19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
UMHURÎYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER rüldüğü şekilde olmaz. BİLtMTEKNOLOJİ ETKİLEŞİMİ VE FtZtKÇÎLER Bilim ve teknolojiyi kısaca böyle tammlandıktan sonra, şimdi de bunların arasındaki etkileşmeye kısaca değinelim. Ahşılagelmiş kanj, bilimin ve dolayısıyla bilimsel çaJışmaların teknolojik gelişmeye katkıda bulundukları biçimindedir. Bu karu doğrudur. Sözgelimi, bilimsel çalışmanın bir ürünü olan transistör, teknolojide bir devrim yaratacak denli etkili olmuştur. Maxwell ve Hertz'in dalgalar uzerindeki bilimsel çalışmalarının sonuçlan, bugünkü iletişim teknolojisini doğurrnuştur. Bu örnekleri çoğaltabiliriz. Ancak bu katkı tek yanü değildir. Bilimin gelişmesinde de teknolojinin katkısı yadsınamaz. Sözgelimi, bilim adamı "havası boşaltılmış bir kap içinde" diye söze başlayıp bilimsel bir sonuca varabilir. Ancak bunu deneyebilmesi, deneyle doğrulayabilmesi, teknolojinin hava boşaltma düzeneklerini geliştirmesine bağlıdır. Teknolojinin gelişmesiyle daha iyi, daha incelikli ölçüm düzeneklerinin yapılabilmesi sonucu, bilimin ilerlemesinde önemli adımlar atılabilmiştir. Kimi zaman teknolojik gelişmeler yeni bilim dallanmn gelişmesine bile yol açarlar. Sözgelimi, buhar makinesindeki teknolojik gelişme ve daha iyi buhar makineleri yapma isteği, termodinamik bilim dalının gelişmesine yol açmıştır. Bilgisayarlann teknolojik olarak gelişmeleri, bilgisayar biümlerini geliştirmiş ve geliştirmektedir. öyleyse bu açıklamalann sonucu olarak şunu söyleyebiliriz: Bilim ile teknoloji arasındaki etkileşme tek yanh değil, çift yanhdır. BUim, teknolojinin gelişmesine katkıda bulunurken, teknolojik gelişmeler de bilimin gelişmesine katkıda bulunurlar. Gerek bilimde, gerekse teknolojideki gelişmeler belli bilgi birikimleri sonucu ortaya çıkmaktadırlar. Bilim ve teknolojideki devrim niteliğindeki gelişmelere se>Tek rastlanır. Genelde gelişmeler, evrim niteliğindedir. Şimdiye dek söylediklerimi bir örnek ije sonuçlandırmak istiyorum. Örneğimiz bilgisayardır. Bilgisayar, kavram olarak 19. yüzyılın ilk yansında gelişmiştir. Ingiliz bilim adamı Charles Babbage, programlanabilir bilgisayar düşüncesini geliştiren kişidir. Bilimsel olarak gelişen bu düşüncenin o günlerde uygulama alanma girememesinin iki temel nedeni vardır. Birincisi, o dönem teknolojisi (carklar, dingiller vb.) ile böyle bir düzenek yapmak olanaksızdır. tkincisi ise o dönemdeki bilimde ve teknikte çok fazla hesaplama kullarulmamaktadır, dolayısıyla böyle bir düzeneğe gereksinim yoktur. Bilgisayann uygulayım alanına girişi çok daha sonralan, lambah elektronik teknolojisinin gelişmesi ve II. Dünya Savaşı sırasında büyük ölçüde hesaplamalara gerek duyulduğu günlerde olmuştur. İlk yapılan bilgisayar bir oda büyüklüğündedır ve c dönemde bilgisayar beileği üzerinde birçok teknoloji arasında bir çekişme bulunmaktaydı. Sözgelimi bunlann arasında ince film bellekler, mıknatıssal kor bellekler, depolama lambalanyla yapılan bellekler sayılabilir. Sonunda, Bell laboratuvarlanndaki bilimsel araştırmalar sonucu ortaya çıkan transistör, bu yöndeki tüm gelişmeleri bir anda kullanım dışına itmiştir. Başka bir anlatımla transistör, bu alandaki öbür teknolojilerin bir yana itilmesine yol açmıştır. Transistörün bulunuşu gerçek bir devrimdir. Transistör, katıhal fiziğindeki uzun çalışmalann birikimi sonucu ortaya çıkmış bir teknolojik üründür ve uygulama alanına girişi ile bir devrim yaprnıştır. Transistör, lambalı elektronikteki bir evrim, bir gelişme değildir, yepyeni bir teknolojidir. Transistör bir kez teknolojinin eline geçtikten sonra, bu alandaki gelişmeler kaçınılmazdır. Gerçekten de transistör teknolojisinin gelişmesi (evrimi) sonucu mikroişlemciler (microprocessors) doğmuştur. Görüldüğü gibi, bilimsel birikim teknolojiye, devrim |tklinde bir katkıda bulunmuştur. Bu tür devrirnlere seyrek rastlanır. Yukanda da belirttiğim gıbi genelde gerek bilim, gerekse teknoloji, evrimsel gelişimi izlerler (transistörden mikroişlemcilere geçiş gibi). Sanmm fizikçilerin bilim ve teknolojideki katkıları ve rolleri açıklığa kavuşmuştur. Bilindigi gibi bir temel bilim olan fizik, doğanın işleyim yasa ve kurallarını araştmr. Bu araştırmalardan elde edilen sonuçlar bilim gölüne akarken bunlann pek çoğu da uygulayım alanına girer. Bilimsel çalışmalardan uygulayım alanına girenlerin tümünü sıralamak olanaksızdır. Ama fizikteki bilimsel çalışmalann ne denh' önemli teknolojileri ortaya çıkarttığını görebilmemiz için bir kaç örnek verebiliriz: Mekanik uzerindeki çahşmalar, yapı teknolojisini geliştirmiştir. Isı ve termodinamik uzerindeki çalışmalar, patlarlı motorlar, soğutucular yapımmdaki teknolojileri geliştirmiştir. Atom ve çekirdek fiziğindeki çalışmalar, nükleer (çekirdek) enerjiyi ve nükleer teknolojiyi geliştirmiştir. Elektrik uzerindeki çalışmalar, hem elektrik hem de iletişim teknolojilerini geliştirmiştir. Işık uzerindeki çalışmalar, ışık optiği ve lazer optiğini, dolayısıyla bu alanlardaki teknolojileri geliştirmiştir. SONUÇ Fizikçilerin bilimsel alandaki katkılan, eskiden beri önemli sonuçlar doğurucu nitelikte olmuştur. Bunun böyle süreceği üzerinde de bir.kuşku yoktur. Bunun yanında, teknolojide fizikçilerin, fizik mühendislerinin yeri de giderek artmaktadır. Bu, Üzerinde aynca durulacak genişlikte bir konudur. Bundan ellı, altmış yıl önce fızikçilere, şairler kadar pratikten uzak kişiler olarak bakılırdı. Ancak bugün durum değişmiştir. Günümüzde yaşadığımız teknik ekonomik çerçeve içinde fizikçilerin yerleri, neredeyse bu çerçevenin kalbi durumuna gelmiştir. 18 ŞUBAT 1987 BilimTeknoloji tlişkileri ve Fizikçiler \undan elli altmış yıl önce fızikçilere, şairler kadar pratikten uzak işiler olarak baküırdı. Ancak bugün durum değişmişîir. Günümüzde aşadığımız teknik ekonomik çerçeve içinde fizikçilerin yerleri, eredeyse bu çerçevenin kalbi durumuna gelmiştir. PENCERE "YapıcılarTüı1<üSöy1üyor..." >OÇ. DR. DEMİR İNAN HÜ Fizik Mühendisliği Bölümü Bilindiği gibi insanoğlu, ilk ığlardan beri hep kendi yeteeklerinin üstüne çıkmaya çalışıış tek yaratıktır. tlk çağlarda aba taşlan yontarak yapılan raçlar, insanoğlunun bilgi ve deeyimi artükça gelişmiş, önce ışlar cilaianmış, daha sonra da raç yapımında çeşitli madenler ullanılmaya başlanmıştır. Buün ayaklanmızla kıyaslanmayaak kadar hızh giden araçlanmız ar; dünyanın bir ucundaki bir layi anında sesiyle, görüntüsüy: bize ulaştıracak araçlannuz ar; insanoglunun bir ömrünü arcayacağı hesaplamalan biraç dakikada yapabilecek araçırırruz var; gereÜ karada, gerek avada, gerekse denizde, dünyaaki hiçbir canlının ulaşamayaağı hızlarla gidebiliyoruz. Işte bu gelişmelerimiz, hep biim ve teknoloji sayesinde olabilniş gelişmelerdir. Bugün teknooji günlük yaşamuruza o denli ;irmiştir ki, sanki onsuz yapanayacak duruma gelmişizdir. îizden önceki kuşaktan bir taudığım, bir gün bana, şunu söyemişti: "tlk olarak telefonla koıuşurken kalbim heyecanla çarpnıştı" öyle sanıyorum ki, bizim :ocuklaruruz telefonsuz bir yaantının ne olduğunu bile düşüıemezler. Bizi bu denli yakından lgilendiren bilim ve teknolojinin jazı temel özellikleri nelerdir? ünce bilimi ele alalım. Bilim, en caba tanunı ile geniş bir bilgi haAJZU ya da gölüdür. Bu göl, tenel bilimsel araşürmalarla sürekli olarak beslenmektedir. Bilimsel çahşmalar üniversite yani akademik tabanlıdır. Bu ;ahşmalan yürütenler, doktoralı araştırmacılardır. Araştırmalar genellikle devlet destegindedir. Bu araştırmalar, bilimsel bir gelenek olarak, herkese açıktır; bir gizlilik taşımaz. Yapılan bir araştırma, bilimsel dergilerde yayırrilanarak herkesin görüşüne, eleştirisine, bilgisine sunulur. Bu yönüyle bilim, uluslararasıdır. Bilgi gölünü besleyen bilimsel araştırmaların temelinde bir "merak"m giderilmesi, açıklığa kavuşturulması isteği yatar. Bilimsel araştırmalar genellikle bir süreyle sırurlı degillerdir, yani bir araştırmanın kesinkes şu tarihte biteceği önceden söylenemez. Bilgi gölü, bir yandan bilimsel araşürmalarla dolarken, öte yandan da boşaltılır. Bu boşaltma, buradan alınan birtakım bilgilerin uygulamaya konulması içinde olur. Bilgi gölündeki hangi bilgilerden yararlanılacağı ya da bu gölün hangi kısmının uygulanım alanına gireceği önceden bilinemediği için, bilimsel araştırmalan baştan yönlendirmekte bir yarar yoktur. Tarihsel gelişme göstermiştir ki, bilimi kendi haline bırakmak en iyisidir. Bundan ötürü de bilimsel araştırmalar genellikle güdümlenmezler. TEKNOLOJt, BtLİMDEN AYRILI&, GELİŞMESt Gelişmiş ülkelerde bilime verilen önem fazladır. Bilim adamİaiı teplumun saygın kişileridir. Bir topluiüdu utliıne vcidiği önem, o toplumun gelişmişliğinin bir göstergesi olarak alınabilir. Öte yandan teknoloji, birçok yönleriyle bilimden farklılıklar göstermektedir. Teknoloji, kaba tanımıyla, daha az değerli bir gereci (malzemeyi), daha çok değerli bir gereç durumuna getirmedeki işlemler zinciri olarak tanımlanabüir. Teknoloji bilimsel temellere dayanmakla birlikte, üretime yönelik olduğundan sanayi (endüstri) tabanlıdır. Teknolojiyi, sanayideki üretimi yönlendiren bir dizi yöntemler zinciri olarak kabul edebiliriz. Teknoloji, doktorah araştırmacılardan çok, mühendislerin yöneıimindedir. Teknolojik gelişme sanayinin içinde olacağı için, yeni bir teknolojinin gelişebilmesi, ancak herhangi bir sanayi dalında kendine bir yer edinebilmesi ile ve belli sorunlara çözum getirebilmesiyle olabilir. Teknolojinin gelişmesinde sanayinin yapacağı yatırımlar önem taşır. Kısa ya da uzun vadede bir sonuç alınmak istenmesine göre bu yatınmlar değişebilir; elde edilecek üriinün niteliğine (kalitesine) göre bu yatınmlar deglşebüir. Teknolojinin gelişmesinde yeni duşünceleri ve bu düşüncelerin uygulamaya konulmasını kısıtlayan en önemli etken zamandır. Başka bir deyişle, teknolojide her zaman yeni düşünceler vardır, ancak bunlan uygulayacak zaman ya yoktur ya da çok sımrhdır. Bir teknolojinin herhangi bir toplumda kullanılabilmesi, o toplumun kültürune, alışkanlıklanna, eğitim düzeyine bağhdır. Her şeyin ötesinde teknoloji, birçok etkenin işe kanştığı karmaşık ve günümüzde tam olarak çözümlenememiş bir olgudur. Bu yönüyle de teknolojideki gelişmeler her zaman, önceden gö OKEOf AKBAL EVET/HAYIR İşkence ile Savaş OKURLARDAN Hayırseverlere çağrı Mesleğimde yeni denecek bir dönemde; beş yılını henüz tamamlamif bir öğretmenim. Konya Hi Ermenek ilçesi Göktepe kasabası lisesinde çahşmaktayım. Bulunduğum yörenin halkı içerisinde bulunduğu yoksulluğa, yalntzlığa karşılık, ktrsal yörelerimizin tüm '• * " > acımasızlıktanna inat, özden gelen köklü bir anlayış ve kültür sahibi insanlar... Bu tür yörelerimizdeki, olumsuzluğu artık tartışılamayacak biçimde kanıtlanmtş olan, kız çocuklarının okutulmaması olayı burada tam tersine cereyan etmekte. Öyle ki, kasaba liseleri için oldukça kabarık bir öğrenci sayısı olan yaklaşık dört yüz öğrencinin yunsını kız çocukları oluşturmakta. Okul mevcudunun bu mevcudu bulmasında çevre köylerinin de katkısı oldukça büyük. Öğretmen olarak kişisel sorunlanmızdan öteye en büyük sorunumuz, yanm metre karda 1520 km. yol yürüyerek okula gelen, ya da 1213 yaşlannda birkaç arkadaşıyla birlikte, bir taraftan ocak tüttürmeye çalışıp, diğer taraftan okumaya gelen bu yorgun İnsanlara pek bir şey veremememiz... Ellerinden geien her türlü desteği yapacaklarına, tüm yö're halkı adına kefil olabileceğim bu öğrencilerimize yatılı olarak kullanılmak üzere ek bir binanuı gerekliliği öylesine kaçımlmaz bir hal aldı ki, varlıklannı sürdürebilmek için okumaktan başka şansları olmayan, Toros Dağları'nın doruklarmdaki bu insanlann kitlesel bir gereksinimi olan bu binanın yapımı için, okul yaptırma kampanyalannın yoğun olduğu bugünlerde, ilgililere ve hayırsever yurttaşlara seslenmeyi mesleğim gereği görev olarak kabul ediyorum. BİR ÖĞRETMEN savunma destekleme fonunn tabi tutularak, bunlardan baskaca vergi alınmamaktadır. Hadiseye iki yönden de ayn ayrı bakılarak maddi açıdan inceleme yapıidığında tatbik edilen vergi orantılarmda Maliye Bakanlığı'nca İşyerlerinin mülkiyet hakkı sahipleri ÖZ EVLAT; gayri menkullerini ikametgâh olarak kiraya veren mal sahipleri ise EVLATLIK muamelesine tabi tutulmaktadır. Büyük maddi fedakârlıklar ile satın aldıklan veya esinden, babasından veraset yolu ile kalan ve içerisinde bulunduğumuz ağır geçim şartlarında yaşamlaruıa ek gelir sağlamak gayesiyle gayri menkullerini ikametgâh olarak kiralayan mal sahipleri mart aylannda kanunen vermek zorunda olduklan (Gelir Vergisi) beyannamelerinde büyük haksızhğa uğramak tadırlar. tkametgâhların sermaye iradındaki aylık 30.000. TL. hesabı ile yılda 360.000. TL. istisna haddine 1985 yılından beri hiç dokunmayan Maliye Bakanlığı 'nın, beyanname verilme ayına çok az bir zaman kalmasından dolayı hadiseyi öncelikle tetkik ettirtmesini, farklı ve ayırımlı tatbikatın belirlenmesini, ortadaki adaletsizliğe son verdirtilerek, belirtilen durumdaki gayri menkullerden istisna haddinin yükseltilmesini ilgililerden talep ediyorum. YAVUZ ÇALDIRAN BEŞİKTAŞ / İSTANBUL İşportacı okurum Erdoğan Çavuşoğlu'ndan aldığım mektubu yayımlıyorum: "Sayın İlhan Selçuk Abey, Ben gezici işportacıyım. Tek başıma yaşamaktayım. On yıl dır işportacıhk yaparak geçimimi sağlamaktayım. Yirmi yıkiır ga zetemiz Cumhuriyet'i kesintisiz okuyorum. Türkiye'nin düzenin ve ekonomik bozukluktan dolayı smıfsal çelişkilerini çok gez diğim için olacak herhalde rahatlıkla görüyonım. Mnteriyle na muslu bir şekilde para kazanmanın zorluklannı çok iyi biliyorum Tüm bunlan duygulanmda yaşattığım için olacak ki NETAŞ'tak işçi grevi beni çok etkiledi. Grevin başansızlıkla sonuçlanması Türkiye'de yapılacak butun grevleri etkileyecek. Türkiye de te kelci hokjinglerin 'ucuz emekpazan' olmaya tüm acımasızlığıylı devam edecek. Grevin başanya ulaşmasının parasal güçle olacağının sizo ve gazetemizce bilindigi kuşkusuzdur. Ancak gerçek aydın f şilerimiz yeterince bu konuya eğilmemekteditier. Grevci işçilt rin dayanma güçlerinin azaldığını görmekteyim. Bu konuda e\ kili olacağına inandığım yazımı ekte gönderiyorum. Eğer uygu görürseniz gazetemizde yayımlanmasına yardımcı olur musı nuz!.. Ancak şöyle düşünebilirsiniz: Hukukçulann, eğitimdleri vb. küttüriü kişilerin yazılannın yayımlandığı Cumhuriyet gazett sinde bir işportacının düşüncelerine hiç yer verilir mi(!) Bizi yi netenler de kültürlü kişiler, ama görüyorsunuz ki şeriat düzen ni alttan alta destekliyorlar" • Erdoğan Çavuşoğlu mektubuna ek olarak gönderdiği yau da yurttaşlan NETAŞ grevine yardım ve destek için dayanıı maya çağırıyor. Bu yolda gazetemizde ve basınımızda yazıli ve haberler çıktı; Petroliş Genel Başkanı Cevdet Selvi giriş me geçti. Bunun için Çavuşoğlu'nun mektubunun tümünü dı ğil, bazı bölümlerini yayımlıyorum. Çavuşoğlu yazıyor: "NETAŞ işçileri, üç aydan beri grevde, emeğin, alınterinin ks şılığını alabilmek için anlamlı ve namuslu bir hak savaşımı vç mekteler. NETAŞ grevdlerinin sendika lokallenne birçok kez gittim. Alı Iannın açık, başlannm dik, yüreklerinin guçlü olduğunu gördür Dört çocuklu işçi arkadaşımın evine gitmiştim bir akşam yem ğinde. Mercimekli bulgur pilavı yapmışlardı. Bir iki baş da s ğan vardı sofralannda. Altı kişi de bulgur pilavını kaşıklama tan mutluydular, çünkü inançlrydılar, umutluydular. Binlerce çi ve on bini aşkın aile, bireyleriyle de kaşık kaşığa vermişh di... Ancak ben mutlu değildim, benim başım dik değildi, eği toprağa doğru. Ben utanıyordum. Düşünüyordum: İşçi arkadt lanmın ev kiraları vardı ödenecek, ısınma sorunlan vardı, ht hele çocukları vardı okullara giden... 'yaptcılar türkü söylüyordu Ama yapı kolay yükselmiyordu...' Ûç aydır işçi arkadaşlar kar, yağmur, soğuk demeden ak önlükleriyle grev nöbeti tutuyortardı gece gündüz... Onların t şansızlığı, benim de, bizim de ezilmemiz, hortanmamız, yok et memiz olacaktır. Unutma ki sen de işçisin, onlara somut y dımda bulunmak önce senin görevin olmalı işçi arkadaş, I kukçu arkadaş, öğretmen arkadaş, işportacı arkadaş, aydın kadaş, emekçi halkı oiuşturan tüm arkadaşlar..." 12 Eylül, çok partili rejimi holding güdümüne sokmuş, i haklarına bukağı vurmuştur; ekonomik programı, yabaneı s mayeye "ucuz emek cenneti" yaratmaktır. Emekçi kesimind bu programa ilk elle tutulur tepki NETAŞ greviyle gündeme < di. Grev ilk bakışta, "ücret grevi" gibi görünebilir; ama NE1 eyleminin özünde, emekçilerin demokratik haklarına sahip < ması vurgulanmaktadır. Demokrasi tepedeki politikacılann işadamlannın halka verecekleri bir "ihsan" değildir. Batıda mokrasiyi işadamlan değil, işçiler kurmuşlardtr. NETAŞ grevi demokrasi yolunda bir adımdır. SHP Genel Sekreteri "Caniliğin, ilkelliğin ve vahşetm hesabını soracağız" diyor. insan Hakları Derneği Başkanı Nevzat Hetvacı, işkenceden ölen 149 kişinin adlarını veriyor. Türk Tabipler Birliği Hipokrat Yemini'ni değiştirip, "Kişinin fiziksel ve ruhsal direncini kırmak için yapıtan baskı ve işkenceye her ne biçimde olursa katılınmayacağını ve yardımcı olunmayacağım" ekliyor... İşkence var mı yok mu tartışması iykten lyiye anlamsız bir duruma gelmiştir. İşkence vardır, sürdürülmektedir. Y6netim başındakiler bu konuda suskunluklannın ya da direnmelerinin gerçeklere aykırı olduğunu bilmek zorundadırlar. İnsan Hakları Derneği Başkanı diyor ki: "İşkenc&nin önlenmesi için daha ciddi ve etkin önlemlerin alınması gerekiyor Yargıtay, işkenceden devletin de sorumlu olduğu yolunda bir karar vermiştir Böylece işkence suçunun bireysel bir suç otmadığı ortaya çıkmtş bulunmahtadır" Helvacı. Cumhurbaşkanı Evren'in işkence yapan polıslerin sayısının binde 17 olduğunu bildirdiğini, ama bu binde on yedi oranının 1300 işkencecl polisin varlığını ortaya çıkardığını, bunun azımsanacak bir sayı olmadığını söylüyor, 149 işkence kurbanının adlannı taşıyan listeyi Cumhurbaşkam'na göndereceklerini de sözlerine ekliyor. Uzun mu uzun bir liste! ölüm nedeni intihar olarak açıklananlar; işkence ile öldürülen ve cesetleri ortaya çıkarılmayanlar; cesetleri ailelerine teslim edilenler ya da gizlice gömüldükleri saptananlar; işkence sonrasında gerekli tedavileri yapılmadığı için ölenler; çatışma sonucunda ölü olarak ele geçirildıği ileri sürülenler; ölüm orucunda ölenler!.. Tam 149 yurttaşın adları bu listede yer alıyor. Bir utanç listesi!.. Bu, yalnızca kesinlikle saptananlar. Bir de bilinmeyenler var. Belki onlar da daha çokl.. Helvacı diyor ki: "İşkenceierin azaldıgı iddialan doğru değildir. Azalma nedeni gözaltına alınanlann azalmasından ileri gelmektedir. işkenceler aynı hızla sürmektedir." "Binde on yedi görevlinin işkenceci olduğu" Cumhurbaşkanı'nın sözleriyle ortaya çıkiığına ve bu sayı da resmi kaynaklara dayanılarak saptandığına göre işkence hepimiz için utanç verici bir gerçek sayılmalıdır. Demek, Türkiye'de bin üç yüz işkenceci var! Bunlar anayasa suçu işlemişlerdir, ama acaba kaçta kaçı gereken cezaya carptırılmıştır? İki bin yıllık Hipokrat Andı'nı günün koşullarına, gerçeklerine göre değistirme kararı alan Türk Tabipler Birliği de kendine düşen görevi yerine getirmistir. Hipokrat Andı'na eklenen bölüm şoyle: "Baskı ya da tehdit altında olsam bile, insan yasamına ve onuruna büyük saygı göstereceğime ve tıp bilgilerini insanlık yasalarına aykırı olarak kullanmayacağıma namusum ve şerefim üzerine ant içerim." 1982 Anayasası'nın 17. Maddesi'nde "Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz, kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tabi tutulamaz" denilmektedir. Ama bu madde sayısız işkence olaylarında yetkililerce hatıra bile getirilmemektedir! İşkence yapılan kişi bu maddeyi anımsatsa bile ona gülüp geçilmektedir. Uygulanmayan, hatta işkencecilerce alaya alınan bir madde acaba hangi amaçla anayasaya konulmuştur? SHP Genel Sekreteri, İnsan Hakları Derneği'nin çok önemli bir görevi yerine getirdiğini söylüyor. Sağlar, İçişleri Bakanının işkence sırasında ölenlerin on beşi aşmadığını söylediğini, oysa bunun yüzü aştığının saptandığını belirttikten sonra: "Devteft'n bu konudakı en yetkiü ağzının en hafif tabtriyle gerçekteri sakladtğı ya da olup bitenlerden, kendi teşkilâtından habersiz olduğu ortaya çıkmıştır. Olay bireysel bir olay, manyaklaşmış bir avuç görevlinin yaptığı işkence olayı olmaktan çıkmış, bir devlet politikası olarak benimsenmiştir" demektedir. İşkence, insanlık suçudur, anayasaya karşı işlenmiş bir suçtur. Ne var ki, son günlerde bile "içeri alınan", bir süre sonra serbest bırakılan pek çok kişinin "ıçerde" kaldığı sürelerde en ağır işkencelerden geçtiği bilinmektedir. Tiyatro adamı Yılmaz Onay'm başından geçenler bunlardan yalnızca biridir. İnsan Hakları Derneği, Türk Tabipler Birliği, SHP işkenceye savaş açmıslardır. Bu savaş, insanlık savaşıdır. Buna bütün ulusun katılması gerekir. Devletin, hükümetin yüce yerlerindeki görevlilerden de işkence olaylannı kınamaları, bu cinayetler karşısında en ağır tepkileri göstermeleri beklenir. İşkenceciliğin ve işkence anlayışının doğal karşılandığı toplumlarda kimin, ne zaman işkencecilerle karşılaşacağı hiç mi hiç bilinemez. İnsanlık dışı davranışlarla savaşmak hepimize düşen tarihsel bir görevdir. Gayri menkııllerde istisna haddi Mülkiyeti vatandaşlara ait olan ve ikametgâh olarak kiraya verilen gayri menkullerde sermaye iradındaki istisna miktarı 198S yılmdan beri Maliye Bakanlığt'nca arttınlmayarak 360.000 TL. gibi sembolik bir rakamda dondunılmuştur. Kiraya verilen gayri menkul eğer ikametgâh değil de isyeri ise, alınan kiralar her ay muayyen miktarda stopaja ve ANMA Antalya Tabıp Odası üyelerinden, Dr. REŞAT ŞERBETÇİOĞLU (19111986) Bırdenbire ardında bıraktığın bu dünyayı ve bı arada bizleri sana bağlayan o kadar çok şey var ki... Aramızdan ayrılışının birinci yıldönUmünde, onurun insanlaşmasının timsali olarak, hiç yıtırmedıgın o katışıksız insan sevgisi ve erden duygundan aldığımız guçle, seni saygıyla anıyoruz. TEŞEKKUR 7.Şubat. 1987 günü kaybettiğuniz çok değerli afle büyüğümüz, babamrz, eşim, AİLESİ İSMAİL AKÇA'nın vefatı sırasında bizleri yalne bırakmayan Genel Kurmay Başkanı Sn. Necdet Uruğ ve Eşi'ne Kara Kuvvetlen Komutanı Sn. Necdet Öztorun ve Eşi'ne İstanbul Valisi Sn. Nevzat Ayaz ve Eşi'ne 1. Ordu Komutanı Sn. Recep Ergun ve Eşi'ne 3. Ordu Komutanı Sn. Sabri Yirmibeşoğlu ve Eşi'ne Cenaze törenine katılan, çiçek gönderen, T.E.V. ve T.M.K.V.'ye bağışta bulunan, telefonla telgrafla ve bizzat eve gelerek bassağlıği düeyen tüm dost, akraba ve arkadaşlanmıza, yakın ilgüeri için candan teşekkürü borç biliriz. SAYIŞTAY BAŞKANLIĞrNDAN DENETÇİ YAOTIMCISI ADAYI ALINACAKTIR 1 Sayıştay Başkanlıgınca aşağıdaki niteükleri lasıyanlar arasın dan yazıli ve sözlü sınavla denetçi yardımcısı adayı aünacaktır. Sınava Katılacaklann: a) Devlet Memurlan Kanununun değişik 48.nci maddesinde gös terilen genel niteükleri taşımalan, b) Hukuk, Siyasal Bilgiler, Iktisat Fakülteleriyle Iktisadi ve Tica ri llimler Akademilerinden veya öğretim itibariyle burüara denklij Yüksek öğretim Kurulu Başkanlığınca onanmıs yurt içi ve ve yuı dışındaki fakülte ve yüksek okullardan birini bitirmiş olmalan, c) Giriş sınavımn başlıyacağı tarihte 31 yasından gün almanuş o maları, Gerekmektedir. 2 Yazüı sınavlar 17, 18 ve 19 Mart 1987 tarihlerinde Ankara'd yapılacak tır. 3 Yazüı sınavı kazananlar Sayıştay Başkanlığınca tesbit edili] duyurulacak tarihte Ankara'da sözlü sınava tabi tutulacaklardır 4 Isteklilerin gerekli belgeleri en geç 6 Mart 1987 günü çalışrr saati sonuna kadar bir dilekçe ile Sayıstaş Başkanlığına vermeleri ve) bu tarihte Sayıştay'da bulunacak şekilde taahhütlü olarak gönde meleri gerekmektedir. 5 Yanh ve sözlü sınavlarla ilgili diğer hususlar ve ibrazı ger ken belgeler hakkında Sayıştay Başkanlığından bilgi ahnabilir. 6 Sınava giriş belgeleri 16 Mart 1987 günü çalışma saati sonuı kadar Sayıştay Başkanlığından alınacakur. Bu süre içinde aünmıy; belgeler, sınavdan en geç yanm saat önce sınav yerinde de ahnabil cektir. Basın: 11517 BILSAK'TA BUGÜN Feminist Rönesanstan Sonra Kültür ve Sanal 5: 19.00 GÜVEN TURAN "KAD1NLAR DA SİNEMA YAPAR" CafeFoyer: 10.0017.00 Çay, Kahve, Hafif Içkiler Yerli ve Yabaneı Basın Lokanta: Öğle Servisi 12.0015.00 Akşam Servisi 20.00 BÜLENTSUMRU (GilarVokal) BILSAK Soğancı Sokak 7 Cihangir 143 28 79 143 28 99 AILESI PETROL OFİSİ A.Ş. GENEL MÜDÜRLÜĞÜNDEN 1 Ofisimiz ihtiyacı olan "P.O. ürünleri ve karşılıklan" kiıabından 30.000adeı, "Traktörlerin tanuılması vebakımı" kitabından 15.000 adeı bastınlması işi teknik ve idari şannameleri ile numunesine göre iç piyasadan kapalı teklif usulüyle ihale edilecektir. 2Bu işe ait tahmıni bedel 24.500.000. TL. olup geçici leminaıı 735.000 TL.'dir. 3Şartnameler malzeme şube müdürlüğünden dilekçe mukabilinde ücretsiz olarak temin edilebiür. 4Ihaleye iştirak edecek firmalar teklif mektuplannı en geç 6.3.1987 gunü saat 14.00'e kadar dış zarfın üzerine "45.000 adet kiıap basımı ihalesine ait tekliftir" ibaresini yazarak Petrol Ofisi A.Ş Genel Müdürlüğü Haberleşme Şube Müdürlügü Bestekâr Sokak No: 8 Bakanlıklar/ANKARA adresine posta ile gönderecek veya elden vereceklerdir. Postadaki gecikmeler kabul edilmez. 5Teklif meklupları 6.3.1987 gunu saat 15.00'teSaıınalma Komısyonu Başkanlığı'nda açılacaktır. Firma temMİcılen ıhalede hazır bulunabilirler. 6Ofis, Devlet İhale kanununa tabi olmayıp. ihalevi yapıp yapmamakta veya fiyat \e evsaf yönunden en uygun teklifi veren firmaya verip vermemekte •»erbesttir. Basın: 12461 2500 TK. BEJ MERSERİZE KETENDEN UBTB'LER İÇİN YAZLIK İŞ ELBİSESİ 9000 TK. MAVİ TULUMLUK KETENDEN İŞ ELBİSESİ 335 ADET BEKÇİLER İÇİN YAZLIK GOMLEK 335 ADET BEKÇİLER İÇİN YAZLIK PANTOLON Bu işle ilgili şartnameler SO.OOOr TL. mukabilinde aşağıdaki adreslerden aJınabilecektir. 1. ISKENDERUN'da Müessesemiz Ticaret Müdürlüğü, 2. ANKARA'da Ziya GÖKALP CAD. NO: 80 KurtulusANKARA adresindeki Genel Müdürlüğümüz, Isteklilerin şartnaoıemiz esaslanna göre hazırlavacaklan 87194,207, 208 no.lu dosvayla ilgılidir meşruhatlı kapalı teklif mektuplannı, geçici teminatları ile birlikte en geç 5.3.1987 günü saat 14.30'a kadar Türkiye Demir ve Çelik lşletmeleri Genel Müdürlüğü lskenderun Demir ve Çeük Fabrikaları Müessese Müdürlüğü lskenderun Haberleşme ve Arşiv Müdürlüğü'nde bulundurmalan gerekmekte olup, ihale dosyası almayan firma tekliflerinin degerlendirilmeyecegı ilan olunur. Basın: 12297 M.T.A. GENEL MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN 1 Genel Müdürlüğümüzün mülkiyetinde bulunan Balıkesir lli Ke sut mevkii Gümüşçeşme mahallesinde, imann 69 pafta. 755 !adet 1112 parsellerde kayıtlı 3293 m : ve 6680 m ; loplam 9973 m olaı iki parça arazi kapalı teklif usulü ile satılacaktır. 2 9973 m' arsanın muammen satış bedeli 15.000.000 TL. (0 beşmilyon) olup geçici teminatı 450.000 TL. (Dörtyüzellibin)di 3 Bu işe ilişkin satış şartnamemiz; a) M.T.A. Genel Müdürlüğü Alım Satım Şubesi Müdürlüğü'nde b) M.T.A. Istanbul lrtibat Bürosu Müdürlüğü Cihangir Kazaı Yokuşu Lütfiye Ap. No: 76 Beyoğlulstanbul adresinden bizzat b; vurarak ücretsiz temin edilecektir. 4 Teklif mektupları en geç 3.3.1987 günü saat 16.30'a kadar C nel Müdürlüğümüz Genel Haberleşme Şubesi Müdürlüğü'nde o cak şekilde elden ya da PTT ile gönderilmiştir olacakur. 5 Bu ihalemizle ilgili teklif açma 5.3.1987 tarihinde saat 14'te ( nel Müdürlüğümüz Brifing Salonu'nda yapılacakıır. thalemize gi bilme şartlanna uyan istekliler katılabiiirler. llanen duyurulur. Basın: 12724 KİRALIK DAİRE Ataköy 9. kısımda 3 oda 1 salon möbleli lüks daire, yabancıya kiralıktır. Td: S22 11 45 526 39 36
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle