18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 MART 1987 * * * * HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/13 Soramlu Kiırt?.. (Baflarafı I. Sayfada) Türk görevlilerinin Rabrta örgütünce maaşa bağlanmasında kararı kim aldı? Hangi gerekçeyie? Vanlan mutabakatın altında kimin imzası bulunuyor? Başlangıçta bu sorulanmıza dönük olarak beili bir sessizlik vardı; sonra bozulmaya başladı. önce Dışişleri ile Diyanet işleri topu birbirierine attılar. Dışişleri olaydan "haberi" olduğunu belli ediyor ancak, mutabakatın Diyanet tarafından yapıldığını söytüyordu. Diyanet işleri ise mutabakatın Dıştşlerinin sorumluluğunda olduğunu öne sürüyordu. Donemin Başbakanı Sayın Bülend Ulusu, bize yaptığı açıklamada olaydan htçbir bilgisi olmadtğını söyiedi. Cumhurbaşkanı Sayın Kenan Evren, dün Cumhuriyet'e gönderdiği açıklamada konuya dönük "hassasfyeti"mn altını çiziyor, ancak "Devfef Başkanı ve MMİ Guvenlik Konseyi Başkanı olarak kendHerine o dönemde Myle MrbHginin yansımadığmı" ifade ediyorlardı. 12 Eylül'ün Devlet Bakanı Mehmet uzgüneş ise dün Cumhuriyet muhabirinin bir sorusu üzerine Diyanet işlerini suçluyor, bu olayın onların başının altından çıktığını söy lüyordu. Donemin Diyanet İşleri Başkanı Tayyar Altıkulaç'a gelince, o bambaşka bir iddiayla ortaya çıktı ve bu konuda bir Bakanlar Kurulu kararı olduğunu öne sürdü. Bunun üzerine Mehmet Özgüneş de Tayyar Altıkulaç'ı "palavracılık"\a suçladı. Şimdi ne olacak? Söyler misiniz top kimde? Suudi Arabistan'dan şeriatçı bir örgüt, Türkiye Cumhuriyeti Devieti'nin memuriannı yurtdışında dolar üzerinden maaşa bağlryor... Bu konuda resmi mutabakat var; kimse yadsımıyor... Ama, gördüğünüz gibi, herkes topu birbirine atıyor... Çok yazık! laik Türkiye Cumhuriyeti Devteti'nin içine düşürüldüğü durum gerçekten çok acıdır. Bu konuda soylenecek daha çok şeyimiz var. Ama önce bazı sorulann yanıtlarını kamuoyuyla bihikte bekliyoruz. Tayyar Altıkulaç'ın öne sürdüğü gibi maaşlara ilişkin bir Bakanlar Kurulu kararı var mıdır? Yoksa, maaşların bu yolla ödenmesine dönük mutabakat nasıl yapılmıştır? Hukümetten açıklama bekliyoruz. Ttirktş Meclis'e yürüyecek (Baştarafı 1. Sayfada) san ayında yapüacak bir toplantı sonunda TBMM'ye bir açık mektup verilmesi önerisinin geTçekleşmesinde geç kalınmaması istendi. Bunun üzerine Başkanlar Kurulu mektubun verilmesi tarihini 24 mart olarak belirledi. Türklş Yönetim Kurulu, dün "istişari organ" niteliğindeki Başkanlar Kurulu'na, olası 2 saatlik direniş kararı alınması ısrarlarına karşı, "yönetim kurulu karan" olan "eylem pianı" ile çıktı. Türktş Genel Başkanı Şevket Yılmaz, Başkanlar Kurulu öncesinde yapuğj konuşmada, Türklş Yönetim Kurulu'nun tüm uyarüara rağmen, siyasal iktidann çalışanlara karşı hasmane tutum ve uygulamalarını sürdürmekte direnmesi nedeniyle bir eylem planını karar altına aldığını bildirdi. Şevket Yılmaz, "konfederasyon ve u>e örgütlerce yurt duıeyinde ya da öncetiUe sektör, işkolu ve işyerlerind« işi sureli ya da süresiz biçimde genel oiarak durdurma dahil, öngördügü tüm eylem biçimlfri hazıriıgı çercevesinde" belirlenen eylem planını şöyle açıkladı: " 67 ilimizde, Türklş U temsilcileri ve örgüt yoneticikrinden oluşan; üye sayıa ihtiysc ve gereklere göre belirlenecek 'eylem komiteleri'nio 3 Nisan 1987 tarihine kadar oluşlurulması, Türktş Yönetim Kurulu'nca belirlenecek il ya da ilçelerde mitingler, yürüyüşler, toplantılar düzenlenmesi; ilk mitingin 26 Nisan 1987 Pazar günü Samsun'da yapılması; mitinglerin Erzurum, Adana, Konya, tzmit illerinde sürdürülmesi; miting düzenlenecek diğer yörelerin daha sonra belirlenmesi, Türktş üyesi örgütlerin 'grev uygulamasına geçtiği' ya da 'lokavta maruz bırakıldığı' il ve ilçelerde, diger dayanışma girisimleri yanı sıra toplantı ve protesto yüniyüşleri düzenJenmesi; Yurt düzeyınde; * 'Ödenen ücret kadar verim' uygulamasının başlatılması, * 'Işçi sag'ıgı ve iş gUvenliğinin ihlal edildigi veya tehlikede olduğu tespit edilen sektor. işkolu ve işyerlerinde, pratikte tüm kurallan ile işçi saglıgı ve iş gü>?nliği gereklerine uygun can güvenligi saglanana kadar işbaşı yapılrnaması da dahil, diger eylem ve girişimlerin surdurulmesi'. Fazla çalışma uygulamasında isçinin muvafakatini öngören yasa hükmünUn ihlalinin önlenmesi' bakımından gertkll tüm hanriıklann örgütle biriikte yapümas. 1 Nisan 1987 tarihinden başlayarak kamuoyuna ve orgüle, işyeri seodika temsilcikrine, işçilere, köy muhtarhklanna. siyasal parti merkez, it ve ilçe teşkilatlanna. üniversitelere, meslek kuruluşlanna. Türk ulusunun özellikle dar ve sabit geliriilerin. emeklilerin, dul ve yetimlerin ve işçilerimizin içinde bulunduğu tüm sıkıntılan ve çöziim önerilerini içeren surekli yayıniar, kapalı salon toplantılan, konferanslar, sempozyumlar yapılması. Türk işçüerinin içinde bulunduğu çıkmazlann ve demokrasiyi tüm kurum ve kurallan ile yerleştirme uğraşımn ilgili tüm uluslararası kuruluşlara duyurulması, Eylem programının uygulamasının ber asamasında, şartlar ve gelişmtler ışığında. Başkanlar Kurulunun toplantıya çağnlması." lenmektedir. Her halükârda, biz bu kadar önemli bir konuyu, laik T C n i n iizerinde dolaşan kara bulutları yok etmek için, gerçekleri ortaya çıkarmak için ve sorumlularından hesap sormak için Meclis'e ivedilikle getiriyoruz. Daha önceki gibi sonuna kadar bu mücadelemizi devam ettirecegiz." DSP Genel Sekreteri Nuri Korkmaz, Türk din görevlilerinin maaşlarının şeriatçı "Rabıta" örgütü tarafından verilmesinin "irticaran devletin himayesinde olduğunu gösterdigini" söyledi. Korkmaz, bu tür irtica faaliyetleri konusunda bir araştırma hazırlığı içinde olduklarını bildirerek, önümüzdeki günlerde gmpta karara bağlanarak açıklanacağını belirtti. Korkmaz, şöyle dedi: "Biz öteden beri irticanın en önemli nedeninin 12 Eylül yönetiminin bazı destekler sağlamak amacıyla özellikle dış bağlantılı Urikatların faaliyetlerine göz yumması olduğunu soyledik. Şimdi bunlann acılan ortaya çıkıyor" DSP grubunun da "Rabıta" örgütü ile ilgili Meclis araştırmasını gündemine getireceğinv bildirildi. DYP'NİN GÖRÜŞÜ DYP Grup Başkan Vekili Mustafa Çorapçıoğlu, "İddianın belgelerini gördiikten sonra fıkrimizi söyleyeceğiz" dedi. (Baştarafı 1. Sayfada) SHP Meclîse (Baştarafı 1. Sayfada) Özgüneş ise Altıkulaç'ın iddiasını, "Yalan, düpedüz palavra. Ben zaten hastaydım, konuyu sonradan ögrendim" biçiminde yanıtladı. Gazetemiz yazarlarından L'gur Mumcu tarafından kaleme alınan "İslamcı Örgiitler ve Para" başlıklı yazı dizisinde, kısa adıyla "Rabıta ÖrgUtü" olarak bilinen "Rabıtatül Âlemül Ulam"ın 19821984 yılları arasında TüTk yetkilileri ile yapııkları bir mutabakat gereğince yurtdışındaki din görevlilerine ayda 1100 dolar ödediği yer almıştı. Merkezi Belçika'da bulunan "İslam Kültür Merkezi" Genel Müdürü Jmam Ehdei'in de dogruladıfeı bu konunun ortaya atılmasından sonra 12 Eylül döneminin hiçbir yetkilisi sorumluluğu üstlenmedi. Özal hükümeti sözcüsü ve Devlet Bakanı Hasan Celal Güzel ise konunun "incetemeye alındığnu" daha önce gazetemize açıklamıştı. Basın Danışmanı Ali Bannsei aracılığıyla konuya ilişkin bir açıklama yapan Cumhurbaşkanı Kenan Evren aynen şöyle dedi: "GazetenizdeSayın IgurMumcu imzasıyla vayımlanan İslamcı Orgütler ve Para' adlı yazı dizisinin bir yerinde yabancı kökenli ve kısa adı Rabıta olan bir dini kuruluşun Federal Almanya'da görevii Diyanet İşleri BaşkanlıgYna baglı imamlara her ay 1100 dolar para ödedigine ilişkin bir haber yer almıştır. Konuya hassasiyel gösteren Sayın Cumhurbaşkanımız, Devlet Başkanı ve Milli Güvenlik Konseyi Başkanı olarak kendilerine o dönemde böyle bir bilginin yansımadığmı ifade etmişlerdir." TAYYAR ALTIKULAÇ NE DtYOR? Diyanet İşleri eski Başkanı Tayyar Alnkubrç, Uğur Mumcu'nun yazı dizisinde belirtilen, yurtdışındaki imamların "Rabıta"dan aylık almalarının Bakanlar Kurulu kararı ile gerçekleşmiş olduğunu öne sürdü. Altıkulaç, Benden önce bu konuda bir açıklama yapması gereken veya uygun olan kişiler var" dedi. Altıkulaç, olaydan Milli Guvenlik Konseyi'nin de bilgisi oldugunu ileri sürdü. Altıkulaç'ın iddialan üzerine bilgisine başvurduğumuz 12 Eylül döneminde Ulusu hükürnetinde Devlet Bakanı olan Mehmet Özgüneş, Tayyar Altıkulaç'ı kastederek, "Tamamen onun işleridir. Bakanlar Kurulu karan olduğunu zannetmiyorum" dedi. Altıkulaç, Cumhuriyet muhabirinin sorularına şu yanıtları verdi: " Uğur Mumcu'nun yazı dizisini tzledimz mi? ALTIKULAÇ Bazılarma şöyle bir göz aıtım. Yalnız kestim, tamamını okuyacağım. Orada bir olaydan söz ediliyor. Yurtdışındaki imamlann aylıklan Rabıtatül Âlemiil tslam örgütünden ödenmiş. Bu nasıl oldu? ALTIKULAÇ Bugün bir gazeteci arkadaş da bu konuda bilgi istedi. Konuşmak istiyor. Yalnız sanıyorum, benden önce bu konuda bir açıklama yapması gereken veya uygun olan kişiler var. Somımiıı kim? Kimler örneğin? ALTIKVLAÇ O günün sorumlu devlet adamlan. Yani ömegin Özgüneş?.. ALTIKULAÇ Evet. Tabii mesela değil mi ? Yani, bir şey söylemek gerekirse, bence onlar söyiemeli. Eksik bir şey kalırsa belki ilave ederim. Peki hükümetin bundan haberi var mıdır? ALTIKULAÇ Elbette efendim. O zaman Bakanlar Kurulu kararnamesi çıkmıştır. Bakanlar Kurulu karan!.. ALTIKULAÇ Tabü. Yalnız orada (yazı dizisinde) bir şey dikkatimi çekti. Rabıta'nın çıkardığı bir kitap1 tan bahsediyor. 'Put Adam'. Rabıta nın çıkardığı bir kitap değil bu. Yani bazı yanlışlar gözüme çarptı yazıda. Ama hepsini dikkatle okumadım. Bakanlar Kurulu'ndan kaç tarihinde çıkıyor bu karar? ALTIKULAÇ Bilemiyorum. Sizin döneminizde Bakanlar Kurulu'ndan çıktı, oyle mi? ALTIKULAÇ Tabii. tabii... Peki Bakanlar Kurulu'na kim önerdi? ALTIKULAÇ Ben detaya girmeyeyim müsaade ederseniz. Bakan veya bakanlar var. Onlardan görüşerek bir açıklama almanız mümkün. O zaman kim var? ALTIKULAÇ Ulusu var, Mehmet Özgüneş var, Milli Guvenlik Konseyi var. Tabii, ilgili devlet adamlan var deyin, o kadar. Onlann bilgisi içinde hatta karan ile olmuş durumda diyorsunuz. Diyanet'in kendi başına yaptığı bir iş gibi değU. ALTIKULAÇ Hayır, hayır. Benden önce devlet adamlan var. Günün devlet adamlan var. Onların konuşması uygun olur. Ondan sonra gerekirse bir şey söylerim.!' ÖZGÜNEŞ'tN YANITLARI 12 Eylül döneminin Devlet Bakanı Mehmet Özgüneş de, Diyanet'in, Devlet Bakanlığı'na "pamuk ipliği Rabıta temsilcisi (Baştarafı 1. Sayfada) "Diyanet İşleri'nin denetimindeki camilerde görevli imamlara Türkiye Cumhuriyeti bütçesinden aylık ödenmesi doğal. Desem ki: Bir süre bu imamlann aylığı 'Rabıtatül Âlemül İslam' adlı ştriat örgütü tarafından ödenmiştir. 'Olmaz, olamaz' dersiniz. Olmuş. Hem de 12 Eylül döneminde. Hem de Atatürkçülükten en çok söz edilen bir dönemde. 12 Eylül döneminde görev almış adının açıklanmamasını isteyen bir bakandan dinlemiştim bu konuyu. 'Sayın Mumcu, Diyanet İşleri yurtdışına din hizmeti gotürmekte çok geç kaldı. Kalınca da yurtdışında Suleymancılık, Milli Görüşçülük gibi akımlar at oynaltı. Hemen yurtdışına din adamı gönderelim dedik. Baktık mevzuat yok ortada, tabii para da. Suudilerle anlaşuk. Bir mutabakat gereğince Türk imamlannın aylıklan bir süre, 1982 yüından 1984 yılına kadar Rabıta örgütünce odendi.' Ödenen aylık 1100 dolar. Bu paralar, Rabıta örgütünce, Türkiye büyükelçiliklerine ödeniycr, büyükelçilikler de ayhkları imamlara ödüyorlarmış. Önce Belçika'da başlamış bu uygulama, daha sonra Federal Almanya'da da ayhklar Rabıta örgütünce ödenmiş. Brüksel'de tslam Kültür Merkezi Müdürü Başimam Ehdel ile görüşürken bu konuya da değiniyorum. Başimam Ehdel ile görüşmemin asıl amacı da bu aslında. Dönüp dölaşıp soruyorum: 'Rabıta örgütünün Türk imamlara ödediği ayhklar konusunda bilgi verir misiniz?' Bilgi veriyor. Başimam Abdullah El Ehdel Hen, 'İslam Kültür Merkezi' Müduru, hem de 'Rabıtatul Âlemiil İslam' adlı şeriat örgütünün Avrupa temsilcisi. Başimam Ehdel, Tayyar Altıkulaç'ı da, Diyanetçileri de çok yakından tanıyor. Ad ad biliyor Altıkulaç ve kadrosunu. '1980 yüından bu yana Rabıta örgütü, Türk imamUnnın da aylıklannı ödemiştir.' Peki, kim yapmış bu anlaşmayı? Adının açıklanmamasını isteyen bakan, Anlaşmayı Dışişleri yaptı' diyor. Dışişleri'ne soruyorum: 'Yurtdışındaki Türk imamlannın aylıklannın Rabıta örgütünce ödenmesi konusundaki (mutabaka;ı)ı imzalayan kimdir?' Dışişleri Bakanlığı'nın verdiği yanıt şöyle: '1982 yılında Betçika'da görevli din adamlannın aylıklan Rabıta örgütünce ödenmiş. Sonra bu uygulama durmuş. Ancak mutabakatı yapan Dışişleri degil, Diyanet tşleri.' Bu 'mutabakat'ı yapan kim? Diyanet tşleri Başkankğı mı? Yoksa Dışişleri mi? Eski bakan, 'Diyanet'in böyle bir mutabakat yapma yetkisi yok. Mutabakat Dışişleri'nce yapılmıs." diye ısrar ediyor. Başimam Ehdel, 'Evet, biz ödedik' diyor ve eklıyor: 'İslam Kültür Merkezi YönetiroKunılu'nda aralannda sizin bu>ükel*> çinizin de bulunduğu beş büyükelçi! var. Üç tane de Rabıta lemsilcisr.^ Türkiye'den gtlen din öğretmenlerinin de atanmalanna kanşabiliriz. Ancak bir çeşit centümen anlaşması ile bu yetkiyi devletinize devrettik. kimin din ögretmeni olarak atanacagı. na sizinkiler karar veriyor.' Yurtdışında kiminle görüşmüşsem onlara hep bu soruyu sordum: 'Rabıta örgütünün Türk imamlara ödediği 1100 dolariık aylık konu. sunda bir bilginiz var mı?' Hemen hemen herkes bu konuyu biliyor. Koskoca Türkiye Cumhuriyeti, * yurtdışında görevlendirdiği imamlara . ( verecek para bulamamış da bu parayı . bir şeriat örgütü olan 'RabıUt*^'. Alemül Islam'a ödetmiş. . ' Atatürk hakkında hakaret dolusu • 'Sanem AdamPut Adam' kitabını basan ve dağıtan bu şeriat örgütüne! ' Hem de sabahakşam Atatürkçü' . lükten söz edildiği dönemde yapdmış bu 'mutabakat.' " üe" bağlı olduğunu söyledi. Özgüneş, Cumhuriyet'in sorularını şöyle yanıtladı: " Sayın Özgüneş, eski Diyanet İşleri Başkanı Tayyar Altıkulaç, 'Rabıtaül İslam'ın imamlara para ödemesi için Bakanlar Kurulu kararı var' diyor. Ne dersiniz? ÖZGÜNEŞ Emin olun samimi söylüyorum, hiç hatırlamıyorum. Tamamen onun işleridir. Bakanlar Kurulu kararı olduğunu zannetmiyorum. Konsey 'var' diyor. ÖZGÜNEŞ Konsey üyelerinin işi gücü yok da neredeki imamın parası ile mi uğraşacak? Yalan, düpedüz palavra. Konsey ile bir alakası olacağmı zannetmiyorum. Ben hastaydım, hastanede yatıyordum. İtiraf edeyim, bilmiyordum. Ben ancak taa sonralardan ögrendim. Taa Almanya'ya giuiğim zaman haberim oldu. Enteresandır. babasını kardeşini hacca göndermiş de, müfettiş soruyor, Benim ne günahım var' diyor. 'Ben teklif ettiysem Başbakan da tasdik elti'. Yani suç Başbakan'ın olması lazım. İyi mi? tşte bu da bir mantık. Ben de Cumhuriyet'te gördüm. Hasan Cemal'in yazısında. Başbakan, 'Benim haberim yok' diyor. Konsey üyelerinin ne alakası varmış? Benim kanaatim, bilemiyorum yani. İtiraf edeyim, emin ol bilsem söylerim. Kimseden korkum yok. Bir iş yaptıysam söylerim açık açık. 'Böyledir^ derim. Ama yok. Haberim yok. Bir defa Bakanlar Kurulu'nun kararı olacağmı zannetmiyorum. Sanmıyorum. Bakanlar Kurulu'ndan bir sürii karar çıkar. Bakıyorsunuı bu da... ÖZGÜNEŞ Ama ben Bakanlar Kurulu karaınamelerini mutlaka incelerim. Bu kadar önemli bir konu... Bakanlar Kurulu kararnamesi olsa haberim olur. Şu anda devlet arşivleri elimde olsa, araştınrım baştan sona. Kim ne yapmış, kim ne demiş, kim nasıl tezgâhlamış, ortaya çıkar. Ama devlet arşivi elimde yok.?' Rabıta nedir? Aramco destekK şeriat örgütti Haber Merkezi "RabıU" örgütünün tam ismi "Rabıtatül Âlemül İslam" Suudi kökenli bu örgüt "Muslüman memleketlerde yönetimin İslamcı kurallara göre düzenlenmesi için" çahşıyor. 1%3 tarihinde MekKede basılan tüzüğünde şu ilkeler de yer alıyor: Hacca gelenler arasında kuvvetH, olgun uyancılan secip, bunlan "tslam misyoneri" olarak yetiştirmek. ' İslamcı yayın organlanna maddi destek sağlamak. Muslüman devlet başkanlan toplantılan düzenlemek. MiUiyetçilik ve ırkçılıkla mücadele etmek. Rabıta örgütünün maddi kaynakları çok gizli tutuluyor. Ancak bu kaynaklar arasında SuudiAmerikan petrol ortaklığı "Aramco"nun da yer aldığı ve Aramco'nun yıllık gelirinin yüzde 2.5'inin Rabıta'ya aynldığı öne sürülüyor. Rabıta dünyadaki İslamcı örgütlerin en zengini ve en güçlüsü. Rabıta'nın 41 kişilik Kurucu Meclisi'nde bir de Türk temsilci yer alıyor. Eski MSP Şanhurfa milletvekili Salih Özcan. Rabıta örgütündeki diğer Türk temsilci ise eski AP Konya Milletvekili Ahmet Gürkan. 1976 yılında Pakistan'da Rabıta tarafından düzenlenen bir toplantıya o zaman Devlet Bakanı olan MSP'li Hasan Aksav da katümıştı. "Uluslararası Seerat Kongresi" adıyla yapı, lan toplantıda alınan birçok karar, sonradan Türkiye'de adım adım uygulanmıştı. TAYYAR ALTIKULAÇ En genç Diyeuıet İşleri Başkanı 9 Şubat 1978 tarihinden 10 Kasım 1986 tarihine kadar Diyanet Işleri Başkanhğı görevinde bulundu. Cumhuriyet tarihinde gelmiş geçmiş "en genç" başkan sıfatının sahibi 1938 yıhnda Kastamonu'nun Devrekâni ilçesinde dünyaya geldi, ilkögTetimini burada, orta ve yük.sekötrenimini Istanbul'da yapmıştır. 1%3 yılında îstanbul Yüksek İslam Enstitüsü mezunu olan Altıkulaç, ilkokulu bitirmeden 9 yaşında Kuranı Kerim'i ezberleyerek "hafız" sıfaiını aldı. Îstanbul Imam Hatip Lisesi'nde 2 yıl öğretmenlik yaptı. Daha sonra Kayseri Yüksek İslam Enstitüsü'nde asistanlık ve öğretim üyeliği görevlerinde bulundu. Bu arada 196768 yılında Bağdat Üniversitesi'nde Arap dili ve edebiyatı üzerine yüksek ihtisas yaptı. "TefsirHadis" dalında doktorasını tamamlayan Altıkulaç, sırası ile Diyanet İşleri Başkan Yardımcıhğı, Milli Eğitim Bakanlığı Dil Eğitim Genel Müdürlüğü Talim ve Terbiye Kurulu üyeliği görevlerinde bulunduktan sonra 1978 yılında Diyanet İşleri Başkanlığı'na atandı. Bu görevinden 50 yaşında emekliye ayrılan Dr. Altıkulaç halen bir görevde bulunmuyor. Evli ve dört çocuk babası. Kitaplanndan bir tanesi Arapça olarak Beyrut'ta basıldı. .» "iyi Banka" 1987'ye iyi başladı! Toplam Mevduatımız: Piasmanlamnız: 1986 yılına girdiğimiz gün, 1986 yılına girdiğimiz gün, Döviz Tevdiat Hesabı dahil, kredi hacmimiz Toplam Mevduatımız 100,8 milyar liraydı... 331,9 milyar liraydı... Sağlıklı, başarıh her atılımı Verdiğimiz hızlı, verimli, destekleyen ve koruyan bankamız, güvenli, güler\oizlü hizmetleri, kredilerini artırmayı değerbilir halkımız, bankamıza kaçınılmaz bir görev bildi. emanet ettiği mevduatı 1987 yılına girdiğimiz gün, 96 71,6 oranında artırarak plasmanlanmız 9691,4 oranında bizi ödüllendirdi! artarak, 193 milyar liraya 1987 yılına girdiğimiz gün. yükselmişti. Toplam Mevduatımız 569,5 milyar liraya yükselmişti. Özkaynaklarımız: 1986 yılına girdiğimiz gün, Özkaynaklarımız 13,5 milyar liraydı... Gelişmemizin temeli, girişimlerimizin güvencesi olan Özkaynaklarımız, yıl içinde % 166,6 oranında artış gösterdi. 1987 yılına girdiğimiz gün, Özkaynaklarımız 36 milyar liraya yükselmişti. (27 milyar lirası ödenmiş. Oran%'l00). Sennayemiz: 1986 yılına girdiğimiz gün, Anaparamız 12 milyar liraydı... Ülke ekonomisinde daha etkin olmak... tasarılarımıza sağlam adımlarla ulaşmak amacıyla, Sermayemizi 1986 yılı içinde % 150 oranında artırdık. 1987 yılına girdiğimiz gün, Sermayemiz 3O milyar liraya yükselmişti. Kârımız: 1986 yılına 603 milyon lira kârla girmiştik... "İyi Banka" olduğumuzu iyice kanıtlamak için, kararlı, tutarlı yönetimimizle... öz\rerili çahşanlarımızla, çok çahştık. Hem kazandırdık. Hem kazandık. Ve, kârımızı % 2039,4 gibi, erişilmez bir oranla artırarak, 12,9 milyar liraya ulaştırdık. 1986 Bilançomuzdan seçtiğimiz bu, birkaç rakamsal veriyi, bir gelişmenin "dikkat çekici" göstergeleri sayıyor... ve, Sayın Halkımızın bilgisine sunuyoaız... ... 1987'de, bu gelişmeden aldığımız hızla ilerliyoruz. İ PAMUKBANK R B A N K D I Y İ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle