17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Sahibi: Cumtauri»! Matbaacılık ve Gazttecilik Türk Anonim Şirketî adına NwUr Nadi # ücnel Yayın Müdürıl Hasan Cemal. Mücssese Müduru Emine UşakugU. Yazj lşleri Müdtırü: Ok«y Gonensjn. • Haber Merkezı MUdürü: Yılçın BajTr. Sayfa Düzoıi Yönetmeni: Ali Acar. 9 Temsıldlfr ANKARA Yilçın Dog»n, İZMIR Hikmel Çttink««. ADANA: O u ü Baştangıç. TAKVİM 20 KASI.M 1987 İmsak: 5.21 Güneş 6.49 tstanbul Haberlerı: Eriıın AVvıidız, Dış Haberler: Ergnıı Bala, Ekonomi: Osmuı l'lagay, Kültıir: O l a l ! slrr, Spor Danısmanı: Abdiilkadir Yıkdnnn, Düzelıme: Rrfik Dıırtnş, BilimEgiıim: Şahin Alpa>, Ij" . ',ka: Şükran Kflend. Yurt Haberlerı: Necdfl Dogın, Dızi Yazılaı: Kerem Çalışkan, Erzurum Mehmel Cuıickin, Bursa: Lrvtnl GençtUl. • Koordinaıor Ahmel Konılsın, 0 MaJi Işler: Erol Lrtcul, • Rfklam: Ajşe TonlhEk Yayınlar: Hulya Akyol 0 Idare: Hıiscvin Gürer. Işletme: Öndcr Çeiik. Bılgı hiem Nul Inal. Oğle: 11.54 Ikindi: 14.26 Akşam: 16.49 Yatsı: 18.13 Basan ve YayaK C«nılıurtyn Malb&aalık « Gazcucilik TJVŞ. Türk Ocajı C*f Î9/41 Cajaia 34334 Ia.. PK 246lsunbul, Td: 512 0} (K (20 halj, Tekx 22246 FM: (I) 526 60 72 i Burolar Anluı»; Zıya GOkaip Blv. Inkılap S. No: 19/4, Tel: 133 II 414"», Tcta 42344 FM; 133 82 64 • Izmin H Zıya BK . 1352 S. 2/3. Td: 13 12 30. Ttlcc 52359 Fax: (51) 13 12 30 Adaıut InOnl) Cad 119 S So: 1 Kaı 1, Td: 1455019731. Tsta: 62155. Fa*: (711) 28 ' Londra metrosunda cehennem günü JjMetronun Piccadilly çıkışındaki yürüyen tahta merdivenlerin altında 19.30'da meydana gelen yangın bir saat önce başlasaydı facianın boyutları çok daha büyük olabilirdi. Metro hakkında yolcu çıkarlarını gözeten bağımsız bir grup tarafından 1985'te hazırlanan raporda "metrçda çıkacak yangının tam bir faciaya dönüşeceği" belirtiliyordu. EDtP EMÎL ÖYMEN LONDRA Londra metrosunda çarşamba akşamı saat 19.30 sularında yürüyen merdivenlerden birinde başlayan yangın, ardında biri itfaiyeci 34 ölü, 100'ü aşkın yaralı ve bir yığın tartışma bıraktı. Yangının nasıl ve neden çıktığı henüz tam olarak bilinemiyor, ancak sabotaj olasılığı üzerinde pek durulmuyor. Tartışmalar ve eleştiriler daha çok metronun "eskiligi" ve "güvenlik sistemleri" üzerinde yoğunlaşıyor. Dünyanın en eski metrosu olan Londra metrosunda yangın olasılığı üzerinde yakınlarda bir rapor hazırlanmış ve böyle bir olasıhğa karşı alınan önlemlerin yetersizliği belirtilmişti. Ulaştırma Bakanı "Paul Channon" derhal soruşturma başlattı. 5 hattm kesiştiği "King's Cross" metro istasyonunun "Piccadilly" hattı yolcu çıkışındaki en az 30 yıllık tahta yürüyen merdivenin yukarı bölümünde başlayan yangın,< hava akımıyla hızla büyüdü. ı Yangın istasyonun bilet satış gişelerinin yer aldığı çıkış kısmına da yakın olduğu için burası bir "baca" görevi yaptı ve yangının bir anda koridorlara yayılmasına yol açtı. 500 metre karelik bir alanın 20 dakikada yandığı tahmin ediliyor. Yangının en yoğun olduğu kesimde o sırada en az 300 kişi olduğu sanılıyor. Akşam saatlerinde 30 bin yolcunun geçtiği istasyonda, yangının bir saat daha önce meydana gelmesi durumunda facianın çok daha büyük olabileceği belirtildi. Bazı hatları ve istasyonları "hurda" diye tanımlanabilecek olan Londra metrosu hakkında yakınlarda şikâyetlerin çok artması üzerine resmi bir soruşturma başlatılmıştı. Yolcu çıkarlannı gözeten bağımsız bir grup tarafından 1985'te hazırlanan diğer bir raporda ise metroda çıkacak bir yangının "tam bir faciaya dönüşeceği" belirtilmişti. Raporda yolculann şikâyetleri, sinyalizasyon yetersizliği nedeniyle bazı hatlarda trenlerin gecikmesi, tünellerin içinde beklemesi, vagonların eskiligi, görevlilerin düşük ücret nedeniyle isteksizlikleri, aldırmazlıkları ve kabalıkları, çoğu istasyonun pis olduğu, istasyon çıkışlarının yığılmalara neden olması üzerinde yoğunlaşıyordu. Geçenlerde tünelde hareket haiindeki bir trenin aniden kapılannın açıldığı, tamamen şans eseri bir kaza meydana gelmediği belirtiliyor. Metronun henüz "genç" olduğu 1904 yılında hazırlanan bir raporda, "Metroda tahta aksamın derhal degiştirilmesi gerekir" denmişti. Metro idaresi, giriştiği çok kapsamlı ve masraflı onanmla bazı istasyonları modern bir görünüme kavuşturmuştu. "King's Cross" istasyonu da yenilenme sırasını beklemekteydi. Dünyanın en eski metrosundaki yangın, ardında34 ölüJOO'den fazla yaralı vebiryığın tartışma tnraktı ÖSS kılavuzu dağıtıldı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Altan Günalp ÖSS 1. basamak sınav kitapçıklarmın okullara dağıtıldığmı açtkladı. Günalp 740 bin adet bastırılan kılavuzların 700 bininin okullara dağıtddığı, ve matbaanın halen hazır tutulduğunu söyleyerek, "Kılavuzlar yeterli, paniğe gerek yok" dedi. öğrencile 23 kasım 4 aralık arasındı müracaatlarını yapacaklar. Polis Akademisi 'ne bayan öğrenci ANKARA (ANKA) Polu Akademisi'nin kapılan baya öğrencilere yeniden açıldı. 1985 yılında yapılan yönetmelik değişikliğiyle bayan öğrencilere getirilen engel, dün Resmi Gazete'de yayımlanan ek değişiklikle kaldmldı. Yönetmeliğin Polı Akademisi'ne alınacak adaylarda aranan nitelikleri düzenleyen ve erkek olma koşulunu getiren 6. maddesinin (B) bendi yürürlükten kaldmldı. Içişle. Bakanlığı, aynı yönetmeliğin 7. maddesinin 1. fıkrasmda yer alan "Akademide her seviyedeki eğitim ve öğretim alınacak öğrenci miktarı" şeklindeki hükmü de, "Erke. ve bayan olmak üzere ayrı ayrı her yıl, genel müdürlükçe tespit edilerek ilan olunur" olarak değiştirdi. ç*tı$ King's Cross Mtre istasyoM Türk ınsanmın yuşam felsefesi METRO FACtASINDAN NOTLAR Itfaiyecilerin çoğu yangına maskesiz koştu 2OO'e yakın itfaiyecinin katıldığı faaliyet sırasında bazı itfaiyecilerin gaz maskesi takmadan yangına girdiği görüldü. Televizyonda konuşan şefleri, "Eğitimleri sırasında, gaz maskesi takmalan gerektiğini öğreniyorlar elbet, ama insanlık haliyle o dumana maskesiz dalan da olmuş" dedi. Yaralılar derhal yakınlardaki iki büyük üniversite hastanesine taşındılar. Cankurtaranlann faaliyetini kolaylaştırmak için istasyonun çevresinde 1 kilometrelik bir polis kordonu oluşturuldu ve tratik tamamen kesildi. Banliyö ve şehirlerarası tren seferleri sabaha kadar iptal edildi. Yukarda yangın sürerken, aşağıdaki 5 metro hattında tren seferleri "nonnal" olarak yapılıyordu. lstasyonlardaki anonslarda, "Piccadilly battı çıkışındaki yangın nedeniyle" bu hattaki trenlerin istasyonda durmayacağı bildirildi. Böylece yangın sırasında yolcu yığılması büyük ölçüde önlendi. Diğer hatlarda ise yolcu indirme bindirme işlemi normal olarak sürdürüldü. tZMlR (Cumhuriyet Ege Bürosu) tstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ismail Tunalı, Türk insanının eskiden "bir lokma bir hırka'' felsefesine inanırken bugün dünyadan mümkün olduğu kadar çok şey alma isteğinde olduğunu belirterek, "Bugün Türkiye'de, değişen dünyanın değişen insanıyla karşı karşıyayız" dedi. Proj Dr. tsmail Tunalı, felsefenir Türk insanına yabancı olmadığını savunarak, "Akla ve düsünceye sahip her insan, doğal olarak günlük yaşamda ve hayatın diğer alanlarında bilinçli veya bilinçsiz felsefe yapmaktadır" diye konuştu. Burhan Arpadh Avusturyn nişanı YANGIN LONDRA'YI ALT ÛST ETTİ Londra metrosunda çıkan yangın kentte olağanüstü bir ortamın doğmasına neden oldu. Yangının başladığı istasyon ve çevresindeki yoğun duman itfaiyecilerin çalışmalarını önemli ölçüde etkiliyor (1) istasyondan çıkarılan yanmış cesetler ise kazanın en kötü tablolarını oluştııruyor (2) Bu arada kurtulanlann sevinçleriyle, yakınlannı kaybedenlerin uzuntusü aynı anda yaşanıyor (3) Yangın söndurme ve kurtarma faaliyetlerini kesintisiz sürduren itfaiyeciler ise zaman zaman temiz havada dinleniyorlar (4) (Fttotraflar: AP, Reuter) Kültür Servisi Gazetemiz yazarlarından Burhan Arpad'a, Avusturya Hükümeti tarafından "Birinci Derece Bilım ve Sanat Nişanı" verildi. Avusturya Kültür Ofisi'nde dün düzenlenen törende, A vusturya Büyükelçisi Dr. Klaus Rudolf Ziegler, çevirmenyazar Burhan Arpad'a yüksek bir Avusturya nişanını vermekle, TürkiyeA vusturyı arasındaki iyi ilişkilerin bir kanıtını sunduğunu belirtti. Törende bir konuşma yapan Avusturya Kültür Atasesi AAD Paris'te lüks NATOIda nükleer huzursuzluk kamfatmalar Genel Kurulu, Türkiye ve müttefıkler arasındaki görüş ayrılıklarını ortaya çıkardı NATO Dernekleh toplantısında bazı delegeler Türkiye'nin "stratejik konumunun gereklehni" yerine getirmesini isterken, Ankara "ek nükleer yukümlülük" istemediğini kesin dille vurguladı. Orta menzilli nükleer füzelerle ilgili olarak önümüzdeki ay ABD ve SSCB arasında imzalanması beklenen füze antlaşmasının da NATO bünyesinde pek iç rahatlığıyla karşılanmadığı özellikle askeri kesimin, laf arasında da olsa huzursuzluğunu belli etmekten kaçınmadığı dikkati çekti. Başta NATO Genel Sekreteri Lord Carringlon ve Avnıpa Müttefık Kuvvetler Başkorautanı (SACEUR) General GaJvin olmak üzere, Güney Avrupa Müttefik Kuvvetlef Başkomutanı Oramiral Busey ve AAD Genel Kurulu'na katılan konuşmacıların hemen hepsi Doğu Anadoluya saldınlması durumunda NATO ittifakı Antlaşmasının 5. maddesinin yürürlüğe gireceğine olan inançlarını ifade ettiler. Hatırlanacağı gibi eski SACEUR Bernard Rogers, Hürriyet gazetesine verdiği bir demeçte, Doğu Anadolu'nun bir Sovyet saldırısına uğraması halinde diğer müttenklerin yardırna gelip gelmeyecekleri konusunda kuşku bildirmişti NATO antlaşmasının 5. maddesi, Alexander Dumas'nın "Üç silahsorler"inın "Hepimiz brimiz ve birimiz bepimiz için" ilkesini içeriyor. Doğu Anadolu'ya yapılan saldırı karşısında 5. maddenin geçerli olup olmayacağını "elini kalbine koyup" yanıtlamasını istediğimiz bir delege, "Kesinlikle evet. Çünkii sözkonusu olan yalnız Doğu Anadolu değil. İltifakın her köşesi için aynı şey geçerli. Doğu Anadolıı'nun yardımına koşulmadığı takdirde illifakın lemeli çözülür. Kimsede giiven kalmaz. Sözkonusu olan itlifakın biitünlüğüdür" diye yanıtladı. Öte yandan, ittifaka üye ülkeleri temsilen Istanbul'a gelmiş olan 300'ün üzerinde delegenin arasında yaptığımız nabız yoklaması, Türkiye'nin "değişmeye temayiil göstermvyen nükleer politikası'r.a duyulan hoşnutsuzluğu su yüzüne çıkardı. Bir delegenin sözleri aynen şöyleydı: "İttifak isek nerkes üzerine diişeni yapnıalı. Ankara bir yandan stratejik konumunu sürekli vurgularken, diğer yandan bu konumun gereklerini yerine gelirmekte lereddüt gösteriyor. Bu da açık bir çeJişkidir." Tabii bu arada tüm delegeler, Türkiye'den (veya herhangi bir üyeden) henüz somut bir biçimde nükleer alanda ek yukümlülük istenmediğini, bu aşamada olayın "zemin yoklamasından" ibaret olduğunu da anımsattılar. Batılı delegeleria bu görüşlerini bildirdiğimiz Türk Atlantik Antlaşması Derneği Başkanı ve Eski Dışişleri Bakanlan'ndan Ümit Haluk Bayülken'in yanıtı kesindi. Bayiilken'e göre. "Türkiye mevcul nükleer stoğunu Monlebello Kararian çerçevesinde modernize elmeyi kabul elmişlir. Ancak ek yukümlülük arzulamıyor çünkü tespil edilmiş olan nükleer polilika ihtiyaçlan şu anda karşılıyor. Genelkurmay, baricije ve devletin diğer birimleri ileride bu politikada bir değişikliğin gerekliğine karar verirlerse politika değisebilir. Ancak böyle bir şey şimdilik söz konusu değil." AAD Genel Kurulu'na katılan bazı delegclerin Türkiye'nin "ck yukümlülük" almasını, Ankara'nın NATO ittifakına olan bağlılığının bir ifadesi olarak gördükleri anımsatıbn:a Ba>1ilken'in yanıu gene kararlı ve kesindi: "Önemli olan kartlar masadayken kimin kimden yana olduğudur. Türkiye'nin kimden yana olduğundan kuşku duyan yok NATO içinde ikinci en büyük orduya sahip olan ve coğrafi konumu nedeniyle iltifakın en hassas yerlerinden birinde bulunan Türkiye, tüm sorumluluklannı yerine gelirmiş ve getirecek olan bir müttefiktir. Türkiye'nin modernizasyon ihtiyaçlanna az ya da hiç kalkıda bulunmayan müttefikler bu suretle mahçııp durumdalar ve Türkiye'den bir şey isteyecek durumda değiller." Bu arada, Türk pozisyonuna "sempali duyan" bir delege ise şu görüşlere yer veriyordu: "Türkiye'nin ek nükleer yukümlülük istememesi belki askeri açıdan mantıklı değil. ancak siyasi açıdan mantıklıdır. Türkiye'nin konvansiyonel güçlerini acil bir şekilde moılernizc elme gereksinimi bulunuyor. t eni nüklecr silahlar alırsa zaten askeri dış yardımlardan hoşnulsuz olanlara 'Savunman sağlandı daha ne isliyorsun' demelcrini sağlayacak bir arguman vermiş olur." Dış Haberier Senisi 400 milyon yıldan beri dünyanın başına bela olan hamamböcekleri, en büyük düşmanları insanlardan öclerini şimdi almaya başladılar. Bir zamanlar bu çirkin yaratıklar bütün dünyaya egemendiler. İnsan da dünyada var olduktan sonra, onlardan kurtulmak için çok çaba harcadı. Ama bu böcekler, her yeni ortama uyum göstererek, her seferinde' yeniden sahneye çıkmayı başardılar. " L e Nouvel Observateur" dergisinde yer alan bir habere göre.Paris'in en ünlü' restoranlannın mutfak^ vesalon kısımlanbile hamambocekleri ile kaynıyor. Hamam /böcekleri şeytani bir beceriyle ürüyorlar. Her bir dişi, her yıl binlerce yavru yumurtkıyor. Hepsinin de bir semti var. Yoksul semtlerde, zengin mahallelerde, lağımlarda, mahzenlerde, kat aralarında, mutfaklarda, kitaplıklarda üreyebiliyorlar. Ama asıl yuvalan bilinmiyor. Ancak bir gerçek ortada: tüm türlerin kökeni Afrika. Buradan deniz ticaret yollanyla Avrupa'ya geçtikleri varsayılıyor. Özellikle ilk Fenike ticaret gemilerinin hamamböceklerini Afrika'dan Avrupa'ya taşımış olması olası. En sık gizlendikleri yerler de nemli ve sıcak köşelerle, buzdolaplan arkaları. Değişen her ortama kolayca uyum gösterdikleri bilinen bu böceklerin \ günümüz Afrikası ve tropikal ülkelerinde 400 dolayında ya/banıl varlığı biliniyor. Tedir/gin edici bu böcekler, bir si/neğe bile zarar vere kadar yeteneksizdir. Sivrisinek gibi saldırolmadıkları halde, ^edilgin biçimde in . sanlara^ ^ a r a r verir. Hamambö^vceğinin in sanlara bir enfe ksiyonaşıladığı kanıtlanmamıştır. Bilinen son hamamböceği türü de, "Sosyetik ve zengin semtlerde yaşayan ince yapılı, çevik, sürekli yükselme arzusuyia tavanlarda dolaşmayı seven bir böcek." Size son bir tavsiye: (Bundan belki böcek yok etme ilacı üreten fabrikalar hoşlanmayacak.) Bir su dolu kap ahn. Içine çamaşır suyu ya da şampuan ilave edin. Bir şişe mantarı üzerine yerleştireceğiniz kesme şekeri, suya bırakm. Karafatmalar, şekeri koklamak için şekere doğru yüzeceklerdir. SEMİH İDİZ NAZIM GÜVENÇ Atlantik Antlaşması Dernekleri'nin bu kez lstanbul'da yapılan 33. Genel Kurulu'nda, Doğu Anadolu'nun Sovyet saldırısına uğraması halinde NATO'nun karşılık vereceğine ilişkin güvenceler "demeti" oluşurken, Türkiye ile ABD ve özellikle Orta Avrupalı müttefikleri arasında "ek nükleer yükiimliilükler" konusunda görüş aynlıklan olduğu bir kez daha ortaya çıktı. AIDS aşısı için 1000 asker kobay Haber Merkezi Bir grup bilim adamının AIDS hastalığına karşı üretilen bir aşıyı dünyada ilk kez büyük insan kitlesi üzerinde deneyecekleri açıklandı. İngiliz Times televizyonu için hazırlanan "Afrika'da A I D S " adlı programda, söz konusu deneme için Zaire ordusunda AIDS virüsü taşıyan bin kadar askerin seçildiği bildirildi. Dünya Sağlık Teşkilatı tarafından kısmen fınanse edilen denemenin gerçekieştirilmesi için Zaire Devlet Başkanı'nın onayının beklendiği belirtildi. Ülke çapında yapılan bir araştırma Zaire'nin başkentinde bulunan askerlerden yüzde 12'sinin AIDS virüsü taşıdığmı ortaya koymuştu. ABD'de yapılan bir araştırmada, AIDS hastalığına yakalananların yarısının bir yıl içinde öldüğü, yüzde 15'inin ise en az 5 yıl yaşama şansına sahip olduğu bildirildi. Araştırma, Atlanta kentindeki "Hastalıklann Kontrolü Merkezi"nde ça'ışan Dr. Richard Rothenberg tarafından 5833 hasta üzerinde gerçekleştirildi. • New York kentinde yapılan araştırmada, hastaların hepsi AIDS teşhisi 1986 yılından önce konulmuş kişilerdi. Bu grup içinde en fazla yaşadığı belirlenen hasta, teşhis konulduktan sonra 9 yıl hayatta kaldı. Araştııması New Engiand Journal adındaki tıp dergisinde de yayımlanan Dr.RoChenberg, elde ettikleri sonucun "karanlık bir manzara" gösterdiğini, ancak aynı zamanda da bir "iyimserlik ve u m u t " işareti verdiğini bildirdi. Bazı hastaların AIDS virüsüne karşı daha dirençli olduğunun belirlendiğini kaydeden Dr. Rothenberg, " H d e ettiğimiz sonuçlar sayesinde, AIDS'in her zaman öldiiriicii bir hastaiık olduğunu söylemek için henüz erken dıyebiliriz" şeklinde konu'jtu. Dr. Rothenberg, hastalığa en fazla dayananların virüsün bağdokusunu etkilediği 30 yaşlarında beyaz homoseksüel erkekler, en dayanıksız olanların ise uyuşturucu düşkünü siyah kadınlar olduğunu kaydetti. Dr. Erwin Lucius ise Burhar, Arpad'ın kırk yıldır Avusturya kültürü ile ilgilendiğini, kitap çahşmalannın yanı sıra Türkçe'ye, Avusturya edebiyatından 40 yapıt çevirdiğini söyledi. Arpad, A vusturya 'nın verdiği "Birinci Derece Bilim ve Sanat Nişanı "ndan önce, 1975 'te Bu/garistan 'dan ''Kril Kültür Nişanı", 1985'te de Federal Almanya'dan "Birinci Derece Liyakat Nişanı" almıştı. Burhan Arpad 1963 yılında ise Türk Dil Kurumu tarafından ödüllendirilmişti. nn pomografik milletvekili Cicciolina'nın filmlerinin İspanya'daki dağıüm ve gusterimini ustlenen itnalatçı şirketin, yapıtlann orijinal adlannı Cicctoltna'nın siyaşal mesleğini anımsatan isimlerie değiştirme başvurusu, İşpanyol Kürtur Bakanlığı'nca "teknik nedenlerden ötüru" geri çevrildi. ispanya'daki pomo film sanayiini elinde tutan söz konusu 6. Arte Exhibicion şirketi, asıl adı "Çikolatalı Muz" filmini, bakanlar kurulunu düşunduren "Cicciplina Sıcak Kabinede", "Aşk Telefonu" filmini ise yıldıan milletvekilliğini anımsatan "Saygın ve Doyumsuz Cicciolina" olarak değiştirmek istemişti. (Fttofraf: AP/AA) Cicciolina'ya İspanya'da sansür ^
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle