19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 2 EYLÜL 1986 taya atılmasından ve buna benzer obur bazı konuların ileri surulmesinden dolayı tepkisinı hissettırmek için Sovyet hükumetinin bu yollara başvurduğu tahmin edilebilir. Gerçekten Sovyet hükumetinin yadırgadığımız davranışları, bu maksatlardan mı kaynaklanıyor; yoksa daha başka amaçlan mı gutmektedir? Kesin bir şey söylemek mumkun değil tabii. Ancak şayet maksatları, anladığımız anlamda tepkilerinı belli etmek ise, kullandıklan yöntemlerin geçerliliğini ve etkinliğini tartışabilecek durumdayız. Bu tur davranışların Turk kamuoyunda bıraktığı izlere baktığımızda, bunlann beklenen etkıleri sağlamadığı açık olarak anlaşılmaktadır. Türk kamuoyunun bu konuda gösterdiği dikkat ve duyarlılık, iyi komşuluk ilişkilerinin sürmesinin ve kuvvetlenmesinin değişik bir yaklaşım istedığine işaret etmektedir. Bu ilişkileri kurmak ve surdurmek için, her iki tarafın tutarh çabalan olmuştur: Bu önemli siyasi yatınmın yararsız hale getirümesi, harcanması, "çarçur edilmesi", bir kayıp olacaktır. SONUÇ Yukanda belirttiğimiz gibi, çok karmaşık dengelere dayanan bugünku Avrupa duzeninde, Karadeniz'de detant politikasının rolu vardır. Moskova'daki yeni iktidarın, Sovyetler BirliğTnin iç sorunlannı değişik bir açıdan ele almak kararında olduğu gibi, dış politikasını da bir revizyona tabi tutmak gereğini duyduğunu gozluyoruz. Ümit edilir ki, eski pozisyonlar gözden geçirilirken bölgemizdeki iyi komşuluk siyasetinm özellikleri, koşullan ve kısa donemdekı çıkarları aşan yararları, gerçekçi bir değerlendirmeye bağlanır. numuzun dışında kalıyor. Burada belirtmek istediğimiz nokta, detant havası esmeye başladıktan sonra dikkatli bir tutum içinde Çok karmaşık dengelere dayağanJfrugünkü Avrupa dvzeninde, Karadeniz'de çok hassas bir bölgede yürutulen detant politikasının rolü vw^ht Moskova'daki yeni iktidarın, Sovyetler Birli komşuluk ilişkilerinin, Avrupa ği'nin iç sorunlarını değişik bif açıdan elejâmak kararında olduğu gib'ı^ dış kıtasında iyi kotu surdürülebılen istikrann fni duyduğunu gözlüyoruz. Ümi duzen vebir katkı korunmasına politikasını da bir revizyona tabî tutmak önemli oluşturduğu 'n bölgemizdeki iyi komşuluk si gerçeğidir. Turkiye"nin bu durudedilir ki eski pozisyonlar gözden geçğ y.asetinin özellikleri, koşulları ve kısa deki çıkaglprı aşan yararları, ger mun surmesini sağlamak için sarfettiğı çabalar kuçumseneçekçi bir değerlendirmeye bağlanır. mez. Ve anımsamak gerekir kı uç dort yıl önce, detantın artık i$lerliğini kaybettiği kanısının ısrarla ileri surulduğü bir dönemSon zamanlarda, Sovyet huurkiye'yajpFarşı cephe almak ve minde, Sovyet basınının yoğu de, Türkiye bu konuda müttefikkümetinin ilişkilerimizi ilgilendive yöntemli olarak Türkıye aley baskı kupanmak gibi davranışlerinden ayrılarak uluslararası ren bazı davranışlan, zihinlerde hinde yüruttuğü şiddetli kam lardar^ler zaman kaçmmıştır. forumlarda, detantın her şeye sorular yaratmıştır. Kanımızca panya, 1960 yılının mart ayın "Çıkarlarını doğrudan doğruya karşın devam ettirilmesi gorüşubu davranışların, uzunca bir tada Turk başbakarunın (o tarihte ilgilendiren sorunlar"dan, özelnü savunmuştur. Kendi bölgesinrihi dönem içinde suregelen "iyı Adnan Mendere£) Moskova'ya likle bazı tarıhlerde ortaya çıkan, deki tutumları ile, karşısma çıkomşuluk ilışkileri"nin bozulresmi bir ziyaret yapması husu Kıbns'uı taksimi, yani adanın tükan buyuk güçlüklerden yılmaması veya zedelenmesi sonuçlasunda varılan anlaşmanın kesin mü ile NATO alanına girmesi yarak detanı ümidinin sönmemefı doğuracak derecede ağırlık taleşmesiyle, ani olarak durdurul olasıhğmın, Sovyetler Birliği açısi için elinden geleni yapmıştır. şıdığı söylenemez. Ancak, Sovmuştu (ve o tarihten bugune ka smdan uyandırdığı kaygılan kasyet hükumetinin bu hareketleridar doğrudan doğruya Sovyet tediyorum. StYASAL FELSEFE nin Türkiye'de uyandırdığı tepkımediaları tarafından bu çeşit sisBu uzun tarihsel dönemde olENGEL YARATMADI ler göz önunde bulundurulursa, tematik yayımlar tekrarlanma gulaşan (vuku bulan) yuksek duTurk kamuoyunun yadırgadığı mıştır). Temmuz 1%0'ta yapıl zeydeki ziyaretler vesilesiyle müiyi komşuluk ilişkilerinin datutumların arkasındaki amaçlaması öngörulen ziyaret tabii ger zakere edilen resmi açıklamalaryandığı siyasi felsefe, taraflann n araştırmanın yararh olacağı çekleşmedi; ancak 27 Mayıs yo da, ozel şekilde tanımlandırılan ayrı ittifaklarda yer almalarının, düşunülebilir. Daha geniş bir netimı ve daha sonraki Turk hü "iyi komşuluk ilişkileri"nin antemasların ve her alanda alışveçerçevede, bu çeşit davranışlann kumetleri, ilişkilerin duzeltilmesi lamı, koşulları ve kapsamı, dıkrişin geliştirilmesine engel teşkil ilişkiler uzerinde ne gibi etkiler karanndan ayrılmadılar. Öte katli bir şekilde belirtilmiştir. Bu etmediği göruşunü kabul etmekgösterebileceğine de bakmamız yandan, Sovyet hukumeti, 1960 tedir. Turkiye'nin, topraklarının belgelerden en önemlisi, Helsingerekir. martmdan itibaren belli ettiği tuyer aldığı coğrafi konumda, saki Nihai Senedi'nin imzalanmatum değişikliğini devam ettirmevunmasının ve ittifak üyesi olaBu maksatlarla, ilk önce 3040 smdan kısa bir süre sonra, araye özen gosterdi. 1961 yılından rak yukümluklerinin gerektirdiyıldan beri suregelen "iyi komlık 1975'te, o zamanki Sovyet itibaren gittikçe genişletilen kulği onlemlerin ötesinde, kaygı şuluk ilişküeri"nin tarihçesini, Başbakanı Kosigin'in Ankara'ya tur alışverişinin yıllık protokolu^ndıracak hareketlerden ve ulhiç olmazsa ana hatları ile hatıryaptığı ziyaret sonunda yayımlalere bağlanması, daha sonra gerke savunmasını taşan bağlantılamak konuya bir ölçude açıklık nan komunikedir: Bu metinde iyi çekleştirilen yüksek duzeydeki lardan kaçındığı da gözlenmekgetirecektir. komşuluk ilişkileri, Nihai Senet1 temaslara ortam hazırladı. tedir. tki ulke arasında daha iyi ilişin orta>a attığı yumuşama (deIyi komşuluk ilişkilerinin fikkiler için yapılan ilk temasların, tant) ilkelerine sımsıkı bağlanOLUMLU DEĞtŞME VE riyatı ve uygulanmasınm çizdiği İ9631964 yülannda patlak veren mıştır. DİKKAT bu çerçeve içinde, Sovyet hükuKıbrıs olaylarının zorlayıcı koBu iyi ilişkilere önem veren ve metinin Turk kamuoyunda bazı şullarında başlatıldığı kanısı olYukanda ışaret ettiğimiz tarihbunlann gelişmesi için çaba sarftedirginlikler yaratan hareketledukça yaygındır. Gerçekte Kıbten itibaren Sovyet hukumeti, den Türkiye ve komşusu superrini nasıl yorumlayabiliriz? Bans bunalımı, daha önce ve başresmi tutumlarında, doğrudan devlet Sovyetler Birliği, kuşkusuz şında soyledik, burîlardan her bika etmenlenn de etkisiyle haredoğruya siyasi çıkarlarını tehdit kendi açılanndan değişik düşunrinin, uyandırdığı tepkileri gerekkete geçen bir süreci, ancak hızeden bir sorun çıkmadıkça ve bu ce ve amaçların etkisiyle hareket tirecek derecede üzucu ve yıpralandırmıştır. Soğuk savaş döneaçıdan zorunluk görmedikçe, etmışlerdir. Bunlann analizi ko IyiK< Hiskileri HÂMİT BATU Büyükelçi tıcı olduğunu duşunmuyoruz. Özellikle, Gorbaçov'un Moskova'da başbakanımızı kabul etmemesi olayındaki "suspense"i, olumsuz yorumlara açık bekleyişi, daha çok biz yarattık. Sovyetler, komşuluk ilişkileri devam ettiği halde, kendi açılanndan bu ilişkileri, bugünku koşullarda, Gorbaçov tarafından bir kabulü gerekli kılacak duzeyde gormediklerine dair işaret vermek istediler. Moskova'da bu konuda uygulanan siyasi prtokolun kurallan iyice bilınmektedir. Yadırgadığımız başka bir davranış, Amerikan Kongresi'ne ve Avrupa Parlamentosu'na getirilen Ermeni karar tasarılarıyla uğraştığımız sırada, Sovyet basınında Ermeni militanlan savlannı benimseyen yazılann yayunlanmasıdır. Savaşta duşmanla işbirliği nedenıyle bir toplumun göçe zorlanması kararı gibi bir olaydan dolayı, Sovyetler Birliği'nin başka bir ülkeyı suçlamaya kalkışmasının, garipsenecek bir hareket olduğunu belirtmeye gerek yoktur. Bunun yanında, bir sure önce Sirte Korfezi'nde Amerikan hukümetinin giriştiği operasyon sırasında, Sovyet hükumetinin Kıbns ile ilgili açıklamasında "federasyon" hal çaresine de atıfta bulunmakla beraber; Papandreu'nun kullandığı, "askerİerin geri çekıbnesi önkoşulu" gibi ifadelere yer verilmesi, Turk kamuoyunda kaygılar uyandırmak maksadına bağlanabilir. Yaratılan bu şoklardan bir memnuniyetsizlik belirtisi ve "uyan" amaçlan sezilmektedir. Son yıllarda TurkAmerikan işbirliğinin artmasından; Amerika'nın Ortadoğu'da gırişmek zorunluğunda kalacağı bir operasyon ıçin Turkiye'deki havaalanlarının kullamlması konusunun bazı Amerikan çevrelerinde or PENCERE Askeri Müdahalelerde "Adres"? Cumhurbaşkanı Evren'in 30 Ağustos demecindeki bir tümcesine yüzde yüz katılıyorum. Sayın Evren diyor ki: Bugüne kadar zorunlu olarak yapılan müdahaleterin faturasını Silahlı Kuvvetlere yüklemek isteyenler, adresi başka yerlerde arasalar daha yararlı hizmet görmüş oluhar" •k HESAPLAŞMA BURHAN ARPAD OKURLARDAN 2886 sayılı Devlet Ihale Yasası, 1954 yılında çıkarılan ve yarım yüzyıl uygulanan 2490 sayılı thale Yasası'nı değiştirerek, 1.1.1984 tarihinde yurürlüğe konulmuştur. Çağımızı niteleyen hızlı kitlesel ve değişimsel üretim sisteminde, satınalma (ikmal, tedarik) işi, kuruluşlann beslenme eylemidir. Buna karşın, yürürlükteki yasa da ıhale islerinde ortaya çıkan aksakhkları tum olarak ortadan kaldıramamıs, konuya çağdaş bir düzenleme getirememistir. Yüklenici (muteahhit), bir ihaleye katddığı zaman, birincil amacı kazanç sağlamaktır. İşi zamanmda bitirmek, ülkeye yararlı olmak, kalkınmaya katkıda bulunmak, v.b. amaçların tumü kazançtan sonra gelmektedir. İşi yaptıran kuruluş da işini güvenli bir şekilde ve olağan bir maloluşla yaptırmak ister. Bu karşılıklı ilişkide yüklenici kazanç elde etmeli, devlet de işini zamanmda ve istediği koşullara uygun olarak yaptırabilmelidir. Kanımızca bu yasada yapılması gereken önemli değişiklikler ve bu değişiklikler yapılıncaya kadar uygulanması zorunlu devlet ihale duzeni ozetle şöyle olmaudır: 1) Kuruluşlar, yürürlük;eki yasaların tumüne uygun bir "satınalma stratejisi" ve bu stratejiye uygun bir "organizasyon" geliştirmelidirler. 2) thaleyi yüruten görevlilerin mali sorunlan çozulmeli, "meslek deformasyonu"na uğramış kişiler, tez elden bu görevlerinden uzaklaştınlmah ve işlerle kişiler arasındaki bağlantı olabildiğince azaltılmahdır. 3) Sorumluluk duygusu ile yasal yükümluluk kavramları, birbirlerini destekleyen ve dengeleyen bir bağ oluşturmalıdır. 4) îhalelerde fiyat farkına bakılmaksızm belirli markalara yönelinmesiyle birçok marka pazardaki satış Tamyabildiğim Yanlarıyla... Bayar'ı 1948 ılkyazında Eskişehır'de bir açıkhava toplantısında tanıdım. Tek partılı yonetımden yenı yenı sıyrılma çabasında bir ulke olan Türkıye ıçin o günlerh Sakaryabaşı toplantısı, insanlarımız için de, basın için de çok önemlıydi. Bayar, olçülü konuşması ve davranışlarıylagerektığınde antemlı susmasıyla, günün koşullanna uygun bir polıtıkacıydı. Gazete muhabırlerı ıçın de onemlı bir özelliğı vardı. Demek ıstediğinı kısa kısa yan cumlelerle dile getıriyordu; not alırken bir aracümleyi kaçırsanız, sözlerin bütünü bozulmuyordu. O günterde bant ve benzerı teknik ollanaklardan yoksun gazetecıler için bu özellik çok onemliydi. . Bayar'ın Demokrat Parti genel başkanı olarak yaptığı gezılerde ilk önemlı olayı 1948 aralık ayında Oüzce'de yaşadım. Yağmurlu bir gündü. Bayar, konuşmasının sonlarında lyıce heyecanlanarak: "Bu uğurda ıpı dahı goze almışız!" dıye bağırmıştı. Ogune kadar yumuşak ve ölçulu konuşmuş olan Bayar'ın bu sözlerı CHP ıktidarını ofkelendırmiş, Büyük Mıllet Meclisı'nde "ihtilal mı yapmak istiyor bu adam?" sesleri yükselmişti. Demokrat Partilıler, durumu hemen kavrayarak Düzce konuşmasının basına yanlış yansıdığını ileri surerek, yenı bir metni gazetelerde yayımlattılar. Bayar'ın Düzce konuşmasının HalkPartisi'nineden böylesine öfkelendirdiğini bırkaç yıl sonra bir rastlantıyla çözümledim. İnönü'nün muhalefet lıderı olarak yaptığı Ege gezısıne katılanlar arasında, CHP'nın sağ kanadından ve eski Millı Eğitim Bakanı Reşad Şemsettın Sırer de vardı. Inönü, İzmir'de görtsemli törenlerle karşılaşınca, Demokrat Parti iktidarı, engellemeter düzenlemeye başlamıştı. Toplantılar ve konuşmalar dağıtılıyor, sozleri yarıda kesilıyordu. Özellıkle Manısa'da büyük olaylarçıkmış, İnönü'nün kaldığı ev, koruma gerekcesiyle kordon altına alınmıştı. R.Ş.Sirer bir ara öyle sinırlendı kı "Kabahat Inönu'de!" diye sesinı yükselttı ve İnönü'nün Bayar'ı Çankaya'ya çağırarak Demokrat Parti'nın kurulması konusunu görüştüğünu, anlaşmaya varıldığını oldukça ayrıntılı anlatmıştı. 19461950 yıllarında Millet Partililerin sık sık ıleri sürdüğü "Muvazaa" savı yetkili bir politikacı tarafından doğrulanmış oluyordu. Cumhurbaşkant olarak DP işaretli bastonuyla dolaşan Bayar'la karşılaşmam çok seyrekti. 1950'nin iktidara geliş atmosferinde Yalova'dan Istanbul'a geliyordu, yönelttiğim soruyu "Atatürk her şeyı öyle güzel çözümlemış ki, bizlere yapacak pek bir şey kalmamış!" dıye ve gülumşeyerek cevaplamış, sonra Hacı Omer'i ziyaret etmıştı. Hacı Ömer'in Demokrat Parti'ye paraca yardım ettiği söylenırdi. Bayar, 'İttihatçılar'ın 'Fırkacılık', 'kulısçılık' politikasının uygulayıcısıydı. Demokrat Parti Genel Başkanı olarak ülkeyı 19501960 yıllannda böyle yönetti. Menderes'e karşı Sıtkı Yırcalı'yı, kımi zaman Prof. Fuat Köprülü'yü öne surerek!. Bayar'ı en son Yassıada duruşmalannda birkaç saat gördüm. Duruşmaların ilk oturumuydu. Basın trıbunünde oturuyordum. Salon boştu. Az sonra kapılar açıldı ve sanıklar, boşlukta yüruyen bir kalabalık olarak, ağır ağır gelmeye başladılar. Bir dönemin ünlü ve yetkili kışileri değil, bir 'Golgeler Ordusu' gıbıydiler. Öylesıne sessizdiler kı, ayak sesleri bile duyulmuyordu. Az sonra oturum açıldı ve sorgular başladı. Hepsı ezık, sınmiş, yıkılmıştı. Başkan Salım Başol'un üst perdeden ve sık sık paylarcasına yaptığı sorguya ise tıtrek sesle ve "Reis beyefendi!" diye, karşılık veriyorlardı. On yıl süreyle ülkeyı sorumsuz(Arkası 8. Sayfada) Devlet Ihale Yasası ve bazı öneriler şansını yitirdiğinden, seçenekli malzeme olanaklan araştırılmahdır. 5) Malzeme karakteristikleri, ulusal ve uluslararası ölçuler, satmalmayla ilgili yasal düzenlemeler çok iyi bilinmelidir. 6) Kalite, sipariş miktan, zamanlama konulanna özen gosterilmelidir. 7) Taşıma ve depolama koşullan iyileştirilmelidir. 8) Kullanıcı bilgisi artınimalı ve yarar/maloluş karşılaştırması yapacak bir anlayış yerkştirilmelidir. 9) Satınalma sırasında, en önemli artınmlar (tasarruflar), fiyat üzerinden zorlamalarla elde edilen indirimlerle değil, değerlerin dikkatlice analiz edilmesiyle elde edilir. Bu nedenle, satınalmacılar, harcanan her lira için, en çok yararı sağlamak üzere çaba gostermelidirler. 10) İhale tutanmn yuzde altısı oranındaki kesin güvence (kati teminat), gunumü'zün ekonomik koşullanna göre çok azdır. Bu oran, en az yüzde onbeşe yukseltilmelidir. 11) Idarenin belirlediği yaklaşık (muhammen) bedel ve teslim suresi şartnamede yer almamalı, kuruluşun kendi butçe erekleri için kullamlmalıdır. Teslim suresi ve ihale bedeli yüklenici tarafından belirlenmelidir. 12) İhaleye katılanlar fiyat önerileri ile birlikte, bütün giderlerini kapsayan bir maloluş analizi vermekle sorumlu tutulmalı, zararma teklif veren firma işin başında elenmelidir. 13) Yuklenicilerin, ihale öncesi kendi aralannda anlaşarak fiyatı yuksek tutmalan olasıhğma karşı, ihalelerde önseçim usulü kaldırılmalı, seçim, teklifler verildikten sonra yapılmalıdır. 14) Yuklenicinin kusurundan dolayı devletin uğrayacağı, uretim kaybı da dahil her turlu zarann, yüklenici tarafından odeneceği hakkında bir yasa maddesi uygulamaya konmalıdır. Boylece işi yapmamanın riski yukseleceğinden, olanaklan yeterli ve işi bitireceğine güvenenlerin ihaleye katılmalan ozendirilmelidir. 15) Idarenin teknik elemanlan, yuklenicinin kusur ve noksanlıklarını zamanmda gorüp tanılayacak yeterlikte olmalıdır. 16) Devlet İhale Yasası, KÎTIer ve yerel yonetimler de dahil tüm devlet kuruluşlarını kapsamalıdır. S. TUĞCAY TAYHANt PTT kampından yararlanam lyoruz Sayın PTT Genel Müdüru dikkatine... Efendim biz dört kardeşizBabamız, posta görevlisi olarak PTT'de hizmet vermektedir. 25 sene PTT hizmeti yapmış bir memur ve ailesinin PTT hizmetlerinden yararlanması söz konusu olamaz mı? tstanbul Dragos PTT Kampı, şahıslann keyfi idaresiyle yonetilmektedir. tsteneni ahyorlur, istenmeyeni ise kaptdan geri çeviriyorlar. Saytn Servet Bilgi'nin çabalanyla yaptırılmış, Dragos PTT Kampı'ndan maalesef postacı ve çocukları yararlanamıyor? AYDA ALPAKIN Bugun devletten aldığı ücretle geçimini temin edemeyen, 657 sayılı kanuna göre hiçbir ticari faaliyet gösteremeyen başanlı ve tecrubeli öğretmenler, ozel okul sahiplerinin cazip teklifleri karşısında geriye dönüp ağlayarak istifa ederek devlet okullannı bırakmaktadırlar. Boylece sade vatandaşm çocuğunu okuttuğu devlet okulu aylarca dğretmensiz kaldıktan sonra idealinde öğretmenlik mesleği bulunmayan, ancak hiçbir şey olamadığı için oğretmenliği seçmek zorunda kalan başansız öğretmenlerin elinde kalmaktadır. Bu durum yann hangi felaketleri karşımıza getirecektir! Bugün 10 yıllık yüksek tahsilli bir oğretmenin eline (yakacak ve her türlu yan ödeme dahil) ayda net olarak 6i.000* TL geçmektedir. Ev kirasının en az öO.OOOr TL olduğu göze almdığında oğretmene acımamak mumkün değildir. Bu öğretmen geçim için kanunlara rağmen belediye zabıtalan ile kovalamaca oynayarak gece yarılanna Oğretmenin sorunlan kadar belediye otobus duraklannda karaborsa İETT bileti satacaktır. Hem de kimlere, çoğu zaman ertesi gün sınıfta ders verip okutacağı öğrencisine. Pençesi sökülmüş ayakkabı, solmuş ceket ve yırtık pantalonu ile ayda bir berber yuzu göremeyen bir oğretmenin çocuklara nasıl örnek olabileceğini duşünmek gerekiyor. Evine senede bir gunlük gazete alamayan öğretmen acaba hangi yayınları izleyebilir, hangi kitaplan okuyabilir, hangi aktüaliteden bahsedebilir. Çözüm nedir? 1 Öğretmenlik cazip bir meslek haline getirilmelidir. Öyle ki başanlı lise mezunları ilk sıralamalarında tercih edebilmelidirler. Bunun için: a) Öğretmenlerin aylık ucretleri düzeltiimelidir. b) Devlet tarafından (polis ve askerde olduğu gibi) senede iki takım elbise verilmelidir. c) Lojman ve kira sorunu haüedilmelidir. d) Branşlannda çok başanlı öğretmenler (göstermelik değil) gerçekten ödüllendirilmelidir. 2 Öğretmen yetiştiren kurumlar ancak ve ancak öğretmen yetiştirmelidir. Öğretmen açığı değişik menşeilerden karşjlanmamalıdır. 3 Öğretmenlik mesleği kız verümeyen bir meslek olmak tan kurtanlmalıdır. CAN NAR İSTANBUL "Yarariı hizmet' görmek amacıyla bugünku yazımda askeri müdahaleler ardındaki "adres'i saptamaya çalışacağım. Ama bu iş bir yazıya sığdınlabilır mi? Güncel polıtıkanın şamatasında güme gitmez mi? Henüz 12 Eylül'ün sıcaklığını yaşayan toplumda serinkanlılıkla okunabilir mi? Gerçek şu ki Sayın Evren'in söylediğı gibi askeri müdahalelerde çoğunlukla "adres" silahlı kuvvetlerin ötesinde bir başka yerde aranmalıdır. Toplumbilimin dediği de budur; çünkü yönetime el koyan ordular uzayda yaşamıyoriar. Askeri müdahale nedir? General Von Clausevvitz'in ünlü tanımına göre, "harp, politikanın başka araçtaria sürdürülmesidir." Hiç kuşku yok ki askeri müdahale de siyasetin değişik bir yöntemle sürdürülmesidir. Niteliğı değişik savaşlar olduğu gibi nitelığı değişik askeri müdahaleler de olabılir. Kimi zaman ernperyahst amaçlarla yapılır savaş, kimi zaman ulusal varlığı savunmak, kimi zaman bağımsızlığa kavuşmak için... Askeri müdahalelerın de tümünü tek sepete koyamayız; Portekiz'de Salazar'ın kurduğu diktatörlük rejimını yıkan askeri eylemle Yunanıstan'da albaytar cuntasını iktidara getiren darbeyi bir tutamayız. Askeri darbelerin en zengin laboratuvarı Latin Amerika'dır. Bu laboratuvarda "adres" apaçık görünüyor. Oralarda ordu, ulusal savunmadan çok, iç politikayı silah zoruyla yürütmek için kullanılır. Güney ve Orta Amerika ülkelerindeki klasik askeri darbelerin ardında kornpradorlarla büyük toprak sahıpleri bulunmaktadır. Buna dışa bağımlı sermaye sınıfı da diyebiliriz. Halkta demokrası özlemlerı yoğunlaşarak eyleme dönüştükçe ve sivil yönetırnle antıdemokratik düzenı korumak güçleşince, Latin Amerika generalleri, VVashıngton'dan gelen işaret ve destek üzerine darbeyi vururlar. Latin Amerika'daki askeri müdahalelerin şeması ve mekanizması sıyasal bilimlerin el kitaplarına geçmıştir. • Demek kı askeri müdahalelerın ardındaki "adres'1 öğrenmek için "sınıf" kavramını bilmek gerekiyor Kımilerıne göre "s/n/ftan söz açmak, komünıstliktir, toplumu bölmektır. Oysa 1982 Anayasası ve Türk Ceza Kanunu toplumsal sınıfların varlığını onaylamış ve bir sınıfın ötekı sınıflar üzerine dikta kurmasını yasaklamıştır. Demek kı Türkiye'de toplumsal sınıflar (sermaye ve emekçi sımfları) vardır. İkinci Dünya Savaşf ndan sonra Turkiye'nin Amerikan güdümüne girmesi, askeri müdahalelerın tohumlannı ülkeye serpmiştir. Dışa bağımlı sermaye sınıfını hızla palazlandırmak için iktidara geçen Amerikancıl siyasal partilerin yönetimine karşı emekçi halk haklarını savunmak istiyor. Emekçi sınıflarıyla sermaye sımfları arasındaki çatışma, ekonomik bunalım süreçlerınde buyüyor; ya 27 Mayıs öncesındeki gibi meydanlar dalgalanıyor, ya 12 Eylül öncesındeki gibi anarşı ve teror kabarıp köpüklenıyor. Boylece silahlı kuvvetler için "zorunlu müdahale ortamı" doğuyor. Bu gibi durumlarda, ABD'ye bağlı sermaye sınıfının ordudan istediği hizmet, bir Latin Amerika darbesidir. • Eski Genelkurmay Başkanlan'ndan Memduh Tağmaç'ın toplumbilim kültürüne ilışkin hiçbir işaret yok; ama, rahmetlıye şu sözü söyletmi^lerdir: ' Sosyal uyanış ekonomik gelişmeyi aştı; bunu durdurmak gerekiyor." Halkın sosyal uyanışını ezmeye çalışmak, klasik Latin Amerika darbelerinin siyasetidir. Ancak bu siyaseti yürütmekle görevlendirilen askeri gücün arkasındaki "adres" belli değil mı? 21'inci yüzyıla doğru, Türkiye'de ordunun yurtseverlik görevi, toplumsal uyanışı çağdaşlık yolunda bir aşama olarak sevinçle karşılamaktır. Silahlı kuvvetler, sermaye sınıfının değil, ulusun ordusu olduğundan Türk halkı askerden bu tutumu bekliyor. BAŞSAGUGI Spor Servisimizden arkadaşımız Cem Dalmaz'ın babası MEHMET DALMAZ vefat etti ve cenazesi önceki gün Beşiktaş Sinanpaşa Camıi'nden kaldınldı. Merhuma rahmet, Dalmaz ailesine ve arkadaşlarımıza başsağlığı diieriz. SPOR SERVtSİNDEKİ ARKADAŞLARI İ.E.T.T. Taşıtlar Dairesi Müdürlügüne Yine Veslel'den... Vestel Goldstar PC İş Bıtgısayarı Vestel Goldstar MSX Ev Bılgisayarı Türkiye'de üretllen ilk bilgisayarlar... Vestel Goldstar MSX ve Vestel Goldstar PC. Türkıyenin elektronık ussü Vestel'in dünya standartlarındakı teknolojısı, ustun Vestel kalıtesıyle ulkemızde urettığı ev ve ış bılgısayarları Türkiye'de üretilen ilk bilgisayarlar . Orta, lise, ünıversıte sınav hazırlık programları ve zeka gelıştırıcı oyunlarıyla Vestel Goldstar MSX. Hesaplı ev bılgisayarı Standart PC program ve çevre bırımlerinı doğrudan kullanabılmenıze ımkân tanıyan (IBM uyumlu) Vestel Goldstar PC Hesaplı ış bılgisayarı .. Evınde, ışinde bilgısayardan yararlanmak isteyen herkese, Vestel'in satış sonrası hızmetlerı, servıs/bakım desteğı ve geniş program ımkânlarıyla sunulan bilgisayarlar "İleri teknotojkJen üstün ürüntef!" Bakırkoy, Bahçelievler Basın Sitesi'ne halen çalışmakta olan 97 ve 98 hat numaralı otobüsler Taş Yol*un onarımı sebebiyle sitemize Yayla'dan girmektedirler. Soz konusu guzergâhta minibüs ve diğer otolann fazlalığı nedeniyle otobüslerin buradan geçmeleri bir sorun olmaktadır. Halbuki Taş Yol, onarımı bitip asfaltlanmış ve trafiğe açılmtştır. Yirmi yıla yakm hizmet vermiş bu yola, yeniden otobüslerin girmesi için emir ve müseedelerinizi bekleriz. Basın Sitesı sâkinlerı adtna VECDI TOYGAR ŞENER EÜF UPÇİVi Ölümünün 1. yılında sevgiyle ananz. EŞİ VE ÇOCUKLARI Fotoğrafta görülen babam RAHMİ ACAR 13.8.1986 gününden berı kayıpür. Kendisinde şuursuz hareketler raevcuttur. Görenlerin aşağıdakı telefonlara haber vermelenni önemle nca ederim. Tel: 354 41 60 585 00 28 OĞLU: DAVUT ACAR Bilgisayar alacaksanız Vestel alacaksınız!
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle