Katalog

4 KASIM 1987 DIŞHABERLER CUMHURtYET/3 Çevreciler polisle çatıştı: 2 ölü FRANKFURT (AA) Frankfurt Havaalanı'na yeni bir pist yapılmasım protesto eden göstericiler, önceki akşam iki polisi öldürdüler. Yerel polis yetkililerinin açıklamasma göre, önceki akşam, maskeli 200 kadar gösterici, havaalanım koruyan 12 km'lik duvann güney tarafından protestolarda bulundu. Gösteri sırasında polisler, duvann diğer tarafında bulunuyorlardt. Ancak göstericilerin, molotof kokteyli ve aydınlatma fişeği fırlatmalan üzerine olaya müdahale ettiler. Çıkan çatışmada, 11 polis memuru yaralandı, yaralanan polislerden ikisi havaalam revirinde öldü. Kuveyt'te bir sabotaj daha 24 ekimde Pan Am binasındaki patlamadan sonra dün de Kuveyt Içisleri Bakanlığı yakınlarında bir otomobile konan bomba patladı. ABD'nin Îran hücumbotu sandığı Hint balıkçı teknesinde mürettebattan bir kişi öldü, üç yaralı var. îran ve Irak, Cuellar ile görüşmek için temsilci yolluyor DUNYADABUGUN ALİ StRMEN Dünkü Cumhuriyet'te ABD kaynaklı iki ilginç haber vardı. Birinci haber, New York'un ünlü Columbia Üniversitesi'nde verilen bir ders ile ilgiliydi. Bu dünyaca tanınmış ögretim kurumunda, Amerikan iş dünyasının 'şirketlerin ele geçirilmesi'yle ünlü uzmanı Ashred Elderman'ın, bu yıl "ucuza şirket kapatma" konusunda ders verrneye başladığını bildiriyor New York muhabirimiz Şebnem Atiyas. Elderman da/ıa birinci dersirtde kendisi için satın alınabilecek bir şirket bulan ögrenciye 100 bin dolar (100 milyon) lira vaat etmiş. Dersin konusu ile biriikte öğretmenin vaadi gerek Columbia Yönetim Kurulu içinde, gerekse basında geniş tepkilere yol açmış. Sorunun nasıl bir sonuca bağlandığı derslerin devam edip etmeyecegi ise bilinrniyor. Ancak ABD'yi tanıyanların olayı fazla yadırgamamaları gerekir. Yalnızca güçlülerin yaşama hakkının bulunduğu, hergemisini kurtaranm kapian sayıldığı böyle bir ortamda neler olmuyor ki. Dogrusu ya, ucuza kapatmak tutkusu yalnızca Amerikan yöneticilerine özgü değil. Tüm ülkelerin iş dünyasında egemen olan bu tutku, kapitalist üretim ilişkilerinin kaçınılmaz sonucu. Bu yüzden ABD'deki işadamlarını düzenden soyutlayarak ahlâk açısından suçlamaya kalkışmak yanlış olur. Olayın aslını düzenin özünde aramak gerek. İkinci haber ise ABD Senatosu ödenekler Komitesi Dış Yardım Ait Kurulu'nun raporuyla ilgili. Sözü edilen raporda, Türkiye bir yandan Kıbrıs'ın kültür kalıtımını yıkmakla bir yandan da, FMS askeri kredilerini geri ödemede güçlük çıkarmakla suçlanıyor ve sonunda Türkiye'nin ABD'ye pahalıya mal olduğu ileri sürülüp, üstü kapalı da olsa, Brooke Yasası'nın uygulanması öneriliyor Türkiye gerçekten ABD'ye pahalıya mı oturuyor? Kongre raporlarına göre öyle. Ama acaba gerçek öyle mi? Türkiye, NATO içinde ikinci, dünya çapında altıncı büyük orduyu besleyen bir ülke. Bu girişim, ekonomik kalkınmanın zedelenmesi pahasına büyük özverilerle sürdürülüyor. Sürdürmenin nedeni ise Türkiye'nin NATO içindeki rolü. Güneydoğu kanat ülkesi Türkiye'nin NATO içinde önemli bir stratejik konumu ve rolü var. Hemen herkes bunun ayırdına (farkına) varmış durumda. Ama bu role karşın, Türkiye'nin ordusu, NATO'nun standartlarının çok altında. Bu gerçeği de herkes biliyor, görüyor ve söylüyor. Her yıl Türkiye'ye 1 milyar dolar dolayında yardım yapıldığı zaman durum on yıllık bir süre içinde düzelebilecek. Ama bu yardırn da yapılmıyor. Her yıl yapılan yardım, çeşitli nedenlerle budanıyor. Ve Türk Silahlı Kuvvetleri NATOnun en yiğit, ama en ucuza mal olan askeriyle, yine de NATO standartlarının altında kalıyor. NATO'nun en yoksul ülkesi, en ucuz askeri sunuyor, ABDden sonra en kalabalık orduyu besleyerek, ekonomik kalkınmasından özveride bulunuyor, ama yine de NATO standartlarının çok altında bir savunma gücüne sahip oluyor. Bu durumda acaba Türkiye pahalıya mı mal oluyor, yoksa ucuza mı kapatılmış duruma düşüyor? NATO'ya en ucuza mal olan, ama bize pahalıya oturan bu garip savunma düzerıinin niteliğini belirlerken, bir noktaya daha dikkat etmemiz gerek. Acaba yarın Türkiye NATO'nun öngördüğü bir saldırıya uğrarsa, NATO'nun onu koruma gücü ve önlemleri ne olacak? Bu konuda Kongre'nin sorduğu bir soruya Pentagon'un verdiği yanıt, daha ılk a:jamada Türk savunmasını Toroslar'ın gerisine çekerek Doğu ve Güneydoğu Anadolu'yu gözden çıkarma durumunun doğacağını, hiç bir kuşkuya yer bırakmayacak bir açıklıkla gözler önüne seriyor. Schulzbergar gibi, ünlü gazeteciler ise gerçeğin resmen dile getirilmeyen yönünü de hem de Türkiye'de bulundukları sırada gazetelerine göfiderdikleri yazılarda açıklamışlardı. Gerçekte Türkiye'nin tümü iîk asamada gözden çıkanlacaktır. Hatta gereğinde Boğazlar ve çevresınin nötron bombası ile kurtarılması da düşünülmeMedir. Schulzberger bu gerçeği, "temiz bomba"nın çokça tartışıldığı 1974'te gazetesi New York Times1 da dile getırmişti. İşte ABD'ye "pahalıya mal olduğu" ileri sürülen Türkiye'nin durumu bu. Gerçekte, ABD tarafından çok ucuza kapatılmış bulunuyoruz. Bu ucuza kapatılrna yalnızca bize pahalıya oturuyor. Sözü edilen durumdan dolayı ABD'yi kınamak budalalık olur. Çünkü ABD'de sistemin özü bu. Bu durumda, ABD'ye kızmak yerine külâhımızı önümüze koyarak, alışverişi iki tatafın da çıkarlanna yanıt getirecek bir düzeye çıkarmak için gerekli olanları yapmaktır. Evet ama bu çaba/ı kim gösterecek? Şu andaki iktidarın yapısına varınca, bu soruya bir yanıt bulamadığımızı açık yüreklilikle itiraf etmek gerek. Acı ama ne yazık ki gerçek bu. Ucuza Kapatmak... den korunmak amacıyla bıi girişimde bulunduklarını söyledi. Öte yandan önceki gün ABD'ye ait "Carr" firkateyninin Îran botu zannederek yanhşlıkla Hindistan'a ait bir balıkçı teknesine ateş açtığı v? saldırıda teknedeki Hintli mürettebattan birinin ölduğü üçünün de yaralandığı bildirildi. Pentagon ileri gelenleri daha önceden Carr gemisinin şüpheli bir Îran botuna uyarı ateşi açtığını bildirmişlerdi. Yetkililer söz konusu kazanın Hint teknesinin telsiz uyansına yanıt vermemesi ABD'nin tepkisi Amerika Birleşik Devletleri, | önceki gun Körtez'in güneyinde yanlışlıkla Mr Hint balıkçı teknesine ateş ettiği bitöirilen Amerikan fir Birleşmiş Milletler Güvenlik kateyni "Carr", güdümlu füzeleri ile Körfez'deki ABO savaş gemilerinin en modemleri arasında yer aJıyor (Fotoğraf: REUTER) Konseyi'nde, IranIrak savaşında ateşkes ilan edilmesini öngöhenüz belli olmayan görüşmelerna gelen patlamada da bazı bisonra değişik ülkelere silah alren kararın uygulanmasını sağle ilgili olarak önceki gün bir nalar tahrip olmuş, ancak ölen mak icin başvurdugu bildirildi. lamak için, bir karar tasansı haaraya gelen iki ülkenin BM temya da yaralanan olmamıştı. KuKuveyt kenti merkezinden zırlanmaya başlanmasını istedi. silcileri, Güvenlik Konseyi'nin 2 kilometre uzaklıktaki Şamiye veyt basını bu patlamayla ilgili ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüateşkes çağrısına ön cevaplannı bölgesinde meydana gelen patla olarak İran desteğindeki örgütsü Charles Redman, İran ve Irakvermişlerdi. Bir BM yetkilisi celeri suçlamıştı. mada ölen ya da yaralanan olın ateşkes çağrısına önceki gün BM Sözcüsü François Giulia vapların ümit verici olduğunu madığı, ancak iki otomobilin imverdikleri cevabın yetersiz olduaçıkladı. ha olduğu ve çevredeki bazı bi ni, Irak'ın Dışişleri Bakanı Tağunu belirterek, hazırlanacak yeKuveyt'in füzesavar satın alnalann camlarının kınldığı bil nk Aziz'i Cuellar'la görüşmelerni karar tasarısının BM Genel dirildi. mak amacıyla ABD, Sovyetler de temsilci olarak göndereceğiSekreteri Perez de Cuellar'ın, Birliği, Fransa ve lngiltere ile göPatlama, ülkede bir hafta için ni, Iran'ın ise bir temsilci gönbundan sonra yapacağı girişimrüşmeler yaptığı bildirildi. Kude meydana gelen ikinci saldırı. dermeyi ilke olarak kabul etlerde daha güçlü hareket etmeveyt Savunma Bakanı verdiği de24 ekimde Pan American hava mekle birlikte henüz bir isim besini sağlayacağını söyledi. yolu şirketi yakmlannda meyda lirtilmediğini söyledi. Tarihi de meçte, Iran'ın Silkworm füzesin IRA'ya giden SSCB silahlan BREST (AA) Fransa karasularmda geçen hafta sonunda el konan bir gemide, Sovyet yapısı Sam7 uçaksavar füzeleri bulunduğu bildirildi. Fransız gumrük yetkilileri, gemide 20 Sam7 füzesinin yanı sıra binlerce otomatik silah, cephane.top mermisi ve çeşitli silahlar bulunduğunu belirttiler. Fransız hükümet kaynakları, silahlann lngiltere'nin yönetimindeki Kuzey trlanda'nın bağımsızhğı için mücadele eden trlanda Cumhuriyet Ordusu'na gönderildiğinin sanüdığını ve IRA'mn, Sam7füzelerini tngiliz uçaklanna saldırmak amacıyla satın almıs olabileceğini kaydettiler. Dış Haberier Servfei Körfez savaşında zaman zaman Iran'ın füzelerine ve son olarak 24 ekimde Pan Am binasına karşı sabotaja hedef olan Kuveyt'te dün sabah Içisleri Bakanlığı'nın yakınlannda bir otomobile konan bombanın patlaması yeni huzursuzluk yarattı. Körfez'deki bir diğer gelişmede Îran ve Irak'ın BM Genel Sekreteri Perez de Cuellar ile yeni tur görüşmelerde bulunmak için temsilci göndermeyi kabul ettiklerini açıklamalan oldu. Kuveyt 'in de son saldınlardan Arnavutluk'ta Atatürk kitabı TİRAN (AA) Arnavutluk'ta, Atatürk'ün askeri ve siyasi kişiliği ile Tiirkiye'de yaptığı devrimler ve dünya barışına katkılarını anlatan bir kitap yazıldı. Kopi Kuçükü adlı tarih araştırmacısı tarafından yazılan "Mustafa Kemal Atatürk" adlı kitapta, Atatürk'ün hayatı, Kurtulus Savaşt'm örgütlemesi ve gerçekleştirdiği reformlar kapsamlı şekilde Arnavut okuruna sunuluyor. Muhafazakârlar bastırıyor Batılı gözlemdlere göre Gorbaçov'un konuşması "beklenenden daha az radikal". Sovyet liderinin reform karşıtlarınm yanı sıra hızlı reformcuları da suçlaması, içeride muhafazakârlann baskısının arttığını gösteriyor. Dıs Haberieı Servbi Sovyetler Birliği Komünist Partisi Genel Sekreteri Mihail Gorbaçov'un Ekim Devrimi'nin 70. yıldönmü dolayısıyla yaptığı konuşmanın yankıları sürüyor. AP'nin haberine göre bazı Batılı gözlemciler, Gorbaçov'un konuşmasının beklendiği kadar sert olmadığını ve içeride reformlara muhalefetin arttığı izlenimini edindiklerini belirttiler. Harvard Üniversitesi'nde Rus Araşürma Merkezi'nden Marshall Goidnuun, Gorbaçov'un konuşması için "yanm glasnost" dedi. Washington'da Rus Araştırma Merkezi'ne bağlı Kennam Enstitüsü Başkanı Peter Reddaray ise "Gorbaçov'un konuşması, beklenenden daha azratBkaldi"seklinde konuştu. Gözlemciler Gorbaçov'un konuşmasını değerlendirdi Konuşmanın ana hatları Gorbaçov'un, geniş yanlalar yarataa konuşmasında, ana hatlanna değradigi temel konular şöyte özetlenebilir: S » v y « t t a r i k i Stalin döneminde Komünist Parti, Leoiaizm flketeri dogrultusunda sanayii merkezileştirdi ve tanmı kolektifkştirdi. Ama StaHn, kendini putlaştırdı. Kanunsuz eykmleri gerçekkştirdi. Stalin ve cevresi, Sovyet halkına karşı büyuk ve affediimez suçkr işledi. Yeni bir komisyon, Stalin dönemini tekrar gözden geçirecek. Gorbacov, Perestroyka poiitikanna karşı muhakfetin arttığını söyleyerek sOyie dedi: "Bo "Reform nafeaHfteri i e odcadde ederkea, Bcckd ve saboiiz vtyıetei'Jca gdea baskdara da b o y n eg»eyecettx. Her gey Wr anda U ^ k S " D l f p * l l f t & a Gorbacov, dış politıka kosusnnda dunyanın 3. ve 4. zirveyi beklediğini söyledi. Böylece, 7 aralıkta Washirigton'da yapdacak zirveden sonra gelecek yıl ocak ayında Moskova'da bir zirve daha yapılacağı yolundaki söylentikri doğrulamış oîdu. Gorbacov, orta menzilli füzelerden sonra hedeflerinin uzun menzOli füzeleri azaltmak ve uzaym silahiandınbaasuu engellemek olduğunu belirtti. Ba^kan Reagan geçen hafta yaptığı açıklamada ocak ayında Moskova'ya gîdip uzun menzilli (stratejik) füzeler konusunda bir anlaşma imzalamayı umut ettiğini belirtmişti. mına direnişten söz etmesini ise Sir Geoffrey, "Şaşırmadım. Biz de bu yıl başında Moskova'dayken aynı izleoimi edinmiştik. Gorbaçov'un, reform programını sürdttmıeye kararfa olduğu açıkça beUi" şeklinde değerlendirdi. Sir Geoffrey, "Eğer reform programı, dediği gibi, Sovyet tarihinin bazı karanlık noktalanna ışık tutarsa, Stalin dönemine ait bazı gerçekier bu reform programı çercevesinde ortaya çıkarsa, o zaman bu, glasnostnn gerçek sınavı olur" dedi. Shultz'a suikast planı WASHI1SGTOŞ (AA) Amerika Birfeşik Devletleri Dışişleri Bakanı George Shultz'a suikast düzenlemeyi planlayan işsiz bir kimyager, polis tarafından fVashington 'da kaldığı otel odasında yakalandı. Polis, 41 yaşındaki Edward Lewis Gallo 'nun otomobilinin bagajında, Af16 tipi bir otomatik silahla iki tufek buldu. Bir süre önce isten çıkartılan ve son günlerde akli dengesinin bozuk olduğu belirtilen Gallo'nun, annesine, Dışişleri Bakanı Shultz'a suikast girişiminde bulunacağını söyleyerek evden aynldığı öğrenildi. önemfi tomjşma h a i rrfonncalan d* <*e|tfawek foyie d«fi: Peter Reddaway şöyle devam etti: "Gorbacov, içeride tutucularm giderek artan baskısı altında göfünüyor. Nitelrim reformlar konusunda rutuculan suçlarken, reformlann hızlandınlmasını isteyenleri de eleşürdi. Bana göre Gorbacov, Moskova KomüBist Partisi Şefi Boris Yeltzin gibi, »«formlann ateşli savunuculan ile arasına mesafe koymaya basladı." BBC radyosu da Gorbaçov'un reformlann hızlandınlmasım isteyen çevreleri eleştirmesine dikkati çekerek, "Gorbacov konuşmasuun bu böiömünde dolaylı biçimde Boris Vtltzin'e yanıt verdi" dedi. Yeltzin, bilindiği gibi geçen hafta reformlann ağır yürüdüğü gerekçesi ile istifasını sunmuştu. İngiitere'nin tepkisi Londra rnuhabirimiz Edip Emil Öymen'in bildirdiğine göre Mihail Gorbaçov'un konuşmasını defteriendiren tngiltere Dışişleri Bakanı Sir Geoffrey Howe, "SovyetJer Birliği'nin da ha açık, daha özgür, daha başanlı bir toplum olmaya dogru iierlemesi, sadece Sovyetler Birliği için degil, fakat dünya için de iyi oiacaktır. Bunu, gözlerimiz kamaşarak söylemiyoruz. Sovyetler Birhii'nin, <bş politikasında sadece kendi çriurlanmn peşinde ne ötçtide kosacagnuı da dikkatie bakacagız. thtiyadı, miiteyakkız ve dikkatli oiacagu. Eger başan meydana gelirse, onu da önyargfsu kabul edecegiz. Gorbaçov'a başan diliyoruz" dedi. Gorbaçov'un, reform progra Çin,Batıya daha fazla açılacak Şanghay serbest ekonomik bölgesi yönetmeni ABD'de yaptığı konuşmada, dışa açılma politikasında "ancak daha fazla açılma yönünde" bir değişiklik olabileceğini savundu. DIŞ BASINDAN Çin Halk Cumhuriyeti'nde güçlü adam Deng Siao »Ping tarafından başlatılan "dört modernizasyon" projesi içinde savunma, öncelik açısından son sırada yer ahyor. Tanm, sanayi ve bilimteknoloji alanındaki modernizasyonlardan sonra 4. derecede öneme sahip savunma alanındaki modernizasyonda, kısıth bütçe nedeniyle modern silahlardan çok, askerlerin eğitimi ve subaylann kalitesi ön plana çıkanlıyor. Bu amaçla Çin'de geniş kapsamlı bir okul ve akademi sistemi kuruldu ve politikayı partinin sivil liderlerine bırakacak, teknik açıdan eğitilmiş, yeni bir profesyonel subay kuşağı oluşturmak çabalanna başlandı. Çin ordusunda düşük maliyetli modernizasyon, 1985 yıhnda ordunun yeniden düzenlenmesi ile başlatılmış, üst düzeydeki binlerce subayın görevlerine son verilmişti. Orduda, geçen nisan ayına kadar işlerini kaybeden 1 milyon kişinin yüzde 25'ini, bir zamanlar gerilla savaşçılan olan yaşlanmış köylü subayiar oluştunıyor. Görevden alınanlar arasında, Dörtlü Çete'yi tutuklayan generallerden bir grup da bulunuyordu. Bu generaller, Deng Sio HcralbSi£:gribttiıt Ping için bir tehdit oluşturmuyor ve reformlann çoğunu destekliyorlardı, ancak modernizasyon önlemleri onlan ve gerilla yöntemlerini gereksiz hale getireceğinden, pasif bir düzeyli subaylardan destek görmeseydi, bugünkü noktaya kadar gelemezdi. Ordunun iki mareşaJi, Xu Xiangqian ve Nie Rongzhen genellikle reformlan destekliyorlardı. İki mareşalin yanı sıra, Savunma Bakanı Zhang Aiping, Genelkurmay Başkanı Yang Dezhi ve Donanma Komutanı Liu Huaqing gibi daha yaşlı modernlik yanlıları, reformlann şekillenmesine yardımcı oldular ve önemli destek sağladılar. Ancak bu yetkililer, karşılığında ekonomik ve sosyal reformlarda aşırıya kaçılmamasında ısrar ediyorlar. Modern bir ordu oluşturmanın başka şey, öğrenci gösterilerine ve "burjuva liberalizmine" izin vermenin ise bambaşka bir şey olduğunu savunan ordunun yaşhlan, bu tür eylemlerin güvenlik için bir tehlike olduğu konusunda birleşiyorlar. Çin ordusu küçülüyor, daha iyi eğitiliyor, daha profesyonel hale geliyor ve politikadan, eskiye oranla uzak duruyor. Ancak ordunun silahlan, çok dikkatie seçilen yabancı teknolojinin yerleşmesinden sonra oldukça yavaş bir biçimde modernleşebilecek. Bu ise, uzun zaman alacak ve çok miktarda döviz gerektirecek. HükümeÜe kilise anlaşma yolunda STELYO BERBERAKİS ATİNA Yunanistan hükümetinin, Yunan Kilisesi'ain elinde bulundurduğu topraklann kamulaştırılması için çıkaırdığı yasadan sonra bozulan deı/letkilise ilişkilerinin anlaşma yoluna girdiği açıklandı. Yunan Kilisesi Başpiskoposu Serafim'ın dün, Yunanistan Başbakanı Andreas Papandreu ile yaptığı 45 dakikalık göriişmeden sonra Papandreu, "Bir aoJaşmaya vardık. Olaydan büj ük mutluluk duyuyonım" dedi. Papandreu'nun hukuk danışmanı Yorgo Kasımattis de, söz konusu görüşmeden sonıa yaptığı açıklamada, kilise tarafından tayin edilen karma komisyonun, dört din temsilcisinin hazırlamış olduğu öneri tasarısının Yunan hükümetince kabul edildiğini belirtti. Tasanya göre, Yunan Kilisesi'nin kent içindeki taşınmazlan dışında kalan arazi ve manastırlara ait topraklann devlete verilmesi öngörülüyor. Yunan hükümeti, geçen yıl ortalannda Yunan Kilisesi'nin Bizans döneminden bu yana elinde bulundurduğu yüz binlerce dönümlük arazinin, işlenmek üzere kooperatiflere verilmesini öngören bir yasa çıkarmış, ancak kilise, bu yasanın "tümüyle iptalini" istemişti. Bu konuda kilise de, hükümet de geriye adım atmamıştı. Yunan Kilisesi'nin yönetim kurulu, bu yasa iptal edilmediği takdirde, Yunan Kilisesinin otosefallığını kaldırıp 1828'de aynldığı Istanbul Patrikhanesi'ne yeniden dönme tehdidinde bulunmuştu. Aynca Yunan Merkez Bankası'nda bulunan yaklaşık 1 trilyon üraiık nakit parayı çekeceğini ve özel bankalara yatıracağını açıklamıştı. Öte yandan Patrik Dimitriosun Atina'da karşılanması hazırlıklanna başlanıyor. Yunanistan Ordunun çehresi değişiyor Bangladeş*te baskı DAKKA (AA) Bangladeş'te geçen hafta, Devlet Başkanı Muhammed Erşad yönetimine karşı olan ve aralarında milletvekilleri ile iki eski bakanın da bulunduğu 5.000 muhalefet lideri ile militanının tutuklandığı bildirildi. Muhalefet çevrelerinden verilen habere göre, tutuklamalar tüm ülkede büyük bir operasyon sonucu gerçekleştirildi ve 10 kasımda Dakka'da düzenlenmesi gereken protesto gününü engellemek amacıyla yapıldı. tçişleri Bakanlığı ise, geçen hafta yaptığı açıklamada, 520 kişinin tutuklandığını bildirmişti. Dış Haberler Servisı Çin Komünist Partisi'nin 13. Kongresinin sona erişinin ardından yapılan yorumlarda, yeni yönetimin Batı ile ekonomik ve ticari bağları daha da sıklaştırmasının beklenmesi gerektiği belirtiliyor. özellikle ABD'de, bu yönde umutlu bir bekleyiş var. AP'nin haberine göre, eski ABD başkanlanndan Gerald Ford, önceki gün Oklahoma'da düzenlenen ÇinABD Ticaret Konferansı'nda yaptığı konuşmada, "Hiç kuşku yok ki yeni ekonomik pofitikaJar Çin ekonomisine yeni bir güç katacaktır ve ABD bu getişmeyi alkışlıyor" dedi. ÇinABD Ticaret Vakfı'nca Oklahoma eyaletinin Tlılsa kentinde düzenlenen ve 150 kadar Çinli ticaret ve hükümet yetkilisi ile 500 kadar Amerikalı işadamının katıldığı konferans, Çinin reformist başbakaru Zao 2iyang'ın parti genel sekreterliği görevine asaleten atandığı gün başladı. Konferansta bir konuşma yapan Şanghay Serbest Ekonomik Bölgesi Yönetmeni VVang Daohan, yeni Çin liderliğinin ABD ve öteki Batılı ülkelerle daha geniş ticari ilişkilere girmesinin beklenmesi gerektiğini söyledi. "Çin'in açılma siyaseti Çin'in temel siyasetidir" diyen Daohan, sözlerini, "Eger bn siyasette herhangi bir değişikHk olursa, bu ancak daha fazla açılma yönünde olur" diyerek sürdürdü. 13. Kongre sonuçlarının "Çin için 21. yüzyıla dogru yeni bir başlama noktası oluşturdugunu" be lirten Daohan, ABD ile Ulkesi arasında şimdiye kadar 330 yatmm projesinin imzalanmış olduğunu anımsattı ve yabancı yatınmcılar ile ortak yapılması öngöriilen 8 bin projenin daha onay beklediğine değindi. Gerald Ford da konuşmasında, 15 yıl önce sıfır noktasında bulunan ABDÇin ticaretinin 1986 yıhnda 7.3 milyar dolar düzeyine yükseldiğini vurgulayarak, diplomatik ilişkUerin kurulduğu günden bu yana kendisinin üç kez Çin'i ziyaret etmiş olduğunu, bunlardan 1975 yılındakini başkan sıfatıyla yaptığını anımsattı. Gerald Ford, sözlerini, "Yakın tarihin sayfalan bu çok incelikli politikanın ne denli akılcı olduğunu gösteriyor" diyerek bağladı. Çin Komünist Partisi'nin 13. Kongresi'nde alınan kararlarla yönetime nispeten genç ve reformist kişilerin gelmesi halkta ihtiyatlı bir iyimserlikle karşılandı. Kongre sonuçlarının hayata aynen geçirümesi halinde birçok şeyin daha iyi olacağını düşünen sade yurttaşlann yine de kuşkulanndan kurtulamadıklan, uygulama konusunda geleceğe pek güvenle bakmadıkları dikkati çekiyor. Bu kuşkuculuğu besleyen en önemli unsur, parti ve devlet aygıtında tutuculann hâlâ çok sayıda bulunması ve bunlann ilk fırsatta "geri dönecekleri" korkusu. Tutuculann geri gelmesi halinde reformlann ve dışa açılmanın da son bulacağı kaygısı sade yurttaşlan "bekle gör" politikasına itıyor. Kıbrıs sorunu Güney Afrika Angolcfya saldırdı PRETORİA (ANKA) Irkçı Güney Afrika, Angola topraklarında yeni bir operasyon düzenlenerek, Namibya'nın bağımsızhğı için silahlı mücadele veren Swapo gerillalanndan 150'sinden fazlasımn öldürüldüğünü açıkladı. Güney Afrika Savunma sözcüsü, Kuzey Namibya'ya yakın Owambo ilindeki gerilla üssüne yapılan saldıp sırasında 9'u Güney Afrikalı, 2'si Namibyalı olmak üzere 11 askerin de öldüğünü bildirdi. Yakovu ve Atakol New York'ageldüer NEW YORK (Cumhuriyet) BM Genel Kurulu'nda Kıbrıs'ın ne zaman görüşüleceği henüz bir kesinlik kazanmamasına rağmen Kıbnslı ik i dışişleri bakanının bugün New York'a gelmesi bekleniyor. KKTC Dışişleri Bakanı Ke nan Atakol ve Kıbrıs Rum Dışişleri Bakanı Georgios Yakovunun New York'a gelmesi, genel kurulun kasım için iki boş giınünden birinde görüşmenin yapılması ihtimalini güçlen<iirdi. Bir BM diplomatı, Kıbrıs konusunun BM Genel Kurulunda arahk başında görüşüleceği yolundaki söylentileri "şaşırtmaca" olarak nitelendirdi ve "Şimdilik ayın 13'ü, vani cuma günü boş tutuluyor. Eğer Yakovu Bağlantısız Temas Gnıbu'nu ikna ederse cuma görüşülmesi olası görülüyor" dedi. Kasım içinde ay sonuna doğru bir başka boş gün daha olduğunu belirten yetkili, "Cuma olmazsa herhalde ay sonanda olur, aralık başına kalacagını zannetmiyorum" şeklinde konuştu. direniş gösteriyorlardı. Bu grubun etkisini yok etmek, Deng'in 1978 yıhnda başlattığı ve sonuçlanm çok sonra alabildiği yavaş işleyen ve politik açıdan narin bir sürecti. Çin ordusundaki reformlar, bazı yüksek