17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/8 HABERLERİN DEVAMI 9 EYLÜL 1986 Özal:Sopayla düzen olmaz (Baştarafı 1. Sayfada) daha bizim solumuzdakiler biçbir şekilde iktidar olamayacakör. Yıldınm gibi harekâta devam etmeliyiz. Bu şekilde hem partiyi yerleşüririz hem de Türkiye'de hakikalen sevgiye dayanan bir diizeni 9turturuz. Sopayla bu düzen temin ediiemez, anarşi çığınndan çıkmışken belki sopayı elinize alır durursuDuz. Bunu ancak o zaman yaparsımz. Ama artık 52 milyona gelmiş Türkiye'de bunun da yapdması mümkün degildir. Bundan sonra düzeni yerli yerine oturtmak ve bir daha kesinliye uğratmamak siyasi partilerin vazifesidir. Bu nedenle elimizden geldiğince gayret göstermeliyiz. Anavatan'ın hiçbir eski partinin devamı olmadığını her yerde vurgulamahyız. Bundan sonra herkes bizi örnek alsın. Başkalannı değil." Ülkede siyasi istikrann sürekli olması gerektiğine dikkat çeken Turgut Özal, eski siyasileri de eleştirdiği mesajında, "bir yanlışlık yapıldıgı takdirde, eski dönemlere dönüleceğinin halka anJatılması gerektigini" belirtti ve eski siyasilerde "büyük hırs olduğunu" savundu. Başbakan ve ANAP Genel Başkanı Özal, anayasa değişikliği için referanduma gidilmesi önerisini yineleyerek, "Türkiye'de eger siyasi hayatta kesintiler istemiyorsanız, anayasanın değiştirilme esasını da böyle bağlamalısınız" dedi. 1983 seçimlerinden önce kendileri için yapılan tahminlerin yüzde lü'larda olduğunu, ancak ANAP'ın hiçbir eski siyasi partinin devamı olmadığını açık seçik söyleyerek iktidar olduğunu kaydeden Özal, mesajında şu görüşlere yer verdi: "Dikkat edilirse bizimle beraber seçinıe giren diğer iki parti bugün fiilen ortada yoklur. Anavatan iktidarı sayesinde 2.53 senedir Türkiye'de siyasi istikrar var. ANAP' sadece TBMM'de değil, mahalli idarelerde de büyük ekseriyetle iktidardadır. Dikkat ederseniz 2.53 senedir bizim yaptığıraız icraal, hiçbir devirde yapılmamıştır. Türkiye 1960'tan bu yana bu kadar güçlü iktidara sahip olamamıştır. Bunun sonucu son 2025 senede ne kadar güç odağı varsa sizin karşınıza çıkacaktır. Bunu ister muhalefet olarak düşünün. isterseniz mafyadan tutunuz başka notlara kadar düşttnünuz. Karşımızda eski siyasi güçler var. Aradaki tek fark, Ecevit fraksiyonu ile diğer Halk Partililerin ayrı taraflarda toplanmaları. Hepsinin hücumu Anavatan'a. Çünkü önde olan biziz. Onlar hâlâ eskinin hayali içindedirler. Dikkat edilecek nokta Türkiye'yi eski karanlık gunlere götürmemektir. Celal Bayar'ın ölümü nedeniyle yaptlanları bir gözden geçiriniz. Nasıl bir siyasi istismar meselesi haline geürilmek istendi". Özal mesajında, "muhalefetin ağzında sürekli suiistimal ve yolsuzluk suçlaması bulundugunu", ancak Meclise bir tek dosya getiremediklerini belirterek, "basın yayın organlannın bazılannın zayıf iktidarlara alıştıklanm" öne siirdu. "Bu seçinılerde çok iyi netice alacağız diyorum, ama bir türlü yazmıyorlar" diyen Özal, basını hiçbir zaman karşısına almayacağını, kavga da etmeyeceğini kaydetti. Anayasa değişikliğini üçte iki ekseriyetle değil, millete götürerek yapmak gerektiği görüşünü yineleyen Özal, üçte iki ile bu anayasayı değiştirmenin mümkün olmadığını savundu. ANAP'ın seçimden farklı galibiyetle çıkacağını, böylelikle 1988'de işlerinin kolaylaşacağına dikkat çeken Turgut Özal, bu yıl enflasyonda yüzde 25 hedefi rahatlıkla tutturacaklarına işaret etti. Koalisyonların sakıncaJarına değinerek Türkiye'de güçlü iktidarlar olması gereğini vurgulayan özal, mesajının bu bölümünde seçim kampanyasına çok iyi hazırlandıklannı ve karşı tarafa çatmayacaklarını anlattı. Özal, "Çirkin seyler söyleyenlere. onlara direkt cevap vermektense 'Dağarcığında bir şeyi olmayan, sadece elindeki karayı başkasının yüzüne sürmeye çalışır. O kara da seçimin sonunda dönecek kendi yüzüne sürülecek' demek yeterlidir" görüşünü diie getirdi. Özal, seçim sonunda bazı partilerin biteceklerini, bazılannın da yedikleri darbeden bir daha toparlanamayacaklarım, onun için bu seçim mücadelesinin sanki genel seçim gibi büyük mücadeleli olduğunu belirtti. Başbakan Turgut Özal, Bingöl gezisi dönüşünde, seçim otobüsünde dağıtüan ara seçim mesajına ilişkin soruları yanıtladı. Özal, soldaki oluşumu konu alan sorulara verdiği yanıtlarda, "Kitlenin bir, başın diğer bir sol partide bulundugunu" ileri sürdü. Solun kendini yenilemediğini belirten Özal, "ufacık kalacagını" öne sürdüğü sol paıtilerin programlannı "çorba gibi" diye niteledi. Özal'a yöneltilen sorular ve yanıtlan şöyle: Sayın Başbakan, mesajınızda 'sevgiyle yanaşmak'tan söz ediyorsunuz. Bu Meclisteki son tablolara uyuyor mu? ÖZAL Ben orada sevgiyle yanaşmak derken, milletle olan münasebeti dedim. Siyasi partiler tabii mücadele ederler. Yani bu tabiidir. Onlar benim, ben onlann açığını yakalarım. Fakat işi nezih bir münakaşadan kavgaya veya kavgadan evvel hakarete dökmemek lazım. Mecliste olan hadise budur, kavga ve kavgadan önce hakaret vardır. Muhalefetin programını eleştiriyorsunuz... ÖZAL Bundan 24 yıl önce bunları yapsaydık, bize sol derlerdi. Muhalefetin de çalışması lazım, onu soyluyorum. Ama onlarda hiç öyle bir şey yok. Tabii çok kolay temsil edilir onlann programı. Çünkü tam bir çorba. Sizce SHP mi, DSP mi CHP'nin devamı? ÖZAL SHP eski Halk Partisinin devamı, ama kitle bu tarafta, baş öbür tarafta diyebilirim. Tabirler böyle, bazı gazetelerden aldığım tabirler bunlar. Sol kendini yeniledi mi? ÖZAL Yeni parti olarak çıkmadı daha. Bir tanesi adamlar\yla beraber eskinin devamı, öbürü de başkanıyla.. Sayın Ecevit, sanki yeni bir anlayışla, eskileri de bıraktı, kendini yeniledi gibi bir havada, ama konuşmaları öyle değil, ama cesaretini takdir ediyorum. Attila Aytek (Baştarafı 1. Sayfada) Dündar Kılıç'ın kendisi hakkında iddia edilen olaylarla ilgili gerçeğin ortaya çıkması için tanık olarak dinlenilmesini istediği ve aralarında Güneş Gazetesi sahibi, müteahhit Mehmet Ali Yılmaz, aym gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Güneri Cıvaoğlu, ENKA Holding'in sahibi Ş«nk Tara ile Koç Holding'de çalışan eski MİT görevlisi Şemsi Ürengin'in dinlenip dinlenmeyeceklerine ise gelecek duruşmada karar verilmesi kararlaştınldı. Dündar Kıhç duruşmada, tahliye isteminde bulunurken, tahliye edilmesi halinde kimseden hesap sorulmayacağı konusunda şeref sözü verdi. Duruşmayı, İnci Baba olarak tanınan Nabi İnciler de Duruşmada söz alan Dündar Kıhç, ortada bir kaçakçılık olayı olmadığını belirterek, Avrupa'da daha önceden yapılmış kaçakçılık olaylanna kendi adının monte edildiğini ileri sürdü. Güneri Cıvaoğlu, Mehmet Ali Yılmaz, Şarık Tara, Alpay Faik, Şemsi Ürengil, Dr. Şadiye Roster ve bazı müteahhitlerin dinlenmesi halinde kendisiyle ilgili gerçeklerin ortaya çıkacağını bildiren Kıhç, "Bu insanlarla konuşmamız var. Aramızda geçen konuşmalar var. Bana hazırlanan tuzağı önceden bildirmişlerdi" dedi. Dündar Kıhç, bunu dile getirdiğinde Mehmet Ali Yılmaz ile Güneri Cıvaoğlu'nun "Burası dağ başı mı" diye kendisini yatıştırdıklarını söyledi. 6 s ' ParJ g gelen ç a g i y s i d e n meydana 198687kış modeüeri 6 manken tarafından tnci Show Room 'da izleyicilere sunuldu. Yargıcı'nın "Siyah Çizgilerim" dediği defîlede siyah göılükler, siyah eldivenler, ve iri aksesuarlar; siyahbeyazlacivert, prince de galle, ve gri renkli, yünlü fule, plastik, jean, kadife, yünjarse, anver saten ve simli kumaşlara tatbik edilmiş. Defilede, çeşitti boylardaki eteklerin yer aldığı takımlar, akşamüstü ve gece elbiseleri ile uzun pardesü ve kabanlar sunuldu. r>Neslihtm Yaf ıcı nm MUSTAFA EKMEKÇİ ANKARA NOTLARI Duyarlılık... ANKARA'dan YALÇIN DOĞAN (Baştarafı 1. Sayfada) ner. Çünkü, Hasan buldozer gibiydi, şimdi seçim çalısmaları için ayrıldı, ama yokluğunu hissediyorum." Özal seçimde aday gösterdiği iki önemli bürokratı için bunları söylüyor. Ama, Bingöl dönuşü otobüste asıl sohbet konusu, kendisinin ANAP örgütüne göndermiş olduğu mesajla ilgili, önümUzdeki günlerde bol bol tartışılacak bir bölüm içeriyor Özal'ın mesajı. Başbakan aynen şöyle diyor mesajında: "Eski partilerin kemikleşmiş seçmeni yoktur. Türkiye'de genis bir vatandaş kitlesi ortadadır ve kolaylıkla bazılan öbür taraftan ayrılabilir.(...) Sol ve sağın 1980 öncesi bir tarifi vardu O zamanki şartlara göre bir tarifti bu. Halk Partisi solda, diğer üç parti sağda. Onlann anlayışına göre bir merkez tayin edilmişti. Şimdi ben diyorum ki, eğer bu bir çizgiyse, biz bunu, reyin büyük ödülünü alacak şekilde tespit edelim." Özal'ın bu mesajı üzerine, biz gazeteciler arka arkaya çok sayıda soru yönelttik kendisine, mesajdan ve Özal'ın sözlerinden ortaya önemli bir nokta çıktı: Özal siyasal yelpazede "Merkezi ben tayin ederim" iddiasını taşıyor. Merkezi kendisi öyle belirlemek istiyor ki, "hem geniş sağı hem de geniş solu içerecek biçimde" genişletmeye özen gösteriyor. Sağ tamam da, solu kendisi nasıl genişletecek? Daha doğrusu kendisinin sola kaydıracağı bir merkez kanalıyla, solu ANAP çevreşinde toplayacağı düşüncesine Özal nasıl geliyor?.. Bu soru,karşılığını Özal'ın mantığında şöyle bulunuyor: "Sosyal adaletçi uygulamalanmızla sola söyleyeceği pek fazla söz bırakmayacağız Biz sosyal adaletçi oldukça, solun alanına girmış olacağız, böylelikle merkez bizim istediğimiz ölçüler içinde, sola kaymış olacak. Böylelikle ANAPiktidan 1988'de de sürme olanağına kavuşacak." Özal'ın sohbetinden çıkardığımız ve kendisinin savunduğu mantık özetle bu. Bir başka deyişle, Özal adını belki de tam olarak söylemeksizin "sola açılacağını" haber veriyor. Böyle bir tavır bize göre şu noktalardan kaynaklanabilir: • Özal, sağ oyları garanti gorüyor. Sağdan kaybedeceği oyları ise, sol oylarla tamamlam yı düşünüyor. • Sol oylara goz dıkerken, soldaki partilerin özellikie ekonomikprogramaçısından "boşluk" yarattığmı düşünerek, bu boşluğun kendisi tarafından doldurulacağını hesaplıyor. • Kendisinin uzun dönemli bir iktidarmı, yine kendisi tarafından gerçekleştihlecek ve ANAP içinde toplanacak bir koalisyonda görüyor. • Ama buna karşın, başarılı olamazsa, sola daha yakm bir merkez belirlemiş olduğu halde, merkezin sağa kayabileceğini vurguluyor. Özal'ın sözlerinden çıkan anlam bu. Olabilirliği var mı bu teorinin? Bir anlamda "sürekli oynayan bir merkez teorisinin" geçerliği var mı?.. Pek sanmıyoruz. Çünkü, "sola açılmak ", özellikie küçük ve orta işletmeci ile memur ve işçileri korumaktan geçer. Oysa, Özal uyguladığı "gelir dağılımı politikası" ile bunun çok gerisinde kalmış görünuyor. 24 Ocak Kararları'nı uygulayan bir politikanın "sola göz kırpmast" ve bundan da oy beklemesi çok uzak bir olasılık. Ancak, SHP kendini anlatamadıkça ve somut ekonomik programlar uretemedikçe, Özal'ın bu alanda at oynatacağı da artık ortada. ANAP kazanırsa zam (Baştarafı 1. Sayfada) da kendisini üç saattir bekleyen yuıttaşlar karşıladı. Inönu, burada yaptığı konuşmada "Bizim iktidarımızda yasaklar olmayacak, herkes istediğini okuyacak. İstediğini yazacak. Kişisel siyasi yasaklar kalkacak. Demokratik hakJara getirilen sınırlamalan kaldıracağız" dedi. İnönü, dün yaptığı konuşmalarda da seçmenleri uyararak şunları söyledi: "Herkesin konuşması farklıdır. Kimi heyecanlı konuşur, kimi tane tane. Mühim olan güzel konuşmak değil, sorunlara dört elle sanlmaktır. Secimi yaparken neye dikkat edeceksiniz? Daha güzel konuşana mı yoksa daha yakışıklı olana mı? Esmer olana mı, sarışın olana mı oy vereceksiniz? Güzel konuşmakla olmuyor. Biz Mecliste KİT'lerin satümasına karşı çıkük. Bize eski kafalı dediler. ANAP'a göre halkın çıkarlannı savunmak eski kafalılık mı?" Dün Manisa'nın kurtuluş törenlerine katılan İnönü, daha sonra Çobanisa'ya geldi. Burada konuşan SHP birinci bölge adayı Erdoğan Yetenç, "SHP dışındaki partilere verilmiş oylar, ANAP'a verilmiş sayılır" dedi. İnönü de "Başbakan biz istikran temsil ediyoruz. 2030 yıl daha iktidarda kalmalıyız diyor. O kadar kalırsa biz kimlere konuşuruz. Kimlerin bizi dinleyecek hali kalır bilemiyorum. Üç yıldaki zamlan gordünüz. Buna 20 yıl kim dayanabilir? Başbakan'ın laflanna bakmayın. Oylan kaybetsin sonra nasıl süngüsü düşecek göreceksiniz" diye konuştu. İnönü, daha sonra Turgutlu'da yaptığı konuşmada şunları söyledi: "11 milletvekili seçilecek diye seçimleri küçümsemeyin. Türkiyt az çok bir genel seçim havasına girdi. Bu seçimlerde ya ANAP'a dur diyeceksiniz ya da yaptıklannı beğendiğinizi göstereceksiniz. 6 Kasımda sizden oy isteyemedik. Bugün ise ana muhalefet partisi en güçlü parti olarak karşınızda. Seçimleri ANAP adaylan kazanırsa ertesi gün zamlar başlar. Oylanmzı bolmeyin. En güçlü muhalefet partisine oy yerin." 1986 yılı başlarında İstanbul Bebek'te bir gazinoda Tarık Ümit'i yaraladıktan sonra polis tarafından gözaltına ahnan ve daha sonra Sağmalcılar'da ölen Zekeriya Ülkücü'nün, Attila Aytek tarafından İstanbul Emniyet Müdürlüğü Cinayet Masası'nda edep yerine cop sokularak işkence ile öldürtüldüğünu de öne süren Dündar Kıhç, Ülkücü'nün öldürülmesine gerekçe olarak, "bazı gerçeklerin açığa çıkmamasım" gösterdi ve "Gerçek olan adalet muhakkak er geç ortaya çıkacaktır" dedi. Adalet karşısında boynunun kıldan ince olduğunu söyleyen Kıhç, "Benim ipimi 1980'de zeytinyagıııın içine koydular. Ama sayın yargıçlar siz onlara yol vermediniz. Oyunlannı bozdunuz" dedi. MAL BİLDtRİMİ "Eroin kaçakçıbğı yapmış olsaydım şimdi ileride hayatımı kurtaracak servetim olurdu" diyen Kilıç, kendisinin mal varlığının 20 milyon lira olduğunu öne sürdü.İstanbul'da 25 metre karesi kitaplık olan 110 metre kare bir evde oturduğunu belirten Kıhç, kardeşinin 1976 model bir Mercedes arabası, ailesinin ise iki arabası bulundugunu, iflas eden bir bankada 3 milyon lirası olduğunu bildirdi. Tahliye edilmesi halinde kimseden hesap sormayacağı konusunda da şeref sözü veren Kıhç, içkili bazı kişilerin evli olan 21 yaşındaki kızınm evini bastıklarını, kapısını kırdıklannı ileri sürdü. "Biz vatan haini olsak sokak aralarında kafamıza sıkılacak kurşuna da razıyız" diyen Kıhç, kendisinin Mafya olmadığını da belirterek, "Biz kimlerin Mafya olduğunu büiyoruz. Bunları anlatacagız. Karanlık yerlerde sığır kellesi gibi insan kellesi alıp sattılar. tbrabim Ural'a biz oy verdik. Mehmet Ağar, Sadettin Tantan, bunlara saygı duyuyoruz. Ama bazılan 100200 milyonluk ihalelere için adımı kullannuşlar. Ben devletin bir kuruşunu almadım. Ben Mafyadan, kumarhanelerden aldım, bunu halkıma harcadım" diye konuştu. Devlet büyüklerine karşı "thanet dolu mektuplar" yazmadığını da belirten Kıhç, Balina adlı gizli örgüt adına mektuplar da yazmadığını söyledi. Şükran Ketenci'ye Milliyet'ten transfer önerileri gelince şu karşılığı vermiş: Kusura bakmayın, gelemem. Ben şimdi DİSK davasını izliyorum! Kendini ışine vermiş gazetecinin gözü. parayı pulu görmez. ilhan Selçuk telefonda: Senı kutlanm Ekmekçi, dedi, Ali Nesirile ilgili davayı izleyıp, iyiyansıttın... Sağol, dedim, Bu sözlerin bana ödül yerine geçti... Gazeteci, bir olayın üstüne gittıği ya da yansıttığı zaman, yankılan ölçüsunde kıvanç duyar. Bu yankılar olumlu da, olumsuz da olabiiir. İstanbul'dan Avcıiar'dan yazan Doğan Oğuzer adlı okur, belli ki, bana çok kızmış. 28 ağustos günlü mektubunda özetle şöyle diyor: "Sayın Ekmekçi, Gözünüz aydın, Al! Nesin terhis olmuş. Siz de kurtuldunuz, biz de kurtulduk. Bu kurtulmadan siz memmun olmayabilirsiniz. Hani yazacak konunuz azaldığı, Konya'lara Isparta'lara gidemeyeceğiniz için. Sayın Ekmekçi, saka bir yana, Türkiye'de yazı işlerı müdürlerinin. yazarların, dernek yöneticilerinin, şarkıcıların vb.nin 24 yıl yattıktan sonra aklandıklan, ya da en az 58 yıla mahkum oldukları bir ortamda, disıpiinsızlik iddiası ile 2 kişinin 2 ay tutuklu kalmasının kıymeti harbiyesi nedir ki? Ali Nesin, Azız Bey'in oğlu olmasa. ayni duyarlılığı gösterecek miydiniz? Hiç sanmıyorum..." Ofcurun bana kızan mektubunu okuyunca. düşündüm. Çarpıcı haberter, gazetelerın manşetlerinde gösterilir. Bir trafik kazasında ölü sayısna ya da kazayı kimin geçırdiğine bakılır. Sade vatandaşın trafik kazasında hafif>aralanması, haber bıle olmaz. Eski gazeteci arkadaşım Celalettin Unlü, kavşakta, trafik lambalarına bakarak geçerken: Çabuk geçelim Ekmekçi, yoksa gazetelerde tek sütun oluruz derdi. Ölüm haberimız tek sütunda çıkacak yani! Gerçek bu. Eskiden bir gazeteciye kelepçe takıldı mı, gazetelerde üç sutuna haber olurdu. Bir asistan görevinden alındı mı, manşet. O denli yalnızlaştı ki toplum, uyandırabilmek için ne gerekiyor bilemem .. Duyarsızlık karşısında, İstanbul'daki 'Sinagog kırımı(katliamı)" bıle kaç para? Haftaya görürsünüz, gazetelerın eteğine inecektir. İstanbul arsaları Araplara satılırken, bu toplu kırımların olabileceğı bile yöneticilerin usuna gelmeliydi. Eskiden, Türkiye'deki azınlıkların Mecliste temsilcileri, milletvekillerı vardı. Ûlkenin yüzde 99'u "Müslüman" diyerek, bu kafayla, Rumlann, Ermenilerin, Yahudilerın Meclise temsilci göndermeleri kalktı. Rum mağazalarına baskın olayı 67 eylülde Demokrat Parti iktidannda oldu. Bir ülkenın vatandasları, orada yaşayanlar, hangi dili konuşurlarsa konuşsunlar, hangi ırktan, hangi dinden olurlarsa olsunlar, eşit koşullarda yasarnalıdırlar. Bunların can güvenliklenni sağlamak, devletin görevidir. İş başındaki hükümetlerin görevıdir. Bugünkü iktidar, bu görevleri yerine getirememekte, ne mal, ne can güvenliği sağiayabilmektedir. Işte, iktidarlann aciz kaldığı noktada basının görevı sürmektedir. Ankara'da Milli Eğitim Bakanlığı, dört yıl egitim verdiği yüzlerce müfettışe görev vermemekte, onlan açlıkla karşı karşıya bırakmaktadır. Hasan Sağlam döneminde, yani 12 Eylül döneminde, "sizi denetçi (mufettiş) yetiştireceğiz" diye, ilkokul öğretmenlerini toplamışlar, dört yıl eğitımden geçırmişler, sonunda bunları "müfettişlik" sınavına tutmuşlar. Müfettiş olmak için hiçbir engelleri yok. Kimilerine, sınavda sorulan sorulardan birkaçı şöyle: Hazreti Hamza'nın dişı bangi savaşta kınldı? 'Din ve Ahlak Kultürü' dersinin asıl adı nedir? Hangi yazarlann kilaplarını okuyorsun? Dağ başında, güneşsiz bir günde kıble nasıl bulunur?" Denetmenler (Müfettişler) otayına buncağız değindim, yine duracağım üzerinde. Bu haksızlık önlenene dek arkasını bırakmayacağım... Bugun oğleden sonra, saat 14.00'te, Konya'da Batı Bölge Komutanlığı Askeri Mahkemesi'nde, Ali Nesin ile Sevan Bedros Nişanyan'ın duruşmaları var Duruşmada, Askeri Savcı Yargıç Kıdemli Yüzbaşı VücelGöktaş, esas hakkındaki görüşünü bildirecek. Isparta'daki duruşmada, oradakı askeri savcı, Ali Nesin ile Sevan Bedros Nişanyan'ın yirmi yıla varan hapis cezası ile cezalandınlmalarını istemişti. Askeri savcının esas hakkındaki görüşünü belirtmesinden sonra, Ali Nesin ile Sevan Bedros Nişanyan, savunmanları Velı Develioğlu ile Ayavar Cankara savunma yapacaklar Daha sonra. büyük olasılıkla, duruşma yargıcı Kıdemli Yüzbaşı Selçuk Şimşek, kararı açıklayacak. Türkiye'de Ali Nesin ile Sevan Bedros Nişanyan'ın davası, hemen hemen yalnız "t.nkara Notlan"nda geçerken, dünyada çok geniş yankılar yaptı. "Uluslararası Af Örgütü", "Helsinki Watch" dava ile ilgilenerek, bilgı toplamaya giristı. Kısa adı AMS olan "Amencan Mathematical Society" Amerikan Matematikçıler Derneği'nin insan Hakları Komitesi Başkanı Prof Davis Chandler'm VVashington Büyükelçisi Şukrü Elekdağ'a yazdığı mektup elime geçtı. Prof. Leslie Joshua ile Prof. Davis Chandler'm adreslerinin de verildiğı mekıupta, Elekdağ'a şöyle deniyor: "Ekselanslan, Genç Tiirk matematikçisi Ali Nesin, araştırma alanında buyiık bir saygınlığa sahiptir. Mesiektaşlan ve arkadaşlan, agır suçlamalar altında lsparla'da yargılanma>ı bekledigi haberi Uzerine derin kaygıya kapılmışlardır. Bovle bir durum. uluslararası dıueyde tüm matematikçileri ilgilendirecek bir konudur. Bu nedenle sizden, Dr. Nesin'in tulukluluk koşullan ve hakkındaki davanın evreleri (safhalan) hakkında ivedi bilgi rica ediyoruz. Bu konudaki y«nıtınızı... adreslerine gönderebilirsiniz. Bu konuya göstereceğiniz Ugiye buyük deger verdigimizi bilmenizi isteriz. Saygılanmızla" Bundan başka, Amerika'da Wesleyan, Princeton, Rutgers, İllinois, Connecticut üniversitelerinin de aralarında bulunduğu sekiz ünıversiteden dokuz öğretim üyesi. Başbakan Turgut Özal'a yazdıkları 27 ağustos tarihlı mektuplarında özetle şöyle dediler: "Saygıdeğer Turgut Özal, Türkiye Başbakanı, BaşbakanlıkAnkara, Sayın Ekselans, Bızler, Yale Üntversitesi'ndeki çalısmaları sırasında Dr. Ali Nesin ile meslektaşlık yapanlar. onun durumu hakkındaki endişelerımızı saygı ile bildiririz... O matematik topluluğumuzun parlak ve çok değerli bir üyesidır. Ve biz onun meslek yaşamına tekrar başlaması için büyük bir sabırsızlıkla beklemekteyiz" (Princeton Üniversitesı'nden Prof. Zoe Chatzidakis ve 8 arkadaşı) Yine, aralarında Amerikan Matematıkciler Derneği İnsan Hakları Kcmisyonu'nun Başkanı Davis Chandler'm de bulunduğu, yedi ünıversite öğretim üyesi, Başbakan Turgut Özal'la, Genelkurmay Başkanı Orgenaral Necdet Ürug'a uzun bir mektup yazarak, olayın geniş bir özetinı yaptılar. 'Konu komitemiz ve Uluslararası Af Örgütü'nce incelenmektedir" dediler. Yargılama sürdüğü için, ayrmtılara girmiyorum. Haberini vermekle yetiniyorum... UGUR MUMCU (Baştarafı 1. Sayfada) GOZLEM SHP Genel Başkanı Sayın Erdal İnönü ile iki gündür İzmir ve Manisa'nın ilçe ve köylerini geziyoruz. Buralardaki "halk" gerçekten İnönü'ye karşı çok sıcak sevgi gösterilerinde bulunuyor. Hele Gördes'teki karşılamada, İnönü ile halk arasındaki iletişimin nasıl sıcak duygu köprüleri ile kurulduğunu görseydiniz, "Bu iş tamam" derdiniz. Ancak görüyorsunuz; aynı halkın bir parçası da Özal'ın peşinde... Sayın İnönü ile geziye katıldıktan sonra şu izlenimi kolaylıkla ediniyorsunuz: inönü'nün sınırlı sanılan konuşma yeteneği çok kısa sürede kırk yıllık siyasetçilerin düzeyine gelmiş bile... Soma'da ışçilerle konuşurken tam bir sosyal demokrat lider gibi işçileri coşturuyor... İnönü'nün çok yalın bir mantığı var. "Eğer" diyor, "ANAP'ın üç yıllık politikasını beğenmiyorsanız biz& oy verin!" Sonra da parlamentoda çoğunluğu oluşturmanın niçin gerekli olduğunu anlatıyor. Görüşlerini anlatırken kimseye çatmıyor. Köy kahvelerinde yurttaşlarla konuşurken de çok ilgi topluyor. Yörenin başlıca sorunlarını apaçtk bir dille anlatıyor. Bu sorunlara nasıl çözüm yolu öngördüklerini de yine yalın bir dille açıklıyor. Öteki muhalefet partilerine hiç ama hiç çatmıyor. DSP konusu açılmca, "DSP de bir sosyal demokrat parti. Onunla tartışmaya girmiyoruz. Onu sevenler de var. Biz, sosyal demokratlann birleşmesini istiyoruz" diyor. Benim dikkatimi çeken nokta İnönü'nün babasının adından ve ününden yararlanıp, İnönü soyadını bir sömürü aracı olarak kullanmaması. İnönü'nün yerinde bir başkası olsaydı, kimbilir, babasının adını ballandıra ballandıra nasıl da bir sömürü konusu olarak kullanmaya kalkardı? Gerçi kendisine iiderlik için başvuranlar İnönü'nün mezar taşına sığınmışlardı; ancak Erdal İnönü, soyadının bir siyasal kalkan olarak kullanılmasını hiç istemıyor Gazetecilıkteki ününü büyük ölçüde İnönü'nün damadı olmaya borçlu olan ve bu akrabalık ilişkisini sonuna kadar kullanmaya çalışan bir Metin Toker ile Erdal İnönü'nün davranışlarını yan yana getirseniz, bu soylu davranışın, erdeme ve onura susamış siyaset ahlakımız için ne derecede önemli olduğunu anlarsınız! Bu gezilerde köy kahvelerinde karşılaştığım yurttaşlarla konuşuyorum. Hepsi de daha önce CHP örgütünde çalışmışlar. 1973 seçimlerinde dağlara, taşlara "Umudumuz Ecevft" yazanlar da bu yurttaşlar. Bugün tek endişeleri, bölünmek. Sayın Ecevit'in SHP'ye yönelttiği eleştirileri de haksız buluyorlar. En çok da yıllarca egemen çevrelerin Ecevit ve yandaşlarına yönelttikleri suçlamaların bu kez Ecevit tarafından SHP'ye çevrilmesinden yakıniyortar. Ben de dilim döndüğü kadar anlatmaya çalışıyorum. Particilik konusunda "tekelcilik" olmaz. Dileyen partisini kurar ve seçimlere katılır. "Sol" adına karşınızda iki seçenek var. Birinden birini seçeceksiniz ve bu seçiminizle 1988 seçimlerinde sosyal demokratlann hangi partinin çatısı altında toplanması gerektiği konusundaki ilk işareti de vereceksiniz... Üstelik bu seçim sistemi büyük partilere yeşil ışık yakıyor. Solun oyları yüzde 4O'ı aştı mı, sosyal demokratlar büyük çoğunlukla iktidara gelecekler. Sağ partilerin bu kadar parçaya bölündüğü bir Türkiye'de sol ilk kez çoğunlukla iktidar olmaya adaydır. Öyle ise DSP ve SHP'yi birleştirecek olan halktır, sosyal demokrat tabandır, emekçi sınıf ve tabakalardır. Erdal inönü'nün gezileri sırasında Manisa adayı Prof. Pakdemirli'nin uçağı tepelerde dolaşıyor. Yoksul köylülerin bir kısmı da bu uçağa gönlünü bağlamış! "Halk"m bir kısmı da Pakdemirli'nin, Atilla Yurtçu'nun ve Keçeciler'in peşinde... Bütün zenginler ANAP'a, bütün yoksullar da SHP'ye oy verseler işler ne kadar kolaylaşırdı? Bütün güçlük de bu çelişkiyi halka anlatmak değil mıdir? MANİSA'DAN HİKMET ÇETİNKAYA (Baştarafi 1. Sayfada) SHP, şölen düzenledi CHP'nin kuruluşunun 63. ydı kutlanıyor İstanbul Haber Servisi Kapatılan CHP'nin kuruluşunun 63. yıldönümü bugün SHP örgütleri tarafından kutlanacak, Atatürk ve İsmet İnönü'nün anıtlanna çelenkler konulacak. "Sosyal demokrat düşüncenin partileşmesinin" 63. yıldönümü dolayısıyla SHP İstanbul il örgütü, Vatan Caddesi'ndeki Lunapark Gazinosu'nda saat 19.30'da "Dünden Bugüne Sosyal Demokrasi Şdleni" düzenledi. Şölenin tüm partililere ve >oıntaşlara açık ve ücretsiz olduğu bildirildi. SHP örgütü bugün saat 10.30'da Taksim Atatürk Anıtı ile saat 11.30'da da Maçka İsmet İnönü anıtına çelenkler koyacak. SHP İstanbul İl Başkanı H.Fehmi Güneş, "sosyal demokrat düşüncenin 63. yıldönümü" dolayısıyla Perapalas Oteli'nde "63. Yıl Kokteyli" verecek. İstanbul'daki kutlamalara eski CHP İstanbul belediye başkanları, SHP İstanbul milletvekilleri ile sendikacılar, gazete temsilcileri ile bazı sanatçılar davet edildi. "Padişahı. şeriatçılığı değiL Atatürk şılaşrı. SHP adayı Yalçın Milli, seçim ariımetığıni çok iyi lanıdığı bu vöreçü'yü seçin." ipliğe dizilip sarkılılmıştır. Pamuk, nin sosyal ve ekonomik yapısmı çözInonü, traktör romorkunun ıçine Gedtz Ovası 'nın aşağılarmda boy atduğunden olsa gerek hayli umuılu rms, çeltikte orak zamanı gelmiştır. konulan bir kürsüde konuştu. Seçim görünuyordu. Demirci ve Gordesyöotobusünden inerken kendisini Ama Ege'nin "uur durak bilmeyen" resının İsmail Ozdağlar olayını unutkırsal kesim insanı yine tarlada. trakomuzlara almak ısteyenlere karşı çık madığı bir gerçek. Bu yuzden torde yeni bir hasat donermnin ba lı. Konuşması, oldukça etkiliydi. Ko ANAP'ın lelaşı son günlerde bir hayşında, ortasında ya da sonundadır. nuşurken vurgulamalara ozen gosıe lı artmış gibi gozukuyor. Çunku bu topraklar yılın on ıkı ayı riyor, Turkçeyi sade bir dille seslen İnonu, Golmarmara 'ya gece yarıdiriyordu. İnonu 'nün Gördes konuş sı gırdı. Insanlar o saallerde ayaklayürürt verir. masını dinledikıen sonra, öncekı ya dılar. SHP Genel Başkanı burada BağKur sigortalıları 1 Ocak 1986'da yürürlüğe giren 3235 sayıBu yuzden poiilika yapmak biraz zılarımızda sık sık yineledığımiz "7i/lı >3sa ile sağlık >ardımlan kapsamına alınmışlardır. \ksa ile "saglık zordur bu mevsi'r Hele SHP Genel tuk konuşuyor, kitleleri etkHemiyor" yaptığı konuşmada şöyle dedi: sigortası hizmetkrinin kademeii olarak" götürülmesi ve "üç yd içinBaşkanı Erdal İnonu gibi yalmzsa gibi eleştirilerimiz aklınnza geldı. Bu Bugüne kadar sizin için yapnız, üslelik bir de milletvekili adayıy gelişmenın nedenini sorduğumuzda mak isıediklerimizi yapmaya gücüde bütün yurtta uygulamaya" konulması vurgulanmıştır. İlk aşamüz yetmiyordu... santz ışinız çok daha zordur. Asıl gulümseyerek "Gazeteleri okuya mada uygulamamn "1/1/1986 tarihinden geçerli olmak üzere BinTopluluktan sesler yukseldi: olan zoru yenmek; SHP'ye umuı göl, Bolu, Burdur, Giresun, Isparta, Konya. Kütahya, Manisa, Niğokuya öğreniyoruz " yanıtını verdi. Bundan sonra yetecek... bağlayan yığmlann kaderinı değıştırBızleri hem iğneledi hem de eleşürıde, Tekirdağ ve Tokat illerinde başlatılması" öngörülmüştür. mekse, orgutün de dimdık ayakla İnonu 'nün keyfi yerindeydi. Bellerımızi kulak arkası etmediğini vurSağlık sigortası yardımlanndan, durması gerekir. Buntar da elbel bir guladı. ki tum yorgunluğunu unutmuştu... a) BağKur sigortalılan ile eşleri. bakmakla yükümlü oldukları lik, beraberlık ve dayanışma ile otur. Konuşmasına devam etti: çocukları, ana ve babalan, Biz iktidar olduğumuzda, ZiraManisa 'da ara seçimin hangi parErdal İnönü, hoşgörulu, sevecen. b) Yaşlılık ve malullük ayhğı almakta olanlarla, eşleri, bakmakla at Bankası'nı tekrar küçük üreticiyi Çevreşinde olup biıenleri yakından li lehıne sonuçlanacağını loplantıla koruyan bir banka haline getireceğiz. yükümlü oldukları çocukları, ana ve babalan, izliyordur elbet. lzmir SHP örgutü rı izleyen kalabalıklardan yola çıka Bizim iktidarımızda yasaklar otmac) Ölüm aylığı almakta olan, dul eşler ile çocuklar, ana ve banün başıboşluğunu, Manisa'nın vur rak. yoıuıntiiıtluts. iets soııu±tuı uu^ı* yacak. Kişisel yasaklar kalkacak. balar yararlanacaktır. dumduymazlığmı, Burdur'daki iç he rabılir. SHP ve DYP her ne kadar : Erdal İnonu, dun sabah Manısa "Sigortalı tarafından evlat edinilmiş, tamnmış veya neseb'i düsaplaşmayı sezmlemıştir sanırız. Bun "Biz kazanacağız" deseler bıle da kurtuluş gunü törenlerıne katıldı. ların yanı sıra Denizli, Muğla. Aydm,ASAP'ın tabanda soz sahibi olduzeltilmiş yahut babalığı hükme bağlanmış çocuklan ile sigortalıIsparta, Anıalya orgütlerının dina ğunun bılıncindeler. Iklıdar olanak Çalışma ve Sosyal Guvenlik Bakanı nın ölümünden sonra doğan çocukları" da sağlık yardımı kapsaMusıafa Kalemlı ve ANAP adayı mizmine de belki şaşınp kalınışıır Er ları kırsal kesımde camı yaptırma mı içine alınmıştır. dernekleriyle, Kuran kurslarına de Ekrem Pakdemırlı'yle el sıktştı. dal inönü... Oysa bu yorelerde ara seBağKur sigortalıları ile eşlerinin ve sigortaünın bakmakla yü°in uzanan bir hizmet kervanı tçinManisa'dan, Çobanisa'ya geçen çım yok. kümlü çocuklan ile ana ve babalannın sağlık yardımından yarar..'. kullanılıyor. Bu hizmet turu de İnonu, yağmur altında Turgutlu'ya Neyse bunları bir kenara bırakıp ciinsel öğelerir, ağır baslığı yorelerde lanabilmeleri, sigortalıların "en az sekiz ay eksiksiz sağlık sigorgırdı. Atatürk Bulvarı'nda seçim otoManisa gezısine donelim. Muraaıye etkıli oluyor. tası primi ödemiş olmalan, sağlık ve sigorta prim borcu busünden ınen SHP Genel Başkanı yakmlarmdakı buruk karşılama, Sabulunmaması" koşuluna bağlanmıştır. İnonu, kalabalık biryurtlaş topluluruhanlı 'daki şaşkmlık, Soma 'da coşGordes'len sonra Deıttirci ilçesin ğunca karşılandı. ANAP ılçe orguBağKur sigortalılan, bulunduklan basamak üzerinden ödemekte kuya donuşlu. Hele Gordes'e girildi df de ilgıyle karşılandı Erdal Inonü. tünün içinde ve dışında bulunanlar oldukları "^o 20 oranında prim tutarının yanı sıra, "Jo 12 oranında ginde sankı yer yerınden oynadı. İn Devlel eski bakanlarmdan tsmail Öz İnönıı'yü alkışladılar. SHP ilçe merda sağlık sigortası primi ödemek durumundadır. sanlardakı o heyecam, coşkuyu bil dağlar'ın doğup buyüdüğu yer olan kezinin balkonundan konuşan İnö"Sağlık yardımlan, ayakta ve yatarak yapılacak tedavilerde gemem nasıl anlalsak? Demırci'de böylesıne bir coşkıı nu özellikie kırsal kesım sorunlanna rekli muayene, telkik, tahlil, müdahale, ameliyat ve tedavilerdir." Gördes'in nufıısu 9bin 500. Tutün SHP'lileri oldukça eıkıledı. Sağ par değıırdı. Konuşması sık sık "SHP Öngörülen bu sağlık yardımlan BağKur sigortalısırun sigortave halıcılık yorenin geçırn kaynağı. tilerin kesin bir oy deposu olarak bı iktidar" sozleriy/e kesılen Inonü dalılık niteliğini yitirdiği "aylık alanlann ise. gelirden çıktıklan la100 araçlık konvoyla karşılaına loreni lınen Demırcı 'de SHP lıderı Inonu ha svnnı Ahmetli ve Urganlı'ya uğdüzenleyen Gordesliler, ilçenın gin yegosterılen ılgı ASAPiçm belki bir rayurak Sulıhlı ye gıltı. rihlen itibaren doksan gün içinde meydans» gelecek hastalık halleşme "Inonü hos geldin" yazmışlar tehlıke işarettydı. rinde de" sürecektir. Turguılu 'daki kalabalık belki dı. Krınııılıirın halkonlannıla ise iki SHP konvoyu yol boyuncu sık sık "Her hastalık için yapılacak sağlık yardımlan, hastanın iyileşSHP'lileri olumlıı eikileyebılır. Antı bez JJIŞ dıkkalı t,ekıyordu: "Özal ASAPiktna bolge milletvekili adayı paruntez bt'lırtelıııı dun Turguılu 'nun mesine kadar" sürecek, yatarak yapılacak sağlık yardımlan ise, "teden alacak, tek el halkın olacak". Mehınet Keçeciler'in konvoyu ite karpazurıydı. daviye başlanan tarihten itibaren altı ayı" geçemeyecektir. ÇALI^ANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL BağKur ve sağlık sigortası
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle