25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 ARALIK 1987 KÜLTÜRYAŞAM HAYVANLAR İSMAIL GÜLGEÇ CUMHURİYET/5 Okay Temiz iki yeni çalgısıyla artık Türkiye'de Müziği ^fddrdatmaya çahşacağım Artık çalışmalannın önemli bir bölümünü Türkiye'de gerçekleştirecek olan Okay Temiz. bugünden başlayarak bir dizi konser verecek. Temiz. Türkiye'de müzikte birçok ritm yanlışlığı yapıldığınt, oluşturacağı ritm grubuyla müziği "fıkırdatmaya" çalışacağmı söylüyor. Eklemeden de edemiyon "Caz müziği aym ortamda 3 günden fazla çalınamaz. Bir de yemek olayı var. Yemek yendi mi, müzik biter." LALE FİLOĞLU Okay Temiz, bir dizi konserlerinin ilkini bugıin saat 15.30'da Moda SLneması'nda verecek. Sanatçı, daha sonra Eskisehir Anadolu Üniversitesi'nde Beyin özürlüler Merkezi yaranna bir konser verecek. "Orieotal Wind" adh grubuyla yurtdışında adından sıkça söz ettiren Okay Temiz, BlLSAK'ın düzenlediği dizi konserlerde Erkaa Ofw (elektro gitar), MeUh özçcUk (bas), Nedim Nalbantoglu (keman) ve Levent Altudag (flütsaksofon) ile birlikte çalacak. Okay Temiz, "folkjazz" diye tanımlanan müziginde, Asyadan, Avrupa'dan ve Afrika'dan tımlar taşıyan çok sayıda çalgı kullaıuyor. Temiz'in son olarak keşfettiği çalgılan ise "Benim Çügın Miğferim" ve "Piramit." Miğfer, Hindistan'ın güneyinde çalınan çömlek tekniğinin yardırruyla, kask Uzerine mikrofonlar yerleştirilerek oluştunıldn. Okay Temiz'in hveç teknolojisiyle 8 ayda gerçekleştirdiği Piramit'i ise, suyun damlama sesinden kilise çanına, darbukadan deve çanlarına kadar 256 değişik ses çıkartabüiyor. Sanatçı, bu çalgılarını Moda Sineması'ndaki konserinde de kullanacak. Yirmi yıldan bu yana tsveç'te yaşayan ve festivallerde tsveç'i temsil eden Temiz, Türkiye'ye geldiğinde bazen bir TV programına katılıyor, bazen de sessiz sedasız tatilini yapıp lsveç*e dönüyordu. Sanatçı, Turkiye*ye yerleştikten sonra III. Bilsak Caz Festivali'ne katılmış, Tayfun'un bestelediği "Agn Dağı Ef sanesi" adü müzikli gösteride yer almıştı. Bir ara BtLSAK'ta çalmaya başlayan sanatçı, "yemek yiyip, içki içenlerin ilgisini dağıtmamak" için cazh gecelere son vermışti. Sanatçıya Türkiyet ye dönuş nedenlerini, 20 yıl içinde Türkiye'de oluşan cazı nasıl bulduğunu soruyoruz: Daha önceki konuşmamızda, lsveç'ten aldığuuz yardımla Türkiye ve başka ölkeierde konserier verdiğiııizi, Türkiye'de iyi nüzik yaparak yaşamanın zor oldoganu söylemiştiniz. Bu zorluklar taakn devam ediyor. Fikir değiştirmenlzin nedenleri? TEMİZ Bir tane nedeni yok ki. 20 yıldır dısardayım ve yapüğım bir sürü bağlantı var. Bu bağlantılar olduktan sonra insan nerede olursa olsun etkinliğini sürdürebilir. Yurtdışında bağlar sağladıktan sonra kendi ülkemde çauşmayı tercih ederim. 9 KİM KtME DUM DUMA BEHÎÇ AK ' Okay Temiz'in yeni oluşturduğu çalgılardan biri de "Benim Çılgın Miğferim" adını taşıyor. "Benim Çrtgın Miflferinf, Hindistan'ın guney yöreiennde çalınan "çömlek" tekniginin yaroımıyia, kask ustüne mikrofonlar yerleştirilerek ortaya çtkanlmış. Bu kadar yıl ülkeme bir şey veremedim. Hepsi bir yana, sıcağı, tstanbul'un havasını özledım. Ancak dediginiz gibi zorluklar halen var. İsveç'te kaldığım sürece tsveç hükümetinden yardım alıyordum. Bundan sonra çalışmalarımın buyük lasmını Türkiye'de sürdüreceğim. Burada kurduğum grupla uiuslararası festivallere katılmak istiyorum. Bu projeyı gerçekleştirmek için Kültür ve Turızrn Bakanlığı'nın desteğıne ve ilgisine ıhtiyacımız olacak. önümüzdeki günlerde Ankara'ya giderek bakanhkla bu konuyu görüsecegjm. Ben gazino sanatçısı değilim ki para kazanabileyim. tyi niyetle, enerjiyle ve istekle geldim buraya. Hep kültürel amaçla çauşmak istiyorum. Konserler dışında Türkiye2de yapmak istediğiniz başka etkinUkler var mı? TEMİZ TRT Caz Orkestrası'na katılmak istiyorum. Bu orkestrada çok iyi müzisyenler var. Bu arkadaşlarla yurtdışında konserler verebiliriz. Bu arada Isveç'teki çalışmalarım da sürecek. TV, radyo programlarına ve yurtdışı festivallere katılmak istiyorum. Uzunçalar ya da kaset çilışmaları da yapacağım. Türkiye de, Türk müziğine taze kan getirecegiz. Dünyada en sağlam ritmi olan ülkelerden biriyiz. Ama bu özelliğimiz günden güne kayboluyor. Disko, disko fasıl, Türk Klasik Müziği, hatta arabesk olsun, her türlü sanatçıya ritm konusunda yardım için açığım. örnefin arabeskin ünliı ismi Acüann Kadını Bergen ya da tbrahim Taüıses sizden yardım istese, birlikte nasıl bir çalışma yapmayı düşünürsüniiz? TEMİZ Yapılan bir sürü ritm yanlışhkları var. Bazı ana vuruşlar, ara dolduruşlar, değişik seslerdeki ritm esprileriyle müziğe daha canlı bir şekil vermek istiyorum. Bunu da oluşturacağım bir ritm grubuyla vermeyi amaçlıyorum. Kısaca müziği "fıkırdatmak" için çalışacağun. Belki festivallerin, belki de cazın kuliipiere girmesinin etkisiyle caz artık Türkiye'de daha çok dinlenen bir müzik. 20 yıl sonra Türkiye'>e yerleştigiııizde, Türkiye'de oluşan caz ortamını nasıl bnldunuz? TEMİZ Türkiye'de iyi müzisyenler var. Ama Türkiye'de cazın bilincinde olan patron çok az. Gece kulüplerine kimse müzik dinlemeye gitmiyor. Müzisyenler de her gece ayru yerde çaldıkları için memurlaşıyorlar. Avrupa'da dans müziği yapan lokallerde bile her gün müzisyenler değişiyor. Bir dekor, akustik bile insana ilham verebilir. Caz müziği aym ortamda üç günden fazla çalınamaz. Bir de yemek olayı var. Yemek yendi mi, müzik biter. Benim bütün ümidim gençler. Konserlere gelip müziğimi dinlerler. Kulube gelenler gibi eş dost görüp, iş konuşup bir de Okay Temiz dinlemezler. P İ K N İ K PİYALE MADRA îl UâNI SEKJLE BİC GÜN GİTMfSTÎK • \r J( KELEBEKLER UÇLŞUYORPU, AİEU'VCCDU. EVET DC ır L ,. D 11 n HIZLI GAZETECİ SECDET ŞEN rh 5 Dl DC ac ff\ nı DC an ac Adrian Frearson, uç unlO sinema sanatçısının hık demiş bumundan duşmuş Sanki Elizabeth Tayior, Humphrey Bogart ve James Dean bir araya gelmişler. Geçenlerde Londra'da Piccadillvoe yeni açılan bir giyim maüazasımn uyanık sahibi, unlü "staTlann bu üç benzerini yan yana getirdi ve yeni magazasına epey ilgi topladı. (Fatolnh *F) ÇÎZGİLİK KÂMJL MASARACI "Euphony"sekiztisi "Pazartesi Akşamı Cazı"yapacak Her pazartesi bir 'Hoş Seda' Günümüzde cazla klasik müzik arasmdaki duvarların çok inceldiğine değinen Emin Fındıkoğlu, "Repertuarımızdaki yenilikierden biri de, Ravel'in Sol Majör Piyano Konçertosu'nun Adagio bölümü. Umanm, Ravel'i 50. ölüm yıldönümünde fazla rahatsız etmiş olmayız" diyor. SADETTİN DAVRAN Emin Fındıkoğlu ve Tnna öteael'le iki yıl önce kendi adlannı taşıyan Dörtlü'lerine ilişkin bir söyleşi yaprmşük. Dörtlü; piyanoda Emin Fındıkoğlu, saksofonda Tuna ötenel, basta Hakan Behlil, davulda Murat Verdi'den oluşuyordu. Daha sonra ikiye katlanan Dörtlü'nün adı da değişti ve "Euphony" sekizlisi doğdu (1986). özellikle genç kuşaktan seçkin müzisyenleri bir araya getiren Euphony, yıl içinde aralıkh da olsa konserler verdi, Fındıkoğlu ve ötenel'in besteleri yanı sıra, bazı klasik caz parçalarının özgün düzenlemelerinden oluşan repertuarı ile ilgi topladı. "Euphony" sözcuğünun dilimizdeki karşılıği "Hoş Seda". Üfleme çalgılar ağırlıkh "Euphony" yann akşamdan başlayarak her pazartesi 1921 arası Ece Bar'da "Pazartesi Aksamı Cazı" olarak adlandırdıkları programla yeniden cazseverlerin karşısına çıkacak. Fındıkoğlu ve ötenel'le kanlı bir prova sonrası bu kez "Enpıony" uzerine konuştuk. Fındıkoğlu, "Euphony"nin sayısal ve enstrümantal nitelikleri için, "Bir caz toplulugu olarak »ekizti küçük bir topluluk degil, ama bmyük de saydmaz" diyor. "Günümüzde örnekleri gittikçe azalıyor, ama böyte toploluklar her zaman olur. Miles Davis'in 1949'da knrdutn i u ü Blrth Of The Cool'u, Herbie Hancock'un The Prisoner'ı, David Murray'u Sekizlisi, Lester Bowie'nin Brass Fantasy'si gibi. Dolgun tı•ıniB synthesizer'larla elde edildtfi günümüzde bu etkiyi 5 nefesli ile aramak biraz romantik gelebilir, ama bo>le olunca işin içine kişüikler giriyor. 5 kişinin tek bir amaca yönelik gayreti çok daha gerçek ve insanca. Aynca çok sayıda soliste de solo alanı çıkıyor, bu da müziği çok daha zenginleştiriyor." Tuna Otenel'e göre, Fmdıkoğlu'nun yaz boyunca yazdığı yeni parçalar ve yaptığı düzenlemeler topluluğun tınısına yeni boyutlar getirmiş. "Bizi yine beklenmedik çalısraalanyla şaşırttı" diyor. "Paco de Lucia'nın bir flamenkosunu, Arjantinli baadoneoncu Dino Saluzzi'den lirik Latin çizgileri taşıyan bir parçayı bizim üfleme calgılarımıza uyariamış. Sonra Bartok'un 1938de Benny Goodman için yazdıgı Contrast'dan (Kontnıstlar) bir bölüm var. Etnik karakterli bir ritm üzerindeki uzun ve çılgın sololan izleyen hızlı bir Macar dansı. Bartok'un aksakritmleriiizerinde bizim solistlerimizin özgün sololan çok ilgi çekecek sanıyorum." Sözun burasında Bartok adı, cazcılan derinden etkilemiş bir başka besteci olan Ravel'i çağrıştırıyor. Üstelik bu yıl bes>tecinin 50. ölüm yıldönümü. Emin Fındıkoğlu, "Evet, Ravel'in öğretisi başta Duke Ellington olmak üzere pek çok cazcıyı etkiledi. Ama Bartok gibi o da cazcüardan etkilendi. ABD'ye gittiğinde cazcılan dinledikten sonra yazdığı Keman ve Piyano İçin Sonat'ının 2/bölümünün adı Blues'dur. Repertuarımızdaki yenilikierden biri de Ravel'in Sol Majör Piyano Konçertosu'nun ikinci bölümü olan Adagio" diyor. "Adagio" gerçekten de değerli tromboncu Faüh Erkoç'un kişisel yorumu ile seslendirdiği bir "caz balladına" dönüşüyor. Günümüzde cazla klasik müzik arasındaki duvarlann çok inceldiğine ınanan Fındıkoğlu, her zamanki kendine özgu kara gülmece duygusu ile "Umanm, Ravel'i 50. ölüm yıldönümünde fazla rahatsız etmiş olmayız" diyor. "Euphony"nin repertuarı Fındıkoğlu'nun guncel etkilere acık dunyasını da yansıtıyor. Yeniden çıkış yapan Paul Simon'm büyük ilgi gören son albümü Graceland'den "Diamonds On The Heels Of Her Shoes" (Topvjdarındaki Pırlantalar) ve ünİü Ahmad Jamal'in son albümü Rossider Row'dan "VViuter Snow"da (Kış Kan) topluluğun "fnnky" yönü belirgin. Tuna Ötenel, pazartesilerin caz dünyasındaki anlam ve önemine değiniyor: "Her biri bir yerde çalan cazcüar dinlenme günü olan pazartesfleri biraz da kendileri için çalarlar. Village Vanguard'da her pazartesi çalan Thad JonesMel Lewis Toplulugu gibi." Fındıkoğlu, "Ama biz kendimizden çok yeni, özellikle genç caz dinleyicisi için çalacağız" diyor. "Eupbony" piyanoda Emin FmdıkoMn, soprano saksofonda Tuna ötenel, trompetlerde Şenova Ülker, tmer Demirer, trombonlarda Fatih Erkoç, Levent Çoker, basta Hakan Beşer ve davulda Turgut Bekoglu'ndan oluşuyor. Hasan Kocamaz ise ağız armonikası ile bazı parçalarda "Euphony"nin konuk solisti olacak. "Euphony"nin ritm bölümünde, toplulugu daha önce dinleyenlerin de göziine çarpacağı gibi iki değişiklik var. Basçı Hakan Behlil ve davulcu Murat Verdi işlerinin yoğunluğu yüzünden bu yıl "Euphony "de yer alamıyorlar. Fındıkoğlu ve otenel'e New York'taki Village Vanguard'da "Pazartesi Akşamı Cazı" geleneğinin Thad Jones'un ölümüyle bile kesintiye uğramadığını, Mel Lewis'in 1966'da başlayan akşamları 20 yıldır sürdürdüğünü anımsatıyorum. Fındıkoğlu, "Biz 20 hafta sürdürebilirsek ne mutlu" diyor. AĞAÇ YAŞKEN E C Ü J R KEMAL GÖKHAN TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 6 Arahk ALUMINYUMU AYR/ŞTIR4N K/MYACL 1863 TE 8U6ÜM, AMERlMU K/MYACf CHAKteS A44KTM HALL DOĞMUŞTV DAHA 23 YAŞIUDAYtteAJ, K£ftJDi LABORATljAF>ıuÇ>A BLBKTROUZ MBTüDUYlA ALÜMİNYUMU 8tLEÇİfCiJEe.İMOefJ AY&şr7&A4AYf SAŞA&VVÇ77. YEI5.YÜZjÛNDe SOL OLMASlMA Ü*e$7A/ SAF HALBUUlNAAAYAN SU eLEMENTİ Y/LLA£DfK. AY&fnR MA>A ÇALtŞAM 8İLİM /IPAML4&, ÇOK P/tHS.LI BA2ı~ YOLLAft BULMUÇTU. AMA Bü YOLCJttS. KULLAtJtÇU OB&İLDİ. OYSA HALL 'UN METOPU UCU2A MALOLUYOR.AYA// StfSALAieeA, Bf/t FGAN&Z &My/İCr£/ PAUL HE&OULT PA ELBKTROLI2L MeFDÛUNU BULDUĞUtJDAM, SÖZ. &DKİUSU YÖNTEM "HALLM&" Sajolei, (888'Je.ki ılk. avJüsfriye/ üre.frmniv\de.kjjilavu{an e(eJcfrolix f 6 Arahk 1937 ADIYLA WC 50 YIL ÖNCE A GRUBl Seyahat acentası için İTALYANCA bilen bayan elemanlar aranıyor. Randevu için: 342 83 47 (Sevıl Hanım) 19371987 Bayram nedeniyle bugün gazetemiz yayımlanmamıştır. Datca'da satılık tapulu 12 dönum arsa, denize 200 metrede, asfalt üzerınde. 361 15 62 Askeriyeden aldığım sağl|c kimlik kartımı kaybettım. Hukümsuzdur. BEDtA PAPUÇCU 1727 yaşlarında bayanlar Ingiltere'de çocuğa bak karşılığında tngilizce oğren. 158 53 42 Satılık 372*li telefon Mur: 3618175 I VE ATENEL Tuna Ötenel (solda) ve Emin Fındıkoğlu (sagda), iki yıl önce kendi adlannı taşıyan dörtlulerini geçen yıldan bu yana "Euphony" (Hoş Seda) Sekizlisi'ne dönuşturdüler. Üfleme çalgılar arjırtıldı "Euphony" topluluöu", yann akşamdan başlayarak Ece Bar'da "Pazartesi Akşamı Cazı" programıyla yeniden cazseverierin karşısına çıkacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle