23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Sahıbı Cumfauriyel Macbaacılık ve Gazeıecılık Türk Anonim Şırketı adına Nadir Nadi A Genel Yayın MJdurü Hasan OmaJ, Müessese Viudüru Kmine Lşaklıgil. Yazj tşlerı Mıidurü Ok«y Gooensin. • Haber Merkezı MüdürU Yılçm Bayer, Sayfa Dılzenı Yöneımenı Ali Acar. • Temsılcıler ANKARA Yaiçın Dogan. İZMİR Hikmel Çrtinkıya. ADANA CdaJ Başlsngıç tstanbu! Haberlen: Erhan Ak}ildi2, Dı> Haberler Lrgun Bakı, Ekonomı: Osmıuı L'lıga}, Küitur Celal Lsler, Spor Danışmanı Abdulkadir YuctHman, Duzelıme Refik Dıırtıaş, BıhmEğıtım Şahin Alpa>, IşSendıka Ştıkran Ketenci, Yurt Haberlen Necdet Dogan, Dızj Yazılar Kcrem Çalışkan, Erzurum Mehntel Gultekin, Bursa Lrvrnt CrfncHli, 0 Koordınatör Ahmel Konıkan, # Malı Işler Era4 Erkııt, 0 Reklam A»e Tonint k Yasınlar Hul>v Akyol w Idare Huseyin Gurcr, Işleıme Onder Çdîk, Bılgılştem Nail Inal. floson vr Yayan. « umhurtyn Malbaaahk vt GaMtnlık T.A Ş. Turk Oofc Cad 39/41 CaJ»k*[ 5M 60 72 • flurotor Ad«M: Aakmım. Zıya GokaJp Blv t m i n H Zıya BK 119 S No InOnü Cad Inkılap S N o 1352 S 2 , 3 , Tel I luı I, Ttl 1 9 ' 4 . Tcl 1455019731 133 II 4147, TMCT 42344 Tcioı 62155 F« F« 133 82 64 • :3 12 30. Telra 52359 Fiu (51) 13 !2 30 (711ı 28 k TAKVİM 19 KAS1M 1987 Imsak: 5.20 Guneş 6.48 Oğle: 11.54 lkındi: 14.27 Akşam: 16.50 Yatsı: 18.14 Hava kirliliği giderek artıyor, kurşunlu benzin ve kükürtlü kömüre karşı şimdilik ciddi bir önlem yok Istaııbul Ylumaııaltı" oluyor HnyiU îstanbul'da hava kirliliğinin en önemli nedenlerinden biri, kalorifer ve sobalarda kukürt oranı yüksek olan linyit kömürünün yakılması. Uzmanlar, linyitin uygar ülkelerde yakıt maddesi olmaktan çıktığım belirtiyorlar. Kurşun: AT normlarına göre benzindeki kurşun miktarı litrede 0,12 mg. Oysa bu miktar Türkiye'de 91 oktanlı benzinde 0.64, normal benzinde 0.83 'e kadar çıkıyor. Kurşun, beyin, sinir sistemi ve insan metaboüzmasını olumsuz etkiliyor. CEM HAMULOĞLU Istanbul'un nüfusu 6 milyonu asarken kentteki hava kirliliği de gözle görülür boyutlara ulaştı. Sabah ve akşam saatlerinde kentin üzerine çöken duman; "Büyümenin kaçınılmaz sonucu mu yoksa bazı ihmallerden mi kaynaklanıyor?" Bu sorulara alınan yanıtlar, "Her ikisi de..." şeklinde özetlenebilir. Çünku trafikten ısınmaya, uluslararası standartlar gözardı edilerek sürdürülen uygulamalara karşın, îstanbulda yapılan "Hava Kalite Konlrolleri"nin geçmişi yalnızca 3 yıl. Hıfzıssıhha Enstitüsü'nün yaptığı ölçümler kükürtdioksit (SO2) ve dumanla sınırlı olduğu için kentin kirliliğinin tüm boyutlarını vermekten de uzak. Buna karşm Hıfzıssıhha'mn yaptığı ölçümlerde yaz dönemindeki kükürt ve duman miktarları belirlenen standartın uzerinde seyrediyor. Artan trafik yükü ve çözüm Özürlülerin seks hayutı ANKARA (AA) Hacettepe Üniversitesi'nde düzenlenen "Rehabilitasyon 87" panelinde özürlülerin seks hayatı tartışıldı. Panelde konuşan Dünya Sağlık Teşkilatı (WHO) Cenevre temsilcisi Dr.Susan Miller "Özürlülerin seks hayatı konusunda yasaklar, tabular kaldırılmalı. Onlar da normal insan kabul edilmelidir" dedi. Özürlülerin seks hayatı ile ilgili yayınlann yokluğundan yakınan WHO temsilcisi Miller, "özürlü çocuklar genellikle seks hayatlanmn olmadığım zannediyorlar ve ailelerinden seks dışı oldukları şeklinde yanlış eğitim alıyorlar. Bu da onları korkak yapıyor" şeklinde konuştu. KONUK YAZAR Istanbul'da kirlilik çok, araştırma için kaynak az Prof. Dr. YÜKSEL ÎNEL Hava kirlenmesi sorununun 3 ana unsuru vardır. Bunlar sırasıyla, kirlenme kaynaklan, kirleticilerin taşınımı ve alıcı ortamdır. Atmosfere salınan kirleticiler gazlikit ve solid formda olabildigi gibi, organik veya inorganik kökenü olabilip, kendilerine özgü fiziksel, kimyasaJ ve biyolojik özellikler gösterirler. Kirleticilerin niteligi ve miktarı, kaynağın cinsine ve sürecin şekline bağlı olarak değişir. Kirletici kaynaklar ise sabit veya hareketli olabilirler. Hava kirliliği ile ilgili çalıjmalarda emisyon envanteri, hava kirliliğini saptama ve azaltma planlama ve sonuçlarını değerlendirmede en temel bilgileri sağlar. Cografi bir bölgede emisyonlar, insandan kaynaklanan, doğadan kaynaklanan, kontrol edilebilir ve kontrol edilemez (Arkası 15. Sayfada) Atardamarda dikiş yerine lazer ANAHEİM (AA) İnsan atardamarlannm artış dikiş yerine lazer kullamlarak birleştirilebildiği açıklandı. Yöntemi ameliyatlarında başarı ile kullanan San Francisko Kalp Enstitüsü yöneticilerinden Dr.John Crew, bir atardamarı lazerle birleştirmeyi ilk kez kendilerinin başardığını belirterek, "Bu yöntemin, dikiş atmamn yetersiz kaldığı ameliyatlarda operatörlere yardımcı olacağını umuyoruz" dedi. KÜKÜRT VE DUMAN ÖLÇÜMLERİ Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı Istanbul Hıfzıssıhha Enstitüsü Müdürlüğü'nün tstanbul'un 5 bölgesinde yaptığı kükürtdioksit (SOj) ve duman (partiküler madde) ölçüm sonuçları şöy!e: AKSARAY: SO2263.1 ile 126.3 arası / Duman91.8 ile 42.8 arası. ŞİŞLİ: SO2196.8 ile 145.9 arası / Duman74 ile 35.6 arası. (Arkası 15. Sayfada) Konu hakkında görüşlerini aldığımız Anakent Belediye Başkanı Bedrettin Dalan, "Istanbulun çukur semtlerinde hava kirliliği olduğu bir gerçektir" tümcesiyle uzmanların gorüşünü paylaşıyor. Ama "Önlem alınması için ölçüm yapılmah" kanısında değil. Dalan, "Ölçum yaparak İstanbul'un kirlilik haritasını falan çizmeye hiç gerek yok. Boyutlarını bilsek de bilmesek de kirliliği önleme çaresi bellidir" diyor. İstanbul'daki kirliliğin boyutlarını bu ölçüde arttıran etkeni, "Petrol pahalüığı \uzünden apartmanların yakıt olarak kömürii tercih etmesidir" şeklinde özetleyen Bedrettin Dalan, "Ancak doğal gaz projesi gerçekleşince bu kirlilik büyük ölçüde halledilecektir" diyor. Doğal gazın* gerekliliğini, "DUnyanın hiçbir uygar ülkesinde ısınmak için linyit yakılmaz" sözleriyle vurgulayan Bju. Çevre Bilimleri Enstitüsü'nden Orhan Yenigün, hava kirliliği sorununun trafik boyutunu şöyle özetliyor: "AT normlarına göre benzindeki kurşun miktarı litre başına 0.12 miligramdır. Türkiye'de ise bu oran normal benzinde 0.83'e yükselirken, 91 oktanlı benzinde ancak 0.64'e inebiliyor. Bizdeki rafinerilerin tekniği kurşunlu benzin üretimine göre olduğu için randıman, benzine kurşun katılarak sağlanıyor. Ayrıca Türkiye'de ortalama otomobil >^şı Avrupa'ya göre çok fazla. Bizdeki otomobillerin yüzde 95'i Avrupa'daki testlerden geçemez. Trafik sıkışıklığı ise havadaki karbon monoksil oranının artmasında en önemli faktör." Trafikten kaynaklanan hava kirliliğinin boyutlarını göstermesi açısından B.Ü. öğretim uyeleri YUksek İnel ve Gülhan Özkösemen'in yaptığı araştırmanın sonuçları ilginç. 1986 yazında yapılan araştırmaya göre günde 120 bin araç geçen Boğaziçi Köprüsünün bilet gişeleri çevresindeki toz ve toprakta bulunan kadmiyum, kurşun, nikel ve çinko oranları şöyle: "Toz ve toprak örneklerinin analizi, bilet gişeleri civannda ortalama kurşun miktarlannın 795 mg/Kg. çinko miktarının 633 mg/Kg. ve kadmiyum miktarının ise 10 mg/Kg. olduğunu gösterdi. Elde edilen sonuçlar; kurşun, çinko ve kadmhum miktarlannın, kirienmemiş tipik bir çevreye kıyasla, yaklaşık olarak: 158, 264 ve 10 katı nikel miktarlannın ise normal olduğunu vurgulamıştır." Bilim adamlanna göre kurşunun, beyin, sinir sistemi ve insan metobalizmasını etkileyerek, davranışlarda düzensizlikler ve ölüme yolaçtığı kesinlik kazanmış durumda. İstanbul trafiğine çıkıldığında görülen ilk olgu bu tehlikenin göstergesi olan bol duman ve egzos gazı. Alınan önlem ise bazı belediye otobüslerinde egzos borulannı araçların ustune almaktan öteye gidemiyor. İstanbul Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Övat Güray hastanelere başvuran hastaların kan ve idrarlarında kurşuna rastlandığını hatırlatarak sorunu insan sağhğı açısından şöyle değerlendiriyor: "Bu dumanda bulunan karbon, hidrojen ve kükürtün yanı sıra benzinde bulunan kurşun da gaz olarak havaya karışıyor. Bu ise nefes alma güçlükleri ile halsizlik, adale ve baş ağrılanna neden oluyor." İstanbul'un hava kirliliği ile ilgilenen Vali Yardımcısı Fuat L'ğur, 3 yıldır saptadıkları 23 nıerkezde kükürdioksit (SO2) ve u unıan ölcümlerini yaptıklarını soylerken ellerinde bulunan aygıtların yetersizliğini de belirtiyor. Eylül 1987 «lçÜMİ«ri: RÛZfiAR M KtHnARMIYM istanbul'u aşırı hava kiıiiliğinden rüzgârın kurtardığı soyienir. "Bir lodos, bir poyraz, hava tertemiz olur" kanısı yaygındır Ancak uzmanlara göre, Istanbul'daki hızJı ve yaygın kentleşme artık rüzgârın temizJeytci" etkisini de azaltıyor Kirlilik öylesine yoğun ki, rüzgâr ancak dumanları daha geniş bir alana yayarak "kirlilikte eşittik" sağhyor. Tıpkı Eminönü'nde görulduğü gibi. (Fotojrat: Erdoğan Kftseoğlu) olarak uygulamaya konulan yeni otoyollar, batılı ülkelerde çoktan terk edilen "kurşunlu benzinin" tehlikesini gündeme getiriyor. Isınmak için apartmanlarda yakılan, jeolojik ömrünü tamamlamamış linyit kömürü ise kirliliğin ve havadaki kükürtdioksidin en önemli kaynağı. Tüm buniara çarpık yapılaşma ve standartlardan uzak baca sistemleri de eklenince, "Pencerelerinizi açmamaya çalışın" uyarısı kaçınılmaz oluyor. Anakent Belediye Başkanı Bedrettin Dalan'ın, "Eger Boğaz olmasaydı tstanbul'da Ankara'nın 10 misli hava kirliliği olurdu" saptamasına herkes katılıyor. Ancak uzmanların ortak göruşü, "bu gidişle tstanbul'u Boğaz bile kurtaramaz" şeklinde... "Hava kirliliği biiyük kentlerin kaçınılmaz yazgısı. Birinci neden yakıt, ikinci neden trafik. Şimdi araşlırmava baslasak en iyi ihtimalle 3 yıl sonra İstanbul'un hava kirliliği boyqtlarını ortaya çıkarabiliriz" diyen Boğaziçi Üniversitesi oğretim uyelerinden Prof. Dr. Yiıksel İnel sorunu ana hatlarıyla şöyle özetliyor: "İstanbul çok yaygın bir kent, 6 milyondan fazla niifusa sahip. Alt yapısı eksik olduğu gibi yerleşmede de çarpıklıklar gösteriyor. En önemlisi kullanılan yakıtın cinsi iyi değil. Kıikürt oranı çok yüksek. Kaloriferleri yakanlar işlerinin ehli olmadığı için kömünın tam olarak yanması da gerçekleşmiyor. Bunun yanında bacalar gerekli standartlardan uzak. Gecekondu yapılıyor, üzerine de bir baca konduruluyor." Yuksel İnel'in gündeme getirdiği yapılaşma sorununu, Mimar Sinan Üniversitesi Mimarlık Fakültesi öğretim uyelerinden Doç. Dr. lsmel Vildan Alptekin bir peyzaj miman olarak şöyle değerlendiriyor: "Türkiye'deki normlar Avrupa'dakilere göre çok düşiik. Eski yapıların yanında yeni yığılmalar oluyor. İstanbul'da her yapıdan bir baca çıkar. Oysa merkezi sistemle ısıtma yapılsaydı 2530 yapının tek bir bacası olacaktı. tstanbul'daki çarpık yapılaşma, nüfusun artması, kentin içinde bulunduğu hava boşluğunu, nefes alma alanını yok ediyor. Kentteki hava hacmi azalı yor. Yapılar nedeniyle hava sirkülasyonu engelleniyor. Kentin yeşil dokusu zayıflıyor." Yapılaşma ve nüfus artışı İstanbul'un rüzgârını olumsuz yönde etkiliyor. Çevredeki yoğun sanayi ve nüfusun artması ısı farklılıklan mejdana getiriyor. Rüzgârlar İstanbul'da artık eskisi kadar etkili değil" sözleriyle anlatan Prof. Dr. Yüksel İnel, "İstanbul'un hava kirliliğini zaman kaybetmeden önlemek lazım. Ancak önlem alabilmek için önce sağlıklı olçumlerin yapılması gerekiyor" diyor. Genetik yöntemle suçlu bulundu EDtP EMtL ÖYMEN LONDRA İngiltere'de bir kadına tecavuz ettiği iddıasıyla yargılanmakla olan bir sanık, "genetik izsürme" yöntemiyle elde edilen delillerle suçlu bulundu. Tecavuze uğrayan kadının geceliğine bulaşan kan damlasının, "genetik izsönne" yöntemiyle incelenmesi sonucunda, "Robert Melias" adlı sanığa ait olduğu saptandı. Böylece bu yeni yöntemle dunyada ilk kez bir kişi hükum giymiş oluyor. Söz konusu yöntem, insarun bütün kalıtımsal özelliklerini içeren kimyasal maddenin, röntgen ışınlarıyla incelenmesinden ibaret. Tıpkı parmak izinde olduğu gibi, "DNA" molekülü de tamamen kişiye ozgu bilgi içeriyor. Filmde molekul, yan yana dizdİi dıkey çubukJar olarak görülüyor. Böylece fılm, parmak izi araştırmasında olduğu gibi, diğer örneklerle karşılaştırılabiliyor. Eşyumurta ikizleri dışında, iki insarun "DNA" molekülünun, yani kalıtımsal özelliklerinin birbirine benzemesi olasılığı birkaç milyonda bir ihtimal;\önteme "genetik izsunne'" denmesinın nedenı de bu. Yöntem, Ingiltere'nin "Leicester Üniversitesi"nde "Dr. Alec Jeffrej's" tarafından geliştirildi. tlk kez gecen ocak ayında bir cinayet soruşturmasında kullanıldı. Bir genç kızın katılini arayan polis, iki bine yakın kişıde yaptığı "genetik izsürme" araştırması sonucunda katili bulamadı, ancak katil zanlısı olarak gözaltında tutulan kişinin katil olamayacajını saptadı. Elektıoııik kıılak Haber Merkezi Sağırlar ve diğer işitme özürlüler için yepyeni bir elektronik kulaklık geliştirildi. Şimdiye kadar kullanılan mini işitme cihazlarından daha gelişmiş olan kulaklık doğrudan iç kulağa yerleştiriliyor. Newsweek dergisinde yayımlanan haberde işitme ozürlulerin yuzde 10'unda 'iletken' işitme kaybı bulunuyor. Bu kusur, kulak zannın delinmesinden ve orta kulaktaki kemiksi yapının herhangi bir nedenle arızalanmasından kaynaklanıyor. Her iki durumda da, dış dünyadan gelen sesin iç kulağa ulaşması zorlaşıyor. İşitme sorunu olan kişilerin yüzde 90'ında ise, işitme siniri anzalanmış oluyor. Bu tip işitme kusurunun iki ana nedeni aşırı gürültü ve yaşlanma, İletken işitme kaybı olan kimi kişiler, orta kulağın kemiklerini düzeltmeyi amaçlayan bir ameliyatla sağlıİclarına kavuşabiliyorlar. Yine ağır işiten birçok kişi, sesi kulağa yükselterek veren geleneksel işitme cihazlarından yararlanıyor. Elektronik alanındaki büyük ilerlemeler sayesinde kulak kanalına girebilecek kadar küçük minyatür aletler yapılıyor. Ancak Zeki Müren: Oyum SHP'U GökbeVe BODRUM (AA) Ses sanatçısı Zeki Müren, seçimlerde oyunu, kendi ismi yüzünden çıkan bir olayda S ay hapse mahkum olan SHP adayı Musa GökbeVe vereceğîni söyledi. Gazetecilerle sohbet eden Müren, sanatçıların politikaya karışmasına karşı olduğunu belirterek, şoyle dedi: "Parti tutmam. Partizanlıkla ilişkim yoktur. Oyumu bilmediğim, tanımadığım bir adaya vereceğime, Bodrum'a, ülkeye hizmet edeceğine inandığım Musa Gökbel'e vereceğim." 1 Mıkrofon sesı yakalayarak, cepte taşınan 'konuşma çözucü'ye yolluyof £ Dilital vuruşlara dönuşturulen ses bir vericı ile, kulak ıçıne yerleştinlmış olan alıCHŞIeyicı'ye yollanıyor 3 Işleyıcı. vuruşJarı elektnk dalgalara dönuşturuyor 22 adet ınce telden geçen dalgalar, ıç kulaktaki sinir uçlannı uya/ıyor YBrlcl "nlrt 4 Slnirler Konuşma ifleyicl sayestnde beyne gıden elektnk dalflalan burada ses olarak tanınıyorlar 88 mayoları mini etekli Zeki Triko, 1988 yaz mayolannı hazırladı. "Lycra" kumaşın vucudu saran, hatları daha belirginleştiren özelliğınden dolayı artık "mayo"lar, stilistin deyişi ile plajın yanı sıra, kent hayatına da uyum sağlamış durumda Kauçuk ve deri görunümündeki kumaşlar, düğmeler, kopçalar, fermuarlar, yırtmaçlar ve eski iç çamaşırlarını andıran korsajlı minik düğmeli, fırfırlı biyeli mayolar.önumuzdeki yaz.mayolarınınen büyük özelliklerini oluşturuyor (Fotoğraf: Uğ«r Günyiz) bu tür işitme cihazlarını tekrarlanan kulak enfeksiyonlanndan yakınanlar, üst uste birçok kulak ameliyatı geçirmiş olanlar ve kulak kanalı olmaksızın doğmuş olanlar kullanamıyor. Şimdiye kadar bu kişiler, kulak arkasındaki kemiğe dayalı durması gereken hantal bir kulaklık kullanıyorlardı. Başı çevreleyen bir bağ veya özel bir gözlükle sabit hale getirilen alet, kullanılırken güçlük yaratıyordu. Yeni geliştirilen cihaz doğrudan iç kulağa konuyor. Yaklaşık bir saat süren bir ameliyatla, güçlü bir mıknatıs şakak kemiğine yerleştiriliyor. Yaranın iyileşmesinden sonra, aynı yere bir ses işleyici takılıyor. Bu küçük alet, ses dalgalarını yakalayarak, titreşimleri iç kulağa naklediyor. Daha önceleri, televizyonu izleyemeyecek denli ağır işitenler, bu aletle en küçük fısıltıları bile rahatça duyuyorlar. Denis LisesVnde kutlama İSTANBUL (AA) Deniz Harp Okulu ve Deniz Lisesi'nin 214. kuruluş yıldönümü dün törenle kutlandı. Tuzla Deniz Harp Okulu'ndaki törende konuşan Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Emin Göksan son günlerde TCG Yavuz hakkında yanlış değerlendirmeler olduğunu belirterek, "Gerçek şudur ki TCG faal ve her türlü göreve hazırdır'' dedi. Tüp bebek alederi geldi ANKARA (ANKA) Türkiye'deki 1 milyona yakın çocuksuz ailenin "umut kaynağı" olarak görülen "tüp bebek" için yapılan çalışmalarda, bekleyiş döneminden "kıpırdanma" dönemine geçiliyor. İstanbul Şişli Etfal Hastanesi, "Invitro Fertilizasyon" ve "Embriyo Naklî" ünitelerinin kurulabilmesi için gerekli olan aygıtları yurt dışından getirtti. Söz konusu hastanenin, "tüp bebek" çahşmalarına başlamak üzere Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı'na bilgi verdiği öğrenildi. SSYB ise Şişli Hastanesi'nin tüp bebek için gerekli olan alt yapı ve insan gücünü oluşturduktan sonra faaliyete geçebileceğini bildirdi. Şişli Etfal Hastanesi, bir süre önce SSYB'ye başvuruda bulunarak yurt dışından getirilen aygıtlar hakkında bilgi verdi. SSYB Aile Planlaması \"e AnaÇocuk Sağhğı Genel Müdürü Prof.Dr. Güler Bezirci, "Sözkonusu hastanenin Invitro Fertilizasyon ve Embriyo Nakîi üniteleri kurmak için gerekli olan alt yapı ve insan gücünü de sağladıktan sonra faaliyete geçebibnesi miimkün olacaktır" dedi. NEW YORK (AA) ABD'nin Demokrat Parti Başkan aday adayı ve Rum asıllı Massachusetts Valisi Michael Dukakis, Rum lobisiyle ters düştü. Rum lobisi, Michael Dukakis'in özellikle Kıbns, Ege ve Türkiye konusunda tamamen Yunan tezini savunan açıklamalar yapmasını istiyor. Ancak Dukakis'in bu konuda şimdiye kadar yaptığı çalışmalann Rum lobisini tatmin etmediği bildiriliyor. Dukakis, bu yıizden ABD'deki Rum yayın organlarının eleştirilerine hedef oluyor. Rum lobisi, "istediklerini yapmayan" Dukakis'e seçim kampanyası için sağladığı mali desteği koz olarak kullanmaya başladı. ABDlde Rutn lobisi Dııkakis'e kızdı Rum yayın organları, "Dukakis, ABD'deki Rum toplumu için temel olan dış politika pozisyonlannı desteklemese de Rum mali desteğinin devam edeceğine inanmış görünüvor" diyerek, bu kişinin daha etkin çalışmalar yapmaması gerektiğine dikkati çekiyorlar. Dukakis'in seçim masraflarının yüzde 15'inin, halen Rum lobisince karşılandığı bildiriliyor. Rum kaynaklara göre Dukakis, "S«çimleri kazanabilmek için etnik bir grubun adayı" olmak istemiyor. Dukakis'in, Rum lobisi için "bardağı t a ş ı r a n " açıklaması " T h e Greek American" adlı gazetede yer aldı. Dukakis, bu açıklamada şöyle dedi: "Kıbns'ın bölünmesine karşıyım ve birleşik bir Kıbrıs için adadaki Rum ve Türk toplumlarımn ortak çaba harcamaları geregine inanıvorum. Bolunmüş bir Kıbrıs, adada gerginliği artlırır ve NATO'nun Güney kanadını zayıflatarak, dünyanın stratejik yönden önemli bir köşesinde tehlikeli bir durum yaratır." Dukakis, Kıbrıs konusunda ABD yönetimine de şu önerilerde bulunuyor • Hukuk hâkimiyetinin desteklenip Kıbrıs konusunda bir karar çıkarılması, • Adadan yabancı birlikler ve göçmenlerin çekilmesini öngören BM kararlarına destek verilmesi, • Kıbrıs'ta Türk ve Rum toplumları arasında, birleşik bir devlet içinde normal barışçı ilişkilere yol açacak görüşmelerin başlaması ve göçmenlerin yerlerine dönmesi konusundaki BM kararlarının desteklenmesi. Eski ABD Savunma Bakanı Caspar VVeinberger'ın "Türk Ordusu savunma amacıyla Kıbns'ta" şeklindeki açıklamasını da eleştiren Michael Dukakis, "Adada iki toplumun özgiın tarih ve kültürleriyle barış içinde bir arada yaşamalan için Beyaz Saray'ın, uygun şekilde taraflara adil bir çözüm için desleklemesini" de istedi. SSCB tıp bilim heyeti geldi ANKARA (ANKA) Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği (SSCB) Tıp Bilimleri Akademisi'nden üç kişilik bir heyet Turkiye'ye geldi. Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı 'ndan edinilen bilgiye göre, 19871988 Türkiye'SSCB bilimsel ve teknik işbirliği faaliyeıi programı uyarınca Türkiye'de görüşmeler yapacak heyete Tıp Bilimleri Akademısi üyesi M.J.Studeninkin başkanlık ediyor. Heyette, Tıp Bilimleri Akademisi'nden Prof. Mahmutov ve Prof. Cerakova da bulunuyor. Asya'da sigara tîryakîsi aranıyor Dış Haberler Servisi Amerika'da etkili kampanyalar sonucu pazarlan gittikçe daralan üretici firmalar, Asya ve diğer gelişmekte olan ülkelerde yeni tiryakiler peşinde koşuyorlar "İnternational Herald Tribune" gazetesinde yayımlanan bir habere göre, sanayileşmiş ülkelerde sigara içen kişilerin sayısında anlamlı bir düşüş gözlenirken, gelişmekte olan ülkelerde bu oran gittikçe artıyor. Uzmanlar, sigara firmalannın, Asya ülkelerinde geleneksel olarak sigara içmeyen gençleri ve kadınları hedef aldıkJannı belirtiyorlar. Dünya Sağlık Örgütü yetkililerinden Gregory N. Connoly. "Sigara üreticileri, Doğulu kadınlar arasında talep yaralmayı amaçlıyorlar. Doğu ülkelerindeki kadınlar arasında henüz sigara içmeyen bir milyar kişi varsa, bu, Batı Avrupa ve Kuzey Amerikada sigarayı bırakanların yarattığı boşluğu fazlasıyla kapatır" diyor "ve arkadan ölüm ve hastalıklar gelir" diye ekliyor. Japon kadınların sadece yüzde 14'ü sigara içiyor. Bunlann büyük çoğunluğunu da gençler oluşturuyor. Amerika'hın Japonya'yı, Amerikan sigaralarını ithal etmeye zorlaması ve bunun yarattığı reklam savaşının Japon gençleri arasında sigara içimini arttırdığı belirtiliyor. Öte yandan, sigara firmalanndan Philip Morris'in yetkilileri Üçüncü Dunya ülkelerini hedefledikleri suçlamasını kabul etmiyorlar ve ulke ayırt etmeden dünyanın her yerinde pazar paylarını arttırmayı amaçladıklarını belirtiyorlar. Dünya Sağlık Örgütü'nden Dr. Roberto Masironi, gelişmekte olan ülkelerde sigara kullanımının artmasının "gerçek bir akciğer kanseri salgınıyla" sonuçlanacağını vurgulayarak şu anda dünyada her yıl 600.000 yeni akciğer kanseri vakasının saptandığını, bu sayının 2000 yılında yarısı Çin'de olmak üzere 2 milyona çıkmasını beklediklerini açıklıyor. Öte yandan Amerikan sağlık yetkilileri, Asya'da pazar açmak amacıyla yerel hükümetlere baskı yapmakla suçlanıyorlar. Sigara endustrisi yetkilileri, amaçlannın daha fazla sigara içen kişi yaratmak değil, sigara içenlerin kendi markalannı tercih etmelerini sağlamak olduğunu vurguluyorlar. 6İÜ Yunanistari'dan 7 iltica EDİRNE (AA) Yunanistan 'dan gizlice Turkiye'ye giren 7 Batı Trakya Türkü daha iltica talebinde bulundu. İskeçe'nin Mumkova köyünden Ahmet Köseoğlu (22), Azime Köseoğlu (21), Gökmen Köseoğlu (6), Gülten Köseoğlu (1) ile Ayhan Zehra (19), Ayşe Zehra (19) ve Mümin Kırman (33) önceki akşam sandalla Meriç Nehri'ni geçtiler. Geren Adası'nda karaya çıkan 7 Batı Trakya Türkü, sınır devhyelerine testim oldu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle