21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURtYET/6 6 ARALIK 1987 Batının Sevgiyle yaratdan üp mucizesi çetik zırhı NtLGÜN CERRAHOGLU HADt ULUENGİN BRÜKSELTürkiye'nin cumhuriyet ideolojisinden bağımsız biçim' de yetiştırdiğı nadir aydınlardan biri olan Cemil Meriç, gerçek "Banh" formasyonuna rağmen, "ıjık doğndan gefir" sentezine varmıstır. "Garbın afakım sarmtşsa çelik ztrhlı duvar/Benim de iman dolu göğsüm gibi serhaddim var" diyen Akif ise, "Batıhhk" kompleksi altında kıvranan biz Doğululara maneviyat aşısı yapar. Ne varki, Cemil Meriç'e ve Mehmet AkiPe rağmen, Brüksel'de vize kuyruğuna girraek zorundayız. Garp lütfedip, "çelik zırhlı duvanndan" küçOk bir kapı aralasın diye, Fransız konsolosluğunda, Alman konsolosluğunda, beyaz adam, üstün adam, rasyonel adam tarafından, horlanmak ve aşağılanmak durumundayız. Yarayam, fellah, barbar sıfaüanna tahammül etmek mecburiyetindeyiz. Çünkü, Batıdan "feyz alabilmek" için oraJara gitmeyi yukumlüluk sayıyoruz. Belki bu yükümlülüğün nedeni de, ışığın Doğudan geldiğini kavramamamızdan ve Batıdan "feyz almakta" direnmemizden kaynaklanıyor. Her halukârda, Brüksel'den vize edinebümek için, eşit olmayan üişkiler yaşıyoruz ve öfkemizden ve utancımızdân kahroluyonız. "Büvak Alm»nyı"nın konsolosluğuna adım alabilmek, kapıdaki Bavyera neferlerine kimlik göstermekten geçiyor. lçerde, mahşeri kalabalığa rağmen, gişelerin arkasında yalnız iki memur var. Bunlar, ırkçılık, zekâ yaşı düşüklüğü, beceriksizlik ve naletlik '•erdemierinin" hepsine birden sahip olduklanndan, bilhassa seçilmiş "Batohlar." Vize formlannı edinebilmek için dahi, bu efendilerin önünde kuyruğa girmek gerekiyor. Sıra geldiğinde, adam yüzünü buruşturarak ve sanki büyük bir suç işlenmişcesine, pasaporta ve belgelere bakıyor. Lütfedip, formlannı vcriyor. Doldurma işleminden sonra yeniden tabur yapüdığmda, "Hans" bir polis memunı edasıyla, kıymetli memleketine niye gidileceği hakkında ahret suali soruyor. Hans'ın zenginlikkrinin talan edilmeyeceğine, onun sıhhatine halel getirecek mikroplann suurdan içeri sokulmayacağına dair namus sözü veriliyor. Hans nihayet, çok büyük bir ihsan bahşederek üç aylık vize alınabileceğini söylüyor. Belçika'da sınırsız oturma iznine sahip olmak, is icabı Almanya'ya sürekli gırip çıkmak, Hans'ın bir senelik vize vermesi için yeterh nedenleri oluşturmuyor. Hans, çok büyük bir iltifatta bulunuyor ve "öbur Türkier gibi olmasaııu dahi, Jon tahlilde pasaportunuzda hilal v«r" gerçeğinı söylüyor. "Fnuuu medeDİyetiııin" konso losluğunu, fasist panilerin milislerinden gelme ve üniformaya lapan lum penlerden seçümiş "özci komma görevljleri" bekliyor. Hoyrat hareketlerle insarun üstunü başını anyorlar. Adamlar, kahvelerde dövemedıkleri Arapları, dansinglerde mıncıklayamadıkları zenci kızlan ele geçirmekten sadist bir zevk alıyorlar. Sonra ikinci bir "özei komma görevtisi" pasaporttaki milliyete bakıp, gidilecek gişeyı gösteriyor. lskandinavyalılann, Amerikalılann, Kanadalıların, "beyaz adamlann" gişeleri ayrı. Onların bölümunde sıradan memurlar oturuyor. ljler hetnen bitiyor. Fdlahlann, yamyamların, barbarlann giselerinde ise evde kalmış yüz yasında kızlar, prostattan muzdarip eski HindıÇin muharipleri, bütün Dışişleri Bakanlığı sınavlannda en kötü puanlan almış meslek memurlan var. Fransız konsolosluğunda, sonsuz gergin bir cinsel bunalım var. Okul gezısi için Paris'e gidecek Arap delikanlıya vize vermeyi reddeden ve kasıklan pörsümüş yüz yaşındaki kızın, aslında delikanhnın altında bağırmaya can attığı, bu gerçekleşmeyeceği için de mühür basmayı reddettiği asikâr. Prostattan muzdarip eski HindiÇin muharibinin, Kamboçyalı kıza, onun memelerini sıkamadığı ve kalçalannı okşayamadıgı için vize vermedigi kesin. "Franaz medeniyetiain" Brüksel konsolosluğu olağanüstü zengin psikanaütik bir mekân oluşturuyor ve Freud'un buradan vize ifrı temesini bekliyor. "Ifik dogndan geliyor" ve "iman dolu gögsömüzden serhaddimiz •ar." Fakat, "garbuı afakım" saran da, "fetik zırhlı duvar." Garp, çeliğinin pınltısıyla gözümOzü kamastınyor ve zırhının alajım fonnülünü kendine sakhyor. Yamyamlann, fellahlann, barbarlann, duvann öteki tarafına geçmesine bütün gücüyle karşı koyuyor. Şimdılik biçareyiz. Vize isterken, nalet Hanslann ve yüz yasında evde kalmış kızlann asağılamalanna, horiamalanna boyun eğmek durumundayız. Çeliğin alasım fonnülünü öğrendiğimizde, zırhlı duvan berhava edeceğiz. Ya da Doğudan gelen ışıktan ilham bulacağız ve bambaşka bir alaşım formülü üretecegız. Şımdiki tercihimiz birincisi. tkinci tercihi de düşünmek gerekiyor. MHANO "Bmk «W> dedfler" dostlanmıan çoğu, hatta " « a n aathkfc Mr çocak dofvaaıaTaa Im kadivenler bile çıktı... 53 yafmdaki Augusto Odone, 4 yıldır yafadığı Ubusu boyle anlatmay» bashyor. Bflyflk ulihnzliklere rasyondBkle direoç gottenpeye çalısânlann gücuyle devam Augusto Odone DOnya Bankaa'nda çahsan bir hukukmemifti. l a ki oflu Lorenzo, doktorUnn büe fazla çözemcditi »TW««IT bir hm^ylıft11 tutuluncaya dck. 1983 güztode Odoneter, Comore adalanndan Washington'a tayin edüdiklerinde ilk şokia karşılaştüar. O zamana dek Ingiiizrr, ttalyanca ve Fransızca'yı mükemmel konusan 5 yaşındaki kOçük Lorenzo birdenbire kelimeleri telaffuz etmekte güçlük çekmeye baslamiftı. Okulda da HîHmtini toplamakta güçtük çddyordu. Odoneleı önce bunlan küçok yeni Olkeye adaptasyonundaton U fakat bsa sttre içmde çocukta deugesizlik bdirtüeri bajladı. Lorenzo sebepsiz yere düsü BrükseVden AfUano'dan D çy d * p büiî^ ^ ğ ğy k faiç ^ t yordu. Odonelerin paniğe iraphn»«ıtı« yol açan olay, bir gecc oğulknna masal okurlarken meydkna gddi. Lorenzo, annesinin okuduklanm duyanııyordu. Augusto ve Michaela Odone, çooıgu v«p^n«n gjbi soiuğu doktorda aldılar. TOm ^^fi'iklnr Ozerinde duruldu, Lorenzo ne tropikal bir hastahja, ne kansere ae de bir çesit scleroza tutulmusUL AyUr sttren testlerden «onra 1984 Ukbahannda teshü kondu: Hastmhfuı adı kuacm ADL diye bilinen "Adrf olfcoartıolaı" idL Bu x kromozonlanna bağu ender bir haımhlrtı ve kıtaca çok uaın zincirli doymus yağ aâtkrinin beyinde ve böbrek üzerindeki bezkrde fazla toplanmasından mevdana gtbyordu. Bu topUuunayı engellevecek «giTimbr i»e ADL hastalannda gerektiği gibi çalifmryordu. 7jm»«l» bu yağlar sinir hOcreleri etrafındaki beyaz maddeyi tahrip ediyor ve giderek hiTİ«nan bir fdç haatayı (MOme gfltürflyordu. ^t^elbaVakaktrfeytelaMz dedüer. tşte Odondertn olağaiKhfi Oytütü bundan aonra basladı. Augusto Odone DOnya Bankaa'odaki i|tni bir kenara itti ve kansı ile birtikte ADL üzerinde gece gündüz okumaya basladı. "KoaifffcJan Op dttyk derdloıid aailatihaVctk ataja ftaeae kaAg" diyordu Odo ne. Tlp literatürOne geçen öykflsOnu •ni««ırk»n "DokIOftoMıcçatlakt«zt]rleİMki7ord>.Ba adaaımnı awag«l o M a f a n farkediace, araatınBaalan b*r anya fetJre» Mr lopiaatt Mttwkmeji düftodik." Japonya, Avnıpa ve ABD'de, ADL ile mejgul araştırmaalarU tanas kurarak, bunlan iendi kesderinden Baldmor'da bir artya getirmeyi başaran Odone çifti, bu topl»ntının (ıp dOnyası Hıj|iwm;i tek Oyesiydiler. "Araavz4a M y i k Mr fuk vw*" diyordu Augusto Odone,'VaJl > İ d O W i yakatanaı dtye tw işe kca^Hataı*. Bfa be auzan her gaa biraı M d t f t a l g«rtyofffck." TbpUntıda WUliam Rizzo adh bir doktorun yaptığı arastırma Odonelerin Ogisini çekti. Hıstahkla Monosature yağ asiti ile mucadek etmek yöntenüne dayanan bir arastırma idi bu. Fakat sonın bu yağ ashini yenir hak sokmaktı. "Yanaı derkal tekfoa* yıpaja" diye anlatıyordu hukukçu baba, "Aaaerika'da jaf ireaea ttta tfrkcdcre MeftM etti aoaMda OHottı Udaa icia yt ire taruca 85 latjnda amk tamamen fdç olmuş çocuğun besknmeayle de babası mefgul ohryordu. Augusto Odone ogluna yalnız pure balinde patates, havuç, paüıcan, fesleyen, maydanoz, yağsız tavuk goğsfl, dil balığı ve meyve yediriyordu. Doymus yağ atitkrinden yoksun bu rejimle besleaen Lorenzo yavas yavas basuu ve koUannı oynatır olnuftu. Odone bundan böyle Rizzo yontemini "»"* geü|tirebfleceğini dnsünmeye başiadL Uzuo arasbrmalardan sonra bukhığu maddeyi diğer mooocarüre yaj asitlerivle kanstırmayı de&edi. Kan koca bu kez 2 yd luren çabarian sonra, pmdi artık I Ü M N yajl" olarak adlanrtinUn yağı Oretecek bir sirket daha kurdular. 87 subatuda d e geçirebadikleri yanm ütreük "lamno ya^T çocujun kamnri«n yağ asitlerini normal duzeve indirmeye yetmisti.Bu up dOnyasında simdiye dek gorülmemis bir mucizeydi. 50 yaımdan sonra keodisuıi bu dunyanın i^«^y bulan bir hukukçu, sevgi uğruna bilinmeyen bir *«««•«*'ğı tutuklayacak tek tedavryi gelistirmiiti. MüanoMa Lorenzo'nun rcucizesini ttalyan basınına «nlntan Augusto Odone nlkesinin kamuoyunu tam anlamıyla buyflledi. Lorenzo'nun oykusO 87 Nodi'nin en gerçek mudzesiydi tevttccck WT |BMEB( N M I I U ufy vMt I a aBBBaaâa V^aft BBBBBB4BVM4 iHaaVatal GALERİ ÇOPERA) SANAT GALER 1 s 1 PERA 1469738 Nantes'dan RAMK0 Kesım IMİNE SANAT GALERİSİI SANAT MERKEZİ IŞILÖZIŞIK A&ye Sok Yuva Apt. 8/2 Teşvfcye 141 77 09 NUR KOÇAK Resim Sergisi 30 Kasım 26 Aralık Kuşdifı Cad No 21 AltıyolKadıkSy Galerı Pazar hanç hetgün 9 30 20 00 arası açıktır C^ MACKA SANAT GALERİSİ SEYHUN TOPUZ Heykel Sergisi 126 Aralık Eytam Cad 31 MAÇKA RASİN Genel ıstek üzerıne sergı 9 Aralık 1987 tarıhıne kadar uzatılmıştır. Galerı Pazar hariç her gün 11 rjO1900 arası açıktır Sağlık Sok Opera Han 43/16 S0090 Taksımlst (EtapMarmaraYanı) Tel 149 92 02 Lola'nuı kentinde sanat sıcağı ATİLLÂ DORSAY NANTES Nantes... Aüantik kıyılarında yanm milyon nüfuslu bu Fransız kenti, Loire nehrinin suladıİs geniş vadide, bir zamanlar yOrenin en önemli liman kenti olma özelliğini pek konıyamamış. (Bugün önemli limanlar sıralamasmda ancak 6. geliyor). Ancak 18. yüzyılda eristigi görkemın hâlâ sayısız kanıtı var. Şatosu (zaten bu bölge, ünlü Loire şatolanyla tamnmış), SaintPierre Katedrali, müzeleri, dönemin zevkini vt bizim kentlehmizde bilmedigımız bir şeyi, mimari bir bütün sağlaraa çabasım yansıtan meydanlanyla çekici bir kent Nantes. Nantes'da Türkler de var. Yurtlanndan kopup hasin bir rüzgânn önüne düjmüş, bu soguk kuzey kentine savrulmuş Türkler... Buradaki çeşitli sanayi kuruluşlannda çalışan ve özellikle bu Türkler için burada düzenlenen Türk filmleri toplu gösterisi olağanüstü bir anlam taşıyor. Türkân Şoray'ın, Hül>>a Koçyiğit'in, Hale Soygazi'nin filmleri önünde kuyruk yapan, uzak bir ülkedeki küJtürel yoksunluklannı, birden gökten duşmüşçesine önlerine gelen bu fırsatta gıdermeye çalışan Türkler... Kimi gencecik kızlar, delikanlılar... 20 küsur fîlmlik görkenjli bir Türk fîbnleri gösterisinin çok önemli kıldığı Türk kimliğini resmi bir destekle (bir Türk gecesi, bir Türk kokteyli) somutlajtıramayan devlctimizin varlıgının eksikliği duyulurken, bu "genç Törkler", festival rnerkezınin bir kıyısında, Türk moüflerı ve bayraklarıyla süslediklen bir "Türk Koşesi" açmışlar. Çay demliyor. börek ve yalancı dolma sunuyorlar yabancı k o nuklara... Küçük bir para karşüığı... Ancak resmi katkının eksikliği duyulsa da, kentin her yanında, her salonda yer alan fılralerımız ve bunlardan Sinema/TV Enstitüsü'nün sağladığı resim ve afîsler, Nantes'da Tttrk varhğım hissettiriyor. Ve 20 küsur filmın yanında, önemli sayıda Türk konuk var şenlikte... Serra YUmaz, yine her şeyden, her olaydan en önce haberdar olarak bizi aydınlatıyor. Yine de Paris'te uçaktan inince, nasıl olsa her şeyi o iyi bilir diye Serra'run gümrük ve pasaport kontrolü kuyruğuna girip orada nasıl takılıp kaldıgımızı unutmak raümkün dejil... Çünkü Serra girışte yabanaların doldurması gereken kâğıda, doğum tarihi olarak giriş tarihini, 1987 sayısını kondunıvermiş. Hanım kontrolmemuru da.telefonlarla araştırma>a girisince, Serra'nın arkasında müthiş bir kuyruk oluşuverdi. Ya Aüf Yılmaz?.. Buraya îsveç ve Rio'dan gelmiş, buradan da Kahire*ye uçacak. En soğuk Ulkelerden en sıcaklanna bu gidişgeliş, Yılmaz'ı hasta etmiş. Buranın dondunıcu sofuğunda paltosuz dolasan yalnız o değil... Rio'dan birlikte uçtuklan Vecdi Sayar da aynı durumda... Metin Erksan, Duygu SagırogJu, Hale Spygazi, Macit Koper, Sami ŞekerogTu ve devleti temsilen Güzel Sanatlar Genel Müdürü Mehmet özel, Türk ekibini tamamlıyorlar. ömer Kavur ve Hülya Uçansu da önümüzdcki günlerde gelecek... Bu kaJabalık ekip, "3 kıta f e a i V olarak tanınan Nantes'da bu vü Türk sinemasına verilen onemi yansıtıyor. Sıfınn biraz Üstünde seyreden soğuk hava, kentin yüzyıllann içinden süzulüp gelen mimari zenginlikJerinin, İkinci Savaş'ta alabildiğine bombaJanmıs olan kentin sonradan aynı biçimde korunarak yapılmış olan binalan ve meydanlarının uyandırdığı uyum ve güzellik duygusu içinde unutulup gidiyor. Üşüsek de içimiz öylesine sıcak ki, belli etmiyonız. Çünkü burada sanatın, ülkeleri, halklan birbirine tanıtmakta, en gerçek ve sağlam dostluk ilişkilerini oluşturmaktaki gücüne bir kez daha tanık oluyoruz Basın toplantımızda Fransız, lsviçreli, Brezilyalı, ÇinB veya Amerikalı gazetecilerin, içten gelen bir merakın, ilginin ürünü oldugu hemen hissedilen sorulannı yanıtlarken, sinema yoluyla bir kez daha ne sağlam köprüler kurulduğunu gönlyoruz. Ve soğuk Nantes gecelerini bir Türk, Çin, Hint veya Brezilya fılminin gösterildiği salonlarda veya Nantes usulü yemeklerin veya Aüantik balıklanrun yendiği sofralann sıcaklığında gidermeye çalısıyonız. Bu arada, şenlik yöneticisi Jalladeau Kardeşler, yemek yediğimiz "Le Clpü" lokantasının, Jacques Demynin Nantes'da çekilmis ünlü ftlmi "Lol»"run dekorlanndan biri olduğunu farkedip farketmedigimizi soruyor... "Hayır" diyoruz ve Lola'nın ceyrek yüzyıl önce yemek yediği bu tarihi mekânı daha iyi görmek için, gözlerimizi tabagırruzdan kaldınp etrafa çeviriyoruz. SMITUIBÜSİ BİRLEŞİK RESIM SERGİSİ 323 Aralık 1987 Abdurrahman OZTOPBAK Adnan VABINCA Alı DEMIR Avnı ARBAŞ A ytıan TURKER BiKfıan UYGOfi Cavıt ATMACA Cihal BUHAK Fikret K0LVB0İ Gtırdal DUYAR LeylaGAMSIZ Muhsın KUT Oktay GONDAY Salıi ACAR Salıh ZB(I S«lım TURAN Tarık CARIM Tekın ARTEMEL Ünsal TDKER Yaşar YENICELI Husrev Gerede Cad 126 Teşvkıye Meydan 141 27 11 | CAODEBOSTAN GÜZEL SANATLAR ATÖLYESİ SANAT GALERISİDEKORASYON Sırustu Resımler 21 Kasım16 Aralık :SEVİMCE; ^> BİÜM SAMATEVİ Bttbao'dan g boğazmdaki İspanyol kemiği BtLBAO tberik yanmadasının güney doğusunda Akdeniz'e doğru bir çıkmtı olusturan ve adım ilnlü Cebelitarık boğazından alan lngiliz sömürgesi Cebelitarık halkı, önceki hafta iktidar ve muhalefet liderlerinin başı çektiği bir protesto yürüyuşüyle İspanyol hükümetinin bu kara parçası üstündeki hak iddialanru kınadılar. Tamamı otuz bin nüfuslu sömürgenin ispanyol ve Arap kökenli, ama lngiliz tabiyetindeki vatandaslannın yansından çoğunun katıldığı yürüyüş, Cebelitarık Başbakanı Sir Joshua Hassan ile muhalefet partisi lideri Je Bossano'nun önderliğinde tngilız vilayet binasına kadar sürerek, burada İDgitU Foreign Offke temsilcisine on beş bin ımzalı bir dilekçenin sunulmasıyla sona erdi. "Yaranadamıutaki İngiiiz egemeoUgi pw7i»Hılı konusu edttemez" anafikrinden yola çıkan dilekçede, Cebelitank halkırun tspanya'ya ilhak ya da taviz verilmesini istemedıği vurgulanıyor. Oysa geçen pazartesi başlayıp, İspanyol ve lngiliz Dışişleri Bakanlan düzeyindeki bir toplantıyla ay sonunda bitmesi öngörülen ikili görüşmelerde, tngiliz tarafımn tspanya'ya Cebelitank üstünde bir dizi hak tanıyacağı tahmin ediliyordu. Cebelitank sömürgesi yerel başbakanı Sir J. Hassan, bölge halkırun ilk kez böylesine yoğun bir tepki gösterdiğini belirterek, lngiliz kalma isteklerinin Londra yönetimince göz önünde tutulacağı ıımudunu yitirmediğini söyledi. Tamamı 6 km!'lik ve 425 metre yüksekliğinde bir kayalık biçiminde tberik yanmadasına incecik bir bağlantıyla, Akdeniz'e uzanan bu kara parçası, Afrika kıyısındaki benzeri Sebta kayalığı ile Cebelitank boğazınuı ve dolayısıyle Akdeniz'in kapısı sayılan ünlü Herkül sütunlannı oluşturuyor. Cebelitank kayasını 1704'de ele geçiren Ingilizler, bu toprak parçasırun stratejik konumundan, önce Napolyon'a karşı, yirminci yüzyıldaki iki dünva savaşı süresince de Almanlara karşı yararlanmışlar. 1969 yüında sömürgelikten çıkanhp tngiliz dominyonu konumuna geçirilen Cebelitank (Gibraltar) kayalığı üstünde öteden beri hak iddia eden lspanya, bu son dominyonluk karannı tanımamakta direniyor. Söz konusu dominyonluk, Cebelitank halkının genel onayı ile verilmişti. Oysa aynı lspanya, Cebeütank kayasının ikiz kardeşi ve Fas toprakları arasında sıkışıp kalan Sebta kentinin egemenliğini, Sebta haikının yoğun direnişine ve Fas'a ilhak isteğine rağmen elinde tutmakta. RESİM SERAMİK BATİK TORNA İLE ÇÖMLEK ÇOCUKLARLA RESİM çalışmaları sürmektedir. Bağdat Cad 256 Tel 358 B7 98 •M^B Etlatun Sok 5/2 FENERYOLU Pazar han; 13 001900 arası Ali Ismail Türemen Burhan Uygur Mustafa Pilevneli 338S3 28 H^H Yagiıboya RESIM SERGİSİ 5/18 AralıK KadıkdySUar ktore» yanı Galerı 9 00'20 00 arası açıktır ŞAKİR SAÖLAM BAKIRKÖY SANAT GALERİSİ Mattepe Ressamları 1. Graviir Sergisi 531 Aralık 1987 (Pazar rtanç her gun NURİ İYEM 23 Kasım 11 Aralık Resim Sergisi iş Sanat Galerısi Parmakkapı Meşelik Sokak No 2 Yürekli Han 80060 Beyofilu Ev 147 97 23 MtNE G. SAULNİER saat 1419 a r u ı açıktır) Abuzzıya Cad Marmara Çarşısı gırış üstü. No 114 Bakırköylst • Caz Piyano«Caz Armoni • Aranjman ve Teorisı ÇAĞDAŞ MÜZİK MERKEZİ TIMUR SELÇUK AÜ PERRET SEÜM SELÇUK Davul Sıraselviler Cad. 58/3 Tel: 144 09 79 KÜLTÜR VE SANAT MERKEZİ EKOL MÜZİĞİ BİZDE ÖĞRENİN Solfej. Klasik Gitar, Org, Ses eğitimi (Şan) Halk Sazlan: Bağlama, Zurna. TarKaval Kabakkemane Halk oyunlan, Armoni Seviye Eğitimi... Öğrenciye indirim KURS KAYITLARIMIZ DEVAM ETMEKTEDIR. Dünya Sanatla Daha Güzel Namık Kemal Cad No 51 Aksarav Tel 524 96 79 524 99 92 Vakko Sanat Galerileri Sunar. 131 Aralık 1987 TÜRK RESIM SAN'ATI TARIHİ dıllennde 444 Sahıfe490 Renklı Resim Vakko/Ankara Yalçın Gökçebağ Resim Sergisi Vakko/İzmir Femıh Başağa Resim Sergisi TİGLAT SANAT GALERİSİ Küçük Bebek Caddesı No , Bebeklstanbul adresıne yapılabılır Vakko/Beyoğlu Ergin inan Resim Sergisi SANAT MERKEZİ •Jımnastik Esletık • RıtmıK Jımnastık • Jazz Dance • Tap Dance • Modern Dance • EJale KOflUKENTAlBLOKLEi'ENÎ ^EL 16bJ9.>b>r Başka hıVtm baie ve jimnastık okuluyla ılışkımız yoktuı SAİTSÖKMEN TEM SANAT G&LERISÎ AYDIN ÜLKEN lArahk23Arahkl987 AudıoVısuol tonılım 17 30 Pozardısındohergünll 0019.00 Kuyuluboston Sok. 44/2 Nısontos< Tel 147 08 99 147 97 56 Resim Sergisi rüRART SANAT GALERİSİ HALİL AKDENİZ Resim Sergisi 19 Kasım15 Aralık Abdı Ipekçı Cad Nıl Ap No 21/1 Kışantaşı 148(626 | T İ G L A T Sanat Galensı Kuçuk Bebek Cad 2 Bebek Tel 1631031 TUrk Resminde 1970lerdengünümüze Önemli Yaprttar TÜRK WATERGATE'İNİN İÇYÜZÜ Topal Neriman 'm gelini randevucu Sema, 'Entel' kadm satıcısı Hemşire Jale, kapak kızı Hülya, PTT'den Ayhan Bey ve 'Kolombo', gazetecı Ender Coşkun, Savcı Bahri Altınöz... Savcı: "SHP'nin telefonlarını dinleyeceklerini söylemediler" Kadm satıcısı Jale: "Telefonumu sadece dinlemediler, bozdular da'' Ender Coşkun: "25 kuruş asparagasım yok bu haberde" Eski emniyetçi Avukat Metin: "Polis hep izinsiz dinliyor" SHP Genel Sekreteh Sağlar: "Zaten bizim merkezi de dinlîyorlar" j'ALTINKEMT" KOOPERATİFİ S SKANDAUNIBELGEIİYORUZ , SHP'nin tefefonlarını kim dinletti? Hayvanlara genel af YAVUZ BAYDAR STOCKHOLM Isveç hüküıneti et, süt ve yumurta veren hayvanlar için genel af ılan ediyor. Önumüzdeki günlerde Başbakan Ingvar Carlsson ile bakanlan tarafından imzalanarak yasalaşması beklenen tasarı, Isveç'i "yaşsmlannı ortaya koymrak" besleme özverisi gösteren bütün hayvanlann "hmreket özgörlugü"ne sahip olmasını öngörüyor. Bugüne kadar parmakiık, tel örgü ve çitlerin arkasında, ağıl ve kümeslerde çilekeş bir yasam sürdürmttş olan inekler, danalar, domuzlar ve tavuklar, bundan böyle diledikleri gibi gezip tozma, diledikleri yerde eşınme ve yumurtlama duygusunun ladına bakacaklar. Geçen salı gflnü TV 1. kanalının haber bülteninde spottan verilen bu haber, bültenin ilk bölümünü de oluşturdu. Gerçi haberi verdiği süre boyunca spikerin yüzünden tebessüm eksik olmadı, ama yine de "dünyanın dört bir yanında kıyamet koparken vfrilen ilk habere bak" düşüncesi gelip zihinlere oturdu. "Hep Utsu tuzsuz, kasvet dolu haberierle can sıkıyorsanuz, biraz da eglenceii şeyler anlatın" şeklindeki ızleyici mektuplan etkisini gostermişti belki. Haberi yorumlarken, "Yahu, şu tsveç'e bak. Ücüncü kuşak insan haklan meaefeierini de haflefti Sıra hayroa hakbmoa geldi" diyenler de oldu, "Kendini be£cnmişUklea artık iyke sacmalamıya baflftdüar" diyenler de. Ne denirse densin, haberin dünyaca ünlü masal yazarı Astrid Lindgren'i sevindirdiği kesin. Hayvan haklanmn en militan gözeticilerinden olan Lindgren, eylül ayında Isveç Sosyal Demokrat Işçi Partisi Kongresi yapıldığı sıralarda parti baskanı Ingvar Carlsson'a hitaben uzun bir açık mektup yaznus, hayvanlann özgürlükten yoksun tutulmakta olduğunu ayrıntılarla örnekleyerek, yeni bir yasa tasansı hazırlanmasını istemişti. Lindgren, yankılar yaratan mektubunu, "Ülkemizdeki mutsuz hayvanlar için yaşamı kolaylaştırmak zorundaanu" diye noktalıyordu. Lindgren'in evine bir gece ziyareti yapan Başbakan Carlsson, Kongre^ ye yasa tasansı hazırlanmasına ilişkin bir öneriyi kabul ettirdi ve yürürlüğe girecek olan "Hayvuüan Kornma Yasa»"mn Astrid Lindgren'e bir doğum günü hediyesi olarak sunulacağı konusunda söz verdi. Yeni yasaya göre hayvan sahipleri büyükbaş hayvanlannı özellikle yaz günlerinde ağıllarda kapalı tutamayacaklar. Tutarlarsa, haklarında kovuşturma açılacak. Yani, "otlama vc geviş getirme özgürlugü" güvence altında. Yeni yasa, en çok, ülkede yaşayan 8 mityon kadar tavuğu rahatlatacak. Bugüne kadar daracık kümeslerde valnızca gagalanm oynatacak kadar hareket özgürlügüne sahip olan tavuklar, bundan böyle salına salına gezinebilecek ve canlannın çektiği yere yumurtlayabilecekler. "Yunmrtlamak ici» dar kumes şartttr" diyen gaddar tavukçulann çaruna ot tıkayan yeni yasa, domuzlara da yemek ve uyku mekânlannda çeşitlilik sağlanmasını öngörmekte. Bunun da önümüzdeki yıldan itibaren lsveçlilere leziz ve zengin damakh Noel yemeklerinin kapısıru açacağından kuşku yok. Evet, yetişkin ve çocuklara tanınan hak ve özgürlüklerden sonra, lsveç"te hayvan haklan da koruma çemberine alınmış durumda. Daha katedecek epey uzun bir yolumuz var, ama yine de "dansı başımıza" demeden geçmeyelim. Stockhobn'den İki bin kooperatifzede daha Yuvalarını yaptılar "Kandırırsak gelecek" FARKLISINIZ! FARKLI İNSANLARLA ÇAUŞMAK İSTIYORSUNUZ. GELİN GÖRÜŞEÜM SHP'nin telefonlarını SHP'nin telefonlartnı kim kîm dinletti? VVATERGATE'İNİN• Kiminki daha doğru? • • * • ICYUZU 12 Eylül'e layık bir hukukçu İzmtr'deki "dinleme" kadın tuccariart, »•: gazeteciler, memurlar . "PI | 0 | f I UIİJV Ecevit 'ne kadar' gidici? Kamuoyu araştırmaları İLPA A.Ş. KLODFARER CAD. İLETIŞİM HAN NO: 7 CAĞALOĞLU "O hayvanlara işkence lâzım" Diyarbakır'da Avrupalı parlamenterler VEFATLAR İÇİN Yurtiçi, yurtdışı cenaze nakledilir, cenaze ilaçlama, malzeme, tabut, butun işlemter hassasıyetle, süratle yapılır. işletmede ayrıca 18 ambulans mevcuttur. Cenaze ilanlarında hizmet bedeli alınmaz. 'Le petit Kurde'ne istiyor? Bir çevre kirlenmesi faciasının eşiğinde Tuz Gölü'ne lağım akıyor İSLAM CENAZE İŞLERİ 147 20 06140 68 86 "Yaşşa aslanlar"dan "Ruhsuz i..neler"e Türk tezahürat tarihi • Waters ve ötekiler: Pink Ftoyd'un iki parçası birbirinin peşinde • Elektriği suyu kesilen Tarlabaşı evlerinde hayat • İstanbul'daki İki Sovyet ressamına göre Glasnost: Muhalif sanat mumkün • Fatma Bursalı ile Işıl Özgentürk'ten Ateşli Sabır BUCÜN
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle