21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Sıhibi: Cumhuriyet Matbaaahk ve Gazetecüik Turk Anonim Şirketı adına Naar N a a • Genel Yayın MOdarO H u u Ccaul, MOesseK MOdttrü EmİM Hjrthtl. Y«a tjlerı MOdOrü Ofcay Gömautm, • Haber Merkezı MüdUrü Yaipa Bajcr, Sayfa Duzcnı YOnetmeni AH A a t , • Temsilcıler: ANKARA Yaleai Dot>a, İZMİR: Hlkmtl Çedakaya, ADANA. Cctal Başlupç. (sunbul Haberkri: Eriua Akyridu, Di} Haberkr: Erfaa Balo, Eiooomi: O o u a Uk«ay, KüJldr: Cdal Üıter, Spor Danifmaıu: AMiiIkadir Yicdmaa, DOzeltme: Rcfik Darbat, BUimE|iüm: Şahk Aipay, IşSendıka ŞUraa Ketead, Yurt Haberleri: Necdct Dofaa, Dın Yaalar: Kenaı Çahtk>a. Bursa: L n n t GeafcBJ, • Koordinatör: AknKt Konıbaa, • Mah tsler: Exol Erint, # Reklam: A n c T o m , Ek Yayınlar: Hilya Akyd • tdare: Hüeyta Girtf, Işlîtme: öader Çdlk, Bılgjljlem: NaO Ual. v« r ^ m Cumhunyet Mttbucüık vc Guetedlık T.A.Ş TOrk Ocajı Cad. 39/41 C«*«k#" 34334 ln PK 246tstubul Tcl. 512 05 03 (20 hu). Tete*. 222*6 F«x: (1) 526 60 72 0 «tfroiu Aakım: Zıya Gök»lp Blv Inkıllp S No. 19/4. Td 133 11 4147, Tdex: 42344 Fu: (4) 133 «2 64 • \imtr. H Zıya Blv 1332 S 2/3. Td: 13 12 30. Tdex. 52359 F u (31) 13 12 10 • Atoaa: InonO C*d 119 S No IKUl.Td 1433019731. Tdcı: 62135. Fu: a>» 21 036 TAKVlM 6 ARALIK 1987 Imsak: 5.35 Guneş: 7.07 öğle: 12.00 Ikındı: 14.21 Akşam: 16.42 Yatsı: 18.08 ReaganGorbaçov'un imzalayacağı füze indirimi (INF) anlaşması Tttrkiye'yi nasıl etkileyecek 1) lki süper devlet arasındaki yeni yumuşamanın boyutlan ne olacak? 2) Nükleer şemsiyenin kalkmasıyla doğacak savunma açığı nasıl kapatılacak? 3) Eğer bu açık konvansiyonel silahlarda kapatılacaksa bunun yükünü kim omuzlayacak? 4) Kısa menzilli nükleer silahlar da kısıtlanacak mı? S) Ek nükleer yükümlülüğü reddeden ülkelerin tek seçeneği modernizasyona gitmek mi olacak? UFUKGÜLDEMİR WASHINGTON Orta memilli nükleer füzelerin (INF) imha edilmesini öngören anlaşmanın önümüzdeki hafta Washington'da yapılacak ABDSSCB zirvesinde imzalanması ile birlikte doğaoak yeni iklim, Turkiye'nin önümüzdeki yüzyıldaki politikalanmn şekillenmesinde önemli rol oynayacak. Bunun etkileri daha ReaganGorbaçov zirvesi başlamadan dahi hissedilmeye başlandı. Nitekim ABD kanadı önceki gün yaptığı "geri plan" brifinglerinde bir kez daha "Cnılse" sözcüğünü telaffuz ederken, Sovyet kanadı da Ankara'ya "Türkly^ •in de dahil otdugu 14 Akdeniz ülkestain nükleer silahlardan anndınlmış bölge olmasını tekUf ettltİBİ" açıkladığı bir dokümanı basına dağıttı. Fakat etkiler ve yansımalar bu yaklaşımlarla sınırh kalmayacak. Asıl yanıtlan merak edilen sorular ise şunlar: 1) Dışişleri eski bakanlanndan thsan Sabri ÇaglayaBgU'in bir acıkoturumda tanet tnöuü'ye atfen aktardığı "Buntann aniasması da cabsması da beni rahaUız cdcr" cümlesinde ifadesini bulan Zirve soruları ihtiyath yaklaşım göz önüne alınırsa, doğacak detant ikliminin boyutlan ne olacak? 2) Eğer NATO'nun Varşova Paktı karşısında konvansiyonel açıdan geride olduğu iddiası doğnı ise ve hele bunun en çok NATO'nun güney kanadı için geçerli olduğu söz konusuysa, INF anlaşmasıyla kapanacak olan nükleer şemsiyeden sonra doğacak savunma açığı ne ile kapatılacak? 3) Eğer bu boşluk konvansiyonel savunmaya ağırlık vererek kapatılacaksa "Yükü kim omuzlayacak?" Bir başka deyişle, ABD yardınu, kapanan nükleer şemsiyeye orantılı olarak ne kadar açüacak? 4) Yok eğer INF anlaşmasmı konvansiyonel silahlarda "asimetrik" bir indirim takip edecekse, bunun ardından cephe alanı nükleer silahların (SNF) sınırlandırılması anlaşması mı gelecek? 5) Yoksa degişen şartlar, bugüne kadar ek nükleer yükümlulük Vizeye hayır yürüyüşü AMSTERDAM (AA) Federal Almanya'nın Ttirk vatandaşlanna uyguladığı vizeyı protesto etmek isteyen 2 bin dolayında Türk dün Hollanda ile Federal Almanya arasındaki Emmerich sınır kapısını geçerek Almanya'ya vizesiz girdi. Hollanda'daki Türk işçi kuruluşlarmca düzenlenen protesto yürüyüşü ve gösteri sırasında Hollanda'nın çeşitli kentlerinden gelen Türk işçileri sınır kapısında görevli 25 civanndaki gümrük memurunun engellemesine rağmen Almanya tarafına geçtiler ve bir saat sureyle hem sınır kapısını isgal ettiler hem de Hollanda Almanya otoyolunda trafiği bir süre durdurdular. almamakta direnen ülkeleri bu kez de "EBerindekini modernize etmekte fayda görebUeceklerT yeni bir savunma kavramına mı sürükleyecek? Son sorunun etkileri Türkiye ile birlikte topraklannda taktik nükleer füzeler (SNF) konuşlandırmış olan F. Almanya üzerinde görülmeye başladı bile. Bugüne kadar nükleer silahlara karşı kamuovunun da etkisiyle hayli temkinli yaklaşan F. Almanya bu kez Savunma Bakanı Vorner'ın "INFden s o n SNFTerin de gHmesi bizi konvansiyonel açıdan göçltt Varşova PakU'na karşı savonmasu bınüur" cümlesi ile farkh bir kaygı dile getirdi. Turk Dışişleri ise benzeri kaygıyı "INF «nlaşnıamını konvansiyonel sOahlardald dengesizilgi daha görüniir haie getireceği" yolundaki açıklaması ile vurgulatü. Nitekim Washington'da imzalanması beklenen anlaşma ile SS20 füzelerinin Türkiye açısından yarattığı tehdit bir bakıma ortadan kalkıyor. Ancak bu dunım bölgedeki konvansiyonel dengesizliğim etkilemiyor. Aynca Türkiye üzerindeki nükleer tehdit de tümüyle kalkmıyor. Çunkü anlaşma yalnızca menziü 500 ile 5000 kilometre arasmda olan fUzeleri kapsıyor. SSCB'nin bu anlaşma çerçevesinde 100 kadar SS20*yi Asya'dan çekecek olması yine de göreceli bir rahatlama getiriyor. INF'lerin imhasından sonra nükleer arsenaldeki en büyuk çıban başını menzili 500 kilometrenin alündaki sistemlerle (SNF), havadan atırrüı nükleer başhklar oluşturuyor. Türkiye'nin nükleer envanterini, menzili 40 kilometreye kadar olan obüsler ile "çift şapkair Oconvansiyonel ve nükleer kapasiteli) uçaklar oluşturuyor. Ve bu sistemler ancak cepheye çok yakın ülkelerde konuşlandınlabiliyor. Bu çerçevede INF anlaşması sonrasında Türkiye'nin stratejik önemi daha farkh bir boyut kazanacak. Nitekim bir süreden beri bu alana yöneiik gerek VVashington gerekse NATO kaynaklı bazı telkinlere tanık olunuyor. Dışişleri Bakanhğı her seferinde Türkiye^ nin daha önce yüzlerce kez vurgulanmış olan tutumunu tekrarbyor, yeni yukümlülükler alınmayacağını belirtiyor. Fakat bu, yeni gayri resmi yuklaşımları önlemiyor. Türkiye'ye INF sonrası duruma yöneiik yaklaşımlar sadece ABD'den değil, Sovyetler'den de geliyor. Nitekim SSCB tarafından Washington'da basına verilen "Akdeniz'in Güvenliği" başlıklı bir belgede, aralarında Türkiye de olan 14 Akdeniz ülkesinin nükleer silahlardan arındınlmış bölge ilanı için yapılan girişimler anlatıhyor. Dokümanda Sovyetler'in "Akdeniz'in giivcnliginİB ancak bölge ulkelerinin katüımıyla saglanacagına" inandığı kaydedildikten sonra, "Sovyetkr'in ABD'ye Akdeniz^ den töm donanmalann çekilmesini" teklif ettıği kaydediliyor. Bölgenin nükleer başlıklı fuzelerden anndınlması için 14 Akdeniz ülkesinin yam sıra Amerika ve Ingiltere'ye de konunun resmen götüruldüğü açıklanıyor. Koç'tan ödül tSTANBUL (AA) Koç Topluluğu'nda çalışanlann başarılı çocuklanna verilen "Bizden Haberler Gazetesi" eğitim başarı Odülleri dağıtıldı. tsadamı Vehbi Koç, Divan Oteli'nde düzenlenen ödül töreninde yaptığı konusmada, öğrencileri çok çalışmaya çağırdı. Velidedeoğlu Konfemns verdi Courreges, moda yanşını ağırtaşlı.sade modellerte surdurü Unlu bir modaa Scnerrer Bluzon takjmının ustu yor. Yukanda çizgiti bir şort takımı. Scherrer yaalanyta suslü kıyafet, siyanbeyaz renkte. Jt X Mevsîmle yanşanlar NECLÂSEVHUN Yanşlann en renklisi, en "sdcnı hiç kuşku yok ki moda yanşlarıdır. Yılda iki kez bir ükbahar, bir sonbahar hep aynı telas, hep aynı heyecan... Kim kazanacak, ne kazanacak? Uzun mu kısa mı? Dar mı bol mu? Pantolon mu etek mi? Aslında iki değil, dört yanştır bu. Yılda dört yanş. Baharlarda hazır giyim yanşı. Onlardan dörder ay sonra da temmuz ve ocak sonunda ünlü modacılann, daha kapalı bir çevre de, kendi evlerinde düzenledik leri özel defilelerle daha klas yanş. "Haute Contuır" yanşı.. Şıklıgın doruğundaki yanştır bu!.. Geçen dört ay içinde nabızlar yoklanmış, onun doğrultusunda, koleksiyonlara daha bir zevke uygun, çok daha emekli ve elbette çok daha pahalı kıyafetler katılmıstır. Her "beatm" diyenin alamayacağı türden kıyafetler. Bu, ünlüler yanşıdır. Hariçten gazel okumaolanağı yok. Oysa hazır giyımde pıstin dışında da yanşanlar, yanşa katıldıklarını sananlar vardır. Adı saru ya hiç duyulmamış, tesadufen duyulduysa da hiç önemi olmayan yanşçuardır bunlar. Dikkati çekmek için çabalayıp dunırlar... Kokteyller düzenlerler, gazetecilerin çevresinde dört dönerler. Gole maya çalmışlardır Hoca misali. Ya tutarsa?.. Hepsinde ayru çılgın umut. Kenzo ya da Mugler gıbı bir anda ünün doruğuna ulasmayı düşlerler. Yılda iki kez o düfie katüırlar koşuya, ama her yıl iki kez o yanşın tüm heyecamm, umudunu, çoğu kez de umutsuzluğunu yasamak, dayanıur şey mi? Aslında unluler için de dunım pek farkh değil. Bugün bir KmIO eski Kenzo mu?.. Bir Thierry Magler, bir Lagerfetd, bir VaJentino?.. Hepsi inişte... O eski, o doruktaki ışıltı yok artık. Ama belki gelecek sefere... O ne ölümcü) heyecan?. Ne var ki, çevre "Bfaaz da biz oJetim" dıyerüerle dolup taşıyor. "Aman, biraz da biı okUm!" Bu koşudan yorulup, adı hiç duyulmadan yanştan çekilecekler, daha doğnısu, yanşa katıhp da kaybetüklennin bıle farkına vanlraadan silinip gıdecekler var arada yüzlerce. Ama arada kimbilir hangisine, kimbilir kaçma yansta gfllecek şans. Tutacak göle çalınan maya. Bir anda ünlü, bir anda zengın!.. Ama işte asıl ondan sonra başlayacak cehennem kosusu. Kazanılam kaybetmemek!.. Bu kez yanş pislinin içinde olacaklar. Tüm gözler üstlerinde... Yanda gene isimsiz, ünsüz koşucular olacak. Pistin dışmdan katılacaklar yanşa... Soluk soluğa bir umudun peşinden koşacaklar. Koştuklanmn çoğu kez farkına vanlmayacak bile... Ve sürüp gidecek bu hep böyle... tZMÎR (Cumhuriyet Ege Bürosu) tnsan Hakları Derneği Izntir Şubesi'nce düzenlenen "Hukuk Devletinde tnsan Hakları" konulu konferansta konuşan Prof. DrHıfzı Veldet Velidedeoğlu, köleliğin Müslüman ülkelerde cariyelik ve diğer adlar altında sürdüğünü, buna Atatürk Türkiyesi'nde bile imrenenlerin bulunduğunu belirterek, "Hukuk devleti olmayan bir ülkede gerçek demokrasi kurulamaz" dedu Egemenlerin toplumlan baskı, iskence ve Oldürme yollanyla sindirmeye çalıştıklannı öne süren Velidedeoğlu, 700 yıllık engizisyon cenderesini bile kıran insan zekâsının hiçbir cendereye sığmayan olağanüstü bir varlık olduğunu söyledi. Tepedelen öldü ANKARA (AA) Emekli Btiyükelçi Ziya Tepedelen, tedavi edilmekte olduğu Gülhane Askeri Jlp Akademisi Hastanesi'nde dün öldü. 1916'da tstanbul'da doğan Tepedelen, Saint Joseph Lisesi ve Siyasal Bilgiler Okulu'ndan mezun olduktan sonra Dışişleri Bakanlığı'nda göreve başladı. Türkiye'nin Sofya, Stockholm, Moskova, Helsinki ve Paris büyükelçiliklerinde çeşitli görevler yürüten Ziya Tepedelen, Helsinki, Addisababa ve Dakar Btiyükelçiliği yaptu çticarma yapmaya haartanıyor. Castro'nun Hk hedefl Itarya. Ancak Latin Amerikalı Kderin Avrupa'ya gönderdidi grup, gerilalardan değil ünlu Tropicana şov grubunun kızlanndan oiuşuyor. Castro aralık ayının ilk haftasında gerçekteşecek Avrupa tumesiyte Kuba'ya Avrupa'da oiumlu bir imaj Uandırmaya çahşıyor. Stem dergtsinin haberine gore vaJnızca ön haarhklan için 1.2 müyun dolar harcanan tumeye totıiacak 129 kc. Havana'dakj Milli Tiyatro'da her gun saatlerce suren sıkj ve disiplinli bir çalışma ile haarlamyortar. Avrupa'da sahnetenecek şovun ise daha çok Avrupalılann "romantk Kuba haya)leri"ni güçlendirmeye ve turizm geikiefini arthrmaya yöneiik oldugu beiirtiliyof. Turizm Kuba ekonomisinde giderek yaşamsal bir önem kazanryor. b a S I n r I N i n I W I 1 H i a Ç l l U İ r n i o S I tîsta'yı deviren Fidel Castro şımdi Avrupa'ya yeni bir a.. | • . 11 • • . . | Kubaya yaptığı ünlu çmarma ne birlikte diktatör Ba VaU Ayaz Japonyu'ya gitti tSTANBUL (AA) tstanbul Valisi Nevzat Ayaz. Japonya, Güney Kore ve Çin'i kapsayan bir inceleme gezisine çıktu Vali Ayaz, 15 gün sürecek gezisi sırasıda, ziyaret edeceği ülkelerin dışişleri, içişleri bakanlan ve kent valileriyle görüşmeler yapacağmı, aynca emniyet teşkilatlannda incelemelerde bulunacağmı söyledi. 11 bîn lîraya ^bîlînerf diyeüer AT zirvesinde OPENHAG hararyok HADİ ULUENGİN GÜNDÜZ ÎMŞİR KOPENHAG "Deniz Kızı Şckri" olarak adlandınlan Kopenhag'da AT yöneticilerine uğur getiremedi ve yine ulusal çıkarlar ortak menfaatlere ağır basınca, "kadeı rircesi" olarak adlandınlan topluluk donık toplantısı dün fiyaskoyla sonuçlandı. On iki devlet ve hükümet yöneticisinin anlaştıklan tek rtokta, "sO baştan" yapmak için, 11 şubatta yeniden olağanüstü bir zirvede buluşmak oldu. Diğer bir deyişle, AT liderleri, gündemlerinin temel sonınunu oluşturan biltçe ve tarım sübvansiyonları konusunda anlaşmaya varamadüar vs "zamana ihtiyaçlan olduğu" gerekçesıyle de karar aşamasını yine ertdediler. Artık müzminlik kazanan bu durum, 1992 yılında "yekpare bir Avrupa" araaçlayan AT'nin bunu nasıl gerçekleştireceği sorusunu birinci plana çıkardı. Bu durum gözlemcilere göre de, Ortak Pazar'a tam üye olmayı hedef koyan Türkiye'nin üyelik perspektifıni daha da karanlıklaştırdı. Zaten. hemen hemen yalnızca sorurtlann tanışıldığı Kopenhag doruk toplantısında, Turkiye'yi dolaylı ya da dolaysLZ Ugilendiren konulardan hiçbin gündeme gelmedi. Yani, normal olarak masa başında tartışılması gereken, "AT genişlemeye mi dcvam cdecek, joksa mevcut japısıoı mı Hgbuniaştıracak?" sorusu dahi, topluluk yöneticılennı bu açamada ilgilendirmedı Buna karşıhk, Orta Doğu, Afganisun ve DoguBatı ilışkileri konusunda üç ortak bıldirı yayımlayan AT liderlerinın en ılgınç tutumu, ABDSovyetler Birliği diyalo ğu konusunda berraklaştı. Orta MermUi Nükleer Füzeler Anlaşması'na destek veren Avrupalı liderler, bu anlaşmanın Amerikan Kongresi'nde takılma ıhtımalini göze alarak, Washington organının söz konusu uzlasmayı onaylamasuu istediler. Bu da bir anlamda, AT'nin Reagan yönetımıne arka çıktığı şeklınde yorumlandı. Kopenhag'daki AT zirvesinin dün yine anlaşmazlıkla sonuçlanmasındaki bırina etkeni, üye ülkelerin ortak harcamalar konusunda anlaşmaya varamamalan olusturdu. Federal Almanya ve Fransa, bütçenin fazla arttınlmamasım, buna karşüık kendi ureticilerine verilen tanm sübvansiyonlanmn kısıtlanmamasuu isterken Ingiltere de tam tersine sübvansiyonların azaltılmasım ve bütçeden kendi payına geri aktanlan tutann yükseltilmesini talep etti. İtalya, tspanya, Portekiz ve Yunanistan'dan oluşan "göney Wogu" da, kuzeyli ülkelerin "bölgescl kallanon foalan" için "kesenin agzını açaust" gerektiğjni bildirdiler. Ote yandan, Kopenhag zirvesinde, Türkiye'ye ilişkin konulardan hiçbiri gundeme gelmedi. Bunlar gündeme gelmediği gıbı, doruk toplantısı yorumcuları, ortaya çıkan durumun "Ankara'nın tam iiyeliji için hiç dc parlak perspektifler vaat etmedigi" görüşunu dıle getırdıler. Bu yorumcular, tarım sübvansiyonlan gibi. "çingeiM kavgas" yapan AT hüküraetlerinin, bundan çok daha fazla bir fedâkarlık gerektiren Türkiye'nin uytliği konusunda nasıl davranacaklarım "merak ettikJerini" belirttiler. Oazetckre milyonlarca lira değerinde ilanlar vererek Baatl bir •nMajk haftada 3 Ufe m a c a a ı a m keffedUT diye apklamalar yapan U M a n m ı Yfmakk Merkcd adlı sirketin 11 bin liraya satüğı kiubın, piyasada ak rastlanan rejim tarifderinden oluştuğu ortaya çıktı. Yayınevi, kitabın reklam tanıtımında raponı hazırlayan Isviçreü ev kadını Ouiefle CheraHer'in »frıntiın "ıcjiaı yap*•ea tçtteriafcfleIçfleMecetnr" ileri sOriryordu. Ancak kitapta vaat edilenlerin aksine Tabak atotemT adı alünda yiyeceklerin büyuk bir bOlümünun ln«ıtlmı<hgı, manevi öğOtlere yer verilen bir rejim tarifinin aynnülanndan ibaret olduğu görüldü. Bu arada, yaklasık 2.5 ayhk reklam kampanyası sırasında şirket sahibi Maatafa Aksor'un. koli teslimi halinde oara ftden•ana ••& a mesi yohıyla kitaplardan çok sayıda satıp, sipariş aldığı belirlendi. Yayınevi gazetelere verdiği Uanda "t»viçpeB bir e» kamjnı perbiz japmadaa kflo Termeaiıı «mnı tesadiifea keşfettT bashğı alünda "^m* bir namanrla kaflada 3 kflo veraMUa aattmkin oldafaaa, Jiauastik japitadaa, flaç alaudan ve rejim yapüatadanfcertaafcıkolayea a p ı n a y b * f ı | l a r ileri surerek su gorüılere yer veriyordu: "DaaieDe Ckeraiier Bir gtta heaaotapi kttabua gox gecdiririM, Mr doktoru yemeyi batiamadu kot*r» BTtflajabileeegini idma e t d t U okadam. lâudmaanı tantft ettifi *er o kadar baıitü ki öace «*•« (Bu tavsiye Idtabımda açıklanıyor). Arkadaamnaam ç o f « ' hafteda 2 * 3 U o vcnHer. N Ne Baç nc acrttı ne de HmaaKik gocktMr. Daha lyi haznMttf kflo Ucnir kMdau yok. latUar, pastalar, haamr Meri yiIçU, caıap lccMinmlz T» ymc de kaftada Z53 Reklamda aynca jirket sahibi Mustafa Aksoy sorumhıluğu Ozerine aldığını acıkUryıp, "Idcai kfloaua mdana kadar kaftft<»f ea aı Dd * r g " Teraezaeaiz ba deaeaMam «t»» Ucbir maUjcti ytk. Deacytp eada oimamz için «tae 90 gttn rtre. B« tün tabnı b u a geri gBaıdnin i c Medittaiı parayı geri amV sekünde bir oneri de bulunuyordu. Ancak, reklamda sadece posta kutusu numarasını veren Mustafa Aksoy'un Nisantası'nda bir apartmamn beşinci katındaki adredne gidip yüzlerce postahaneye verUmeye hazır koli arasından satın aldığunız kitabını incelediğimizde vaat edilenlerin aksine "Iakak rictHni" adlı bir rejim tarifinin yer aldığını gördük. Türkiye'ye 150 Leopar tankı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türk Silahlı Kuvvetleri'ne, Federal Almanya'dan özel teçhizatlandırma yardımı (acil yardım) çerçevesinde 150 adet Leopard A2 tankı katılacak. Tren 4 can aldı Su borusunda kanserojeıı madde StNA KOLOĞLU lller Bankası'nın Güneydoğu Anadolu'daki içme suyu projelerinde kullanılan izolasyon maddesinin "sağlığa zarariı" olduğu öğrenildı. Bilim adamları su borulannda izolasyon maddesi olarak kullanılan "katranlı kömür"ün içinde "kanserojen" maddeler bulunduğunu belirttiler. 1 r a i a a t X I » \ U I I I I I I U I M I *|ni9lllllrenllyasAtay(24), Kızılay semtnde 10 katlı bir binantn en ust katına çıkarak intihar girişiminde bulundu. Dön saat 15.30'da Içel sokaktaki 10 kattı "Hatıra Apartmanı"nın en ust katına çıkan ilyas Atay, buradan bağırarak işçi olarak çalıştğı MühendisJer Yapı Kooperatifi'nden 3 aydır maaş alamadığını bildirdi Atay, "Artık yaşamak istemiyorum. Parasıam, uç aydır açım" diye bağırdı. Daha sonra olay yerine gelen itfaiye ekıpleri İlyas Atay'ı ikna ederek eyleminden vazgeçirmeye çalıştılar. YakJaşık 10 dakika süren konuşmalardan sonra Atay, eyleminden vazgeçti ve ıtfaiyecilerle birlikte aşağıya indi. (Fotoğraf: AA) |>Sirae|7İllrhin İ l t f İ h a r a î r İ C İ m İ Ç^Û işyennde 3 aydır maaşını alamadığını bildi lller Bankası'nın ihale ile çeşitli firmalara verdiği şebekelerde kullanılan su borulan, Amerika Su tşleri Birliği'nin (AWWA) saptadığı standarda göre yapıhyor. Edinilen bilgilere göre, 1984 yılında değiştirilmiş olmasına karşın, bazı projelerde hâlâ AWWA'nın 1978 yılında yayımlanan yönetmeliği uygulanıyor. Buna göre, su borulannın iç ve dış izolasyonunda "reçineli kömur katranı" (Coal Tar Epoxy Coating System) kullanıhyor. Oysa söz konusu kuruluşun 1V84 yılında bu izolasyon maddesinde bir değişiklik yaptığı, belgelerde somut biçimde açık. AWWA "C21084" sayı ve 10 Haziran 1984 gün itibarı ile yeni bir yönetmelik yayımlayarak daha önce izolasyon maddesi olarak kullanılan kömür katranıru değiştirip, yerine " s m reçine'*nin (Liquied Epoxy Coating) kullanılması gerektiğini belirtiyor. Yapılan değişikliği ise, "Yeni degişiklikte ernniyet ve çevre ile ilgili kurallar göz önünde bulundurulmuştur" diye açıklıyor. tstanbul Haber Servisi Göztepe, Kartal ve Yeşilköy'de 4 kişi tren altında kalarak öldü. Göztepe'de Sağırhk tlkokulu'nda öğretmen olarak çalışan Münır Ekiz (33) eşi öznur Ekiz ve kızları özden'ie (4) birlikte tren yolundan geçerken, HaydarpaşaA dapazan seferini yapmakta olan banliyo treni baba ile kızına çarptı, olayda öznur Ekiz şans eseri yara almadan kurtulurken, Münir Ekiz ile kızı özden can verdiler. Kartal'da düğün davetiyelerini dağıtan Dursun Solmaz ile nişanlısı Fadime Çınar da (23) yine banliyo treninin altında kaldılar. Fadime Çmar'ın parçalanarak öldüğit olayda tren makinisti gözaltına alındı. Fuat öztürk (48) ise HalkalıSirkeci seferini yapan banliyo treninden düşerek can verdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle