10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER nun nasıl bır ozellığı olursa olsun, kendısını, yorum ve kıyaslamaya gıderek, yasaca verılmemış bovle bır vetkı ıle donatmasına olanak yoktur" Ozelhkle onemh olan başka bır husus, Anayasa Mahkemesı'nın 1972 tarıhlı kararı, bır ıdam kararının onanmasına ılışkın kanunun ıptalı davası ıle ılgılı olup yuksek mahkeme bu davada dahı, yukandakı gerekçelerle uygulamanın durdurulması ıstemını reddet mıştır Ustelık kanun da sonradan ıptal edılmıştır Ozelhkle bır kerede uygulanacak boyle bır kanunun, ıptal karaıına kadar uvgulanması halının, ne kadar gıderılme sı olanaksız bır durum yaratacağı açıktır Burada konu, tabıatıyla, anayasada ve Anayasa Mahkemesı'nın Kuruluş ve Yargılama Usullerı Hakkındakı Kanun'da uvgulama nın durdurulmasına ılıjkın bır hu kum bulunmaması karşısında, Anayasa Mahkemesı'nın boyle bır karar alma yetkısının mevcut olup olmadığı noktasında toplanmaktadır \nayasa veva kuruluş kanun larında, kanunlann uygulanmasının durdurulması hakkında bır hukum bulunmaması, Anavasa Mahkemesı'nın boyle bır vetkıye sahıp olmadığı anlamına mı gelır7 Bız, Anayasa Mahkemesı'nın yukarıda sozunu ettığımız kararlanndakı çoğunluk goruşune katılmıvor ve mahkemenın bu yetkıve sahıp olduğunu, aşağıdakı gerekçelerle, ıle rı suruyoruz Anavasa Mahkemesi de bır mahkemedır ve uvelerı de vargıç nıtelığı taşımaktadırlar Turk Medenı Kanunu'nun 1 maddesı, "Hakkında kanunı bır hukum bulunmayan meselede hâkım örf ve âdete gore, orf ve âdet dahı yoksa kendısı kanun koyucu olsa ıdı bu meseleye daır nasıl bır kaıde koyacak ıdıvse, ona gore hukmeder" hukmunu getırmıştır Bu madde hukmu usul hukukuna ılışkın boşluklarda da uygulanır (4) Bu hukum Anayasa Mahkemesi yargıçlarını da bağlar Madem kı hakkında ıptal davası açılmış bır yasanın uvgulanmasının durdurulması meselesı ıle karşı karşıya kahnmışur, anayasada >etkı veren bır hukmun mevcut olmadığı gerekçesme sığınılamaz Kanunda hukum yoksa, Anayasa Mahkemesi, kendısını kanun koyucu yenne koyacak (bu konuda henuz örf ve âdet oluşmadığına gore), yabancı ve verlı ıçtıhat ve goruşlerden ve öbur mahkemelere ılışkın kanunlardan yararlanarak bır kural getırecektı Anavasa Mahkemesi bu boşluk doldurma gorev ınden kaçınmıştır Anavasa Mahkemesi, kendısı de bır mahkeme olduğuna gore, Hu kuk 'Vargılama Lsulu Kanunu'nun adalet mahkemelerıne ve Yargıtav'a, Idarı Yargılama Usulu Kanunu'nun da Idarı Mahkemelere ve Danışta>'a verdığı yurutmenın durdurulması kararı verme vetkısını, anayasada veva kendı kanununda hukum bulunmadığından bahısle, kullanmaktan kaçınamaz Bu vetkı, kendisinin de bır mahkeme ol ması ıtıbarıvla, kendılığınden vardır Yasaları ıptal etmek gıbı çok genış bır yetkısı olan Anayasa Mahkemesı'run, daha hafıf sonuçlar doğuracak nıtelıkte olan uygulamanm durdurulması kararı veremeyeceğı, kabul edılebılecek bır goruş olamaz Vargı organları, ver dıklerı veya vereceklerı hukumle rın yenne getırılebıhr olmaları ıçın gereklı tedbırlerı almakla da vukumludurler \ksı halde, yenne getırılmesı olanaksız hukumler vermek, bunlann sadece kâğıt uzerınde kalmalan sonucunu doğurur kı, hukukı duzen bakımından, vargıdan beklenen ışlev bu değıldır kanunlann uvgulanmasının durdurulmasına karar verılmeme sı, anayasamızın temel haklarından olan eşıtlık ılkesıne de aykın sonuçlar doğurur Şoyle kı, kanunun ıptalı halınde, ıptal kararının Resmı Gazete'de yayımlanmasına kadar kanundan yararlanan kışıler olacaktır tptalden sonra ıse, av nı durumda olan obur bazı kımseler kanunun verdığı haklardan vararlanamavacaklardır Kanunun uygulanmasının durdurulması bu eşıtsızlığı onleyeceğı gıbı yargı organlarını da değışık hukumler uygulamak kargaşasmdan kurtaracak, yargı kararlarında eşıtlık ve kararlılığı sağlayacaktır Esasen kanun koyoıcu, başka bır açıdan da, yuksek mahkemeye yasaların uvgulanmasını durdurma vetkısını kendı kendıne kullanabılme olanağını vermıştır Anayasa Mahkemesı'nın kuruluşu ve yargılama usulu hakkındakı 44 sayılı kanunun gerekçesınde, "\nayasa Mahkemesı'nın nıtelığı ıtıbarıvia, karşılaşacağı usul sorunlarını genel ve temel esaslar savesınde ıçtıhat voluyla kolavlıkla çozebıleceğının kabul edılmış olması" ve aynı yasa hakkındakı 15 4 1962 gun ve 1/375 sayılı karma komısyon raporunda da, "Anayasamtz, Anayasa Mahkemesı'nce uygulanacak usul bakımından munferıt bazı esaslar koymakla yetınmış ve obur esasları kanuna bırakmıştır Bu nedenle tasan metnınde usul hukumlerıne oldukça genış bır yer verme ıhtıyacı duyulmuş ve hukum sevk olunmayan hususların da ıçtıhada terk edılmesı uygun gorulmuştur" denılmıştır Yasama organı tarafından kendısıne, aynca bu kadar ayik yetkı venlmış olmasına kar şın yuksek mahkemenın, kanun larla bana boyle bır yetkı verılme mıştır dıyebılmesı kendı kendını ınkârla eşdeğerdır ve vasalarca kendısıne vuklenmış kanun boşluklarını doldurma gorevını yapmaktan kaçınma anlamındadır Kanunlann Lh damnasını Durdurma Yet Anayasa Mahkemesi, içtihat yoluyla, kendisinin, yasaların yürürlüğünü durdurma yetkisi olduğu sonucuna bir an önce varmalı ve bu suretle kararlarının yerine getirilebilırliğini sağlamalıdır. Ancak bu yolla saygınlığını koruyabilir. Yasama ve yürütme kuvvetleri daima ve her dönemde yargı denetiminden kaçmak istemişlerdir. PENCERE 7 OCAK 1987 Bir Laboratuvar Deneyi Para ve Sermaye Pıyasası dergısının 1986 aralık sayısındakı başyazısında Doçent Dr Mehmet Ş Tekbaş, Türkıye'nın borçlannın dokumunu şöyle yapıyor ' Dış borç anapara ve faız odemelen son yıllarda buyük artış göstermektedır 1984'te 2 8 mılyar dolar ve 1986'da 4 4 mılyar dolar olan bu ödemeler 7987'de 4 7 mılyar dolara ulaşacaktır Aynca 1980'de 114 mılyar dolar olan dış borçlar 1986 eylülunde 28 2 mılyar dolara ulaşmış olup borçlann vade bıleşımı de kısa vadelıler lehıne gelışerek bunlann toplam borçlar ıçındekı payı 1981'dekı yuzde 13 düzeyınden 1986'da yüzde 30'a yukselmış bulunmaktadır 1987 yılında odenmesı gereken 4 7 mılyar dolartık borç, yenı kısa vadelı borçlarla gerı ödenebılecektır IMF yetkılılen, dış borçlann henüz buyük boyutiara ulaşmadığı ve Turkıye'nın rahatlıkla daha borçlanabıleceğı göruşunu ılerı sürmektedırler" Sayın Tekbaş, ıç ve dtş borçlanma zorunluğunu ve koşullarını vurgulayarak 1987 yılında enflasyon hızını duşurmede umulan hedeflere ulaşmanın olanaksızlığını belırtmektedır kı çoğu uzrnan bu göruştedır * Bılım ve Sanat dergısının 1987 ocak sayısında Doçent İlhan Tekelı, Turkıye'de tekelleşmenın de otesıne geçen holdıngleşme olgusunu ele almış, gerçeğı belırlıyor ' Turkıye'de değışık üretım sektöriennde tekelcı denetımın varhğını olçmek ıçın yapılan çalışmalar, ulkemızdekı tekelleşmenın tum kapitalıst merkez ülkelerınden daha yuksek olduğunu göstenyor" Sayın Tekelı'nın yazısında verılen bılgılere gore, 1970'ler Türkıyesı'nde tekelleşme oranı ABD, Fransa, Kanada, Ingıltere gıbı ulkelerden yuksektır 1980'lerde bu oran daha da yukselmış, holdıngleşme surecı tekelleşmenın ıvmesını arttırmıştır Holdıngler, Turkıye'de sanat alanını bıle denetlemeye gırışmışlerdır Serbest pıyasa ve hberalızm laflarıyla yola çıkanlarm ıktıdan, aşırı tekelleşme sıyasetının uygulandığı bır dönemı oluşturmuştur TUSIAD'ın (Turkıye Sanayıcı ve Işadamları Derneğı) son anketlerınde "Turk aılesının 5 yıl oncesı ve 5 yıl sonrası" araştırılmıştır Hane adına konuşan aıle reıslerının çoğunluğu 5 yıl oncesıne gore bugunun kötu olduğunu söylemıştır 5 yıl sonrası ıçın de umutsuzluğun yaygın olduğu anlaşılmıştır Aıle reıslerının yuzde 54'u 5 yıl once durumlarının daha lyı olduğunu belırtmışlerdır 5 yıl onceye gore bugunku durumunun kotu olduğunu söyleyenler en duşuk gelır grubunda yuzde 515, orta gelır grubunda yuzde 60'tır En duşuk gelır grubundan yuzde 265 durumunun değışmedığını soyluyor Bu sayı orta gelır grubunda yuzde 21'dır Orta gelır grubunu "ortadırek" dıye adlandıran ıktıdar, bu kesımın yuzde 80'ı aşkın çoğunluğunu memnun edememıstır TUSIAD'ın yaptığı anket, ışveren kesımınden geldığıne go re, ortaya koyduğu kotumserlıgm tartışmasını yapmak bıze duşmuyor Turkıye'de ıstatıstıklerle ve anketlerle alabıldığme oynanan bır dönemı yaşıyoruz, ama anlaşılıyor kı "hukumete ya(Arkası. 13. Sayfada) Dr. YAVUZ OKÇUOĞLU Yargıtay Üyesi Yabancılara mulk satışına ola nak tanıyan ıkıncı yasarun da Ana>asa Mahkemesı'nce ıptalıne karar venlınceye kadar yuzlerce arsa ve araanın yabancılara satılmış olduğuna ılışkın gazete haberlerı Ana yasa Mahkemesı'nın ıptal kararlanrun etkınhğuu ve hukukun ustun luğu ılkesını yenıden gundeme ge tırmıştır Ikı değerlı vazar, Anavasa Mahkemesı'nın ıptal kararlarının etkı sızhğı uzerırte yazdıkları makalelerde, kararların etkılı hale getırılmesı çaresını anayasa ya da ılgılı bır başka yasa değışıklığınde görmektedırler (1) Gerçekten bu en açık, en basıt ve en kesın bır yol olurdu Ne \ar kı, Anayasa Mahkemesı'nın ıptal ettığı bır yasavı daha da geraşleterek tekrar yenı bır yasa duzenleyen ve adeta Anayasa Mahkemesi ıle ınatlaşan bır yasama organından bu davranışı bek lemek fazla ıyımserlık olur Bılınmektedır kı, bır demokra tık hukuk devletınde uç kuvvet vardır Yasama, yurutme ve yargı kuvvetlen Bunların bırbırıne eşıt olduğu ve bırının oburune ustun olmadığı soylenır (2) Oysa her uçunun de anayasamızca tanınmış ve duzenlenmış bırer kuvvet olması karşısında, bu yonden belkı bır eşıtlıkten soz edılebılırse de, fonk sıyonları bakımından bır eşıtlıkten soz edılemez Yurutme yetkısıne sahıp organı, hem yasama organı hem de ıdarı ışlemler yonunden ıdare mahkemelen ve Damştay de netlemekte olduğu gıbı, yasama organını da, çıkardığı kanunlann ana\asa\a, esas ve şekıl bakımuı dan uygunluğunu araştıran ve gerektığınde yasalan ıptal eden Ana yasa Mahkemesi denetlemektedır Bu durumda, tonksıvonları yonunden bu uç kuvvet arasında eşıtlık olduğundan soz etmek olanaksızdır Denetlenen ıle denetleyen arasında eşıtlık olamaz Hukukun ustunluğu ılkesı gereğın<.e de olmaması gerekır Hukukun ustunluğu ılkesı benımsenmış ıse, bunun doğal sonucu olarak, hukuku temsıl eden ve vargı yetkısını kullanan yargı organlarının, fonksıvon yo nunden, vasama ve yurutme vetkı lerıru kullanan organlara ustunluğunu de kabul etmek gerekır Esa sen bunun ıçındır kı, hukukun ustunluğu ılkesıne bağlı tum devlet lerde yargıç bağımsızlığı ve doku nulmazlığı avn bır temel ılke olarak benımsemp vargiylara, obur tum devlet memurları statusunden aynk ve ustun maddı ve manevı olanaklar tanınmıştır Kuvvetler ayrımında yetkılere karşılıklı «avgı asıldır Nası! kı Anavasa Mahkemesi, anayasava aykın bulduğu yasalan ıptalle yetınıyor ve kanun koyucu yenne geçerek ıptal edılen vasa yenne yenı hukumler getıremıyorsa (Anayasa Md 153/2), yasama organının da, Anayasa Mahkemesı'nden ıptalı ıstenrruş bır vasavı, dava sonuna kadar uygulamava koymaması gerekır Hele hele, Anayasa Mahkemesı'nın ıptal ettığı bır vasayı tekrar yasalaştırıp, anayasanın 153 maddesındekı, yasaların ıptal kararlarının Resmı Gazete'de vavımlandığı tarıhte yururlukten kalkacağı ve ıp tal kararlarının genye yurumeyeceğı şekhndekı hukumden yarar lanarak bu yenı yasanın ıptalıne kadar geçen zaman ıçınde u>gula masını yaparak ıptal kararını etkısız bırakmaya çalışmak, bu karşılıklı saygıyı zedeleyecek ve huku ka karşı affedılemeyecek bır davranış olur Bo> le bır davranışta bulunan bır yasama ve yurutme organının var olduğu bır toplumda hukuk devletınden soz edılemez Boyle bır durum karşısında da Anavasa Mahkemesi hukukun ustunluğunu, kararlarının etkınlığını ve bızzat kendı varhğını korumak ve hıssettırmek zorundadır Aksı halde, Anayasa Mahkemesi bıçımsel bır mahkeme olmaktan oteye gıdemez, ıtıbarını da vıtırır KARAR VERME YETKİSİ Bır anavasa veya vasa değışıklı ğıne gıtmeden, kararlarının etkınlığını sağlamak yonunden, Anayasa Mahkemesı'nın elınde bır olanak var mıdır'' Kammızca vardır Şovle kı, ne anavasamızda ne de Anayasa Mahkemesı'nın kuruluşu ve vargılama usullen hakkındakı eskı 22 4 1962 gun ve 44 sayılı ve yenı 10 11 1983 gun ve 2949 savılı kanunlarda, \nayasa Mahkemesının yasaların uvgulanmasını dur durma vetkısı olup olmadığı konusunda bır hukum vardır Resmı Gazete"nın 3 12 1986 gunlu savısın da yayımlanan Anayasa Mahke mesı Içtuzuğu de bu konuya bır açıklık getırmış değıldır Ancak konu, bulabıldığımız ıkı kararda, Anayasa Mahkemesı'nce de ıncelenmış ve yazık kı, bu \uk sek ve vuce mahkeme, kendı bındığı dalı kesercesıne, Anayasa Mahkemesı'nın kanunlann uygulamasını durdurma yetkısı olmadı ğına çoğunlukla karar vermıştır (3) Anayasa Mahkemesı'nin yuka rıdakı kararlanndakı çoğunluk goruşunun gerekçesı kısaca şoyledır "Anayasa, Anavasa Mahkemesının gorev ve yetkılerını, yasalara bırakmaksızın, doğrudan doğruva kendısı duzenlemıştır Anayasanın ongorduğu temel ılke, ıptal edılen yasanın, gerekçelı kararm Resmı Gazete'de yayımlandığı gun vururlukten kalkacağı olduğuna gore, etkısı bakımından ıptal hukmune eşdeğerde sonuç doğuracağı açık olan yurutmenın durdurulması yetkısını, ılke olarak, Anayasa Mahkemesfne tanımadığı ortaya çıkar Anayasa Mahkemesı'nın, uygunluk denetımını yaptığı kanu so^uç Anayasa Mahkemesi ıçtıhat yo luvla, kendisinin, yasaların yururluğunu durdurma vetkısı olduğu sonucuna bır an once varmalı ve bu suretle kararlannın yenne getınlebılıriığını sağlamalıdır Ancak bu volla saygınlığını koruyabilir Yasama ve yurutme kuvvetlen daıma ve her donemde yargı denetiminden kaçmak istemişlerdir Bu durumda ıse mahkemelenn ve ozelhkle Anayasa Mahkemesı'nın görevlerı kendı varlıklannı korumak, kararlannın uygulanmasını ve saygınlığını sağlamak, tum ulke gozunde hukukun ustunluğu ıl kesını gerçekten ustun kıldığını ka nıtlamaktır Şımdılık bunun tek olanağı da kışı haklannı, kamu duzen ve yarannı zedeleyıcı gordu ğu konularda, ıptal davası sonuna kadar kanunlann uygulanmasını durdurma yetkısını kendı kendıne tanımasıdır (1) Mumtaz Sovsal. Hukukla Alay, Vlıllı yeı 11 10 1986 Kazım Yemce, Anavasa Mahkemesi Kararlarına Etkınlık Cumhu nyet 3 II 1986 (2) Anavasa, Başlangıç Bolumu Fıkra 6 (3) Anayasa Mahkemesi nın 1972 13 18 savilı \e 6 4 1972 gunlu kararı (AMKD 1973 sayı 10) ve 1977/6081 sa>ılı ve 24 5 1977 gunlu kararı (AMKD 1978 sa >ı İM Bu kararlara Anavasa Mahkeme sı nın uygulamanın durdurulması karan vçrme yetkısı bulunduŞu göruşuyle muha lı! kalan Anayasa Mahkemesi uyelerı Re ^aı Seçkın Kanı Vrana, Şevket Mufıugıl Muhmın Gurun Fahretlın Lluç ve Zıva Onel ı savgıvla anıvoruz (4) Praf Sabrı Şakır Ansav Hukuk Yar gılama Lsullerı 1950 sf 8 (5) Mıllet Meclısı Tutanak Dergısı Cılt 4, Sıra savısı 54 sf 2 (6) Cumhunyet Senaıosu Tuıanak Dergı sı Cılt 3 Sıra savısı 51 sf 2 OKT4Y AKBAL EVET/HAYIR Yeni bir yda girerten, ülkemiz ihracauna Basörtülü öğrenci kızlar kapı kapı dolaşıp 'hak' arıyor Bir çeşıt savaş verıyoriar Memen hepsı yüksekoğrenım sıralarında. Bir ikı yıl sonra hukukçu, hekım, muhendıs, öğretmen v b olacaklar Yurt ve ulus göreviennı yüklenecekler Bılgılerını, akıllarını kullanarak hızmet verecekler Içınde yaşadığımız çağın gereklenne uyacaklar Bılım neyı ısüyorsa, neden yana ıse, halk ıçın, kışı ıçın neler 1yı ve yararlı olacaksa, o yolda çaba harcayacaklar. Ama nedır bu savaş'' Bız ılle de başortusu ya da yenı deyımle türban takacağız. Dedığımız olmazsa, yanı başımıza örtü takmamıza ızın verılmezse, okullara gıtmeyız, okumayız' Ne anlama gelıyor bu? Bız bılgısız, öğrenımsız kalırız mı demek' Başlannın örtulu olması onlar ıçın yaşamdan, yaşamın getıreceğı güzellıklerden, lyılıklerden, yararlardan daha mı ustün? Insan şaşırıyor lıse brtırmış, ünıversıte sınavını kazanmış, çağdaş bılım dallarından bırını seçıp öğrenmeye çalışan genç kızların bu denlı tek yanlı, bu deniı gözü kara, bu denlı çağdaşlıktan, bılım kafasından, kısacası çağın ınsanı olmaktan uzak oluşlarına' SHP'ye gıtmışler, karşılarına çıkan MKYK uyelerı onlara, 'ınancınıza saygılıyız, ama bu ınancınızın ulkeyı yönetmesıne karşıyız' demışler. Kızlann 'Bız Anadolu'nun bağrından geldık' demesını de bır SHP'lı yetkılı, 'Bırakın bu edebıyatı, sızın amacınız sıyası' dıye yanıtlamış Ama ANAP Genel Merkezı'nde Bay Keçecıler, kı 12 Eylül olgusunun başlıca nedenlennden bırı dıye bıldırılen Konya'dakı şerıatçı yürüyüşun baş kahramanıdır bu genç kızlara şöyle demış "Bu meseleyı er geç çözeceğız Kanunı çözüm yolları arayacağız Hor görulen tek nesıl sız değılsınız Bızler de yıllarca evvel aynı ıstıraplan çekhk Aynı yolları zortayarak 6e/// yerlere geldlk" Keçecıler vaktıyle ne gıbı savaşım vermış' Öğrenmekte yarar var Gençlere 'dırenın, dayatın, başkaldırın, yonetmelıklere, yasalara, anayasaya uymayın' öğütlerını hangı guçlere dayanarak vermek ıster*> Gençler de, Keçecıler'ın yürudüğu yöldan gelıp 'bır yerlere' ulaşacaklarrmş! O yer, bugün Keçecıler'ın ANAP'takı yerıl Bır ınsanın geldığı yef mı önemlıdır, onun gerçekten 'aydın', gerçekten 'uygar bır ınsan', çağının kışısı olması mı? Cumhurbaşkanı 'okullarda, devlet daırelerınde belırlı bır kılık gereklıdır, ama evınde, sokakta ne gıyersen gıy' dıyor, ama Bay Keçecıler gençlere "dırenın, dayatın, bızım yapbkianmızı sız de yaptn' dıye başkaldırma yollannı göstenyor Devletın başı ıle hükumet partısının önemlı bır kışısı ışte bu denlı ters duşüyor! Bu gıdışın sonu nereye varacak, merak edılır Insan haklarına aykırıymış basörtusune karşı çıkmak' Bu genç kızlar 'ınsan hakları'ndan nasıl söz edebılıyorlar kı! Başına örtü örtmüşsün örtmemışsın bunun gerçek anlamda ın1 san haklanyla ne ılgısı var insan haklan, ışkencesız, ezıyetsız, korkusuz bır yurttaş yaşamı sürebılmektır Işsızlıkten, açlıktan, yoksulluktan kurtulabılmektır özgürlüğunü her alanda duyabılmektır Haydı, başınızı orttunuz, kımse de sıze karışmadı, her ış bıttı mı, tum 'ınsan haklan' sağlandı m ı ' Başörtusü savaşı, gerçekte Ataturk devrımıne, Ataturk'ün kurduğu cumhunyet devletının ılkelerıne başkaldırış nıtelığındedır Gerçekte bu genç kızlann arkasmda başka guçler vardır Bay Keçecıler gıbı kımseler ıktıdar partısı ıçınde gerıcı davranışlann koruyucusu olurlarsa ırtıca elbette kı başkaldırır Atatürk'ün bütün onenleri, bütün ozlemlerı, altmış yıldan bu yana bu ülkede uygarlık, çağdaşlık adına yapılan her ış, her yapıt, her atılım tehlıkeye gırer Buna da bu ulkenın aklı başında ınsanlan, çağdaşlıktan, uygarlıktan yana guçlerı karşı çıkar, çıkmak zorunda kalır Atatürk 30 Ağustos 1925'te, yanı altmış bır yıl önce bu konuda bakın ne demış "Bazı yerlerde kadınlar göruyorum kı, başına bır bez veya bır peştemal veya buna benzer bır şeyler atarak yüzünü gözünu gızler ve yanından geçen erkeklere karşı, ya arkasını çevırır veya yere oturarak yumulur Bu tavrın anlamı nedır? Efendıler uygar bır ulus anası, ulus kızı bu garıp şekle, bu vahşı duruma gırer m ı ' Bu hal ulusu çok gülunç gösteren bır manzaradtr Derhal duzeltılmesı gereklıdır" Yüksekoğrenım öğrencısı kızlarımızın 'ılle de baş ortusu' dıye tutturmaları, Atatürk'un 61 yıl once soyledığı gıbı 'gu/ünctur Okul sıralarında bılım öğrenmeye gelen kızlann bunu anlamamaları, görmemelerı ıse hepımız açısından uzücu, umut kırıcıdır. Bütün Sorun Baş Örtmek mî?..;;o : n 25 Milyon Dolar Garanti Bankası, kendi ka^naklanndan, ihracaümıza 25 milyon Dolar karşüığı döviz ve Türk Ürası kredi desteği sunıryor. U N C E Ü K L İ sektörler, verimli yatınmlar, akücı plasman ilişkileri ve yuksek Garanti likiditesi... Garanti Bankası, sağlıklı likidite duzeyinden ve dış bankalar nezdindeki yuksek itibanndan aldığı güçle, ihracatımıza bu desteği sağlıyor. Serbest dövizle işlem yapılan ülkelere yonelik ihracat projeleri ve vesaik karşılığı ihracat, Garanti'nin sunduğu x\yşx\ şartlarla destekleniyor. Etkin bir biçimde, zaman kaybettirmeden. Garanti'li Bankacılığın ihracatçırnıza sa^adığı bu destek, Garanti'nin guvenilir bankacüjk anlayışının ve uluslararası saygınlığının gostergelerinden biridir. Yeni yuda da Garanti ile çalışın. Garanti'nin T\irk ihracatçısına sunduğu bu imkândan >^ararlanın, Garanti'nin Şubelerine uğrayın... "Garanti Kredisi" GARANTÎ BANKASI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle