11 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 OCAK 1987 i Greenpeace 15 bin çiftçi Aquino ya karşı yürüdü Güney Kutbu'nda DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 TJfT'ellington (a.a.) W Greenpeace Çevre Koruma Örgütü'nün bir gemisi, Güney Kutbu'nun "dünya parkı" ilan edilmesi kampanyası çerçevesinde Antarktika'ya vardı. Örgtitün Greenpeace adlt gemisindeki bilim adamları, demirledikleri Ross adasında bir araştırma istasyonu kuracaklar. Istasyonda 7 ay süren güneşsiz kış mevsimini geçirecek olan bilim adamları, balık popülasyonu hakkında incelemeler yapacaklar. Greenpeace'in, Antarktika misyonunun amacı, dünya kamuoyunun dikkatini Güney Kutbu'nda çevre kirlenmesi tehükesine çekmek. örgüt bu amaçla, Antarktika'mn "dünya parkı" ilan edilmesini istiyor. MaııilaVla dev protesto Geçen hafta 12 çiftçinin askerler tarafından öldürülüşünü protesto amacıyla düzenlenen gösteride caddelere yanan barikatlar kuruldu, ulaşım aksadı. Gostericiler başkaniık sarayma kadar yürüdüler. Gösteri öncesinde ordu kırmızı alarma geçirildi. Siyasi gözlemciler, geçen hafta meydana gelen çiftçilere ateş açma eylemi nedeniyle 2 şubatta hâlkoyuna sunulacak yeni anayasaya desteğin azalabileceğini belirtiyorlar. köylü kuruluşlannın düzenlediği gösteriye katılanlar arasında geçen hafta askerlerin çiftçilere ateş açma eylemini protesto amacıyla hükümetle gerillalar arasmdaki banş görüşmelerindeki arabuluculuk görevinden istifa eden Avukat Maris Diokno ile Sağlık Bakanı Mita Pardo de Tavera da bulunuyor. Kol kola yurüyen binlerce kişi Başkaniık Sarayı önünde marşlar söyleyerek öldurülen 12 çiftçi için "adalet" istediler. Geçen hafta Manila'daki Mendiola Köprüsü üzerinde bir gösteri düzenleyerek hükümetin toprak reformunu gerçekleştirmesini isteyen 10 bin çiftçinin başkaniık sarayına yürümek istemeleri üzerine askerler kalabalığın üzerine ateş açmıştı. Olayda 12 kişi olmuş, 92 kişi de yaralanmıştı. Ülkedeki solcu işçi kuruluşlarından Bir Mayıs Hareketi'nin Başkanı Crispin Beltran, "Mendiola katliamını protesto yüriiyüşü"nden önce yaptığı konuşmada. "Çiftçilerin öldürülmesi olayı. Aquino yönetimi döneminde hiçbir şey umut edemeyeceğimizi gösteriyor" dedi. Beltran, okuduğu bildiride, "Dostlanmızın cesetkrini Devlet Başkanı Corazon Aquino'nun ayakları altına seriyoruz" ifadesini kullandı. Gösteriden önce ordunun, göstericilerin başkaniık sarayının yakınına gelmesine izin verilmesi durumunda Aquino'nun güvenliğini garanti edemeyecekleri konusunda devlet başkanına uyanda bulundukları bildiriliyor. Mendiola caddesinde 600 polis ve bin askerin savaş giysileri içinde hazır bekledikieri belirtiliyor. Askerlerle göstericileri birbirinden uzaklaştırmak amacıyla 6 bakanın da savaş giysili askerlerin önünde durmakla gorevlendirildikleri kaydediliyor. Manila'daki dev gösteri başkentteki merkez postane binası önünde başladı. Gostericiler 2 şubatta hâlkoyuna sunulacak olan yeni anayasaya karşı Sav unma Bakanı Rafael İleto'nun istifasını istediklerini belirttikleri pankartlar da taşıdılar. Gostericiler geçen haftaki ateş açma olayı ile ilgili olarak Genelkurmay Başkanı Fidel Ramos'un da istifasını istediler. Filipinler'de Aquino doneminde hazırlanan yeni anayasanın, ateş açma olayı yüzünden 2 şubatta yapılacak halkoylamasında reddedilmesi beklenmiyor. Ancak gözlemciler, bu olayın anayasaya desteği etkileyeceğini ve referandumda Aquino yönetimi tarafından hedeflenen yüzde 60'lık oranın altında kabul oyu kullanılabileceğini öne suruyorlar. Bu arada ülkedeki komünistler ve aşırı sağcılar, anayasaya karşı yoğun kampanya surduruyorlar. 18 yıldan bu yana devam eden iç savaşı sona erdirmek amacıyla komunist gerillalarla Aquino yönetimi arasında başlatılan banş görüşmelerinin yarıda kalmasının da Aquino için olumsuz bir gelişme olduğu belirtiliyor. Yeni anayasa, Devlet Başkanı Aquino'nun bu gorevini 5 yıl daha surdürmesine olanak veriyor. Iki süper Akdeniz'de yakın takipte 6. Filo'nun deniz tatbikatı, Sovyet gemilerinin gözetlemesi altında sürüyor. NAPOLİ (a.a.) Orta Akdeniz, geçen hafta sonu, ABD ve So\yetler Birliği'nin "varlıklarını karşılıklı hissettirıneleriyle" sıcak iki gün yaşadı. ABD'nin surekli Akdeniz'de bulunan 6. Filosu, USS Kennedy, USS Nimitz uçak gemileri ve 27 oteki geminin katılımıyla geçen yılın başından berı Orta Akdeniz'de yapılan cn büyuk tatbikatı gerçekleştirdi. Körfez Savaşı'ndaki tırmanmayla aynı zamana rastlamasına rağmen, 6. Filo yetkilileri, tatbikatın olağan olduğunu ve çok önceden planlandığını söylediler. "Ulusal Hafta" diye adlandırılan tatbikata, deniz kuvvetlerinden 14 bin askerle 1800 deniz piyadesi katıldı. "TÜRKİYE'DE TATBİKAT" Bu arada, Amerikan Associated Press ajansı, Turkiye'deki ABD Hava Kuvvetleri'ne bağlı uçaklann, geçen hafta Türkiye'nin güneyinde tatbikat yaptıklarını bildirdi. Amerikan Deniz Kuvvetleri Sozcusü Dave Morris de, Alman "Der Spiegel" dereisinde bir sure önce yer alan "Iran'ın Basra\ı alması durumunda, Körfeze müdahale için ABD'nin kuvvet gönderdigi" yolundaki haberi yalanladı. Morris, ancak 6. Filo'nun istihbarat raporları topladığını ve her turlu ihtimale karşı harekete geçmeye hazır olduğunu söyledi. Morris, ABD uçak gemilerinin, eğer gerekirse, iki gun içinde bulundukları yerden Suveyş Kanah'na varabileceklerini de kaydetti. Bu arada Libya ve Mısır açıklarında Süveyş Kanah'na yakın bir konumda bir Sovyet deniz gucu de bulunuyor. AIİ SİRMEN BUGUN Zor Dostum Zor... Acaba 12 Eylül'ün hemen ardından Dışişleri koltuğuna oturmuş olan Sayın Türkmen ile ondan sonra aynı göreve gelen Sayın Halefoğlu kimi geceler, kendilerini tanrılar tarafından bir kaya parçasını binbir mihnetle iterek, dağın doruğuna taşımaya mahkum edilen ve tam doruğa vardığında da, taşın yeniden aşağı yuvarlandığını görerek, sonsuza dek albaştan yapmak zorunda kalan, Eote'ün oğlu, söylence kahramant Korint Kralı Sisyphe (Sisif)'in yerine geçmiş olarak görüp, haykırarak bu karabasandan uyanmışlar mıdır dersiniz? Cumhuriyet tarihinin yıllar boyu köşeye sıkışmış durumda olan bu iki pek talihli sayılmayacak dışişleri bakanına bakınca, ben elimde olmadan hep, sonsuza dek sil baştan yapmak zorunda kalan Sisyphe'i anımsarım. Gerçekten, bir zamaniar Sayın Türkmen'in başına geldiğl gibi, şimdi de Sayın Halefoğlu ülkemizin dışardaki görüntüsünü biraz düzeltebilmek, çehreye biraz çağdaşlık makyajı sürebilmek için yad ellerde dıl döküp, içerde binbir dereden su getirerek bazı önlemleri kabul ettirip, tam bir yere vardığını sandığı anda, tıpkı Sisyhpe gıbi yeniden al baştan demek zorunda olduğunu görüyor dehşet içinde. Türkiye 12 Eylül 1980'den bu yana insan hakları konusunda sürekli çağdaş çizginin dışında, marjda kalmış olarak yaşıyor. Binbir güçlükle sağlanan gelişmeler, birden atılan bir taşla dağılan sırça köşkler örnegi tuzla buz oluyorlar. Dün Strasbourg'taki Avrupa Sarayı'nda 1987'nin ilk toplantısını yapan Avrupa Konseyi Asamblesi'nin başkanlığını yapan Sayın Vahit Halefoğlu'nun durumu da böyleydi. Avrupa Konseyi'ne üye her ülkenin dışişleri bakanının olağan olarak kendi ülkesinin sırası geldiğinde oturduğu başkaniık koltuğuna Sayın Halefoğlu'nun Türkiye adına geçmesi hiç de kolay olmamıştı. Gerçi Türkiye'nin sırası Halefoğlu Dışişleri Bakanı olmadan önce daha 6 kasım seçimlerı yapılmadan geimişti. Ama Ankara, kulübün koşullarına uymadığı için, kendisine bu ye/in verilemeyeceğini anlamış, "yiğitlik bizde kalsın" diyerek, seçimlerle işbaşına gelmiş bir parlamentomuz olduğunda kullanmak üzere hakkımızı ertelemiştik. Daha sonra, artık dönem başkanlığı hakkımızı kullanabileceğimizi ileri sürdüğümüzde ise, ülkemizdeki insan hakları uygulamaları ve demokrasinin durumunu ileri süren Konsey organları işi yokuşa sürmüşlerdi. Ve uzun tartışmalardan, pazarlıklardan, çekişmelerden sonra, Türkiye her üye için olağan olan hakkı çok büyük güçlükle elde etmişti. Sayın Halefoğlu, Türkiye'nin Avrupa kapılarını aşındırdığı bir dönemde, Avrupa Dönem Başkanlığı gorevini üstlenirken, Strasbourg'ta Türkiye'nin Avrupa'ya ve Avrupa ölçütlerine bir adım daha yaklaştığını gösterecek bir haberi de vermek istiyordu. Bu konuda hükümet içindeki çabalar da sonuç vermiyor ve diplomatlarımız Strasbourg'a uçmadan önce hükümet sözcüsü Sayın Hasan Celal Güzel, Ankara'nın insan hakları konusunda kişisel basvuru hakkını tanımaya karar verdiğini, bu amaca yönelik olarak resmi girişimlerin iki hafta gibi kısa bir süre içinde yapılacağını açıklıyordu. Kaya güçlükle doruğa ulaştırılmıştı. Türk diplomatlan rahat bir nefes alacaklardı, ama tıpkı Sisyhpe gibi... Çünkü bir yandan o kaya doruğa ulaşırken, öte yandan iki de önemli karar çıkmıştı mahkemelerden. Bunlardan biri, DİSK yöneticilerinin ağır cezalara çarptırılması ve sendikanın kapatılması, öteki ise Sayın Ecevıt'in mahkumiyeti idi. Hemen belirtelim, biz burada mahkeme kararlarının içeriğini, yasalara uygun olup oimadığını tartışmıyoruz. Ve amacımız hiç bir şekilde, bu kararları veren mahkemeleri eleştirmek değildir. Ancak durumu saptamakta yarar vardır. Türkiye'de yasalara uygun olarak böyle kararlar verilmişse, demek ki, çağdaş ölçütlere, demokrasi koşullarına uymayan yasalar yürürlüktedir ülkemizde. Nitekim, Strasbourg'ta hakkı olan dönem başkanlığını binbir güçlükle elde ettikten sonra, kişisel başvuruyu tanıdığı yolunda olumlu bir açıklamayla puan toplamayı kuran Ankara, dün yine güç durumda kalmış ve hoş olmayan bir görüntü sergilemistir. Sonuç doğaldır, Türkiye'yi yönetenlerin demokrasi ve insan haklarının bir bütün olduğunu anlamaları gerekir. Yoksa atılan bir iyi adımın olumsuz gelişmeler yanında haklı olarak gözden yitip gitmesi işten bile değildir. Dün de öyle olmuştur. Üstelik Avrupa'da Helsinki Son Senedi'ni imzalayan ülkeler çerçevesinde, Türkiye'nin insan haklan ve demokrasi konusundaki her olumsuz adımı daha fazla tepki çekecek, daha büyük eleştirilere hedef olacaktır. Çünkü 1987, bu alanda iki büyükten biri olan Sovyetler Birliği'nin olumlu yönde büyük adımlar attığı bir yıl olarak başlıyor. Bugun herkes, Sovyetler'de demokrasi ve insan hakları yönünde gelişmeler sağlamaya çalışan Gorbaçov'un çabalarından söz ediyor. Bütün Amerikan ve Batı basını bu haberierle çalkalanıyor. 1987 yılında Moskova'da evine dönen Sakharov'un resimleri yayımlanıyor Batı gazetelerinde. Eğer, bidayet mahkemelerinin verdiği mahkumiyet karaıiarı askeri ve sivil yargıtaylarca onaylanırsa, 1987'de ilginç resimler çtkacak dünya gazetelerinde; bir yandan evlerine dönen Sovyet muhalifleri, öte yandan Türkiye'de hapse giden Sayın Bülent Ecevit ile sürgün yolunu tutan Sayın Abdullah Baştürkün resimlerini belki yanyana göreceğiz. Ve belki de altında ilginç başlıklar: "Sovyetler Birliği'nde Sakharov evine dönerken, Türkiye'de Ecevit hapishaneye, Baştürk sürgüne gidiyor." Topraklan üstündeki Türk asıllı yurttaşlanna insanlık dışı davranışlarda bulunan Bulgarları bir yana bırakırsanız, bundan böyle insan haklan konusu artık Doğu ile Batı arasında bir çekişme konusu olmaktan çıkmaya başlıyor. Bu durum da, tartışmalan dindirirken, dikkatleri, insan haklan konusunda olduğu yerde kalmakta direnen küçük ülkelerin üstünde yoğunlaşmasına neden oluyor. Başka bir deyişle, önümüzdeki dönemde gerek Avrupa gerek özellikle Helsinki görüşmeleri çerçevesinde bütün dikkatler, topraklan üstünde yaşayan Türkleri asimile etmek için onlara kötü, insanlık dışı davranışlarda bulunan Bulgaristan ile yine toprakları üzerinde yaşayan Türklerin iktidara hoş görünmeyen, iktidarın doğrultusunda gitmeyenlerine, çağdaş ölçütlere uymayan, insan haklanna aykın hükümler uygulayan Türkiye üzerinde yoğunlaşacaktır. Türkiye bu yasakları, insan haklan önündeki bu engelleri kaldırmadıkça tepkilerden kurtulamayacaktır. Bu durumda da, Türk diplomatlarının dünyadaki işleri o ünlü şarkıdaki gibi "zor dostum zor"dur. Reagan îrangate Komisyonu'nda ifade verdi YJT'ashington (a.a.) rf ABD Başkanı Ronald Reagan, îran 'a gizlice silah sanlmasını soruşturan komisyona dün ifade verdi. Reagan 'm emriyle kurulan üç üyeli "Îrangate" Komisyonu, Başkan'ın ifadesini Beyaz Saray'daki Oval Ofis'te aldı. Komisyon üyelerinin, Reagan 'ın ifadesini yazılı belgelere geçirmek yerine not tuttuklan bildirildi. Aqaino Uzlapna anyor MANİLA (AP) Filipinler'in başkenti Manila'da geçen hafta 12 çiftçinin askerler tarafından öldurülmesini protesto amacıyla dün binlerce kişinin katıldığı bir protesto gösterisi düzenlendi. Gösteri öncesinde Filipinler ordusu kırmızı alarma geçirildi. Askeri yetkililer, Devlet Başkanı Corazon Aquino'nun güvenliğinin garanti edilemeyeceğini belirterek ytirüyüşe izin verilmemesini isterken, Aquino, hükümetin sol ile uzlaşma istediğinin bir ifadesi olarak gösteri iznini verdi. Gostericiler, yürüyüş öncesinde caddelere yanan barikatlar koyarak ulaşımı durdurdular. Başkent Manila'daki Malacanang başkaniık sarayı yakınındaki Mendiola Köprüsü'ne düzenlenen yurüyuşe 15 bin protestocu çiftçi katıldı. Solcu orgutler ve Palme soruşturması Çi tockholm (a.a.) tsveç <3 Başbakan Olof Palme'nin öldürülmesiyle ilgili soruşturmayı yürüten Stockholm Başsavcısı Claes Zeime, bu görevinden aynlıyor. Savahktan dün yapılan açıklamada, Zeime'nin (62) astım krizi geçirerek hastaneye kaldırıldığı ve soruşturmayı bırakacağı biidirildi. Körfez savaşında atışa devam Irak ve îran karşılıklı olarak yeni askeri b,aşanlar elde ettiklerini ileri sürüyorlar. İran Meclis Başkanı Rafsancani "kritik günler"in çok yakında geleceğini, zafere çok yaklaştıklannı iddia etti ve Körfez ülkelerini Irak'ı desteklemeye son vermeye çağırdı. BAĞDAT/TAHRAN (Ajanslar) tran'ın Basra'ya yönelik olarak 9 ocakta başlattığı "Kerbeâa5" saldınsı şiddetini yitirirken, Tahran, cepheye 100 bin askerin daha gönderileceğini duyurdu ve "kritik" günlerin çok yakın olduğunu ileri sürdü. Her iki taraf da karşıhklı olarak kentlere hava saldırılan düzenlediklerini bildirdiler. Iran Meclis Başkanı Ali Ekber Haşimi Rafsancani tran'ın zaferinin yakın olduğunu söyleyerek Körfez'deki Arap ülkelerinden Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin'e destek vermemelerinı istedi. Îran haber ajansı IRNA, tran kuvvetlerinin Basra'ya dün karadan karaya iki adet orta menzilli füze gönderdiklerini ve bu füze saldınsının Irak uçaklannın önceki gün Iran'ın Isfahan kentini bombalamasına misilleme olduğunu kaydetti. Irak ise İran'ın Basra'ya giriştiği füze saldırısında 5 sivilin öldüğünü, 20 kadarının da yaralandığını açıkladı. Tahran Radyosu da Irak uçaklarının îsfahan'ı bombalamalan sonucu çok sayıda ev ile bir cami ve bir öğretmen eğitim merkezinin yakıldığını duyurmuştu. Irak'ın önceki gece geç saatlerde yayıınladığı askeri bildiride de Basra'nın doğusundaki lran kuvvetlerinin dar bir alan içinde kuşatıldıkları öne sürüldü. Bildiride, Irak topçu ve tank kuvvetlerinin savunma hatlarını varmak isteyen tran kuvvetlerinin Basra1 nin 10 km. doğusundaki goletin güney ve doğusundaki ilerlemesini durdurdukları iddia edildi. tran resmi haber ajansı IRNA, İran birliklerinin dün Barsa'da yeni mevziler ele geçirdiklerini ve üç bin Irak askerini esir ettiklerini ileri surdü. tRNA'ya gore, yeni ele geçirilen mevziler Salamşeh bölgesinde Kasım ırmağının batısında yer alıyor ve aralarında bazı kanallar da bulunuyor. tran askeri çevreleri Irak'ın bu kanallar savunma amaçlı olarak inşa ettiklerini ve îran birliklerinin saldırısını durdurmaya yönelik hendekler olarak kuHandıklarını belirttiler. tran Basra'ya füze attı, Irak Isfahan'ı uçaklarla bombaladı ABD'de ırkçıhğı protesto G eorgia (uba) ABD'nin Georgia eyaletinde ırkçıhğı protesto amacıyla bir gösteri yapıldı. Binlerce kişinin katıldığı gösteride, eyalette geçen hafta, Martin Luther King'in doğum yudönümü nedeniyle yapılan bir gösterinin, ırkçı Ku Klux Klan örgütünce dağıtılması protesto edildi. NATO'dan Varşova Paktı'na öneri: Çin'de bir öğrenci tutuklandı Konvansiyonel siJahlarm indirinıi için konferans toplansın P ekin (a.a.) Çin'in kuzeydoğusundaki Tiençin kentinde bir üniversite öğrencisi, Fransız haber ajansı AFP muhabiri ile "gizlice temas kurduğu" ve gizli bilgiler verdiği gerekçesiyle tutuklandı. Yeni Çin Haber Ajansı'nın yetkili kaynaklara dayanarak bildirdiğine göre, Lin Jie, 1985 yılı başından bu yana AFP'nin Pekin 'deki muhabirliğini yapan Lav/rence MacDonald ile temas kurarak kendisine bazı "gizli bilgiler" verdi. Olayla ilgili başka aynntı vermeyen ajans, Lin Jie'nin tutuklanması için yeterli kanıt bulunduğunu bildirmekle yetindi. VİYANA (a.a.) NATO ittifakının, Varşova Paktı'na, bütün Avrupa'da konvansiyonel silahların indirimi konusunda bir konferans toplanmasını onereceği açıklandı. Viyana'da devam eden Avrupa Güvenlik ye tşbirliği Konferansı üçüncü izleme toplantısındaki Amerikan Başdelegesi Warren Zimmermann tarafından yapılan açıklamaya göre, 16 NATO ulkesiyle Varşova Paktı üyesi yedi ülkenin katüması önerilen bu konferansın toplanması halinde, halen Viyana'da devam etmekte olan ve yalnız Orta Avrupa'daki konvansiyonel güçlerin indirimini öngören MBFR görüşmeleri de, gereksiz olacağı için kesilecek. Zimmermann, izleme toplantısının, yılbaşı dolayısıyla verilen aradan sonra dün yeniden başlayacak oturumları öncesinde düzenlediği basın toplantısında, Anlantik'ten Urallara kadar konvansiyonel silah ve personel indirimini öngören bu konferansa, iki ittifaka bağlı 23 ülkenin katılmasını önereceklerini duyurdu. ABD Başdelegesi, bir başka görüşme platformu olarak da, Avrupa Güvenlik ve tşbirliği Konferansı'na dahil, bloksuz ve bağlantısızlar da içinde olmak üzere 35 ülkenin katıldığı ve geçen yılın eylul ayında anlaşmayla sona eren Stockholm'daki "karşılıklı giiven ve güvenlik arttıncı tedbirler" konferansırun uzatılmasını isteyeceklerini açıkladı. 1200 bahkçı kurtarıldı M oskova (a.a.) Sovyetler Birliği'nin Litvanya kıyılannda sert fırtına yüzünden Riga Körfezi'ne yuvarlanan buzdağt parçalarının önünde kalarak büyük bir ölüm tehlikesiyle kaşüaşan 1200 amatör balıkçı, acil yardım ekiplerinin yoğun çabalan sonucunda kurtanldı. Sovyet Resmi Haber Ajansı TASS'ın bildirdiğine göre, amatör balıkçılar, bölgedeki durum konusunda yapılan sürekli uyarıları dinlemediler. Amatör balıkçılar, bölgede en yaygın hafta sonu eğlencesi sayılan "buz üstünde balık avı" için buzullann üzerine çıktılar. Amatörler, dün şiddetli riizgâr sonucu kopan parçalar üzerinde denizde sürüklenmeye başladılar. TASS Ajansı olayda can kaybı olup olmadığı konusunda hiçbir bilgi vermezken, hükümetin resmi yayın organı olan tzyestia Gazetesi, buz parçalarının kopması sonucunda bazı kisilerin öldüğünü duyurdu. » * • Yunan tankerindeki yangaı söndürülemiyor Hottanda sahiti açüdarmda önceki gün bir gemi ile çarpışan Yunan bandvab tankerin halen yanmakta olduğu ve denize yağ azdmbğt büdirüdi. HotUmda kurtarma ştrketi Van Den Akker yetkOOeri, sts nedeniyle HoOanda'nm Fhuhing kenti açUılânnda Uberya bandtnh ambalajsu nul taşıyan bir gemi üe çarptfmasmdan tonra aüv alan 18.204 tonbık "CHympic Dream" adh Yunan tankerindeki yangvun söndürütmesinin birkaç gün sürebOeceiini söyîedUer. Rüzgur ve akmtmm etkisiyie Belçika sahüi açıklarma doğru sürüklenen tankerde buhtnan benıin yüktü bölümlerden birtnin yaklapk 1200 metreküp benztn aktttığı haber verfUÜ. Denizde yanmaa nedeniyle suan yağm çok az bölümünün sahile ulaşacağı kaydedüdL Hasar görmeyen bölümlerin deniz suyu üe serin tutubnası nedeniyle tankerde patiama Bıttmatinin buhtnmadığı da açtklandı. Bu arada kurtarma ekiplerinin kazanın meydana gebnesinden hemen sonra 27 kişilik mürettebaa sahile taşıdıklan kaydedüdi. (Fotoğraf: AP) Yunan basını Türkiye'nitı propagandası daha etkili ATİNA (a.a.) Yunanistanda yayımlanan "Ta Nea" gazetesi, "Türkiye'nin. Yunanistan'dan daha iyi propaganda yaptığını ve bunun etkisinin, ancak daha iyi bir karşı propaganda ile giderilebileceğini" yazdı. Gazete, bütün Batı basınının aşırı ölçude Türkiye'yi desteklediğini ve Yunanistan'a karşı düşmanca bir tavır takındığını, bunun da, Türkiye'nin başarılı dış politikası ve propagandasından kaynaklandığını ileri sürdü. "Te Nea"daki yazıda, Türkiye'nin 1986 yılında propaganda için 19 milyon dolar harcadığı, Türk Dışişleri Bakanlığı bütçesinin, yıllık bütçenin yüzde 5'i olduğu, buna karşılık, Yunan Dışişleri Bakanlığı'nın devlet butçesinden sadece yüzde 0.68 pay alabildiği kaydedüdi. G NY A R A ^ • • • • ÜE Ft K Arjantin 'de geneî grev n uenos Aires (a.a.) D Arjantin'de hükümetin izlediği ekonomik politikayt protesto amacıyla dün 24 saatlik genel grev yapıldı. Peroncu Genel Işçi Konfederasyonu tarafından düzenlenen, tüm muhalefet partilerince de desteklenen greve tüm sektörlerde geniş çapta uyuldu. Başkent Buenos Aires ile taşrada kamu sektörü, bankalar, ulaşım ve ticari hayat grev nedeniyle islemez hale geldi. Italya'da koalisyon sallantıda Bettino Craxi başkanlığındaki beş partili koalisyon içinde ciddi anlaşmazlıklar yaşanıyor. Ülkede erken genel seçimlere gidilmesi olasılığının bulunduğu belirtiliyor. ROMA (a.a.) Başbakan Bettino Cran başkanlığındaki beş partili koalisyon hükümeti, ortaklar arasındaki anlaşmazlıklar nedeniyle ttalya'da yeni bir erken genel seçime gidilebileceği yolundaki söylentiler yüzünden zor günler yaşıyor. Koalisyonun en büytık ortağı Hıristiyan Demokrat Parti' nin lideri Ciricao de Mita, öteki büyük ortak Sosyalist Parti'yi, ülkeyi "faşizm öncesi" döneme benzer bir duruma getirmekle suçladı. Başbakan Craxi de, De Mita'ya, "Siyasi bunalımın derinleşmesine korkunç bir katkıda bulunmakla" karşılık verince, Italyan politikasuıda hafta sonu bunalımı doruk noktasına ulaştı. Tarafların birbirlerine yönelttikleri suçlamaların, basın organlannda erken genel seçim için gerekçe oluşturabileceği yolundaki yorumlara konu olurİcen La Republica Gazetesi, partilerin, seçmenler tarafından cezalandınlmak korkusu ile bu kararı almaya yanaşmayacaklarını öne sürdü. Craxi başkanlığındaki koalisyon hükümeti, tkinci Dünya Savaşı'ndan beri en uzun süre görevde kalan hükümet olmayı başarmasına rağmen geçen haziran ayında, bir mali tasannın parlamentoda oylanması sırasında çıkan anlaşmazbk yüzünden dağılraa tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştı. Daha sonra, anlaşmazlık, Craxi'nin mart ayında başbakanlığı koalisyonun en büyük partisi olan Hıristiyan Demokratlara bırakmasını öngören bir uzlaşmayla giderilmişti. Ancak, Sosyalist Parti'nin yazıb olmayan bu uzlaşmadan cayma eğilimine girmesinin, başgösteren bunalımın asıl nedeni olduğu belirtiliyor. Winnie Mandela gözaltına alıhdı JOHANNESBURG (AP) Güney Afrika Cumhuriyeti'ndeki ırkçı beyaz azınlık yonetimine karşı silahlı mücadele veren "Afrika Ulusal Kongresi" gerilla örgütunün 23 yıldır hapiste bulunan lideri Nelson Mandela'nın eşi VV'innie Mandela ve kızı Zinai Mandela dun gözaltına ahndılar. NVinnie Mandela'nın geçen cumartesi günu Afrika Ulusal Kongresi gerilla orgütünün öldürülen bir üyesinin Soweto'da yapılan cenaze töreninde ırkçıhk aley'htarı bir konuşma yaptığı belirtiliyor. Ote yandan Güney Afrikalı subaylann öncülüğündeki Namibya Güvenlik güçleri, Angola'nın güneyine sızarak gerçekleştirdikleri operasyonda, Namibya'nın (Güneybatı Afrika) bağımsızlığı için savaşan 61 Swapo (Güneybatı Afrika Halkı Örgütu) gerillasını ve çok sayıda Angola askerini oldürdüler. Namibyalı savunma yetkilileri, sınırdan 75 km. içeri girdiklerini bildirdiler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle