17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/10 HABERLER 13 EYLÜL 1986 Istanbul Emniyet Müdürü Ünal Erkan: 50'den fazla îlıbar yapıld çevresindeki işportacılar tarafından satılan yerli malı kalitesiz cantalar olduğunu da belirten Erkan, açıklamasında şu bilgileri verdi: "Her iki terörist de lastik ayakkabı giyiyorlardı. Basına dağıtılan fotoğraflarda gözlüksuz olarak gorulen teröristin giydiği ayakkabılar Avrupa, diğerininki ise Türk yapımı. Pantolonlan, gümlekleri ve montlan ise tamamen Avrupa yapımı. Robot fotoğraflarda gözlüksuz olarak görülen teröristin otopsisinde, sağ ayagını içe basarak yürumesine ve aksamasına neden olan bir sakatlığının bulunduğu ortaya çıktı. Teröristlerin içeriye girdikleri sırada gozliiksüz (açık renk montlu olan)ın boynunda Rus malı bir fotoğraf makinesinin asılı bulunduğu görgu tamklannın ifadelerinden anlaşılıyor. Ancak fotoğraf makinesinin deri kabı ile kapalı durumda olduğunu biliyoruz. Teröristlerin eşyalan arasında markasız iki havlu çıktı. Yaptıgımız araştırmalar sonunda havluların Bursa'da yapüdığını ve " E r d o ğ a n l a r " markası ile satıidığını, Istanbul'da bir toptancısının ve beş perakende saücısımn bulunduğunu saptadık. Havluların bir otelde mi yoksa evde mi kullanıldıgını bilmiyonız. Ne kadar sureyle kullanılmış olduğunu öğrenmeye çalışıyoruz. Otopsi sonunda, siyah montlu olanın sol ayak topuğundan vangın n Ku!uo»ıane ,. w bir kurşun çıkanldı. Yalnız bu kurşun doğnıdan topuga girmemiş. Duvardan sektigini, mennideki eziklikten anlıyoruz. Kimliklerinin tespiti için parmak izlerini alıp Emniyet Genel Müdürluğu'ne gonderdik. Bu parmak izlerinin karşdığı Türkiye'nin bütün illerinde ve tnterpol aracılıgıyla ulke dışında aranıyor. Olayda kullanılan silahlarİa Ugili ileri kriminal çalışmalar yapılıyor. Bu çalışmalar bizi belki bir ipucuna götürebilir ama şimdilik açıklayabileceğimiz bir sonuç yok. Teröristlerin robot fotoğraflannın basında yayımlanmasından sonra kimliğini belirterek veya saklayarak telefonla, mektupla veya şahsen bize gelerek 50'nin üzerinde ihbar yapan oldu. tbbariar uzerine ciddiyetle durduk. Belirtilen yerlerde aramalar vaptık ama aramalanmızı basına açıklamadık. Nereleri aradıgımız konusunda da bilgi verdiğimiz gazeteci olmadı. ihbarlar için özel "ihlar tetkik timleri" oluşturduk. Şu anda teröristlerin olay yerine gelişleri ve öncesi ile ilgili tespit çalışmalannuz var. Olay yeri iki girişi olan bir cadde. Çeşitli sokaklar var, giriş ve çıkışı saglayabilirler, diye degeriendirme calışmaJanmızı yapıyonız. Teröristlerin fotoğraflanndan yararlanarak otellerde tespit çaİışmaları yapıyoruz. Otellerden beklediğimiz olçüde bir yardım gelmedi. Gelebüir. Otelde kalıyor idiyseler, ilisik kesmemişseler bunu buluruz. Yurdun tüm girişçıkış kapüannda gjrişe ilişkin çalışmalar yapıyonız. FJimizde henuz bir sonuç yok. (Teröristler le sinagog öncesi beraber olan var mı? Silah ve bombalar nereden geldı?) sorulan için saydıgım çalışmalann yanısıra bizi ipuclanna gotürebÜecek, ancak şu anda açıklamakta yarar gormediğim çalışmalanmız var. Sonuçlanınca açıklayacağız. Olayda kullanılan tam olarak 146 mermi var ve tum mermilerin iki silahtan atıldığını saptadık. Olayda yedi adet şarjor kullamlmtştır. Beş tanesi 25'lik, iki tanesi 15'üktir. Toplam 155 mermi alır. Ancak şarjorlerin tam doldurulmasının tutukluğa neden olabilecegi duşuncesiyle şarjöriere l'er veya 2'şer eksik mermi konulur. Yedi şarjörde 7 eksik mermi, iki tane de koyu renk montun cebinde mermi bulundu, 9 mermi eder. Topladığımız 146 mermiye ekleyince 155 mermi olur. Ancak, çok dikkatli aradık ama bdki bulamadığımız biriki mermi vardır. Sinagoga giren teröristlerin silahlaria yaptıklan taramada daha fazla mermi y akmadıklannı saptadık. Duvarlarda, kolonlarda gorulen delikler mermi deligi değildir. Sutunlar alçıdan once agaç malzeme ile kaplanmıştır ve patlamanın şiddetivle çiviler yerinden fırianuştır. O delikler çivilerin delikleridir." Emniyet Muduru Ünal Erkan daha sonra gazetecilerin sorularına yanıt verdi. "Teröristlere verilen bombalann daha önce anzalandınldığı savını nasıl karşılarsınız?" biçimindeki bir soruyu Erkan şöyle yamtladı: "Patlayan bir bombanın çok net izi var. Mozaik zemini 23 milim kadar çukurlaştırmış. Bu bombanın elde patlamadığı kesin. Atılarak patiatılmıştır. Bomba pimi, bombanın patlaması için makul sureyi vermiştir. Diğer iki bombanm izi bu kadar derin degil. Ancak patlayan elde patlayan diğer iki bombanın y onu kanna doğru. Kesin olarak büdiğimiz, bir bombanın atılarak patlatıldığı. Diğer iki bombanın elde patlamış olma ihtimali var ama zayıf. Cesedin yönü öyle gosteriyor. Üstelik bombalar el yapımı değil fabrikasyondur. Bu bombalann üzerinde oynamak bemen hemen imkânsızdır. Tavanda bulunan insan parçalan da teröristlere ait oldnğu için bombalann atılmadan patladıgı ihtimali çok zayıf. Patlamayan yedi bombada arızalandırma yok." Ünal Erkan, teröristlerin ülkeye ne zaman girdikleri konusunda sağlıklı bilgi edinilemediğini, Türkıye'ye MOSSAD ajanlarının gelmediğini.ifadesi alınan görgu tamklannın sayı sının 50 kadar olduğunu söyleyerek, "Teröristler Arap mı?" sorusuna şu yanıtı verdi: "Görgu tamklan Türkçe biliyorlar. Aralannda tngilizce, 1branice ve Fransızca bilen var. Bunlar, teroristlerin kendi dillerini konuşmadığını ve konuşmaların Arapça olduğunu sandıklannı söylüyoriar. Büdiğimiz bu." Sinagog katliamı ile bir açıklama yapan Erkan, yapılan ihbarlar üzerinde ciddiyetle durulduğunu, ihbarlar için özel 'ihbar tetkik timleri' oluşturulduğunu söyledi. İstanbul Emniyet Müdürü, teröristlerin olayda 146 mermi kullandıklarım ve bu mermilerin ele geçen iki silahtan çıktığını tespit ettiklerini söyledi. lstanbul Haber Servisi " 6 Eylül sinagog katliamı" ile ilgili olarak dun bir açıklama yapan lstanbul Emniyet Müdurii Ünal Erkan, katliamı gerçekleştiren iki terörist, kullandıklan silahlar ve bombalar, giysileri ve olaydan sonra yapılan çalışmalar hakkında bilgi verdi. İstanbul Emniyet Müdürü Erkan, eylemi gerçekleştiren iki kişinin boylannın 1.601.65 arasında ve 20 yaşlannda olduklarını söyledi. Teroristlerin kullandığı çantalann AksarayLaleli Doğu Karadenizli çay üreticisi eüerine geçen parantn 250 bin lirayı geçmediğini söylüyor. Çayı verdik ama^para hani ŞÜKRAN KETENCİ RİZE Bu yüm üretilecek çaymın yüzde 70'ini satan, ancak bugune kadar parasının yuzde 30'unu alabilen Doğu Karadenız'in yaş çay üreticisi çok mağdur. Üreticiye geçen yıl satın aldığı çayın parasını dahi ödememiş olan özel Akfa şirketinin yarın belediye seçimi yapılacak Rıze'nin Ardeşen ilçesi ureticilerine sadece geçen yılın çay borcunu ödemesi tepki yarattı. Rizeli üreticiler, aynı binada çay teslim eden üreticilerin, seçim ilçesi olan Ardeşen içinde 'kalanlar' ve Rize'de tanışılan bu iddia ile ilgili olarak, Çaykur Genel Müdüru Yılmaz Telatar, bir an önce parasını almak isteyen üreticinin durumu ile ilgili çeşitli spekülasyonlann hep yapüdığını söyledi, "Çaykur, bu yıl aldığı çayı benuz satamadıgı ve bu nedenle elinde para olmadığı için ödeme yapamıyor. Paramız oldukça ödeme yapıyoruz" dedi. Yörenin tek gelir kaynağı çay parasını alamayan üretici borç içinde yaşıyor. Herkes borçla kesilen kurbanlardan, milyonu aşan bakkal kasap borçlarından söz ediyor. Bu yılın fiyatlan ile bir dönüm çayhğından elinn paralarjmn ödenmesi, bu tempo ile 1987 yılmırt ileri aylanna kayabilecek. Geçen yıl sonu kârı olan 27.5 milyarı Hazineye devreden Çaykur, bu yıl sattığı çaydan eline para geçtikçe ödeme yapıyor. Bugune kadar genel mudürun verdiği bilgiye göre, yapılan ödeme toplam 51 milyar. Ancak bu paranın bir bölumü önceden zirai vergi ve avans olarak üreticiye verilen gubre borcu nedeniyle kesildiğinden, üreticiye yapılan gerçek ödeme 30 milyarı aşmıyor. Bu da ortalama 45 dönüm çaylığı olan çay üreticisinin eline 250350 bin lira arasında paranın geçmiş olması anlamma geliyor. özel sektör ise bu yıl satın aldığı çay için hiç para ödemiş degil. En büyük şirket Akfa, geçen yıl aldığı çayın parasını dahi ödememiş. 5.6 milyan aldığı yaş çayın ödenmemiş parası, 1.2 milyan fabrikalannda çahştırdığı işçilerin ödenmeyen ücretleri ve gerisi piyasa borçlanması olmak uzere, yöre halkına borcunun 8 milyarı bulduğu açıklanıyor. Ancak, Ardeşen Belediye seçimleri öncesi bütün isçilerin bır aylık ücreti tutarı borcu, Ardeşen fabrikası işcüerinin iki aylık borç ve Ardesen üreticisinin geçen yıl sattığı çaym borcu olmak üzere, son günlerde toplam 600 milyon civannda bir ödeme yapmış. Akfa'nın 11 fabrikası, çay satan üreticiye ve işçiye olan borçlan nedeniyle ikinci çay sürgunü döneminden bu yana kapalı. Bu fabrikalara çay alımı yapılmıyor. Kimse, Akfa yetkilileri dahil, geleceğe yönelik bir açıklama yapmıyor. Üç bin işçi ücret alacaklan ödenmeksizin işten atılnuş durumda. Çayının yüzde 70'ini satan üretici hükümete soruyor: (1 Bomba lelınae) Neve Salom ^ ^ Teronsl Sa r ;C , Bomba {eiınde) Koıtu» uiemöe 6 aoeı el bombası Akfa çay şirketinin, bütün ödemeleri bir kenara koyup, yalmzca belediye seçimi yapılacak Ardeşen de ödemede bulunması üreticiye "Akfa, hükümet adına mı çalışıyor" sorusunu sorduruyor. CayKur Genel Müdürü Yılmaz Telatar, Kurumun bu yıl aldığı çayı henüz satamadığını, elde para olmadığını, bu yüzden ödeme yapılamadığını söylüyor. 'kalmayanlar' olarak aynlmasının özel şirket ile ANAP iktidarı arasındakı ilişkiyı açıkça ortaya koyduğunu belirtiyorlar. Bu arada, Ardeşen seçimleri nedeniyle bir suredir Rize ilini dolaşan Devlet Bakanı Mesut Yılmaz'ın Çaykur'un ödemediği üretici alacaklan ile ilgili açıklaması tepki ve tartışmalara yol açtı. Üreticiler henuz haziran ayında teslim ettikleri çayın bir kısım parasını parca parça ödeyen Çaykur'un geç ödemesi ile ilgili olarak, Bakanın Çaykur Genel Müdürü Yılmaz Tetatar'ı suçladığını ve hükumetin gerekli parayı verdiğini söylediğini belirtiyorlar. ne net ortalama 160 bin lira geçecek çay üreticisi bugune kadar en fazla 4070 bin lira para alabilmiş durumda. Üreticinin yıl sonuna kadar satabileceği 650 bin ton civanndaki yaş çaym 610 bin ton kadan ile başlıca alıcısı durumundaki Çaykur, bugune kadar 530 bin ton yaş çay almış durumda. Satın aldığı çaydan 9 milyar tutan mayıs ayı alımı ile haziran ayının 16 milyarbk böIümünü üreticiye ödemiş. Üreticinın hazıran ayından kalan 10 milyarlık alacağı daha var. Ondan sonra temmuz, ağustos ve eylul ayında satılmış, ekimde de satımı devam edecek çayın parası sıraya girecek. Satılan çayla KatUamdan sonra polis. sinagogu böyie bııldu 1) Bulunan mermilerin yönu ve görgu lanıklarınm ıfadelerı, ıkı teröristin üç yerden ateş ettiğini açıklıyor. Buna göre sinagoga cemaatın arkasında bulunan koridordakı kapıdan giren teröristler, ilk ateşı koridorda açıyorlar, sonra bırı kürsünün önüne, diğeri ise sinagogun sol yanına giderek dua okuyanları kurşun yağmuruna tutuyordu. 2) lstanbul Emniyet Müdurlüğü görevlilerı tarafından çizilen krokiye göre, olayda üç bomba patladı. Bombalardan sadece bir tanesi, sinagogun sol tarafında atılarak patlatıldı. Sağ tarafta patlayan iki bombanın teröristlerin üzerinde patladığı saptandı. 3) Açılan yaylım ateşi, patlayan bombalar ve koşuşturmalann yarattığı panik sırasında, ayinde yakılan mumlarm yağından ve bombalann etkısinden dolayı kütüphanede yangm çıktı. 4) Her şey bittiğinde terbristlerden birının parçalanmış cesedi, yanında bir G63 akrep tipi silah ve patlamamış bir bomba ile kursü platformunda bulundu. Diğer teröristin cesedi ise kürsünün karşısında, ayin salonunun ortalanndaki koltuklartn arasında bir akrep tipi silah, koltuk üzerindeki patlamamış 6 bomba ve yerdeki üç şarjörle birlikte parçalanmış olarak bulunuyordu. Polıs krokisinde, olayda yaşamını yitiren dığer 21 kişinin cesetlerinin bulunduğu yerler belirtilmedi. MANKEN TERÖRÎSTLER Sinagog katüamıru yapan iki teröristin montlan Emniyet Müdurlüğü Vıün Sirkeei binasmm yakaundaki bir mağazadan alınan iki mankene giydirüdL Mankenlerin önüne konulan sandalyeJerde ise, diğer eşyalan sergilendi. Böylece soldaki manken olayda yüzü parçalanan teröristi, sağdaki koyu renk montlu manken ise, basına gözJüklü fotografı dağıtılan terörist oldu. Dündar Kılıç suçlamıştı Aytek: Hakkundaki soruşturma genişlesin Emniyet Genel Müdurlüğü Kaçakçüık, tstihbarat ve Harekât Dairesi Başkant Atilla Aytek, hakkmdaki iddialarm "şahsını yıpratmaya" yönelik olduğunu savunarak, soruşturmanm genişletilmesi için yazılı başvurunda bulundu. ANKARA, (UBA) Emniyet Genel Mudurluğu Kaçakçılık Istihbarat ve Harekât Dairesi Başkanı Atilla Aytek, "Şahsımı yıpratma ve zan altında bırakma politikası izlendiği için, ikinci kez genel müdurlugume başvurarak Ankara 4 Numaralı Askeri Mahkemesi'nde Dündar Ali Kılıç tarafından ortaya atıian iddialarm sonışturulmasını istedim" dedi. Daha önce de bu yönde girişimde bulunan Atilla Aytek, 11.9.1986 tarihinde yeniden Emniyet Genel Müdürlüğu'ne başvurarak, soruşturma kapsamının genişletilmesini istedi. Aytek, Ankara'da 4 Numaralı Askeri Mahkeme'de olum cezası istemiyle yargılanan Dündar Ali Kılıç'ın iddialannın kendisini yıpratmak ve zan altında bırakmak amacıyla ortaya atıldığını belirterek, suç duyurusuna konu olan iddialann da daha önceki soruşturma kapsamına alınarak derinleştirilmesi talebinde bulundu. Atilla Aytek'in konuya ilişkin başvurusunun son bölümu şöyle: "Ülkemiz genelinde yapılan tahkikatlar sırasında yakalanan ve mahkemeye sevkedilip tutuklanan şahıslardan biri olan Dundar Ali Kılıç. 8.9.1986 guniı yapılan duruşmasında mahkeme tutanaklanna da geçen, hakkımdaki (150 milyon liraya daire aldıgım, 100 milyon liraya kardeşime ayakkabı dukkânı açtığım ve Zekeriya Ülkucu isimli kişiyi öldurttuğum) şeklindeki iddiâlanyla kamuoyunda şahsıma karşı yıpratma politikasına girdiği gibi, beyanlanyla şahsımı zan altında bırakma ça basında oldugu görüldugünden, onceki tahkikat istegime ek olarak, hakkımda iddia edilen son hususlann tetkikiyle geregini a n ederim." Aytek'in başvurusunun, Genel Mudür Yardımcısı Ümit Erdal imzası ve Özel Kalem Müdurlüğü aracılığıyla Emniyet Genel Müdürü Saffet Ankan Bedük'e ulaştırıldığı öğrenildi. Atilla Aytek, Dündar Kılıç'ın kendisine yönelik suçlamalan konusunda da "Benim için dört bin kişiden biri olmanın dışında hiçbir ozeüiği yoktur. Ama o suç duyurusunda bulunurken, kafasının içinde ne vardı, pek tabii olarak bilemem. Şimdilik soyleyecegim bundan ibaret. Çunku hem Genel Mudurlugumuz, hem de suç duyurusu nedeniyle Cumhuriyet Savcdıgı, iddialan inceleyecekür" şeklinde konuştu. 12 Eylül ammaları Türkiye'ninenbüyüklaboratuvarı tstanbul Haber Servisi Türkiye'nin en buyuk laboratuvan oldugu bildirilen "TamTıp Araştırma Merkezi" dün Kabataş'taki Ha Han'da hizmete açıl.dı. Bir milyar lira harcanarak oluşturulan laboratuvarda yaklaşık 500 çeşit laboratuvar, ultrasonografi, sonografı, tomografi çalışması yapılabiliyor. Bir anonim şirket olan merkezin yüzde 45'ine çalısan doktorlar, yüzde 55'ine de Dr. Tuncay Şarizi ortak. Aynı zamanda merkezin mudüru de olan nükleer tıp uzmanı Şarizi, Türkiye'de Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi ile Hacettepe Tıp Fakultesi'nden sonra kendi laboratuvarlannda da hastarun kullandığı ilaçlann kan düzeyinin ölçülebileceğini söyledi. Şarizi'nin verdiği bilgiye göre, bazı ilaçlann toksit etkisi yüksek oluyor. Yakın zamana kadar ilaçlann toksit etkisi ölçulmeden gelişigüzel kullanılıyordu. İlaçlann kandaki düzeyinin ölçulmesi özellikle kanser, epilepsi, enfeksiyon hastalarında ağır ve uzun süreli ilaçlann kullanımında önem taşıyor. Tüm vücut tomografisi 220 bin, omurgarun tamamının çekimi 165 bin liraya gerçekleştirüiyor. Özel laboratuvarın müdürü Şarizi, bu konuda "Fiyatlanmız tstanbul ve Cerrahpaşa Tıp Fakultesinin fiyaüanndan farklı degil, tek farkj KDV. Fiyatlann yüksek olmasının nedeni dışanya bağımlı olmamız. Bu muessesede, çalışanlann dışında, kullanılan tüm cihaz ve malzemeter dışanya baglı. Sadece çalışanlar yerli" dedi. Şarizi'nin verdiği bilgiye göre, TamTıp Araştırma Merkezi'nde her isteyen tahlil yaptıramayacak. Tahlil yaptırmak isteyen ya da rontgen çektirmek isteyenin öncelikle doktorundan bunun gerektiği yolunda yazı götürmesi gerekiyor. Chekup yaptırmak isteyenlerin ise doktoru aracılığıyla gelmesi isteniyor. Bilgisayarlı tüm vücut tomografisi, radyoloji, nükleer tıp, ultrosonografı, biyokimya, mikrobiyoloji, patoloji ünitelerinden oluşan ve müdürüyle birlikte 9 doktor ve uzmanın, bir fizik mühendisi 3 biyolog ve iki yüksek hemşirenin görev aldığı merkezde ayrıca kalp komatizmasına, kalpte ya da böbrekte çeşitli rahatsızhklara yol açan anjin ya da genel olarak boğaz enfeksiyonlarında mikrobun tanısı hemen yapılabiliyor. Tum vucut tomografisi 25 dakikada çekilebiliyor ve 22,5 saatte sonuç alınabiliyor. yapılmasım isteyenler, dun de ^ cumarıamazJannı cadde uzfrindeküdüar. Takstm'de SuUtr tdaresi'nin arkastndaki 4.5 dönüm araziye camiyapümasını isteyen ve bu konuda 1 milyon imza toplayan cemaat, ' 'Daian 'a gittik, obnadı. Simdi Sayın Evren 'e dilekçe yollayacağtz'' diyorlar. 12 Eylül öncesinde aralannda Başbakan Turgut özal, Vati Nevtat Ayaz ve işadamı Nuh Kuşçulu 'nun da bulunduğu bir dernek vasıtası ile "itt gtrisimUri" yapılan cami projesine lstanbul Belediyesi karşı çıkıyor: "12 Eylül öncesinde Kuveyt Emiriiği Maliye Bakanı, bir gezisi sırasında Taksim 'de namaz ktlacak bir cami bulamamıs ve soruna kendi hükümetinin parasal destek sağlayacağını belirtmişti. Bu halen geçerlidir" diyen cemaat, son ümidimiz Cumhurbaşkanında diyor. Vakıflara ait olan artada, cemaatin ifadestne göre belediye tarafından otel yaptırümak istenmektedir. c a m i (Baştarafı 14 Sayfada) kaldı" dedi. Rumlann gaspettikleri "Kıbns Hükiimeti" unvanıyla dunyayı kandırarak konuyu oldugu gibi bıraktıklanna da dikkati çeken KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş, daha sonra şöyle dedi: " Rumlar, Oeride masa bası görüşmelerini de uzatarak, uygun bir zamanda silah zoruvla ya da aldatümış bir dünyanm baskısıyla Kıbns'ın tumunii almak siyaseti giitmektedirier. Bunu bilerek gerek Kıbns Turkünun gerek Türkiye'nin birlik ve beraberlik içinde olması gerekmektedir." Rumlann yıktığı ortaklığın ancak BM Genel Sekreteri Perez de Cuellar'ın ortaya koydugAı belge çerçevesınde gerçekleşebileceğini belirten Rauf Denktaş, Türk toplumunun eşitliğinin ve ortaklığının kabulü gerektiğini söyledi. Denktaş, "Bu, bizi ölümden ve insanlık dışı baskılardan kurtaran Türkiye'nin etkin garantisi demektir. Bunları kabul ederlerse sonın çözülür" dedi. Cumhurbaşkanı Denktaş, bir soru üzerine de BM Genel Sekreteri'nin yeni bir taslak vermesinin söz konusu olmadığını belirterek "Sorunun tek çıkış yolu, Cuellar'ın uzun görüşmeler sonucu hazırladığı ikinci taslaktır. Rumlar, buna karşı çıkarsa KKTC'nin tanınması ve güçlenmesi için çabalarımızı yoğunlaştınnz" dedi. 12 Eylül Harekâtı 'nat 7. ytüna girüirken, alarma gecirilen lstanbul polisi, kenti sabaha kadar didik didik aradı. Asayis, kaza ve üçe emniyet amirliklerine bağlı sabit ve gezici polis ekipleri, kentin bütün merkezi noktalarmda arama ve kontroUerini sabaha kadar sürdürdüler. Arama ve kontroüer nedeniyU poUste izinutr kaUbrüdı ve kimüksiz dolaşan 14 kisi gözaltına ahndı. Sirkeei Gan önündeki Ziraat Bankası merdivenlerine konulan paket, çevrede korku yarattı. Saat 18.30 sıralannda olay yerine gelen polis ekipleri, paketi açtıklannda içinden çukulata kutusu çıktu Polisin paketi açması suasmda btriken yurttaslar, olay yerinden uzaklaştmldüar. Kırpılan ABD yardımına bir onay daha (Baştarafı 1. Sayfada) şında ekonomik yardım verip vermeme karannı Reagan yönetimine bıraktı.. Reagan yönetimi, bu yıl Turkiye için 824 milyon dolar askeri yardım verilmesini istemişti.. Reagan yönetimi, ayrıca Kongreden Türkiye'ye 150 milyon dolar ekonomik yardım yapılmasım da talep etmışti. Ödenekler Komisyonu, Yunanistan'a da 343 milyon dolar askeri yardım yapümasını, bu yardımın da Türkiye'ye oldugu gibi bağış şeklinde verilmesini kararlaştırdı.. Ödenekler Komisyonu, Türkiye ve Yunanistan'a \erilecek askeri yardımlarda 10'a 7 oranını yine korudu. Komısyon göruşmeleri sırasında Türkiye'ye askeri yardımın Kıbns sorunundaki gelişmelere göre verilmesini ongoren bir değişiklik onergesi reddedildi.. Nevv York Senatörü d'Amato tarafından \ erılen onergede Kıbrıs'ta bulunan her Türk askerinin ABD'ye ayda 9 bin dolara malolduğu, Türkiye her asker çektiğınde bunun karşılığı paranın Türkiye'ye askeri yardım olarak verilmesi ıstenmiştı. Ödenekler Komisyonu, îsraıl, Mısır ve Pakıstan'a verilecek yardımlarda ise Reagan yör.etiminın istedıği miktan oldugu gibi kabul etti. Büindiği gibi Temsilciler Meclisi Ödenekler Komisyonu tsrail, Mısır, Pakistan dışında, tüm ülkelere verilecek yardımın saptanmasını Reagan yöneıimine bırakmıştı.. Bunu yaparken, Türkiye ve Yunanistan'a verilecek yardımlarda 10'a 7 oranınm konjnmasını şart koşmuştu.. Ancak Temsilciler Meclisi dış yardım butçesinde büyuk kesinti yaptığından, Türkiye'ye verilecek yardımda yönetim yüzde elliye varan oranda indirim yapmak zorunluluğu ile başbaşa bırakılmıştı. Senato ödenekler Komisyonu, Türkiye'ye verilecek askeri yardımda yaklaşık yüzde 40 oranında indirim yaparken, bunun tümünü bağış olarak saptayarak Türkiye'nin karşılaştığı bu büyük ölçude kesintiyi bir oranda dengeleme yoluna gitmekte.. Atina9dan bir dost (Baştarafı 1. Sayfada) plak alması dunya kamuoyu açısından da ilgi çekici bir olaydır," dedi. Mikıs Theodorakis, Çeşmeli bir aılenin çocuğu olarak 50 yıl önce Yunanistan'a goç etmişti. Ozanlığının yanı sıra politika ile de aktif olarak ilgilenen Theodorakis, iki donem Yunanıstan parlamentosunda milletvekili olarak gorev almıştı. Theodorakis, son olarak PASOK partisinden milletvekili iken altı ay once, bu göre\ ınden ve partisinden istifa etmişti. Ünlu ozan 10'a yakın senfonı ve operası ile tanınırken yaptığı film muziklerı ile de dikkati çekiyor. Istanbul'da üç gün kalacak olan Mikis Theodorakis, Zulfu Livaneli ile birlikte yaptıklan "Guneş Topla Benim tçin" adlı yapıtla 18 hafta sureyle liste başı olmuştu. "Guneş Topla Benim Için"in aynı zamanda "Best Seller" (En Çok Satan) olması kendilerıne "altın plak" kazandırdı. Theodorakis ve Livaneli bugün Marmara Etap Oteli'nde duzenlenecek bir törenle "altın plak"lannı Yaşar Kemal'in elinden alacaklar. Yarın yurdumuzdan aynlacak olan Mikis Theodorakis, kasım ayında tekrar Türkiye'ye gelecek ve 27 kasım2 aralık tarihlerı arasında çeşitli konserler verecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle