29 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 EKİM 1987 HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/İİ Özal İstediğini Elde EtU Ama... niden yakalamıştı. SHP lideri İnönü'nün bu konudaki ödün isteklerini cuma günü büyük bir karartılıkla geri çevirdi. ANAP liderinin fnönü'ye verebileceği tek "ödün", seçimleri bir hafta daha erteleyerek 6 aralık tarihine atmaktı. Sayın inönü de yalnız bunu kabule haklı olarak yanaşmadı. Aslında ANAP liderinin SHP lideriyie buluşması biraz zoraki otmuştu. Hkpbir şey cikmayacagını bile bile, sırf zevahiri kurtarmak ve karnuoyuna diyalog görüntu&u verebilmek için SHP lideriyte akşam vakti şöyte bir buluşup tokalaşmıştı. Hepsi bu kadarl ınönu, kendisine, neden öteki muhalefet Itderteriyte de görüşmedigini sorunca özal şu yanrtı vermişti: "Benlm hakkımda çok atıp tuttular. Bir sure geçsin onlarla da görusurüm." (Barumtfi 1. Sayfada) husus da su olabilirdi: Erdal İnönü, Demirel ve Ecevit'le "eskiler"\e aynı safta görünmek tstemiyordu. SHP lideri, her zamanki gibi güler yüzlü ve rahat bir havadaydı. Ancak kendisini pek oyle kolay günlerin beklediği söylenemezdi. Grupta seçim istemeyenler başkaldırsalar da bunların artık bir kıymeti harbiyesi yoktu. Ancak, önce partisini yeniden kanştıracak bir önseçim ve hemen ardından genel seçimler gelecekti. Ya ondan sonrası?.. 29 kasım, inönü'nün siyasal kariyerinin yazgısını belirleyecekti. • DEMİREL DYP liderinin rahat okjuğu kesinlikte soylenemezdi. Seçimlerin 1988 bahanna sarkmasını tercih ederdi. Bu süre içinde hem özal biraz daha yıpranırdı hem de Doğru Yol toparlanabilirdi. Sayın Demirel'in deyişiyle ülkede, "Bir sıkboğaz, bir kapkaç seçime gidiliyordu. Bu şarOarda yapılacak bir seçim Türkiye'yi sancılardan kurtaramazdı." Çîftçiye 1 trilyon özal hükümetinin kırsal kesime olan desteğini 1987 yılının özellikle ikinci yarısında büyüttüğü belirlendi. Piyasaya çıkan para üzerindeki kısıtlamaları kaldıran özal'ın, Merkez Bankası eliyle tarım kesimine sağladığı peşin ödeme desteği 1 trilyon 22.9 milyar liraya ulaştı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Hiikümeı, erken seçimde kırsal kesimin desteğini alabümek için, sadece Merkez Bankası kanalından çiftçiye 1 trilyon 23 milyar lirabk destek sağladı. Hazine ve Merkez Bankası, emisyon Uzerinde yarattığı baskı nedeniyle tarımsal destekleme alımlarında peşin ödeme uygulamasının kaldırılmasını istedi. Kırsal kesimde, 28 Eylül 1986'da yapılan ara seçimlerde önemli ölçude oy yitiren hükümetin, bu seçimler öncesinde çiftçinin desteğini yeniden sağlayabilmek için Merkez Bankası'ndan tarım kesimine yönelik kaynak akışını arttırdığı belirlendi. Merkez Bankası haftahk bültenlerinden derlenen verilere göre, 1987 yılı başında 192.9 milyar lira olan bankanın tarım kesimine yönelik kredileri toplamı 9 Ekim 1987 tarihi itibarıyla 1 trilyon 22.9 milyar liraya yükseldi. Bu artışın da özellikle son uç aylık dönemde gerçekleştiği görüldü. 3 temmuz tarihinde 220.5 milyar liralık bölümu Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) avansları, 6 milyar lirası Ziraat Bankası aracılığıyla kullandırılan tarımsal kredi reeskomları ve 94.8 milyar lirası da kooperatif birliklerinin kredileri olmak uzere toplam 321.3 milyar lira olan Merkez Bankası'nın tarımsal kredileri, geçen üç aylık dönemde ise yuzde 218.4 artarak 1 trilycn 22.9 milyar liraya ulastı. Merkez Bankası'ndan tanma verilen 1 trilyon 22.9 milyar liralık kaynağın en büyuk bölümunün TMO kanalıyla peşin ödemelerde kullanıldığı saptandı. TMO'ya peşin ödemeleri duzenli yapabitmesi için verilen avans tutarı, Ö41.7 milyar liraya ulaştı. Küçük çiftçilere tarım kredi kooperatifleri aracılığıyla verilen krediler için de, Merkez Bankası'ndan 104.5 milyar lira kaynak sağlandı Genel olarak bugüne kadar 56 milyar lira düzeyinde seyreden Ziraat Bankası'nın tanmsal kredileri karşılığı açılan reeskont tutarında da, temmuz ayından sonra rekor sayılabilecek bir sıçrama görüldü. Tarımsal reeskont tutarı 3 temmuzda 6 milyar lira düzeyinde iken, 9 ekimde 276.7 milyar liraya çıktı. Emisyon hacminin 3 trilyon liranın üzerine çıkmasında, peşin ödemeler için TMO'ya verilen avanslarla, tanmsal kredi reeskonüarımn büyük payı olduğunu kaydeden Merkez Bankası ve Hazine yetkilileri, "disiplinli ve sağlıklı bir para politikası" izlenebilmesi için tanmsal destekleme alımlarında peşin ödeme uygulamasının kaldırılması gerektiğini bildirdiler. Bu yöndeki görüş ve önerilerini Başbakan Turgul Özal'a da ilettiklerini söyleyen yetkililer, peşin ödeme uygulamasının önümüzdeki yıldan itibaren kaldırılabileceğini belirttiler. ÖzaVın erken seçim taktiği UGUR MUMCU GOZLEM (Baştarafı 1. Sayfada) dığı söyleniyordu Gerçi parti meclisinden bu konularda "tam yetki" de almıştı, ama nedense işi ağırdan alıyordu. Çift barajlı ve kontenjanlı seçime girmek muhalefet partilerinin ipe boyunlarını uzatmaları değil miydi? öyieydi. inönü, "boykot karan" yasanın çıkmaması için zorunlu görülmesi gerekli caydırıcı bir öntem değil miydi? öyieydi. Bir araya gelemeyen, birbirterine güvenemeyen bu üç partiye "muhalefet" sözcüğü bile gereksiz bir "ilüfat" sayılmaz mıydı? Elbet sayılırdı. Ne yapalım? Muhalefet kumaşımız bu! Bu üç muhalefet partisi, çift barajlı, kontenjanlı şu "adl seçim"ın sonuçlarına katlanacaktar... Ne diyetim başka? "KaOanma" deyince aklıma geldi... Benim bu pazar günü büyük bir derdim var ki, sormayınl Bugün bizim apartmanın "kat malikleri toplantısı" var. Tabii, gideceğim. Hukuk fakültesi mezunuyum ya; bir hukuksal konuoldu mu, kapıcı Bayram "çafkap»"gelir. Buseferdeöyle oldu. Neymiş konu? "Hele yasa çıksın, boykotu sonra düşunüruz" diyordu, ama ANAP lideri, cuma geceyansından sonra Meclis kürsüsünde çok rahatlamış bir havada konuşuyordu. Hiç de zarif olmayan bir biçimde muhalefetin gücüyle, daha doğrusu guçsüzlüğüyte alay ediyordu. Sesinde alaycı tKreşimler, "Gazetelenieki anketierl görünce hesabınız şaşt değil mi? 0 yuzden seçimlerden kaçıyorsunuz" diyordu. Erken Seçim Yasası "güçlü iktidar" getirecekti ona gore. Muhalefete açıkça şöyle sesleniyordu: "Avrupa demokrasilerinde de seçim kanunlan iktttara avantaj sağlayacak biçimde değiştiril miştir hep." ANAP lideri bir başka açıdan daha memnundu. DYP ve SHP kısa sürede bir daydılar. Ve bunun sarsıntılarını tam atlatmadan, hemen sandığa gidilecekti. Oysa kendisinin bu konuda herhangi bir sıkıntısı olduğu söytenemezdi. Hukukla çatışmasında yenilmiş ve yipranmış olsa da, bu durum ANAP liderini o kadar rahatsız etmemişti. Aksine bundan yararlandığını ve kamuoyuna "Işte bakın, eskiler yine bunalım yarattyorlar, sande "Onseçim çalkantısı" geçirmek durumun Seçimlere katılmayabilirdi DYP; ancak, bu konuda SHP "anahtar"Ğ\; SHP katılırsa yapılacak bir şey yoktu. DYP de seçime girecekti, zaten "sandık kaçağı" damgasının ne anlama geldiğini özellikle sağdaki polKikacılar gayet iyi bilirlerdi. Sayın Demirel, yasaklar için referanduma gidilmesini aynı gerekceyle istemeye istemeye kabullenmemiş m'tydi?.. 29 kasım, Demirel için birbiriyle tam zıt anlamlar içeriyordu; tam bir hayat memat meselesiydi bu erken seçim onun için. ECEVİT Sinirli ve rahatsız bir görüntü veriyordu DSP lideri. Sayın Ecevit, öyle gözüıküyordu ki, geleceğe dönük bütün siyasal oyununu SHP'nin başansızlığına göre kurmuştu. Türk siyaset sahnesinde ne olursa ofsun, her şeyden, hatta DSP'nin muhtemel bir seçim başansızlığından bile sanki SHP'yi sorumlu tutacaktı. Kendisine sonunda ne getireceğini bilemiyoruz, ama ilginç, yer yer de düzeltilmeye muhtaç bir mantık sergiliyordu Sayın Ecevit. Cuma geceyansına doğru Meclisteki odasında İnönü'nün seçim boykotuna yanaşmayışını "kaçınlmış tarihsel bir fırsat" Şu Allahın belası "salt çoğunluk"... Abi. Talip Bey soruyor, bu salt çoğunluk ne demekmis... Ona göre karar alacaklarmış da... Yıllardır, şu apartman sakinlerine bu konuyu bir türlü anlatamadım... Efendim, bir "üye tam sayısı" vardır. Bu apartmanda kat sahipterinin sayısı kadardır... Sonra "topianb nisabı" vardır; "Şu kadar insan gelirse toplantı açüır" demektir. Bir de "karar nisabı" vardır. Bu da "şu kadar insanla karar veriHr" şfflk mahkeme üç kişi ile toplanır" diye bir kural da yoktur... anlamındadır. Mahkemelerde "toplantı nisabı" yoktur. Çünkü, yasalarda, mahkemenin kaç kişiden kurulu olduğu belirtilmiştir. "Beşki Ağır ceza mahkemeleri üç kişiyle, Yargıtay Dairesi beş kişi ile Anayasa Mahkemesi ise onbir kişi ile karar verir. Anayasaya göre Meclisin, "üye tam sayısı ayn", "topianb dfktan kaçıyortar" mesajını etkili biçimde yaydığını düşünüyordu. Sonuç olarak, dünkü Cumhuriyet'in manşeti, sonucu en açık biçimde anlatıyordu. "özal istediğini elde etti." nisabı" ayrı, "karar nisabı" ayrtdır. Mahkemelerde eksik üye ile toplanılmaz. Mahkemelerde, ticari şirketterde olduğu gibi üye sayısı ayn, toplantı sayısı ayrı değildir. Bu yuzden, mahkemelerde çoğunluk oyu aranır. Bu çoğunluğa Anayasada "satt çoğunluk" denmesi gereksizdir, bu bir hukuk ve Türkçe yanlışıdır... Bunları bir bir anlattım. Kapıcı Bayram cin gibi, hemen anladı. "Abi" dedi; Bunlar gerzek mi? Talip özyurt... Tabii, dert bununla bitse iyi... Astl dert, apartman yöneticisi Menderes ve Demirel'den sonra Türkiye'ye damgasını vurma fırsatını ele geçirmeye doğru yönelen ANAP lideri, acaba bu fırsatı nasıl kullanacaktı?.. • İNÖNÜ SHP lideri de, Özal'la diyalogdan herhangi bir şey çıkabileceğine inanmıyordu. Hele ANAP liderinin gerekli çoğunluğu kontrol ettiği cuma günü öğleden sonra Meclis toplandığında ortaya çıkınca, Sayın inönü de özal'la âdet yerini bulsun diye akşam vakti buluştu. Sonra yine, herhakje âdet yerini bulsun diye, Demirel'le Ecevit'i Meclisteki odasına davet edip bir süre görüştü. Koridortarda bir ara heyecan dalgası eser gibi otöu, bu toplantıdan "seçim bcykotu" çıkar mı diye. Demirel, İnönü'nün odasından aynlırken bir gazetecinin kulağına eğilip, ariayomadım" dedi. Haklıydı DYP lideri. SHP Genel Baskanı İnönü, seçim boykotuna taraftar değildi. Yaranna inanmıyordu; halka anlatlamayacağını, boykotun daha büyük bir bunalım yaratabileceğini düşünüyordu. Ama belki pek fazla telaffuz etmek istemediği bir "Bundan bir şey çıkmaz, bizi neden çağırdı, olarak niteliyordu. ve kimilerine göre "ikinci InönüEcevit savaşı" artık tam anlamıyla başlamış oluyordu. 29 Kasımda alacağı sonuç, Ecevit için siyasal geleceği açısından hiç şüphesiz yaşamsaldı. TBMM Meclisin sergilediği görüntü iç açıcı olmaktan uzaktı. Koridorların kuytuluklanndan esen hava hiç de güzel değildi. 12 Eylül parlamentosu gerçekten dökülüyordu. Bu bakımdan bir an önce yenilenmesi gerekiyordu. Ama hangi koşullarda? Başbakan özal'ın erken Seçim Yasası ve genel olarak seçim sisteminin, gerek başlıca demokratik kriterter, gerekse eşittik ve adalet ölçüleri açısından birçok sakıncası vardı. Barajları, kontenjanları, gerek seçim gerek kampanva süreleri, televizyondan yararianma koşulları vs. gibi nedenlerle Türkiye, sonuçları gerçekten tartışılabilecek bir erken seçime yönelıyordu. Ve aynı zamanda çok nazik bir yol ayrımına doğru yol alıyordu. Ozyurt bir mühendis. Ben tanımazdım... 12 numarada oturan Enver Paşa'nın dostu Talip Bey, nereden tantşmışlar bilmiyorum. Enver Paşa, albayken, Talip Bey, Paşa'nın yanında yedeksubaylık mı yapmış, ne... Bir yerlerden tanışıyorlar işte... kefiliyim" deyince akan sular durdu. Gerçi Talip Bey'i benim gözüm hiç tutmamıştı. Ben bu yuzden Talip Bey'e oy vermedim, vermedim ama Talip Bey büyük çoğunlukla seçildi. Seçilir seçilmez tutturdu: önce yurtdısmda ölen, Boran'ın cenazesi IstanbuVda TtP Btr süreBaskanlarmdan ŞanburGenel "Kazanı değiştireceğim... Paşa, "Talip, beceriklidir, ara sıra yalan söyier, ama ben ANKARA'dan YALÇIM D06AN Kazan değışti. Tabii, tonla para... Baktık, kazanı değiştiren şirket, Talip Bey'in kardeşinin... Kömür mü alacağız? Yine Talip Bey'in kardeşinin şirketinden... fi^Borwı^cenaz^6neeMge4»lstanbula^aradLBtorwt^cenat^An^ Ben, çaldım Enver Paşa'nın kapısmı... Bunları yana yakıla ra'da TBMMönünde duzenlenen törenden sonra bir ambulansa konuldu. Borm'in bayrağa sanh cenazestni taşıyan ambulans, gece 01.00 smdarmda Kartal'a gekü. Burada cenaze, çok sayıda yurttas anlattım. Paşa kos dinliyor. "Ne yapayım" diyor, "seçmisler tarafmdan karpkautu Kalabahk, ambuiansm çevtrabte tophmarak, saygı durufunda buhuıdu ve bir bir kerre." Alfah Allah... süre ambutansla birtikte yürudu. Ambulans ve berabertndeki konvoy, Bojaz Köprusu giriftnde, Meddiyeköy ve Şisü'deki güvenük güclerinbt cefttü engeOemeJeriyle kersüastu Kapatüan TtP Genel BasBu arada Talip Bey, bypass ameCryatı oldu. Yurtdışında dekanı Behice Boran'm cenazesi, daha sonra oglu ve avukatlan tarafmdan ŞişliEtfal Hastanesi morgu ğil, Türkiye'de... AmcHiyatla birlikte Talip Bey'e bir şeyler de na tesUm edüdL tstanbul Emniyet Müdüriüğü'ne bağb ekipier, hastane ve morg çevrestnde genis gü olmaya başladı. Yok, apartmanın "intifa hakkı" 99 yılltğına biv e n U k 6 n l l e r i J a \ B o f r ^ gb u Ş iŞU i t dg k ü k ö l zim olacakmış da, mülkiyetini satacakmış da, falan da ftlan da... ^ 13 numarada bir kardıyolog doçent önder oturuyor... Çok drUkuyu Mezarbğı'nda toprağa verüecek. (Fotoğraf: FAHRETTtN KERÎM A VCI) efendi çocuk, ona sordum. "Ne oluyor Talip Bey'e?" diye. Anlattı. Bu bypass ameliyatlarından sonra hasta bir türlü kendine gelemezmiş... Gerçi bu, bünyeden bunyeye değişirmiş, ama (Baştarafı l. Sayfada) (Baştarafı I. Sayfada) (Baştarafı 1. Sayfada) ameliyatın "davranış bozukluklan"na yol actığı da sık sık gönin vereceğini belirtti. ANAP iktidamif Mr (treye »e öavcfte *e afıfan öne sürdüktcn sonra şunlan söyledi: rulüyormuş. nnın uygulamalannı Başbakan Tur"Tihktjt, Himjnm e İMtlcdr. Gercektea, birtodatee bn inönü Demirel Ecevit (Baştarafı 1. Sayfada) Kaldı ki, "seçim istemeyen bir kendi hanesine iktidar partisin nnı eleştiren, Meclisteki muhalefet Geceyanlanna dek Mecliste muhalefet" dünyamn başka ne den tek bir üye kaydedemeyen partilerinin ortak tavır içinde olmayaşadığımız saatlerin en çarpm resinde var?.. Şu garabete bakın.muhalefet?.. Muhalefetteki üye sının etkinliğinden söz eden İnönü, larmdan biri üç muhalejet lide îkıidar, "gelin seçime" diye bas kayıtlan genellikle "birbirlerin "Son Medis göriişmesiııdc öbür murinin btduşması. Baştan beri bas bağırıyor, muhalefet 'W«r den transfer" biçiminde gerçek halefel partileri bfze kudılar. Biz ikÜdarla pazartıft» falan ginnedik. Bize tutumlar belli. DSP lideri Ecevit olur yapma, biraz daha zaman leşiyor. seçimi istemiyor. Bu nedenle da geçsin" diye yakanyor. Bu yaÖzal'a gelince... Meclisteki son böyle söylemeleri ytkışıksızdır, ha toplantı başlar başlamaz "se karmaya çeşitli kılıflar hazırlı iki konuşmasında da muhalefet yerslzdir" şeklinde konuştu. çimleri boykot edekm" savım yor. Bu kadar nefes tüketmek ye le alay ediyor. Bir Başbakan'a bu SHP'nin dün Bursa'da düzenlediği mitinge hayli coşkulu ve kalabayineliyor. SHP lideri tnönü rine, 'iktidar alternatifl olarak yakışmıyor. Kullandığı sözier "Buna stt ne derstnlz" diyerek, kendi programlannı" halka an "bir Başbakan'ın özenle ayıkla hk bir izleyid topluluğu katıldı. Demirel'e sorunca, DYP Başka latmak varken... Halka "iktidar ması gereken" sözier... Kendisi Saat 15.30'da konuşmasına basla m "Boykot lafını ağıunıza olabibnek güvenini aşılamak" ne aşırı güvenin yarattığt bu tu yabilen İnönü,şunlan söyledi: " 9 eylahten beri yaşadığımız karabnayahm" karşılığını veriyor. varken... tuma dar çevresi de alabildiğine gaşadan söz etmek istiyonım. SecimMeclisin toplanmasından ön çanak tutunca, hoş olmayan gö leri yıllardır bekliyorsunuz, biz de Toplantı dağılır dağılmaz, Ecevit "Biz istedik ama, SHP isbir ce herkes kendine göre hesapyü rüntüler herkeste iz bırakıyor. bekliyoruz. Seçim bir an önce olsun liğine yanaşmadı" anlamma ge rütüyor. Acaba özal Mecliste ço Partiler artık kendi içlerine da bu skıaülardan kurtulahm diyolen sözier söylüyor. Seçim propa ğunluğu sağlayabilecek mi?.. Ön dönüyor. 29 kasımda yapılacak nız. Bu seçimleri istiyoruz ve giriyoceki geceki oylamada Özal'ın seçim tartışmasını bırakıp, "se nız. Bizim bDcuiügümüzde bütün gandası boyunca, kendine yeni "sadece üçfire verdiği" gözleni çimde ne yapılacağını" belirle muhalefet partilerinin bir araya gelbir malzeme bulduğunun ilk yor. Ya muhalefet?.. Özal'ın "ço meleri gerektiğini galîba en son mesiyle Meclis toplandı. Yeni tarih ipuçlarını veriyor. Buna karşı, Erdal İnönü çok ğunluk hesabı yaptığı saatlerde" partiler farkediyor. ANAPhariç. beliricndi. Aslında bu tarih yeterli degil. Bizim istedigimiz onsecimle senet bir çizgi belirliyor: çime gitmek. Ben seçim alanlannda "Ben demokrasi için mücadele kazanılan güçle temel meseleleri çöveririm. Mücadele de seçimle zecegiııüze inanıyorum. Onun için ne olur". kadar elverişsiz şartlarda olursa olmayacak. Parti meclisi, Kurultay giNe var //, inönü'nün bu net (Baştarafı 1. Sayfada) sun seçime ginnek gereklr diye dübi engelleri önesürecek. An alan Üstesüm alan "qfftdkl olmayan kurtdtavrı, ne Meclisteki milletvekil lardtr." şünüyorum, ama karar verecek olan küdar'a geçtiği saatıe, ötekiler de lerinin bir bölümü tarafından ne Prof. ErdalInönü'ye "siyasetha haydi seçime... parti mecüsidir. de eski Cenel Başkan Aydın Gü tay offetmtz"diyeseslenirsek, alınİnönü, gece de SHP Çankaya ilçe Vural Ankan (DYP) kürsude: ven Gürkan tarafından tam ola ganhk gösterir mi, bu küçük eleştiri örgütünün verdiği yemeğe katıldı. "tnönü yasayı hep antidemokratik rak anlaşılıyor. Gürkan, Meclis demokratik yapısma ters düfcr mi diye niteledi. Şimdi antidemokratik önseçim konusunun parti meclisinde karara bağlanarak, adaylann sapyasayia demokratik olmayan seçime te önceki gece "partisi adına" acaba? tanacağmı belirten İnönü, "Seçimkanlıyor. Bu ne perhiz, bu ne İahayaptığı konuşmada, "Boykot için Olağaniistü toplantmm, Meclis'e fırsat vardı, ama bu fırsatı yön veren siyasal kulisin gözde ada na tursusu" dıyor. tnönü, gulümsü lere kablmakla kazanılacak şeyler, kabimayuıca kazamlacaklardan dakaçırdık" derken, uzun süre sağ mı, Erdal İnönü 'ydü kuşkusuz. özal yor. Aydın Güven Gürkan, SHP seladığı tutarlı çizgiden sapıyor. "öteküerie'" konuşmak istemediğir.e sözcüsü kürsüde: "Bu yasayia bir ge ha çoktur" dedi. çim yapılamayacağında bir araya Demokrasilerde seçimden daha göre, istese de istemese de doğal ola len üç parti anlasmıs olsaydı'' diyor. rak bütün muhalefetin temsilcısi SHP kanştı tutarlı bir araç var mı?.. Yok. Liderini "neden anlasmadın" demeSHP lideriydi. Yadsınamayacak gerGürkan bunu bilmiyor mu?.. Bi çek şuydu: İnönü 'nün varacağı so ye getıren uslupla eleştiriyor. İnönü 'Öte yandan Ankara buromuzun liyor. O zaman?.. Herhalde "bir nuç ötekileri peşinden sürükleyecek ye yönelik birçok olaya gebe "içten haberine göre erken seçimin 29 kadıştan"yoğun eleştiriler. Başbakan fıata" yapıyor. ti. sımda yapılmasının kesinleşmesi ve ise neredeyse "haydieanan sendt" Ama, "bu hatanın çok daha Genel Başkan Erdal Inönü'nün seKulis, sanmayınız ki, siyaset diyecek muhalefete, "A.\AP"ınparçime katılmaya taraftar olduğunu fazlasını, en büyük ayıbı" adamlan, daha çok basm Özalçalanacağına dayalı hesaplartn açıklamasından sonra SHP, " e n SHP'nin bazı milletvekilleri ya Inönü görüştmsinden "belki" olum yattığını" söylüyor. sıkınbb" parti haline geldi. Seçim pıyor. inönü'ye, "seçimi boykot lu sonuç çıkar dedi diye Başbakanöncesi, SHP'yi bunaltan sorunların Yasanın ı.tmu geçmiş, sabahın ilk etmediği" gerekçesiyie karşı çıkı dan SHP liderine kosup duruyordu. başında küskünlerin tavrı ve Parti Özal, çoğunluğu bulup rahatlamışsaatleri, maddelerin görüşülmesine yor ve "SHP'den istifa etmek" Meclisi sorunu geliyor. Sayılarının ıı. Kulis hani olur ya diyerek, İnöbaşlamrken, DYP ile DSP dışarı çttehdidi savuruyor. istifa etseler nü'nün bastırmasıyla, diyalog adına, kıyor. Sonra SHP milletvekillerinin 18'i bulduğu öne sürülen küskün ne olur, etmeseler ne olur?.. Dört ulusal birlik adına kontenjan abart önemli bir bölümu. Bu olaylar da milletvekillerinin DSP'ye geçecekleri yıllık Meclis döneminde hangi iş masmdan vazgeçer, rahat koşullu ha çok tartısılacak. inönü'nün seçi bildiriliyor. levlerine tanık olundu ki, şimdi önseçime bağlı yeni bir tarih belirir me girme konusundaki kararhlığını Erdal İnönü'nün, yasanın çıkmaistifa edecekler?.. diye bekiiyordu. siyasetin kurallarıyla yeni oyunlara sında özal'a büyük destek verdiğini gut özal'ın seçim üe ılgiiı çalışmala k d k U le loay kjupja^u" diye konuştu. Seçime itiraz etmediklerini vurgulayarj Demirel, durüst seçim istediklerini ifade etti. Seçim tarihine kadar Onseçim için yeterli zaman olmadıgını söyleyen Demirel, "Eftt fartter \mnm. Derletta ıtmiM prttan fttldar partU k n S u u Te makalefet pmrtileri>e hnHıfcHar koıw, o a n u Işia iftadea çdcdmaz. EfU ofanayaıı bir Kçimdea millet Indeti ortaya çıkmaz" dedi. deaMkraatjc en aytan te g ç Da «ytestoe adaletaiz, de•okraaiye öylettae aylon ve •!•*•! Imzacıya (Baştarafı 1. Sayfada) kâğıtlanna "izinsiz" olduğu gerekçesiyie el koydu. Buna karşı çıkmak isteyenlerden Naciye Şimşek'i de "tutuklu bir yakınının bulunmayışı" dolayısıyla gözaltına aldı. Aralannda SHP tl Kadın Komisyonu'nun bazı üyelerinin de bulunduğu tutuklu ve hükümlü aileleri, daha sonra SHP Genel Merkezi'ne giderek, gözaltına alınan arkadaşlannın bırakılması için yarchm talebinde bulundular.öte yandan Insan Hakları Derneği, tstanbul ve Ankara'dan sonra tzmir'de de "Öliim cezalanmn kaldınlması ve ayınmsız genel af" için imza kampanyası baslattı. tnsan Hakları Derneği lzmir Şube Başkanı Avukat Erol Özcan, aralık ayı içinde Ankara'da Insaı. Hakları Kurultayı toplanacağını belirterek, lzmir'den de bu kurultaya katılmak üzere "af kervanı" çıkaracaklarını ve Ankara'ya yürüyeceklerini söyledi. • CÛNEYT ARCAYÜREK YAZIYOR m |öre efer 07 «««t'fc deak jeörve, teçeril oyUna yalaız yttzde oon•• alaa Mr parti Mtyak Mfflet Mccbai'Mİe raaat Mr ç o | u l « k n«iayabüir." Ecevit, bu ovunun önceki gece TBMM'de önlenebileceğini ve demoltrasinin kurtanlabileceğini belirterek Ozetle junlan söyledi: " G n b o balanaa üç mobalefet parrJataia ortak yt kararlı darraaaB karpuda özal daaokratik, adfl Mr acçbn atsteadae bter lılt uıı 1 ran oiurdn. Fakat bAyteMr aeçim atetemlyte aeçime jtnaıeyi mMetave Hkri başiaattÇt* DYP l e SHFdea piaıifU ve Dcm>kratik Sol Parti de'Sizler varsanız, ben de vanm' deaıiftL Fakat fiadi SHP ea krrtik afamada tamaı âtfrtkmtfOr «e OraPa taaün otmas, Aeatokntnkla batdataurfBB kofaDar alüaria seçtme ginacye ran oiaiBftar. Dvmaı çok apkür. SHP, ANAP fttJdanyU daaanklı Mr doTtj içtededir. Bof laflaria ytirtttiita ••kalefeue Mr fflu aukalefettir. BealUSHP.DeaMkntikSolPartryi Özal'ın ytkaek barajlan arduda btralap tasflye edebfleceU hajaH içtededir ve ba hayaDe ö ı a l ' u tertiMac ortak re alet otmoftar. Deaıokratik Sol Parti'den knrtulabflmek n g r u a demoknulyi fcda etmeyi toze atauşUr." Ecevit, Sakarya tstasyon meydanında toplanan kalabalığa bitap ederken, 12 Eylül öncesinde Evrenin önseçim sistemiyle ilgili şikâyette buhındugunu anunsatırken, "Mecfistea çtkaa ytai Secbn Kanm» da parti y&netiaı kadrolanaa aüDetrekUİ adayiaruı «aptama oianafı taaıyor. Ştedi acaba Sayıa Cnmhaıtaşkau ba TBtayi oaaylana 29 kasmda oy kvBanacak mı kuilanmayacak mıT" diye konuştu. teasJUı der'e... "Evet" dedi. O zaman her şeyi anladım. Bugün apartmanın satış konusu var. Aman Talip Bey'e bir şey olmasın... Paşa'yı da gücendirmeyelim. Talip Bey ne istiyorsa artık "saltçoğunlukmalt çoğunluk" karar verelim grtsin. Mal sahibi, mülk sahibi, nerde bunun ilk sahibi!.. Şu kavanoz dipli dünyada nedir Allahaşkma birbirimizle alıp veremediğimiz? Aman, Paşa gücenmesin de... Aman, Talip Bey'e bir şey olmasın da... "Enver Paşa biliyor mu bunu?" diye sordum Doçent ön. EVET/HAY1R OK'EOf AKBAL (Baştarafı 2. Sayfada) Gazeteciye, yazara saygı böyle olur. Uygar bir devlet adamı usta bir gazete yazanna güven duyuyor, yazdıklannı basılmadan önce 'kontrol'den geçirmeyi saygısızlık sayıyor... Dizi yayımlandıktan sonra Hünalp'ın bir yanlışını da şu sozleıie düzeltmiş: "Gölcük tesislerini benim komutanlık dönomimde yaptığımı yazmışsınız, doğru değil, bu lesisler Amiral Alttncan zamanında yapılmıştır." Türkiye'nin altıncı Cumhurbaşkanı emekli Amiral Fahri Korutürk de aramızdan aynldı. Yaş ilertiyor, zaman akıyor, doğal olarak da her gün sevdiğimiz, saydığiTiız bir insanı yitiriyoruz. Korutürk, son yıllannı Moda'da geçirdi. Evinde, köşesinde, gündelik politikanın uzağında... Yedr, yıllık Cumhurbaşkanlığı dönemi epey üzüntülu geçti. Hükümetler, ortaklıklar, tatsızlıklar, muhtıralar birbirini izledi. Söyledıği sözier tartışma yarattı, iki büyük parti arasında bir anlayış dengesı kurmak istedi, başaramadı. Bir araya getirmeye çok çalıstığı Demirel'te Ecevit'in Erdal İnönü'nün yanında yer alan fotoğrafı görünce ne düşundü acaba? Ecevit'le Demirel 12 Eylül öncesinde, Koruturk'le birlikte demokrasi ve barış çizgisinde bir araya gelebilseydiler, 12 Eylül çıkmazına sapla. nır mıydı ülkemiz? Hiç sanmıyorum. ', '. Fahri Korutürk'e soyadını Atatürk vermiş. Bir yemek sırasında uzak • • tan görmüş genç deniz subayını, sivil giysisi içinde bir yabancıya benziyormuş. Ata'nın masasındakıler, bu adam Türk mü, Alman mı, ingiliz mi? diye tartışmışlar. Sonunda dayanamayıp Fahri Sabit'i masalarına çağırmışlar. Atatürk, bu uygar subayı çok sevmiş, soyadı olarak "Korutürk"0 vermiş, el yazısıyia yazıp imzalayarak... Neden Korutürk? Ata'nın cumhuriyeti ve devrimleri korumakla görevlendirdiği genç kusaktan bir subay olduğu için... Korutürk, yaşamı boyunca Atatürk ilkelerine bağlı kaldı. Cumhurbaşkanı iken de gücünün yettiğince her türlü gerilik davranışlarına karşı çıktı. Politikacıların çirkin davranışlarını da açıkça "eksantrik kişiler' diye tanımladı. Bu yuzden 'hızlı po/Mac/iarın gözünde Çankaya Noteri sayıkjı. Anayasa'nın cumhufbaşkanına tanıdığı hak ve yetkilerin sınırını aşmamaya özen gösteriyordu. Oysa bu haklann arttınlmasından yanaydı. Ama demokrasi çizgisinde bir başkan olarak kalmak istiyordu. O kadar ki cumhurbaskanlığı süresi bittiğinde bir gün bile köşkte kalmadı. Kendisine yapt.' lan cumhurbaşkanlığını biraz daha sürdurmesi önerilerine katılmadı. Zamanı gekdiginde görevinden aynldı, Moda'daki evirte cekikji, bir daha da günlük politikaya karışmadı. Ne demeç verdi, ne yeni güçlü Kişi, lerie yakınlık kurdu, ne de herhangi bir davranışı benimsedi. Yedi yıl görev yapmıştı, süre bittiğinde hepimiz gibi bir yurttaştı. Verdiği örnek anlamlıydı, anlamasını bilenlere... Fahri Koruturk'le bir geziye katılmıstım. 1977'de Finlandiya yolco^ luğuna... iki üç kez yakından görüşme olanağı bulmuştum. Bende say gıdeğer bir aydın kişi izlenımi uyandırdı. Sanata, kültüre açık bir aydın... Eşiyle birlikte her değerli konsere, sergrye, temsile gıderdi. Cumhuriyet tarihinde ilk ve belki son kez ülkemizin önde gelen sanatçılannı, yazartarını, şaıherini Çankaya'ya çağırmıştı. Yuzlerce sanatçı bir, geceliğine cumhurbaşkanınca ağırianmıştı. Bu da Korutürk'ün bir bas; ka anlamlı davranışıydı. Demek istiyordu ki, bir ülke ancak sanatçıları ile. aydınları, bilginleri, yazarları, şairleri ile dünya önünde saygı ve? sevgi toplayabilir. Bu konuda, uçakta kendisiyle konuşurken ben d e j aynı konuya değınmiştim. "Birülke yalnız pehlivanlanyla kendini dun« yaya tanttamaz, sanat ve kültör yoluyla kendimize saygın bir yer edin J meliyiz, bunun için de sanatçılanmrza, aydmlanmıza değer, 6nem ver > meli, onlan ezmemeliyiz" demiştim. Bu sözlerime katılmış, şunu d a , eklemisti: "Pehlivanlar da pek bir şey yapamtyoriar ya!.." J Korutürk güzel ar.ılar bıraktı ardında... Yedi yıllık döneminde düJ rüst bir başkanlık yaptı. Anayasaya saygıyla bağlrydı. Kendisinden ön J ceki ve sonraki cumhurbaşkanlarından bilmem Korutürk gibi güzel 1 anılar kaldı mı, kalacak mı? Altıncı cumhurbaskanımız Fahri Korutürk'ün anısını saygıyla sevgiyle anmak hepimiz için bir görevdir. önderimiz, öğretmenimiz, anamız SONBAHAR.A •KİPLE GİRİN... DUVARDAN DUVARA 9.000. TL/m DUSAKABİN GERFLOR AKORDEON KAPI STOR/DİKEY PERDE DUVAR KAĞIDI GAHM.TJ E'C«DM!> .E IŞÇHJK VE KDV DAHİL 2 HALI SATIURDÖSENİR MÇS BIOK 5316UNKJP4VIİSÎ ÖDEME KOUYUKLARIYU Görüşme oldu. özal, "yukankatta dinlendiği için İnönü 'yü bir süre bekletti. "Sonuçsıfır keresıfır elde sıfırdı. Hatta özal, SHP liderine kazançlı çıkacağını duyumsatıvordu. ASAP, DYP'yiezecek, SHP.guçlenmeden DSP'yi ezecekti. "Fevkalade olumlu bir tablo"çıkacaktı ortaya. Sonradan irdelenen "kuçük bir koz"unutulmusgibiydı. İnönü, ötekilerle konuşacağım söyleyebilir, açıkça söylemese bile, "bu koşullarda seçime girip girmemeyi düsünebilcceğini" hiç değilse dokundurabilirdi. Oysa tnönü geldi Meclis'e, odasından Demirel'le Ecevit 7 aradı. sonucu bıldırdt. Yer Meclis Lokanlası. tnönü yemeği bitirmiş, kavun yiyor. DSP açtktamış ki, SHP bu koşullara karşın seçime girmeye kararlı. İnönü 'ye Yalçın Doğan 'la beraberiz DSP açıklamasını duyuyoruz. dönüştürmeden açıklamasının rejime, SHP'ye geıirdiğiya da getireceği sakmcalar sürekli irdelenecek. Ödün verdirecek bir "fırsat" kaçtı mı kaçmadı mı, siyaseti hep duşundurecek. tslerseniz Pirüs zaferi deyinız, Özal son gece son darbeyle durumunu pekiştirdı. Sandığa daha scğlam adımlarla gidıyor. Kendi duşen ağlar mı ağlamaz mı, göreceğiz. tşte, orada 29 kasım. öne süren "küskünler" TBMM Genel Kurul toplantısı sürerken genel başkana sözlü olarak ilettikleri muhüraya işlerlik kazandıracaklannı söylediler. SHP'nin eski genel sekreteri ve Parti Meclisi üyesi Cahil Angın, dün genel merkeze verdiği yazılı muhtırada partinin seçime kaulıp katılmaması ya da nasıl katılacağı konusunda tüm delegelerin katılacağı kurultayın loplanmasını istedi. BEHİCE BORAN'ın önünde saygıyla eğiliriz. Anısı mücadelemize ışık tutacak. Merter işçi ve emekçileri adına NADİR GÖK lşçilerin, emekçilerin yüce davasının kararlı savunucusu Tüm yaşamını işçi sımfınm Ekmek, Barış ve Özgürlük mücadelesine adamış Büyük Önder BEHİCE BORAN'ın anısı önünde saygıyla eğiliyoruz. BÎR GRUP KARAYOLU tŞÇİSİ ADINA HAYDAR ÇAM BEHİCE BORAN'ın anısı önünde saygıyla eğiliyoruz. îc«is« 520 83 66 512 r »1 "Şundan çıkmıs oimah" diyor İnonü, "Ecevit 'e sonucu söyledim, ne yapacağımı sordu. Seçime gideceğimi bildirdim." Fakat daha sonra öteki iki lideri çağıran tnönü, bu kadar açık konuş Veysel Çamlıbel, Recep Karaahmetli, Senayi Gedik, Fikret Arık, Hasan Görür, Niyazi Çelik ve arkadaşlan TFI 1S8 4f, ATATÜRK YETİŞTİRME YURDU VE KORUNMAYA MUHTAÇ ÇOCUKLARI KORUMA DERNEĞİ İHTİYACIMIZ SEVGİ, İHTİYACIMIZ İLGİ HATIRLAYİN!
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle