17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER helerinde, aynca iç ayaklanmalar yüzünden yurt içinde de savaşlar vermekteydiler. Bundan sonra Mustafa Kemal Paşa'ya bağh güçler yeniden toparlanırlar. Altı ay sonra ocak 1921'de ve nisan 1921'de üç ay ara ile Yunan Ordusunun iki girişimi, Inönü'de Ismet Paşa kuvvetleri karşısında başarısızhğa uğrar. Bu yenilgiler Yunan kamuoyunu ayağa kaldırmıştır: Yüzyıllardır ilk defa ellerine geçen bu en büyük fırsat kaçmak üzeredir. Padişah idaresinin kabullendiği "Sevr"in ve daha önemlisi büyük "Megalo tdea"nın önüne dikilen bu asilerin, yani Kemalistler'in kesin şekilde ezilmesinden başka çare yoktur. Hem de daha fazla kuvvetlenmesine fu*sat vermeden, olabildiğince çabuk.. Yunanistan'dan Anadolu'ya acele ile yeni kuvvetler yollanır, Kral Constantin de Başkomutan olarak (İlk Yunan askerinden iki yıl sonra), 12 Haziran 1921'de Izmir'e çıkar. Ve Yunan Ordusu, tkinci tnönü Savaşı'ndan üç ay kadar sonra Eskişehir ve Afyon yönünde büyük bir saldırıya girişir. 10 temmuzdan 25 temmuza kadar on beş gün süren ve "KütahyaEskişehir savaşları" adını alan bu çarpışmada Türk Ordusu üstün düşman kuvvetlerine yenilir ve Afyon, Kütahya, Eskişehir'i terk ederek zorlukla Sakarya Nehri doğusuna çekilir. Yunan Ordu Komutanı General Papoulas kesin sonucu aldığı kanısındadır, Türk Ordusu döküntülerini kovalamayı gereksiz bulur. Ve kuşkusuz, büyük bir hata işler.. Ama Türklerin hâlâ teslime niyetli olmadıklan anlaşdınca, Kral Constantin başkanlığında 28 temmuzda Kütahya'da yapılan toplantıda, Türk Ordusunun Sakarya'daki kalıntılannın da ezilmesi ve Ankara 1 nın ele geçirilmesi kararına vanhr^ SAKARYA KIYILARINDA Yunan Ordusu bir ayhk zaman kaybından sonra yeniden harekete geçer ve 23 Ağustos 1921'de Sakarya boylannda iki taraf arasında yeniden büyük bir savaş başlar. Aradan geçen şu bir ay içinde Türkler hayret edilecek bir hızla toparlanmışlardır. Meclis Başkaru Mustafa Kemal, Başkomutanhğa getirilmiş, yeni yetişen gençler silah altına alınmış, öbür cephelerden aynlabilen kuvvetler Sakarya'ya yollanmış, "Tekâlifi milliye" (Milli yükümlülük) emirleriyle her türlü silah, cephane, araç, gereç, yiyecek ve giyecege (parası sonra ödenmek üzere) el konmuş, bu yükleri halkın kendi kağnısı ile taşıması zorunluğu getirilmişti. Anadolu bozkınnda tam 22 gün sabahın ilk aydınlığında top sesleri ile başlayıp kavurucu yaz güneşi altında saatlerce süren kanlı ve kıyıcı bir savaş oldu. Tepeler alındı, tepeler verildi. Türk Ordusu Polatlı bölgesinde 10 kilometre, Haymana yöresinde 25 kilometre geriledi, ama direndi. İki hafta sonra Yunan taarruz gücü kmlmıştı. Üçüncü hafta Türk karşı taarruzu başladı. Yunanhlar çekildiler. 65 yıl önce bugün, 13 Eylül 1921'de, yani savaşın 22. günü akşamı, Sakarya Irmağımızın doğusunda bir tek Yunan askeri kalmamıştı. BÜYÜK DÖNEMEÇ Bu zaferden sonradır ki, Sovyet Rusya ile "Kars Antlaşması" imzalanarak doğu hudutları güven altına alınacak (13 Ekim 1921), bir hafta sonra da 20 ekimde Fransızlarla "Ankara Antlaşması" yapılarak güneydeki savaşa son verilecekti. Ve yine bu zaferden sonradır ki, o güne kadar taarruz halinde olan Yunan Ordusunun taarruz güç ve cesareti kırüacak, taarruz sırası Türk Ordusuna gelecekti. îşte bütün bu sonuçlanyla Sakarya, üç buçuk yıl süren Türk kurtuluş mücadelesinde kader belirleyici, yön tayin edici kocaman bir köşe taşıdır, savaşın dönüm noktasıdır. Hatta denebilir ki Sakarya, yalmz Kurtuluş Savaşı'mn değil, yüzyıllardır süregelen bir bozgunun sona erişini vurgulayan bir öneme sahiptir ve bu haliyle Türk tarih çizgisinde büyük bir dönemeci simgeler. Çünkü Sakarya Meydan Muharebesi sayesindedir ki, ta Vinaya1 lardan beri süregelen büyük bir çözülüş ve devamedegelen bir yıkım nihayet Anadolu'nun ortasında durdurulmuş ve ancak bundan sonra bir atılım ve ilerleme dönemi başlamıştı. On ay sonra 26 Ağustos 1922'de Afyon boylannda parlayan ve 9 eylülde îzmir'e varan "Büyük Taarruz", işte bu "Büyük Dönemeç"in ilk müjdeli haberiydi... Büyük Dönemeç: Sakarya Anadolu bozkınnda tam 22 gün sabahın ilk aydınlığında top sesleri ile başlayıp kavurucu yaz güneşi altında saatlerce süren kanlı ve kıyıcı bir savaş oldu. Tepeler alındı, tepeler verildi. Türk Ordusu Polatlı bölgesinde 10 kilometre, Haymana yöresinde 25 kilometre geriledi, ama direndi. tki hafta sonra Yunan taarruz gücii kınlmıştı. Üçüncü hafta Türk karşı taarruzu başladı. Yunanhlar çekildiler. 65 yıl önce bugün, 13 Eylül 1921'de, yani savaşın 22. günü akşamı, Sakarya Irmağımızın doğusunda bir tek Yunan askeri kalmamıştı. 13 EYLÜL 1986. PENCERE Otomobilİş'in Haklı Davası... Bir yanda Türkiye Otomobilİş Sendikası'na bağlı dört bini aşkın emekçi... Ya öte yanda?.. Kimler yok ki? Erdemir (Ereğli DemirÇelik Tesisleri) işverenleri (ki bunlan yönetim koltuklanna iktidar oturtur), MESS (Madeni Eşya Sanayii İşveren Sendikası) patronları (ki MESS'in eski yöneticisi Turgut Ûzal'dır), Çalışma ve Sosyal Guvenlik Bakanlığı (ki kottuğunda Mustafa Kalemli oturur), Özal hükümeti (ki Turgut özal işadamlannın sendika müdürlüğunden ve holding yöneticiliğinden Başbakanlığa gelmiştir), avukatlar, uzmanîar, görünür gorünmez san sendikacılar ve başkaları... Ereğli DemirÇelik Fabrikası'nda çalışan işçiler 1983 yılından bu yana direniyorlar: Bizim sendikamız Otomobiliş'tir, toplusözleşme masastna böyle oturmak istiyoruz. ANAP iktidarı, devletin olanaklannı kullanarak, bürokrasiyi alet ederek, hükümet kararnameleri çıkararak, yasaları hiçe sayarak Erdemir işçisini dize getirmeye çabalıyor, ama, alçakgonüllü, namuslu, yürekli dört bini aşkın alınteri insanı hakkını savunuyor... Ve hakkını alacak. • Oiay, ünlü romancı Kafka'nın icinden çtkılmaz öykülerine taş çıkartacak kadar bürokratik sarmaltara doiandınlmış; devletin yetkili makamlan işçilerin namuslu bir sendikada örguttenmesini engellemek için kullanılmış; dosyalar bir deve yüküne ulaşmış, denetlemeter, davalar, raportar, karartar, yaztşmalar, dilekceler ve yanıtlan bir minare boyunu aşmış... Başbakan özal Bey üç yıl önce nasıl müjde veımişti: Bürokrasiyi kaldıracağız.. Güvendiği sendikasıyla toplusözleşme masasına oturmak isteyen işçiye, bürokrasinin akıl almaz engelleri çıkanlmış, yazışmalar bir çuval dolusu evrak oluştuımuş. Peki, olay ne? Söylesem gülersiniz; konu şu: 1) Ereğli DemirÇeiik Fabrikası'nda kaç işçi çalışıyor? 2) Bunların kaçı Otomobilİş Sendikasına kayıtlı? İşte üç yıldan beri saptanamayan, saptanması olanaksız bulunan, mahkemeierde davalara yol açan, özal hükümetine kararnameler çıkartan olay bu... Otomobilİş Sendikası'na, (ki işçiterin çoğunluğu bu sendikaya kayıtlı olup toplusözleşme masasına oturmak istiyor) Erdemir'de yetki vermemek için özal hükümeti devteti seferber etmiş durumda... Ama aynı özal hükümeti, Ereğli DemirÇelik Fabrikası'nın (Erdemir'in) ürünlerini Izmir ANAP il Başkanı Atilla Yurtçu'nun tumikesinden geçirerek Sovyettere satmak için gerekli yolu, bürokrasi mürokrasi demeden şıpın işi buluveriyor. 12 Eylül'de yeniden düzenlenmiş daha üç yıllık sendika yasalarını bile uygulamaya koymamak için çırpınan, devleti işçi üzerine baskı aracı olarak kullanan, garip kararnam9İer çıkararak Cumhurbaşkanı Evren'i de güç durumda bırakan, büyük sermaye yandaşı özal hükümeti, ülkeye nasıl "huzur" getirecek? • Otomobiliş'e bağlı işçilerin Erdemir'de üç yıl boyunca surdürdükleri tutum ve davranış biçimi, demokrasi onuru ve sendikal haklann savunusu bakımından paha biçilemeyecek bir değer taşıyor. Emekçiler davalannı, yüzmuşler yüzmüşler, kuyruğuna getirmişler; bundan sonrast daha kolay... Yasalar onlardan yana. Bu gibi durumlarda sermaye iktkjan gizti tuzakiar kazar. önce işçHer arasında umutsuzluk yaymaya çalışır, emekçieri san sendikaJara aktarmaya bakar. Bu yokJa başan kazanamazsa, işçileri kışkırtır, yasadışı eylemlere surüklemeye, haklı konumdan haksız konuma düşürmeye çabalar. Erdemir'de emekçiler onuriu davalannda yalnız olmadıklannı bilsinler. ANAP'ın devlet demek olmadığı pek yakında vurgulanacaktır. İBRAHtM ARTUÇ Emekli Kurmay Albay Türk Kurtuluş Savaşı'nın, Yunan Ordusunun bir olup bitti halinde Izmir'e çıkması ile 15 Mayıs 1919'da başladığı kabul edilir. llkin silahlı kuvvetlerin zaman zaman doğnıdan katıldığı, zaman zaman da geride durarak desteklediği bir halk hareketi (Kuvayı Müliye) olarak Yunan işgaline karşı başlayan mücadele, giderek genişleyip yayılmış ve sonraları çelik iradeli Mustafa Kemal'in önderliğinde toplu tüfekli savaşlara dönüşmüştü. Bu savaş yalnız Yunanblar ile değildi ki... Tiirk kurtuluş hareketi, batıdaki Yunan Ordusundan başka doğuda Ermeni Ordusunun, güneyde Ermeni gönüllü birliklerinin de kaüldığı Fransız Ordusunun istila tehdidi altındaydı. Bunlardan ayn olarak, KurtuluşSavaşını yürütenlerin başkenti Ankara'ya kadar dayanan ve kanlı bir kardeş kavgasına dönüşen bir de iç ayaklanmalar vardı. 1919'larda başlayıp bütün kurtulu; mücadelesi boyunca süren ve zaman zaman 25.000 kişilik silahlı bir kuvvete ulaşan Rum Pontusçulannın Doğu Karadeniz illerindeki isyan hareketi ise bir başka tehlike oluşturuyordu. Padişah idaresi ile olan çekişmeler ve bazen Anzavur, bazen Hilafet Ordusu halinde ortaya çıkan silahlı kuvvetleriyle yapılan çarpışmalar ise işin bir başka zorlu yamydı. Yani, Kurtuluş Savaşı'nı başlatanlar cephede ve cephe gerisinde sayısız zorluklarla karşı karşıya idiler. Şimdi, yani o tarihten 6570 yıl kadar sonra geriye dönüp bakıldığında, Mustafa Kemal ve arkadaşlannın bunca güçlükler, bunca ağır tehlikeler arasında nasıl sıynlabildiklerine ve o yokluklar içinde bir ordu yaratarak üç buçuk yıl nasıl bu mücadeleyi yürütüp selamete erdirebildiklerine insarun inanası gelmez. Ama, inanümaz şey gerçekleştirümiş ve yabanaların "Kemalistler" admı verdikleri kurtuluş savaşçüan, bu çok cepheli zorlukları teker teker yenmişlerdi. TEHLİKENİN BÜYÜĞÜ Kuşkusuz, dış düşmanlann en kuvvetlisi ve dolayısıyle tehlikenin en büyüğü Yunan Ordusu idi, yani Türkler için Batı Cephesi idi. Üstelik Yunanhlar, Istanbul başta olmak üzere Trakya ve Batı Anadolu'yu kendi topraklanna katmak gibi büyük bir iilküye, "Megalo tdea"ya coşkun bir hırsla sarılmışlardı. Nitekim Yunan Ordusu, Izmir'e çıktıktan sonra, müttefiklerin saptadıklan "Milne Hattı"nda (IzmirAydınManisa bölgesi) ancak bir yıl durabildiler. Sonra haziran 1920'de bu hattı aşarak BursaUşak çizgisine kadar Batı Anadolu'yu ve Çatalca'ya kadar Trakya'yı istila ettiler. Zayıf Kuvayı Milliye ve henüz kurulma aşamasındaki Türk Ordu birlikleri çok üstün Yunan kuvvetleri karşısında zorlukla çekilebilmişlerdi. Bu sırada Türkler Doğu ve Güney cep EVET/HAYIR OKTM AKBAL incekum Incefcum Kulübünüz İncekum'da Şahane bir tatıl Geleneksel konukseverliğimiz ve dostça hizmet anlayıştmız ile Her türlü eğlence ve spor olanağı Club 0 Tozlu Dosyalarda Neler Var?.. "Morga cesedi tanıyıp almaya gittiğimde gördüğüm manzarayı da unutamam. Oğlum tanınacak halde değildi, ona benzetemedim zaten; ama görevli, etiketi göstererek beni ikna effi. Yfen tarafta 2530 tane gencin cesedi vardı. Hepsi kızlı erkekli üst üste yığılmışlardı. Onların arasından oğlumun cesedini aldık" "Kayıp" filminden bir görüntü gibi... Hani Amerikalı baba ile gelin, Şili hapishanelerinde, morglarında yitık delikanlıyı ararlar, sayısız ceset arasında sevdikleri insanı bulmaya çalışırlar... Birden gözümün önüne bu görüntü geldi. Sayısız insan cesedi üst üste yığılmış, ayak parmaklarında kimlikleri yazılı... Sonra da bir çukura atılacaklar... İşkence dosyaları, çözülmemiş cinayet dosyalan ytğınlaria... Pek çoğu sonuçlanmamış. Ne cinayetleri işleyenler belli, ne de işkenceciler!.. 80 öncesinin işleri deyip geçmeyelim. 80'den sonra da oldu bu tür işler, bugün de olmakta.. Ama kimse üstüne üstüne gitmiyor bu tür karanlık gerçeklerin... Gidenler de bir süre sonra vazgeçiyor. Olan o yitiklerin, kurbanların yakınlarına oluyor. Bir yaşam boyu yanıyorlar, içten diştan... Başlarını vurmadıkları yer bırakmiyorlar. Ama sonuç yok yine de!.. Geçen gün bir anne telefon etti. Oglunu ülkücüler öldürmüş. Kimlikleri de o günkü gazetelerde çıkmış katillerin, ama hiçbiri yakalanıp adalet önüne götürülmemiş, hiçbiri cezalandırılmamış. "Ne olur, sizler sık sık bu konuları yineleseniz, bu tür cinayetlerin araştırılması, katillerin cezalandırılması için çaba harcasanız" diyordu anne... Bir değil beş değil. Sık sık karşılaşıyoruz böyle analar, babalar, eşler, kardeşlerle. . Benim de yakından bildiklerim var: Prof. Tütengil olayı bir örnek... Niye öldürdüler Tütengil'i Levent otobüs durağı önünde? Kimler öldürttü? Tetiği kim çekti? Yedi yıla yakın zaman geçti aradan, Tütengil cinayetinin dosyası ne oldu? Bu dosya tozlu arşivlere mi kaldırıldı bir daha açılmamak üzere?.. Neden, niçin? Benim bildiğim her cinayetten sonra bir soruşturma dosyası açılır ve işi bitmeden kapatılamaz o dosya... Ya yazar Kaftancıoğlu, ya Prof. Doğanay, ya Prof. Karafakioğlu, ya Doçent Cömert, ya savcı Öz, daha sayısız öğretmen, aydın, işçi, öğrenci... Bütün bu kurbanların ölüm emrini kimler verdi? Kimler uyguladı? 12 Eylül bütün bu kanlı terör olaylarını önlemek, aydınlığa çıkartmak, sonuçlandırmak için yapılmadı mı? Böyle soylenmedi mi? Türk adalet örgütleri bu denli etkisiz, bu denli güçsüz müdür? Yoksa, yoksa işin içinde başka işler, başka güçler mi var bu araştırmaları önleyen? 'Yeni Gündem' dergisinin 26. sayısında 'zamanaşımı bekleyen' bir dosyadan söz ediliyor. 2 Ağustos 1980'de ist. Teknik Universitesi öğrencisi Faruk Tuna Kilyos'a gıder, bir daha geri dönmez. Akşama doğru bir ekip gelir, ev sarılır, aranır her yer... Ana baba başlarlar oğullarım aramaya. Anne yetkililere bağırır, 'Oğlumu ne yaptınız?' diye. Derler ki, 'Oğlun zayıf bünyeliymiş, heyecanlandı, mide kanaması geçirdi.' Bir kaç gün sonra Faruk Tuna ölür... Elektrik verilmiş, askıya alınmış... Sonra da 'bünyesi zayıfmış' mazereti!.. Oysa Faruk Tuna altı dalda spor yapmış, üniversite giriş sınavlannda üç üniversiteye girme hakkı kazanmış bir gençtir. Adli Tıp'ın 11 Mayıs 1981'deki otopsi raporunda bakın neler yazılmış: "Sol el bileğinde ve sağ meme üstkısmında ciddi soyulma, sağ dirsek iç yüzde, sağ el sırtında iğne pikür yerleri, çevresinde ekimoz, sırtta her iki tarafta derin ekimoz, sağ glotus ve femurda geniş, rengi maviye dönüşmüş ekimoz, her iki sağ arka bölümde derin ekimoz, her iki ayakta ekimoz, her iki avuç içinde derin ekimoz. Sonuç: Kişinin ölümünün künt kafa travmasına bağlı beyin kanamasından olduğu, ölmeden önce travmaya maruz kaldığı..." Şimdi bu ölüm dosyası Diyarbakır Sıkıyönetiminde imiş... Ne1 deni de, İstanbul'dan sıkıyönetimin kaldırılması... Diyarbakır da da sıkıyönetim er geç kalkacak, o zaman dosya ne olacak? Kim ilgilenecek? Hele ana baba da ölüp giderlerse Faruk Tuna'nın öldürülmesi olayı tozlu bir dolapta büsbütün unutulacaktır... Daha nice kanlı olayın unutulup gittiği ve gideceği gibi!.. ALANYA OSMANLI BANKASI Sınavla Müfcttiş Yardımcısı Alınacaktır. Sınava Katılacaklann: Umum Müdürlü§ü'nden Fiyatlara yemek ve ŞARAP dahıldir Yabancı hocalardan wind surf ve tenis dersleri hariç olmak üzere sunulan tüm hizmetlçr ücretsizdir. ANİMASYON PRO6RAMLARI < AEROBİK ÇOCUK KULÜBÜ •BASKETBOL AÇIK B Ü F f ' VOLEYBOL MfMDSURF < MİNİ RJTBOl SU KAYA&I < SUTOPU OKÇULUK' HENTBOl YELKEN ' MASATENİSİ TENİS' DONTOR JİMNASTİK' ÖZEL SN0W PROGRAMLARI 1 T.C. Vatandaşı ve erkek olması 2 30 yaşını doldurmamış bulunması 3 Bankacılıkla dogaıdan dogruya ilgili konularda egitim yapan bir fakülte veya yüksek okuldan mezun olması 4 İyi derecede ingilizce bilmesi 5 Askerlik görevini fiilen yapmış olması 6 Saglık durumu yurdun her yerinde görev ve yolculuk yapmaya elverişli olması 7 Herhangi bir hizmet taahhüdü altında bulunmaması gereklidir. MERKEZ BURO. Soysal Sitesı İşhanı Kat 4, No: 404409ANKARA TEL: 31 18 19 31 69 69 Tlx: 46945 tialr Fax 314682 Alanya Tel (3231) 1420 1421 Tlx 56605 ırkmlr CLUB İNCEKUM İngilizce baraj yazılı sınavı 25 Ekim 1986 tarihinde İstanbul. Ankara ve İzmir'de yapılacaktır. Bu sınavda başanlı olanlar mülakat ve sözlü sınavlara aynca çagrılacaktır. Sınava katılmak isteyenlerin dilekçe ve gerekli belgelerini en geç 17 Ekim 1986 akşamına kadar; OSMANU BANKASI A.Ş. Teftiş Kurulu Başkanlıgı Saka Salim Çıkmazı, Osmanlı Bankası Apt. A / Blok Kat: 1. Beyoglu İSTANBUL adresine ulaştırmaları gerekir. Sınav konulan vc istenecek belgeler hakkında etraflı bilgi edinmek isteyenlerin Teftiş Kurulu Başkanlıgına veya Şube Müdürlüklerine başvurmalan nca olunur. TEŞEKKUR gi7imi7 ameliyatında gerekli yardımJarıru esirgemeyen iyi insan, SSK Okmeydanı Kulak, Burun, Bogaz Servisi Şefı Sayın ONDOKUZMAYIS UNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ'NDEN Y. Lisans Doktora AnabUim Dalı Bilim Dab Ögn. Kon. ÖJn. Koo. tslâm Medeniyeti ve Sosyal Büimler Dinler Tarihi 5 Din Sosyolojisi ve Psikolojisi 3 3 Felsefe Tarihi 5 Arap Dili ve Edebiyatı 5 Kelâm ve Islâm Felsefesi Kelâm 3 3 tslâm Felsefesi 2 2 Eğitim Bilimleri Eğıtimde Psikolojik Hizmetler 10 Sosyal Bilimler Eğitimi Coğıafya Eğitimi 5 Tarih Eğitimi 5 Tefsir ve Hadis Tefsir Usulü 2 Hadis Usulü 3 Türk Dili ve Edebiyatı Yeni Türk Edebiyatı 10 Türk Halk Edebiyatı 10 Aday Kaydı İçin Gereldi Belgder Yükseklisans İçin: a Adayın, yükseklisans öğrenimi görmek istediği anabılim dalını ve sınava girmek istediği yabancı dilini belirteceği bir dilekçe, b Adaym, lisans diploması, çıkış belgesi veya bunların noterden onaylı örneği, c Onayb nüfus cüzdan örneği. d 4.5x6 çm. boyutunda 2 adet fotoğraf. Doktora tçin: a Adaym, doktora öğrenimı görmek istediği anabilim dalını ve sınava girmek istediği yabancı dilini belirteceği bir dilekçe, b Adayın yükseklisans diploması, çıkış belgesi veya bunlann noterden onaylı örneği. c Onaylı nüfus cüzdanı örneği. d 4.5x6 cm. boyutunda 2 adet fotoğraf. Başyuru: tstekli adaylann üanın yayımlanış tarihinden itibaren on beş gün içerisinde Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü'ne başvurmalan gerekmektedir. Sınav Programı: Yükseklisans ve Doktora, yabancıdil, bilim sınavlan on beş günlük başvuru süresi içerisinde adaylara bildirilecektir. Basın: 27320 BETÜL ERCAN'ın Opt. Dr. AHF KUTLAR'a ve ameliyatı yapan servis doktorlanndan Sayın Opt. Dr. ÖNDER DOĞAJVa KBB servisinin tüm pcrsonelinc, aynca bizlere gereken tüm yardımJarını esirgemeyen dostıunuz İngilizce'ye hoş geldiniz. Opt. Dr. KÂZEVf SARTya ERCAN AtLESİ teşekkür ederiz. ENGLISH CENTRE İngilizce öğrenmek için seçkin bir ortam" Her yaşa ve dil düzeyine göre Cenel ingifiıct programlan Her derslikte vıdeoteyp donanımlı laboratuar Uluslararası geçerlikte sertifikalı. deneyimD ögretim kadrosu Sadece 50 derslik programlara kayrt ve devam zorunluluğu Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı onaylı bekje Cambridge Flrst CerHficate ve Cambridge Certificate of Profidency sınavlanna katılma olanağı Aynca her ay kur gecen bir ögrenciye DİLKO İNCİLTERE BURSU Dılko English Centre/Kadıköy' Es^ı Iskeie kar5isı Sulaf [daresi ^ o l j No. 3 Kaihköy İstanbul TeH:338 83 10 338 58 47 VEFAT Üsküdarlı merhum Raif Yeşin ve Sabiha Yeşin'in kızı, merhum Tümgeneral Kemalettin Yeşin, merhum Suphiye Yeşin ile İfakat Yeşin'in kardeşleri, Erdoğan ve Orhan Yeşin'in halaları, merhum Defterdarhk Veznedarı Kadri Şakar'ın eşi, îbrahim, Mualla'mn üvey annesi, Avukat Tacettin Akyol'un sevgili annesi, Necla Akyol'un kayınvalidesi, Mimar Banu, Mühendis Ziya Özdamar'm ve Babür Akyol'un babaannesi, Zeren Özdamar'm büyük babaannesi, Eminönü Vergi Dairesi'nden emekli, 1984/283 SSK Genel Müdürlüğü tarafından Fikret Demirkol aleyhine açılan davanın yapılan yargjlaması sonunda: Davacı vekili davalı Fikret Demirkol için Siyavuşpaşa Sok. Melek Han. No: 54 Süleymaniye/lstanbul adresini bildirmiş olup, çıkarılan tebligat bila tebliğ iade geldiğinden, zabıta marifeti ile de yaptırılan tahkikat netice vermemiş olup, adına ilanen davetiye ve gıyap kararı tebliğ edilmiş, ancak duruşmaya gelmediğinden 1.528.695.18 liranın sarf, tahsis ve ödeme tarihlerinden itibaren 19.12.1984 tarihine kadar fo 5, bu tarihten sonraki dönem için de % 30 nispetindeki yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, 15.286 lira subut harcının davalıdan tahsili ile Hazine'ye irat kaydma, davacı vekili lehine 96.147. lira vekalet ücreti ile davacı tarafından yapılan 17.720. lira dava gideriyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine temyizi kabil olmak üzere 17.6.1986 günü verilen karar işbu ilan gazetede yayımlandığından itibaren 8 gün içinde temyiz edilmediği takdirde kesinleşeceğinden kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. Basın: 10037 ILAN İSTANByL 7. İŞ MAHKEMESİ HAKİMLIĞİNDEN Dılko English Centre/Bakırköy Hatboyu C3d. No : 6 Bakırköylstanb^ı Tel. 570 12 70572 21 44 20.000 KG. RASIMO HALKASI (ASİDE MUKAVİM SERAMİK) SATIN ALINACAKTIR Şartnamesi bedelsiz olarak aşağıdaki adreslerden almabilir. 1 ISKENDERUN'da Müessesemiz Ticaret Müdürlüğü, 2 ANKARA'da Ziya Gökalp Cad. No: 80 Kurtuluş/ANKARA adresindeki Genel Müdürlüğümüz. İSTEKLİLERİN şartnamemiz esaslarına göre hazırlayacakları 86713 No'lu dosya ile ilgilidir. Meşruhatlı kapalı teklif mektuplarını, geçici teminatları ile birlikte en geç 30.9.1986 günü saat 14.30'a kadar Türkiye Demir Çelik Işletmeleri Kurumu Genel Müdürlüğü lskenderun Demir ve Çelik Fabrikaları Müessesesi Müdürlüğü İSKENDERUN Haberleşme ve Arşiv Müdürlüğü'nde bulundurmaları ilan olunur. Basın: 27471 Nc :. Hadı^oy Dılko oğrenciieri ıcın Bostancı ve Üskudar'a servıs v ILAN T.C. KARTAL 2. İŞ HAKİMLİĞİ 1986/270 Davacı SSK Cn. Müdürlüğü tarafından Bayrak Dık Koll. Şti. aleyhine açılmış bulunan alacak davasında bildirilen adrese tebligat çıkartılmış ancak, bila tebliğ iade edilmiş olmakla, zabıta marifeti ile adres tahkiki yapılmış ise de davalının bugüne kadar adresinin ve duruşmaya temini mümkün olamadığından bu defa ilanen tebligat yapılmasına karar verilmiş olup, BAYRAK DtK. KOLL. ŞTt. (Pendik Yayalar köyü Kartal) yetkUisi 3.10.1986 günü saat 10.00'da duruşma salonunda hazır bulunması veya kendisini bir vekille temsil ettirmesi, aksi takdirde duruşmalara yokluğunda devam olunacagı tebligat yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 7/7/1986 Basın: 10038 F. NÜSHET ŞAKAR ebediyete intikal etmiştir. Cenazesi 13 eylül cumartesi ikindi namazını müteakip, Beşiktaş Barbaros Bulvarı Sinanpaşa Camii'nden, Karacaahmet'teki aile mezarlığına defnedilecektir. Okullarda .yayın pazarlaması yapabilecek EMEKLİ OGRETMENLER ARANIYOR 511 34 05 511 86 36 YEŞİNŞAKARAKYOL AILELERİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle