Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
OCAK 1987 EKONOMİ CUMHURÎYET/9 Hükümete ve bankalara top ateşi Ekonomi Servisi Sanayidler, banlara ve bürokratlara ateş püskürdü. evduat faizlerinin düşürülmesine karı, bankalann kredi faizlerini düşüremekte direndiğini savunan sanayicir, bunu hüiflmete "kaf» tutnuk" olak nitelendirdiler ve kredi faizlerinin sırlandınlmasını istediler. Bürokratlada "bao" şirketlere haksız kazanç ığlama amaayla pamuk mevzuatını keyfi" olarak değiştirmekle suçlayan ınayiciler, hükümeti bu konuda soruşırma açmaya çağırdılar. lstanbul Sanayi Odası'nın 1987'nin k meclis toplantısında, bankalar, büjkratlar ve bakanlar topa tutuldu. »dakule'nin satılıp satılmaması konujnun tartışüdığı ilk gündem maddesi ırasında rahat bir hava içinde geçen jplantı, kredi faizleri ve pamuk kriziin konuşulduğu gündem maddesine elindiğinde hareketlendi. Odakule'nin SO mülkiyeünde kalması kararlaştınllıktan sonra ilk sözü Yönetim Kurulu taşkanı Nunıllah Gezgin aldı. Gezgin'in ilk tepkisi, Başbakan Ttor;ut Özal'ın "Bankalan batmnayacagız" özüne oldu. Gezgin, bu sözün "zaten" iskli çalısan bankaJarı daha da cüret:âr yaptıgını savunarak "Vatandaştan Ifişiik faizle topladıklan paralaria böyesine davranış içindeler" şeklinde koıuştu. "FaizkriD yüksek olduğu konu«ında hükiimetin nihayet jetonu düştü" liyen Gezgin, mevduat faizlerinin dü.ürülmesi operasyonlarının, kredi faiz* erine yansıtılmamasından yakmdı. Gczgin'e göre, mevduat faizlerinin ,aizde SS^lara çekilmesi yanında, kreii faizlerinin yüzde 7080'lerde kalma: sı, bu iki faiz arasındaki ilişkinin kopmuş olduğu anlamına geliyordu. Ve bu yüksek kredi faizleri nedeniyle sanayi, 1985 yılından bu yana özkaynak yaratamıyordu. Bu olayı bir çeşit "kan kaybına" benzeten Gezgin, bu konuda şöyle konuştu: "1980 kanurianna en biiyük katkıyı sanayi sagladı. Hiikiimetlerin bu konudaki başanlanna en büyiik destek sanayiden geldi. Buna karşılık, gördüğüroüz, tiiccaria aynı (aiıi ödemek oldu. Bir de bunun üzerine Başbakan Özal'ın 'Batıya sanayi malı anayici' Bankalar bildiğini okuyor, hükümet sözünü tutmuyor, pamuk krizini bürokratlar körüklüyor EKONOMI NOTLARI OSMAN ULAGAY Halit Narin. Surullah Gezgin. Gezgin: Başbakanın "Bankalan batırmayacağız" sözü, bankalan daha cüretkâr yaptı. Faizlerin yüksek olduğu konusunda hükümetin nihayet jetonu düştü. Ancak bankalar kredi faizlerine bu düşüşü yansıtmıyorlar. IVarin: Bankalar hükümete kafa tutarcasına kredi faizlerini indirmemekte direniyorlar. "Mevduatı yüzde 20 faizle alır, krediyi yüzde 80'le satar, keyfime bakarım" anlayışı var. Sanayici Halit Narin, Ankara'daki bürokratları bazı firmalara yarar sağlamak amaayla pamuk krizine yol açmakla suçladı ve son gelişmelerle ilgili olarak soruşturma açılmasını istedi. Gezgin'den sonra söz alan Halit Narin de konuşmasına bankalann kredi faizleri konusundaki tutumlannı eleştirerek girdi. Narin, mevduat faizlerinin aşağılara çekilmesine karşın, bankalann hükümete "kafa tutarcasına" kredi faizlerini indirmemekte direndiğini savunarak, "Bankalarda mevduatı yüzde 20 faizle alınm, krediyi de yüzde 8090'larla satanm, keyfime bakanm anlayışı var" dedi. Kredi maliyetleri konusunda, tüccarla sanayicinin aynı potada düşünülemeyeceğini de savunan Narin, tüccarlar için, "Onlar paralan kadar itibar görürler" dedi. Narin, kredi faizleri konusunda da, "Mevudat faizleri nasıl tek elden belirleniyorsa, kredi faizleri de sınırlansın" önerisinde bulundu. "Eger enflasyon 10 puan daha düşecek deniliyorsa, kredi faizleri hemen yüzde 40'lara çekilsin. Bankalar da buna şimdiden alışsın. Sanayi artık bu yükü taşıyamaz. Son zamanlarda görünen hacuiflas olayları bunu gösteriyor" dedi. Narin, bazı burokrat ve bakanlan da sürekli sanayie çatmakla, TOBB'yi de pasif kalmakla suçladı. PAMUK KARABORSADA Narin' in ikinci büyük suçlaması da "ban" bürokrat ve şirketlere yönelik oldu. Bürokratkn, Ankara'da "lobicilik" yapan "itibaıiı" ve fırsatçı şirketlere yarar sağlama amaayla pamuk krizine yol açmakla suçlayan Narin, "Bunun sonucu olarak, pamuk Türkiye tarihinde ilk kez karaborsaya düştü. 1 dolare ihraç ettigimiz pamuğu, 1.5 dolara ithal etmek zorunda kaldık" dedi. "Bu kararlan aldıran 'itibarlılar' Ankara'da hâlâ itibar görüyor mu?" diye soran Narin, tekstil sektörünün tum ihracat bağlantılarını 1 doların altında bir pamuk fiyatına göre yaptıklarını söyledi ve son gelişmelerle ilgili soruşturma açılmasını istedi. 7. Yılında "24 Ocak": (1) Özal'ın En Büyük Başarısı Geçen yıl 24 ocak günü yayımlanan Ekonomi Notları şöyle başlıyor: "24 Ocak Kararian'nt alan siyasi kadronun bu kararlann altıncı yılı dolarken ortaya koyduğu görüşler, altı yıllık uygulamanın Türkiye ekonomisinde doğurduğu sonuçlara bu kadronun tahip ç/tonaoiğ» izlenimini vermoktecSr. Altı yridan beri surdürülmekte olan Türkiye ekonomisine yeniden yon verme çabalannm hata ve sevabmı Sayın özal'a çıkartmak bu bakımdan doğru görünmektedir." Yarın 24 Ocak 1987. Ünlü 24 Ocak Kararian'nın yedinci yılı dolarken geçen yıl yazdıklarımızı aynen tekrarlamamız mümkün. Bugün artık "24 Ocak Kararlan" dendiği zaman hemen herkes yedi yıllık uygulamayı bir bütün olarak degeriendiriyor, bu karartann hata ve sevabını özal'a bağlıyor. Bunun nedeni ise oldukca basit: Özal, 24 Ocak Kararlan ile ne yapmak istediğini şu yedi yıl içinde açıkça ortaya koymuş durumda. 24 Ocak Kararlan alındığı gün siyasi karar mevkiinde olanların ise Özal'dan farklı olarak amaçlarının ne olduğu ve bunu nasıl gerçekleştirecekleri bugüne dekbizim bildiğimiz kadarryiaaçıkça ortaya konabilmiş değil. Bu nedenle biz yedi yıllık bir zaman perspektifi içinde "24 Ocak"a bakarken aslında özal'ın bir değeriendirmesini yapmış olacağız. Kanımızca Sayın özal'ın 24 Ocak Kararlan'ndan günümüze dek uzanan temel amacı, Türkiye ekonomisini dünya ekonomisiyle, kaprtalıst dünya sistemiyie geri donüşü olmayan bir biçimde bütünleştirmektir. özal, Türkiye ekonomisi için "ÇH kış yo/u"nun bu bütünleşmeden geçtiğini düşünmektedir. Bugüne kadar ekonomide "reform" ya da "devrim" diye propagandası yapılan uygulamalann çoğunun da bu temel amaca ulaşmayı hedefleyen adımlar olduğu biraz dikkatte bakıldığında açıkça görülmektedir. Yedi yılın sonunda sorulması gereken soru ise herhalde şudur: özal bu temel amacına yaklaşmakta ne kadar başarılı olmuş, Türkiye ekonomisi dünya ekonomisiyle ne ölçüde bütünleşmiş, bu bütünleşme girişimi Türkiye ekonomisine ne kazarv dırmış, ne kaybettirmiştir? Türkiye'nin şu son yedi yılda ekonomisini dışa açma, dış ticaretini geliştirme yönünde önemli adımlar attığı yadsınmaz bir gerçektir. Türkiye'nin toplam dış ticaretinin gayri safi yurtiçi hasılasına oranı 1979'da %12'nin altındayken, 1985'te %38'in üzerine çıkmış, yalnızca ihracatın gayri safi yurtiçi hasılaya oranı ise %3.5'ten yüzde 15'e kadar yükselmiştir. 1980 yılını bir geçiş yılı kabul edip geri kalan altı yılı da iki bölüme ayirarak değeriendirdiğimizde Türkiye'nin başlıca cari döviz gelirgiderierinin son yedi yıllık gelişimi şöyle görünmektedir: (Milyon dolar olarak) 19M 1M1S3 1MM6 1N047 4.600 9.500 23.300 9.200 670 4.200 10.070 5.200 1.100 3.000 4.500 8 600 16.700 6.370 41.970 18.900 +2.100 +6.200 +5.300 + 14.600 UlŞSf + 875 +9.600 + 16 395 +5.900 Caıi 3.395 4.600 4.000 11.995 Bu tablonun gösterdiği gibi Türkiye 1980 yılında taşınmaz boyutlara varan dış ticaret açığını ve cari işlemler açığını 1981'den itibaren daha makul boyutlara indirmey) başarmıştır. Ancak bu açıdan 198183 dönemiyle özal'ın tek başına iktidar olduğu 198486 donemi arasında fazla bir fark olmaması, sağlanan iyileşmenin sınırına gelinmiş olabileceğini düşündürmektedir. Görünen odur ki Türkiye dış ticaret açığını, transit ticareti de içeren yeni tasnife göre bile 3 milyar doların altına indirmekte zorlanmaktadır. Ote yandan işçi dövizi gelirleri giderek azalmakta, dış borç faiz yükü ise artmaktadır. Son altı yılda ve özellikle şu son üç yılda Türkiye'yi kurtaran ana kalem uluslararası taşımacılık ve turizm gelirleri gibi gelirleri içeren "diğer döviz geliıieri" olmuştur. Bu gelirierin hızlı artıştnda özal'ın dışa açılma politikasının etkileri baş rolü oynamıştır. Tüm bu gelişmeler sonucunda ise Türkiye hâlâ yılda 1 milyar doların üzerinde cari işlem açıkları vermekte, son yedi yıldaki toplam açık ise 12 milyar dolan bulmaktadır. Türkiye'nin dış finansman ihtiyacını hesaplarken bu rakamın üzerine son yedi yılda 7.5 milyar dolara yaklasan ve geçen yıldan başlayarak daha iri rakamlara ulaşan dış borç ana para ödemelerini de hesaba katmak gerekmektedir. Kanımızca özal'ın son yedi yıldaki en büyük başarısı 20 milyar dolar dolayında bir dış finansman olanağını bulması ve bu sayede Türkiye ekonomisinin işlertiğini sağlaması olmuştur. Bu sonucun alınmasında, özal'ın IMF ve Dünya Bankası gibi kuruluşlarca önerilen çozüm reçetesini eksiksiz uygulaması ve Türkiye'nin dışa açılma sürecinde kararlı bir ülke olduğunu onlara kanıtlaması çok önemli rol oynamıştır. D* Tlcarıt A ç * (i) D ^ B F t l DMje 1980'lerin başında dış dünyanın "iflasın eşiğindeki ülke" olarak gördüğü Türkiye'nin bu durumdan "borç alabilir ülke" konumuna gelmesi ve son yedi yıl içinde 20 milyar dolar dolayında dış kredi sağlamış olması hiç de küçümsenecek bir başarı degildir. Türkiye ekonomisine işlerlik kazandıran bu başannın kazanılmasında ise Sayın Özal'ın benimsediği yaklaşımın ve kişiliğinin büyük payı olmuştur. Ancak bu başannın ekonomiye ve topluma bedelinin ne olduğu, Türkiye'nin artan ölçüde dışa borçlanmaya devam ederek nereye varabileceği ayrıca tartışılması gereken konulardır. Bunları ve diğer bazı noktalan gelecek yazımızda ele almaya çalışacağız. (x) Dış ticaret açıfuu hesaplariten ithalat] ve ibracatı FOB degerieriyle alan ve transit tkartti de içeren yeni sınıflamayı esas aldık. 1986 yüı için ihracattn 7.3 milyar dolar, itbalaün (CİF) 11.3 milyar dolar olacagını varsaydık. Diger veriler için DPT tabminlerini esas aldık. ihraç edebilirsiniz' demesi bir hayalden başka bir şey degildir." Gezgin, daha sonra hükümetin verdiği bazı sözleri tutmamasından yakınarak "Daha bir süre önce Başbakan Özal, hükümet olarak tasarruf piyasasına artık girmeyeceUerini soytedi. Oysa ocak ayının 20 günlük verileri, hazine bonosu satışlannm 270 milyar liraya çıktığını gösteriyor" dedi. BAISKAOLARDAN HÜKÜMETE: VAMJŞ StLAHLA OYNANIYOR 'Mevduat faizini düşürmekle kredi ucuzlamaz Ekonomi Servisi Sanayi ve ticaret kesimi, hükümeti bankalara kredi faizlerini aşağı çekme konusunda yeterince baskı yapmamakla eleştirirken, bankalar da "hükümeti mevduat faizlerini aşağı çekerek sisteme kaynak girişini tehlikeye sokmakla" suçluyorlar. Bir bankanın genel müdürü "Ne olduğu belli olmayan bir enflasyon oranını esas alarak hükümetin mevduat faizlerini diişürmeye kalkması büyük yanlışlıktır. Kredi faizlerini diişürmek için hükümet yanlış silahla oynuyor. Bankalann krediye dönüştürebilecekleri fonlar azahrsa satılan malın (kredinin) fiyatı nasıl düşebilir?" diyor. Bankalar, kredi faizlerinin aşağı düşmeyeceği yohındaki görüşleri şu gerekçelere dayandınyorlar: • Mevduat faizlerinin düşmesi teorik olarak bankalar için kaynak maliyetlerini hafifletiyor. Ancak faiz düşüşü karşısında bankaya para yatırmak, çekiciliğini iyice yitirdi. • Bir yanda özel kesim yüzde 50'nin üzerinde verim saglayan tasarruf araçlan çıkanyor, diger yanda kamu kesiminin çıkardıgı bono ve tahviller de banka faizlerinin üzerinde net verim saghyor. Bu durumda banka faizini tercih etmek için pek bir neden kalmıyor. • Faiz düşüşünün hızlandığı 1986 ortalarından bu yana bankalara vadeli mevduat gelişi nerdeyse tumüyle durdu. Toplam mevduatın geliş hızında ise önemli gerileme var. Ayrıca bankalara akan mevduatın büyük bir kısmı vadesiz mevduatta yoğunlaştı. Vadesiz mevduatın faizleri eskiye oranla çok yüksek olduğu için hükümetin faiz indirme operasyonu gerçek anlamda maliyet azaltıcı özellik taşımıyor. • Maliyet düşurücü önlemler olarak Merkez Bankası'na yatınlmak zorunda olunan karşılık oranlan azaltılabilir veya bu karşılıklara yeniden faiz uygulamasına geçilebilir. • Kredi faizlerinin yüzde 10*u oranında uygulanan Kaynak Kullanma Destekleme Fonu kesintilerinin azaltılması da maliyet düşurücü bir önlem olabilir. Bir bankanın ust düzey yetkilisi sürekli açık veren bir butçe karşısında Merkez Bankası'na yatırılan karşılıklara faiz uygulanması veya fon kesintilerinin düşürülmesi halinde hükümetin ciddi bir fon sıkıntısıyla yüz yüze kalabileceğini savunuyor. 9 Bankalan kredi faizlerini aşağı çekmeye zorlayan iki yeni gelişme gundeme geliyor. Bunlar şöyle özetlenebilir: • Bankactlık sisteminin peşinden koştugu ve sayılan 150 ile 300 arasında değişen "gözde müşteriler" in giderek banka kredilerine bağımlılıgının azalması. Bu firmalar tahvil ihracının yanı sıra, bu yıl içinde finansman bonolanyla da fon sağlama yoluna başvuracaklar. Daha açık bir deyişle, ekonominin "kaymak tabakası" para piyasası yerine sermaye piyasası araçlanyla borçlanma politikasına ağırlıkla yonelecek. • Böylesi bir gelişme karşısında bankalar çok az riskli muşterilerden ikinci derecede az riskli müşterilere yönelmek zorunda kalacaklar, bu durumda satılan malın fiyatı bir ölçüde ucuzlamış olacak. TÜRKtYE'den nkara (Cumhuriyet Bürosu) Zor durumdaki şirketlerin kurtanlması ile sermaye piyasasmın geliştirilmesi ve ihracat teşviklerinin kullamm biçimini belirleyen yasa tasarısının TBMM PlanBütçe Komisyonu'nda gurüşülmesine başlandu Muhalefet, tasannın şirket kurtarmayı amaçlayan hükümlerine sert eleştiriler Erdem Savundu yönettirken, Başbakan Yardımcısı Kaya Erdem, tasarıyia şirket kurtarmayı değil, zor durumdakilerin ekonomiye kazandırılmasmm amaçlandığım savundu. Erdem, geçmişte finansmamm büyük oranda yabancı kaynaklara dayandıran şirketlerin özkaynaklanndaki eksiklikler nedeniyle kâr edemediklerini ve borç ödeyecek duruma gelemediklerini belirterek, "Büyüyen borçlardan bankacılık sektörünün ve devletin zarar görmemesi için bu kuruluşlann ekonomiye kazandınlması gerekmektedir. Bu amaçla borçlu şirket ile alacaklı bankalann karşıhklı olarak anlaşarak yeni bir sermaye kompozisyonu oluşturmalan Ongörülmektedir. Bunun için zorlayıcı bir hüküm getirilmemektedir" diye konuştu. Şirket kurtarma yasasına tepki Alman ekonomisi seçim sınavında Ekonomi Servisi Yaklasan F. Almanya genel seçimlerinde, ekonomi rüzgârı Şansolye Helmut Kohl'den yana esiyor. Hızlı seçim kampanyasımn son raunduna girildıği şu sıralarda, muhafazakâr hükümetin propagandistleri geçen yıl yüzde 1.1 gerileyen fıyatlar ve 57 milyon dolara ulaşan dış ticaret fazlası ile övünürken, muhalefetteki Sosyal Demokrat Parti milıtanlan da çalışabilir nüfusun yüzde 8.9'una ulaşan işsizierin yarâtngt sosyal yaralardan söz ediyorlar. 25 ocakta yapılan seçimlerin hemen öncesine rastlayan sayılannda uzun uzun R Almanya ekonomisi üzerine yayınlar yapan, TIME, The Economist gibi dergiler, Başbakan Kohl yönetimindeki muhafazakâr hükümeti daha şanslı göriiyorlar. Geçen yıl yüzde 2.5 ekonomik buyume gerçekleşıirdiğini ilan eden Başbakan Kohl, eğer koltukta kalacak olursa bu yıl da aynı oranda bir büyume gerçekleştirme sözü verdi. 1986 rakamlanna göre, dış ticaret fazlası 57 milyar dolara tırmanarak kendi rekorunu kırdı. lşsizlik hâlâ büyuk boyutlarda bulunmasına karşılık, geçen yıl 600 bin kişiye yeni iş F. Alman ekonomisine ait göstergeler (%) 1985 GSMH Tüketici flyatlan Tüketim harcamaları Kamu harcamaları YBtmmlar iç talep ihracat Kohl Birasını seçimden sonra da aynı zevkle içebllecek mi? bulunarak, işsizlığın çalışabilir nüfusun içindeki payı 1 puan düşürülebildi. Yine geçen yıl tüketim harcamaları yüzde 4.1 yukselirken, iç talepte de yüzde 3.8'lik büyume kaydedildi. Petrol fıyatlanndaki düşmenin de yardımıyla, F. Almanya'da 1953 yılından bu yana ilk kez fiyatlar geriletilebildi ve devlet gelirleri 11.4 milyar marklık ek kaynakla beslendi. Mark: 441 1986 1987 hedefi 2.5 2.2 1.8 2.2 0.8 2.5 1 1 4.1 2.5 01 34 23 3.54 . İthalat Yeni iş alanlan 1.5 7.3 4.7 07 2.5 1 •. " jr " 3.8 0.6 3.1 10 12 56 1.0 Kısa vadeli dış borç korkusu A nkara (a.a) Türkiye'nin 1986 yılı sonundaki kısa x \ vadeli dış borç yükünün 9.4 milyar doları aştığı hesaplandı. Merkez Bankası yetkililerinden alınan bilgiye göre, 1985 yılı sonunda 6 milyar 617 milyon dolar olan Türkiye'nin kısa vadeli dış borçlannm toplamı, 26 aralık 1986'da, geçici verilene göre, 9 milyar 420 milyon dolara yükseldi Dış borçlann dolar cinsinden artışında dolann mark karşısında değer kaybetmesi de etkili oldu. Türkiye'nin kısa vadeli borçlan içinde yer alan Türk vatandaşlarına ait döviz tevdiat hesaplartnın toplamında, 1986 yılında 1 milyar 720 milyon dolar artış gerçekleşti. Diğer kısa vadeli kredilerdeki artış miktarı ise 1 milyar 83 milyon dolarlık yükselme oldu. 1986 yılı sonu itibanyla, Türkiye'nin kısa vadeli dış borçlannm 5 milyar 40 milyon dolannı Türk vatandaşîannın döviz tevdiat hesaplan, 4 milyar 380 milyon dolannı da diğer kısa vadeli dış borçlar oluşturdu. Kohl hukumetinin 1987 hedefleri ise daha iyimsev bir tablo çiziyor. Geçen yıl fıyatları geriletmeyi başaran Kohl hükümeti, 1987 için de en çok yüzde l'lik enflasyon öngördü. Markın yükselmesinden dolayı biraz genişleyen ihracau da yüzde 12 dolayında arttırmayı hedefledi. Kohl'ün seçimleri kazandığı takdirde uygulamayı planladığı işler arasında, vergilerde bir reform yaparak yaklaşık 40 milyar marklık tasarruf sağlamak da bulunuyor. Ancak, istatistikler siyasi karşıtlarının elini kolunu tamamen bağlamış değil. Örneğin, işsizlik konusu hâlâ anüpropagandası yapılabilecek niteUkte. Geçen yıl fıyatlar gerilemesine karşın, ucret artışlarının ortalama >"uzde 3.5'i bulması bile yaşam standartlarını yukarıya çekmeye yetmedi. DÖVİZ KURLARI Dövizin Cinsi 1 ABD Dolan 1 Avustralya Dolan 1 Avusturya Şilini 1 Batı Alman Markı 1 Belçika Frangı 1 Danimarka Kronu 1 Fransız Frangı 1 Hollanda FTorini 1 isvec Kronu 1 isviçre Frangı 100 İtalyan Lireti 100 Japon Yeni 1 Kuveyt Dinan 1 Sterlin 1 S.Arabistan Riyali Sert>est piyasada Döviz Al>ş Orta ve uzun vadeli krediye ucuzluk A nkara (aa.) Merkez Bankası, orta ve uzun vadeli 2M. teşvikbelgelikredilerdekaynakkullanımıdestekleme fonuna yapılan kesintiyi kaldırdu Merkez Bankası'ndan yapılan yazılı açıklamada, kararın 1 Ocak 1987'den geçerli olmak üzere uygulamaya konulduğu belirtildi. 746.60 492 54 58.50 411.75 19.86 108.15 123.18 365.84 114.76 491.12 57.80 491.77 2654.63 1146.40 199.12 Doviz Efektif Efektif Alış Satış Satış 750.23 746.50 757.70 495.00 482.69 499.93 58.79 59.38 58.50 413.81 411.75 417.93 19.96 19.46 20.16 108.69 108.15 109.77 123.60 123.18 125.03 367.67 365.84 371.33 115.33 114.76 116.48 493.58 491.12 498.49 56.64 58.67 58.09 484.23 481.93 499.15 2667.90 2601.54 2694.45 1152.13 1146.40 1163.60 200.12 195.14 202.11 DUNYA'dan E Almanya reeskontfaizlerini düşürdü konomi Servisi F. Almanya Merkez Bankası Bundesbank, uzun süredir beklenen karan aldı ve reeskont faizlerini yarım puan düşürerek yüzde 3 olarak belirledi Bundesbank Başkant Karl Otto Poehl, bugünden itibaren geçerli olacak karan açıklarken, "zayıf paralara sahip ülkeler" olarak nitelendirdiği ABD ve Fransa ile aralarında mevduat faizlerinde de denge kurma amacmda olduklarını söyledi. Ancak borsalar, reeskont faizlerinin duşürüleceği beklentisine daha önce girdiğinden öncekî gün dolar 1.80 marklık peritesinden 1.85'e kadar yükselmişti. Aynı gün Japonya Maliye Bakam Kiichi Miyazava ile ABD Maliye Bakam James Baker'ın yaptığı toplantıdan bir sonuç çıkmayınca, dolar, dün sabah Bundesbank toplantısından biraz önce 1.82 mark ve 152 yen düzeyine çekildl ÇAPRAZKUR 1 ABD DOLARI 1.8129 60602 2.0405 B.AIman Markı Fransa Frangı Hollanda Flonni İsviçre Frangı İtalyan Lireti Japon Yeni S.Arabistan Riyali 1.5375 ABD Dolan MJ1H6UMÜŞ ALIŞ Cutnhunyet 73.000 95.000 24 ayar kulçe 22 ayar bflezik 10.750 9.765 157 SATIŞ 74.000 100.000 10.800 10.700 159 1.5199 1291.52 151.79 3.7489 1 Sterlin 900 ayar gumuş f 23 OCAK 1M7 TMMİIKKİ OÛVÜ KURLARI T.C. ZİRAAT BANKASI DÖVİZ AUŞTL. SATIŞ TL. 746 50 492.54 58.50 411.75 19.86 108.15 123.18 365.84 114.76 491.12 57.80 491.77 550.31 750.23 495 00 58.79 413 81 19.96 108.69 123 80 367.67 115.33 493.58 58 09 494.23 553.06 DÖVİZİN CİNSİ 1 ABD DOLARI 1 AVUSTRALYA DOLAM 1 AVUSTURYA ŞİÜNİ 1 BAT1 ALMAN MARKI 1 BELÇİKA FRANfil 1 DANİMARKA KRONU 1 FftANSIZ FRAN6I 1 HOLLANDA FLORİNİ 1 İSVEÇ KRONU 1 İSVİÇRE FRANGI 100 İTALYAN ÜRETİ 100 JAPON YENİ 1 KANADA DOLARI 1 KUVEYT DİNARI 1 NOHVEÇ KRONU 1 STERÜN 1 S. ARABİSTAN RİYALİ EFEKTİF AUS TL. SATIŞ TL. 746 50 • 757 70 482 69 499.93 58.50 59.38 411 75 417.93 19.46 20.16 108 15 109 77 123 18 125.03 365 84 371 33 114 76 116 48 491 12 498 49 56 64 58.67 481.93 499.15 539.30 558.56 2601 54 2694.45 103.59 107.29 1146 40 1163 60 195 14 202.11 AETde 25yılın en düşük enflasyonu WT konomi Servisi AET düzeyinde 1986 fıyat artısı, Mj yüzde 2.8 ile son 25 yılın en düşük düzeyinde gerçekleşti AET tstatistik Bürosu taraftndan yapılan açıklamada, bu düşüş bir nedene bağlanmadı, ancak uzmanlar, bunun petrol fıyatları ve dolardaki düşüşten kaynaklandığı yorumunda bulundular. AET üyelerinden Geçen yıl fiyatlar ne oldu? yalnız Liiksemburg ve 1.4 FAlmaya, geçen yılı negatif Liiksemburg 1.1 faizle kapattı. Geçen yıl FAlmanya Hollanda OJ Liiksemburg'da fiyatlar yüzde A Belçika 0.6 1.4, F. Almanya'da da yüzde Fransa 2.1 1.1 düştü. Topluluğun yeni Irlanda 3.2 üyeleri de fiyat artışı rekoru 3.7 kırdılar. Buna göre, Ingiltere Yunanistan'da gerçekleşen îtalya yüzde 16.8'lik fıyat artışı 4 4 Danimarka gO yanında, îspanya'da bu oran tspanya 10 6 yüzde 4 Portekiz'de de yüzde Portekiz 10.6 oldu. Yunanistan «tffe DEĞER MENKUL DEĞERLER A.$. HAI ASKAKI.A/I ( M X > Sl i\i I SISII fVV^ll IMANBU 111 l>l \J th M \J W ItLI \ JbM Ü M O l k Tahtakale'de dolar 8 0 0 lira Ekonomi Senisi Dolar, dun Tahtakale'de yeniden 800 liraya düştu. Önceki gün 813 liraya kadar yukselen dolar, sabah saatlerinde 805 liraya kadar geriledikten sonra, günu 800 liralık fiyatla kapattı. Önceki gun 443 liraya kadar yukselen mark da aynı piyasada dün 441 liradan satıldı. Bu arada, Kapalıçarşı"da altın fiyatları da dün akşam saatlerinde geriledi. Sabah 75 bin liraya kadar alıcı bulan Cumhuriyet Altını, öğleden sonra 74 bin 500 liraya geriledi, en son 74 bin iiradan satıldı. 24 ayar külçe altın da lObiıi 900 liraya kadar yıikseldikten sonra, piyasada alımlar azalınca 10 bin 800 liraya kadar düştu. 2654 63 2667 90 105 70 106 23 1146 40 1(152 13 199 12 200 12 T.C. ZtRAAT BANKASI "Gacüoe eriftlmez"