar. Ya da gerçekten bilmiyorlar. Ikisi de büyük suç. Hava kiriiliğini önlemek için yeşili koruma çalışmaları yapılan bir şehirde en son Bahçelievler mahallelerine gökdelen tasarılan uygulamaya kalkışan belediyeciler, ya bilgisizdir ya da art hesaplar vardır. Ya şu Boğaz köprüleri? Birinci köprü, ikinci köprü ve üçuncüköprül Boğaz Koprüsü ayaklan, çevre yollan, yonca bağlantılan gerekçesiyle binlerce konut yıktınlıyor. On binlerce insanımız sokakia kalryor. Bu yıkımların nereye varacağı da belli değil! Zira her şey başkanın kafasının içindel Köprüler, Boğaz köprüleri dünya lastik endüstricilerinin ve petrol tröstlerinin doymazlığını çekiyor. Bu tempoya ayak uyduran yerti aracılar da çimleniyor. Kim düşünür istanbul'u, Ahmet, Mehmet efendilerin sokakta kalmasını? Gökdelencilerin bilmezlikten geldiği bir şey daha var: İstanbul ikinci deprem kuşağında. istanbul'un yakın ve uzak geçmişinde büyük depremler az değiidir. Bunun içindir ki, son yıllarda istanbul'da yapılaşmalarda deprem yonetjneltğine uygunluk raporu aranmaktadır. Ankara'da İmar Bakanlığı'na bağlı bir deprem enstitüsü, Teknik Üniversite bünyesinde de Deprem Milli Komitesi vardır Vardır, ama bütün bunlar, yazık ki, iyi niyetli bilim adamlarımızın değerli gorüşlerinde ve dosyalannda saklı kalmaktadır. Fransız Prost'tan Alman Högg'e, ttalyan Pinoçyo'ya, nice değerli plan ve önerilerin tozlu dosyalarda kalmış cdması gibil Okıılumuza kitap göndermek ister misiniz? Şile ilçesi Korucu tlkokulu öğretmeniyim. Geleceğin büyukleri olan öğrencilerimizin yetismesinde sizlerin yardımım bekliyonız. Okulumuza birkaç kitap veya ansiklopedi hediye etmek istemez misiniz? Bu çağın gelişen olay ve teknolojisini sevgili öğrencilerimize duyurmak ve onlan gelişen çağa hazırlamak için sizlerin bu konuda yardımınıza okulumuzun ihtiyacı var. MEHMET ÖZCANŞile Panço peynirli, Panço baharath, Türk mutfağmın Knrnuzı Beyaz soslarıyla da neRsurl ısır Cipsi PANÇO, az , tuzlu, az yağlı, hafif gevrek lezzetiyle, öyle çıtır çıtır, afiyetle yenir. Ya da haydariyle, taramayla, taratorla, çiğköfteyle, lezzeti yükseltilir... PANÇO Mısır Cipsi, sağlıklıdır, nefistir! ETİBANK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN 1. Ergani Bakır lşletmesi Müesscscsi Müdürlüğü ihtiyacı, + ^« 20 toleransh 50.000 ton bakır konsantresinin karayolu kamyon ve TIR'larla Karadeniz Bakır Işleuneleri Hopa Tesisleri'nden (yüklenmesi Karadeniz Bakıı lsletmeleri'ne ait, nakliye ve tahliyesi istekliye ait olmak üzere) Ergani Bakır lşletmesi Müessesesi'nin Maden Uçesinde gOstereceği stok sahalanna nakliyesi ve tahbyesi ışidir. 2. Teklifler en geç 27.3.1987 günü saat 12.00'ye kadar Gene'. MüdürlüğümCz Genel Evrakına verilerek tarih ve numara alınacaktır. Bu tarih ve saatten sonra gelen teklifler değerlendinneye alınmayacaktır. 3. Kapalızarf olarak verilen teklifler 31.3.1987 günü saat 15.30'da Satınalma ve thale Komisyonu'nda açılacaktır. Tekliflerin açüması esnasında arzu eden teklif sahipleri hazır bulunabilirler. 4. Söz konusu işin geçici teminat bedeli 30.600.000. TL olup, nakit veya banka teminat mektubu veya devlet tahvili olabilir. 5. Bu işe ait şartnameler, a) Genel Müdurlüğümılz Satınalma Dairesi Başkanlığı kat: 4 no: 418 Sıhhiye/Ankara, b) Etibank Ergani Bakır lşletmesi Müessesesi Müdürlüğü Maden/Elazığ c) Etibank İstanbul Alım Satım Müdürlüğü Meşrutiyet Cad. No: 241243 BeyoŞlu/tstanbul d) Etibank Izmir Alım Satım Müdürlüğü Halit Ziya Bulvan No: 1 kat: 4 tzmir e) Etibank tskenderun tthalatthracat Müdürlüğü Iskenderun adreslerinden 50.000. TL bedel karşıbgında temin edilebiür. 6. Postada vaki gecikmeler kabul edilmez. 7. Bankamız 2886 sayıh kanuna tabi degildir. Basın: 14144 T.C. İZMİR 9. ASLtYE HUKUK MAHKEMESİ Sayı E.No: 1979/642K.No: 1986/912 Davacı MaUye Hazinesi tarafından davaular Makbule Cosan ve arkadaşlan aleyhine açüan tapu iptali davasımn yapılan yargılaması sonunda: tzmir Tınaztepe Mahallesi, Pafta: 74, ada: 629, paısel: 11 noda kayıüı tasınmaza ait tapunun iptaline ve njiTnnann 9992 hisse itibariyle 57 hissesinin Sadık Can Selçuk, 58 hissesinin Ibrahim Selçuk, 115 hissesinin Abide Selçuk, 115 hissesinin Kerimcan Selçuk, 117 hissesinin Rafet Yesüyurt, 230 hissesinin Ziya Yiğit, 481 hissesinin Ahmet Güder, 123 hissesinin Makbule Coşar, 117 hissesinin Islam Topaç, 115 mssesinin Resit Yiğit, 115 hissesinin Gürsoy Cumbul, 115 hissesinin Leyla Cumbul, 115 hissesinin Kadriye Tok, 230 hissesinin Iraz Saraçoğlu, 240 hissesinin Mustafa Güler, 115 hissesinin Mustafa Dıpligüneş, 116 hissesinin Şükriye Esmer, 115 hissesinin tkram Peker, 115 hissesinin Hasan Ali Gündüz, 121 hissesinin Fahamettin Ulus, 115 hissesinin Ahmet Gün, 115 hissesinin Ali Cansever, 120 hissesinin Zekeriya Güç, 115 hissesinin Halil Süz, 117 hissesimn, Şükran Yorg&naoğlu, 58 hissesinin Kadri Göker, 57 hissesinin Zeynep Göker, 234 hissesinin Hasim Akdogan, 111 hisessinin Ismail Çetin, 127 hissesinin Erhan Geydirici, 57 hissesinin Ayşe tsler, 58 hissesinin Kemal lşler, 120 hissesinin Ahmet Üğüden, 55 hissesinin Kıymet Gezener, 54 hissesinin Ali Ismet Gezener, 115 hissesinin l.Cumhur Kaplan, 155 hissesinin Hazbiye Abrancı, 115 hissesinin Muzaffer Altunbağ, 104 hissesinin Faik Büyükyıldınm, 116 hissesinin Ahmet özdeniz, 115 hissesinin Sefer Altunbağ, 117 hissesinin Metin Aydın, 343 hissesinin Halil Durmaz, 628 hissesinin Sabiha Turan, 941 hissesinin Veli Turan, 941 hissesinin Safiye Turan ve 1834 hissesinin Hazme adına tapuya kayıt ve tescüine, 53.810 lira mahkeme masrafı ile 3000 lira vekalet ücretinin davablardan »imması 1380. lira harcın davablardan tahsiline, davacı vekili ile müdahil vekili Av. Ab' öztaysi ve davahlardan Gürsoy Cumbul, Leyla Cumbul, Kerim Can Selçuk, Şükriye Esmer ve Kemal Işler'in yüzlerine karşı diğer davablann yoklugunda temyizi kâbil olmak üzere açıkca verilen karar usulen ve alenen tefhim kıbndığı ilan olunur. Adresi biünmeyen davalılar Makbule Coşar, Sabiha Turan, Mustafa Dipligüney, Ikrem Peker, Ali Canseven, Ahmet Gün, Kadri Göker, Zeyncp Göker ve Mehmet Uğüden'e karar tebliğine yerine kaım olmak üzere ilan olunur. Basın: 14262 28.500 Kg. BOYA İTHAL EDILECEKTİR 1 •ftşekkülüjnüze bagh Bozüyük Seramik Sanayii TA.Ş. fabrikamız ihtiyacı olan 28.500 Kg. Fayans, Seramik ve Dekor boyası kapalı ZBSİ usulü Uc satm alınac&ktır. 2 Tfeküf venne son günü 6.4.1987 saat 17.3O*dur. Bu tarih ve saatten sonra gelen teklifler dikkatc alınmayacaktır. 3 Bu konudaki şartname Eskişehir Yolu 7. Km. Ankara adresindeki Genel Müdürlüğümüz'den temın edilecektir. A Teşekkalumaz Devlet Ihale Kanunu'na tabi degildir. T. ÇtMENTO VE TOPRAK SANAiü T.A.Ş. GENEL MÜDÜRLÜCÜ 14442 Piaat Gıda Sanayii ve Ticaret A.Ş. Cemal Sahir Sokak No: 3 1 80300 Mecidiyeköy / İstanbul Tel.: 172 36 34 172 36 05 PANÇO / •MISIH CtPSİ* "Amigo Fstık'la beğemnizi kazanan PİNAT tarafından ürelıliyor 4
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle