19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/8 HABERLER 20 ŞUBA T 1987 THY'de grev kararı ' stanbul (uba) Türklş'e bağlı Havats Sendikası 1 / Ekim 1986'dan beri Türk Hava Yolları'nda (THY) sürdürdüğü toplusözleşme göruşmelerinde anlasma sağlanamaması üzerine grev kararı aldı. Sendika Genel Başkanı tbrahim Oztürk, işverenin katı tutumunun kendilerini grev kararı almaya zorladığını belirtü. Yeni tüzük taslağı MKYK'de görüşülecek Beşiktaş'ta ekmek 100 lira Tstanbul (a.a.) Kartal'dan sonra, Beşiktaş'ta da ekmek 1 100 liradan satılmaya başlandı. Böylece zamlı ekmek satan ilçe sayısı ikiye çıktı. tstanbul Ekmek Işverenleri Sendikası yetkilileri, ekmeğin bugun ve yanndan itibaren 100 liradan satılacağmı bildirdikleri Şişli, Beyoğlu, Bakırköy ve Sanyer ilçelerinde "ekmek pazarlığı"nın sürdürüldüğünü kaydettikr. Yeni tüzüğe göre; MKYK eski CHP'deki parti meclisi modeline benzer iki ayrı organ olarak çalışacak.Merkez Yönetim Kurulu 20 üyeden oluşacak. Merkez Karar Kurulu'nda ise MYK üyeleri dahil 60 kişi görev yapacak. ANKARA (Cnmhuriyet Bürosu) SHP'nin,raayısaymda yapılacak seçimli tüzükprogıam kurultayında değiştirilecek tuzuğü, önümüzdeki haftadan itibaren MKYK'de tartışılacak. Tüzük Komisyonu tarafından hazırlanan tüzük ön taslağında, partinin yapısında köklü degişiklikler ile "naylon üyeliği" önleyecek yöntemler önerildi. Yeni yapılanmada, SHP'nin büyük kurultaydan sonra en yetkili organı olan Merkez Karar ve Yönetim Kurulu, eski CHP'deki parti meclisi modeline benzer bir şekilde iki ayn organ olarak calışacak. Merkez Yönetim Kurulu, 20 üyeden oluşacak, Merkez Karar Kurulu'nda ise MYK üyeleri de dahil 60 kişi görev yapacak. Tüzük taslağının aynen berumsenmesi durumunda Merkez Karar ve Merkez Yönetim Kurulu üyeleri, kurultayda tek listede yazılı adaylar arasından seçilecek. Merkez Yönetim Kurulu, en çok oyu alan 20 kişiden oluşacak. Oy sıralamasında ilk 20'yi izleyen 40 kişi ise Merkez Karar Kurulu'nda görev yapacak. Merkez Yönetim Kurulu aynı zamanda Merkez Karar Kurulu'nun da üyesi olacaklar. MKK, partinin büyük kurultaydan sonra en yetkili organı olacak ve partinin genel politikasını belirleyerek, ilke düzeyinde karar alacak, yürtit SHP'de CHP modeli me işJevini ise MYK yerine getirecek. Tüzük değişikligi ile genel başkan yardımcılıklarının kaldırılacağı SHP'de genel sekreter ve 6 yardımcısı ile genel sayman Merkez Yönetim Kurulu içinden seçilecek. Yürürlükteki tüzükte MKYK tarafından yüriitülen ve özellikle karar alma ile ilgili görevlerin büyük bölümünü daha genişletilmiş olarak MKK sürdürecek. MKK'nin başlıca görevleri şunlar olacak: Partinin politikasını ve stratejisini saptamak, Hükümet kurmaya, hükümete katılmaya, hükümetten çekilmeye veya ayrılmaya karar vermek, Partinin hükümetle, başka parti veya kunünslaria ilişkilerini dözenlemek, Partinin kurduğu ya da katıldığı hükümetin programı üzerindeki görüşlerini büdirmek, Zonıdb nedenierle knrultayın toplanamadigı durnmlarda partinin hııkuksal variıgına son verilmesi ile tüzük ve program değişikligi dısındaki bütün kaauian alabilmek, Milletvekili seçimlerinde kontenjan adaylarını belirlemek. MKK, en aziki ayda bir, MYK ise 10 günde birloplanacak. MYK'nin yetkileri de şOyle olacak: KuralUry ve MKK kararlannı yerine getinnek. Parti programını yaymak, Parti içi eğitim çalışmalannı düzenlemek, Parti örgütünü yönetmek, denetlemek, partinin ve örgütün gelişmesi için her türlü önlerai almak, Kongrs çalışmaiarının, delege seçimlerinin, tüzük ve kararlara uygun yapılmasını sağlamak. Taslak uyannca genel başkan yardımcılıklan kaldırıldığı için genel başkana genel sekreter vekillik edecek. SHP tüzük taslağında, milletvekili önseçimi konusunda seçenekli bir yöntem önerildi. Partili üyelerin tümünün katılımı, merkez yoklaması ve genişletilmiş delege seçeneklerinden hangısinin belirleneceği mayıs kurultayında kesinük kazanacak. Ancak, parti içinde önseçim için genişletilmiş delege >djıteminin benim senmesi ağırlık tasıyor. Bu yöntemde, büyük bir olasılıkla önseçinıe ka tılabilecekler şöylc belırlenecek: O ilin büyu* karaKay delegeteri, ' ll kongre delegeleri, O secim çevr sindeki ilcelerin kongre delegeieri^ ' tiin milletvekıiJeri, seçim çevresinin partili belediye başkanlan, belediye meclisi ve.^1 genel meclisi üyeleri, " Kongrece secftaiş U ve ilçe başkanlan, il ve ilçe yüaetim knrullan üyeleri ile il disipüıı kurulu üyeleri. Her mahalle va da köyden seçilmiş iJçe kongreşi ;ietegelerinin belü ANKARA...ANKA MU§E3tREF HEKIMOGLU Tstanbul (a.a.) Yeniköy önlerinde Onceki gece karaya J. oturan Hindistan bandıralı "Flying Offıcer Nırmal Jit Singh Sekhon" adlı tanker, Alemdar2 kurtarma gemisi tarafından yüzdürüldü. Sovyetler Birliği'nden aldığı gazyağı ve motorini Hindistan 'a götürmekte olan 28.704 grostonluk dev tanker, tstanbul Boğazı'nı geçerken Yeniköy önlerinde dumen arızası ve akıntı nedeniyle karaya oturmuştu. Kendi imkânlarıyla kurtulmaya çalışan, ancak önceki gece Denizcilik Işletmeleri Gemi Kurtarma tşletme Müdürlüğü'nden yardım isteyen gemiye dün saat 15.30'da Alemdar2 kurtarma gemisi tarafından yardımda bulunuldu. Karaya oturan tanker yüzdürüldü bir katı tutarında önseçim delegesi, İlçe kongrelerince seçilecek il kongrcsi delegeleriniıı belli bir katı kadar önseçim delegesi. Bu yolda yapılacak düzenleme ile daha önee yönetmelikle belirlenen önseçim ve adaylık koşulları da tüzüğe giriyor. Aynca, adaylık koşulları arttınlarak, en az bir yıldan beri parti üyesi olmak koşulu getiriliyor. SHP'nin yeni tüzük taslağında, özellikle birleşme sonrası yapılan kurultayda büyük yakınmalara yol acan "naylon üyetik" olayına son vermek için de önlemler yer alıyor. Aynca, yılda en az 1200, en cok 12 bin lira olması öngörülen üyelik ödentisinin ödenmesi zorunlu duruma getiriliyor. SHP'ye üye olacaklar giriş sırasında da en az bin lira ödenti verecekler. SHP'de "nayion üyeliği" önlemekS için getirilen en etkin yöntem o l a q | aday üyelik öngörüldü. Buna göre, SHP'ye üyelik için başvuruda bulünanlar 3 ay süreyle aday üye olaraJt kabul edilecek. Partililer, aday üyeye bir ay içinde itiraz edebilecekler. Aday üyeUk süresince asil üyenin yükümlülüklerı geçerli olacak, ancak, seçme ve seçılme hakkı kullajulamayacak. Aday üyelik üç ay sbnunda kendiliğinden asil üyefiğe dönüşecek. Parti üyeleri, üyelik haklarmı ancak geçerli üyelik kîmlik belgesi ile kullanabileceMer. Kimîik belgderi ilçe başkaBİ; yılda bir yejm :aslağını hazıriayan iyomisyon uiel aday üyelik. üjelik ödentısinm runlu; gesi k« kınm' lanc Çelişkiler... Yardımseverler Derneği'nin 60. yılı Tstanbul (a.a.) Türkiye Yardımseverler Derneği'nin 60. Â kuruluş yıldönümü törenlerle kutlandı. /stanbul'da ilk tören Taksim Cumhuriyet Amtı'na dernek adına tstanbul Merkez Başkanı Türkan Eczaabaşı ve yönetim kurulu üyeleri tarafından çelenk konulmasıyla başladı. Pera Palas Oteli'nde düzenlenen törende bir konuşma yapan Türkân Eczaabaşı, derneğin 1928 yılında Ankara'da "Yoksul Kadına Yardım Cemiyeti" adıyla kurulduğunu söyledi. Eski CHPTUer SHÇTUere yemek verdi CUP'nin son Genel Yönetim Kurulu üyeleri, Erdal tnönü ve SHP Başkanlık Divanı üyelerine verdikleri yemekte, "solun bütünlüğü için ne yapılması gerektiğini" görüştüler. ANKARA (UBA) Kapatılan Halk Partisi'nin son genel yönetim leri SHP Genel Başkanı Erdal Inönü ik BaşkarT hk Divanı üyelerine Anadolu Kulübü'nd mek verdi. Yemekte 'sohın bütünlüğü pılması gerekenler" konuşuldu. CHP'nin Genel Sekreter Yardımcı: Erol Tuflcer, Metin Somuocu ile genel yö kurulu üyeleri Nıısret Aydın, İsmet Atalay, Mekmet Gümaşçii ve H »eyin Dogr* .wn düz.nlediği ysmekü sohbet toplanUsınz, SHP Genel Başkanı Erdal tnönü. Başkanhk Divanı ıdan Aydffl.Güven Görkaa, tbnUm Öçeş, Yiği* Gnlöksöi, Genel Sekreter Flkri Safte^«t yardımcıîarı, Yakup Kepe«ek, IbrmJaİBi Taşdteir, GiTaayolaç, Eais Titâacâ, geael sayman U | » itmaz kaüldı. Kapatılan CHP'nin Genel l*ekreter Vardunsı Erot Tuncei, yemek talebüin kendikrinden ;eldtgml büdinek, "Yemeklr a&eata içiiMte bu^ d ğ a dornmu, SHP'nin Törk dyaal ksyatiB4a alması gereken roiii, sohın btiranJügâ için oeyaptlmas gcrekt^i üzerinde donüds. Ayn* geçmiş teorüıelefifiiizden kaynaldaaan ve y»ttrta olacagna inan<lıgnıız öeertJeriınizi de d k " dedi. 10, 20 ve 50 liralık piyasadan çekiliyor nkara (a.a.) Halen piyasada bulunan 10, 20 ve 50 liralık banknotlar tedavülden kaldırılıyor. ön yüzlerinde Atatürk portresi bulunan banknotlar 21 ağustostan itibaren geçerliliğini yitirecek. Merkez Bankası 'nın açıklamasına göre, 10, 20 ve 50 liralık banknotlar, 21 ağustostan itibaren Merkez Bankası giselerinde ve Merkez Bankası bulunmayan yerlerde Ziraat Bankası şubelerinde değiştirilebilecek. Değiştirme işlemi 21 Ağustos 1997 günü akşamma kadar sürdürülecek. ne parti ile sıkı Ilişkfleri olan etkin üye getirecegini" biîdirdiler. Siyasi Partiler Yasası'nda partileFİnbıhuk kongrelerini 3 yılda bir yapabilmelerine olanak sağlayan yönde değişiklik yapümasına karşın taslakta SHP kurultayının 2 yıld* bir toplanması öngörülüyor. Ancak, Merkez Karar Kurulu, "siyasal ve sosyal kosullar gerekünyorsa" kurultay süresini üç yıla çıkarabüecek. J ICTİ, i>u u . J:UL J i i j d i î j U vulk u*f »crı Gurbetçi çocuklan turizm sektöründe / stanbul (a.a.) Federal Almanya'dan kesin döniiş yapan isçi ailelerinin çocuklan turizm sektöründe çalıştırılacak. Turizm Geliştirme ve Eğitim Vakfı 'nın başlattığı proje ile turizm sektörünün Almanca bilen eleman açtğı gurbetçi çocuklarla karşılanacak. TUGEV Genel Sekreteri Adnan özaktas, konuyia ilgili açıklamasmda, turizm sektöründe Almanca bilen eleman sayısmın yeterli olmadığma dikkat çekerek, yurtdıştndan yapılacak bilgi transferinde Federal Almanya'nm enfazla önem verilen ulke olduğunu söyledi. Halkevlerinin 55. yılı kutlandı Halkevlerinin son dönem başkanı Ahmet Yıldız ile Genel Yönetim Kurulu Başkanı Niyazi Ağırnaslı, Halkevlerinin yeniden faaliyeTe geçmesi için yasal bir engel kalmadığını bildirdi. ANKARA (Cnmhuriyet Bürosu) Atatürk'ün direktifi ile 19 Şubat 1932'de kurulan ve 12 Eylül döneminde faaliyeti durdurulan Halkevleri'nin kuruluşunun 55. yılı kutlandı. Halkevleri'nin son dönem Genel Başkanı Ahmet Yıldız, Halkevleri hakkında Ankara Sıkıyönetim Mahkemesi'nde açılan davanın beraatle sonuçlandığını ve kararın kesinleştiğîni hatırlatarak, yeninürnü nedeniyle, derneğin eski yönfiicileri ve sanatçılardan oluşan sir grup, dün Anıtkabir'e gider;k Atatürk'ün manevi runda saygı dunışunda Anadolu Kültür ve Sanat yneği'nden yöneticilerin de den faaliyete geçilmesi için yasal jldığı saygj duruşundan sonbir engeTkalmadığını bildirdi. Jernek Başkanı Ziya MoğolAhmet Yıldız, Halkevlerinin GeAnıtkabir özel defterine îlan yazdı: 'nel Yönetim Kurulo Başkanı Niyazi Ağırnaslı ile birlikte AN, "Tek önderimiz, kuruluş güKA'ya yaptığı açıklamada, An Viımüz olarak da benimsedigikara Sulh Hukuk Mahkemesi' uıiz sosyal ve kültürel devriminin 55. yıldönümünde inancımıne yeniden faaliyete geçmek için yaptıkları başvuruya bugüne ka zı, heyecanımızı yinelemeye geldik. Gönlümüz Atatürkçüliik üldar bir yanıt alamadıklarını kiisüyle dolu. Yolumuz Kemalist söyledi. Halkevlerinin kuruluş yıldö devrim yolu." Yürürlükteki tüzükte üye sayısına göre belirlenen ilçe ve il kongresi delege sayısının da partinin son genel seçimde o yörede aldığı oyla orantıh olması öngörülüyor. tlçelerin ve illerin kaç delege ile kongre yapacaklarına bu kıstaslara göre Merkez Yönetim Kurulu karar verecek. Bu arada, HPSODEP birleşmesinin uzan : nsı olarak kurultay onur üyeliği | ^ nüsuoda yeni bir düzenlerae getîrîU\or.Buna göre, partiye kar&nıç ya da paljiyle birleşmiş eski parnlerin kurncu üyeleri de kongrenin onur üyesi kabul ediliyor. ,;.j SHP tüzük taslağmdi parti suçlan kavramı da genişletiliyor. "Parti içinde dil, ırk, sınıf. din, mezhep, cinsiyet, meslek ayınmları, ycrlilikyabancılık gibi bütünlüğü bozucu ayncalıklar \aratmak" ile "gerçeklere aykın üye \azmak. kayıl )«pmak ya da kayıtlan bozmak" SHP'de "parti suçu" kabul edilecek. Aynca, "parti düzen ve disiplinini bozucu eyleın ve davranışlarda bulunmak", "parti örgütü içinde birlifi bozraak" da parti suçu sayılacak. SHP Tüzük Geliştirme Komisyonu'nca hazırlanan bu tüzük taslağı hafta başından itibaren MKYK'de tartışılarak olgunlaştırılacak. Galata Köprüsü'nde intihar Tstanbul (a.a.) Göksel Tavaçeker adlı tombalacı, Galata A Köphisü 'nden atlayarak intihar etti. Edinilen bilgiye göre, 22 yaşmdaki Göksel Tavaçeker, dün akşam, ceketini çıkararak çevredekilerin bakışları arasında kendisini Galata Köprüsü'nden denize attı. Ceketinin cebinde bir mektup bulunan tombalacı, mektubun da kardeslerine bakılmasım istedi. HABERLERİN DEVAMI 57 nıuzır davası (Bastarafı 1. Sayfada) Meıhkemesi'nde devam ediliyor. Başbakanlık Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu'nun raporlarına dayanılarak açılan davalardan bazüan şöyle: 2 Nisan 1986 tarihli gazetenin 1. sayfasında yer alan Rebecca Winter'in fotoğrafı, "üzerinde sadece cinsiyet uzvunu kapatacak kadar bir kilottan başka hiçbir sey bulunmayan çıplak kadın fotografının henüz fîziki ve ruhsal gettşmelerini tamamlamamış olan kiiçüklerin maneviyatı üzerinde muzır tesir yapacağı" görüşüyle dava açıldı. 3 Nisan 1986 tarihli gazetede yer alan "Üstsiiz Silvia, Sezonu Açtı" başbklı haber ise "sırt üstü yatan ve mayosu beiine kadar indirilmiş olduğu için göğüsleri tamamen teşhir edilen cepheden çekilmiş çıplak kadın fotoğrafı, bir gazetenin ön sayfasında, toplumumuzun değer yargılan ile örf ve âdetlerine aykın olarak ilk bakışta dikkat çekecek şekilde yer almasımn henüz fiziki ve ruhsal getişmelerini tamamlamamış olan küçüklerin maneviyatı üzerinde muzır tesir yapacağı" şeklinde değerlendirildi. Gazetenin çeşitli sayfalarında yer alan "İki Kadının Aşkı, Cinayetk Bitti", "Aklını Başından Aldı", "Bana Sarkıntılık da Ettiler ", "Çocuğun Tadına BakV", "Demir Parmaklıklar Arkasında 60 Gün", "Dişçisinden Yüzrae Ögreniyor", "135 MUyarlık Seks Yatınrru: Almanya'da Dümen Böyle Yüriiyor" başIıklı haberler ve bu haberlere ait fotoğraflar "Muzır Kunılu"nun "mnstehcen ve muzır" nitelikte olduğu yönündeki raporları nedeniyle dava konusu oldu. "Su Gibi Para Harcayan", "Seda Sayan da Poşete Girdi" ve "Seks Bank, Darphane Gibi Çalışıjor" başlıkb haberlerin yer aldığı 29, 30 ve 31 Mart 1986 tarihli Tan gazeteleri için ise tek bir dava açıldı. Günaydın gazetesinin 5 sayısı hakkında sahibi Haldun Simavi ve Sorumlu Yazı tşleri Müdürü tnan Göksel aleyhlerine, 9 Ekim 1986 tarihli Hürriyet gazetesinde yer alan ve TRT2'nin açılışına katılan ABD'li Jean Manson'ın fotoğrafı nedeniyle de gazetenin sahibi Erol Simavi ve Sorumlu Yazı tşleri Müdürü Fikret Ercan aleyhlerine dava açıldı. Güneş gazetesinin de iki sayısında yer alan fotoğraflar, "küçükleri muzır yönde etkileyecek" nitelikte olduğu gerekçesiyle, gazetenin sahibi Mehmet Ali Yılmaz ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Salim Alpaslan aleyhine dava açıldı. Sabah gazetesi aleyhine açılan "muzır davalar"da ise gazetenin sahibi Dinç Bilgin ile sorumlu yazı işleri müdürleri Atilla Hamzaçebi, M.Oğuz Atay, Nazım Özdemir ve Kemal Ararat, Şişli 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde yargılamyorlar. Sabah gazetesi yayınlarından olan Sabah Yıldızı adlı magazin gazetesi aleyhine açılan 4 davada ise, yine gazetenin sahibi Dinç Bilgin ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Ümit Çeliker'in yargılanmalanna devam ediliyor. Nokta dergisinin 5 Eylül 1986 tarihli 36. sayısında yayımlanan "CinsellikDeğisen Değerler" başlıklı haber de muzır bulunarak, derginin sahibi olarak Süreli Yayınlar AŞ ve Sorumlu Müdür Arda Uskan aleyhine açılan dava, Şişli 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde devam ediyor. Yeni Gündem dergisinin 28 Temmuz 1986 tarihli sayısında eşcinseller üzerine olan yazı ile ilgili olarak derginin kapağmda yayımlanan iki çıplak erkek fotoğrafı nedeniyle de derginin sahibi Vedat Çakmak ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Cengiz Turhan aleyhlerinde açılan dava, tstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülüyor. 5 muzır davası açılan Playboy dergisi ile ilgili olarak da sahibi Ali Naci Karacan, Sorumlu Yazı tşleri Müdürü Ali Uğur Saydam, Mahmut Nejat Bayramoglu, ve yazar Nedim Gürsel yargılanıyorlar. Playmen hakkında, yasadan sonra açılan bir davada ise derginin sahibi Mehmet Yılmaz ile Sorumlu MUdür Savaş Kalafat yargılanıp beraat ettiler. Gelişim Yayınları'nın çıkarttığı Erkekçe dergisi ile ilgili davada ise Sorumlu Müdür Ali Ko catepe, Karacan Yayınlan'nca yayımlanan Bravo dergisi ile ilgili davada da sahibi Mahmut Nejat Bayramoğlu ve sorumlu yazı işleri müdürleri Ali Uğur Saydam ve Soner Atadan, Video Haber dergisi hakkında açılan davada ise sahibi Erkan Peközakay ve Sorumlu Müdürü Tevfik Kemal Akmaral yargılanıyor. Hafta Sonu aleyhine açılan 4 davada da Engin Tezerdi, Savaş Kalafat, Filiz Kantarcıoğlu ve Dr. Aslan Yüzgün yargılanıyor. Süper Gazete'nin sahibi M. Abdülkadir Aşıcıoğlu ve Sorumlu MUdür M. Uğur Güneri ile Haftanın Sesi sahibi Metin Hasoğlu ve Sorumlu Müdürü Kerim Evren, "muzır ve müstehcen" davalarında yargılanıyor. TtYATRO OYUNLARI, FtLMLER... Bir süre önce yanan Şan Tiyatrosu'nda 28 Kasım 1986 günü sahnelenmeye başlanan "Muzır Müzikal" hakkında İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün ihban üzerine Şişli Cumhuriyet Savcılığı, soruşturma başlattı. Şişli Savcısı Özcan Şen ve Basın Savcısı Yurdal Bekman, soruşturma gereğince oyunu izlediler. Savcılık tarafından sapıanan bilirkişiler Prof. Dr. Salih Tuğ, Prof. Dr. Erol Cihan ve Doç. Dr. Köksal Bayraktar, 16 Aralık 1986 tarihinde oyunu seyrettiler. Bilirkişiler, düzenledikleri raporda, oyunun "dini tahkir, müstehcenlik" maddelerini ihlal etmediğini, bunun yanı sıra, oyunda geçen bazı argo sözlerin "halkın edep ve nezaheüne tecavüz" niteliğinde olup olmayacağının tartışılabileceğini belirttiler. Biürkişilerden Prof. Dr. Salih Tuğ ise, bu görüşe muhalif kalarak oyunu "müstehcen ve hayasızca tiyatro temsili" olarak nitelendirdi ve bazı sahnelerin "balkın edep ve nezanetine tecavüz" suçunu işler nitelikte olduğunu öne sürdü. Bundan sonra Ferhan Şensoy aleyhine "müstehcen ve dini tahkir edici tiyatro oyunu yazmak ve yönetip oynatmak" savıyla dava açıldı. Bu dava halen sürüyor. BİNBİR GECE Geçen yıl Fatih Şehir ı iyatrosu'nda sahnelenen Binbir Gece" adlı oyun ise TCK'nin nındanBaşar Sabuncu'nun beyaz 576. maddesine göre "edep dışı" perdeye uyarladığı "Asılacak bulundu. Ve oyunculan Hale Akınlı, Hikmet Körmükçü, Ay Kadın" adlı film ise Denetıeme Kurulu tarafından yasaklandı. şegül Yalçın, Oya Aydonat ve Başlıca rollerinde Müjde Ar, İsGülçin Akçay, 1500'er lira para met Ay ve Yalçın Dümer'in oycezasına çarptınldılar. Bilirkişi ücreti ve posta masrafları ile . nadıkları filmin yasaklanmasına gerekçe olarak "genel ahlaka, 4.300 lirayı bulan para cezasını ödemeleri için oyunculara bildi örf ve âdetlerimize ve milli kültürümüze" uygun olmaması rimde bulunuldu. Oyunculardan yalnızca gülçin Akçay para ceza gösterildi. Kurul kararına göre, filmin üzerinde bazı değişikliksını yatınrken, diğerleri ödemedikleri için ifadeleri ahndı. Pa ler ve düzeltmeler yapılsa bile, gösterilemeyeceği bildirildi. ra cezasını ödemeyen 4 oyuncu hakkında yasaya göre istenen Alan Parker'ın yönettiği Pink paranın yüzde 50 fazlası ile alın Floyd'un "The Wall" (Duvar) ması için Sulh Ceza Mahkeme adlı filmi ise Bursa'da polis tasi'nde dava açılacak. Prof. Ka rafından engellendi. Bursa Foyıhan tçel'in bazı sahnelerini toğraf ve Sinema Amatörleri "edep dışı" olarak nitelediği Derneği (BUFSAD) tarafından oyunda geçen "Horozun göreyi, gösterilirken polis tarafından inyiyip içmek ve çiftleşmektir. celemeye alınan film, Bursa Davran haydi, kuşağını dolan, Cumhuriyet SavcıhğVnca verilen belini kavi tut, sert yap, sıkı yap, takipsizlik karan ile yeniden gösuzun sürsün" şeklindeki sözlerin terime sunuldu. "halkın nezahetini rencide ede MAHKEME KARARI DA cek biçimde edep dışı" olduğu MUZIR.... öne sürüldü. Gazete ve dergiler hakkında Pınar Kür'ün aynı adlı roma "müstehcenlik ve muzır" dava ları açıhrken, bir mahkeme kararı da "müstehcen" kelimeler bulunduğu gerekçesiyle Resmi Gazete'de yayımlanmamıştı. "Muzır ve müstehcenlik" davalarına bakan tstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, "Haftaya Merhaba" gazetesi ile ilgili mahkumiyet kararını yayımlanmak üzere Resmi Gazete'ye gönderdiğinde, yayımlanmayarak geri gelmişti. tstanbul Cumhuriyet Savcılığı tdari tşler Bürosu tarafından 11 Ma»t 1986 tarih ve 79 sayı ile gönderilen mahkeme kararına, Başbakanlık Basımevi Döner Sermaye îşletmesi Müdürlüğü tarafmdan 26 Mart 1986 tarih ve 50/3348 sayılı yazı ile verilen cevapta "İlgili yazınız, ekinde gönderilen 2. Asliye Ceza Mahkemesi'ne ait karann müstehcen kelimeler bulunduğundan yayımlanması mümkün değildir. Söz konusu dosya ile ilgili ilan haznianıp gönderildiğinde, gereği yapılacaktır" denildi. Kadın toplantlarına katılmaya her zaman vaktim olmuyor. Yalnız kadınlardan oluşan kalabalıklan da çağdışı buluyorum galiba; belki de benim kuşağımın özelliği bu, kadın erkek eşit koşullarda çalışarak, yarışarak bugünlere ulaştı benim kuşağım. Önceki gün Üniversiteli Kadınlar Derneği'nin düzenlediği açıkoturumdan bu nedenle çok hoşlandım. Konuşmacılar da karma, izleyiciler de. Her kuşaktan kadınlar ve erkekler yan yana. Açıkoturumun konusu 'Atatürk İlkeleh ve Türk Kadınını A/te ve Toplumdaki yeri." Kbnuşmacılar arasında tanıdığım, dah önce dinlediğim, saygı duyduğum kişiler var. Çevremde de tanıdıkyüzler, bilimdalındagüzel tırmanışlaryapankadınlar.yaşamını belli sorunlann çözümüne adamış dernek üyeleri, üniversiteli kadınların toplantısına ilgiyle katılmışlar. Ankaralı Başkan Birten Gökyay, genç, yürekli, girişken bir kadın. Güzel bir sunuş konuşması yaptı, yalnız dilini biraz yadırgadım, kuşağına yakışmayacak biçimde eski deyişler kullandı. Sonra Türkân Aytuna'yı, o t e k i konuşmacılan dinledik. Profesör Doktor Gülseren Günce, Milliyet yazarı Teoman Erel, Profesör Neşet Çağatay, Milletvekili Rüştü Şardağ. Türkiye'nin çelişkiler, terslikler ülkesi olduğunu bu toplantıda bir kez daha yaşadım. Kimi zaman belli bir amaçla bir araya gelen kişiler arasında bile yaşanıyor bu çelişkiler. Üniversiteli kadınların düzenlediği bir toplantıya gelenler Atatürk ve Kadın konusuna belli bir açıdan, belli bir düzeyde, bilimin ışığırv da ve ileriye dönük konuşmalar bekler, değil mi? Toplantının amacı da buydu kuşkusuz. Ama amacından biraz saptt, düş kırıklığı yarattı. Sayın Rüştü Şardağ'ın Atatürk ilkeleriyle Müslümanlık ilişkilerine dönük yorumu belli sorulara, haklı tepkilere yol açtı. Hava hayli elektriklendi. Oysa o dinsel yorumlar, sorular ve yanıtlarıyla geçen zaman daha iyi değerlenebilirdi. Teoman Erel, birikimli, deneyli bir gazeteci yaklaşımıyla belli gerçekleri güzel vurguladı. Profesör Çağatay din sömürücülerinin içyüzünü gerçek çizgileriyle sergiledi. Profesör Günce, Atatürk ve Kadın konusuna bir psikiyatrist olarak renk kattı, ama bu konuşmaların tadını çıkaramadık doğrusu. Çünkü konuşmaları on dakikaya sığdırmak zorunluğu vardı. Bu konuşmalar bir panelde değil de, bir bir yapılsaydı, daha yararlı olurdu belki. Üniversiteli kadınlar da bu deneyden belli sonuçlara variılar sanırım. O toplantıyı izlerken düşündüm, kürsüdeki konuşmaları toplumun belli bir kesitini oluşturan kadınlar izledi ancak. Oysa izleyenleri genişletmek gerekir; üniversiteli kadınlar bu yolun öncülüğünü yapmalı her şeyden önce; bu toplantılar durmadan yinelenmeli, üniversitelerde, liselerde, işyerlerinde konferanslar düzenlennneli, görevliler uyarılmalı, TV'de bir anlık görüntüler yerine bu tür açıkoturumlar baştan sona yansımalı, Atatürk devrimleri, kadının toplumdaki yeri, görevi, sorumluluğu durmadan vurgulanmalı. Atatürk devrimlerinin bilincine ulaşmayanlara, bu bilinci yitirmek için çaba gösterenlere, çağdaşlaşma yolunu tıkayantara karşı savaşın başlıca koşulu bu bence. Birçok Türk kadını, bilim ve sanat dalında ya da kamu görevinde tırmanışlarla Batı ülkelerındeki kadınlarla eş düzeyde btıgün. Ama Batı'yla bütünleştiğimizi rahatça söyleyebilir miyiz? Bir örnek vereyim: Avrupa Konseyi'ndeki temsilcimiz bir kadın; Büyükelçi Filiz Dinçmen parlak bir Türk diplomatı, Konaey üyelerinin Türkiye'ye bakışı da ortada. İnsan hakları, özgurlükler açtsmdan bizi çağdaş düzeyde görmüyorlar hâlâ. Şimdi DİSK'in kuruluş yıldönümü nedeniyle İstanbul'a gelen yabancıları haksız bulabilir miyiz konuşmalarında? Çağdaş bir loplum, demokratik bir ülke olmak için hayli eksiğimiz var. Boşluklan doidurmak için savaşmamız gerekiyor. Belli haklar, özgürlükleriçin savaşanları desteklememiz gerekiyor. Belki ağır faturalaniödemeyi de göze alarak. Çağdaşlaşma savaşı başka türlü yurümez Profesör Neşet Çağatay'ın deyişiyle "kafalan bchçalamak" değil, açmak gerekiyor. Gerici akımlarla Türkiye'yi çağ dışına itmek isteyenlerin kafataslannı iyi sergiledi Profesör Çağatay. Onu gerici akımlara kapılan gençler de dinledı keşke... çevreler, özellikle devleti yönetenler, gerici akımların mli boyutlarda olmadığını söylüyor. Ama gerçek boyutunu kim biliyor? Aynca Türkiye'de liseden çok, imam hatip lisesi olması, o liselerden çıkanların üniversitede istedikleri öğrenimi yapabılmesi, Kuran kursiannın belli bir denetimden yoksun kalrnası, din kitaplarının bilimin ışığında değil, din sömürücülerinin doğrultusunda rahatça yayımlanması olayın bcyutlan konusunda bir tehlike çanı değil mi acaba? Bu çanlar hepimiz için çalıyor, bugün kulaklannı tıkayanlar, duymazlıktan gelenler, ödün verenler için bile yarın çok geç olabilir. Gerici akımlar, toplumun her kesiminde örgütlenerek onların çanına da ot tıkayabilirler. Laiklik ilkesine inananlar buna karşı bir güç birliği yapmalı bence. Yalnız üniversiteli kadınlar değil, tüm kadın kuruluşları, tüm demokratik kuruluşlar, Atatürk'ün öngördüğü düzeyde bir topluma yaraşır biçimde yan yana, omuz omuza bir savaş vermeliyiz. Bu bir barış savaşı, bir uygartık, bir çağdaşlık savaşı. Bu savaşı göze almadan Atatürk'ü sevmekten söz edilemez. Söz edenler de inandırıcı olamaz bence. Nitekim olamıyor... Durmadan vurguluyorum. Anayasanın din eğitimini öngören maddesi çok yanlış, tutarsız yorumlara yol açıyor. Bu yanlışlık değişmeli. Öğretim birliği sağlanmalı yeniden, Diyanet İşleri Başkanhğı başka bir statükoya kavuşmalı. Yanlışlarını benimsemek, geçmiş deneylerle doğru yorumlar yapmak, kişilere de, kuruluşlara da güç verir, saygınlık verir bence. Yanlışlarında direnenlerin nasıl güç yitirdiğini yaşayarak biliyoruz değil mi? Zam beklentîsi oto satışını durdurdu (Bastarafı 1. Sayfada) na değinilirken Tofaş Genel Müdür Yardımcısı Savaş Şatıroğlu bu ay piyasaya "rekor sayıda" 4 bin 200 adet otomobil verdiklerini ifade ederek "Herkes bayilerimizden sıraya girerek otomobil alabilir. Galerüer için bir şey yapamayız" dedi. Otomobile 2 ayda bir yapılan zam dönemi yaklaşınca, otomobil 'almak' üzere Aksaray'daki oto galerilerini gezdik. Galeri vitrinlerindeki otomobillerin fiyatlarını sorduğumuzda, hemen tüm satıcılardan "Daha yeni sattık. Biraz gec kaldınız. Mart başından sonra gelin" yanıtını aldık. Hemen tüm galerilerde "Fiyatı neyse verelim" gibi sözler söylediğimizde, "Hiç kimsede otomobil kalmadı" şeklinde sözlerle karşılaştık. Vitrininde gördüğümüz Doğan otomobilin fiyatını sorduğumuzda galerici Zeki Demin, "Daha yeni sattık. Bir ay sonra gelin" dedikten sonra ekledi, "yeni fiyatlar biraz yüksek olacak." Vitrindeki otomobüi ne kadardan sattığını öğrenmek istediğimizde ise, resmi satış fiyatı 5 milyon 340 bin lira olan Doğan için "En son 6 milyon 650 bin liradan satıldı" dedi. Bunun üze1 rine, "7 milyona kadar verelim ' deyince de, "Yeni zam çok olacakmış. Zaten sıraya girerek aldıgımzda fiyatı da 7 milyonu geçecek" sözüyle karşılaştık. yı denedik. Bu otomobilleri satan galerilerin hemen tümünden yakın ilgi gördük ve istediğimiz renkte Renault9 ya da Ford Taunus'u "biraz fiyat farkıyla" alabileceğimizi öğrendik. Durumu ilettiğimiz Tofaş Genel Müdür Yardımcısı Savaş Şa• üroglu da şubat ayında piyasaya 4 bin 200 otomobil sürdüklerini, bu rakamın şimdiye kadar Benzer konuşmalar, Tofaş gerçekleşen en yüksek düzey olürünleri satan Tevfik Özkan'ın ve duğunu söyledükten sonra, "TürRenault ürünleri satan Memduh kiye'deki 102 bayimizden 8 ay Beklin'in galerilerinde de yaşanbeklemek koşuluyla herkes olodı. Galerici Tevfik Özkan, mart mobil alabilir" dedi. "Ancak, baayına kadar otomobil almak çayilerimizden sıraya girerek otobalarımızın "boşuna" olacağını mobil alan galeriler için bir şey ifade ederek, bir ay sonra gelmeyapamayız. Onlar, tasamıflanna mizi sahk verirken, vitrinindeki en iyi rantı elde etmeye çalışıriar" Renault otomobilin rengini çok diyen Şatıroğlu, galerilerin mart beğendiğimizi ve almak istediğiayında "yüzde 25" zam beklemizi belirttiğimiz Memduh Bekdiklerini iletince de, şöyle konuşlin de, bu otomobili "daha yeni" tu: sattığını söyledi ve diğer galericilerin önerilerine katıldı. "Bizim zamlanmız şimdiye Aksaray yöresindeki 10 kadar kadar yüzde 5.56'yı geçmedi. oto galerisinden, Doğan, Şahin, Günün koşullanna göre yeni Kartal ya da Renault12 alma ça zammımız da bu düzeyde olabalarımız sonuçsuz kalınca, caktır. Yüzde 25 beklentisi, gaRenault9 ve Ford Taunus almalerilerin kendi fikridir." • • • Ülkemizdeki tersliklerin, çelişkilerin birini de Devlet Tiyatrosu'nda yaşadım geçen akşam. Kulisinde hayli karanlık, Bizans türü oyunlar, sahnede pırıl pırıl oyuncular. Cüneyt Gökçer koltuğunda çok eleştirilen bir genel müdürdü son yıllarda, görevinden ayrıldı, ama sahnede pırıltısını yitirmeyen bir tiyatrocu hâlâ. E. Albee'nin oyununda en çok onu seyrettim ben. Elıa Kazan'ın bir sözü çınladı kulağımda, Ankara'da bir konuşmamızda 'oyuncu yok, yönetici var" diyordu. Yönetici çok öneml gerçekten. İyi bir yönetici oyunculara başka bir boyut katıyor yıllarca fark etmediğimiz bir oyuncuyu bile götgeden ışığa çıkarabiliyor. "Kim Korkar Hain Kurttan" oyununda oyuncu da var, yönetici de. Çetin Tekindor, doruğa tırmanıyor bu oyunda. Ayten Gök çer de sahneden ayrı kaldığı yılların bosluğunu güzel doldu ruyor. Sarhoş kahkahalarıyia gözyaşlan arasında seven, eleş tiren, didikleyen bir kadın. Bu oyun Büyük Tiyatro'da değil, küçük bir sahnede oynanmalıydı. O zaman "Kim Korkar Hair, Kurttan" şarkısını hep birlikte söylerdik, seyirciler ve oyuncular daha rahat bütünleşebilirdi. Güzel bir oyunda sahne ve sa lon ayrılamıyor, konu ne olursa olsun bir köprü. sıcak bir diya log oluşuyor birden. Tiyatro da bu galiba... Bu oyundan karmakarışık duygularla çıktım. Devlet Tiyatrolan'nın kulisinin de sahnelenen oyunlar kadar çağdaş olması nı diledim. Çelişkilerin sona ermesini... Yeni Genel Müdür Raik Alnıaçık'a kolay gelsin. TEK S.S. İÇ ANADQLU ELEKTMK DAqiTIM MÜESSESE MUDURLUĞÜ'NDEN ÇANKIRI tL İŞLETME MÜDÜRLÜĞÜ'NÜN tHTİYACI OLAN 47 KALEM ELEKTRİK MALZEMESt SATIN ALINACAKTIR 1 Anılan işlere ait şartname bedeli olan KDV hariç 5.000. TL. (Y.Beşbin) G.M.K. Bulvan No: 51/5 MALTEPE/ANKARA adresine yannlıp alınacak makbuzla birlikte Saunalrna Müdürlügii Opera Meydanı Akgül Işhanı No: 3/4 ULUS/ANKARA adresinden dilekçe karşılıgı temin edilecektir. ÜcTetle şanname almayan nrmalardan gelmesi muhtemel teklifler açılrnadan iade edilecektir. 2 Firmalar bu işle ilgili 300.000. TL. (Y.Üçyüzbin)'lık geçici teminat yatıracaklardır. 3 Teklifler 10.3.1987 günü saat 12.00'ye kadar TEK S.S. İÇDEM Satınalma Müdürlüğü Opera Meydanı Akgül lşhanı No: 3/4 ULUS/ANKARA adresine verilmiş olacaktır. 4 Teklifler aynı gün saat 15.00'de G.M.K. Bulvan 51/3 MALTEPE/ANKARA adresinde alenen açılacaktır. 5 Anılan gün ve saatte verilmeyen teklif mektubu ile postadaki gecikmelerden Müessese Müdürlüğümüz sorumlu değildir. 6 Müessesemiz 2S86 sayılı yasaya tabi değildir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle