17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Sahîbi: Cumhuri>Tt Maıbaacıhk ve Gazeıecılik Türk Anonim Şirkeıi adma Nadir Nıdi 9 Gtnel Yayın Müdurii: Hasan Omal, MUessese Müdurü: Emine UşaUıgll, Yazı Işleri MudürU: Oka> Gönensin. • Haber Mcrkezı Muduril: Yılpn Ba\rr. Sayfa Duzeni Yönetmcnı: \'j AMT, • Temsılcıler ANKARA: Yalçın Dogan. İZMİR Hikmel Çtlinkra. ADANA: Cdal Isıanbul Haberleri: Eriıan Akyıldız. Dış Haberler: E/gun Bakı. Ekonomi: Osman Ubgıy. Külıur: Cdal CSICT. Spor Danışmanı: Abdiilkadir YucHmsn, Duzelıme: Refik Dnrbaş. BilimEğilım: Şahin Alpa>, IjSendıka: Şdkran Krlenci, Yurt Haberleri: Necdel Dogın, Dızı Yazılar: Krrem Çalışltan, Erzurum: Mehmel Cullckin. Bursa: i r a M Gençelli, • Koordinaıor: Ahmtl Konıban, O Malı Işlcr: Erol Erkul, 9 Reklam: Ayşe TonihEk Yayınlar Hul>» Akyol • Idare: Huseyin Guırr, Işleıme: Öndcr Çdik. BilgiIşlem Nail Inal. Basan *" Yayan C l l nhuriyrt Maibaacılık vr Gazcttolık T A Ş Tüık Ocajı Cad 39/41 Catalojlu, 34334 ! « . PK 246lnanbu!, Td Bumlar AlUıuu 133 82 64 • 512 05 05 (20 halj, Tria 22246 Fax: (1) 52* 60 72 # • A n k a n : Zıra GOkalp Blv Inküap S N o : 19/4. Tel: 133 11 4147, T e l a 42344 Fax: (4) IzmJn H Zı>? Blv. [352 S. 2/3. Td: 13 12 30, Tete*: 52359 Fa*: 151J 13 12 30 1455019731, Tek*: 62155 InOnü Cad. 119 S N o . I ICal 1, Tel Faı: (711) 28 0$« TAKVİM 18 KASIM 1987 tmsak: 5.19 Güneş 6.47 öğle: 11.54 lkindi: 14.27 Akşam: 16.51 Yatsı: 18.14 Kıbns konusunu BM'ye getirmiyorlar Ilter Türkmen: Rumlar BMde destek görmedi BM Daimi Temsilcisi İlter Türkmen, "Kıbrıs Rum yönetiminin, Bağlantısızlar Grubu'ndan bekledikleri desteği göremediği için Kıbrıs konusunu BM'ye getirmekten vazgeçtiğini söyledi. "Türkmen'e göre, Rum kesiminin konuyu toplumlararası sorun olmaktan çıkarıp, DoğuBatı çerçevesine oturtmak istemesi de tepki yarattı. ŞEBNEM ATÎYAS NEVV YORK Türkiye'nin BM'deki daimi temsilcisi Büyükelçi Ilter Türkmen, Kıbns Rum yönetiminin Kıbns konusunu BM Genel Kurulu'na getirmekten vazgeçmesinin Bağlantısızlar Grubundan gerekli desteği görememiş olmasından kaynaklandığını söyledi. Büyükelçi İlter Türkmen, Cumhuriyet'e verdiği özel demeçte, Kıbns Rum yönetiminin BM Genel Kurulu'na başvurmaktan vazgeçmesinin nedenlerini anlattı. Bilindiği gibi eylül ayında BM Genel Kurulu'nun 42. dönem toplantısının başında, Kıbns Rum yönetimi, Kıbrıs konusunun Genel Kurul'da görüşülmesi için girişimde bulunmuştu. Bu nedenle Genel Kurula sunulmak üzere karar tasanları hazırlanmaya başlamıştı. Ancak Kıbns Rum yönetiminin geleneksel olarak BM'de Kıbrıs'Ia ilgili tasanları Genel Kurul'a getiren Bağlantısızlar Grubunu uluslararası konferans, toplumlararası görüşmelerin değerlendirilmesi ve genel sekreterin girişimlerinin desteklenmesi konusunda ikna edememesi üzerine, Bağlantısızlar konunun ertelenmesinin uygun olduğunu Rum yönetimine iletmişti. Türkiye'nin BM'deki daimi temsilcisi Büyükelçi İlter Türkmen, Cumhuriyet'e yaptığı açıklamada, Kıbrıs Rum yönetiminin tasanyı geri alma kararının BM 'deki bazı çevrelerde sürpriz olarak karşılanmasına rağmen, Rumların destek alamayacaklarını bile bile böyle bir girişimde bulunmuş olmasının hata olduğunu bildirdi. Türkmen, şunları söyledi: "Destek alamayacakları, genel sekreterin gecen yıl Güvenlik Konseyi iiyeleri arasında yaptığı nabız yoklamasında zaten orlaya çıkmıştı. Hatırlanacağı gibi, geçen yıl İngiltere. A B D ve Fransa böyle bir tasarının aleyhinde, SSCB lehinde idi. Çin ise herkes kabul ederse ben de ederitn diyordu. Bunun anlamı bir kişi kabul etmezse ben de etmemdir. Bu yıl Sovyetler Birliği Dışişleri Bakanı Eduard Şevardnadze, Genel Kurul'da yaptığı konuşmada, Kıbns'ta ilgili olarak uluslararası konferanstan hiç söz etmedi.Oysa Şevardnad ze aynı konuşmasında, Ortadoğu konusunda uluslararası konferans toplanması gerektiğini bildirdi. Yani bu Sovyetler'in de çok arzulu olmadıklannı gösteriyordu. Kısacası destek yoktu." İlter Türkmen, buna rağmen Kıbrıs Rum yönetiminin uluslararası konferans toplanmasını öngören bir karar tasarısı hazırlayarak bunu Yugoslavya, Hindistan ve Cezayir'in bağlı bulunduğu Bağlantısızlar Grubuyla görüşmeye başladıklannı belirtti. Türkmen, Rumlaıın uluslararası konferansa gerekli desteğin üyeler arasında mevcut olmadığını gördüklerini de hatırlaıtı. Kıbrıslı Rumların bu sonuçla karşılaştmlarının birden Tazla nedeni olduğunu söyleyen İlter Türkmen, bunları şöyle sıraladı: " 1 . BM'de yeni bir hava esiyor. ABDSSCB arasındaki nııızakere ortamı nedeniyle herkes çok daha ciddi ve dikkatli davranıyor. Herkes Rum larafının girişiminin bir uluslararası nedene degil, iç polilikaşa bağlı olduğunu biliyordu. 2. Kıbrıs konusunda bir muzakere sürecinin mevcut olduğu biliniyordu. Genel sekreterin misyonunun sonucu ortadaydı. Böyle bir öneriyi kabul etmek göz göre göre lades olurdu. 3. Bu öneri Kıbns sorununu toplumlararası boyuttan çıkartmaya ve DoğuBatı çerçevesine oturtmaya yönelikti. Birçok de\let bundan hoslanmıyor. 4. Genel sekreterin 29 Mart paketinin KKTC tarafından kabul edildiği herkes tarafından biliniyor." REFERANDUM ÖNCESt KUYRUK Polonya'da referandum öncesi bazı temel gıda maddelerine zam yapılacağının açıklanması ve şeker satışının kısıtlanması, haikın dukkânlara yığılmasına yol açtı. Daha ekonomik önlemler paketi açılmadan gelen zamların, referandumun sonucunu nasıl etkileyeceği ise henüz bilinmiyor. Hitit tabletleri geri veriliyor İstanbul Haber Servisi Birinci Dünya Savaşı yıllannda temizlenmek ve onanlmak arrmcıyla Almanya'ya götürülen, ancak o yıllardan bu yana, iade edilmeyen Hitit tabletlerinden bir bölümü dün Türkiye'ye geri verildi. 19151917 yılları arasında Almanya'ya gönderilen toplam 10 bin 400 tabletten 3 bini iade edilmiş, geri kalan 7400 tablet ise aradan geçen bunca yıla ve çeşitli girişimlere karşın iade edilmemişti. Polonya'da 'köklü ekonomik önlemler'29 kasımda halkoyuna sunuluyor Kemer sıkıııa referandumu KİMLİk KARTI POLONYA Kartal ve Bakırköy'ün imar planları İstanbul Haber Servisi Anakent Belediyesi 3 yıllık çalışmadan sonra îstanbul'un Kartal ve Bakırköy ilçelerinin imar planlarını tamamlayarak, dosyalar halinde satışına başladı. 1/5000 ve 1/1000 ölçekli nazım ve uygulama planları, isteyenlere dosya başına 10 bin lira ücretle satılacak. Polonya'da Jaruzelski hükümeti yeni ekonomik "reformlar"ı halkoyuna sunarak, "toplumsal destek" anyor. Ancak 35 milyar dolarlık borcu, bürokrasi altmda ezilmiş merkezi planlama sistemi ve temel gıda maddelerindeki sürekli kıtlık ve karaborsa ile ülkenin durumu hiç de "iç açıcı" değil. SEMİH İDİZ VARŞOVA Polonya lideri Wojciech Jaruzelski, geçen cuma günü yabancı gazeteciler için dü^nlediği basın toplantısında, "Sizleri boyle iç karartıcı bir mevsimde Varşova'da agtriadığımız için üzgünüm. I m a n m ileride daha güzel şarllarda buluşuruz" dediğinde aslında ülkesi ile ilgili acı bir gerçeği dile geliriyordu. Dışanda havanın kapalı. soğuk ve yagmurlu olmasına rağmen. başbakanlık binasında toplanmış olan gazeteciler Polonya liderinin sözlerindeki "nüansı" kaçırmadılar. Batıya olan ve altından kalkamadığı 35 milyar dolarlık borcu, bürokrasi altında ezilmiş merkezi planlama sistemi, temel maddelerde süren kıthklan ve buna bağlı olarak her Bölünmüş bir tarih Nüfusu: 38.000.000. Başkenti: Varşova. Yüzölçfimü: 312.683 km2. Yönetim şekli: Sosyalist Cumhuriyet. Devlet Başkanı: VVojciech Jaruzelski. Dini: Katolik %95. Etnik gruplan Polonyalı %98, Alman, Ukraynalı. Kişi başına düsen gelir 2.750 dolar (1984), Ihracatı: 4.9 milyar dolar (1982). Ithalatı: 4.6 milyar dolar (1982). Polonya, 1939 yılı eylül ayında Almanya ve Sovyetler Birliği tarafından işgal edilerek ikiye bölündü. Savaş boyunca yarısı Yahudi olmak üzere 6 milyon Polonyalı, Naziler tarafından öldürüldü. Savaştan sonra, 1947 yılında yapılan ilk seçimlerde komünistler yönetime geldi. 1956 yılı ekim ayında kurulan yeni Politbüro biraz daha esnek bir ekonomi poiitikası izledi ve tarım sektöründe reformlar uygulandı. 1980'den sonra ise işçi'hareketleri başladı. 1981 yılı 30 ağustosunda 9.5 milyon işçi Dayanışma Sendikası'na katıldı. 13 aralıkta sıkıyönetim ilan edildi, Dayanışma kapatıldı, liderleri tutuklandı. Ülkede ekonomik kriz giderek derinlesiyor. ğı bir seminer düzenlendi. Cumhuriyet gazetesinin de katıldığı seminerde verilen bilgilere göre, reformlar ile tasarlanan değişikliklerin başlıcalarını şu şekilde sıralamak mümkün: 1 Merkezi planlama sisteminin ağırlığının azaltılması ve sanayi kuruluşlarına daha fazla özyönetim hakkı tanmması. Bu arada, bürokrasinin büyük ölçüde azaltılması. (12 bin memurdan 3.500'ünün emekliye veya başka sektörlere kaydırılması tasarlanıyor.) 2 Piyasa koşullan ve rekabet şartlanmn getirilmesi. Kuruluşlann "kâr" kıstasını esas almaları. 3 Ihracat sektörü ve yabancı sermaye akışı için teşvikler sağlaiiması. 4 Başta temel gıda maddelerinde olmak üzere birçok alana uygulanan ve bütçenin üçte birini yutan sübvansiyonların büyük ölçude azaltılması ve fiyatların gerçek düzeylerini bulmalarının sağ'anması. 5 Beceri ve verimliliğin esas alındığı bir ücret politikasının belirlenmesi. 6 Siyasi açıdan yerel idarelere daha fazla özerklik tanmması ve "sosyalist coğulculuk" çerçevesinde daha fazla demokrasiye gidilmesi. Polonyalı yetkililer, Sovyetler Bir JanınMd alana yayılmış olan karaborsası, ayrıca ve belki en önemlisi, haikın geleceğe yönelik karamsarlıgı ile Polonya bugün gerçekten "iç karartıcı" bir görünüm sergiliyor. Ülkenin bu kısır döngüden kurtulması için hazırlanan ve 1986 yılında Polonya Birleşik İşçi Partisi'nin 10. kongresinde onaylanan köklü ekonomik ve sosyal reformlar paketi 29 kasımda yapılacak referandumda haikın onayına sunulacak. Paketin tanıtılması için 1213 kasım tarihleri arasında Varşova'da 6C'a yakm yabancı gazetecinin çağırıldı liği'nde başlatılan "glasnost" (acıklık) ve "Perestroyka" (yeniden yapısallaşma) süreçlerinin kendi reformları için "olumlu ortamı" yarattığını kabul ediyorlar. Ancak, reform hareketinin Polonya'da 1981 yılında başladığına işaret ediyorlar. Söz konusu reform paketi, temel gıda maddelerine getirılen zamların 1980 yılının son baharında yol açtığı ve "Dayanışma Sendikası"nın (Solidarnosc) ortaya çıkmasına neden olduğu sosyal ayaklanmadan sonra uygulamaya sokulmuştu. Yetkililer, aradan altı yıl geçmiş olmasına rağmen bu ilk reform paketinin istenen sonuçları vermediğini bildiriyorlar. Bunun nedenleri arasında sosyal ayaklanmanın getirdiği ekonomik bunalımı,hükümet ve rejim aleyhtarı unsurlara sempaıı duyan Batı'nın takındığı olumsuz tav rı ve halk ile birçok yöneticinin reformlara "hazıriıklı olmayışlanm" sayıyorlar. Gözlemciler yeni reform paketi ile ilgili olarak 29 kasımda yapılacak referandumu, hükümetin köklü değişiklikler için toplumsal dayanak arayışına bağlıyorlar. Referandumdan olumsuz bir sonuç çıkması durumunda söz konusu değişikliklerin bir çoğunun yürürlüğe sokulmasının zorluklarla karşılaşacağını belirtiyorlar. Nitekim, geçen hafta düzenlenen seminerde yabancı gazetecilerin sorularını yamtlayan Başbakan Zbignie» Messner, Başbakan Yardımcısı Zdzislen Sadonski ile Malıye Bakanı Bazyli Samojlik. referandumdan olumsuz sonuç çıkn»aM halinde tasarlanan reformlardan vazgeçilmeyeceğini, ancak uygulamanın daha yavaş gerçekleşeceğini çeşitli şekillerde dile getirdiler. Varşova'ya sık sık gelen ve haikın nabzını yoklayan Baulı gazeteciler ise vatandaşlar arasında referanduma ve önerilen reformlara karşı bir "umursamazlık" sezildiğini belirtiyorlar. Sokaktaki adamın daha çok fiyat artışları ile ilgilendiğini ve vaat edilen siyasi reformlardan fazla bir beklentisi olmadığıru bildiriyorlar. Hükümet yetkililer! de yaptıkları kamuoyu yoklamaiarından haikın ancak yüzde 43 dolayındaki bir kesiminin somut olarak referanduma katılacağımn ortaya çıktığını, yüzde 45'e varan bir "kararsızlar" kesiminin olduğunu kabul ediyorlar. Bunu haikın, "ekonomik konulara duydukları ilgisizliğe" bağlıyorlar. Önerilen siyasi reformlara duyulan "ilgisizliğe" ise bir açıkhk getirmiyorlar. Gözlemciler, haikın 1981 yılından bu yana yasaklanmış olarak faaliyetini sürdüren Dayanışma Sendikası1 nın referandumun boykot edilmesi için yaptığı çağnya karşı da duyarsız olduğunu belirtiyorlar. Dayanışma Sendikası'nın temel gücünü aldığı Katolik kilisesinin ise halka, referanduma katılmalarını önerdiğini belirtiyorlar. Toplumun yüzde 90'ır.ın Katolik olduğu Polonya'da kilisenin bu örı^risinin son aşamada "belirlevici" olabileceği ifade ediliyor. Batılı gazeteciler için geçen cuma günü bir basın toplantısı düzenleyen Polonya lideri U'ojciech Jaruzelski dahil olmak üzere. tüm Polonyalı yetkililer önerilen reformlann belirli kesimlerde huzursuzluklara yol açabileceğini doğruluyorlar. Bunun, reformlar sonucunda değişecek toplumsal dengelerden ve belirli kesimlerin " d a h a imtiyazlı konuma gelirken" diğer kesimlerin "geride kalacak" olmalanndan kaynaklana(Arkası 13. Sayfada) RadyoTelevizyon dergisi ANKARA (AA) TRT Genel Müdürlüğü, "RadyoTelevizyon" adlı aylık bir dergi çıkarmaya başladı. Tunca Toskay'm sahipliğini yaptığı ve 1000 liraya satılan RadyoTelevizyon dergisinin ilk sayısmda TRT çahşmalarına ilişkin açıklamaların yam sıra, "Ateşten Günler" ve "tşte Beyoğlu" adlı dizilerle ilgili ayrıntılı bilgi de verildi. Eczacıbaşı 'nın lisans ihracatı İstanbul Haber Servisi Eczacıbaşı ılaç kuruluşunun 14 ilacıyla bir kolonya lisansı, merkezi Ürdün'de bulunan Arap Cenler For Pharmaceuticals and Chemicals kuruluşuna satıldı. YOU StiEP WITH » G l l l , TOÜ SIÜP WITH AU H U 0 1 0 80YFI1İNDS. Polonya'da Sosyalist Parti kuruldu Dayanışma Sendikası, fiyal artışlarını kınayan bir bildiri yayımladı. Dış Haberler Servisi Polonya'da, "Polonya Sosyalist Partisi" adıyla yeni bir sosyalist parti kurulduğu bildiriliyor. Reuter'in haberine göre, Jerzy Kolarzowski, Josef Pinior ve Piotr Ikonavvicz adb üç Polonyalı, Varşova'da yaptıkları bir basın toplantısında, partinin kuruluş bildirgesini açıkladılar. P o l o n ^ hükümeti, basın toplantısı sırasında binanın elektriklerini kesti. Polonya Sosyalist Partisi'nin kurucu üyeleri toplantıyı mum ışığında sürdürdüler. Muhalif gruplar tarafından kurulan yeni partinin fiyat artışlarına karşı çıktığı belirtiliyor. Kapatılan Dayanışma Sendikası ise, Lech VValesa'nın da imzası bulunan b.r bildiri yayımlayarak fiyat îrt^şlannı kınadı ve bu gelişmenin insanları yoksulluğa iteceğini ve "dramatik olaylara" yol açacağını öne sürdü. Dayanışma Sendikası tarafından yayımlanan büdiride, sendika üyelerini, yaşam standartlarını savunmaya ve işçilerin uygun ücret taleplerini desteklemeye çağırdı. Bildiride, hükümetin fiyat artışlanna gitmeden, anlamlı politik ve ekonomik reformlar yapması gerektiği belirtildi. Gerçeküstü kadifeler İstanbul Haber Servisi Dünyaca ünlü GIRMES fırmasının ürettiği kadife ve imitasyon kürkler Hiiton Oteli'nde düzenlenen bir defıleyle tamtıldı. GIRMES fırmasının Türkiye temsilciliğini üstlenen ART Tekstil yetkilileri "Modayı yaratanlar hiç kuşkusuz kumaşı yaratanlardır" görüşünden yola çıktıklanm, 19881989 kış modasında kadifeler ve "gerçeküstü kadifelerin" vazgeçilemeyecek özellikte olduğunu söylüyorlar. (Fotoğraf: Uğur Saner) YOU HUP WITH A I0T, YOU SUIP W1TH AU HIS OID âR fi'îR IricivİP uatmauın" B ı r k l z l a y a t a ğ a 9ırd'âl" U.S.News ABDKongresi Türkiye'ye yardımı onaylamaz NEW YORK (AA) A B D yönetiminin Türkiye için önerdiği 735 milyon dolarlık yardım paketinin Kongre"den geçme şansının çok az olduğu bildiriliyor. Amerikan dergisi 'U.S. News and Worid Report"a göre, bütçe harcamalarını azaltmaya çalışan A B D Kongresi'nin, Türkiye için öngörülen 735 milyon dolarlık paketi onaylaması güç bir ihtimal. Dergi, ABD'nin, askeri üslere sahip olduğu ülkelerle ilişkilerini konu alan araştırmasında, Türkiye konusunda şu görüşlere yer verdi: "Türkiye, Kongre'nin 1988 için ne kadar miktarda yardımı onaylayacağını görene dek, yeni üsler anlaşmasını nihai olarak onaylamayı geciktirdi. Bütçeyi kırpmak için makaslann çalıştığı sırada Ankara'ya vaat edilen 735 milyonun onaylanma şansı çok az. Bu da, A B D ile NATO'nun doğu kanadını oluşturan Türkiye arasında yeni bir tartışma demektir." alımısa 46.656 kışiyle cinsel ilişki zincirine katılmış oluyor. Bu rakam, 6'nın 6 katıyla çarpılması sonucu ortaya çıkıyor. Ve bir cumle: "AIDS'in • K M İ U O K l Ş l y l C y d l l H d y i l l nz e o u b t n e k hızla yayılması hiç de şaşırtıcı değil" ÇCınkü bu ilişki zincirindeki heri d , n n uü si erkek arkadaşlarıyla da yatmış oluyorsunuz." Tam sayfa bir ilan... Bir kız hangi bir kişide AIDS virusü varsa, aynı zincir içindeki bir başka kişiye ve aynı yatakta üç erkek. Bir sayfa daha açıyorsunuz. Bu kez aynı yatakbu virüsün bulaşması mümkün. Bu ilanı veren, bir prezervatif firması. ta bir delikanlı ve üç genç kız. Ve bir yazı: "Bir erkekle yatağa girince, AIDS korkusu ile birlikte prezervatif tüketimi hızla artıyor. AIDSvirüsü onun butün eski ktz arkadaşları ile yatmış oluyorsunuz." The Indepen nün yayılma olasıhğı ise cinsel ilişki sayısı ortalama 7 alınırsa 823.543'e, dent gazetesinde yer alan bu çarpıcı ilanların altında bir de metin var. 8 alınırsa 16.777216'ya yükseliyor. Hayatta ortalama 6 kişi ile cinsel ilişkiye giren birisi, aynı ilişki oranı esas ATLANTİK ANTLAŞMASİ DERNEKLERİ 'Güneydoğu kanada yardun arttırdmak' Dış Haberler Servisi Atlantik Andlaşması Demeklerinin 33. Genel Kurul toplantısı dün Istanbul'da surdü. Sabah yapılan askeri ve siyasi komite toplantılanndan sonra söz konusu komitelerin raporlan daha sonra genel kurula sunuldu. Siyasi komite raporunda, ısrafı önlemek için ittifak üyeleri arasında savunma sanayii alanında daha fazla işbirliği istenirken, askeri komite raporunda güneydoğu kanat ülkelerine askeri yardımın arttırılması gerektiği belirtildi. Bu arada Doğu Anadolu'nun saldırıya uğraması halinde, NATO'nun yardıma geleceği tekrarlandı. Siyasi komitede ele alınan konuları özetleyen Kanadalı delege Morton, Reagan ile Gorbaçov arasında orta menzilli füzelerin (INF) kaldırılması için imzalanacak anlaşmanın ekonomik açıdan Sovyetler Birliği'ne daha fazla yarar sağlayacağını söyledi. Bunun, ekonomik kalkınma için olduğu gibi konvansiyonel güçlerin daha da kuvvetlendirilmesinde de kullanılabileceğini kaydetti. NATO üyeleri arasında savunrna sanayii açısından bir tür rekabet bulunduğunu bildiren Morton, bunun kaynak ısrafına yol açtığını vurguladı. Morton, ittifak üyeleri arasında savunma sanayii açısından daha fazla standardizasyon ve çeşitli projelerde daha çok işbirliğinin gereği üzerinde durdu. Sovyet lideri Gorbaçov'un reformlannın basarıya ulaşmasının zor olacağını belirten Morton, "Batı, Gorbaçov'a yardım etmeji bir görev sayması gerekir" dedi. Askeri komitenin raporunu sunan ABD'li emekli General Blanchard ise, ilerde olası bir savaş halinde güney kanat bölgesindeTrakya, Doğu Anadolu, Kuzey Italya, Akdeniz ve Karadeniz'in savaş alanları olacağını söyledi. Blanchard, Sovyetler'in bölgedeki ilk hedefinin, Akdeniz'de ABD donanmasına ait 6. Filo'yu etkisiz hale getirmek olacağını, bu nedenle Trakya bölgesi ve Boğazlann Moskova'nın askeri stratejisinde önemli bir yer tuttuğunu bildirdi. Atlantik Andlaşması Derneklerinin Genel Kurulu, tüzel toplantısının yapılmasından sonra bugün sona erecek. Carrington konferans verdi güvence İstanbul Üniversitesi'nde bir konferans veren NATO Genel Sekreteri Lord Carrington, Sovyet tanklarının Doğu Anadolu'yu tehdit etmesi halinde, ittifakın diğer üyelerinin Türkiye'nin yardımına koşmalarını düşünmemenin mümkün olmadığını söyledi. Haber Merkezi NATO Genel Sekreteri Lord Carrington, "Sovyet tanklannın bilfıil Doğu Anadolu'yu tehdit etmesi halinde itlifakın diğer üyelerinin Türkiye'nin yardımına koşmamalaıTm düşünmem mümkün degildir" dedi. NATO Avrupa Müttefik Kuvvetleri'nin geçen haziran ayında emekli olan Komutanı General Bernard Rogers, geçen ay Hürriyet gazetesine yaptığı bir açıklamada, Sovyet birliklerinin Doğu Anadolu'yu işgal etme girişiminde bulunması halinde, ittifakın diğer üyelerinin Türkiye'nin yardımına koşup koşmayacağını bilmediğini söylemişti. Rogers'ın bu yöndeki açıklaması, NATO Genel Sekreteri Lord Carrington ve selefi Avrupa Müıtefik Kuvvetleri Başkomutanı General John Galvin tarafından yalanlanmıj ve Türk kamuoyunda tepki yaratmıştı. Nitekim, önceki gün başlayan Atlantik Antlaşmasi Dernekleri'nin 33. Genel Kurul toplantısına katılmak üzere Istanbul'da bulunan NATO Genel Sekreteri Lord Carrington, dün İstanbul Üniversitesi'nde verdiği "Türkiye ve NATO" konulu konferansta, aynı konuya değinerek bir kez daha, ittifakın diğer üyelerinin somut bir Sovyet tehdidine karşı Türkiye'nin yardımına koşacağı konusunda güvence verdi. htifakların yalnızca dostluk ve uyumluluk üzerine kurulamayacağını belirten Lord Carrington, "Birtarafta iltifakın varlıklı üyeleri kendilerini bir nevi Marshall Planı'nın yeni yöneticileri olarak göriirlerken, diğer tarafta Türkiye hâlâ kendini ayakla duramayacak kadar güçsüz hissederse, NATO kendini kurtaramaz" dedi. Lord Carrington, ittifakın 40 yıllık tarihi içinde sağlanan bağlılığın. şimdiye kadar hiçbir ittifakta görülmediğini hatırlattı • Ote yandan Allanlik Anllaşması Dernekleri'nin genel kurulu da çalışmalannı sürdürüyor. Gerek askeri ve siyasi komitelerin toplantılarında, gerekse "1990'brda NATO'yu bekleven sorunlar ve fırsatlar" konulu toplantıda söz alan konuşmacıların özellikle orta menzilli füzeler anlaşması üzerinde durmak gereğini duydukları dikkati çekiyor. Genelde anlaşmanın yol açacağı gelişmeler konusunda kaygılar belirtilirken, bazı konuşmacılar daha iyimser bir yaklaşım içinde oldular ve anlasmada benimsenen formülün 1979'da Batılılar tarafından ortaya atılmış olduğunu hatırlattılar. Yabancı konuşmacıların da, Sovyetler'in anlaşmaya uyup uymayacakları konusunun çok tartışmalı olduğunu ve mutlaka sağlıklı bir denetleme mekanizması kurulmasının önemini vurguladıklan; Gorbaçov'un iktidarda kalması konusunda kuşkular belirttikleri ve Kruşçev örneği ortadayken Gorbaçov'un politikasına göre uzun vadeli planlar yapmanm yanlış olacağına dikkati çektikleri görüldü.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle