10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/6 HABERLER 5 OCAK 1987 'Din dersi anayasaya aykırı* A nkara (uba) Prof. Dr. Atalay Yörükoğlu, okullardaki * \ din dersleri uygulamasınm anayasaya aykın olduğunu öne sürerek din kültürü derslerinde bütün dinler hakkmda bilgi verilmesini istedi. Hacettepe Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Atalay Yörükoğlu ilk ve orta dereceli okullardaki din kültürü dersleri uygulaması ile ilgili olarak yaptığı açıklamada, ilk ve orta dereceli okullardaki din eğitiminin anayasaya aykın olduğunu öne sürdü, Yörükoğlu şöyle dedt "1982 Anayasasımn 24. maddesinde, okullarda okutulması zorunlu olan dersin din kültürü ve ahlak eğitimi olduğu kaydediliyor. Din kültürü dersinde akla dinle ilgili tüm bilgiler, yani bütün dinlerle ilgili bilgiler gelir ancak bize gelen bilgilere göre okullarda verilen din kültürü derslerinde öğrenciiere sadece İslam dini ile ilgili bilgiler, namazın nasıl kılınacağu sureler öğretiliyor. Bu da anayasadaki hükümlere ters bir şeydir." Laikliği tarif etmek lazıııı 2 YALÇIN DOCAN Günümiizun bir başka larOşma konnsn laiklik tartışması. 1982 Anayasası din dersini anayasal bir zomnluluk haline getirdi. Son zamanlarda da izlediginiz oiaylar birbirini takip etti. Laik devlette zorunlu din dersi olur mu? DEMİREL Bu tartışmalar tümüyle yanlıştır. Bir defa cumhuriyeti kuran Atatürk değil mi? Atatürk laik bir cumhuriyet kurmamış. Atatürk TBMM'yi açmadan evvel, yani 21 Nisan 1920 tarihini ta$ıyan bir tebliğde, Nutuk'ıan okuyorum, bakın ne diyor: 'Vatanın istiklali, makamı refü hilâfet ve saltanatın istihlâsı gjbi en mühlm ve hayati Tezalfi ifa edecek olan Büyük Millet MecUsi'nin ytvml kiişadını cumavı tesadiif ettirmekle yevmi mezkurun mebrukiyetiDden istifade ve bUumaiD metouam • r m hazaratı ile Haabaynunı Veli camii şerifiade dm cama namaa eda olunarak envan Kuran ve salftttan da istifara otaa*cakOr. Badessalfit libyei saadet ve sancakı şerifi hamilen dairei mahsusaya gidilecektir. Dairei mahsusaya dahil olmazdan evvel bir dua kıraatiyle kurbanlar zepholnnacaktır.' Eğer şimdi TC devletinin kuruluşu yanlışsa o başka. TC devleti kuruluşta dini olan bir devlettir. 1928'e kadar devam eden bu anayasa 'devletin dini lsUrodır' diyor. 1928'de 'dini lsUmdır' kssrru kaldınlıyor. Laik tabin yok. 14 sene sonra, 1937'de 'lalkür' tabiri geliyor. Gerek 1924, gerek 1961 ve gerekse 1982 Anayasası'nda 'hük' tabiri vardır. Din sözünün geçtiği yerde laik dinle idare edildiği gibi bir mana anlaşılacaksa, o anayasa laik degıldir. TC devleti laik degildir. Çünkü TC devleti anayasasımn 24. maddesinde din eğitimi mecburi yapüiyor. Aynca Diyanet Işleri Reisliği de devletin idaresi "Atatürklaikcumhuriyet kurmamış" diyen DemireVin görüşü 1402'Iik Prof. dönüyor fzmir (Cumhuriyet Ege Bürosu) Ege Üniversitesi Tip 1 Fakültesi Cerraki Bülümünde öğretim üyesi iken 1983 yılında 1402 Sayılı Sıkıyönetim Kanunu uyannca "gerekçesiz" olarak görevine son verilen Prof. Dr. Hayrullah Kocaoğlu idare mahkemesindeki davayı kazandı. Prof. Dr. Kocaoğlu'nun Onümüzdeki günlerde eski görevine dönmesi bekleniyor. TC laik değildir: TC devleti, kuruluşta dini olan bir devlettir. 1928'e kadar anayasa devletin dini îslamdır diyor. 1928'de "dini Islamdır" kısmı kaldınlıyor. Laik tabiri yok. 14 sene sonra 1937'de "laiktir" tabiri geliyor. Din sözünün geçtiği yerde laik dinle idare edildiği gibi bir mana anlaşılacaksa, o anayasa laik değildir. TC devleti laik değildir. Çünkü TC devleti anayasasımn 24. maddesinde din eğitimi mecburi yapüiyor. dır. Uzun seneler dostluğumuz bulunan bir arkadaşımızdır. Sayın Ceyhun benimle çalışmışür. Ayıu zamanda Sayın Turgut özal ile de çahşmıştır. Birbirlerini uzun zamandan beri tanıyan insanlardır. Sayın Ceyhun'un münasebetleri sadece insani olmaktan ibarettir. Ne mesaj getirir ne mesaj götürür. Sayın Ceyhun'un dışında Sayın Başbakanla hernangi bir biçimde siyasi bir habertesme var mı? DEMtREL Hayır hiçbir tane yoktur. 'Vanhr' diyen elini kaldırsın. Gayet açık söylüyomm. Ben söyleyeceklerimi millete söylüyorum. Ben devirlerden hiçbir şey istemedim. Bu devirden de bir şey istemem. Ben bir davanm adamıyım. Ben bir bayrağın, bir fıkrin sahibiyim. Ben hür ve demokratım. Eşitlikçi, sosyal adaletçi, kalkınmacı, refahçı, millet iradesi üstünlüğüne dayalı bir Türkiye istiyorum. Bunu isterken beni yaralayacak birtakım işlerin icine girmem. Söylediginiz koşullarda diyelim kj 1988 secimlerine gidildi. Ve diyelim kl DYP, ANAP, SHP ve DSP parlamentoya girdi. Hiç kimse de tek başına çogunltıgu saglayamadı. Ve öyle bir kombinezon dogdu ki herkes herkesle koalisyon yaparsa iktidar olur. DYP böyle bir durumda tercihi nasıl koyabUir sizce? DEMtREL Yasaksız ve yasakksız bir Türkiye'den mi bahsediyorsunuz. Evet. Laikliği siz nasıl tarif ediyorsunnz? DEMİREL Laikliği mi?.. Laiklik ashnda bizim memleketimizin tabiri değil, Avrupa'nın tabiri. Avrupa'da kilise var. Kilise senelerce devlete musallat olmuş. Musallattan kastım şu, devletin idaresine hakimolmuş Avrupa'da kilise Ue devletin kavgası var. Ve kilisenin devlete hâkim olmasının bertaraf edilmesidir laiklik. Tamamıyla da edilernemiştir. Mesela Avnıpa'da Hıristiyan demokrat partüeri var. Din ve dindarhk lafının geçtiği yerde 'laiklik ihlal ediliyor' lafından kurtulmak lazım. Ben laikliği, dinin üstünde baskı kurulmasın bir, ikindsi de Türkiye'de zaten organize olmuş din adanüan yok. Organize değüler ki.. Bunlann devlet üzerinde baskı tesis etmeleri mümkün değildir. TOrkiye Derviş Vahdeti ve Derviş Mehmeti korkusundan kurtulmalıdır. Dinin ve dindarlığın bir tehlike kaynağı olabüeceği korkusundan kurtulmalıdır. Eğer din bir tehlike kaynağı ise mületin yüzde 6O'ı namaz kıhyor, yüzde 99.9'u da Müslüman. Kendi miüetinden korkan devlet olur mu? Bu korkulardan kurtulmahdır. Ben ne söylediğimi biliyorum. Ben gayet ileri seyler söylüyorum. Bunlann da çeşitli tartışmalara neden olacağını biliyorum. Ama dönüp dolaşıp geleceğiniz yer de burasıdır diyorum ben. Yani bu noktadır diyorum. Yine geliyorum şeye, birtakım sakallı, şalvarb, tespihli adamlar çıkıp da din elden gidiyor diye bağnşırlar ve devleti yıkarlar gibi bir korkuya mahal yok. Çünkü geçen 60 sene zarfında bu çeşit hadiseler münferit olmaktan öteye geçememislerdir. Ve gayet acıkhkla söylüyorum, Türkiye'de geçen 60 sene zarfında, bu devleti yıkalım, din esaslanna dayalı bir devlet kuralım, şu programa göre yapahm, şu kadro ile yapalım diye bir bilgi de devletin eline geçmemiştir. Geçmişse ona göre muhakeme edilir. Gelin, hepsini bir hukuk temeline oturtalım diyonım. Euteiehtuel olurak: Ben bir entelektüel, bir aydm, bir siyasetçi olarak üzerime düşeni yaptım arkadaş. Ne inkuaba ne de irücüap kanunlanna karşıyım Bu mümkun değü. Bir soru koyuyorum orîaya. Tilrkiye, daha kaç sene, 5060 sene evvel yapumış inkdaplan, kanunları korumak mecburiyetinde kalacak? Asü soru bu. TUtuaUuk derseniz. esas tutuaüuk burada. Bülbül ötüşlü kanarya stanbul Haber Servisi tstanbul Serinofıl Derneği / tarafından düzenlenen "Kanarya ırk güzelliği ve bülbül ötüşlü kanarya" yanşmaları sonuçlandu tstanbul Kanaryasevenler Derneği'nden Doğan Günaçar, "Bülbül ötüşlü kanarya yarışmasımn 450 puanla birincisi oldu. Beşiktaş'taki bir düğün salonunda, yurdun çeşitli yörelerinden 15 derneğin 17 kuş yetiştiricisinin katüımı ile yapılan yanşmada A nkara Kanaryasevenler Derneği'nden Vecihi Güvenç 45 puanla ikinci, Istanbul Serinofıl Derneği'nden Ahmet Dayıoğlugil 435 puanla üçüncü, yine Istanbul Serinofıl Derneği'nden Selahattin Hoslar 421 puanla dördüncü oldular. 7 ayn ırk üzerinde yapılan kanarya güzelliği yanşmasırida birinci gelen yetiştiriciler ise şunlan Border cinsiCahit Saltık, NorveçMustafa Gülgen, Hollandestbrahim Alkan, Tepeli NorveçMetin Kıvılcım, ParizyenEşref Yücealper, GlosterCemil San, YorkşayrMithat Oral. yüzde 92 oy verümiş. Canan oyun nasıl verüdiğini bümiyor mu herkes. Evet demek mecburi, hayır demek yasak. Bir memkkette referanduma konan olay yüzde 92 oy alıyorsa, onda mutlaka sakathk vardır. Bir memleketi kesmükle yüzıde 92 istikamete götüremezsiniz. Yüzde 92 oyu Yunanistan'daki albaylar anayasası da aldı, Markos anayasası da aldı Hüsnü Mübarek veya Humeyni anayasalan yüzde 99 oy akh. Yüzde 92'ye çok güvenmesmler. Hukaknn temeli anayasa Ue baslamıyor mn? DEMtREL Meclisin geliş şekli bu anayasaya dokunmaya manidir. Partiler himayeüdir. Bu Meclisin içerisine giren insanlar adeta himayelidir. Bu insanlann kusuru değildir, devir getirmiştir bunu. Kimseyi incitmek maksadım değil. Ama Türkiye'nin bir anayasa meselesi olacaktır da, hür ve serbest seçimle gelmiş bir Meclis ancak bu anayasayı halleder. Henüz Türkiye o safhaya gelmediğine göre şimdiden bir anayasa meselesini tartışmak bir spekülasyondan ibarettir. 'Zamanı gelince bu anayasa meselesi tamşılacakur' dlyorsunuz... DEMİREL Gayet tabii. öyle diyorum. Ve insan haklanna uygun bir anayasa istiyoruz. Yalnız bakın, bizim sıkıntüanmız şurada: Gerek 1961 Anayasası, gerek 1971 tadilleri, gerek 1982 Anayasası sıkıyönetim altında tartışmadan yapümış anayasalardır. Keşke bu 1982 Anayasası'mn 'evet' ve 'hayır' tamşması yapüabUseydi mületin önünde. Türkiye çok daha güç kazanırdı. Efendim bu anayasaya yüzde 92 oy verümiş, canım oyun nasıl verildiğini bümiyor mu herkes? 'Evet' demek mecburi, 'hayır' demek yasak. Hayır diyen ceza alır, hayır diyen hapishanelere girer. Böyle referandum olur mu? Bir memlekette eğer referanduma konan olay yüzde 92 oy alıyorsa, onda mutlaka sakaüık vardır. Bir memleketi kesinlikle yüzde 92'lik bir istikamete götüremezsiniz. Yüzde 92 oyu Yunanistan'daki albaylar anayasası da aldı, Markos Anayasası da aldı, Hüsnü Mübarek veya Humeyni anayasalan referandumla yüzde 99 oy aldı. Bu yüzde 92'ye çok güvenmesinler. Bu, mületin hakiki iradesinin neticesi değildir. Son iiç yıl içinde, yani seçimlerden sonra demokratlasma yotunda adım atılmadı mı hiç? DEMtREL Devletin gücünü elinde tutanlar istediklerini söylüyorlar. Bunun karşısına çıkıp bir şey söylemeye kalkuğınu zaman hakkınızda dava Morlcos <m€tyas«sv Efendim, anayasaya UO'dan 220 volta / ' stanbul, (OJL) Taksim, Cihangir ve Firuzağa semtlerinin bir bölümünde 110100 volt olan şebeke gerilimi, 7 ocak çarşamba günü 220380 volta çevrilecek. TEK'ten alınan bilgiye göre, şebeke gerilimi değiştirilecek abonelerin elektrikleri, gerekli hazırlıkların yapılması, cihaz ve tesisatın değiştirilmesi için 7 ocak çarşamba günü saat 09.00'dan itibaren kesilecek ve aynı gün 13.0017.00 saatleri arasmda 220380 volt olarak yeniden verilecek. Şebeke gerilimi değiştirilecek semtler şöyle: "Sıraselviler ve Cihangir • caddelerinin bir bölümü, Defterdar, Kadirler, Taktaki Yokuşlan, Kantarcı, Mücadele, Lapacı çıkmazlan, Dalgıç, Hüseyinağa Bahçesi, Çukurcuma, Çukurcami, Ekmekçibaşı, Borazan, Sungü, Türkgücü, Ateş, Batarya, Kamacı Ustası, Kasatura, Meşaleci, Sirkeci Mescit, Güneşli, Somuncu, Soğana, Oba, Liva, Güllabici, Hocazade, Çukurçeşme, Maç, Havyar, Bakraç, Matara, Arslanyatağı, Yeniyuva Ağayı Sebil, Sebil, Büyükparmakkapı, Ağahamam, Çubukçu, Altıpatlar, Çıkmaz, Palaska sokaklanmn bir bölümü." ne dahildir. Devletin memurudur. TC devletinin dinle olan münasebeüni dogru anlamak lazım. Eğer din lafının geçtiği yerde laiklik ihlal ediliyor diyecekseniz TC devleti laik değildir. Bn dnrmmda din deninin mecburi olmasnı siz naal yorumluyorsunuz? DEMİREL Bana onu yorumlatmayın. Çünkü laiklik ihlal ediliyor diye TC devletinin resmi makamlan beyanda bulunuyor ya. Gidin onlara sorun. Şu laikliği bir tarif etmek lazım. Anayasanın hiçbir yerinde tarif edilmiyor. Laiklik sadece Ceza Kanunu'nun 163. maddesinde bir cümle ile geçiyor. Laikliğe aykın hareket edenler, dini esaslara dayalı devlet kurmak isteyenler... Her askeri müdahale öncesinde irtica ve laiklik çiğneniyor gerekcesi vardır. 1980 dahil. 6 Eytül 1980 tarihinde yapılan Konya mitinginde suç bulunmadıgına göre doğru mu yapüiyor? Dönüyomm geliyorum. Bu miting 12 Eylül 1980'de çıkartüan ihtiial beyannamesinde ihülal gerekçesi olarak gosteriliyor. Suç sabit oluncaya kadar kimse suçlu değildir. Sanıktır. öyleyse Türkiye'de suç sabit olmadan suçlamalar var. 1960'ta da, 1971'de de, 198O'de de askeri mahkemeler tarafından yapılan soruşturmalarda ve mahkemelerde 163. maddeden veya laikliğe aykın maddelerden mahkeme edilmiş, ceza görmüş bir avuç insan olamaz. Dini esaslan oturtmak nasıl olacak? Bunun bir programı olmayacak mı? Dini esaslara oturacak bir devlet nasıl olacak? Bir anayasası, bir programı, bir kadrosu olmayacak mı? Bu zarnana kadar geçen 6 sene zarfında her defasında bu meseleler konuşulduktan sonra binakım insanlann üzerine vanlmıştır. Peki arkadaş sen dini esaslara göre bir devlet kuracaksan nasıl olacak bu devlet? Bunun bir numunesi yok zaten. Dünyada numunesi yok bunun. Osmanlı, imparatorluğu Ceyhun, benim fevkaktde yakın mesai arkudaşımdm Aynı zamanda Sayın TUrgui özal ile de çahşmıştır. Birbirlerini uzun zamandır tanıyan DEMtREL "Türkiye'de bugünkü rejim msanlardır. Saytn Ceyhunhm münasebetleri sadece insani olmaktan ibarettir. Ne mesaj getirir, ne DEMİREL O zaman hacet katanaz. • Yani tck başına Iktidarm D\T ml gelir? mesaj göturur. idaresinde bulunan herkesi Müslüman yapabilirdi. Ve nitekim Yavuz Sultan Selim Anadolu'da bulunanlan Müslümanlastırmaya, Alevileri Sunnileştirmeye kalkuğı zaman karşısında Zembilli Ali Efendi'yi buldu. Onun içın ben diyorum ki, bu tartışma niye yanlış yapılıyor? Laiklik ihlal edilmiştir. Oyle mi diyorsunuz? Nerden çıkardınız bunu? Başortüsüne bakarak ortaya çıkardık. Başörtüsünün laiklikle bir alakası yok. Kıyafet o. Kıyafete bakarak kafanın içini çıkarmak... bunlar çok uzun seyler. Bunlan hâkimler Hlan suç saymaz. Kimse suç saymaz. Kıyafel, bir düşÜDcenln sembolü olamaz mı? DEMİREL Şimdi bakın, kimse düşüncesinden dolayı cezalandırılmasın derken, kıyafetinden dolayı 'sen boyle düşünüyorsan' diye adamı cezalandırmanın manası yok. Hür ve demokrat bir Türkiye istemıyor muyuz? Herkes istedıği gibi düşünsün dedikten sonra adamın giyimine niye mani oluyoruz? Nitekim Türkiye şalvar giymiyor mu? Kasket giymiyor mu? 'tnkılap kanunlan ihlal oldu' diyoruz. Ben yine TUrkiye'nin geneli için söylüyorum. Kimseyi savunmak için söylemiyorum. Bu inkılaplar ne zaman oldu? 5060 sene evvel. Daha kaç sene Türkiye bu inkılaplan kanunla korumak mecburiyetinde kalacak? Ya da ne zaman 'bu inkılaplar oturmustur, bu kanunlara gerek kalmamıştır' diyecek? 5060 sene oturmayan inkılap olur mu carum? Bence Türk emelektüeli elini şakağına dayayıp bunlan düşünmeli. Şimdi ortamı değildir. Demirel bunlan söyledi, yann bir sürü adam ona saldıracakür. Ben bana duşeni yaptım. Ben bir entelektüel, bir aydın, bir siyasetçi olarak üzerime düşeni yaptım arkadaş,. Ne inküaba ne de inkılap kanunlanna karşıyım. Bu mümkün de değil. Bir soru koyuyorum ortaya. Türkiye daha kaç sene, 5060 sene evvel yapılmış inkılaplan kanunla korumak mecburiyetinde kalacak? Asü soru bu. Tutuculuk derseniz, esas tutuculuk burada. Gönümiizün gyasei kuUsinde bir dedikodu var. Sayın Ekrem Ceyfaan'un zanutn zaman sizinle Başbakan Sayın Özal arasında gidip geldigi ve karşılıklı bir mesaj götürdugü yolnnda bir söyienti var. DEMİREL Sayın Ceyhun benim fevkalade yakın mesai arkadaşımdır. Sadece fikir arkadaşıra değil, kardeşim mesabesinde ailemizin bir parçası Ceyhun mesağ g&türmüyor: Saytn doğustan hatalı... " Şide: ILO Anayasadan önce A nkara (anka) Türktş'in eski genel sekreteri Sadık / l Şide, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Taşçıoğlu'nun "ILO bana vız gelir" şeklindeki sözlerini, "hayır ILO bizde anayasadan da önce gelir" şeklinde yanıtladı. Taşçıoğlu'nun sendika kısıtlamalarının giderilmesi yönünde eski bakan Kalemli tarafından Uluslararası Çalışma örgütü'ne (ILO) verilen taahhütleri "bağlayıa değil" şeklinde nitelenmesi üzerine Şide, "ILO uluslararası hukuk kuralları oluşturmuş bir kuruluştur. Ülkeler bu kuruluşa Meclis'lerinin onayladığı sözleşmelerle katılmışlardır. Uluslararası hukuk kuralları ise ülkelerin anayasalanndan bile önce gelir. Bakan önce Türkiye'nin milli mevzuatı gelir diyor. Hayır ILO'nun hükümleri anayasadan önce gelir. Sonra milli mevzuat gelir" şeklinde konuştu. Halıcılara ILO yardımı Ç» iirt (Cumhuriyet) Tarım, Orman ve Köyişleri Bakanlığı kJ Siirt tl Müdürlüğü'ne ait eski hizmet binasında açılan halıcılık kursuna katılan 34 genç kıza, Birleşmiş Milletler'e bağh Uluslararası Çalışma Orgütü'ILO tarafından gıda yardımmda bulunuldu. Çoğunluğu okuma yazma bilmeyen kızlann katıldığı kursu gezen Siirt Valisi Selami Teker, öğretici Behiye Onuk'tan çalışmalarıyla ilgili bilgiler aldı. Daha sonra ILO tarafından Mersin limanına gönderilerek, buradan Siirt'e getirtilen gıda maddeleri, hahcı kıziara törenle dağıtıldı. .&% v ' > v ( l ~ DEMİREL Bakın, geçen 25 sene zarfında her şeyi öğrendım demiyorum, ama bazı seyler öğrenmişimdir. Halkın nabzını biliyorum. 'Hacet kalmaz' dediniz. Bir an için hacet kaldıgım duşunelim. Teorik olarak. önce ANAP'la mı koalisyon arar DYP, yoksa sol ile mi? DEMİREL Varsayım üzerine yapılan muhakemelerin hiçbir faydası yoktur. 'Hür ve demokrat Türkiye' istiyorsunuz. Herkes bunu istiyor. Son alb yılda Türkiye'de başka ne konusuluyor? DEMtREL Türkiye 198O'de ne konuşuyorsa hemen hemen bugün aynı şeyi konuşuyor. Türkiye 1980'de enflasyon konuşuyordu, hâlâ enflasyon konuşuyor. Borç konuşuyordu, yine borç konuşuyor. Anarşiye gelince... Rejim askıya alınıp Silahlı Kuvvetler'in bütün gücüyle anarşinin önlenmiş olması bugünkü siyasi iktidarın icraatı değildir. Ne yank ki, geçen iki sene zarfında sadece Güney ve Güneydoğu illerimizde beş Ude beş yüze yakın vatandaşımız hayatını yiünniştir. Bunların 119'u subay, astsubay, asker ve polis olarak şehittir. 130'a yakını devlet güçleriyle eşkıya arasmda kalmış masum vatandaşlardır. 250'ye yakını da teröristtir. Cumhuriyet tarihinin hiçbir döneminde bu kadar çok subay, astsubay ve er şehit olmamıştır. Bugünkü hükümet bunun ustünü örtüyor ve işte, 'ber şey güllük gülistanlıkür' diyebiliyor. Kaldı ki, 1980 öncesinde 6 bin kişinin, 1980 sonrasında da bin kişinin öldüğü biliniyor. Bunlan kimin öldürdüğü ve öldürenlere ne yapıldığı ise tümüyle açıklığa kavuşmuş değildir. Gerçi biraz önce söz ettik. Ama bir de laiklik çok tartışılmıyor mu? DEMİREL Şimdi hak var, fiiliyatta kullamlmasından zarar doğar diye, aroan o kullanılmasın diye onun üzerine baskı koyuyoruz. Laiklik, evet. Ama laikliği kim suiistimal ederse onun yakasına yapışmak lazım. Onun yakasına yapışacak kanun mercileri var. Kar.un mercileri dışında bir merci aramamak lazım, yani 'riode knvvetler, Atatiirkçü güçler' gibi falan. Hukuk ve kanun devletini savunuyoruz. Şimdi hakikaten bu laikliği iyi tarif etmek lazım. Onun için ben yanlış tanımlama yapüiyor diyorum. Hemen bu lartışmalar yapılmaya başlandığı vakit, efendim şu adam buna angajedir, bu adam buna angajedir gibi peşin hükümlerle hareket eUilmesini fevkalade yanlış buluyorum. devletin radyo ve TVsmin haline bakmtz Ülke tek tarnfh şartUmdıntmaya devam etmekte ve Türk vatandaşı doğrulan öğrenmekten mahrum •• bulunmaktadır, Devletin radyo ve TVsinde haberlerin yansı hükümet haberleri Sanki TVde sıkıyönetim varmış, sanki 12 Ejylül idaresi devam ediyormuş gibi 12 Eylül öncesi idarelerine düşmanüğı sürdürüyor. geliyor. Evet 28 Eylül öncesindeki seçimlerde bazı insanlar meydanlarda konuştu, ben de komıştum. Ama ben Türkiye'de mevcut olan haklan kullanarak konuşmadım. Ben insan olarak, vatandaş olarak, bu memleketin insani olarak, bazı şeylerin hakkım olduğu üzerine konuştum. Ve hakkımda 40 tane mahkeme acüdı. Benim dışımdaküerin de aşağı yukarı haklannda 40'ar tane mahkemeleri var. Yani bir tarafta siz istediğiniz gibi konuşacaksıruz, öbür tarafta başka birisi konuştuğu zaman bu mahkeme konusu olacak. Buna demokrasi denir mi? Söylediğim şeylerde hiçbir suç unsuru yoktur. Zaten söylediğim şeylerden dolayı değü, ben söylediğim için raahkeme açılıyor. Bunun eşitlik neresinde? Ne çeşit demokrasi bu? Sayın Basbakanın 'Türkiye'de demokrasi vardır' sozüne asla kadlnuyor mosunnz? DEMİREL İşte, olan demokrasi orta yerde. Mahkemeli, polisli, jandarmah bir rejim var Türkiye'de ve kökünde de doğuş hatası var. Nesep hatası var. Demokrasi yolnnda adım atılmadıguu gösteren baska ömekler var mı? DEMİREL Şu devletin radyo ve TV'sinin haline bakınız. ülke tek taraflı şartlandırümaya devam etmekte ve Türk vatandaşı doğrulan öğrenmekten mahrum bulunmaktadır. Devletin radyo ve TV'sinde haberlerin hemen yarısını hükümet haberleri teşkü ediyor. Türk vatandaşı doğmyu yabancı radyolardan öğrenmeye kalkma ihtiyacım duymamalı idi. Devletin radyo ve TV'si sanki sıkıyönetim varmış, sanki 12 Eylül idaresi devam ediyormuş gibi, 12 Eylül öncesi idarelerine adavetini (düşmanlığmı) sürdürüyor. Hazırlanan programlar, kalkınma meselelerinin izahı hep inkârcüığa dayanıyor. TV*de s«t»lci *%ht*Smetlm var: Şu BÎTTÎ AETye başvurmanız acele ohnaz mı? Türkiye'de oluşan ve oluşacak demokratik gelişmeler doğal olarak Avrupa Parlamentosu Türkiye ilişkilerine de yansıyacak, belki de AET Türkiye Karma Parlamento Komisyonumuzun kesinti döneminin arkasmdan yakın bir tarihte kurulacaktır. OSMAN ATAMAN STRASBOURGAvrupa Parlamentosu Sosyalist Gnıbu'nun önde gelen isimlerinden ve AET'nin danışma organı niteliğindeki parlamentonun Türkiye Raportörü Ingiliz parlamenter Richard Balfe, "Türkiye'de oluşan demokratik gelişmeler, doğal olarak Avrupa Parlamentosu • Türkiye ilişkilerine de yansıyacak" dedi. Balfe, Strasbourg'da Cumhuriyet'in sorularını yanıtlarken, Türkiye'nin AET'ye tam üyelik başvurusu konusunda da "biraz acele olmaz mı?" şeklinde konuştu. 1985 yılında parlamentonun kabul ettiği raporu ile bir yıl süreyle AET Türkiye Ortaklık Konseyi toplanana dek askıya alınan karma parlamento komisyonu konusunda aceleci davranılmaması gerektiğjne de dikkat çeken lngilu parlamenter, "Parlamentonun aralık ayı toplanlısında kabul ettiği sosyalist grubun karar tasansı sonrasında za AET Türkiye Raportörü Richard Balfe'ye göre ilişkiler giderek sıcaklaşacak ÖLÜM VE TEŞEKKÜR 22 Aralık 1986 günü uğursuz bir sabahın eşiginde, Pazarcık'ta bir tren kazasıyla 23 yaşında görev şehidi olan can oğlumuz, yaşama sevincimiz, yüreğini erdemle yıkamış, yüzünü Nasrettin Hoca'nın mendiliyle kurulamış, Malatya TCDD 5. lşletme'nin sevgilisi, makinist MEHMET ERGEN'in onulmaz acısını bizimle paylaşan bütün dost, akraba ve komşulara, çalışma ve okul arkadaşlanna, cenazesine katılan, çelenk gönderen, telgraf ve telefonla başsağhğı dileyenlere teşekkürü bir gönül borcu sayıyoruz. Balfe bugün Ankara'da ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Avrupa Parlamentosu Sosyalist Crup raportörlerinden ıngiliz îşçi Partisi üyesi Richard Balfe, Türkiye 'deki demokratikleşme sürecine ilişkin konularda hükümet ve partilerle temaslarda bulunmak üzere bugün Ankara'ya geliyor. Geçen yıl Türkiye'yi ziyaretinden sonra hazırladığı eleştirel rapor nedeniyle özal hükumetinin şimşeklerini üzerine çeken Balfe, bu kez TürkiyeAET ilişkileri bakımmdan daha ılımlı bir ortamda Ankara 'ya geliyor. Balfe, bu akşam Ankara'ya vardıktan sonra ilk temasım, mahkeme tarafından kapatılmasına kagulanması sonucunda gelişmelerin sağlanarak, kapılann açılmasına neden olduğu görüşüne haklıhk kazandırdı. Türk makamlan, insan haklan, demokrasi gibi konuları ele alan soruIarımızı her defasında içişlerine kanşmak şeklinde yorumlarken, son zamanlarda bu yanlışlık duzeltilerek, AET'ye 13. uyeolmaya aday bir ulkenin takınması gereken tavır karşılıklı diyalog içinde gerçekleşti. Boylece de değindiğimiz gibi kapılar aralanmaya, ilişkiler canlanmaya, AET Türkiye Karma Parlamento Komisyonu konusu gündeme gelmeye başladı. Herhalde o günlerde benimle görüşmekten kaçınanlar, bugün düşunüyor olsalar gerek... rar verilen DtSK'in on yıl hapis cezasına çarptınlan Genel Başkam Abdullah Baştürk ileyapacak. Balfe'nin yann yapacağı temaslarda sosyal demokrat kanat ağırlık taşıyacak. tlk olarak TBMM'de SHP Genel Başkam Prof. Erdal tnönü ile görüşecek olan Balfe, aynı gün eski başbakanlardan Bulent Ecevit'i z'ıyaret edecek. Balfe, salı günü muhalefeti dinledikten sonra, çarşamba günü daha çok hükümet kanadıyla temas edecek. Sabah, sırasıyla Dışişleri Bakanı Vahit Halefoğlu ve AET Ue ilişkilerden sorumlu Devlet Bakanı Ali Bozer ile görüşecek olan Balfe, aynı gün Turgut Özal tarafından kabul edilecek. de, Türkiye'de oluşan ve oluşacak demokratik gelişmeler doğal olarak Avrupa Parlamentosu Türkiye ilişkilerine de yansıyacak, belki de AET Türkiye Karma Parlamento Komisyonu uzun kesinti döneminin ardından yakın bir tarihte kurulacaktır... Türkiye ile ilişkilerde Avrupa Parlamentosu sosyalist grubu surekli olarak bir engel durumunda gözüküyor. Son aylarda, gerek SHP Genel Başkam lnönü'nün grubunuzda yaptığı konuşma, gerek diğer temaslannız sonucunda mı sosyalist grup ıhmlılaşmaya başladı, yoksa zaten ilişkilerin yoluna girmesi gerekiyordu da sosyalist grup temkinli davranarak önce gorüşelim Richard Balfe AİLESİ ADINA DAYISI NECATİ GÜNGÖR Babamız, dedemiz ZEKERİYA MUHTEREMOĞLU 4.1.1987 günü vefat etti. Sevgili nâşı 5.1.1987 Pazartesi öğle namazından sonra Kocamustafapaşa Sümbül Efendi Camii'nden ahnarak Küçükçekmece Çobançeşme Mezarlığı'na gömUlecektir. Tann rahmet eylesin. Eşi: AYŞE MUHTEREMOGLU Kızı: AFET MUHTEREMOĞLU ILGAZ Tonınları: HALUK ÇIRAKMAN UGUR ÇIRAKMAN DEFNE ILGAZ Gelini: FATOŞ ÇIRAKMAN ten diyaloğun başlaması amaçlanıyor" ifadesini kullandı. Önceki yıl kabul edilen raporu Türkiye'de geniş tepkilere neden olan İngiliz parlamenter Cumhuriyet'in sorularını şu şekilde yanıtladı: 1985 yılında kabul edilen ve Türk makamlan tarafından tek taraflı olarak, hiçbir Türk yetkili ile görüşmeksizin hazırladığınız ileri sürülen rapor sonrasında "Türkiye Ue ilişkiler kapanmıyor, kapı açılıyor" şeklinde bir ifade kullanmıştınız, bugiin gelişmeleri ne şekilde değerlendirebilirsiniz? BALFEZaman, bizim o zaman savunduğumuz, kapıların kapanmadığı, Türk demokrasisinin eksikliklerinin açıkça vur Türkiye'deki gelişmeler ve AETTürkiye Ortaklık Konseyi'nin toplanması ardından parlamentonun da aldığı diyalog karan ve bu ziyaretiniz sonrasında ilişkilerde ne gibi gelişmeler beklenebilir? BALFEDaha önce hazırladığım ve Türk kamuoyunda yoğun tepkilere neden olan, hatta o zamanki AET Türkiye temsilcisi Morgan'ın da suçlamasına yol açan raporun hazırlığı sırasında gorüşlerini alamadığım hükumet yetkilileri iie de görüşecek olmam, Türkiye'deki mevcut \e gelecek gelişmeler hakkında daha aynntılı fikir edinmemizi ve dolayısıyla bundan sonra daha sağlıklı kararlar vermemizi sağlayacaktır sanıyorum. Boylece sonra ilişki kuralım yolunu mu seçti? BALFEDaha önceki raporumun geçerliliği ortaklık konseyi toplantılanna kadardı. Yani toplantı sonrasuıda durumun yeniden ele alınması gerekiyordu, bu yapıldı, fakat bunun sağlıklı bir zemin üzerinde olması için de gerek SHP, gerek DSP ve gerekse Strasbourg'a gelen AET Türkiye Karma Parlamento Komisyonu'nun Türk kanadı parlamenterleri ile sık sık görüştük. Bu görüşmeler sonrasında da diyaloğun başlama zamaıunın geldiğine karar verdik. Aralık ayındaki oylama sırasında sosyalist gnıbun Türkiye konusunda ikiye bölündüğü ve kimi arkadaşlanmızın daha sert kiminin ılımlı yaklaşım içinde olduğu gorüldü. Sizse oylamada yoktunuz. Diğer gnıplann yaklaşımlan ve sizin gnıbun rauhtemel tavn da gözönüne alındığında bundan sonraki gelişmelerdc artık "sancılı dbnem" sona ermiştir denilebilir mi? BALFEEğer Türkiye'dekı gelişmeler devam ederse, denilebilir, ancak hemen de sancılı dönem sona erdi, ilişkiler düze çıktı, sıkıntı kalmadı demek yerin* giderek sıcaklaşacak ilişki döne mi başlayacaktır demek dahs doğnı olur. AET'ye başvursak? BALFEBiraz fazla acele ol maz mı?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle