25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/8 HAVA DURUMU nan Hpye gÂre. yurdun kuay v« doOu tesknieri jarçalı çbk buMlu. Marnararnm doOusu k londeritfntayitesrmyıOmur(u, Karademzln ıç tesmtai üe Iç « Ooflu Anadokı'nun kusyi karta lare* p t y v w kar yafeiı gececak. HA* SJ»MJ6I: Artmayj devun «dactk. RÛZGAR: Kuffly ve ban tfrteden laffl «rasrt ortt kuvvrte esecck. DridHde. y*te v« tarayotdm M kuvvuiraje saatte tO21 deniz mü tatt «sank. DENİZ: MuMil talgalı otup. göruş uattOı 10 km . y ı f e «mda 5 tan. OoUynda olacak Van gttünde h»a parçaü bUutlu gecac*. Rbgfc kuzey ve bab ytntarden I B M , « a n orta kuvveOe eseuk. Gfll m u M I ddgriı okjp. görüş ınak10 10 km. ddıymda otacak. aç* ^ MıDu Genel MudutiüOu'nden als M«eorok>jiC HABERLERÎN DEVAMI TÛRKİYE'DE BUGÛN Mıyaman Ankara Antakya AnöJya Artvitı 30 ARALIK DÜNYADA BUGÜN Y 14» 1987 16° 4°Diyjrtalor A B 10° 6°Edtme K 10» 2°Erain<an 6" 0° Eraırum K Y 6° 0°Mu; 5* »"Eslosehiı M» 6°G«Sun Y 9°«° Ortu 16° G°Gumu«haneK 9°4° fte S° FHattJri B •3° 15° f t s s v u B 7»0°S»r) 10° 2° Isunbul Y 12° 0°0°laıir B 15° S°SI*B O°^°Katî K 1° irKasömonu Y 6° 2 tayurl B V fKntare* B 13° 7°Kony» B 4 t> 2°KuW y 12° 4°Malatya B t 8aokxa Bısel Mgrat m B Pf Darin Bom BrOmt C«nwre Caayir CkkH A jç* B bubau K ört S ssi v K ı M B B 8 B B B B B B B B B B B B B B B B B 15° 18° 15» 5» 10° 14° W W° 13° 5» 24° 22° 23° 13° 13° 13» 16° 12° M° 1S° Sofyı B 2° B 15» B 7° MHno B M° MontraH K i» MostaM K 2° Y 15° Munifı Now XtorV B 4° Y 0° Osto B 10° Pıris Y 13° Png B 20° H*d Romj . 8 15° Y 14° Lrnngnd Unka A B Y 8 A Y B 16° 17» 9° 12° 10° 5° 8° POLİTİKA VE OTESİ MEHMED KEMAL Bu Hesap da Vardır... Ülkede her şeyi bu uç kardeş mi biliyor ki, btrine siyaset, birine ekonomi, birine de ticaret teslim edildi? Turgut özal, ülkeyi ve partisini parmağına dotamtş çeviriyor. Ekonominin patronu olarak Yusuf bir makama oturtulmuş, öteki birader Korkut da Arap sermayecilerie birlikte. Bakm ekonominin patronu enflasyon için ne diyor: ".. Biz istesek enflasyonu süratle sıfıra çekebiliriz." "öyteyse fakir, fukara adına çeksene birader!.." "Buyumeyi durdurursunuz, harcamayı hızla kesersiniz." "Büyumeyı gördüğümüz yok, harcama ise akşam ustleri pazar yorierinden doldurulan torbalardan, bastorsm diye akşam sJmldinden belH..." "Bizim bünyemize uygun bir büyüme hızı ve enflasyonu ayarlamamız gerekiyor. önümüzdeki donemde, mali ve parasal polltikalarta biz enflasyonu makul seviyeye indiririz. Yüzde 20'lerin altına da iner, 15'te de kalabilir. 10'a çekerim. Yani artık TürkJye'de enflasyon konuşulmaz." "Son yeşa biz öleUm." Düşünüyorum da Recep Pekerter, Menderesler, Süleyman Demireller dönemlerinde hiç mi ekonomist yoktu? Pahalılık, enflasyon denildiğinde, oeçim sıkırrüsından yakınıldığında Turgut özal, Yusuf Bozkurt özal gibi kimseier Çikıp da neden boyte şeyier soyteyemezlerdi. Soytense bir kaşık suda boğartardı. Azıcık parada düşme, fiyattarda oynama olsa, Peker'e de Menderes'e de Demirel'e de kan kusturmazlar mıydı? Haci Artf Bey'den bir şarkı: Sen de acep uşşaka eziyet mi çoğaktı Va, bizde cefa çekmeye takat mı azaidı Eli şakağa koyup sıktştıkça söyieyeceksin. "Deli mi bu adam?" "Haytr efendim, kendini biraderler ekonomisinin sıkıntılanna altştınyor" Kenar mahalleiere, gecekondu bölgelerine doğru uzanıyoruz. Onlar da ayiardır et yüzü gormemiş tencerelerini kaynatırken gene Hacı Arif Bey'den şoyle mırıldanıyorlar: Senden ey şuhı cihan ölsem de feragat eytemem Feragat eyiemiyor ki seçimlerde oyu veriyor. "Elim kınlsın." "yok, verdikten sonra kınlmasın. Vermeden önce kmlsaydı." "Nereden bileceğiz. Baraj diye bir şey çıkarmışlar habehmiz büe olmadı." "Banj diye iki şey çıkardılar, bir şey değil." "Işte beUmizi buken oydu." "BeHni daha neler bukecektir? Hükümet programını okur, grubuna kendini alkışlatırken, toz pembe bir Türkiye koydu ortaya... Bu toz pembenin ardında karanlık bir taWo gizli değil midir? Partisi çalkanıyor. Başkanlık seçimlerinde kendi Çankaya'ya çıkacak, kardeşi Yusuf'u da halife atayacak. Söylenti denebilir... Soylenti, ama bir yerlerde kotanlmış güçlü bir soylenti... Bir şey çok soylenmeye başladı mı ardında bir bit yeniği vardır... Yeni bir Çandarlı ailesi mi? Kimbilir gecelerin ardında neler vardır? Kimi darbe yaptıklan sonra, kimi de askerden anndırdım diyerek Çankaya yolunu açar. Belki bunun adı da sivil darbedir. Bu hesabı yapanlar da vardır? Şam WAvrv Tunus Mnad» Viyana Zu* mızda aşırı borç yiikü altında ezilmiş Latin Amerika ülkeleri Kristalİş ne kimse özenmiyor; bu toplumKristaltş Sendikası Başkanı Halar içine girdikleri ekonomik çıkmazlar yüzünden sık sık demok san Basri Babalı, Turklş'in işçi hakratik rejimi rafa kaldırmak zo lan için ortak mücadele geliştirme, sine ve işçi haklanna daha cesur sarunluğu içinde yaşıyorlar. hip çıkması girişimlerine sonuna kaMecliste DYP lideri Sayın De dar deştek olacaklannı söyledi. Bamirel, ciddi bir ekonomik eleşti balı, "Özal azınlık hükiimelinin zihriyi gündeme getirmiştir. Üzerinniyet ve politikasında hiçbir değişikde düşünülmesi gereken ağır bir lik olmadığı, Özal.Narin görüşmesi dış borç tablosunu ortaya dök ve hükümet programı ile bir kez damüştür. SHP lideri Sayın İnönii ha ortaya çıkmtştır. Hiikümetişveren de konuşmasmm bir boyutunu bloku işfilerin zam bombardımanı karşısuıdaki tepkilerini yumuşatmak ekonomiye ayırırken, demokra için zirve ve diyalog sakızlannı bir susi sorunu üzehnde yoğunlaşan re çignemişlerdir. Ancak gerçek nibir eleştiri yapn.ıştır. yetlerinin işçilere soluk aldırmak olAncak öyle göriinüyor ki Baş madı|ı ÖzalNarin zirvesi ile ortaya bakan, bu eleştirilerden yararla fiknuşür" dedi. nabilecek bir konumda değildir. Babalı şöyle devam etti: "Şimdi işSayın Özal'ın muhalefet liderle çi sınıfının gücünü gösterme zamarine verdiği yamtlardaki ciddiyet nı geJmiştir. Son gelişmeler ışığında payı oldukça hafîf göriinüyor. Türktş Başkanlar Kurulu acilen topHele komşumuz Suriye'ye ilişkin lanmalı ve ortak bir mücadele hallı açıklamaîarı ve sözleri, hükümet çizilmelidir. Konfederasyonumuzun programını Meclis kürsüsünde ileriye atacağı her adınu sonuna kasavunan bir Başbakan'a yarasır dar destekleyeceğiz. Ortak rnücadeleyi on plana alacağız." olmaktan çok uzaktır. Sonuçta İkinci özal Hüküme Ağaçİş ti programını okumuş, muhaleAğaçtş Başkanı Güral Erçakır, sefet de eleştirilerini yapmıştır. Meclis şimdi de gereken i yerine çımlerden önce zam yapacak kadar getirecektir. Yeni dönem parla enayi olmadığını söyleyen Başbakan mentosunun 1983 Meclisinden kadar enayı olmadıklannı göstermeleri gerektiğine işaret etti. Özal hüçok daha olumlu nitelikler taşı kümetinin bıraz daha zaman kazandığı daha iik gunlerde ortaya çık mak, TürkIş'i ve sendikaları zayıfmıştır. latmak için işçiye yakm gösterilen Seçim Yasası'ndaki engeller Çalışma Bakanı'nı getirmesine karMeclisin temsil gücünü yarala şılık, sendikacılann bundan medet makladır; çok partili rejimimiz ummasının anlaşıhr ve kabul edilmez deki demokratik eksiklikler de bir tutum olduğunu söyledi. Erçakır, büyüktür; ama, her şeye karşın Türklş Yönetim Kurulu'nun işçilerin ertelenmez noktadaki sorunlarıbu da bir adım sayıtabilir. na çözüm için hâlâ neler yapılabilir • • • arayışı içinde olamayaeağını vurgu lan, sendıkalann ek za,n peşinde koşmalarının, özgur toplu pazarlık düzeni yerine eşelmobil sistemini yerleşürmek isteyen iktidann da işine ya(Baştarafı 1. Sayfada) rayacağını vurgulayarak özetle şöyle Hoca fıkralan anlatarak kredi devam etti: bulduğunu Meclis kürsusünden "Ancak seçimler sonrası şok zamanlatması yadırgatıcıdır. Bu olay, öylesine ağır olmuştur ki, ek zam lar Türkiye Cumhuriyeti'ni bir şir konusu kaçınılmaz olarak sendikaket gibi düşünmenin mantığına cının gündemine girmiştir. Seadikauygun olabilir; ama, hoş görüle lar birbirinden kopuk ek zam girimezi böyle işleri gereğinden çok şimlfri yerine, Türklş içinde ilkeli büyütmek, kendi kendimizi ge olarak bunun mücadelesini vennek dunımund»dırtar. Türicİş işçi ve tüm reksiz yere küçültmekle eşanlam çalışanlann istemlerini saghklı bir bih sayılmalıdır. çimde saptamak, ilkeli savunmak, Her devletin zaman zaman dış sonuç alamıyorsa yaptınmı uygulakrediye gereksinmesi olabilir; mak noktasındadır. Haklı istek soama, bu konuyu da dengeli bi nuç alınamıyorsa bir mana tasıraaz. çimde değerlendirmekte yarar Yaplınmın ne olacagını Türklş Başhep birlikte sapvar. Osmanlı devleti borç tuza kanlar Kurulu'nda yerine getirmeliUmalı ve gereğini ğında batmıştır. Güncel dünya yiz." GERCEK OLAYLARIN Türkİş'e tabandan grev baskısı 6 ARPINDAK1 (Baştarafı 1. Sayfada) layarak, bir an önce Başkanlar Kurulu'nun toplanması ve etkin tavır konulmasını isledi. Erçakır, ek zam ve gecici iyileştirmeleri de bir >ana bırakarak, gecmişteki haklann daha iyi şekilde yeniden elde edilmesi için genel grev de dahil, halkın desteğini alacak etkili eylemler konulması zorunluluğuna işaret etti. Vergi kaçakçısına savaş (Baştarafı 1. Sayfada) Vergi kayıp ve kaçaklannın azaltılması için düşünülen önlemler özetle şöyle: 1. Denetimler agıriaşünlacak 1987 yılında referandum ve ardmdan da erken seçim nedeniyle bir süre hafifletilen etkin ve yaygın vergi denetimlerine 1988 yılı başından itibaren yeniden hız verilecek. Denetimler başlangıçta hesap uzmanları ve gelirler kontrolörlerince yürütülecek. Yıl içinde Yeminli Mali Müşavirlik Yasası çıkanlarak bağımsız mali denetim getirilecek. Yeminli Mali Müşavirlik Yasası'nın yürürlüğe girmesiyle, yetki verilecek kişi ve kuruluşlar şirketlerin mali tablolannı inceleyecekler ve belirledikleri usulsüzlüklen Maliye ve Gümrük Bakanhğı'na bildirecekkr. Bugün Maliye Bakanlığı denetim elemanlannın ulaşamadığı binlerce vergi mükellefi yeminli müşavirlik kuruluşlarırun denetiminden geçmek zorunluluğunda olacak. Vergi iadesinin otomasyonuna ağırhk verilecek. Büyük şehirlerden başlayarak kademeli olarak tüm vergi daireleri bilgisavarla donaulacak. Bilgisayar sistemi üzerinden vergi mükellefleri sürekli olarak izlenecek. Şüphe üzerine veya örnekleme yöntemiyle seçilecek mükellefler sıkı denetimden geçirilecek. 2. Teşhir ve hapis cezaları: Vergi Usul Yasası'nda 1985 yılı sonunda yapılan değişiklikle getirılen vergi kaçıranlann "kamuoyunda teşhiri" uygulaması da 1988 yılında başlatılacak. Bu uygulama için halen Danıştay'da devam eden bazı davalann sonuçlanmaanın beklendiği, bu davalar sonuçlandıktan sonra ilgili mükefleflerin suçlan kesinlik kazamrsa işledikleri suç ve adları basın ve TRT kanalıyla kamuoyuna açıklanacak. Vergi Usul Yasası'nda yapılması düşünülrn başka bir değişiklik de vergi kaçıranlara veya usulsüzlük yapanlara verilecek cezalann arttınlmasını öngöriiyor. Bu değişiklik çerçevesinde, ayrıca yasada yer almasma karşın bugüne kadarki uygulamada fazla bir etkisi görülmeyen hapis cezalanna da işlerlik kazandınlacağı bildiriliyor. Verilen bilgiye göre, hapis cezasmı gerektiren vergi kaçakçılığı ve usulsüzlük suçlan, yasada herhangi bir "tereddüte yer bırakmayacak" biçimde daha somut olarak tariflenecek. Vergi Usul Yasası'nda yer alan 3 aydan 3 yıla kadar hapis cezalarının arttınlıp arttınlmayacağı veya hapis cezasmı gerektiren suçlann kapsamırun genişletüip, genişletilmeyeceği konusunda ise hükümetin eğiliminin henüz kesinlik kazanmadığı bildirildi. 3. Asgari havat sUndardı: Bu arada, Başbakan Turgut Özal'ın en fazla yakındığı beyannameli gelir vergisi mükelleflerinin vergi kaçırmalarım önlemek için de ilave bazı önlemler getirileceği belirtildi. Bu durumdaki vergi mükelleflerinin düşük gelir beyan ederek vergiden kaçmmalannı önlemek için, asgari hayat standardı esaslarının yeniden belirlerterek, mükellefın sosyal ve ekonomik konumu ile yaptığı işin özelliğine göre belirli bir limitüı altında vergi ödemesine izin verilmeyecek. hartamatadır" şeklinde konuştu. Dalkılıç 1988 yılının toplusözleşmeler yüı olduğunu ve bunlarda da birlikte hareket edilerek, ilkeli, yasal genel greve vanlabileceğini anımsattı. Banksis Bağımsız Banksis Başkanı Yılmaz Şengezer, tüm işçi örgütlerinin ortak hareket etmeleri gereği üzerinde durdu. Türktş'i daha etkili ve duyarlı davranmaya çağırdı. Hayalci sözler yerine, gerçekçi eyleme geçilmesinden yana olduğunu belirterek özetle şöyle dedi: "Türkİş istentn duyariıkgı göstermemektedir. Ister konfederasyona bağlı ister bağımsız sendikalar olsun, gerçek özveride bulunarak, toplanıp işçi sorununu ele almak, ortak bir politika izlemek dunımundadırlar." Deriİş Derilş Sendikası Başkanı Yener Kaya da, özal'ın oyalama politikası içinde bulunduğunu söyledi. "Tiirklş Başkanlar Kuruln toplanıp, karannı hemen uygulamalıdır. Sendikalar tek tek degil, birlikte hareket eimelidir. Özal'dan bir şey beklenmemelidir. Talep müessesesi sendikalar olmalıdır. Türkİş Başkanlar Kurulu'nda genel gre>' de dahil, etkili evlem kararian alınmalıdır. Özal'ın oyalama taktiğine daha fazla aİdanılmamalıdır" dedi. BANKS Bağımsız BANKS Başkanı Meral Ekin, önümüzdeki yasama döneminde de Başbakanm dolayısıyla hükümetin işçilere bakış açısının değişmediğinin OzalNarin görüşmesi ile bir kez daha ortaya çıktığını söyledi. Ekin şöyle devam etti: "Gerçek ve topluca çozüm en boyiik işçi örgülü Türktş öncülüğünde verilecek mücadele yolunun dogrtı saptanmasından geçer. Doğm eylemler saptanmalı ve eksiksiz uygulanmalıdır. Salt ek zam ile sınıriı kalınmamalıdır. Mücadele asıl temel sendikal haklann kazanılması yolunda verilmelidir. Yasal genel gre> de dahil Türktş'in verecegi karara uymaya hazınz. Başlatılacak her eylemi sonuna kadar destekleyecegiz." Otomobiltş Bağımsız Otomobillş Sendikası Başkanı tlhan Dalkıhç, ^.35 bir ek zammın ancak aralık ayı enflasyonunu karşılayabileceğıni, hükümetin ve karşılarındaki işveren sendikası MESS'in oyalama taktiği izlediklerini söyledi. Dalkılıç, Türktş'in gücür.ü kullanmasıru istediklerini, üyesi olmasalar da Türklş'in başlatacağı atılımlara destek olacaklannı belirterek, "Türkls gücünü biliyor kabul ediyonız. işçi hakkı verilmez, alınır. Türktş başı çekerek ses getirmelidir. Toplumda etkili olmalıdır. tşçinin haklannın kaybolmamasına çaba manüğa darbe (Baştarafı 1. Sayfada) "Sudaki tz", Fatma Aytin Sagtürk Ingilizceden Türkçeye çevirdiği Henry Miller'ın "Oglak Dönencesi" kitaplarında, muzır >ayın yaptıklan savıyla yargılandılar. Playboy eski ve yeni yazı işleri müdürleri Nejat Bayramoglu ve Metin Cdal Zeyniofln ile dergi sahibi Nejat Erdem'in de derginin 11 ayrı sayısında müstehcenlikten yargılanmalarına devam edildi. Haydar Dümen'in, 20 yıl önce i'.k baskısı yapılan ve 20. baskısında toplatılmasına karar verilen "Cin«l Sonınlanmız" adlı kitabında mustehcen yayın yaptığı savıyla yargılandığı dünkü duruşmada savcı esas hakkındaki görüşünü bildirdi. Kitabın "kendi sahasında bir ilmi eser olduğunu" beUrten Savcı Akören Kandur, Haydar Dümen'in beraatine karar verilmesini istedi. Mahkeme, savcımn istemi doğrultusunda Dr. Haydar Dümen'in beraatine, kitabı hakkındaki toplatrna kararının kaldırılmasma ve toplatılmış kitaplann iadesıne karar verdi. Mahkeme Başkanı Osman Şirin. beraat karan gerekçesinde, "Clnsel yaşam insanlıkla yaşıttır. Ancak bu günün toplumunda dahi geniş bir yasak çemberinin içine sıkıştınlmıştır. Gerek ailede gerek okullarda ve hatta gerekse iletişim organlannda bu yasak açık bir şekilde göriilmektedir. Cinsel sorunlar tüm carpıklıgı ilesurüp giderken ve bu çarpıktık gerek bireysel ve gerekse loplumsal bir >ara olarak ortada dunırken fertlcrin ve toplumun egitimsiz bıraküması ve bu yasak çemberi içinde kendi dertleri ile boguşmaya itilmesi önemli bir yanlışlıktır" dedi. Dümen'in, bu kitabındaki çabalanndan dolayı "alkıslanması" gerektiğini \Tjrgulayan Yargıç Osman Şirin daha sonra, "Türk toplnmu engin hoşgöriisü ile ileri medeniyet soiyelerini aşabilecek yapıdadır. Medeniyel seviyeleri ise \asaklann genişletilrnesi ile elde edilemez" şeklinde konuştu. Bu arada Dr. Haydar Dümen, gazetecilere dağıtuğı yazılı açıklamasında, "Sanat yapıtlannda sansüre hayır" imza kampanyasına katılınması çağnsında bulundu. Tan Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Güray Bursalı da 15.4.1986 tarihli Tan gazetesinin 1. sayfasında yer alan "135 miryaruk seks yabnmı" başlıklı haber yazıyla yayımlanan çıplak kadın fotoğrafında muzır yayın yaptığı savıyla yargüandı. Bu davada da mahkeme, söz konusu fotoğrafın küçüklerin manevi^tı üzerinde muzır etki yaratmayacağı gerekçesiyle beraat kararı verdi. Öte yandan yayıncı ve yazar Erdal Öz'le birlikte Pınar Kiir'ün "Bitmeyen Aşk" ve "Asılacak Kadın", Ahmet Altan'ın "Sudaki İx", Fatma Aylin Sağtürk'ün Türkçeye çevirdiği Henry Miller'ın "Oglak Dönencesi" adlı toplatılan kitaplarında müstehcenlik savıyla yargılandıkları duruşmaiarda, mahkeme savcısı bu kitaplann TCK'nın 427/2. maddesine göre "ibiisadere ve imhasını" istedi. Duruşmaların hepsi savunma için ileri bir tarihe bırakıldı. Bu arada Playboy dergisinin 11 ayrı sayısında muzır yayın yaptıklan savıyla yargılanan derginin eski ve yeni yazı işleri müdürleri Nejat Bayramoğlu ve Metin Celal Zeynioğlu ile dergi sahibi Nejat Erdem'in 11 ayrı duruşması savunmalar için ertelendi. Ammwtfan (Baştarafı 1. Sayfada) MECÜSTEN NOTLAR Bütçeye ügisiztik CANAN GEDtK FARUK BİLDİRİCİ ANKARA Meclis, alışılmış bütçe görüşmelerinin hareketlüiğini yansıtmıyordu, durağandı. İktidar ve muhalefet kulislerinde butçe dışında hemen her konu görüşülüp tartışılıyordu. Başbakan Turgut Özal ile ba kanlann büyük bölümü btttçe görüşülmeye başladığında henüz Meclise gelmemişlerdı. ANAP kulisi bir iş takip bürosunu andınyordu. Seçimlerde ANAP için çabşrnış il ve ilce başkanlanndan seçimini kazanamayan adaylara, seçilemeyen eski milletvekillerinclen partili muhtarlara kadar herkes bakan yolu gözlüyordu. Eski ANAP milletvekiUerinden Ahmet Remzi Çerçi, Netip Oğuzhan Artakoğlu ve Mehmet Kocabaş, ANAP'ın üst düzey yöneticileri ile kuliste derin bir solibet içindeydiler. Meclis açüdığından bu yana kulislerden ayağını kesrneyen eski milletvekilleri için en büvük teselli tnükafaıı "jubat ayında bir KİT'in yönetim kuruluna atanmaktı." Başbakan ve bakanlann büyük bir bölümünün bütçeye fazla ilgi göstermemelerinden olacak, 292 kişilik ANAP grubunun yarısı da genel kurula karşı ilgisizdi. Maliye ve Gümrük Bakam saat 15.01'de koşa koşa TBMM'^ geliyor ve genel kurul salonuna girer girmez nefes nefese kürsüye çıkıyordu. Maliye Bakam Alptemocin'in bütçeyi sunuş konuşması nerdeyse komisyondaki konuşmasınm bir fotokopisi idi. Alptemoçin, kürsüde bütçe tasansını savunurken, personel politikasmdan sorumlu Devlet Bakam Abdullah Tenekeci, "Mermıriara müjdeniz var nn?" sorulannı şöyle atlatıyordu: "Bu konular Maliye Bakanı'nın yetki alanına giriyor. Ben memurlanmıza müjde vennek isterim, ama yetkün degil." Eski Ankara Milletvekili OgaB SoysaTın kulise geldiğini gören parlaroenterler, SoysaTı tebrik yarışma girdiler. Adnan Kahveti'nin yerine Başkanlık Başmüşaviri olan Soysal oldukça neşeli görünüyordu. Devlet Bakam Veysel Atasoy, oturduğu yerden yanında birkaç bayanla birlikte önünden geçen îstanbul Milletvekili Leyla Yeniay Köseogluna laf attı: "Bakıyonım hiç yalnız gezmiyorsun. Fedailerin )anında." Köseoğlu durakladı ve "Benim 292 fedaim var" karşıhğını verdi. Ama biraz düşündükten sonra sözlerini, 'Kendimi de kattım. Ha>ır 291 olacak" biçiminde düzeltti. Atasoy da "Başbakan da fedain oldu galiba" deyince Köseoğlu, "Tabii, Başbakan da benim fedaim. Ben bir kadınım" dedi. Kulisi renklendiren. eski bakan Vehbi Dinçerier'e gelen müzikli tebrik kartı oldu. Dinçerler, yılbaşı nedeniyle gelen kartlan açarken, bir zarftan müzik sesleri yükseldi. llk kez bir müzikli kart gören Dinçerler karttan öylesine hoşlandi ki, yanına gelen berkese kartı gösterip müzik dinletti. DYP'li Tevfik Ertiizün, genel kurulda konuşurken, sUrekli Başbakanın eski konuşmalanndan alıntılar yaptı. ANAP'lılar, Ertüzün'ün konuşmasına ilgi göstermezken, birden, "1983'te ne diyor bakalım... 'Enflasyonu azaltmadan fakirin durumunu düzelteceğim' diyenler en büyük sahtekânhr" sözleri ile irkildiler. ANAP'lılar yerlerinden fırlayarak, Ertüzün'ü protesto ederken, oturumu yöneten ANAP'lı Başkanvekili Halim An», küçük bir uyanda bulundu: "Sayın parlamenterler, bu Sayın Başbakaıun sözleridir" ANAP'lılar Özal'ın sözlerine tepki göstermek yanlışlığına düştüklerini anlayınca, yanılgılannı daha da büyutmemek için homurdanarak yerlerine oturdular. Migros'ta BİLSAK'TA BUGÜN 19.30 İFSAK Dia Gösterisi: İFSAK Üyesi Kadın Fotoğrafçılar 10.00 CafeFoyer Yerli basın, çay, kahve, hafif içkiler 17.00 CafeBar Gregory, Piyano 18.00 BİLSAKResuuranl Erol PEKCAN, Fatih ERKOÇ, Ergun Üçlüsü ALFA Bibliotheque ve Videotheque yeni yayınlar, seçkin yerli ve yabancı filmlerlt yeniden hizmeünizde Tel.: 151 47 73 BİLSAK Soğancı Sokak 7 CİHANGtR 143 28 79 143 28 99 (Baştarafı 1. Sayfada) mal yerleştirilmesi nedeniyle 34 gün sonra alışverişe açılacak. TürkIş'e bağh Tez Koopİş Sendikası ile Migros işvereni arasında bin 100 dolayında işçi için sürdürülen topiusözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanarnaması üzerine Migros'ta 20 ağustosta grev uygularnasına başlanmıştı. 785 işçinin katıldığı grev sürerken, taraflar arasmdaki ilişkiler zaman zaman sertleşmiş son iki hafta içinde de görüşmeler sıklaşmıştı. Gece gündüz yapılan toplantılarda parasal İconuların tümünde ve idari maddelerin büyük bir çoğunluğunda anlaşma sağlanmış, ancak görüşmeler iki konuda kilitlenmişti. Koç Holding Yönetim Kurulu üyesi, Personel, Halkla İlişkiler ve Endüstri Koordinatörü Tuğrul Kutadgobilik ve Migros Genel Müdürü Uğur Çaibaş'ın da aralannda bulunduğu işveren temsilcileri ile Türkİş Genel Şekreteri Emin Kul, Tez Koopİş Genel Başkanı Kenan Gürbüz ve İstanbul 3 No.'lu Şube Başkanı Aynur Karaaslan'ın içlerinde yer aldığı işçi tarafı bu gelişmelerin ardmdan el sıkıştılar. Vanlan anlaşmayla 1 Mayıs (Baştarafı 1. Sayfada) ve yan ödeme katsayısı olduğunu da 1987'den geçerli olmak üzere bildirerek kamu görevlilerinin duruMigros işçilerinin ücretlerinde munu iyileştirmeyi daima ön planbirinci yıl 80 bin, ikinci yıl 95 bin da tuttuklannı savundu. lira artış sağlandı. Aylık gıda SHP Grubu adına söz alan Grup yardımı birinci yıl 23 bin ikinci Başkanvekili Deniz Baykal, hüküyıl 27 bin, yakacak yardımı bimetin genel ekonomik politikalarırinci yıl 125 bin, ikinci yıl 150 nı eleştirdi. Baykal, "tjlke kaynakbin, yemek yardımı birinci yıl lannın adeta bir savaş tazminau gibi dışarıya borç taksidi olarak bin, ikinci yıl bin 500, bayram ödendigini" savundu. harçlığı yılda iki kez 30'ar bin, ANAP Grubu adına söz alan izin harçlığı 40 bin, yıllık giyim Onursal Şeref Bozknrt da bilinen siyardımı 50 bin lira olarak beyasal gelişmeler nedeniyle dört aynimsendi. İşçilere her ay mavi lık geçici bütçe yetkisi alma zorunkart verilmesi kararlaştırıhrken, luğu doğduğunu belirterek, "Genel diger sosyal yardımlarda da yüzseçimlerde iktidar olarak hangi parti de 300'lere varan oranlarda arçıksaydı huzururauza böyle bir tatış sağlandı. san ile çıkacaktı" diye konuştu. sunda bulunduktan sonra, Avrupada "garip bir rüzgir" e*yyor. Türkiye'nin görüştüğu ülkelenn hemen "Çokuluslu bir devlet olarak hemen tümü aynı noktada birTürkiye" leşiyor: 28 Kasım 1987 tarihinde, yani "Sizin Avrupa TöpkJİuğu üyeHğmiz yaklaşık bir ay önce düzenlenen bu için asıl derdiniz Almanya. Siz önce semıner için Ankara, Bonn'a başvuruyor. "Semineıin iptalini" istiyor. Al Almanya ile sorununuzu çözun, sonra /ş daha kolay hate gelebilir". man Dışişlerı Bakanlığı pek oralı otmayınca ve anılan seminer gerçekAçık ki, Türkiye'nin Avrupa Topleşince, bu kez Ankara işi daha cidluluğu'na tam üyelik başvuoısunda di tutarak "ikinci kez dikkat çekme" "asıl taşı koyan" Almanya. Yani, tam gırişiminde bulunuyor. Açıkça, üyeliğin gecikmesi ve çok ileri ta"Hoşnut değiliz sizın bu tavnmzdan" rihlere sarkması yönünde "Avrupa^ diyor. ya telkin yağdran ülke" Almanya. Çünkü Almanya, Türkiye'nin tam Bonn ise, yine dipiomatik yoilaruyeliğini "istsmiyor". En azından kıdan "Ginşiminizi not ettik" demeksa dönemde istemiyor. Orada çalıle yetiniyor. şan işçilerden dolayı, "serbest doAşırı dinci eylemler ile aşırı sol akımlar, kısaca "Türkiye'ye yönelik laşım hakkmın en çok kendilehni etkileyeceğinden" dolayı, Türkiye1 faaliyetler" iki ülke Dışişleri Bakanlığı arasmda sürekli ele alınan ko nin önüne en büyük engeli Almanlar koyuyor. nulara dönüşuyor. Ancak, Ankara bu girişimlerinden somut bir sonuç Kohl ile Özal karşılaştığında belalamryor. Nedir somut sonuç? Türkki aralannda geçen konuşmada Aliye'ye yönelik bu faaliyetlere Alman man Başbakanı doğrudan bu yönHükümeti'nin "dur" demesi Ama, de bir söz etmiyor. Ama, kendi ulolmuyor. kesinde "Turkiye'yi güç duruma iteZaman zaman şeriatçı hoca Ce cek sergilemelerden" de geri kalmıyor. malettin Kaplan'm kitaplarının toplatılması, taaliyetlerinin iztenmesıyle Türk Dışışlerinde yavaş yavaş bir yetiniyor Almanlar Bu kadar önlem soru belirmeye başlıyor: de Ankara'yı "tatmin etmiyor". "Almanya acaba Türidye'nin ne kadar yakın dostu? Almanya, Türkiye^ Ancak, asıl olay başka. Belirttiğimizgibt, "göruntüdeki olayiar" bun ye karşı cereyan eden olayiarda acaba neden daha enenik davranmryor? lar. Oysa, olayın daha derininde çok Almanya bu türguçiükler yaratarak başka bir duşünce yatıyor. acaba Turkiye'yi Avrupa da saha dışı Son aylar içinde Türkiye, Avrupa mı bırakmak eğitimi taşıyor?" Topluluğu'na tam üyelik başvuru UĞURMUMCU (Baştarafı 1. Smyfada) GOZLEM örnek mi? örnek çok: TÜBİTAK Bilim Adamı Yetiştirme Grubu Yonetim tomitesi Genel Şekreteri Mehmet Karavelioğlu'nun sözleşmesi için Bilim Kurulu'nca alınan karar Genel Sekreterce uygulanmamıştır. Hükümet tarafından "Eureka TemsilciHği"ne seçilen Prof.Dr. Nejat ince'nin çalışmaları Genel Sekreter Sümer tarafından engellenmiştir. Prof. ince, Bilim Kurulu'na yaptığı 11 Haziran 1987günlü başvuruda şoyle yakınmıştır: "..Atanmış bulunan iki memur görevden alınmış, iki yeni uzmanın alınması için yapılan müracaat dikkate alınmamıştır. Bundan başka Eureka Ofisi'nin daktitosu ve her ülkece tutulması mecburi veri tabanı için satın alınmış bilgisayar da Genel Sekreteriikçe alınmıştır. Kapısı da kilitlenen ofisteki evrak dolaplarına da üç aydır ulaşmak mümkün olmamıştır." Bilim Kurulu, 2 Mart 1987 günü OECD ve Kanada hükümetinin Toronto'da düzenledikleri "Biyoteknoloji Kongresi" ne Prof.Dr. Metin Bara ve Prof.Dr. Engin Bermen'in'katılmalarına karar vermiş; bu karar da Genel Sekreterlikçe uygulanmamıştır. İstanbul Teknik Üniversıtesi Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi ögretim üyelerinden Prof.Dr. Yurdanur Tolunay'ın "Standing Commitee On Space Science" Kongresi'ne katılması, yine Prof. Sümer tarafından engellenmiştir. TÜBİTAK'a bağb enstitülerde gorevii personelin sözleşmesinin yenilenmesi aşamalarında Genel Sekreterlik yeni sorunlar yaratmıştır. Kurumdaki bu huzursuzluk kurumda görevli bazı bilim adamları ile bazı personelin görevlerinden "istifa etmeleri"ne yol açmıştır. Bu çatışmada, Genel Sekreter Prof. Sümer, arkasına bakanları da alarak Bilim Kurulu ile savaşa girmiş ve bu savaş sonunda TÜBİTAK Yasası değiştirilerek kurum tümüyle hükümete bağlanmış ve "Bilim Kurulu" kaldınlmıştır. TÜBİTAK Yasası'na göre, beşi matematik, frzik, biyoloji, dördü de uygulamalı bilimler alanlarında "eser, araştırma ve buluşlanyia tanınmış" bilim adamlarından oluşan "Bilim Kurulu", ANAP hükümetince çıkarılan yasa gücünde kararname ile kaldınlmış; bu kurul yerine "Yönetim Kurulu" adıyla yeni bir yonetim birimi getirilmiştir. Eski Devlet Bakanı Tınaz Tttiz'in desteğini alan Prof. Sümer, boylece Prof. Dr. Kemal Kafalı başkanlığındaki Bilim Kurulu'nu ortadan kalchrmayı başarmıştır. TÜBİTAK'taki "Türklstam sentezi operasyonu" ANAP hükümeti içinde "laik" ve "fc'oera/" sayılan Bakan Titiz'm de desteği ile tamamlanmıştır. Bakan Tttiz'in bu Bilim Kurulu üzerindeki "trt/z//$/"ni daha önce de görmüş değil miydik? 22 Nisan ve 2 Mayıs 1987 günlerinde, bu kösede, TÜBİTAK Genel Sekreter yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Ergin'in yurtdışı gezilerinde yasalara aykırı "çift ödemeler" yapıldığı yazılmış, bu belgeler Bakan Titiz'ce yalanlanmaya çalışılmıştı. Yapılan araştırma sonunda Prof. Ergin hakkında yazdıklanmız kurumca da anlaşılmış ve TÜBİTAK Halkla İlişkiler Müdürtüğü Prof. Ergin'in "telaş içinde anlden görevinden istifa ettiğini" bildirmişti. Bu yotsuzluğun anlaşılması üzerine "görevinden telaş içinde aniden istifa eden" Prof.Dr. Mehmet Ergun ne olmuştur, biliyor musunuz? Bakan Titiz'e danışman! "Liberal bakanımız"^) Tınaz Tıtiz'in titizSğT d« bu tste boylece anlaşılmıştır. ANAP'ta "liberaller, hareketçiler, selametçiler çat/şması" mı dediniz? Efendim? Yalnızca "Türk Islam sentezi kadrolaşması" mı basladı? Hayır. Kurum içinde bir de "Sümer ailesi kadrolaşması"na tanık olundu. Genel şekreterin kardeşi Olcay Şahin, Uluslararası İlişkiler Müdüriüğüne, yengesi Bağgül Şahin de genel şekreterlikte bir göreve getirdi. TÛBlTAK Yasası ve kurum ile ilgili yonetmelik, Genel Sekretere, bilim kurulunca alınan kararian uygulama zorunluluğu yüklemektedir. Bu yasal açıklığa karşın Prof. Sümer, Bilim Kurulu kararlannı uygulamamıştır. 12 askeri öğrenciye DGMPde (Baştarafı 1. Sayfada) Buca Cezaevi'ne kondu. Akyazüı Vakfı'na ait dershanelerde çabşan ban görevliler "sahte sağlam raporian" hazırlayarak Maltepe Askeri Lisesi'ne öğrenci soktuklan gerekçesi ile DGM'de yargılanıp mahkum olmuşlardı. Bu davadan sonra askeri lisede hakkında disiplin soruşturması açılan ve okuldan uzaklaştınlan öğrencilerin durumunu da araştıran DGM Savcılığı, bu öğrencilerin okul dışında bazı kişilerle ilişki kurduklannı saptadı. DGM Savası Enver Güner Tünce'.lili, bu aşamadan sonra yeni bir soruşturma başlattıklarını belirterek şu bilgileri verdi: "Disiplin soruşturması yüzünden atılan öğrencilerin buyük bir bölümünün dini faaliyet ile suçlandığını bdiricdik. Ba ogrencikri bulap ifadesini aldık. Bize, hafta sonlannda bazı kisilerin evlerine gittiklerini ve kendilerine dini bilgUer verildigini söyledikr. tlk etapta 120 kişiyi sonışturma kapsanuna aldık. 93'üne takipsUUk karan verdik. 27 kişi hakkında dava açtık." Tuncellili, öğrencilerin çoğunluğunun verilen dini eğitimin bilincinde olmadığını belirterek "Ele geçirdiğimiı deliDenlen anladığımız kadanyla Nurculuk propagandası yapan kişiler Maltepe Askeri lisesi ögrencilerini evlerde konuk ettikleri gibi hafta sonlannda okula geliş gidtşterini de özel otolarla sağlam^lar" dedi. DGM Savcısı Tuncellili, Maltepe Askeri Lisesi'ne devam eden ban öğrencilerin de okulda yeni taraftarlar bulmak için çalıştığını saptadıklannı söyledi. Disiplin soruşturması nedeniyle okuldan uzaklaştınlan, daha sonra da haklannda DGM'ce dava açılan kişiler şunlar: "Zafer Tnna, Mahmut Terzi, Necmettin Yavuzlar. Sedat Yudız, Ab«et Erol, Barbaros Patov, Hamdi H a a . Tufan Şirin, Metin Askan, Avni S«rdar Kaya, Polat Çiçek, Bülent Hicöz." Serbest meslek sahibi olup, Maltepe Askeri Lisesi öğrencileri ile ilişki kuran ve haklannda dava açılan kisilerin isimleri ise şöyle; "Hasan Çelin, Hulusi Ulaş, AU Soysıltın, Enez Türk. Ertürk Alasağ. Bekir Pınarlı, Ömer Pınariı, Ali Rtza Sever, Mehmet Rahmi Dayıoglu, Yusuf Zar, tlyas Beynz Hançer, Ali San, tsa Önder Dönmez, Muzaffer Sonbahar, Ahmet Sonbahar." Bu sanıklardan Hasan Çetin ve Ertürk Alasağ'ın "dini faaliyetleri" nedeniyle okuldan atıldıktan sonra serbest çalışmaya başladığı ve halen tutuklu bulundukları belirtildi. Memur zaırmu Özal'a Peru'da (Baştarafı 1. Sayfada) bir dakikahk saygı duru>unda bulundular. Saygı duruşu sırasmda, başkent Lima'da binlerce beyaz gfivercin havaya salıverildi, binlerce oıomobil bir dakika süreyle durdu, sirenler ve kilise çanları çaldı. Resmi rakamlara göre. 1980'den bu yana Aydınlık Yol adlı örgütün terörist eylemlerinde 10 binden fazla kişi yaşamını yitirdi. " '' DYP grubunun görüşlerini açıklayan Zonguldak Milletvekili Tevfik Ertüzün, uygulanan genel ekonomik polirikayı eleştirdi. gelirlilerden büyük sermaye sahiplerine para transferi yapıldığını öne sürdü. İktidar partisi üyelerinin itirazı üzerine Tütüncü, "Beni dinlemek zorundasınız" deyince ANAP'h!ar bu kez sıra kapaklarına vurarak Tütüncü'yü protesto ettiler. Ancak daha sonra yapılan oylamada muhalefetin katsayıya ilişkîn önergeleri reddedildi ve hükümete bu konuda yetki verildi. SHP'nin önergesinde katsayının 115'e çıkarılmasınm yani swa, memur ayhklarının 1987 temmuzundaki miktardan en az yüzde 65 oranında ytikseltilmesi isteniyordu. Geçici bütçe yetki tasarısı genel kurulda görüşülürken, ANAP grubunda çatlak ortaya çıktı. Tasannın TRT gelirleri yasasına aüf yapan bir maddesi görüşülürken, söz alan DYP'li Yaşar Topçu, maddenin bu şekilde kalması durumunda yasanın sakat doğacağını bildirdi. Topçu, hukuki bir karışıklığın önüne geçmek için maddenin önerdiği biçimde değiştirilmesini istedi. Topçunun bu önerisi ANAP'lılar arasında tereddüte yol açtı. Yapılan oylamada beş ANAP milletvekili muhalefetle birlikte öneri lehinde oy kullandı. "Anketörler aranıyor 156 04 68 Pasomu kaybettim. Hükümsüzdür. KORA Y MERİNÇ Tasarınm görüşülmesi sırasında katsayının 110 ve 115 olmasına ilişkin iki önerge ANAP'lılarm oylanyla reddedildi. Katsayı ile ilgili dördüncü madde görüşülürken SHP'likr 115, DYP'Hler de 110 olmaşnaı öngören iki ayrı önerge verdiler. SHP'li Tütüncü önergeyi savunurken, gelir dağılımmın ANAP iktidarında bozulduğunu ve dar MALIKANE Halaskârgazi Cad 157 Pançaltı UNUTULMAYACAK BİR YILBAŞI GECESİNDE. GİTAR EŞLİĞİNDE SICAK SAATLER. GİTAR: SERDAR Rez. Tel.: 148 16 17 Yağlıboya, kalebodur ve fayans işleriniz özenle yapıhr. 513 03 27 Sekreter aranıyor 156 04 68 İstanbul Universitesi'nden aldığım kimlik kartımı, İstanbul ilinden aldığım ehliyetimi ve İETT pasomu kaybettim. Hükümsüzdür. A. İLTER TURAN
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle