28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 ŞUBA T 1987 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 n eyrut (ap) ASALA, MJ Fransa'yı tehdit ederek, Fransız cezaevlerinde bulunan Ermeni ve Arap "yurtseverlerin"serbest bırakümamalart halinde, Fransa 'da yeni saldınlar düzenleyeceklerini duyurdu ve "Faşist Türk rejimine ve Amerikan planlanna hizmet eden Mitterrand yönetimi tutumundan vazgeçmelidir" dedi. ASALA'nın, Batı Beyrut'taki Associated Press ajansı bürosuna yolladığı mektupta, "Fransa, Ermeni ve Arap yurtseverleri serbest bırakabilmek için gerekli adımları atmalı ve işlemlere başlamalıdır. Fransa ile aramızdaki bu barış dönemi boyunca, Fransızlartn ve diğer insanların güvenliğine ve çıkarlarına saygı gösterdiğimizi ortaya koyduk. Ceçen süre kamuoyunun bunu anlaması için yeterlidir" denildi. ASALA: Fransa, Türkiye'ye hizmet ederse vururuz Beyaz Saray'da çözülme lnternational Herald Tribune'ün görüşlerine başvurduğu yüksek düzeydeki ABD'li yetkilıler, Beyaz Saray'ın moral bozukluğu ve hareketsizlik içinde olduğunu belirttiler. Dış Haberler Servisi Rea gan'ın başkanlık döneminin son iki yılında Beyaz Saray'da karışıklık ve çözülmenin görülmeye başlandığı bildiriliyor. Internalional Herald Tribune gazetesinin Beyaz Saray kaynaklarına dayanarak bildirdiğine göre, Beyaz Saray, Reagan döneminin ilk 6 yılında ortaya koyduğu kendine güven ve olayları kontrol etme yeteneğini giderck yitiriyor. Beyaz Saray yetkililerindeki bu moral bozukluğu, Başkan Reagan'ın da çevresini denetleme yetkesini olumsuz yönde etkiliyor ve Başkan, kontrolü kaybediyor. Herald Tribune, Reaganın Beyaz Saray'ın operasyonlarında göreve kaliteli elemanlar atama yeteneğini yitirdiğini, önemli işlerin sıradan kişilere verildiğini belirtiyor. Herald Tribune'ün görüşlerine başvurduğu yetkililere göre Beyaz Saray'daki bu çözülme, art arda gelen bir dizi başarısızlık ve talihsizlikten kaynaklanıyor. Bunların arasında, Demokratlann geçen yıl kasım ayında kazandıkları seçim zaferini, trangate skandalını ve geçen ay prostat amcliyatı olan Reagan'ın sağlık durumunu saymak mümkün. Adının açıklanmasını istemeyen yüksek düzeydeki bir yetkili şöyle diyor: "Beyaz Saray'da çalışanların kaygılı uldugu açık. Reagan'ın başkanlığım yeniden düzenlemek zonınludur." Başka bir Beyaz Saray yetkilisi ise şu şekilde konuşuyor: "Buradaki havayı (ek kelime ile tanımlamak mümkün: Pasiflik ya da hareketsizlik." Başka bir yetkili de görüşlcrini şöyle dile getiriyor: "Kendimi terk edilmiş hissediyorum. Reagan'a yakınlık duymamızın en önemli nedeni, onun bize tekrar gururıımu/u, kendimize güvenimizi ve enerjimizi kazandırmasıydı. Ama artık bunlar geçmişte kaldı." Reagan'ın yeni sözcüsü Marlin Fitzwater ise Beyaz Saray'ın bir moral bozukluğu içinde olduğunu kabul etmekle birlikte, bu havanın yakında dağılacağını ileri sürüyor. KÖKENLER DERİNDF. Ancak Reagan'ın diğer yakınları, Marlin Fitzwater kadar iyimser değiller. Bu yetkililere göre, Beyaz Saray'daki sorunların kökenleri daha derinlere gidiyor. Bu yetkililer, karamsarlıklarına gerekçe olarak, Beyaz Saray'da önemli mevkilerden deneyimli yöneticilerin düzenli biçimde ayrılmalarını gösteriyorlar. örneğin son günlerde Reagan'ın iki deneyimlı daıuşmanı görevlerinden istifa ettiler. Bunlar Başkan'ın Siyasi Işler Yardımcısı Mitchell Daniel ile Propaganda Müdürü Patrick Buchanan. Bu arada Beyaz Saray Sözcüsü Larry Speakes'ın da görevinden ayrıldığı anımsatılıyor. fegdrç Reagan kontrolü elden kaçırıyor POLTnKADA SORUNLAR ERGUN BALQ Gorbaçov ve Demokrasi "Son zamanlann en ilgınç olayı nedir?"ö\ye bir soru ile karşılaşsaydık, hiç duraksamadan "Gorbaçov'un denemesi" diye yanıt verirdik. The Guardian gazetesi, Mihail Gorbaçov'un ülkesinde gerçekleştirmeye çalıştığı reformları, "Stalin'den bu yana Sovyetler Birliği'nde en önemli olay" diye nitelendirdikten sonra "Gorbaçov başanya ulaşırsa, Sovyetler Birliği tutucu bir devlet olmaktan çıkıp ilerici bir ülke nltellğine kavuşablllr" diyor. Bazı "malum çevreler" bu değerlendirmeye kızabilir. "Sovyetler Birliği hiçbir zaman tutucu bir nitelik taşımadı" diyebilir. Ama ne ilgınçtır ki, Gorbaçov da bürokrasiyi, devlet mekanizmasını ve hatta partiyi tutuculukla suçlamaktadır. Daha da ileri gidiyor Sovyet lideri. Bürokrasi ve devlet mekanizmasına yönelttiği suçlamalarda, hantallık, tembellik, laçkalık ve yozlaşma gibi sözcükler kullanıyor. Stalin'den bu yana Sovyetler Birliği'nde bürokrasiye Gorbaçov kadar sert hücumlar yönelten bir başka lider çıkmadı. Gorbaçov bu konuda bürokrasi ile mücadeleye girişen ve bu mücadeleyi kaybederek devrilen Kruçev'i bile geride bırakmıştır. Ancak bu noktada bir konuya açıklık getirmekte yarar var. Kruçev'in kavgası özellikle Moskova bürokrasisi ile idi. Kruçev, bakanlıkların sayısını azaltarak 92 Yöresel Ekonomik Konsey (SAVNARKHOZY) kurmuş ve ekonomik kararların alınmasında bu konseylere özerklik tanımıştı. Başka bir deyişle, yetkileri Moskova bürokrasisinden yerel bürokrasilere kaydırmıştı. Sonunda da Moskova bürokrasısinın temsilcisi olan Leonid Brejnev tarafından devrilmişti. Gorbaçov ise, bürokrasiyi tüm olarak hedef almaktadır. Ayrıca Sovyet lideri, Kruçev'den çok daha ileri gitmektedir. Kruçev, tüm meydan okuyan tavırlarına rağmen partiye değinmeye cesaret edememişti. Gorbaçov eleştirilerinin kapsamına ilk kez partiyi de katmış, parti liderlerinin çok aday arasından gizli oyla seçilmesini istemiştir. Gorbaçov döneminde partinin yanı sıra, KGB'nin de dokunulmazlığı kaldırılarak bir KGB yetkilisi tutuklanmıştır. İki hafta önce yapılan Merkez Komitesi toplantısında Sovyet lideri, "demokrasiye hava gibi ihtiyacımız var. Ya demokrasiyi kurarız ya da reform projelerimiz tıkanır" diyordu. Gorbaçov ne yapmak istiyor? Sovyet toplumunu çağdaşlaştırmak, modernleştirmek istiyor. Gorbaçov'un yapmak ıstediği sadece Sovyetler Birliği için değil, tüm dünya solu açısından çok önemlidir. Gorbaçov esnek, hoşgörülü ve daha demokratik bir sosyalizm modeli yaratabilirse, sosyalizm artık baskı ve otoriter rejimle eşanlamlı tutulamayacak, Stalin'in yarattığı ürkütücü imaj ortadan kalkacaktır. Peki ülkede egemen güçlerin çoğunu karşısına alan Gorbaçov desteği nerede bulacaktır? Halkta. işte sorun burada başlıyor. Gorbaçov'un bu gerçeğin bilincinde olduğu ve halkın desteğini aradığı görülüyor. Ancak Sovyet liderinin gereksinme duyduğu desteği henüz yeterli ölçüde bulamadığı ve bu olgudan tedirgin olduğu anlaşılıyor. Oış basında çıkan haberlere göre Sovyet halkında Gorbaçov'un reformları konusunda büyük bir heyecan ve heves görülmüyor. lnternational Herald Tribune gazetesinin Moskova muhabiri, "Gorbaçov'un bürokrasiyibirbirine katan, dünyada merakla izlenen reform girişimleri, Sovyet halkında büyük heyecan yaratmadı" diyor. The Guardian gazetesinin muhabiri ise, "Moskova'da Sovyet arkadaşlarım Gorbaçov'un girişimlerine temkinli tepki gösteriyorlar. Hatta bazıları şüpheli" dedikten sonra şöyle devam ediyor: "Bulnsanlar 1956'da Kruçev'in, 1965'te de Kosigin'in ekonomik reform denemelerinln nasıl kösteklendiğini anımseyarak, temkini elden bırakmamayı tercih ediyorlar." Bazıları ise korktuklarından, Gorbaçov'u ateşli biçimde desteklemekten kaçınıyorlar. Gorbaçov, gerçi onlara "Korkmayın, gerektiğinde yetkilileri eleştirin. Görüşünüzü açıkça söyleyin" diyor, ama ya Gorbaçov gittikten sonra tekrar eski düzene dönülürse? Yeni lider kendilerine hesap sorarsa? Bu bakımdan "neme lazım" deyip ortaya atılmaktan kaçınıyorlar. Halkın önemli bölümü de, "Bu iş yöneticileri ilgilendirir. Onların kendi aralanndaki bir çekişme. Ben onlann işlne kanşamam" deyip kendi işine bakıyor. Böylece ilginç bir durum çıkıyor ortaya. Otoriter bir rejimde iktidara gelen bir lider rejimi yumuşatmak ve halkına daha fazla demokrasi vermek için mücadele ediyor. Ama halk onun bu mücadelesine yeterince ilgi göstermiyor. Çünkü demokrasi geleneğı yok. Tabandan hareket başlatmaya, tavanı denetlemeye ahşmamış. Uzun süre yatakta yatan bir hasta, ilk kez kalktığında yürümekte büyük güçlük çeker. Uzun süre futbol oynamamış, antrenman yapmamış bir futbolcu, sahaya ilk kez çıktığında seyirciyi acı acı güldürecek hantal hareketler yapmaktan öteye gidemez. Kitleler de insanlar gibidir. Uzun süre baskı altında tutulurlarsa, hareket yeteneklerini, inisiyatiflerini kaybederler. Kitlesel dinamizme en fazla gereksinme duyulduğu an o dinamizmi ortaya çıkarmakta güçlük çekerler. Tabandakı dinamizmin en büyük güvencesi ise demokrasidir. Öğrencilerin gösteri yapması, işçilerin greve gitmesi, değişik görüşlerin mücadelesi... Bunlar kımi yönetimlerin ileri sürdüğü gibi anarşı değil, aksine, toplumun sağlığının, dinamizminin göstergeleridir. O dinamizmi baltaladınız mı, toplumun ilerleme, kendini yenileme umutlarını söndürür, onu durağanlığa mahkum edersiniz. Oysa kitlelerin dinamizmi, tabanın enerjisi olmadan hiçbir şey olmaz. Mihail Gorbaçov, "Demokrasiye hava gibi gereksinmemiz var" derken, sanırız bu gerçeği dile getiriyordu. Görüşünü ne ölçüde uygulayacağını ya da uygulayabileceğini ise zaman gösterecek. Filipinler'de anayasa yürürlüğe girdi Başkan Reagan Parlak günler geride kaldı. M anila (AP) Filipinler'de geçen 2 şubatta yapılan referandumla kabul edilen yeni anayasa dün sabah yürürlüğe girdi ve Devlet Başkam Corazon Aquino bakanlan ile birlikte anayasaya bağlılık yemini etti. Yüzde 77 kabul oyuylc onaylanan yeni anayasa, Corazon Aquino'nun 7yıl daha devlet başkam olarak kalmasını garanti ediyor. Avam Kamarasv'nda Kıbrıs tartışması tngiltere Dışişleri Bakan Yardımcısı Barones Young, "KKTC'yi resmen tanımamız, adadaki mevcut bölünmeyi daha da pekiştirecek ve BM'nin çabalarını engelleyecektir" dedi. RAGIP DURAN LONDRAIngıltere Dışişleri Bakan Yardımcılanndan Barones Young, hafta içinde Avam Kamarası Dış llişkiler Komisyonu önünde yaplığı konuşmada hükümetin Kıbrıs'la ilgili tutumurıu açıklarken, "KKTC'yi resmen tanımamız, adadaki mevcut bölünmeyi dalıa da pekiştirecek ayrıca BM'nin çabalarını engelleyecektir. Ancak bizim bu lutuınuınuz, Kıbrıs Turk loplumunun çıkar ve beklenlilerini tanımadıgımız anlamına gelmemeklcdir" şeklinde konuştu. Geçtiğimiz sonbahardan bu yana, Kıbrıs konusuıuı o/el olalak aıaştııan komisyon, şımdiye kadar Kıbrıs Turk ve Rum toplumları liderleıini komisyona davel ederek dınlemiş, ayrıca kortıisyon uyclcrinden oluşan heyetleı, Kıbrıs, Türkiyc vc Yunanıstan'da çeşitli ilgililer ve New York ile Londra'da da BM yetkilileri ile görüşnıeler yapmıslardı. Komisyon üyelerinin çoğunluğu son olarak Rauf Denktaş'ın 1.ondra /.iyareti sırasında Türk tezlerineyakınlık duyduğunıı açıklayan ve Ingiliz hukunıetini Kipriyanu yonetimini adanııı tek ve meşru hükümeti olarak tanımakıan vazgeçmeyc çağıran bir bildiri yayımlamıştı. Barones Yuung'ın 20 Temmu/ 1974 tarıhindc gerçckleşen askeri harekât konusuna hiç değinmemesi dikkat çekerken, Dı şişleıi Bakanlığı'mn komisyon uyeleri için ha/ırlamış olduğu bir memorandumda, 20 temmu/ helakâtı konusuııda "Garantorluk antlaşmusının 4. maddesi uyarınca 1 urk birlikleri Ku/c> Kıbrıs'a miidahale etmiştir" ibarcsi yer aiıyor. Bu formııl, koınisyondaki Ruın yanlısı millelvekillerinin ısrarlı çabalarına ve "işgal" sö/cüğünün kullanılması için gerçekleştirilen girişinılerc rağmen, Londra'nın resmi tuiumunu yansıtmaya devam ediyor. Komisyoııda ıneydana gelen tartışmada, üycler, bakan yardımcısına çeşitli sorular yönelltilcr. BM arabulucııluğunun geçerliliği ve kalıcılığı, Kıbrıs Turk (arafının uluslararası yardımlardan ncdcn yararlanamadığı konularındaki sorulara Barones Young, Ingıli/ hukıınıetinin 1974'ten bu yana kullandığı kalıp cumlclcrle yanıl vermeye çalıştı. Komisyon Başkam Sir Anlhon> Kershatv, "Huknmetimiz tırtık bir şcylcr yapılması gerekliğinin bilincine varmış mıdır?" sorusunun ardından Moskova'nın öneıisi konusundaki polilik tutumu sordu. Barones Young, Moskova'nın öııerdiği formülıın, BM'nin çabalarına balta vurdugunu, Kıbrıs meselesinin uluslararası konlcranslarda değil, iki toplıımun yapacağı goruşmelerde ço/ulebileceği yolıındaki resmi görüşü tekrarladı. Shııltz: Türkiye'yi demokrasi için desteklemeliyis WASHİNGTON (Cumhuriyel) ABD Dışişleri Bakanı George Shultz, dün Temsilciler Meclisi'nde savunma bütçesi üzerine konuşurken Turkiye'nin yalnız askeri değil, demokrasi yönünden de ABD için önem taşıdığına dikkati çekti ve bu yüzden desteklenmesi gerektiğini belirtti. Shultz, ödenekler Alt Komisyonu'nda üyelerin sorularını yanıtlarken de yine Turkiye'nin ABD açısından taşıdığı öneme değindi ve "Türkiye hem bir set hem de bir köprüdür. Batı dünyası Ue Müslüman Ulkeler arasında bir köprü.. Türkiye bir yandan ekonomide sorbest piyasa modclini gelistirmekte bir yandan da demokrasiyi ilerletmeye çalışmaktadır. Bu açıdan güçlü bir Türkiye bizim için çok önemlidir" dedi. Aynı noktaların Yunanistan için de geçerli olduğunu vurgulamayı ıhmal ctmeyen Shultz, " H e r iki ülkenin de bize ihtiyacı var.. bizim de onlara olduğu gibi" biçiminde konııştu. Geçen yıl dış yardım bütçesinin büyük ölçüde kesilmesini eleştiren Shultz, Türkiye'ye yardımın yüzde 39 oranında kırpılmış olmasına dikkati çekerken, komisyondan ABD'nin, çıkarlarını göz önüne alarak aynı yola başvurınalarını istedi. Shultz'un bu talebine karşı komisyon üyeleri, yönetimin dış yardımda kesinti yapılmamasım sağlamak için vergi arttırımına giderek kaynak bulması gerektiği görüşünü savundular. Islam Devrimi yıldönümü kutlanıyor, iörenlerde Yol filmi de gösterilecek Papandreu SDI'yı eleştirdi lina (a.a.) ım. Yunanistan Başbakanı Andreas Papandreu, ABD'in Yıldız Savaşları Projesi'nin, Sovyetler Birlıği'nin daha etkin ve yıkıcı nükleer silahlar üretmesine yarayacağını söyledi. Papandreu, Yunanistan Parlamentosu 'nda nükleer silahsızlanma konusundaki bir karar tasarıiının görüşülmesi sırasında yaptığı konuşmada. süper devlellerin nükleer denemeleri durdurmasını isterken, Yıldız Savaşları diyc bılinen SDI projesinin bir işe yaramayacağım savundu. Papandreu, "Uzaydaki bir fuzvbavar sistemi, gerçek bir şemsiye değil, gravyer peyniri gibi delikli bir şemsiye yaratır" dedi. A Iraıı Fetih 4 saldırısını başlattı TAHRAN/BAGDAT (a.a) Iran, Irak'a karşı "Fetih 4 " olarak adlandırdığı yeni bir saldırı başlattığını açıkladı. tran Haber Ajansı lrna tarafından yayınlanan bildiride saldırının, cephenin hangi kesiminde başlatıldığı belirtilmedi, ancak saldın sırasında Irak'ın asker ve malzeme yönünden ağır kayıplara uğratıldığı öne sürüldü. Askeri gözlemciler Iran'a, bundan önceki fetih adlı saldırılarının hepsini Irak'ın kuzey doğusundaki bölgede gerçekleştirdiğini anımsatıyorlar. Bu arada Iran ve Irak sivil yerleşim merkezlerini bombalamaya devam ediyorlar. Irak, dün de Islam Devrimi'nin 8. yıldönümünün kutlandığı tran'da bir çok kent ve kasabaya hava saldırıları düzenledi. Başkent Tahran'ın da iki hava akınına uğradığı saldınlar sırasında Kazvin, Kum, Tebriz, Isfahan, Merivan, Nabavand, Borujerd, Kuhdast, Urmiye, Rabat, Şuştar ve Mosk'un bombalandığı bildirildi. Tahran Radyosu dün sabah saatlerinde cephenin kuzey kesiminde bulunan Erbil kentine girişilen saldırıda 500 Irak askerinin öldürüldüğünü, bir radar tesisinin de tahrip edildiğini duyurdu. İran resmi haber ajansı lrna, Meşhed kentindeki devrim yıldönümü kutlama törenleri sırasında, muhalefet gruplarının yü Prens Charles*ın evine girmek istedi ondra (a.a.) tngiltere tahtının veliahtı Prens Charles'm evinin çevresinde dolaşan ve tavırlanyla şüphe çeken bir kişi, polislerle giriştiği boğuşma sonucu tutuklandı. Polisin açıklamasına göre, başına bir kayak maskesi geçirmiş olan ve bir bıçakla bir çekiç taşıdığı belirlenen kişi, Charles'm evinin çevresinde dolaşırken bir polis memurunu görünce kaçrnaya başladı. Ikinci bir polis memurunun karşısına çıkması üzerîne bıçak ve çekiciyle polislere saldıran kişinin yarın soygun girişiminde bulunmak ve polis yaralamak suçlarınddn mahkeme karşısına çıkunlması bekleniyor. SA VAŞTA ÖLÜM tranlrak savaşı tüm şiddetiyle sürüyor, Basra Körfezi'ndeki bir Iran askeri yerde yatıyor. rüyüş yapan göstericilerin üzerine bomba atmaları sonucu ölen ve yaralananlar olduğunu da haber verdi. Bu arada tran, Irak savaş uçaklarının dün aralarında başkent Tahran'ın da bulunduğu 10'dan fazla yerleşim merkezine hava saldırılan düzenlemesinc misilleme olarak Bağdat'ı karadan karaya bir füzeyle vurdu. Bağdat sakinleri, patlamanın şiddetinin, füzenin isabet ettiği yerin birkaç kilometre uzağından bile hissedildiğini bildirdiler. Ancak, füze saldırısı sonucu can kaybı meydana gelip gelmediği konusunda Irak yetkilileri henüz bir açıklama yapmadı. Dünkü saldırı, Iran'ın 9 ocakta cephenin güneyinde başlattığı KerbelaS saldırısının başlangıcından beri Bağdat'a düzenlçdiği 10. füze saldırısı oldu. GÜNEY'tN YOL FİLMİ Şah yönetiminin devrilişinin ve Islam devriminin gerçekleşmesinin sekizinci yıldönümü nedeniyle dün "Şafak" adiı 10 günlük kutlama törenlerine başlanırken, hasta oldıığuna ilişkin söylenti çarpışmalarda ölen lerin yoğunlaştığı Iran dini lideri Imam Humeyni, yıldönümü nedeniyle önceki gün Tahran radyosunda yayınılanan bir konuşma yaptı ve "Irak'a karşı zafere kadar savaş istediklerini" söyledi. Bu arada "Şafak" törenleri çerçevesinde düzenlenen uluslararası film festivalinde Yılmaz Giiney'in "Yol" fılminin de gösterileceği bildiriliyor. Iran halkına " g ü ç l ü ve kararlı" bir ses tonuyla seslenen dini lider Ayetullah Humeyni, "Irak'a karşı ilahi bir dava ugruna savaştıklanm" söyledi Yunanistan N e w s w e e k Hüseyin'in kardeşi Prens Hasan'la Körfez savaşını görüştü Grevli günler başlıyor Ortadoğu, yeni bir Kampuçya olabilir Dış Haberler Servisi Ürdün Kralı Hüseyin'in kardeşi Prens Hasan İbni Talal, ülkcsinde ekonomist, siyasal bilimci, sosyologları bir araya getiren ve Arap dünyasının sorunlarına yaratıcı çözümler arayan Arap Diişünce Forumu'nun da başkanı. Geçenlerde Newsweek dergisinin sorularını yanıtladı. Prens'in özellikle Körfez savaşı ve Ortadoğu'nun siyasal durumu üzerine yanıtları kısaca şöyle: Iraktran savaşının sona ermesi için ne gibi olasılıklar var? HASAN Savaş, ancak Birleşmiş Milletler, Bağlantısızlar hareketi, Islam zirvesi ve super güçlerin birbiriyle bağlantılı, ısrarlı çabalarıyla bir son bulabilir. Yoksa savaşın sonucu cenk meydanında belirlenmeyecektir. Bugüne dek gerek ABD gerekse bölgedeki çeşitli taraflar yapabilecekleri halde iki tarafı da ateşkese zorlamaktan kaçındılar. Artık bir ateşkes Islam ülkelerinin akılcı bir politikasıyla dayatılabilir. Biz kendimiz soruna bölgesel ve Islaıni bir çözum öneı mezsek, dünyayı hareketsizlikle suçlayamayız. Savaş siirüp giderse ne yapılabilir? Prens Hasan Karamsar. HASAN Eğer savaş yakında sona ermezse, eğer büyüme ve gelişme konularında somut ilerlemeler kaydedilmezse, bölgede toprağın, hükümran devletlerin altından kaymaya başlamasından korkarım. Aklıma, ideoloji adına kişisel temel hak ve özgürlüklerin yok edildiği, karşı görüşten olanların kitle halinde kırıldığıKampuçyageliyor. Bizdezamana karşı bir yarış içindeyiz. İrangate skandalına tepkiniz ne oldu? HASAN Bu konudaki Makyavelciyaklaşıma çok üzüldüm. Bölgemiz halkı için Amerikan onderliğinin güç simgesi her zarnan ahlaksal bir temele dayanmıştır. Bu açıdan bakıldığında bizim Irak'a desteğimiz Arap kimliğimizdeu kaynaklanan bir ilkenin sonucudur. İran devriminden sonra da bu ülkeyle diyalog kurmaya giriştik. Ama bize yanıtları, lslamlığın kendilerine göre yorumunu kabul etmemiz şartı oldu. tranlılar, Araplara yonelik ilkel ve şoven bir öç alnıa duygusuna sahiplcr. tran'ın stratejik bir değeri olduğunu teslim ediyoru7. Ancak bu, bölgede kaptıkaçtı yöntemlerc başvurulnıasının gerekçcsi olnıamalı. iran'dan kaynaklanan tslam radikalizminin ılımlı Arap ülkelerinin istikrarını ho/masından kaygılısını/.. Bu radikalizmi göguslemek için sizce ne yapılabilir? HASAN Radikalizm gunumıİ7de daha çok gençliğe çekici geliyor. Radikalizmin Mısır ya da Urdunlü öğrencilere yönelik mesajları esas olarak nihilist nitelikte ve sürekli toplunısal eşilsizlikleri işliyor. Aslında akılcı bir olgııdan çok, coşkusal bir şeyle karşı karşıyayı/.. Ne var ki bölge ülkeleri gelişme ve relah yönündc ileri adımlar atmazlarsa, Batı bu konııda yardımcı olmazsa, radikalizm yayılabilir ve bölgenin çehresi değişir. Fransa'da ilkokul öğretmenleri yürüdü naris (a.a.) Fransa'da A Chirac hükümetinin üniversite reform tasarısma karşı çıkan öğrencilerden sonra, bugün de anaokulu ve ilkokul öğretmenleri Paris ve diğer büyük kentlerde gb'steriler düzenleyerek, hükümetin okullardaki hiyerarşik düzeni değiştiren kararnamesini protesto ettiler. Bağlı oldukları sendika ve kuruluşların çağrısına uyan, 50 bin dolayında öğretmen, gösterilerde, diğer öğretmenlerin üzerinde büyük yetki sahibi olacak "Başöğretmen" atayun Eğitim Bakanı Rene Monory V eleştirdiler. öğrencilerin büyük tepkisi üzerine geri çekilen üniversite reform tasarısını da Monory hazırlamıştı. tlrdün Kralı'nın kardeşi Prens Hasan İbni Talal, "Eğer Körfez savaşı yakında sona ermezse, bölge, ideoloji adına temel hak ve özgürlüklerin yok edildiği, kitle halinde kırımların yapıldığı yeni bir Kampuçya'ya dönebilir" dedi. Prens Hasan'a göre, Körfez savaşı, ancak BM, Bağlantısızlar hareketi ve süper güçlerin ısrarlı çabaları ile son bulabilir. STELYO BERBERAKİS ATtNAYunanistan'da yaşam, bugün yine duruyor. Yunan Işçi Sendikalan Konfederasyonu'nun (GSEE) ülke çapında ilan ettiği 24 saatlik genel grev uyarınca, fabrika işçileri, tezgâhtarlar, bankalar, okullar, toplu taşımacılık araçları çalışmayacak. Devlet Memurları Sendikası'nın (ADEDY) ise, önümüzdeki pazartesi ve salı günleri için ilan ettiği 48 saatlik grev sırasında, bakanlıklar ve devlet dairelcri, posta, telefontelgraf, elektrik, su işletmeleri hizmet vermeyecek. Bu grevler, önümüzdeki çarşamba gününe dek aşamalı olarak sürdüriilecek. örneğin, Yunanistan'daki bankalar, bugunden başlamak üzere önümüzdeki çarşamba gunune kadar kapaIı kalacak. Olimpik Havayolları bugün için ilan edilen 24 saatlik grevden ötürü hiçbir seferini gerçekleştirmeyecek. Troleybüsler trafiğe çıkmayacak; ancak belediye otobüsleri trafiğin en işlek olduğu saatlerde 3'er saat kontak kapatacak. özel okullar da 24 saatlik greve katılırken, devlet okullarında görevli öğretmenler, önümüzdeki hafta yapılacak 48 saatlik devlet memurları grevine katılacak. Bu arada tezgâhtarların da genel greve katılmarıyla, dükkânların çoğunun açılmaması bekleniyor. GA, Güney KıbrLs'ta radyo istasyonu kuruyor ABD'nin Rum kesiminde kurmakta olduğu tesisler Kıbns'ta sert tepki yaratırken, Moskova da hoşnutsuzluğunu belirtti. İZZET RIZA YALIN LEFKOŞA ABD'nin Lefkoşa'nın Rum kesimindeki Arkangelo bölgesinde yaptırmakta olduğu yeni tesisler, Güney Kıbrıs'ta buyük tepki ve tartışmalara yol açıyor. Amerikan haber alma örgütünün (CIA) Lefkoşa'da inşa ettirmekte olduğu belirtilen radyo istasyonunun, 7 Amerikalı, 15 Kıbrıslı ve özellikle Arapça ve Ibranice alanında çalışan 13 çevirmen olmak üzere 35 personeli bulunduğu belirtiliyor. Guney Kıbrıs'taki kaynaklar, Sovyetler Birliği'nin, Ingiliz ve Amerikan istihbarat seıvislerinin Kıbrıs'ı Ortadoğu'da bir dinleme odağı haline getirmelerinı önlemeye çalıştıgına işaret ediyorlar. Konıunist AKKL l'artisi'nin yayın organı Haravgi'nin, Ingili/ ve Amerikan üs, tesis ve dinleme istasyonlarına karşı altı aydır sürdürdüğu "güniltülü kampanya" ya dikkati çeken ilgili kaynaklar, "Sovyet Büyükelçisi Yuri Fokine^ nin bir basın toplantısında, egemen İngiliz uslerinin kaldırılması yolunda çağnda bulunduğunu" belirtti. Haravgi gazetesi ise Rum hükümetini, "Yeni Amerikan casus istasyonlanna tam yetkili izin vermekle" suçladı. KKTC'DEKİ DURUM ^ Ruın gazetelerinde, "KKTC (opraklarında Amerikan dinleme istasyonlarının faaliyet gosterdigi" yolunda çıkan haberler, KKTC tarafından yalanlandı. Alsancak'taki Amerikan dinleme istasyonunun faaliyette olduğu ve Alayköy'deki Amerikan istasyonunun çalıştırılması için temaslarda bıılunulduğu haberlcrini de yalanlayan KKTC Dışişleri ve Savunma bakanlıkları, "Alsancak'takiistasyonun 1974'len sonra Güney Kıbrıs'a tasındıgını, Alayköy'deki istasyonun da çalışır durumda olmadıgım" açıkladı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle