11 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14OCAK1987 **** HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/13 İrtica, Musavi ve Özal (Baştarafı 1. sayfada) derdiği telgraftan anlaşılmıştır. İran Başbakanının bu açıklamasının, Türkiye'de "irtica" tartışmalannın doruk noktasına ulaştığı bir döneme rastlaması dikkat çekicklir. Musavi'nin bu çıkışından bir gün önce de iran Radyosu, türban giymek için eylem yapan kız öğrencilerin direnişini takdirle karşıladığı mesajını Türkiye'ye yaymıştır. Aynı gün Kum kentindeki MoJlalar Meclisi de bir bildiri yayımlayarak Cumhurbaşkanı Sayın Evren'in Adana'da yaptığı ve irtica eğilimlerini eleştirdiği konuşmasını sert bir dille kınamıştır. İran Radyosu, yorumunda, Başbakan Ûzal'la Cumhurbaşkanı Evren'in türban konusundaki görüş aynlığından söz etmiş ve "Hangisi daha basiretli?" diye de sorabilmiştir. Olacak şey değil. içişlerimize bu denli açık bir biçimde ka* rışma curetini iran'ın nereden bulduğunu insan doğrusu merak ediyor. İran Başbakanı Musavi'nin Türkiye ile ilişkileri kendi inançlanna göre bazı koşullara bağlayan bu tutumu, eğer Türkİran ilişkilerinde geçerli bir yöntem kabul edilse, örneğin Türkiye de komşusuna şu mesajı veremez mi: "Bundan böyle iran islam Cumhuriyeti yöneticilerinin laiklik doğrultusunda atacaklan adımlar, Türkİran ilişkilerinin gelişmesinde bir anahtar rolü oynayacaktır..." İran Başbakanı Musavi'nin tutumu ne kadar kabul edilemez nitelikteyse, Başbakan Özal'ın bu konudaki suskunluğu da bir o kadar yadırgatıcı olmuştur. Başbakan Özal, Musavi'nin bu sözleri karşısında susmayı, deyim yerindeyse iranlı kardeşinın sözlerini "s/neye çekmeyi" yeğlemiştir. Dün gazetecilerin bu konudaki sorularına, "Ben Musavi'nin beyanatını görmedim. Nerede söylemiş, ona bakmak lazım" şeklinde verdiği yanıt inandırıcı olmaktan uzaktır. Oysa bu gibi durumlarda Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin gereken tepkiyi göstermesi, devlet anlayışınınkaçınıimaz bir kuralıdır. Özal hükümetinin bu suskunluğunun, Dışişleri'nin bazı üst düzey çevrelerinde de tedirginlik kaynağı olduğu öne sürülmektedir. Bazı çevrelerde hükümetin İran karşısındaki tutumunun "aşırı hoşgörülü" bulunduğu ve "Hosgörünün sonu budur" yorumunun yapıldtğı gözlenmektedir. Acaba Musavi'nin Türkiye ile ilişkilerde bu tür koşuilar koyma cüretini bulmasında Sayın Başbakanın geçmişte de benzer çıkışları sineye çekmesinin rolü olmamış mıdır? İran'ın Türkiye'nin laik düzenini hedef alan çıkışları karşısındaki bugünkü suskunluk, olsa olsa bu ülke yöneticilerini gelecekte de bu cüretkâr tutumlarında cesaretlendirmeye yarar. İran bugün Türkiye'nin dostluğuna, Türkiye'nin kendisine olan ihtiyacından daha fazla muhtaçtır. Türkiye'nin Körfez Savaşı'nın başından bu yana izlediği tarafstzlık politikası, İran için vazgeçilmeyecek bir tutumdur. Tahran'ın bu gerçeğin bilincine varmasını dileriz. Değinmek istediğimiz son bir nokta da Dışişleri Bakanı Vahit Halefoğlu'nun tutumuyla ilgilkJir. Sohbetlerinde laik düşünceye ve Atatürk ilkelerine bağlılığını her vesileyle vurgulayan Sayın Bakanın, bu gibi gelişmeler karşısında daha duyahı ve etkin bir tutum alabilmiş olmasını ümit etmek isterdik. Türban eylemi (Baştarafı 1. Sayfada) bakültesi'nde ders ve sınavlara başları örtülü giren öğrencilere uyarı cezası verildi. YÖK genelgesine göre başörtüsünü takan öğrencilerin önce uyarılması, telkin edilmesi istendiğinden "yasak" karanyla birlikte hemen öğrencilerin cezalandırılmasına gidilmiyor. Üniversitelerde dün bu konuda şu gelişmeler oldu: İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde türbanh kız oğrenciler ve onlan destekleyen erkek oğrenciler okula girmek istediler. Dekan Prof. Ühan Akın tarafından okul dışına cıkanlan oğrenciler, bu kez kapıya siyah bir kumaş uzerine tutturulmuş başörtü ve Türk bayTağı astılar. Poüsin örtüyü kapıdan kaldırması üzerine de ısbk çalarak yuh çektüer. Türbanlı öğrenciler dün sabah saat 09.00'dan itibaren İstanbul Üniversitesi önünde toplanmaya başladılar ve sınav saatleri geldikçe içeri girmeye başladılar. Okulun bahçesinden Hukuk Fakültesi dersliklerine giden ve sayılan 15O'yi bulan öğrenciler bir süre bahçede beklediler. Daha sonra okul görevlilerinin belirttiğine göre bir grup erkek öğrenci kapıyı zorlayarak içeri girdiler. Durumun iletilmesi üzerine olay yerine gelen Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. llhan Akın, öğrencileri "Basörtülü selmek yasak. Numaralarmızı alıp disipline vereceğim. Sizi teşvik eden arkadaşlannız varsa onlann da numaralannı alacağım. Hadi şimdi dışarı çıkın. Ben burada oldugum sürece bu yönetmelik uygulanacak" diye bağırarak dışarı çıkardı. Dekanın öğrencileri dışarı çıkarması sırasında öğrenciler karşı çıkarak, "Hocam anayasa mı Ustündür, yönetmelik mi? Mini etekle, kotla giriyorlar da neden başörtü ile girilemiyor?" şeklinde konuştular. Trabzon Karadeniz Üniversitesi Yönetim Kurulu, öriceki gün geç saatlere kadar yaptığı toplantıda, üniversite kampusunda kız öğrencilerin ancak başları açık olarak girebileceklerine oy birliği ile karar verdi. SELÇUK'TA SINAV BOVKOTU Başörtüsü yasağının dün sabahtan itibaren başlatıldığı Konya Selçuk Üniversitesi'nde, 50 kadar başörtülü kız öğrenci vize sınavlanna girmediler. Öğrenciler dün sabah saat 09.00'da rektörlük binası önünde toplanarak Rektör Prof. Dr. Halil Cin ile görüşmek istediklerini bildirdiler. Prof. Cin bulunamadığı için görüşme yapamayan öğrenciler daha sonra ANAP Konya İl Merkezi'ne gittiler. İl Başkanı olmadığı için gerçekleşmeyen görüşme üzerine öğrenciler dağıldılar. AKDENİZDE SORUN YOK Antalya'daki Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necat Tüzün, üniversiteye bağlı 3 fakülte ile 6 yüksekokulda 6 bin 547 ögrencinin öğretim gördüğünü belirterek, "Türban konusunda hiçbir sorurauz yok" dedi. ERZURUM'DA UYARI CEZASI Erzurum Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fatih Sezgin, ders ve sınavlara başları bağlı olarak giren öğrencilere uyarı cezası verildiğini, bu öğrencilerin daha sonraki derslere başörtülü girmeleri halinde okuldan uzaklaştırma cezası verileceğini, ısrar etmeleri halinde kayıtlanmn silineceğini söyledi. TÜRBAN ÜZERİNE PERUK Erzurum Fen, Edebiyat Fakültesi'nde okuyan bir grup öğrenci, dün sabah türban üzerine peruk takarak derslere girdiler. Türbanlı kız öğrenciler, "Bizim başımızı açtırmaya çalışan yöneticilerimiz derslere kot pantolonlarla girenlere neden kızmıyorlar" dediler. şanıyor. Elde edilen bilgilere göYöneticiler, türban yasağının re, Cumhuriyet Altınına daha önce yatırım yapanlar, " b u al uygulamaya konulduğunu, ders ve sınavlara başı bağlı öğrenciletın cinsinin uzun zamandır süren geri çekilişinin son bulmasıyla" rin alınmadığını belirterek, bazı şimdi yüksek fiyattan satmaya öğrencilerin fakülte girişinde başlannı açtığını, daha sonra kobaşlamış durumdalar. Yoğun denecek satış furyası karşısında ridor ve kantinlerde yeniden başfiyatlardaki hızlı tırmanış, dün lannı bağladıklarını söylediler. İRANLI ÖĞRENCİLER bir ölçüde duruldu. Yılbaşına Adana Çukurova Üniversitegöre 6 bin lira yükselen Cumhuriyet Aîtınının dünkü değeri, 73 si Yönetim Kurulu'nun önceki günkü toplantısında alınan babin 500 lira oldu. Kuyumculann talep ettiği kül şörtüsü konusundaki kararın toplantıdan sonra fakülte dekançe altın ise, dış piyasalardaki yükseliş kadar bu talep artışın larına iletilmesine karşın, dün dan da oldukça etkilendi. Özel Ç.Ü'de türbanlı öğrencilerin likle geçen cumartesi, altının da derslere girmelerine müdahalede bulunulmadı. ha da ^ükşeleceğine inanan kuBu arada fakülte dekanları, yumculann bol miktarda külçe dün bir toplantıya çağnldı, topaltın stokladıklan, bu nedenle de lantıda bir süre önce açlık grealtının gramında 400 liraya kavine giden Tıp Fakültesi öğrendar yükseliş olduğu öğrenildi. Dün ise, beklenen artış gerçek cileri ile türban konusunun görüşüldüğü öğrenildi, ancak bu leşmeyince, 24 ayar külçenin konuda bir açıklama yapılmadı. gramı da 10 bin 620 lira düzeyiDİCLE'DE TÜRBANLAR ni geçemedi. ÇIKTI Diyarbakır Dicle Üniversitesi'nde türbanlı öğrenciler, YÖK'ün "çağdaş kıyafet" ka(Baştarafı 1. Sayfada) rarına uyarak derslere türbansız nelerin yaşanmasına neden oldu. girdiler. Bulgaristan'da 5. sınıfta okuDicle Üniversitesi'ne bağlı fayan Birgül Mehmedova'ya verikültelerin kapılarına kadar başı len Bulgar pasaportunda ad vt örtülü olarak gelen bazı kız öğsoyadının Bilian Mitkova olarak renciler, yönetmelik hükümlerideğiştirilmiş olduğu görüldü. nin kendilerine anımsatılması Birgül'ün babası Mehmet Özüzerine türbanlarını cıkardılar. türk, kızının pasaportundaki bu ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ değişiklikten hiçbir haberinin olUludağ Üniversitesi'nde türmadığını, olayı yeni öğrendiğini banlı bazı öğrencilerin sınavlara söyledi. girmesi konusunda gözlenen kaBirgül'ün babası Mehmet Öznşıklık nedeniyle rektör Prof. türk, Kapıkule gümrüğünde gaNihat Balkır, dün fakülte dekanzetecilere kızına kavuşmaktan ları ile bir toplantı yaptı. Balkırçok mutlu olduğunu belirterek, ın uygulamada bütünlüğün sağ"Üç yıldır özlemini çektiğim lanmasını istediği konuşmasında yavruma kavuştum. Tanndan sınavlar bitinceye kadar üniverdileğim bütüm ana babalar da sitenin öğrencilere karşı kesin tabenim gibi yavrulanna kavuşvır almaması görüşünde olduğu, sunlar" dedi. bu düşüncesini fakülte dekanlaÜlke topraklanna girişinde rına aktardığı bildirildi. Bu araKapıkule mülki amiri Vali Yar da "çağdaş giyim" konusundaki dımcısı Nihat Özgül tarafından kararı protesto etmek için açlık karşılanan Birgül, daha sonra ai grevine başlayan öğrenciler, dün lesi ile birlikte Gümrük Protokol bu eylemlerinden vazgeçtiler. Salonu'na götürüldü. AkrabalaODTÜ Gaziantep Kampusu rının getirdiği büyük bir Türk bayrağını göğsüne sararak salo Mühendislik Fakültesi Dekan Vekili Hüseyin Filiz, "Kişilerin na gelen Birgül ve ailesini Edirkafasının dışıyla değil. içiyle ne Vali Vekili Mustafa Aykut ile Emniyet Müdürü Hasan Yüce uğraşılsın" dedi. Samsun 19 Mayıs Üniversitesan karşıladılar, kendisine armasi Rektörü Prof. Dr. Mehmet ğanlar verdiler. Protokol salonundaki kısa bir dinlenmeden Sağlam'ın başkanlığında yapılan dekanlar toplantısından sonra, sonra vilayete gitmek için çıkan YÖK genelgesine uyulması kaBirgül ve beraberindekileri kapırarlaştırıldı. nın önünde adlarının Faruk, EGE ÜNlVERStTESİ Turgut, Özgür ve Fatih olduğu öğrenilen yaşıtı çocuklar çevirip Ege Üniversitesi Yönetim Kuöperek hoşgeldin dediler. rulu'nun dün yaptığı toplantıda türban yasağı uygulanması yöYetkililer, perşembe günü de nünde karar alındı. Toplantıdan Dereköy giriş kapısından Zeynep sonra yapılan yazıh açıklamada, Türkay adlı bir Türk çocuğunun "öğrencilerin, disiplin yönetmedaha yurda gireceğini belirttiler. liginin öngördugu yeriere cağdaş kıyafet ve görünüme uygun şekilBirgün ve ailesi, Edirne'de de ve ancak başlan açık olarak kendilerine gösterilen ügiye teşekkür ederek, oturdukları yer girebileceklerine, buna uymayan öğrenciler hakkında disiplin yöolan Bursa'ya hareket ettiler. Birgül'ün babası Mehmet öztürk netmeligine göre işlem yapümaün, Balkan Göcmenleri Kültür ve sına oybirliği ile karar Dayanışma Derneği Başkanı verilmiştir" denildi. Mümin Gencoğlu'nun evinde kaERCtYES ÜNlVERStTESİ pıcılık yaptığı öğrenildi. Kayseri Erciyes Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Metin Tuncel Bulgaristan'dan bugün de Seyde üniversitede başörtü yasağırun diye Yunusova, Sevcan Yunusova ve Güney Yunusova adlı üç uygulanması için dekanlarla topTürk çocuğunun daha karayolantı yaptığını, yasağa uymayanluyla öğle saatlerinde Türkiye^ ların cezalandırılacaklarını söyye geleceği Dışişleri Bakanhğı taledi. Tuncer, "Bugün hiç bir öğrafından dün akşam açıklandı. renci başı örtülü olarak derse girmedi" dedi. öte yandan Fırat, lnönü, BoEhliyetimi ve nüfus ğaziçi üniversitelerinin de çağdaş kâğıdımı kaybettim, giyim konusundaki yönetim kuhükümsüzdür. rulu kararlanru bugün açıklamaREFİK PÜREMİŞ lan bekleniyor. Prof. İlhan Akın bunun üzerine yüksek sesle öğrencilerle tartışmak istemediğini, daha da tahrik ederlerse hepsini attıracağını ve bu konuda sonuna kadar direneceğini söyledi. Akın, öğrenciler dışarı çıktıktan sonra üniversite yönetim kurulunun bir kararı olduğunu, buna göre öğrencilerin koridor, sınıf, laboratuvar, polikliniklere başı açık olarak girebileceklerini belirterek şunları söyledi: "Kapalı alınmayacak. Bunu sağlayacak olanlar da fakülte yöneticileri, yani dekanlar. Ben görevimi yerine getiriyorum. Onun için ne yaparlarsa y apsınlar giremeyecekler. Bağırarak çağırarak bir şey yapamazlar. Bunun dinle, laiklikle bir ilgisi yok. Üniversilelinin bir kıyafeti olmalı. Yönetmelik neyse uygulanacak, bu kadar basit. Çağdaş göriınümde olsunlar yeter." Daha sonra türbanlı öğrenciler üniversite bahçesinden çıkarak kapının önünde beklemeye başladılar. Öğrenciler, final sınavları olduğunu, saati geldiğinde tekrar içeri girmek için girişimde bulunacaklannı belirttiler. Basörtülü öğrenciler bir süre sonra tekrar okula girmek istediler. Ancak bu kez kendilerine okulun bahçesine de başları kapalı ahnmayacaklan söylenerek, girişe asılan kıyafet yönetmeliğine uyulması istendi. Öğrenciler yine de okulun kapısından ayrılmayarak beklemeye başladılar. Bekleme sırasında saat 13.08'de bir erkek öğrenci, siyah bir kumaş üzerine tutturulmuş başörtüyü okul kapısına astı. Daha sonra bunun üzerine basörtülü iki kız bir Türk bayrağı astı. Yaklaşık 20 dakika kapıda asılı kalan başörtü saat 13.30'da polis tarafından kaldırıldı. Polisin örtüyü kaldırması sırasında öğrencilerin bir bölümünün alkış tuttuğu, bir kısmının ise ıshk çalarak vuhaladıklan görüldü. ALİ SİBMEN DUTNYADA BUGUN (Baştarafı 3. Sayfada) manca girışimde bulunacaklardır. Zaten şu anda da bulunmaktadırlar. Bu durumda Türkiye Cumhuriyeti'ne düşen, kendi özüne ve temeline karşı düşmanca girişimde bulunan bu komşuya "yeter" demektir. Ancak Ankara'nın kararlı tavrı, Tahran'a Türkiye'nin dostluğu yerine duşmanlığını uyandırmanın kendisine nelere mal olacağını duşundürecektir. Tahran'ın bu konuyu düşünmesi zamanı gelmiştir. öyteyse Ankara'nın da, Tahran'ın bu konu üzerinde uzun uzun düşünmesini sağlayacak girişımlerde bulunmasınm zamanı da gelmiştir. UGUR MIMCU GOZLEM ADANA HtPODROMU'NDAN TAHMtN 1. KOŞU: F: Çilek, P: Pegasus 2. KOŞU: F: Menzil, P: traamoğlu, P: Yayça, S: Kozanoğlu 3. KOŞU: F: Demirbey, P: Pınarbaşı, P: Gürkan, S: Tekinbey 4. KOŞU: F: Melisa, P: Orjinal, P: K.Necma, S: Günışığı 5. KOŞU: F: Heybetli, P: Kibariye, P: Serihan, S: Katnacı 6. KOŞU: F: Erdemir, P: Sera, P: Nemrut, S: Hilalbey G1 | 'Söz gümüşse stikut (Baştarafı 1. Sayfada) suskunluğunu dün de korudu. Gazetecilerin soru yağmuruna uğrayan Dışişleri Sözcüsü V'alım Eralp, 'Söz gümüşse, sükut altındır" dedi ve sustu. Başbakan Turgut Özal'ın İran Başbakanı Musavi'nin iki gündür bütün gazetelerin manşetlerini kaplayan, basın ve siyasi çevrelerde sert eleştirilere yol açan sözleri karşısında susması ve bu haberlerden habersiz gözüktüğü izlenimini vermesi, İranla ilişkilerde bir krize girmekten çekindiği şeklinde değerlendiriliyor. Musavi'nin geçen cumartesi günü Tahran'da kendisine Başbakan Özal'ın bir mesajını getiren Ehşişleri Müsteşan Büyükelçi Nüzhet Kandemir ile görüştükten sonra "Dini inanç ve değerlere saygı, Türkİran ilişkilerinin gelişmesinde anahtar bir rol oynayacaktır" şeklindeki konuşmasının Ankara'da yarattığı tepkiler dün de sürdü. Basın ve siyasi çevrelerdeki tepkilere karşıİık Başbakan Özal bilinçli bir şekilde Musavi'nin açıklamasının yarattığı rahatsızlığı bastırmayı tercih etti. Başbakan Özal, dün TBMM'de yapılan ANAP grup toplantısından çıktıktan sonra gazetecilerle karşılaştı. Gazetecilerle Özal arasında bu konuda şu konuşmalar geçti: İran Başbakanı'nın Türkiye'ye ilişkin sözlerini nasıl değerlendiriyorsunuz? Dışişleri neden suskun davranıyor? . ÖZAL Öyle bir şey olamaz. Musavi'nin beyanatı içişlerimize mudahale sayılmaz raı? ÖZAL Ben Musavi'nin beyanatını görmedim. Nerede söylemiş ona bakmak lazım. Cumhurbaşkanı, İran'a gezisini iptal edecek mi? ÖZAL Bilmiyorum, ama İran'a seyahati yoktu. Program yoktu, ben öyle biliyorum. Konu, dikkatlerin Başbakan Özal'ın yanı sıra, Dışişleri Bakanlığı'na da çe\Tİlmesine yol açtı. Ancak, Dışişleri Bakanı Vahit Halefoğlu, Musavi'nin sözleriyle ilgili gelişmeler karşısında kabuğuna çekilip, susmayı tercih etti. Halefoğlu, bir grup gazetecinin dün bu konuda kendisiyie görüşme talebini reddetti. Halefoğlu, gazetecilerin karşısına çıkmaktan çekinirken, konu Dışişleri Bakanlığı'nda düzenlenen olağan basın brifinginde de gündeme getirildi. Ancak, Dışişleri Sözcüsü Yalım Eralp'in kendisine verilen "konuşmama" talimatının dışına çıkmadığı ve gazetecilerin ısrarlı sorularını genellikle "yorum yok" ya da "bilmiyorum" gibi yanıtlarla geçiştirdiği gözlendi. Dışişleri brifınginde gazetecilerin, Musavi'nin sözleriyle ilgili olarak Eralp'e sorduklan sorular ve sözcünün yanıtları şöyle: Dışişleri olarak Musavi'nin sözlerini nasıl karşılıyorsunuz? ERALP Bu konuda bir yorum yapmıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Sayın Halefoğlu acaba ne düşünüyor? ERALP Yorum yok... Dışişleri'nin suskunluğu kamuoyunda yadırganıyor.. ERALP Söz gümüşse, sükut altındır.. Devletlerarası ilişkilerin geliştirilmesinin dine saygı koşuluna bağlanması, diplomaside alışılagelen bir uygulama mıdır? ERALP Siz, Türkiye'nin dış politikada ilkelerini benim kadar iyi bilirsiniz. Bu ilkelerde bir değişiklik yoktur. Musavi'nin sözleri Türkiye'nin içişlerinc mudahale midir, değil midir? ERALP Sorunuzla ilgili bir yorum yapmayacağım. İran yöneticilerinin gecmişte de benzer çıkışlan olmuştu. Acaba o zaman nasıl bir tepki göstermiştiniz? ERALP Geçmişte gösterdiğimiz tepkileri öğrenmek için Dışişleri Bakanhğı bültenlerine bakabilırsiniz. Öte yandan, İran'ın son günlerde yaptığı çıkışlar ve İran radyosunun Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in Adana'da irtica konusuna değindiğj konuşmasına çattığı yayın üzerine Evren'in Tahran'a yapacağı geziden vazgeçtiği yolundaki haberler üstü kapalı bir şekilde yalanlandı. Bu konuda bilgi veren üst düzeyde bir Türk yetkilisi, "Cumhurbaşkanımızın İran'ı ziyaret etmesi yolunda bir davet aldığı doğrudur. Bu davet Türk basınında da yer almıştır. Ancak Cumhurbaşkanımız bu daveti ilke olarak kabul etmekle birlikte Tahran'a gitmek konusunda hiçbir zaman istekli davranmamışlır. Ziyareti yapsa bile bunu tranlrak savaşının sona erdirilmesine katkıda bulunabileceği bir zamanlamada gerçekleştirmeyi uygun görmektedir. iran gezisi, Cumhurbaşkanımızın bu yılki gezi programına zaten konmadığı için bu programdan çıkartılması da dolayısıyla söz konusu olmamaktadır" dedi. İran Büyükelçiliği, Musavi'nin açıklamalanrun yarattığı tepkilerin ardından dün kapılarını basına kapadı. İran Büyükelçi• liği yetkilileri dün gazetecilerin telefonlarına çıkmadılar. Öte yandan, hafta sonunda Tahran'a giden Nüzhet Kandemir, dün Başbakan ı ziyaret ederek Iran'daid görüşmeleri hakkında bilgi verdi. Markın önlenemeyen i i ? 2 iol 9 11. 12' 13' 1 G.2 G.31 iT 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 Gİİ} i 8 B 9 10 11 12 13 9İ~ 10 11 J0 İ 91 11 17 îr tKHJ BAHİSLEB: (3456) ÇtFTE BAHtS: (2/3) ALT1LI GANYAN:(l23456) ÜÇLÜ GANYAN: (345) ÜÇLÜ BAHİS: (6'ncı koşudadır) Si161 14 15 16 17 131 14 "13 14 15 İ6İ 15 16 OKUL MAÇLARI Taksinı Atatürk Lisesi şampiyon Jozef 50 Taksim Atatürk Lisesi 77 Saint SALON: Spor Sergi HAKEMLER: Necip Kapanlı (7). Turhan Demirtaş (6). TAKStM ATATÜRK LİSESİ: Murat Şener O) 6, Cem (7) 24, Tahsin (6) 7, Ekrem (5) 5, Hüseym (5) 9, Samer 15) 4, Osman (8) 22, Murat 15) 0. SAİNT JOZEF: Haldun (6) 2, Can (6) 15, A !i (5) 0, Feızi (6) 5. Hasan (7) 20, Burak (5) 5. Cem (5) 3. İLK YARI: 3423 (Taksim Atatürk lehine) LÜTFÜ YAZIR Bitime bir tnaç kala Taksim Atatürk Lisesi şampiyon oldu. Saint Jozef Nişantaşı Anadolu Lisesi ikincilik, üçüncülük maçı oynayacaklar. Diğer sonuçlar: Nişantaşı Anadolu LisesiHaydarpaşa Endüstri Meslek Lisesi: 5951, İstanbul Erkek LisesiAvusturva Lisesi: 6613. Liseli (Baştarafı Spor'da) Bursa İmam Hatip Lisesi Müdürü Kütahyalıoğlu, güreşler nedeniyle salonda görevlendirilen 4 öğretmenin ismini açıklamadı ve "Bu kunuda fazla konuşmam" dedi. Bu arada Liseler Güreş Şampiyonası'ndan sonra, spor salonundân vilayete yürüyen Oğrenciler arasında bulunduğu tespit edilen İmam Hatip Lisesi Müdür Yardımcısı Ali thsan Büyükarmut ile öğretmen Behlül Meral hakkuıda soruşturma açüraası kararlaştınldı. (Baştarafı 1. Sayfada) çen hafta sonuna kıyasla da 10 liralık yükseliş oldu. Serbest piyasadaki yükseliş, vatandaşların marka olan taleplerinin yoğunlaşmasından kaynaklanıyor. Markın dış piyasalardaki yükselişini hesaba katan Merkez Bankası da döviz alış kurunu ikî gün içinde yaklaşık 7.5 lira arttırarak 400.80 TL'ye çıkardı. Merkez Bankası'nın son ayarlamasıyla mark, gerek döviz gerekse efektif satış kurlannın tümünde 400'lü rakamlan aştı. Bu arada Avrupa para sistemi içinde yapılan son kur ayarlamasıyla Avrupa'nm en güçlü parası haline,g.çlen Baü Alman Mar. kı, uluslararası döviz piyasalarında da hızla değer kazanıyor. Dolann, mark karşısında, psikolojik açıdan "stratejik" sayılan limitleri de zorlayarak 1.88'e kadar gerilemesi üzerine Alman Merkez Bankası Bundesbank, dün yeniden piyasalara mudahale etmek zorunda kaldı. Ancak bu mudahale de dolann değer yitirişini önlemeye yetmedi. Dolann son günlerde iyice güç kaybetmesinde, ABD ekonomisinin temel sorunu olan dış ticaret açığımn " h â l â tehlike sinyalleri" vermesi ve Başkan Reagan'ın karşı karşıya bulunduğu siyasal sorunların giderek ağırlaşması da rol oynuyor. Dolar, dünkü değeriyle geçen altı yılın en düşük değerine inmiş durumda. Dolann 10 yıl onceki paritesi ise 1.79 mark idi. Dolar, dış piyasalarda değer kaybına paralel olarak gerek Merkez Bankası kurlarında, gerekse Tahtakale'de değer yitiriyor. Dolann döviz alış kuru, iki gün içinde 635 kuruş düşürülürken, bugün uygulanacak 750.35 TL."lik döviz alış kuru da 6 aralık tarihinden bu yanaki en düşük düzeye inmiş oldu. Geçen hafta sonu Tahtakale'de tırmanışa geçen dolann hızı, dün kesildi. Geçen cumartesi bir ara 795 lirayı vuran dolann alış fıyatı dün Tahtakale'de 789 liraya kadar geriledi. ALTINDA DLRLM Öte yandan, altın piyasalarında da yükseliş eğilimi sürüyor. Dün dış borsalarda 1 onsu 410 dolara kadar çıkan altın, daha sonra hafif bir gerileyişle 408 dolara indi. Kapalıçarşı'da ise son iki günde farklı bir gelişme ya Kavuştular i (Baştarafı 1. Sayfada) kavramı, biçim ve öz değiştiriyor. Devletin ne kadar askeri var? Hava kuvvetleri kaç tane uçağa sahip? Üsler nerede? Askeri birliklerı nerelerdedir? Kaç topu, kaç tüfeği vardır? Bu gibi konular artık "askeri sır" olma özelliklerini çoktan yitirmişlerdir. Bu tür konuları öğrenmek isteyenler, merkezi Londra'da bulunan "Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü"nün yayınlarını izleyebilirler. IMF heyetlerinin Türk ekonomisini denetledikleri, KİT'lerin satışlan İçin yabancı araştırma şirketlerinin çalıştığı bir ülkede "devletin malisım" kavramı da elbette değişmiştir. Uluslararası ilişkilerin bu denli karmaşık bir yapıya büründüğü bir çağda "devlet güvenliği" kavramında da değişiklikler olması kaçınılmazdır. "Devlet sım" kavramı, bu değişiklikler nedeniyle büsbütün yok olmaz. Ancak bu kavrama, artık eski anlamını vermek ve bu anlama göre ceza yaptırımlan getirmek çağdaş bir tutum olamaz. Yeni Ceza Yasası tasarısı taslağını geçen yaz yayımlamış ve tartışmaya açmıştık. O günden bu yana bu "tasarı taslağı"n\n üzerinde küçük değişiklikler yapılmış ve bu taslak "ön tasarı" adıyla Adalet Bakanlığı'na sunulmuştur. Bu "ön tasarı"6a da "devlet güvenliği" kavramına eski anlamın verildiği anlaşılmaktadır. Bu kavram, eski İtalyan Ceza Yasasından alınmıştır. Bu eski İtalyan Ceza Yasası ise 1889 tarihlidir. Yeni Ceza Yasası'nı hazırlamakla görevli Ord. Prof. Dr. Sulhi Dönmezer başkanlığındaki komisyon, "devlet güvenliği" kavramına, 1889 tarihli İtalyan Krallığı Ceza Yasası'nın verdiği anlamı vermektedir. Komisyonca hazırlanan "ön fasan"nın "devlet güvenliğine ilişkin belgeler" ile ilgili maddesi, yürürlükteki yasanın 132' nci maddesinin hemen hemen ayntsıdır. Bu 132'nci madde 1889 tarihli İtalyan Ceza Yasası'mn 106'ncı maddesinden alınmalıdır. "Dönmezer Tasarısı", bu suç için öngörülen hapis cezasını da arttırmaktadır. 1889 tarihli İtalyan Krallık Ceza Yasası'mn 106'ncı maddesi, "Her kim yabancı bir devletle veya onun memurtarıyla gizli muhabere ve münasebette bulunur.. "diye başlamakta ve bu ilişkiyi suç saymaktadır. 1889 yılında "suç" sayılan bu tür ilişkiler, NATO'lu, IMF'Iİ, AET'li ilişkiler dünyasında olağan işlemler sayılmaktadır. "Ön tasarı" 20. yüzyılda, "devlet güvenliği" ya da "sırrı" gibi kavramlann uğradığı değişiklikleri hiç göz önüne almamaktadır. Yürürlükteki 132. maddede de yer alan "..Devletin menfaatteri namına gizli kalması lazım gelen malumat arasında dahili veya beynelmilel siyasi menfaatlerle neşrolmayan hükümet muamelelerinin ihuva ettiği malumat da dahildir" hükmü, "Ön tasan"üa olduğu gibi korunmaktadır. Bu hüküm basın özgürlüğü için son derecede tehlikelidir. Gazeteci, kamuoyunu aydınlatmakla görevlidir. Bu görev yurttaşların "haber alma hakkı"ndan kaynaklanır. Bir örnek verelim: Başbakanlık, bakanlıklar ve kamu tüzel kişileri kendi görev alanlanm ilgilendiren konularda yönetmelikler çıkarabilirler. Bu yönetmeliklerin bazılan Resmi Gazete'de yayımlanmadan uygulanabilir. Yayımianmayan yönetmeliklerden birinin "güvenlik soruşturması" ile ilgili olduğunu varsayalım. Gazetecinin, yurttaşların temel hakları ile ilgili böyle bir yönetmeliği ele geçirmesi suç sayılacaktır. Bir başka örnek daha verelim: "ABD'nin İran'a gizlisilah satışmda Türkiye'nin de adı geçti." Diyelim ki, bir Türk gazetecisi, bu ilişkinin belgelerıni ele geçirdi. Bu da suçtur. Tabii bu bilgilerin yayını da! 20. yüzyılda yaşanan gelişmeler, önce Ceza Yasası'na yansımalıdır.. 1889 tarihli İtalyan Krallık Yasası ile 2000'lerin dünyasında "devlet güvenliği" kavramı aynı olacaksa, o zaman niçin yeni bir yasa hazırlanıyor? Irarfın yatırıın atağı (Baştarafı 1. Sayfada) olarak ticaret alanını seçiyor Ülkemize giren 1.9 milyar lira karşılığı Suriye sermayesinin toplam yabancı sermaye girişi içindeki payı binde 7 dolayında hesaplanıyor. Suriyeli girişimciler ortak oldukları toplam 3 milyar 110 milyon lira sermayeli şirketlerde ortalama yüzde 61.2 oranında hisseyi elde tutuyorlar. Suriye'nin ticaret dışında doğrudan yatırım yaptığı şirketler ise Fany Kâğıt Sanayi (Adana), KozmaArpaeı uluslararası Nakliyat (İskenderun), Nur Tarım Ürünleri Paketleme (İskenderun), Pıhastaş Plastik Sanayi (İstanbul), Sakarya Mermer Sanayi (İstanbul) olarak belirlendi. Yabancı sermayeli şirket sıralamasmda İran, hemen İngiltere'nin ardından 34 şirketle ve altıncı basamakta yer alıyor. 1981 yılında açılan Bank Mellat dışında hemen tamamı 1984 yılından sonra faaliyete geçen İran sermayeli şirketler de Teşvik Yasası'ndan yararlanmayan ticaret alanında çalışıyorlar. 4 milyar 783 milyon lira tutarındaki İran sermayesinin ülkemizdeki toplam yabancı sermaye hacmi içindeki payı yüzde 1.8'e ulaşıyor. İran sermayesinin katıldığı şirketlerin toplam sermayesi 5 milyarı aşıyor, İranlı ortakların hisseleri yüzde 95.3 düzeyinde hesaplanıyor. Yabancı Sermaye Derneği'nin DPT verilerine dayanan listesine göre Türkiye'deki İran sermaye ortaklığı şirketler ve bunlara yabancı sermayenin giriş tarihi şöyle sıralanıyor: "Al>O Dış TicareU 1985), Aydın Otomotiv İthalat ve İhracal( 1986), Artaş l luslararası Dış Ticaret(1986), Aslan İthalat ve İhracat(1986), Aydınlar Dış TicareU 1985), Behnam Sanayi(1985), Bodo Ltd. (1984), Etsun (1984). Haınil Dış Ticaret(1986). Hun İhracat ve İthalal(1986). İmperoTurizm(1984), İspaş İthalat \e İhracaH 1986). kervan İhracat veİthalat(1986), MihanTur(1986), Motor Teknik(1986). Nadir lnşaat(1985), Nasır İthalat ve İhracat(1985), Rayhani tthalat ve İhracat(1985), Rultaş Rulman(l984), Samen Deri ve Mamulleri(1984), Sarruf Dış Ticaret(1985), Seha Dış TicareU 1986), TBT Turizm(1985)." tslam Ulkeleri arasında Türkiye'ye yönelik yatınm hacmi en yüksek olan Libya'nın Ozal döneminde şirketlere ortak olduğu saptandı. 1981'de TürkLibya ortak Deniz Nakliyat Şirketi için 11.5 milyar lira, 1982"de de TürkLibya ortak Tanm ve Hayvancılık Şirketi için 2 milyar 875 milyon lira yatırım yapan Libyalılar, 1985 yılında 24 milyon'lira ile Midleks A.Ş. adlı ticaret şirketini kurdular. 1986'da da 26" milyon lira sermaye ile Biserko Plastik Sanayii'ne yüzde 99 oranında ortak oldular. Böylece, Libya sermayesinin Türkiye'deki toplam yabancı sermaye içindeki payı yüzde 5.5'e ulaştı. Türkiye'de 17 şirketle çalışan Suudi Arabistan sermayesinin ülkemizdeki toplam yabancı sermaye hacmi içindeki payı yüzde 3.7 düzeyinde hesaplanıyor. Suudi Arabistan'ın da toplam 9 milyar 876 milyon dolarlık sermaye yatırımı için özellikle 1984'den sonra hızlandığı izleniyor. Bu arada küçük de olsa Israil sermayesindeki kıpırdanmayı göz ardı etmemek gerekiyor. İsrail, 1985 ve 1986'da Inter Tekstil Şirketi ile ElAl tsrail Havayolları için toplam 55 milyon lira karşılığı yabancı sermaye girişi sağlamış bulunuyor. Baskette kirli (Baştarafı Spor'da) racaklannı da açıklayarak "Her haksızlıgın uzerine gideceğiz. Aleyhimize çalınan düdüklerin, aleyhimize verilen karariann arkasındaki (um kirli işleri bundan böyle açıklayacağız. Bu miicadeleyi kendimiz için değil her maçta tribiinleri dolduran ve Mersin'den kalkarak 18 saat otobüs yolculuğu sonunda deplasmanda haksız yere yenilen takımımızın üziintüsiinü .vaşamadan hakarele uğrayan, dayak yiyen cefakâr taraftanmız için rapmak zorundayız" şeklinde konuştu. KARŞIYAKA NE DİYOR? KarşıyakaBeşiktaş maçında seyircinin sahaya yabancı madde atması nedeniyle Çukurova'dan sonra cezalandınlan ikinci takım olan Karşıyaka'nın basketbol sorumlusu Ateş Özerk ise, "Federasyon Başkanı bizden intikam abyor. Özelliklt mola sırasında 'para atıldı' diye bir takıraın sahası kapatümaz. Zira bu hareketler her sahada hemen her Hafta tekrarianıyor. Bu uygubmaya göre açık saha kalmaz" dcdi Sayın DOKTOR ve ECZACILARA • parenteral sefalosporin ' ZINACEF ım ve ıv 750 mg. (flakon) (Sefuroksim Sodyum) 250 mg. (flakon) 1Ş g. (flakon ve enfüzyon) Vedat Günyol piyasaya verilmiştir. GÜLERYÜZLÜ CİDDİLİK y~0 lira (KD\ içinde) Çağ<lıif Yavınları Tiirkocağı Cad. 39 41 Cağuloğhılstanbııl JGIaxoL
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle