Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Öğrenciler YÖK'ü istemiyor Bu araştırma nasıl yapıldı? Üniversite gençliği araştırmamızda, üniversite öğrencilerinin tümünü temsil edecek bir örneklem planlamasıyla yola çıküdı. Bu plan uyarmca, 9 kentteki 18 üniversiteye bağlı 83 fakülte, bölüm ya da yüksek okulda okuyan ve öğrenci listelerinden sistematik raslantısal örnekleme tekniğiyle belirlenecek 1498 öğrenciye anket uygulanması öngörüldü. Ne yazık ki, YÖK'ün ve üniversitelerin büyiik çoğunluğunun izin vermemeleri nedeniyle araştırma ilk planlanan şekliyle gerçekleşemedi. Zorunluluk karşısında araştırma, tüm üniversite öğrencilerin yüzde 70'ini kapsayan tstanbul, Ankara, Izmir, Adana ve Eskişehir kentlerindeki üniversitelerimizde okuyan öğrencilerle sınırlandı. Anketimiz bu öğrenciler arasmdan kota ömeklemesi tekniğiyle belirlenen 1038 öğrenciye uygulandı. Kotaların belirlenmesinde fakülte veya yüksek okulların öğrenci kontenjanları ile eğitim sürelerinin uzunluğu; öğrenim dalı ve cinsiyet tanımlayıcı ögeler olarak kullamldı. Fakülte veya yüksek okulların öğrenci kontenjanları ile öğretim sürelerine göre dağılımına ilişkin bilgiler, ÖSYM 1986 ikinci basamak sınavı kılavuzundan; öğrenim dalı ve cinsiyete göre dağılıma ilişkin bilgiler ise DÎE'nin, yüksek öğrenim mezunlarıyla ilgili istatisüklerinden sağlandı. Ankette kullamlan soru kâğtdı üniversite kampüsleri çevresinde kotalara göre belirlenen öğrencilere dağıtıldı; öğrencilerin kendi doldurduklan soru kâğıtları anketörler tarafından geri alındı. Yalnızca Adana'da, Çukurova Üniversitesi'nin izniyle anket üniversite kampüsünde gerçekleştirildi. Adana Valiliği bazı soruları sakıncalı bulmuş, Adana'daki uygulamada valiliğin isteğine uyulmuştur. Bu araştırmada kullamlan kota örnekleme tekniği, örneklemin temsil niteliği açısından zaafları olan bir tekniktir. Ancak bu araştırmada olduğu gibi, araştırmaya konu olan nüfusun listesine ulaşılamayan hallerde yaygın olarak başvurulan bir tekniktir. Kotaların sağlıklı olarak belirlenmesi ve ankete katılmayı reddedenlerin oranının yüksek olmadığı durumlarda başarılı sonuçlar vermektedir. Anketimiz üniversite öğrencilerinin büyük bir ilgisini çekmiş, ankete katılmayı reddetme durumuna hemen hiç raslanmamıştır. 1 MART 1987 CUMHURİYET/9 Üniversite Gençliği Konnşuyor Cumhuriyet veri araştırma a.ş. işbirliğiyle yapılan anket VERt ARAŞTIRMA A.Ş. öğrencileri arasında yaptığımız anketin sonuçlarına göre YÖK'ün aynen devam etmesini savununların oranı, yüzde 5 7 geçmiyor. YÖK'ün kaldırılmasım ya da değiştihlmesini isteyenlerin oranı ise yüzde 85 ŞAHtN ALPAY gençlerin temel özellikleri, öğrenci olarak karşılaştıkları sorunlar, temel ihtiyaçları, kültür düzeyleri hakkında hayli zengin bilgiler elde ettik. Asağıda bu sonuçları kamuoyunun dikkatine sunuyoruz. Araştırmamızda yönelttiğimiz soruların önemli bir bölümü, üniversite öğrencilerinin universitelerimizin genel düzeni ve düzeyi ile ilgili değerlendirmeleri hakkında bilgi edinmeyi amaçlıyordu. Bu arada, kamuoyunun yakından ilgilendiği bir konuya ışık tutmaya, bizzat yükseköğrenim hizmetlerinden yararlanan kimselerin YÖK düzeni hakkındaki göruşlerini öğrenmeye çalıştık. Bu bağlamda ankette yer alan sorulardan biri, "Okudugunuz fakülte ya da yüksekokulda size verilen eğitimi mesleğinizde iyi yetişmek açısından yeterli buluyor musunuz?" şeklindeydi. Bu soruya öğrencilerin dörtte üçü dolayındaki büyük bir bölumu (yüzde 74) olumsuz yanıt verdi (Bkz: Şekil 1). Üniversitede gördüğü eğitimi yeterli bulanların oranı ancak beşte bir (yüzde 19) dolayında kalıyordu. Sosyal bilim okuyanlaria doğa ve teknik bilim dallarında öğrenim görenleri karşılaştırdığımızda yanıtlar hemen hemen aynı biçimde dağıhyordu. a 'niversite gençliğinin neredeyse yarısı, geleceği belirsiz görüyor. Gençlerin yüzde 35 7, üniversite öğreniminin, gelecekte kendilerine toplumda saygın veekonomik bakımdan güvenilir bir yer sağlayacağına inanıyor. Uer dört üniversiteliden üçü, üniversitede . er verilen eğitimin yetersiz olduğunu düşünüyor. Üniversite öğrencileri, öğretim elemanlannın da yetersiz olduğu görüşünde. Öğrencilerin yüzde 61 'i, öğretim elemanlarını yetersiz buluyor. niversite öğrenimi görmede başta gelen amacının ' 'yüksek bir gelir ve hayat standardı'' sağlamak olduğunu söyleyenler yüzde 38 'le en geniş kesim. Öğrencilerin yüzde 32"si ise "yaratıcı bir iş sahibi olmayı'' amaçhyor. arasında YÖK'ü destekleyenlerin çok kuçük bir azınlık olduğunu, Yüksek Öğretim Kanunu'nun "aynen sürmesi"ni isteyenlerin oranının yuzde 5'i geçmediği gözlendi (Bkz: Şekil 4). Öğrenciler arasında en geniş kesim (yuzde 44), bu kanunun tumden "katdırılraasım" savunurken, hemen hemen aynı genişlikteki bir kesim de (yüzde 41) kanunun değiştirilmesi gerektiği görüşünu belirtiyordu. Öğrenciler arasındaki çeşitli kesimlerin yanıtlanru karşılaştırdığımızda, en belirgin farklılaşma, öğrenci derneklerine üye olan ya da üye olma isteğini belirten öğrenciler ile bu derneklere üye olmak istemeyenler arasında görülüyordu. Ileride göstereceğimiz üzere, yurt ve dünya sorunlanyla daha çok ilgili, görece daha çok okuyan ilk gruptaki "aktif" olarak niteleyebileceğimiz öğrenciler arasında YÖK'e karşı olanların oranı yüzde 93'e çıkıyordu. İkinci gruptakiler arasında bu oran, yine hayli yüksek olmakla beraber, yüzde 78 dolayına iniyordu. Aktif öğrenciler arasında YÖK'ün tümden "kaldınlmasmı" onerenlerin oranı yüzde 55'e ulaşırken, diğerleri arasında bu oran yüzde 33'tü. Buraya kadar sergilediğimiz anket sonuçları, üniversite öğrencileri arasında genel olarak üniversitelerde verilen eğitim konusunda ve ozel olarak da üniversitelerimizdeki YÖK düzeni ile ilgili çok yaygın bir hoşnutsuzluğun varlığını hayli acık bir şekilde göstermektedir. YÖK uzerine yapılacak en anlamlı değerlendirmenin bizzat yükseköğrenim hizmetlerinden yararianan kişilerin değerlendirmeleri olduğu açıktır. Bu bakımdan, üniversitelerimize YÖK düzenini getirenlerin ve bu düzenin sürmesinden yana olanların, bu sonuçlar üzerinde iyice düşünmeleri gerekir. anketimizde, "Yükseköğrenim yapmanızın başta gelen amacı nedir?" sorusuna yer verdik. Yanıtlar, "Yüksek bir gelir ve hayat standardı sağlamak" şeklinde ifade edilen ve maddeci olarak niteleyebileceğimiz yonelimin en geniş kesimi (yuzde 38) kapsadığını gosterdi (Bkz: Tablo 1). Başta gelen amacını, "Yaratıcı bir iş sahibi olmak" şeklinde belirten ve esas olarak manevi doyumu hedefleyenlerin oldukça geniş bir kesim (yüzde 32) oluşturduğu da görüldü. Öncelikle "Memlekete faydaiı olmak" (yüzde 12) ve "Toplumda itibar sahibi olmak" (yuzde 10) amacını taşıyanlar görece dar gruplardı. Bulgulann ortaya koyduğu bir sonuç, yüksekoğrenimden maddi beklentileri olanların (Tablo l'de A), en geniş kesimi oluşturmasına karşın, manevi denebilecek beklentilerin (Tablo l'de B, C ve D) daha yaygın oluşu. ikinci bir sonuç da, bireysel tatmine yönelik amaçların (Tablo l'de A, B ve C) "Memlekete yararlı olmak" gibi kolektif, toplumun tümünü ilgilendiren bir amacı gölgede bırakması. Öğrenciler arasındaki çeşitli kesimlerin bu soruya verdikleri yanıtları karşılaştırdığımızda, en belirgin farklılaşma kız ve erkekler arasında görüldu. "Yaratıcı bir iş sahibi" olmanın başta gelen amacı olduğunu söyleyenler, kızlar arasında (yüzde 44), erkeklere gore (yüzde 27) çok daha yaygındı. a r Dplum hayatınuzda 12 •Eylül müdahalesi yeni bir dönemin başlangıcı oldu. 12 Eylül ertesinde anayasada ve çeşitli temel yasalarda yapılan dlizenlemeler, ülkemizin siyasi, iktisadi ve kültürel hayatını derinden etkiledi. Askeri yönetim, üniversitelerimizi müdahaJeyi zorunlu kılan anarşi ve terör ortamının başlıca sorumluları arasında görüyordu. Bu nedenle, 12 Eylül rejiminin anayasadan da önce ele aidığı ve köklii bir yeniden düzenlemeye tabi tuttuğu alan, yükseköğrenim kurumları oldu. Kasım 1981'de, henüz Danışma Meclisi'nin dahi kurulmadığı bir sırada, hiç tartışılrnaksızın kabul edilen Yüksek Öğretim Kanunu ile tüm yükseköğrenim kurumları tek bir çatı altında toplandı ve abartma sayılmayacalc bir benzetme ile "kışla düzenine" sokuidu. Üniversitelerde Fıkir üretme ve tartışma ortamı çok büyük ölçüde kısıtlandı. YÖK duzeni beş yılmı doldurdu ve üniversitelerimiz bu düzende ilk mezunlarını vermeye basladı. YÖK düzeninde üniversite gençliği hakkında toplumumuzda yaygın bir kanı, 1980 öncesinin aşırı politize genclerinin yerini şimdi derslerden başka hiçbir şeyle ilgilenmeyen, yurt ve dünya sorunlarına ilgisiz, "depolitize" gençlerin almış olması. Yalnızca Türkiye'de yaşanan gelişmelerin değil, genel olarak dünyada esen tutucu rüzgârların da "apolitik" bir gençliğin ortaya çıkışında rol oynadığı düşünülüyor. Bu ne denli haklı bir kanıdır? Üniversiteli gençlerimiz gerçekten apolitik midir? Yurt ve dünya sorunlarıyla ne ölçüde ilgilenmektedir? Bu konularda görüş sahibi ise, nasıl düsünmektedir? Siyasi, iktisadi ve kültürel hayatla ilgili temel tercihleri ne yöndedir? Temel hak ve özgürİüklere dayalı dernokratik düzeni ne ölçüde benimsemektedir? Ekonomide devletçilikten mi yoksa piyasa ekonomisinden mi yanadır? Türkiye'nin dünyadaki yerini nerede görmektedir? NATO ve AET'ye üyeliğimiz konusunda görüşü nedir? Bazı güncel politik sorunlarımız hakkındaki fikri nedir? Din, cinsellik gibi konularda ne gibi bir tutuma sahiptir? Ve çok önemli olarak, üniversitelerde gördüğü eğitimi nasıl değerlendirmekte; YÖK düzeni hakkında ne düşünmektedir? Kasım 1983 seçimleriyle başlayan, 1984 yerel seçimleri ve 1986 ara seçimleriyle ilerleyen demokrasiye dönüş sürecinde, yukanda sıraladığımız soruların yanıtlarını araştırmanın zamanı geldiğini düşündük. Ve ibret verici öyküsünü okuyacağınız bu araştırmayı yaptık. Araştırmamızda üniversiteli Sonuçları yorumladılar MtTIUT BAHÇEti (23 IÛ CerrahpaşaTıp 5 sınıf) YÛK'le faırdönemtn sucfusu göstenlen jençkjın öenetım altına alınması, sadece kendısınden ıstenılenı yenne getıren. venlenlere teşekkur eden bir gençlık yarattlması amaclanmaktadır Gençler. bu nedenle YÖK e karşıdır Ben de karşıytm YÛK Yasası'nın değiştınimesıyle sontcun du2eleceğin' sanmıyonıın Unıversıtesı Mımarlık, 4 sınıf) YÖK'u destekleyen ödrencılenn oranım u buldum YÖk un bazı uygulamalannı olufrtu buluyooim Kanunun tumden kaldınlması değıl de bazı yanlannın değıştınlmesı göruşündeyım YÛK'ü suçlamamak gerekıyor Daha 5 yılliK geçmı$ı var YÖK'e bir şans tanımalı " SEDAT BEKİROĞLU (22 • Yıldtz BERTAH BAKKAIOĞIU (19 Boğazra ÛnıversıtesJ Elektnk Etekironık Mühendıslığı 1 sınıf) ' YÛK öğrenciye karşı bir olay olmasa da. çok degerlı bırcok öğretim üyesın ürnversıteden uzaMastırması öğrenanın tepkısını almaya yetmıştır Bunun yanı sıra öğrenci aleyrtıne ağır değışıklıkler yapıldı Ûrneğm, ümversıtede devam zorunluluğu olmamalı HAKAN KArHAK (20 Mımar Sınan Unıversıtesı Güzel Sanatlar Serarmk. 1 sınıf) • YÛK ü destekleyen öjrencıCnn oranır.ın çok du$uk olması bence gaye! normal Cunku YOK un aidığı kararlardan etkılenmeyen oğrencılenn oranı da okJukça duşuK Ekonomık durumıj lyıolan iyi yetışmış gereklı çalışma kosullanna sahıp öğrenciler YÖKten boşnutlar' GÛVBI MENOt (21 MımarSınan Unıversıtesı Guzel Sanatlar. Grafik 2 sınıf) Bu kanunun tumden değıstmlmesı goruşundeyım Fızıfcsel gorunumune varıncaya kadar öğrencının her şeyıne mudafıaie edı/ıyor YÖK un getırdığı eğıtımcılenn buyük bölumu lıse öğretmenı gıt» Oğrencıyle konuşmak. sorunlarıyla ılgılenmek dahı ıstemıyortar " ŞEKİL 1 ÛRtonltede veriiea eğlöm yeterli ml? Yeterli 7 Rkri yok/yetersiz Yetersiz %fc74 • = 1035 ŞEKİL 4 Yükseköğretim Kanunu (YÖK) değlşmeli mi? 50403020. 100Çoğu yetersiz Tümu yetersiz n = 1037 Deâiştirilmeli (n = 1037) Kaldınlmalı Öğretim elemanlannın ehliyeti Aynı konuya başka bir açıdan yaklaşmak amacıyla, öğretim elemanlannın ehliyetiyle ilgili şu soruyu sorduk: "Okumakta olduğunuz fakülte ya da yuksekokulda size ders veren öğretim elemanlannı genelde konulannda iyi yetişmis ve sizi de iyi yetiştirebilecek nitelikte buluyor musunuz?" Bu soruda da öğrencilerin üçte ikisine yaklaşan bir bölümü (yüzde 63), öğretim elemanlarının niteliği konusunda olumsuz görüş bildirdi (Bkz: Şekil 2). Azımsanmayacak bir bölüm (yüzde 7), öğretim elemanlannın tümü hakkında olumsuz yargıya sahipti. Sosyal bilim okuyan öğrenciler arasında öğretim elemanlarını yetersiz bulanların oranının (yuzde 62), teknik dallarda öğrenim gorenlere nazaran (yuzde 58) biraz daha yüksek olduğu görülüyordu. YÖK öncesinde öğrencilerin üniversitelerde eğitimin ve öğretim elemanlannın niteliği üzerine görüşlerinin ne olduğu hakkında elimizde bir bilgi bulunmuyor. Ancak, bu ankette ortaya çıkan sonuçlar, YÖK düzenindeki üniversitelerde verilen eğitimin düzeyinin hayli düşuk olduğuna ilişkin kanının bu hizmetlerden yararlananlar arasında çok yaygın olduğunu gösteriyor. Üniversitede okuyanlar, kamuoyundaki YÖK'le ilgili tartışmalar, özellikle akademik çevrelerce YÖK düzenine yöneltilen ŞEKtL 2 Üniversite öfretim elemanlan yeterli mi? Yeter)i Fikri yokl fintŞS Yetersiz Aynen sürmeli %t Tümü yeterli H29 .çoğu yeterli S5 Üniversite öğrenimi güvence mi? Üniversite öğreniminden beklentilerle ilgili başka bir sorumuz şuydu: "Üniversite eğitiminin gelecekte size toplumda saygın ve ekonomik bakırndan güvenli bir yer sağlayacağına inanı\or musunuz?" Yanıtlar, geleceği bu açıdan belirsiz gören gençlerin çoğunlukta (yuzde 48) olduğunu gösteriyordu (Bkz: Şekil 5). Yüzde 17 dolayındaki azımsanmayacak bir kesim, bu konuda olumsuz bir beklentiyi dile getiriyordu. Üniversite öğreniminin kendilerine gelecekte toplumda saygın ve ekonomik bakımdan güvenli bir yer sağlayacağına inananların oranı ise yuzde 35'i aşmıyordu. Öğrencilerin mensup oldukları sosyoekonomik gruplara göre karşılaştırılması, çok belirgin bir farkhlaşmayı ortaya koyuyordu. Üst sosyal grupta, geleceğe olumlu bakanların oranı yanya yaklaşırken (yüzde 48), alt gruptan öğrenciler arasında bu oran yüzde 28'e kadar azalmaktaydı. Bu sonuç, tek başına üniversite eğitiminin güvenli bir geleceğin anahtarı olma rolunün giderek zayıflamakta oluşunu doğrular nitelikte. ŞEKİL 5 dniversite öjrenJnıl topiunıda saygın bir yer sağlayacak ım? Hayır Genel H17 Fıkn Yok H4I Evet TABLO 1 Yüksek Ajreahn yapmada başta gele* amaç GENEl A. Yüksek bir gelir ve hayat standardı sa0lamak B. Yaratıcı bir iş sahibi olmak C. Toplumda itibar sahibi olmak D. Memlekete faydalı olmak E. Dtfler F. Herhangi bir amacı yok G. Yanıtsız Toplam %» KIZLAR ERKEKLER • = 321 •«718 H35 H44 %3t *T7 %1I *14 Sosyal Grup Üst %4I n = 336 Niçin yükseköğrenim? Ülkemizde yukseköğrenime duyulan talep, özellikle 1960'lardan bu yana giderek arttı. Yükseköğretim gittikçe büyüyen ve toplum hayatında ağırlık kazanan bir sektör oldu. Üniversite öğrenimi, dar gelirli ailelerden gelen pek çok gencin, toplumda itibarlı ve yüksek gelirli bir iş sahibi olmasında anahtar rol oynadı. Birçok dar gelirli aile için en buyük ideal, çocuklarına yükseköğrenim yaptırabilmek oldu. Son yıllarda üniversite mezunlannın sayısmdaki artışa da bağlı olarak, durum değişmekte. Tek başına yükseköğrenim, itibarlı ve yüksek gelirli bir iş sahibi olmaya yetmemekte. Yine de, üniversite eğitimi topiumda, "yüksdmeyi" mümkün kılan en etkili araç konumunda. Bu bağlamda, üniversitede okuyan gençlerin yuksekoğrenimden ne bekledikleri hakkında bir fikir edinmek amacıyla. %n %n %n %s %J *tet %t H8 H7 S3 %1 «2 Orta S31 • 358 H3 %S %2 Alt H20 %28 • = 344 H100 H1M geliştiği" şeklindeki göruşlerini paylaşan öğrencilerin oranı onda biri geçmiyordu. Kız ve erkek öğrencilerin, sosyal ve teknik bilim dallarında okuyanların yanıtlarını karşılaştırdığımızda, üzerinde durulmaya değer bir farklılaşma görülmüyordu. Yüksek Öğretim Kurulu Başkanı'nın büyiik bir reform olarak savunduğu 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanunu, bugün farklı gerekçelerle de olsa, hemen hemen tum siyasal çevrelerce eleştirilmekte. Bu olağanustu eleştiriler konusunda ne düşünüyorlar? Bu soruya ışık tutmak için anketimizde şu soru yer aldı: "1981 yılında kabul edilen Yüksek Öğretim Kanunu, kamuoyundaki başlıca tartışma konularından biri. Bu tartışmalarda ileri siirülen göriişlerden bazdannı aşagjda sıralıyoruz. Siz bu görüşleri doğru buluyor musunuz?" Sıralanan gorüşler, YÖK üzerine iki olumlu, iki de olumsuz yargıyı kapsıyordu. Verilen yanıtlar, dört konuda da öğrencilerin buyük bir çoğunluğunun YÖK'le ilgili olumsuz yargıyı paylaştığını ortaya koyuyordu (Bkz: Şekil 3). Öğrencilerin üçte ikisini aşan bir bölümü YÖK ile üniversite özerkliğinin kalktığı (yüzde 70), YÖK yüzünden üniversitelerimizin en değerli elemaniarından bazılarını yitirdiği (yüzde 67) görüşündeydi. Yüksek Öğretim Kurulu'nun YÖK ile "yükseköğretimde kalitenin yükseldiği" ve "bilimsel araştırma faaliyetlerinin dönem kanunu ile ilgili değişiklik önerilerinin yakın bir gelecekte parlamentonun gündemine gelmesi kimseyi şaşırtmayacaktır. Üniversite öğrencilerinin YÖK'le ilgili önerisi nedir? Bu konuya ışık rutmak amacıyla şu soruyu sorduk: "Bazılan YÖK'ün aynen devam etmesini savunuyorlar, bazılan ise değiştirilmeşini istiyor. Başka bazılan da, YÖK'ün kaldırılmasından vana. Siz hangi görüştesiniz?" Yanıtlar, üniversiteli gençler Yann: Çoğunluk, öğren derneklerine üye olmak istemiyor. ŞEKtL 3 YÖK nasıl değerlendiriliyor? Doğru YÖK, üniversite özerkliğini kaldırdı Fikri yok / yanıtsız Yanlıs Araştırmanın ibret verici öyküsü SEZGİN TÜZÜN Veri Araftırnut Gn. Md. n = 1036 YÖK yüzünden üniversiteler, en değerli elemaniarından bazılarmı yitirdi. H2t n = 1037 * YÖK, üniversitelerde eğitim kalitesini yükseltti. YÖK, üniversitelerde bilimsel araştırma faaliyeüerini geliştirdi. r• 9 * 10 KZ7 I \ 1036 H33 H57 1037 Cumhuriyet gazetesi Genel Yayın Mudiiru Hasan Cemal, üniversite gençliği üzerine kapsamlı bir araştırma yapılmasını isteyince, hemen çalışmaya koyulduk. Bilim Eğitim Servisi Şefi Şahin ALPAY ile soru kâğıdı üzerinde çalışırken, bir yandan da araştırmanın örneklem planını oluşturuyorduk. Araştırmanın soru kâğıdı ve örneklem planlaması 1986 kasım ayı başında tamamlandı. Böylece araştırmadaki en guç aşamalardan birini aştığtmız kanmndaydık. Oysa guçlükler, yeni başhyormuş. 6 Kasım 1986 tarihınde ^Üniversite Gençliği Araştırması anketlerinin uygulanmasında kurumunuz açısından sakınca görülüp görülmediğinin tarafımıza bildirilmesi, sağlıklı bir araştırmanın gerçekleştirilebilmesi için önem tasımaktadır. Kuruluşumuz, bu araştırmanın; Yüksek Öğretim Kurulu'nun da temel amaçları arasında olan bilimsel araştırma ortamının gelişmesine katkıda bulunacağı inancmdadır" diye bıten ve ekınde araştırma örneklem planlaması ile soru kâğıdı bulunan bir yazıyı Yüksek Öğretim Kurulu Başkanlığı 'na yolladık. 10 Kasım 1986 tarih ve 26062 numarayla YÖK'e giriş kaydıyapılan başvuru yazısına on gün beklememize karşın bir yanıt gelmemistı. 17 kasım tarihinden itibaren YÖK'le aramızda bol teiefonlu bir iletişim başladı. Başvuru yazımız YÖK içinde yok olmuştu. YÖK özel kaleminde gorevli bir hanımla yapılan beş altı telefon gorüşmesinden sonra, yazımızm YÖK Genel Sekreter Yardımcısı'mn önunde olduğunu öğrendik. Başvuru yazımızla ilgili bilgi almak için bu kez genel sekreıer yardımcısını arıyor ve sürekli şu yanıtı alıyorduk: Kendileri ya hastaydı ya on dakika önce çıkmıştı, ya toplaniıda idi ya da hiç gelmemişti. Bir süre sonra bu telefonla aramalara Şahin Alpay da katıldı. Sonuç yine aynı idi. Durum Hasan Cemal'e akta rıldı. Hasan Cemal, YÖK Başkanı Prof. Dr. thsan Doğramacı ile yaptığı telefon gorüşmesinden sonra, olumlu izlenimler taşıyordu. Prof. Doğramacı, Cumhuriyet'i ziyaret etmek istediğini ve geldiğinde konuyu göruşebıleceğini söylemiştı Doğramacı 'yla görüşme 4 Aralık 1986 persembe gunu saat 11.00'de Cumhuriyet gazetesmı ziyaret eden YÖK Başkanı Prof. Doğramacı 'nm, Hasan Cemal ile yaptığı gurüsmede, Şahin Alpay'la birlikte Veri Araştırma adına ben de bulundum. Göruşme sırasında Doğramacı, ' 'Böyle bir araştırmanın önemi'' ve "arasnrmoiann hiçbir biçim de engellenmemesi gereği" üzerinde duruyor ve "Böyle bir araştırma sadece öğrencilerle değil, üniversitedeki öğretim üye ve yardancüanyla da yapümah " diyordu. Sadece üniversitede bulunanlar değil, üniversiteden atılanlar ve aynlanların da araştırmaya dahil editebileceğini belirten ve "hatta bu UsteUri biz size verebitiriz" diyen Prof. Doğramacı, sonuçta Bursa'da yapılacak toplantıda rektörlere araştırmadan suz edeceğini ve bize en kısa zamanda bilgi vereceğini söyledi. Bu arada, ev telefonlannı vererek, gerektiğinde sabah 8 sıralarında kendisini arayabileceğimizi belirtti. SORECEK