16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/6 18 EKİM 1987 Roma'dan Beyruftan Âyakkabı arşivleıi NtLGÜN CERRAHOĞLU ROMA "Gece ayakkabılan için" diycr, Ennio Laudadio, "Düşgücüm sınır tanımıyor. Ben bunlann binbir çeşidini yaptım. Vçunım gibi topukları slraslarla kapladım, topuğun kenarına kiiçuk düğmecikler büyüklüğünde pıriantamsı laşlar koydum. topuklan kâb kırmızı satenle kâb siyah aplikelerle kapladım. Geçenlerde eski bir muşterinin kın, anneşine yaptıgnn aplike yapılmış bir pabucun benzerini istedi. Ama artık bunlan yapmaya imkân yok. El Ljlemesi kalmadı çünkiı. Ben de makineyle yapümış işleme kullanmam." 1953'ten beri Roma'da el işçiliği ile ısmarlama âyakkabı yapan Ennio Laudadio'nun söyle. dikleri bunlar. Aralarında "Acı Pirinç"in unutulmaz yıldızı Silvano Mangano gibi ünlü müşte Zarif ve daima bakımlı duran pabuçlar, estetiğe en küçük ayrıntılarda bile ağırlık veren îtalya'da şıklığın bir numaralı vazgeçilmez aksesuarı olarak görülüyor. Sanatçılar, asilzadeler, dakikaları sayılı işadamları, politikacılar, îtalya'da ısmarlama pabuç yaptırmaya zaman ayırabiliyorlar. rileri de olan Laudadio, "Mangano Modeli" adıru verdiği, her renkteki, klasik dekolte pabuçlannı 1950*lerde olduğu gibi bugun de peynir ekmek gibi satıyor. İtalya, babadan oğula geçen bu tip "zenaaf'lerin hâlâ yaşayabildiği ender sanayi ülkelerinden biri. Sanatçılar ve "mavi kanlı" asilzadeler kadar meşgul bir menacer, dakikalan sayılı bir sanayici, MilanoRoma arasında mekik dokuyan bir politikacı ya da gazeteci. îtalya'da, ısmarlama pabuç yaptırmaya zaman ayırabiliyor. Zarif ve daima bakımlı duran pabuçlar, estetiğe en küçük ayrıntılarda bile ağırlık veren bu ülkede, şıklığın bir numaralı vazgeçilmez aksesuarı olarak görülüyor. Genellikle Roma'nın tarihi merkezinde, turistlerin pek tanımadığı daracık sokaklarda bulunan bu âyakkabı "beykeltıraşları", her müşterinin teker teker ayak kalıbım alıp, bunlan saklıyorlar. Öyle ki, örneğin bir omür boyu bu işi yapmış Giuseppe Gatto'nun dükkânının "arsiv"in Romantik yolculuk Che, her zaman olduğu gibi cumartesi partilerine gitmemize v romantik aşklar tahayyül et bugün de Batılı değerler bütünuBRÜKSEL Romantik dev memize engel değildi. nün bir parçasını oluşturuyor. rimcilerin en sonuncusu öleli Sonra, GümüşsuyuDolma Romantizmi ve ütopyasıyla Che tam yirmi yıl olmuş ve unutmuş bahçe guzergâhıyla yetinmedik. esas olarak Batı'ya ait. Eğer bız, tum. O'nun suretini, Belediye "Birinci" içer olduk ve boyumuz GümüşsuyuDolmabahçe güzerMeydanı'na çıkan yan sokaklar bir karış büytıdü. Bitmeyen bı gâhından saptıysak; Yeni Hardan birinde görünce afalladım ve yıklanrruzla Gürcü'nün bıyıkla man yerine Birinci cigarası içip çok sevindim. Senelerdir, aleni nru taklit ettik. Felsefenin 'İemel ciğerlerimizi paraladıysak; "balmıntıkalarda hiç rastlamamış iuVlerini" ve bubi tuzaklannı öğ ta bileyen" şarkılara temayül ettım, dolayısıyla da göz aşinalı rendik. Beatles yerine, "baltası tiysek, biz suçluysak da, tek suçğun kaybolmuştu. Portresi, "Hu nı bileyea" şarkılar dinledik. lu biz değiliz. Çünkü, bizim hiç guette'nin Yeri" lokantasımn bi Taksîm'e çıktığımızda "Söke Che için özel yayınlar yapan devtişiğindeki duvara şablonla çizilağalanndan ve Amerikan men let televizyonlarımız; O'na sayfamişti. Duvarın üstündeki levhaşeli gazozlardan" hesap soran lar ayıran muhafazakâr gazeteya, "Buraya afiş yapıştıranlara gazeteler sattık. Aydınlıklarm lerimiz; Ütopyayı ve romantizmi 1843 tarihli amme kanununun alacalan ve beyazlan; halk savaş kutsallaştıran mitoslarımız ol32. maddesine göre cezai işlem lanrun şehiriileri ve köylüleri ara madı. uygaUnır" ibaresi düşülmuştü. sında seçirnler yaptık. CumartePortrenin altına, yine şablonla, si partilerini ve aşk tahayyüllerini yalnızca "Ctae Si" yazılmıştı. unuttuk. Daha çok devrimci ve daha az romantik olduk. FelseAkşam, televizyonda özel fenin "temel Okeleri" ve bubi tuprogram yaymladılar. Hayatını, fikirlerini, mücadelesini, Batı zakları hakkında bilgimiz "engençliği üzerindeki etkinliğini ginleştikçe de" zaten iğreti olan anlattılar. Ernesto Che Guevera romantizmimizden eser kalmadı. BrükseVden HADİ ULUENGtN de 20. yüzyılın âyakkabı modasını gün be gün izlemek mumkun. Başlangıçta sadece fantezi kadın pabuçları yapan Gatto, şimdi kadın müşterileri kadar erkek müşterileri olduğunu söylüyor. Kendisi gibi zenaatkârların yarattığı pabuçların, zamanla renklerinin nuanslarının değiştiğini, eskidikçe daha güzelleştiklerini ve kullanımla oluşan kırışıkların ayakkabılara cazip bir "yaşanmış" hava verdiklerini söylüyor. "Ayakkabılarınm, bir ömttr boyu da kullanabilirsiniz" diyor Gatto, "Bunun için içine daima ve yalnızca nıtubeti emen tahta kalıp koymalısınız. Aynı pabucu her gün keânlikk giymemelisiniz. Onlan her zaman hangi artizan yapmışsa, ona goturup tamir ettirmelisiniz. Cilalaraak için de yumuşak bir fırça ve yumuşak bir bez kullanmahsınız." Aslında, ısmarlama ya da hazır ayakkabılarımzı Italya'dan almak durumunda iseniz, onlara gerçekten gözünüz gibi bakmak zorundasınız. Çünkü eldiven gibi yumusacık ve hafıf olan bu artizanal pabuçlar bir yana, bu kış "Magli", "Ferragamo", "Gli Rossetti", "Beltrami", "Pollini" gibi tanınmış âyakkabı mağazalarında bir çift rugan pabucun fiyatı 200.000 lireti (140.000 TLlsı) buluyor. Bu sadece, liret karşısında değer kaybeden paralarla alışveriş edenler için değil, ayda 1,5 milyon liret (yaklaşık 1 milyon TL'si) maaş alan bir İtalyan banka memuresi için de, bir kalemde önemli bir meblağ sayılıyor. Fakat Avrupa'nın en canlı paralel ekonomisi ile ayakta duran bu ülkede, kimse tek maaşla yetinmiyor. Bu nedenle, genellikle gelirinin büyük kısmını zaten ' üstünde taşıyan" İtalyan ortadireği, pabucun en zarifine ho\ardalık ederken öyle pek de uzun boylu düşunmüyor. Çıkarların kavşağı Fransa Devlet Başkanı Jacques Chirac, Dışişleri Bakanım "bölgedeki çalışmalann kalbi ve bölgesel çıkarların kavşağı" olarak tanımladığı Suriye'nin başkenti Şam'a gönderdi. MİCHEL NAUFAL BEYRUTOrtadoğu'da politik ve askeri alandaki gelişmelerin, uluslararası ve bölgesel olayları kendi lehine çevirmeyi bilen Suriye'nin prestijini yükseltmeye yönelik olduğunu görmemek imkânsız. Amerikan büyükelçisinin Şam'a geri dönüşü, Amerika Dışişleri Bakanlıgı'run Ortadoğu yetkilisi Richard Murphy'nin Suriye ziyareti, BatıSuriye ilişkilerindeki olumlu gelişmeleri en iyi şekilde açıkhyor. Bu arada Fransa Devlet Başkanı Jacques Chirac, Dışişleri Bakanı Jean Bernard Raimond'u, "bölgedeki çalışmalann kalbi ve bölgesel çıkarların kavşağı" olarak tanımladığı Suriye'nin başkenti Şam'a gönderdi. Raymond'un, Suriye gezisinde altı özellikle çizilen tek bir konu vardı: "Suriye ile ilişkileria sürdürülmeci." Raymond'un gezisi öncesinde bir Arap gazetesi bu ziyareti şöyie yorumlamıştı: "Şam'ın ve Arap dUnyasındaki öneminin tanınması ve tanıtılması." Böyle bir istek, AmerikaSuriye ve buna bağlı olarak da Sovyetler BirliğiSuriye diyalogları, ilişkileri için de geçerüliğini koruyor. Ürdün ve Suudi Arabistan'ın tüm çabaları, önümüzdeki ay Amman'da yapılacak "Arap nrvesi"ne Suriye'nin katılması yolunda. Her iki ülke de, zirvenin amaana ulaşmasında Suriye'nin katılınumn şart olduğu görüşünde. Ancak bu koşullarda "Körfez savaşı"na bir çözüm bulunabileceğini göstermek ve "Arap sisteminin inandırıcılıgını kurtarabilmek" için tran'a karşı Arap ulkelerinin onak bir tutum içine girebileceğini savunuyorlar. Beyrut'ta yayunlanan diplomatik raporlara göre Arap zirvesinin tutumunu etkileyebilecek faktörler şöyle Özetlenebilir: 1Suriye zirveye kesinlikle katümalı ve Başkan Hafız Esat oturumlan bizzat kendisi izlemeli. 2Zirvenin programının Şam'ın istegi üzerine yeniden gözden geçirilmesi. 3Zirvede görüşUlmesi beklenen tran ve diğer Arap ülkeleri arasındaki diplomatik bagın kopuldugu ile Ugili konulann günde mden çıkanlması. 4tsrail ve Arap ülkeleri arasındaki anlaşmazlık, zirvenin en önemli konulan arasında yer aiıyor. Lübnan krizi ile Ugili görüşülmesi beklenen konu da zirvenin programından çıkanlan konular arasında. Bu konunun yerine "Arap topraklarının İsrail tarafından işgalinin" görüşülmesine karar veriMi. Bu son dunımdan da anlaşılabileceği gibi, Suriye, Amerika Birleşik Devletleri'ni " a l t etmek" için gerekli tüm kozlan elinde tutuyor. Şimdiye kadar Lübnan, Filistin ve Müslümanlara ait tüm bilgileri toplamayı başaran Suriye, bunlan açıklayıp açıklamamak için bölge ile ilgili alınacak son kararlan bekliyor. Lübnan'da durmadan kaybeden taraf olan İsrail ve Yaser Arafat, saldırı bölgelerinde yandaş olmak için anlaşmaya vardılar. Böylece Suriye'ye karşı ellerinde tuttuklan tüm kozlan kullanabileceklerini düşünüyorlar. Suriye sınırındaki İsrail saldırısı ancak bu düşünceyle açıklanabilir. Özellikle de bu hareket, Yaser Arafat'ın askerleri Güney Lübnan'da ve Sayda bölgesinde saldmya geçtikleri sırada gerçekleşmişse. Hitler hayranı genç Nazüer, datlaklar olarak adlandınltyor. Hırçın dazlaklar Dazlakların amacı dikkat çekmek, huzursuzluk yaratmak ve de kavga çıkarmaktır. Alman olmayanları dost saymazlar. Ülkede çalışan Türklerle de araları iyi değildir. AHMET ARPAD STUTTGART Micha on iki yaşında. Koyu yeşil deri ceket, uzun siyah çizmeler var üzerinde. Böyle giyinmek hoşuna gidiyor yaşından buyük gösteren çocuğun. Çevresindeki gençler de benzeri giysiler taşıyor. Çoğunun kafası dazlak! Micha'nın da. Stuttgart tren istasyonunun 16 nolu peronu o sabah kalabalık. Yolcular tren bekliyor. Gençler çoğunlukta. Bağırıp çağırıyor, neşeli şarkılar söylüyorlar. Stuttgart futbol takımının deplasman maçına gidiyor, bine yakın fut Stuttgart'tan Valencia'dan VALENCIA Insanları hububat gibi tartıp üstu etiketli, ağzı mühürlü torbalara doldurmak. Türk erkeği güçlüdür, tsveç kadınları ateşüdir, Italyanlar gevezedir diye düzgün sınıflara ayırmak. Ne güze', ne rahat, ne kolay, ne temiz bir açıklama biçimidir şu genelleme... Schopenhauer'in Fransızların hafifliğini vurgulamak istediği nın 8 Ekim 1967 tarihinde Boliv Kimimiz hâlâ Che'nin resmini bir söyleşi sırasında, "Afrikalıya'da öldürüldüğünü ve bugün assa da onlar da dahil, pek ço lann maymunları \arsa, bizim bunun yirminci senei devriyesi ğumuz Che'nin antiotoriter de Fransızlanmız var" dediği riolduğunu söylediler. Şimdiki ütopyalarından uzaklaştık ve vayet edilir. Fransızlar İspanya'gençüğin Che'yi unuttuğunu, oy başka otoritelerin dişlilerine dö ya doğru dudak bükup, "Afrisa O'nun, altmışlı ve yetmişli yıl nüştük. ka Pirene dağiannda başlar" dilann belli başlı gençlik mitoslaO yıllar Batı gençliğinin de ilk ye gülumserler. rından biri olduğunu belirttiler. başta bizimkisinden çok farklı Pirene eteklerine yayılan Ekranda eski isyankârlan konuş bir çıkış noktası yoktu. Ancak, Basklar, kinci bakışlarını aşağıturttular. En muhafazakâr gaze onlar kendilerini esas olarak lara çevirerek, "Biz uzun boylu teler bile, aynı minval üzere say GümüşsuyuDolmabahçe guzer sanşındık. İspanyollar geldi, kıfalar dolusu yayın yaptılar. gâhıyla sınırlamasım bildiler. sa boylu esmer olduk. kanımız Bizim Che ile yolculuğumuz GüzergaB dışına taşanlar, toplu bozuldu" diye söylenirler. ise Gümüşsuyu'ndan Dolmabah mun içınden bizden çok daha Sözu geçen İspanyollar ise biçe'ye inen güzergâhta başlamıştı fazla marjinal kaldılar ve bizden raz daha güneydeki Araplardan ve romantiktik. "Yeni Harman" çok önce tornistan ettiler. Çün hiç hazzetmezler. Kara kaşlarıiçiyor, "Beatles" dinliyor ve "İki. ku Batı gençliği, bizim yabancı nı çatıp, kara ve bazen de kıvırttç, dört daha fazla Vietnam / sı olduğumuz ve Batı düşüncesi cık saçlarını sıvazlayarak, Emesto'ya bir selam / Ho, Ho, nin bir parçası olan, Che'nin de " Araprar İberik yanmadasını işHo Si Minh" diye tempo tutu bir bolümünü temsil ettiği ütop gal ettiler, ama biz onlarla yorduk. Bıyıklarımız yoktu. ya kavramıyla iç içe yaşıyordu. kaynaşmadık" derler. Düpeduz . Odalanmıza Che'nin resmini ya Çünkü Batı gençliği, Che'nin ro Arap olan guney İspanya'nın pıştırmışsak da henüz Françoise mantizmini "Birinci" cigarasını mimarı stiline de "hispanomoHardy'nin resmini indirmemiş satacak kadar ucuzcu ve sonra resk" takma adıyla sahiplenmetik. Ernesto'ya selam verip, yeni da bunun diyetini hayatı pahası ye çalışırlar. den Taksim'e çıkıp kitapçıdan na ödeyecek kadar tecrübesiz deKuzey Afrikalıların "Bedevi"Gerilla Günlüğü"nü almamız. ğildi. ler"den. "Bedeviler"in de "pig Bizim Che ile yolculuğumuz, Gümüşsuyu 'ndan Dolmabahçe'ye inen güzergâhta başlamıştır ve romantiktir. "Yeni Harman" içiyor ve "Beatles" dinliyorduk. Bıyıklarımız henüz bitmemişti. Ispanyolların arabeski MİNE G. SAULNİER meler"den hoşlanmadığını rahatlıkla varsayabiliriz. "Anayurt Oteli"nin kadın oyuncusu Serra Yılmaz ile Valencia'ya doğru yol alan bir "Renfe" otobusündeyiz. Yavaşlığı ve sıkışıklığı ile ünlu karikatürist Dubont'nun çizgilerinden mizah dünyasına cilt cilt tren öyküleri kazandıran İspanyol trenleri, otobusün icadından bu yana yitirdiği müşteri sayısıyla sıkışıklık sorununu çözmüş, ama hâlâ aynı hızlılıkta. Olağan bir ülkenin demiryollan işletmesi, doğal olarak hangi işle uğraşır? ruz ya lafın gelişi işte. Sanki İstanbul Ankara E5 karayolunda, sapına kadar bizden bu otobus. Videoda bir "Rambo" filmi bitiyor, nıüzik setinde bir "İspanyol arabeski" başlıyor. Hani yani hoparlör bu denli burnumuzun dibinde olmasa, sözlere dikkat etmesek, upkısının aynısı Neşe Karaböcek söylüyor sanki. Tabii aslında arenada ölen Pakito'nun dul karısı İsabel, bu usturuplu hıçkırıklarla nakarat çeken kuş. Adam öleli üç >ıl oldu, güzel kansı İsabel tuller ve mucevher Otobüsle Valencia'ya gidiyoruz. Ama sanki htanbulAnkara E5 karayolunda sapına kadar bizden bu otobüs. Videoda bir "Rambo" fılmi, müzik setinde bir "İspanyol arabeski". Trenler ve demiryollanyla değil mi? İspanya"da değil. Akdenizli dehası burada başlıyor işte: Trenlerin hızını yukseltip demiryollarını adam etmekten umudunu kesen "İspanyol DDV'si "Renfe", bakmış otobüscülükte para var, tutmuş bir otobus şirketi kurmuş. İspanya'nın dort bir yaruna doğru dürüst tren kaldıramayınca, vızır vızır otobus kaldırıyor. İşte öylesine bir tren yolları otobusündeyiz, Serra Yılmaz ile. Süper lüks. Valencia'ya gidiyolerle saklamaya çalışıp da aslında göbeğine kadar açtığı müthiş yuvarlaklannı hoplata hoplata, hâlâ sahnede kıvranıyor, locaya süs köpeği gibi yerleştirdiği oğluna bakıp bakıp; "Vay babası ölen kara kaşlı aslanım. ben sana dul halimle nasd bakarun..." diye ağlıyor. Öksüzün nerdeyse sakalı bıyığı çıkacak ve Pakito'nun dul karısının banka kasaları taştı taşacak. Anlaşılan bu bereketli dulluk bir başka boğanın, bir başka torerodan alacağı intikama, yahi mışlardır. Genelde istasyon çevresinde, büyuk parkta, gezinti caddesinde ve futbol stadında görünürler, dergilerini dağıtır, parola atar ve kavga çıkarmak için bahane ararlar. Alman olbolsever. Dazlaklar pek ses çı mayanlan dost sa>TOazlar. Kuzey karmadan bir köşede duruyor. Almanya ve Bavyera kentlerinde Bakışlan sert. "Bunlar seslerini çıkardıkları kavgalarda ölüm gittikleri statta çıkaracak" diyor olaylanna da rastlanmıştır. Mülbekleyenlerden biri. Gerçekten teci yurtlanna saldırır, özellikle de bu gençlerin amacı futbol sey Afrika'dan gelenlere kin duyarretmekten öteye, dikkati çekmek, lar. Ülkede çalışan Türklerle de huzursuzluk yaratmak ve de kav araları iyi değildir. ga çıkarmak. Maç sırasında sağ Şu gunlerde piyasaya çıkan bir kollarını havaya kaldırır, bera kitap, ülkelerinde 1.5 milyon berlerinde getirdikleri "Rayh" Türkle birlikte yaşayan AlmanbayraKİarını sallar ve gizli yayımlar için çok ilginç. "Scurla lanan dergileri dağıtırlar. Çünkü Raponı" 19331950 yıllan arasınbunlar Hitler hayranı genç "Na da Hitler ve onun Nazi rejiminziler"dir. den kaçıp "Atatürk Türkiyesi"ne Birçok Alman kentinde oldu mülteci olarak sığınan Alman biğu gibi Stuttgart'ta da gruplaş lim ve sanat adamlarının yaşamından söz ediyor. Yeni cumhuriyetin Batı'ya donuk universitelerinde yüksek gorevlere getirilen bu insanlara istedikleri gibi çahşma olanaklan tanınmıştı. Ancak Turk vatandaşlığına geçme istekleri reddedilmişti. Bu kişilerin yetiştirdiği asistan ve doçentlerin günün birinde fakültelerde öğretimi ele alması isteniyordu. Hitler'in, Türkiye'de çalışan yeni ve taze bir dul ile öksüzü değerli bilim adamları ile yakınnü sahnelere vuruncaya kadar dan ilgilendiği bu "Scuria Raposürecek. ru"nda ortaya çıkıyor. Berlin Kulağımızda İspanyol arabes Egitim Bakanlıgtnın 193O'lu yılki, gözümüzde Silvester Stallo larda Türkiye'ye gönderdiği Dr. ne'un pazuları, İspanyol tren Herbert Scurla, ülkede çalışan yolları Renfe'nin otobusünde Almanlar ile yakın ilişki kurmuşyiz. Sevinç içindeyiz. Çocuklar tu. Hitler'in adamının amacı, bu gibi eğleniyoruz Serra ile. Vene kişileri gerektiğinde urküterek, dik'te ödül kazanan "Anayurt yabancı bir ülkede de olsa, onOteli" yarışacak Valencia'da. lara Nazi kultür politikasını aşıKıpır kıpır bir umut yüreğimiz lamak, bilimsel çalışmalarını de. Niçin olmasın? "Anayurt Nasjonal Sosyalist görüşler doğOteli", evrensel ölçüde bir film. rultusunda yaptırtmaktı. Scurla, Vücutları gibi kültürleri de Ankara'daki görüşmelerinde boyuna değil enine olan hükjj Türk devlet adamlanna da ülkerr.et üyelerinin sansürlerje yönet sinin kultür politikasını kabul ettiği Türk sineması, zincire vuru tirmeye çalışmış. "Atatürk lamayan bir patlamayla Avru Türkiyesi" politikacılanrun böyle pa'ya açılıyor, bu kuşkusuz. bir şeye karşı çıktığı da raporda yer almakta. Nazi rejiminin biAvrupa'da giderek artan bir limsel çalışmalan her zaman ve ilgi var Türkiye'ye. Henüz ne her yerde nasıl etkilemek istediolumlu ne olumsuz bir yörünge ği bu "Scurla Raponı"yla çok iyi ye oturmuş değil üstelik. Bekle belgelenmekte. yen, anlarnaya çalışan ve bazı Çılgın bir rejimden ve onun şeyleri belki de atladıklanru kav neden olduğu savaştan kaçıp rayan bir ilgi bu. Televizyonlar Türkiye'ye sığınanlar çok değerda Türkiye'de çevrilen ya da li kişilerdi. Hur bir ülkede isteTürkiye konulu fılmlerin bini bir dikleri gibi çalışma olanağı bulpara. Basın deseniz aynı. İspan muşlardı. Finans veekonomi uzyol "El Pais" gazetesi, eylül manları Fritz Neumark ve Aleayında Yalçın Pekşen'i andvran xander Rüstovt, Ankara Siyasal bir uslupla, Kapadokya'ya doğ Bilgiler Fakültesi Şehircilik Kurru yola koyulup altı günde üç süsü öğretim uyesi ve savaş sonbin kilometre yolu soğuk hava rası Batı Berlin Belediye Başkatertibatlı olması gerekirken, ol nı ünlü Ernst Reuter, dilbilimcimayan otobüslerle yapan 40 ki leri Leo Spitzer ve Erich Auerşilik bir İspanyol grubunun ma bach, Atatürk Türkiyesi'nin vaceralannı yayımladı. rarlandığı uzmanlar olmuştu. ŞİRKETLER TOPLULUĞU ELEM AN AR1YOR İstanbul merkez ofislerimizde ve istanbul içi ve dışı şantivelerimizde gÖrevlendirilmek üzere; ÇAItan: MARKSİZM HAKLT Çetin Altan'a göre Mara'ın öngörüleri dogrulandı. İnsanlık sınıfsız btr topluma doğru gidiyor. Marksizm bitmeyecek. Belki gözden geçirilecek, aşılacak, yenilenecek ama geçerliliğini koruyacak. Tarık Akan, Bülent Akarcalı, Taha Akyol, Ertuğrul Alatlı, Mehmet Barlas, Murtaza Çelikel, Mehmet Dülger, Cezmi Kartay, Mim Kemal Öke, Doğu Perinçek, Şevket Yılmaz'ın görüşleriyle MAKİNAVE İNŞAAT MÜHENDİSLERİ • İyi derecede İngilizce ve/veya Fransızca bilen, • Askerliğini yapmış, • Tercihan 5 yıl şantiye tecrübesi olan • S H P ANAHTARI HANGİ KAPIYI AÇACAK?: HEMEN SEÇİM KİMİN ÇIKARINA? • S O N YÖRÜK: OSMAN ŞAHİN SULTAN ANA'YLA TOROSLAR'DA • • • • • . TOPOĞRAF • Tercihan İngilizce veya Fransızca bilen, • Askerliğini yapmış, • 10yıltecrübeli elemanlar aranıyor. Istekülerin, Şahsen veya özgeçmişlerini içeren bir mektupia Alarko Iş Merkezi Maslak Meydanı No:41 Ayazağa İSTANBUL adresindeki Endüstri ilişkileri Koordinatörlüğüne başyurmaları rica olunur. Elazığ'da jandarma inek almaya giden köylüyü vurdu. Savcr. "Kusura bakma, terörist sanmış." Doğu Perinçek: Dost VVeizsaecker • Anılarda Behice Boran:Arif Damar, Mehmet Kemal, Şule Perinçek anlatıyor. ÇKP Kongresi toplanıyor: Siyasal reformlar gündemde. • Tutuklulara haber: Sivil cezaevlerine nakil gündemde TKP (İşçinin Sesi) Genel Sekreteri R.Yürükoğlu • "Sovyetler'de demokrasi yok." ^ ingiltere'de Yeşiller loplantısı. . Ulkucü aileleri: "Türkeş post kavgasında, biz can derdindeyiz" ^ C. Süreya'dan Kurtcebe Alptemoçin portresi BAŞSAĞUĞI Değerli üyemiz VEFAT VE BAŞSAĞUĞI Üyemiz, degeıli insan, maden yüksek mühendisi Çanakkale'nin gerçek mimarı, çok değerli hemşerimiz, büyük insan ABDÜLHALİK EDEBALTyi TMMOB HARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI YÖNETİM KURULU yitirmenin üzüntüsünü paylaşıyoruz. Ailesine ve üyelerimize başsağhğı dileriz. MUAMMER KAYMAKÇALAN ve saygıdeğer eşi REŞÂT TABAK'ı kaybetmenin derin acısıru yaşıyoruz. Kederli ailesine başsağhğı dileriz. Anısı gönlümüzden süinmeyecektir. BERİA KAYMAKÇALAN'ı 15.10.1987 günü yitirdik. Ailesine yakınlanna ve maden mühendisleri topluluğuna başsaglığı dileriz. TMMOB MADEN MÜHENDİSLERİ ODASI AVUKAT RAFET ERDEM
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle