17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 KASIM 1987 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 INF anlaşması tamamlanıyor CENEVRE (A A) Sovyetler Birliği'nin, Cenevre silahsızlanma gurüşmelerindeki heyetinin temsilcisi Yuli Vorontsoy, orta ve orta kısa menziUi füzelerin (INF) sökülmesi konusundaki anlaşmayla ilgili çalışmaların pazartesi gününe kadar tamamlanabileceğini söyledi. TASS'ın haberine göre Sovyet televizyonuna Cenevre'den bir demeç veren Vorontsav, ABD'nin, anlaşmanm önüne yapay engeller koyduğunu, ancak çalışmaların son aşamada bulunduğunu ve 23 kasımda tamamlanmış olması gerektiğini kaydetti Vörontsov, Amerikalıları, bu yapay engelleri kaldırmaya ikna edebileceklerini sandıklarını belirterek, anlaşmanm, zamamnda imzalanmaya hazır olacağım bildirdi lfeltsin'e yeni bir darbe MOSKOVA (Ajanslar) Sovyetler Birliği'nde geçen hafta görevinden alınan Komünist Partisi'nin Moskova Şefi Boris Yeltsin'in Politbüro yedek uyeliğinden de çıkanldığı bildirildi. Sovyetler Birliği Komünist Partisi yayın organı Pravda gazetesi tarafından yayımlanan ve Litvanya Komünist Partisi Genel Sekreteri Pyatrae Ojrisyaviçe'nin ölümü nedeniyle başsağlığı mesajı gönderen parti yetkililerini içeren listede Politbüro'nun asıl üyelerinin yanı sıra oy hakkı bulunmayan 5 yedek üyenin isimleri yer alırken, Yeltsin'in adının bulunmadığı görüldü. Gazetede Yeltsin'in adından söz edilmeyişi, Politbüro uyeliğinden de çıkanldığı şeklinde yorumlandı. Sovyetler Birliği Komünist Partisi* Genel Sekreteri Mihail YeltsinEn önemli görevini yitirdi. Gorbaçov tarafından partinin Moskova sorumluluğuna getirilen Yeltsin, parti yönetimini ülkedeki reform programını yavaşlatmakla suçlaması üzerine geçen hafta bu görevden alınmıştı. Yeltsin'in Politbüro yedek üyeliğinden alınacağı gerçi tahmin ediliyordu. Ancak siyasal gozlece Pravda gazetesinde oldu.en önemli görevini yitirmiş yayımlanan bir Yolsuzlukla savaş listede Politbüro'nun asil 56 yaşındaki Yeltsin 2 yıl önce, Gorbaçov'un Perestroika poüyelerinin yanı Iitikasını yürutmek üzere Komüsıra, 5 yedek nist Partisi'nin Moskova Sorumluluğuna getirilmişti. Yeltsin goüyenin de ismi reve gelir gelmez partide ve Mosbulunurken, kova Belediyesi'nde temizlik yapYeltsin 'in adına yer maya başladı ve yolsuzluğa karşı savaş açtı. Yeltsin'i sık sık kaverilmedi. mu ulaşım araçlarında diğer valemciler, bu işlemin Merkez Komitesi'nin gelecek toplantısında gerçekleşeceğini sanıyorlardı. Yeltsin'in Politbüro'dan çıkarıldığının açıklanması için Merkez Komitesi toplantısının beklenmeyişi gozlemcilerce anlamlı bir olay şeklinde yorumlanıyor. Politbüro'dan da atılan Yeltsin böytandaşlarla birlikte yolculuk yaparken ya da çarşıyı, ekmek fırınlarını denetlerken gormek mümkündü. karşı muhalefetin önderliğini, ulkenin 2. numarah adamı olarak tanınan Yigor Ligacev'in yaptığı bildiriliyor. Mihaii Gorbaçov'un, Yeltsin'i görevden aması ise, Sovyet liderinin orta yolu izleme kararında olduğu ve muhafazakârlarla açık bir savaşa girmek istemediği şeklinde yorumlandı. Bu arada Yeltsin olayının Sovyetler Birliği'nde glasnostun (açıklık politikası) sınırlarını gosterdiği de belirtiliyor. Öte yandan, hükümetin yayın organı İzvestia gazetesinin Yazı İşleri Müdüru Ivan Laptiev, AP muhabirine telefonda yaptığı açıklamada, önceki gün hastaneye kaldırılan Boris Yeltsin'in kalp krizi geçirdiği yolunda dış basında çıkan haberlerin doğru olmadığını söyledi, ancak Yeltsin'in rahatsızhğının ne olduğu konusunda bilgi vermedi. Moskova Komünist Partisi'nin eski şefi, Politbüro'dan da çıkartıldı DUNYADABUGUN ALtSİRMEN Oğrenecek... Herkes HASHINGTON (ANKA) Sovyet liderı Mihaıl Gorbaçov, önümuzdeki ay ABD'ye yapacağı ziyaret sırasında ABD Kongresi'nde bir konuşma yapacak. ABD Kongresi'ne yakın kaynaklar, ABD Başkanı Ronald Reagan'm da Sovyet televizyonunda sansürsüz bir konuşma yapacağını öne sürdüler. Her iki liderin karşılıklı olarak konuşma yapacaklarına ilişin anlaşma Beyaz Saray Cenel Sekreteri Hotvard Baker tarafından da doğrulandı. Gorbaçov, ABD KongresVnde konuşacak Ancak, Yeltsin 21 ekimde yaptığı korıuşmada reformların yavaş yurumesinden yakınınca, partideki muhafazakârların şımşeklerini üzerine çekti. Yeltsin'e Bangladeş Devlet Başkanı Erşad'ın istifasmı isteyen muhalefetin önceki gün düzenlediği genel grev sırasında çıkan çatışmalarda polis göstericilerin üzerine ateş açtı. 1 kadın öldü, 40 kişi yaralandı, çok sayıda gösterici tutuklandı. Dış Haberler Servisi Bangladeş'te Devlet Başkanı Hüseyin Muhammed Erşad'ın istifasını isteyen muhalefetin önceki gun düzenlediği genel gre\ sırasında polisle göstericiler arasında çıkan çatışmalarda bir kişi öldü, 40 kişi yaralandı, 50 kişi de tutuklandı. Muhalefet dun yedinci genel grevine başladı. International Herald Tribune gazetesinin önceki gunku yorumunda, Bangladeş'in geleceğinin yine ordunun elinde olduğu savunuldu. AP'nin haberine göre, başkent Dakka'nın kuzeyindeki Şerpur kentinde polis önceki gün yönetimi protesto eden göstericilerin üzerine ateş açtı. Olayda bir kadın öldü, iki kişi yaralandı. Dakka'da aynı dün meydana gelen patlama ve çatışmalarda da çok sayıda kişi yaralandı. Ülkenin kuzeyindeki Gazipur kentinde de polisle göstericiler arasında çatışmalar çıktığı bildirildi. Muhalefetin önde gelen iki kadın liderine ev hapsi süıerken, muhalefet tarafından yapılan açıklamada, ülke çapındaki genel grevlere tamamen uyulduğu haber verildi. International Herald Tribune'un haberine göre, gözlemciler, muhalefetin Erşad'ındevirebileceğine kuşkuyla bakıyorlar. Gözlemcilere göre önemli olan, siyasi muhalefetten çok, ordunun Erşad'dan, kendisini devirecek kadar hoşnutsuz olup olmadığı. International Herald Tribune'un haberinde, muhalefetin, Bangladeş ordusunun Erşad'ı devirerek yerine geçici bir huku Muhalefetin umudu orduda met getirmesini ve seçim yapılmasını umduğu belirtiliycr. Ancak bazı gözlemcilere göre, ordunun Erşad'ın yerine yeni bir general getirmesi daha akla yakın bir olasılık. Bangladeşli bir hükümet yetkilısi, başkent Dakka'nın kuzeyindeki ordu karargâhlarını ima ederek, "Herşe> kuze>e bağlı" diyor. International Herald Tribune. 1971'de kuruluşundan bu yana darbeler, darbe girişimleri, suikast ve isyanlarla kaynavan bir ulke olan Bangladeş'te ordunun her zaman belirleyici bir rol oynadığını belirtiyor. Bu nedenle subaylar, "Pakistan'dan kurlardıklan" Bangladeş'in gelişmesinde rol alma hakkını kendilerinde gorüyorlar. Devlet Başkanı Hüseyin Muhammed Erşad ise ordunun bu "iistün durumunu" savunarak, bunun, Bangladeş'te yaşamın kabul edilmesi gereken bir gerçeği olduğunu söyluyor. Erşad, geçen haftaki açıklamasında, subayların ulkedekison ayaklanmalar nedeniyle huzursuz olduğunu doğrulamış, ancak ordunun müdahale edecek kadar hoşnutsuz olduğuna ilişkin söylentileri yalanlamıştı. Erşad, "Ben Tanrı >a da pe>gamber degilim. Ama bu orduya komuta ettim. Bu adamlan tamvorum. Denevimlerime davanarak söylevebilirim ki, ben başkan olduğum sürece müdahale etmeyeceklerdir" demişü. Erşad fazla populer olmayan bir lider olarak niteleniyor. An cak muhalefetin de otoriter eğilimli olması nedeniyle, halkın Erşad'ı devirmek için yaşamla 'in geleceği askerlerin kontrolünde Körfez savaşı Irak, nükleer santrala saldırdı AT Akdeniz tşleri Sorumlusu Cheysson, Körfez savaşı konusunda Türkiye'ye önemli görevler düşebileceğini söyledi. BAĞDAT (Ajanslar) lran, Irak savaş uçaklarının dün ülkenin güneyinde yapımı henüz tamamlanmamış bir nükleer santrala saldırdıklannı bildirirken, Irak da, Iran'ın cephenin orta kesiminde başlattığı büyük bir saldırıyı geri püskurttüğünü açıkladı.Bu arada, Avrupa Topluluğu Akdeniz İşleri Sorumlusu Claude Cheysson, Bonn'da katıldığı bir konferans sırasında, Türkiye"yi de ilgilendiren bir konuşma yaptı. Cheysson, Topluluğun, Iranlrak savaşına ilişkin bir karar almak durumunda kalması halinde, bu konuda Türkiye'ye de önemli görevler düşeceğini söyledi. Tahran radyosunun haberine göre, Irak'ın tamamlanmamış bir nükleer santrala karşı giriştiği saldında nükleer santrallar konusunda sayılı uzmanlardan olan bir Alman mühendisin de dahil olduğu 11 kişi öldü. Irak dün ayrıca lran'ın Buşehr kentindeki ülkenin en büyük petrokimya tesisine iki kez saldırdı. Akımanın patriğe iadei ziyareti ATlNA (Cumhuriyet) Türkiye'nin Atina Büyükelçisi Nazmi Akıman, dün lstanbul Fener Patriği Dimitrios'a iadei ziyarette bulundu. Dünya Ortodoks kiliselerinin ziyareti çerçevesinde Atina'da bulunan patrik Dimitrios önceki gün de Atina Büyükelçisi Nazmi Akıman'ı büyükelçilikte ziyaret etmiştl Nazmi Akıman, patrik Dimitrios'un ziyaretini iade ettikten sonra yaptığı kısa açıklamasında şöyle dedL "Fener Rum Patriği Sayın Dimitrios'a iadeyi ziyarette bulundum. Kısa süren bu ziyaret sırasında, sayın patrik gezileri hakkındaki intibalartnı nakletti ve bu arada patrikhane olarak, tstanbul'da hiçbir sorunları olmadığmı ve bundan memnunluk duyduklarını ifade etti." Dakka'da önceki gün meydana gelen patlama ve çatışmalarda yaralananlar arasında polisler de bulunuyor. (Fotairıf: REUTER) rını tehlikeye aımak istemediği belirtiliyor. Bangladeş'te protesto eylemleri, Erşad'ın, subayların yerel meclislerde oy hakkı bulunmayan uye olmalarını öngören yasa tasarısını parlamentoya sunması ile başlamıştı. Tasarı daha sonra incelenmek üzere geri alınmış, seçimlerin birinci yıldonümünde ise protesto gösterileri yoğunlaşmıştı. BBC radyosunun haberine göre, lran yetkilileri bombalanan santralda radyoaktif maddelerin bulunduğunu bu durumda Çernobil kazası tipinde bir olayın meydana gelebileceğini belirttiler. BBC, Tahran'ın Irak bombardımanını Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'na şikâyet ettiğini bildirdi. Irak yayımladığı askeri bildiride, cephenin orta yerinde saldınya geçen lran birliklerini püskürttüklerini bildirdi. Bildiride, Bağdat'ın 120 km doğusunda yer alan Irak mevzilerine saldıran üç piyade taburuna ağır kayıplar verdirildiği belirtildi. Angola'da ırkçı birlikler ilerüyor JOHANNESBURG (AP) Angola'daki Marksist yönetimi devirmeye çalışan UNITA gerillalarma yardım amacıyla bu ülkeye gönderilen ırkçı Güney Afrika Cumhuriyeti'ne bağlı birliklerin, sınırdan 250 kilometre içerilere kadar ilerledikleri haber veriliyor. Bölgedeki askeri yetkililere göre, Angola'mn güneydoğusunda Güney Afrika birliklerinin desteğindeki UNITA gerillaları ile Angola birlikleri arasındaki şiddetli çarpışmalar devam ediyor. DÜNYA KULtSt ABD lç mimar Ali Mac Graw Italyu: Goria yeni hükümeti kuruyor ROMA (AA) Italya Cumhurbaşkanı Francesco Cossiga, hükümetin istifa etmesiyle ortaya çıkan bunalım üzerine, Başbakan Giovanni Goria'yı yeniden hükümeti kurmakla görevlendirdi. Cumhurbaşkanhğı sözcüsünün yaptığı açıklamada Goria'nın, bu görevi şartlı olarak kabul ettiği belirtildi. Buna göre Goria, ancak yeni bir hükümet kurmakla başarıh olabileceğini anlaması halinde görevi tamamen kabul ettiğini açıklayacak. Love Story (Aşk Hikâyesi) Fılminin unutulmaz yıldızı Ali Mac Graw, TV için çevirdiği Th« Winds of Ww" adlı diziden sonra oyunculuğu bırakarak dekoratörlüğe başladı. 47 yaşındaki Ali Mac Graw son olarak Kaliforniya'da deniz kıyısında açılan Malibu Adobe adlı restoranın iç dekorasyonunu tamamladı. Mac Graw "giyinmeyi sevmeyen insanlann seveceği bir yer" dediği bu son çalışmasından çok memnun. Bugüne kadar birçok evi başarıyla dekore eden Ali MacGravv ve evleri önümuzdeki ay "Aıchitectural Digest" adlı mimarlık ve dekorasyon dergisinde geniş biçimde yer alacak. Dergi fotoğrafçılarının dekore ettiği evlerde yaptıkları çalışmalara eşlik eden Mac Graw "Çok büyük bir dekoratör olma iddiasında değilim" diyor. Yugoslavya Dinar % 24.6 devalüe edüdi löyaşında 1 numara Tommy James, The Shandells gnıbuyla, 1967 yılında yaptığı, "I Think We're Alone Now" adlı parçayla, ABD plak listelerinde 3 numaraya kadar yukselebilmişti. 16 yaşındaki Tiffany, doğumundan dört yıl önce plak listelerini altüst eden bu parçayı tam 20 yıl sonra yeniden yorumladı ve 40 plaklık ABD listesinde ilk sıraya oturuverdi. Michael Jackson ve Madonna'yı geride bırakarak birincilik tahtına kurulan Tiffany, sesi ve yorumu kadar fiziği ile de izleyicileri etkiliyor. BELGRAD (AP) Yugoslavya'da ücret ve fıyat kontrollerinin ilanının ardmdan ülkenin para birimi dinann değeri yüzde 24.6 oranında devalüe edildi. Bu arada Makedonya'daki bir demir çelik fabrikasında çalışan 2 bin işçi ücret artışı istemiyle greve giderek parlamento binasına yürudüler. îşçilerin ücretlerinin yuzde 100 oranında arttınldığı ve grevin sona erdiği açıklandı. Yugoslav resmi haber ajansı TANJUG, Saraybosna'daki bir ulaşım şirketinde de genel greve gidildiğini bildirdi. Yugoslavya Merkez Bankası Başkan Yardimcısı Branko Dragas, basına yaptığı açıklamada, devalüasyonun, üretici fıyatlanndaki artışı dengelemek için yapıldığını bildirdi. Dragas, "Devalüasyon, 16 kasım tarihindeki döviz kurlan ve tıim para birimleri esas alınarak yapılmıştır" diye konuştu. Dragas, devalüasyon kararının dün geceden itibaren yürürlüğe girdiğini söyledi. Yugoslavya Devlet Başkanı Branko Mikuliç, enflasyonla mücadele programı çerçevesinde akaryakıt, temel gıda maddeleri, kamu hizmetleri ve kamu ulaşım fiyatlarının yüzde 30 ila yuzde 70 oranında zamlanacağını ve bu fiyatların 1988 yılı ortasına kadar dondurulacağını geçen hafta bildirmişti. En sonunda geldiler. Haydar Kutlu ve Nihat Sargın önceden belirttikleri gün Ankara'ya ayak bastılar ve gözaltına altndılar. TBKP'nin iki önderinin geliş tarihleri konusunda yazılıp soylenecek çok şey var. Her seyden önce, politikada çok önemli bir öğe olan zamanlamanın doğru yapılıp yapılmadığı konusunda çok ciddi kaygılarımız olduğunu belirtmek isteriz. Bunca zaman durduktan sonra, bazı gelişmelere kapı aralandığı izlentmi edinilmeye başlandığı bir sırada, gelişmelere kısa devre yaptıran bu geliş tarihinin seçilmesinde hangi ölçütlerin rol oynadığını bilemiyoruz. TBKP'nin üyesi ve yandaşı olmadığımıza göre, (hoş bu tür partiler yasak olduğundan kimse üyesi ve yandaşı olamryor ya yasal olarak) bu konuda bir şey soyleme yetkisini kendimizde bulamıyoruz. ö t e yandan yasaklanmış ve etkisiz bir partinin seçimini eleştirme yetkisini de, söz hakkı elinden alınmış kişilerin yanıt verme olanağı olmadığından, yine kendimizde bulamryoruz. Ancak, Kutlu ve Sargın'ın gelişryte başlayan olaytarı da ülkemiz demokrasisi açısırtdan, daha doğrusu ülkemizde demokrasinin nerede olduğunu göstermesi açısından acı verici olarak gorOyoruz. Her seyden önce, Kutlu ve Sargın'ın gözierinin bağlanarak DAL'a götürülmeterini anlamak ve kabul etmek olanaksızdır. Bu iki kişi, gözaltına alınacaklannı ve belki de tutuklanacaklannı btlerek yurda dönmüşlerdir. Kaçmaları söz konusu olmadığına göre, değil gözlerinin bağlanması, keiepçelenmeleri bile gerekli değildi. Yasal işlem ne ise o, yabanılhk gösterisi yapılmadan da yerine getirilebilirdi. Bize öyie geliyor ki, Kutlu ve Sargın'a uygulanan yöntem, yasal işlemin bir parçası değil, bir gözdağı verme girişimkjir. Bundan Turkiye Cumhuriyeti ile demokrasimiz ne kazanmtştır sorusunu devfeiin doruğundan, gözieri bağlayan görevlisine kadar herkes ciddi olarak düşünmelidir İşin daha acı olanı da ganplıklerin, Turkiye'de sanıklara nasıl davranıldığını dünya dleme açıkça gösteren bu uygulama ile sınıriı kalmamış olmasrdır. Başbakanlıkça cumartesi günü yapılan acıklama da, gerçekleri saptırmanın çarpıcı bir örneğıni oluşturmaktadır. Gerçekten de TKP ve TIP ile ilgili olarak "silahlanmak, silahlan eylem bölgesine sevketmek, bir partinin mensuplanna karşı silah kullanmak" suçlamalannın gerceklerte bağdaşır hiçbir yönü yoktur. N'ıtekim arkadaşımız Uğur Mumcu da dunku yazısında bu gerçeği dile getirmiş ve TIP ve TKP ile ilgili kesinleşmiş askeri yargı karartarını gözler önüne sererek, bu iki kuruluşun da silahlı eylemlerte ilgisi olmadığmı açıklamıştır. Doğrusu Başbakanlığın yargı kararlarını (ki, hem de 12 Eylül yargı kararları) hiçe sayarak yapttğı acıklama, insanı böyle bir yerin ciddiyeti konusunda acı acı düşündürecek niteliktedir. Sayın Evren'in Muğla konuşmasına ise hiçbir demokratın, demokrasiden yana olan hiç kimsenin, hiçbir liberalin katılmasına olanak yoktur. Her seyden önce, Sayın Evren artık bir gerçeği görmelidir Avrupalılar, ikide bir bizim içişlerimize karışmıyorlar. İkide bir onların kapısını çalıp, "bizi Avrupa'ya kabul edin" diyen biziz. O zamanlar onlar da Avrupa'ya katılmanın önkoşulunun demokrasi olduğunu, her seyden önce demokrasinin gereğini yerine getirmemizin zorunluğunu dile getiriyortar. Kaldı ki, insan hakları artık evrenselleşmiş bir konudur ve bir iç sorun olmaktan çıkmıştır. Altında Türkiye'nin de imzası bulunan Helsinki Sonuç Belgesi ihsan haklarını herkesin karışabileceği evrensel bir konu haline getirmiş bulunmaktadır. Turkiye'de bugün koşullann komünist partisi ve şeriatçı partilerin kurulmasına elverişli olmadığı, her ülkenin özellikleri olduğu savı da geçersizdir. Her seyden önce demokrasinin evrensel kurallan vardır. "Benim ülkemin bazı özellikleri var, ben ona göre demokrasi yapacağım" derseniz, kimse sizi ciddiye almaz, ödüllendirmek istediğiniz insanlar bile gelip gerçeği yüzünüze vuruverirter. Kaldı ki, hiçbir ülkede bir kişi yeri ne olursa olsun, koşulları kendi başına yorumlayarak, efendim bugün koşullar elvermiyor, demek hakkına sahip değil. Koşullar hakkında karan kim verecek? Hangi demokraside tam demokrasiye geçişin koşullarını saptanmasının tekeli bir kişiye verilmiştir? Komünist partiler kurulursa şeriatçı partiler de kurulur, savı da geçersiz. Demokrasilerde, şiddete başvurmamak koşuluyla her düşünce savunulur, bu arada şeriat düşüncesi de. Biz ona karşıysak, demokratik platformda ve siyasal mücadele ile onu altetmek zorundayızdır. Kaldı ki, Turkiye'de şeriatçılık, tarihimizin en büyük asamasını, tarihimizin en büyük yasaklarının dönemi olan 12 Eytülde yapmıştır. Daha hiç kimse Türkiye'nin devlet görevlilerine şeriatçı Rabrta'nın maaş vermesi kararnamesinin altında kimlerin imzası bulunduğunu unutmuş değildir. Okullara zorunlu din dersi koyduranlann laikliği savunmalan ise hiç mi hiç inandırıcı olmamaktadır. öte yandan da, bugün Türkiye'de şeriatçılığın savunusunu yapan siyasal kuruluşlann olmadığmı kim söyieyebilir? Bırakın siyasal kuruluşlan, Türkiye'nin can damarı milli eğitimi şeriatçılarm elinden kurtarmak için büyük bir savaşım verilmesi gerektiğini görmeyen mi kaldı? Bütün bu gerçekler gözönünde bulundurulunca, gerçek bir demokrasinin ancak 141., 142. ve 16a maddelerin kalkmasıyla olanaklı olacağım görmemek elde değil. Bu arada, 1982 Anayasası var oldukça bu maddelerin kalkamayacağı savı da tutarsızdır. Her seyden önce, eğer 1982 Anayasası, demokrasiye ervermtyorsa değiştirilmesi gerekir. Nitekim Türk halkı, 1982'de baskı altında kabul etmek zorunda kaldığı bu anayasanın en büyük yasağını getiren geçici 4. maddesini özgur iradestyle hem de nice kurnaz yöntemleri aşarak değiştirmistir. öte yandan, 1982 Anayasası değiştirilmeden de 141, 142. ve 163. maddelere cebir skJdet öğesini ekleyip onlara daha hukuka yakın bir yapı vererek, bugün Türkiye'de şiddete başvurmayan komünist ve şeriatçı partiler kurulması olanaklıdır. Bu gerçeği görüp anlayabilmek için hukuk fakültesi ikinci sınıf öğrencisi düzeyinde hukuk bilgisine sahip olmak yeter. Polrtikacılanmız şunu iyi bilmelidirler: Korkuluk olmamak, illa korkutucu olmak demek değildir. Zaman onlara da herkese de bu gerçeği de demokrasiyi de öğretecek. İsteseler de öğretecek, istemeseler de. YUNANtSTAN ABD Liz ve Madonna en i giyinen kadınlar ABD'de "People" dergisi ünlü sinema oyuncusu Elizabeth Taylor ile rock şarkıcısı Madonna'yı şöhretli kadınlar arasında yılın en iyi giyinen kadınları seçti. Başka bir ünlü sinema oyuncusu Jane Fonda ile York düşesi ise iyi giyinme konusunda "sınıfta kaldılar!' Bu arada jüri heyetinde yer alan modaa Oleg Cassini'nin açıklaması ise moda çevrelerinde ilginç bulundu. Cassini, bir bira fırmasmın reklam kampanyasında kullandığı "Spuds" adlı maskot için "Bana kalırsa en iyi giyinen erkek Spuds'dır" dedi. Ancak Spuds, erkek değil dişi. Alain Delon 52 yaşında Ünlü sinema oyuncusu Alain Delon, 52. yaşgününü Pekin'de bir stadyumda 18 bin kişinin coşkulu alkışlan arasında kutladı. Çinli hayranlanna Fransızca şarkı söyleyen Delon Sinhua Haber Ajansı'nın bildirdiğine göre, şarkısının sonunda dinleyicilere Çince "Sizi seviyorum" dedi. Çin Politeknik olaylarmın yıldönümünde gösterîler STELYO BERBERAKİS ATİNA Yunanistan'da, askeri cuntaya karşı 14 yıl önce meydana gelen Politeknik olaylarının yıldönumu dolayısıyla başkent Atina'da gösteriler duzenlendi. 17 kasım Politeknik olaylannın yıldönumu dolayısıyla önceki gun Atin« Teknik Üniversilesi'nin avlusuna çelenk koyan ana muhalefetteki Yeni Demokrasi Partisi lideri Konstantin Mitsolakis, aşın solcu gruplar tarafından protesto edilerek portakal yağmuruna tutuldu. Bunun üzerine Mitsotakis de törenleri terk etmek zorunda kaldı. Başbakan Andreas Papandreu da dun sabah neredeyse aynı akıbete uğruyordu. Papandreunun üniversite avlusuna geleneksel çelengi koyarak torenden ayrılmasından hemen sonra. 80 kadar aşırı solcunun oluşturduğu bir gnıp. Papandreu'ya tezahurat yapan PASOK Gençlik Kolu üyelerini portakal yağtnunına tuttu. Bunun üzerine küçük çapta bir çatışma çıktı. öte yandan bu yılki 17 kasım yürüyüşünde kortejin ardına takılan bir grup, ellerindeki siyah renkli panolarla ve hükümet ile ABD aleyhinde bağırdıklan sloganlarla ABD elçiliği önune dek gelmeyi başardı. Yol boyunca görunmeyen polis kuvveti, ABD elciliğı önuncie aniden miğferli ve kalkanlı bir şekilde görününce anarşist grubun "katil domuzlar" sloganianyla karşılaştı. Anarşist grup daha sonra ellerindeki döviz ve siyah bayrakları ABD Elçiliği'nin önunde yakmaya başladı. Polısin mUdahalesi sonucu, anarşisller ellerindeki raolotof kokteyllerini sağa sola atmaya başladı. Bu duram uzerine polis, anarşistlere saldırdı ve yer yer çatışmalar çıktı. İlk edınilen bilgilere göre 18 polis yaralanırken, 6 gösterici de tutuklandı. Mmr'daki FKÖ büroları açıhyor AMMAN (UBA) Mısır'da Hüsnü Mübarek yönetiminin, geçen nisan ayından beri kapalt olan Filistin Kurtuluş örgütü bürolannm yeniden açılması için izin vereceği bildirildi. Amman'daki Arap diplomatik kaynakları Mısır'ın, geçen hafta yapılan Arap zirvesi sonrasında birçok Arap ülkesinin kendisiyle diplomatik ilişkilerini yenileme karan almasına karşılık olarak bu izni vereceğini belırttiler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle