17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 EYLÜL 1986 HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/11 Hayatın Gerçekleri (Baştarafi 1. sayfada) maz ve daha ihtiyatlı bir tutumla esas hesaplaşmayı 1988 genel seçimlerine erteleyebilirdi. İktidardan uzak otmantn getirdiği zemin kaybı, hesaplaşma sürecini ruziandırmış olabilir. Demirel dün sabahın erken saatterinde Lâdik'te DYP'nin seçim otobüsü "Suvari"nin üstüne çıkıp halka oradan hitap etti. Hemen arkasında Aydın Menderes ile ihsan Sabri Çağlayangil ve Sadettin Bilgiç saf tutmuşlardı; herhalde geçmişi, DPAP çizgisini simgeliyoriardı... Demirel bir elinde mikrofonu öbür elinde ünlü siyah fötr şapkasını sıkı sıkıya tutuyordu. Sayın özal'ın televizyon ekranındaki "kalemi"ne ise, Demirel'in elinden hiç bırakmadığı fötr şapkası da oydu. Bir ara "Kötunün pesinden gitmeyin" diye bağırdı topluluğa, sonra kısa bir süre durdu, topluluğu seyretti ve daha sonra şapkasını şaha kalkmış kır atlı DYP bayrağına doğru sallayarak yüksek sesle devam etti: "Şu kır atın böğrune basın damgeyı gitsinr Meydan bir anda alkıştan inledi. Doğru \blculara bakarsanız son anda parti ambleminin değiştirilerek DP ve AP'nin simgesi "kır at"ın benimsenmesi, özellikle kırsal bölgelerde DYP oyiannı arttırabilecekti. Demirel'e göre Doğru Yol'un oylannın çoğalmasını sağlayacak bir başka faktör de 12 Eytül'den bu yana halkta yerleşen politikaya dÖnük korkunun azaltılabilmesiydi. Bu yüzden olacak Demirel, her gittiği yerde, Ladikte, Ahmetsaray köyünde, Havza'da kampanyanın birinci günü kısılan sesiyte sürekli olarak şu temayı işledi: "Korkmayın! Kimden korkacaksma? Mlaft tan başka kimseden korkmayınr önceki gece otelde gazetecilerle sohbet ederken Demirel, "zihinlerin hâli kâfi derecede hur olmadığını çeşitfi kayıt ve baskılar attında tutulduğunu" söylemişti. 12 Eylül'den kaynaklanan bu durumun kınlabilrnesi için Demirel, her gittiği yerde bir yandan "Korkuya hayıti" çağrısı yaparken, öte yandan yoneticileri "partizanlık" yapmamaları için açıkça uyardı. Hitap ettiği kitlelerin 6 Kasım seçimlerinde genellikle ANAP'a oy verdiklerini kuşkusuz biliyordu Demirel; onun için bu defa Doğru Yol'a oy isterken, " 0 zaman yapacağmız başka bir şeyiniz yoktu biliyorum, ama şimdi öyle değil" diyordu. Topluluklaria gayet rahat ve anlaşılır bir dille diyalog kurabilen Demirel, sıra özellikle ekonomik konulara gelince Özal'ı çok ağır eleştiriyordu. ANAP liderini sanayiteşmeden tamamen vazgeçmekle suçlayan Demirel'in, bu alanda gerçek "uste"nın kendisi olduğunu vurgulayan bir üslup kullandığı hemen dikkati çekiyordu. önceki gece oteldeki sohbetinde sözü bir ara Türkiye'deki askeri müdahalelere getiren Demirel şöyle konuştu: "Bu kadar çok anayasa bunalımına bu memleket nasıl tahammül etmiştir, şaşanm. Neden her 10 senede bir anayasa mesetesi çıknvşür?.. Bakın, 1982 Anayasası'nın murekkebi daha kurumadan yine anayasa rneseiesi çıkb. Hâlâ yerieştiremedik." Doğru. Ama neden bir türlü rayına oturtamadığımızı herkes şu günlerde bir kez daha kendi kendine sormalıdır. Sayın Demirel'i izlerken kâğıt üstündeki kısıüarnalara, yasaklara karşın, demokrasinin bir açılım içinde otduğunu gördük. Yasadığımız gerçekle yazılı metinler arasındaki çelişkiyi gıdermek ve ülkeyi tam demokrasiye açmak, hepimizin elindedir. Ama bu işi yaparken bunalıma meydan vermekten kaçınmak da yine bizim elimizde olacaktır. Bu noktayı da lütfen gözden kaçırmayalım. Demirel KoUarı sıvayın (Baştarafi 1. Sayfada) digiııi nmorsamıyorsa, 'kim idarc etsta' diyorsa bu memleket «halisinin halioden şikâyet etmeye hıkkı yoktar" diye konuştu. Süleyman Demirel, halkı siyasetle ilgüenmeye, memleketin kaderine sahip çıkmaya dün de çağınrken, kendisini dinleyenlere ellerini açarak, "Biz bu memleketin kiraaa degiliz" dedi. Demirel, önceki gün yaptığı gibi konuşmasını yer yer dinleyenlere yönelttiği sorularla keserek, "Niye geldiniz diyeceksiniz, halinizi hatınBIZI sormaya gddim" biçiminde konuştu. Bu arada, iktidardan şikâyetçi olanlar, DYP'nin "Süvari" otobüsünün üstünde konuşan Demirel'e sözlerini işittirmeye calışırlarken Demirel, "Biz size sesiniz eıksın demeye getdik" dedi. Konuşmaları sırasında dinleyenlere "Halinden memnun mnsun?" diye soru yönelten Demirel, alacağı yarutlar güçlü gelmeyince, "Biraz yüksek sesle söyle, memleket fukaralamıştır. El emeğinin hakkı alınamıyor. Memleketi idare edenler devletlo tdevizyonuna çıkıp, 'Memleket altın devrini yaşıyor' diyoriar" biçiminde karşıhk verdi. Süleyman Demirel sözlerini şöyle sürdürdü: "Ülkeyi iyi idare etmeyenlerin peşinden gitmeyin. İyi işler yapmayanlann yakasına yapışınız. Her şey neticesi ile ölçulür. Bunca ıstıraba ragmen, ülkenin iyi idare edildigini savunabilenlere derslerini veriniı. Bo yapdmazsa vebal vardır, kötiUUge istirak vardır." Konuşmaları sırasında "Yasaksz Türldye", "Mnhteşem Süleyman", "Dofnı Yol Demirel omıız omuza", "Seçme hakkımız engeUeneınez", sloganlanyta sözleri yer yer kesilen Süleyman Demirel, "Meşru ohnayan hiçbir şey yapmadıklannı" belirtti. Ve iktidar uygulamalanyla köylünün zor durumda bırakıldığını vurguladı, Stopaj Vergisi'nin aşarı geri getirdiğini söyledi. Demirel, "Zekât bile ancak var olana farzdır" deyince de alkışlarla karşılandı. Ülkeyi idare edenlerin geçmişi inkârettiklerini, hatta geçmişe savaş açtıklannı vurgulayan Süleyman Demirel, daha sonra şu noktalar üzerinde durdu: "6 Kasım'da evinin önünde duran otobüse binmek zonındaydın. Şimdi öyle degil, geçmişte DP'ye, AP'ye oy verenler neredesiniı?" Süleyman Demirel, bu sözleri üzerine, kendisini dinleyenlerden "buradayu" sözlerinin yükselmesi üzerine konuşmasırn şöyle sürdürdü: "Ben kendim için degil, sizin ıstırabımza çare için gddim. Dognı yolu göstermeye gddim. Yeni baştan Türkiye'de demokrasiyirayınaoturtmak yine size düştü. Elinizi, kolunuzu sıvayın hadi bakalım... Biz kasketlinin. şalvarunın, poluriunun töm milletin hukukunu korumak için vanz." Demirel, bu sözlerden sonra, Doğru Yol'a oy verilmesı için çağnda bulundu. Süleyman Demirel, idarecilere, güvenlik güçlerine önceki gün yaptığı çağnyı da yineleyerek, "Mahkeme kadıya miilk degildir. Eger zor yoluyla yanlış işler yaparsanu başınıza büyük dertler alırsınu" diye konuştu. Vezirköprü'de Orta Cami'de cuma namazıru da halkla birlikte kılan Demirel, buradaki konuşmasını da tamamladıktan sonra Ankara'ya döndü. Vezirköprü'de cuma namazından çıkuktan sonra yine kalabalık bir topluluğa konuşan Demirel, Kuran'dan bazı ayetler okuyarak örnekler verdi ve "adaJelli olunmasını" istedi. Demirel, "Ülkeyi idare edenler AJIah'Un korkmuyorlar, nzıktan vergi slıyoriar" dedi. çıkamamış durumda olduğunu bildirdi. özal'la tartışmaya girmek istemediğini bildiren Demirel, Türkiye'nin en önemli meselesinin ödemeler dengesi olduğunu söyledi. Bir başka soru üzerine irtica suçu diye bir suçun kanunlarda yer almadığını, boyle bir olay karşısmda devletin hâkimleri ve savalannın bulunduğunu belirten Demiret, "Dindar insanlan rahatsız etmeye her zaman karşı çıkmtşımdır" dedi. İktidar olanlann hesap sorması gibi bir beyanın çiğ olduğunu da bir başka soru üzerine söyleyen Demirel, "Kimseye besap sormayız. Orta yerde suç varsa, bunlan örtbas ederiz şeklinde beyan da yapılamaz. Orta yerde bir yolsuzluk varsa, devir degiştiginde kimse üstüne sünger çekemez. Devri sabık yaratacağız veya yaratmayacagu ikileminin devri geçmiştir. Esasen açık rejim her şeyin, herkesin gözü önünde cereyan etmesidir. Milletin devletle hesaplaşmasıdır" dedi. Aln yıl önce bu gecenin yansından sonra Türkiye'de rejime ve devlete Silahlı Kuvvetlerin anarşi durmuyor gerekçesiyle el koyduğunu söyleyen Demirel, siyasi partilerin faaliyetinin askıya ahndığını ve siyasetçilerin başka suçları yoksa siyaset nedeniyle suçlanmayacaklanmn söylendiğini haürlatarak, sonuçta Türk siyasetiyle oynandığını ve vatandaşm depolitize edildigini bildirerek, "Türkiye deneyim ve birikün dediğimiz önemli kavramlan geniş çapta inkâr etti. Siyaseti kim olsa yapar gibi düşünenler hâkim oldu. Geçen altı yıl içinde itişilip kakışılıp bu yere gelindi" dedi. Türkiye'nin itibarının arttığını dış borçlanmadaki artışia paralel tutulamayacağını da söyliyen Demirel, 1850'Ierden beri borçlanan Türkiye^ nin 1878'li yıllarda Muharrem Kararnamesiyle borçlanm ödeyemeyeceğini açıklamak zorunda kaldığım anlattı ve bu yıl petrol harcamalarında bir milyar 800 milyon dolarlık bir düşme obnasaydı Türkiye'nin çok büyük sıkıntılar içinde kalmış olacagını anlattı. Satamadıktan sonra almanın neye yarayacağım soran Demirel, yüzde 15 faiz veren herkese kredi açılmasının doğal olduğunu ve son dönemde kısa vadeli borçlann büyük boyutlara ulaştığını, bu borçların ödenmesinin istenmesi durumunda yine borç aranacağını bildirdi ve siyasi konjonktörde ufak bir değişiklik halinde tehlikenin büyük olduğunu söyliyen Demirel, "Kredi veren ölkelerie siyasi ihtilafa düşerseniz her dediğini yapamaz dunıma girebüirsiniz. Ve münasebetleriniz gerginleşebilir" şeklinde konuştu. Demirel, demokrasi konusundaki görüşlerini açıklarken de, "Demokrasi konosunda göıüş olmaz. Demokrasi insanlann haysiyetti yaşamasının geregidir" şeklinde konuştu. UGUR MUMCU (Baştarafi 1. Sayfada) lanır, "halk dalkavukluğu" ise halkm hoşlanacağı sözlerle yalnızca halkı kandırmaya yarar. Halklar hiç yanlış yapmazlar mı? Sozgelişi, bu anayasa halkm büyük çoğunluğunca onaylanarak yürürlüğe konmuştur. Demirel ve Ecevit için geçerti olan yasaklar, böylece, halkm büyük çoğunluğunca da benimsenmiştir. Bu oyların arasında önceki gün Samsun'da Demirel'i karşılayan ve coşkunca alkışJayan DYP'lilerin ve İzmir'de Ecevit'i bağırianna basan yurttaşlann oylannın bulunmadığını kim ileri sürebilir ki? Eski siyasetçilere yasak koymak yanlışsa, bu yanlış, anayasa oylamasında "halk" tarafından da paylaşılmıştır. Partiler MGK tarafından kapatıhrken, bu partilere oy ve gönül vermiş halk ytğınlan susmuşlarsa, demek, kitlelerin de bu suskunlukta payları vardır. Anayasa oytaması öncesinde yalntzca bir avuç insan, birçok tehlikeyi göğusleyerek halkı aydınlatmaya çalıştı. Bugün Sayın Ecevtt'in dilryie o coşkun kalabalıklar önünde "aydın denen" ve "solcu geçinen" suçlamaianyla asağılanmak istenen bir avuç aydın, yazılar yazarak, konuşmalar yaparak halka gerçekleri anlatmaya calıştılar. Aralanndan bu yazılan nedeniyle cezaevine girenler de oldu. Şimdi "halk dalkavukluğu" ile "halk sevgfe/"ni burada birbirinden ayırmak gerekir: Bugün kalabalıkların önüne çıkıp, halka bu anayasaya "evet" derken niçin yanlış yaptığını anlatmak gerekir. Tıpkı holding partilerine yoksul yurttaşların oy vermemeleri gerektiğini anlatmak gibi... Gerekir ki bir daha böyle bir olağanüstü dönem yaşanır ve yine temel hak ve özgürlükteri daha da sıkan bir anayasa taslağı getirilirse halk bu yanılgılardan kendini koruyabilsin... "Halk hiç yanlış yapmaz, yanlışj sadece aydınlar yapar" derseniz, halk yığınlan önünde alkış toplamak için böyle konusursanız bu tam anlamryla bir "halk dalkavukluğu" olur. Vanlışı halklar da aydınlar da yapar. Aydının halk ile bütünleşmesi, bu yanlışlann halk önünde hoşgörüyle tartışılmasıyta sağlanır. Yine sozgelişi, Demirel'i Samsun'da, Ecevit'i Izmir'de karşılayan coşkulu kalabalıklardan kaçta kaçı bu iki lider, 12 Eylül gecesi Hamzakoy'a gotürülürken bir tepki gösterdiler? ve kaçta kaçı bu iki lider Hamzakoy'dan birer polis neferi eşliğinde evierine bıraktlırken tiderierine "Geçmiş olsurf diyebilmek için kapılarına koşabildiler? Ve 12 Eylül 1980 öncesi alanlara stğmayan devrimci işçilerden kaçta kaçı DİSK yöneticileri kjam istemiyle elleri kelepçelenip duruşmalara getirilirken onlan sokaklarda olsun sessizce izlediler? Kaçta kaçı duruşmalarda bulunabikdiler? GÖZLEM Ozal ağzını bozdu (Baştarafi 1. Sayfada) Uzun yıllar devlete hizmet ettiğini, ANAP'ı kurarken, "Sevgiye dayalı düzen" amaçladığını anlatan özal, kendisini dinleyenlere, "Bugün 12 Eylül, bir daha 12 Eylül öncesi o günlere gelmey i ister mianiz?" diye sordu. Ozal, kavga istemediklerini, bu nedenle ANAP çatısı altında her taraftan insanlann bulunduğunu söyledi ve Mevlana'nm "Ne yaparsan vap, gel" dizelerini okudu. özal, Türkiye'nin yokluktan bolluğa geçtiğini, memura ve işçiye konut yardımı sağlanchğını ANAP'm sosyal adaletçi bir parti olduğunu söyledi. özal, "Bizim sosyal adaletçiligimize sosyal demokrallann yetişmesi mumkün değildir. Hani gecekondulara tapu vereceklerdi? Hani sahiUeri halka açacaklardı? Bunlann bepsini biz yapıyonız" dedi. Özal, FakFukFon oluşturulduğunu da anlatarak, Sosyal Dayanışma Fonu'nu Karabük'teki konuşmasında eleştiren eski Başbakanlardan Bülent Ecevıt'e "Gelmiş burada 'özal padişah mı?' diyor. Ben ona diyomm ki senin rakibin pasaoglu, sen git onunb ugraş, benimle degil" diye konuştu. Özal, topluluktaki bazı işçilerin DemirÇelik'teki prim sonınunun çözülmesini istemeleri üzerine "Tamam o ise bakacagız" sözü verdi. Basbakan özal, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Diyoriar ki, Özal çok geayor. Tabü ki öyle. Davet ediliyor ne yapalun, siz edilmediniz. Karşımızda eski güçler var. Tekrar toparlanıp çıkmak istiyorlar. Aslında onlann kavgası benimle degil 12 Eylül'ü yvpanlarla. Üzüldükleri nokta, 'Neden bu işi Özal kaptı' diyoriar. Ne yapayım ben almadım ki millet verdi. Başkalannı diişündüler, siz onlara oy vermediniz bana verdiniz. Çok karşımıza çıkanlar var. Kimseyi kızdırmak istemiyorum. Ama siz anlarsuuz hani bir laf var. 'Iki gözümün içine bakın, anlarsınız.' Şimdi bazı sol amigo j'azariar, solak sendikacılar birieşmis, tski liderlere destek veriyorlar. Haydi geiin bakalım, 29 eylül sabahı uyanacak bakanksuuz, 'Acaba kötü bir rüya mı görüyorum' diyeceksiniz." Daha önce kazanmaya çalışacagız diyordunuz. Şimdi alacağız diyorsunuz... ÖZAL tnşallah alacagız. Büyük farkla alacagız. En çok çekjşme hangi ilde olur? ÖZAL Izmir'de, SHPANAP çekişir gözüküyor. Ama inanıyorum biz, tzmir'i de inşallah alacağız. Daha gideceğim. 4 Odeki deteriendirmeniz nasd? ÖZAL Ankara, Bingöl, Burdur, tzmir, lstanbul, alınz. Demirel, "Geçmişe açık savaş açmışlar. Kendi icraatlarını anlatacaklarına, geçmişi kötülüyorlar" diyor. ÖZAL O da onun fikri. Türkiye'nin nereden nereye geldiğini, kendileri 70 sente muhtaç olduğunu söyledi. Şimdi 11 milyar dolar kredi alıyoruz. Demirel konuşaıaya basladı. ÖZAL Demirel de degiştirmez. Dikkat ederseniz hayal görenler var dedim. Sayın Demirel de mi hayal görecek? ÖZAL Evet, hepsi hayal görüyor. Hepsi bizim reylerimizin yüzde 25 olacagını söylüyorlar. O hayaldir. Paşa oglu, yeni seçim takti*i Neden buna gerek gördünüz? ÖZAL Biz zembille gökten inmedık. Kimse bizi soyadımudan dolayı bir partinin başına koymadı. Ben çalıştım, geldim. Yani tnönü gökten zembille mi indi? ÖZAL Eee, öyle bulunup getirildi... DYP, Demirel'e ragmen başan saglayamazsa. bu Demirel'in siyasi hayatının sonu olur mu? ÖZAL O beni hiç alakadar etmez tabii. Demirel bir siyasi partiyi kendi kuramazsa ona bir şey diyemem. Kendi kurmamışsa hiçbir tarafa destek vermemesi icap ederdi. Doğrusu buydu. Ama kendi kurdurmuşsa gayet tabii destek verecektir. Ben de kurduğum paniyi müdafaa ederim demiştim. Son konuşmamzda "Erkekse çıksın" dediniz... ÖZAL Hayır, hayır. Ben emanetçi değilim. "Erkekçe çıkom sizden oy istedim" dedim. "Ash çıksın" dediniz. Demirel'i mi kastettiniz? ÖZAL Hayır, hayır, "Müsvedde ile ugrasmam" dedim. Aslımn çıkması size de baglı... ÖZAL Yok, yok. Bugün değil hele bir bakalım, 28 eylül geçsin. Bugün aslı çıkmadı mı? ÖZAL Şimdi onu bilmiyorum. Aslı mı değil mi bilmiyorum. Sonra yasaklıyım derler. Bingöl'de Ecevit'i takdir ettinb... ÖZAL Mücadelesini takdir ettim. Yani olumsuz yanları, yanlış tarafları var tabü de, ama mücadelesinin şu tarafmı takdir ettim. Biz de aynı şekilde mücadele ediyoruz. Karşısına bütün sol amigoları, eski arkadaslanm aldı, tek başına mücadele ediyor. Bu hoşuma gitti. Bunu takdir etrnek lazım. Onu da ifade etti ki, rnillete gitmek laam. Ben de aynı şeyi bir bakıma yaptım. Bana da kimse destek olmadı. Partiyi kurdum, çıktım ortaya. Ne eski siyasilerden birinden, ne de mevcut idareden destek geldi. Hepsinden köstek geldi. Ama buna rağmen erkekçe çıktık, aldık. Ama o muvaffak olur mu, olmaz mı onu büemem. Birden burada hücum etneye başladımz. Yoksa DSP ANAP'm tabanına mı inmeye basladı? ÖZAL Bizimle ilgili bazı laflar söylemiş de onun için eleştirdim. • "Alternatifimiz yok" diyorsonuz. Demirel, "Millet kime oy verirse alternatif odur" diyor. ÖZAL Bize oy vermiş. Şu anda alternatifimiz yok. Şu seçimde de değişmeyecek. Parti kurarken Demirel'in baa arkadaşlanyla birlikte çalısmak istedginizi soylemistiniz. Şimdi de, "Demirel bir pani kurmamışsa destek vermemetiydi" dediniz. Bazı arkadaşlan çalışma teklifinizi kabul etseydi. yine böyle mi konnşacaktınız? ÖZAL Bakın, o arkadaşlar benim de arkadaslanm. O söylediğin kimseler benim yakınım. Hatta yanımda calışmış kişiler. Ama hasbelkader onun kampına daha yakın olmuş kimseler. Onun için bunun müsaadesini istedik, yani sen müsaade et de bunlar da çalışsın diye. Vermedi müsaade. Daha ötesi yok. tnönü size "oportünist" dedi. Siz de bugün SHP adayı için "kovuldu" dediniz. ÖZAL Hayır canım. Bir nevi dışarı çıkanlmış. tnönü oportünist demekle ne işledi? ÖZAL Ne bileyim. tnönü bazen bazı kelimeleri başka manada kullanabilir. Merkezi biz lespit ettik. Bundan fevkalade içerlemiş olabilir. Anlayamamış, onun için böyle diyor. CÛNEYT ARCAYÜREK yaz.yor (Baftaraft 1. Sayfada) 1a, partinin yağdınüğı parayla tutulan minibüsler, otomobiller kanlmiftı. Bu seçim şöyle bir duygu veriyor insana Bu seçim haikın bilinçle vereceği oylarla demokrasi ve ekonomi yolunda düzlük arayanlarla 6 Kasım oldubittisinin zembille indirdiği iktidann sarsıntıya uğramaması için her çabayı gösteren bir anlayış arasında geçen siyasal savaşım. özal'ın başarıstzlığa, başarılı oiamayacağına değinenlerin sözlerine, hele yazılanna hiç tahammülü yok. Izmir'de karşıt görüşteki kalemlerin yazdıklan bir yana, yandaşı olanlann bile halkm tutumunu aynı görüşle paylaşmalanna karşın Basbakan özalda mutlaka üç yazara vurmak siniHUiği görülüyor. Her ilçedekonuşurken mutlaka o yazılara dolaylı biçimde vurmayı huy edinmiş, söyleyip duruyor. Oysa özal, Izmir'de son haftadaki durumu gözleriyle saptadı. Bir ilçede seçim yitirdiğini bizzat görse de inanmak istemeyen, tersine bu somut gerçeğin değil yazılmasına söylenmesine büe dayanamayan bir siyaset adamı özal. örneğin Burdur'da tzmir'deki manzarayı anımsatan sorulara, bugünün gerçeklerinden söz ederek yanıt vermiyor. Yerel seçimlerde toplam sol oyların ANAP'tan ileri olduğunu dokundurarak soruna yaklaşmaya çalışıyor. Ama son tzmir gezisinin olumsuz izlenimlerine söz gelince, yandan çark edip başka konulara geçiveriyor. özal'a göre bu seçimde halk, 1950 seçimlerindeki sonucu yineleyecek. Oysa yakın tarihi az buçuk bilen herkes 1950'de iktidardaki CHP'ye, iktidar olması olasılığı bulunmadığı söylenen muhalefetteki DP öyle bir ders vermişti kL Eğer 1950 yinelenecekse, 1986'da, halkm ANAP'a bir ders vermesi, muhalefetin alacağı oyların güldür güldür ANAP'ı çok gerilerde bırakması gerekir. Geçmişte kalan pek çok gerçek gibi 1950 seçimlerini de Özal ya bilgi noksanlığından ya da çarpıtarak halka bir örnek gibi anlatıyor. Özal'ın kimi yanlış değeriendirmelerini de dinledik önceki gece. Haikın suskunluğunu, "karara varmış" olmakla eşdeğerde sayıyor ANAP lideri, "Halkta heyecari yok" diyor. Oysa tersine halk 6 Kasım'da, ardmdan gelen yerel seçimlerde desteklediği özal'daki değişimleri gözlu'yor, kimi yerde hayretle, kimi yerde tepkiyle dinliyor Başbakanı. Halkm politize olmaya başlamasmdan bile rahatsız Özal. Ona göre 3 buçuk aşırı uç politizeymiş de, haikın çoğunluğu siyaseti umursamıyormuş. Öyle ise, Burdur'da kalabalıklan çekmeye yönelen üstün çabaları neden? Ama çevresi, Samsun'u buruk sözlerle irdeliyor. Çevresindeki gerçekçi gözler lznür'in iyi olmadığını, hatta yitirildiğini, Manisa'da Pakdemirli'nin, "ifıci davranışlanyla" zor durumda kaldıklarmı söylüyor. Hatta bu çevre Erdal Inönü'nün seçilmesine, ana muhalefetteki gelecekteki kimi sonuçların önlenmesi açısından değer veriyor. Eğer bu çevreye bakıiırsa Samsun, Manisa ve tzmir'de Özal'ın aksine ANAP seçimleri yitirdi, yitiriyor. ANAP'tan bir üst düzey yetkilisi Inönü'nün Ardeşen'deki belediye başkanı seçimine gitmesini hiç yadırgamadı, gülerek dedi kL "Tabü basında SHP kazantrsa manset, biz alırsak 3 satır." Ara seçim kaosunda Ardeşende 6205 seçmenli bir küçiik seçimin yurt düzeyinde önemli bir çösterge gibi rtitelenmesi olası. ANAP bu seçime asılmıyor gibi görunüyorsa da bunun nedeni manevi değeri fazla olan bu seçimi yitirmesi olasıhğımn yüksek olmasından kaynaklamyor. Pazar günü iddialı ANAP'a karşı bütünleşmiş sosyal demokrat oylar bir sınav verecek. Belki de bu moralle Inönü, öteki illere geçecek. Burdur'da sinirlerini zorfrenleyen özal'a karşın, Rize yolunda Inönü sakin ve gülümseyen doğasını saklı tutuyor. özal'ın kendisiyle ilgilı sözlerini hafiften alaya alıyor Inönü. özal, SHP liderini paşazade diye kücilmsemeye çalışırken, Erdal tnOnü yanıt veriyor: "Kifisel hikâyeUre gülüp geçe ANKARA'öan ttLÇM DtâAN (Baştarafi I. Sayfada) yığabilir miydi?.. Karadeniz'in Samsun'da Demirel çevresinde patlaması ne "eskinin özlemi", ne Demirel'e "bağhhk", ne de "vicdan muhasebesi." llgisi yok, Samsun'daki gösteri "bir örgüt zaferi." Yıllar ve yıllar boyu bu örgütü Demirel oya gibi işledi. Tek tek, hiçbir "arkadaşını vepartisiniyalruz bırakmadı." Kim hastaysa, kimin başı derde düşmüşse, kim ekmeğe muhtaç olmuşsa, kim kapısım çaldıysa, kim rim." Tabii, Erdal înönü hepimiz gi kendisine kızmışsa, Demirel bir an bile düşünmeden, tümünün bi, "kişisel öylesine hikâyeler" elinden tutmaya, tümüne güç biliyor ki, gülmesin de ne yapvermeye, umut aşuamaya çalışsın? tı. örgütü ayakta tutmaya çalıştı. Daha da önemlisi, "Siyasal (Baştarafi 1. Sayfada) mücadele, ancak ve ancak örgiitdaki halkla da gerekli bağlantıle ofa/r" diyerek, "Ben her müyı kuruyordu. sait zemini kuUarunm. bugün bu Bir tablo vardı ki, meydandaki köylü vatandaş, Demirel'i dinzemin parti kurarak mücadele lerken buğdayını sattığı andaki açmaya elverişli ise, biz de her durumunu tekrar yaşıyordu. Deşartta parti kurarız " dedi. Kurmirel şöyle konuşuyordu: duğu partinin biri açıldı, kapa"Buğday 70 diyor. Çuvala etitıldı. Biri kuruldu, kapatıldı. ni sokuyor. Yaş diyor, topraklı Kurulamn kapatılma olasılığına diyor. 60 lira yapıyor. A l sana 36 karşı üçüncü ve dördüncü pardiyor. 6 lirasına stopaj diyor. Al tiler kuruldu. Tümen tümen insana 30 lira, 30 lira ile çarsının san parti kurdu. Tek bir amaçbir ucundan öteki ucuna gidebila: "Siyasal mücadele ancak örlir misin? Eli şakağında, cebingütle ohır, partiyle olur" ilkesinde 40 parası kabnadan köyüne den hareketle. gider." Diğeri Bülent Ecevit, örgütüDemirel'in bu sözlerini dinlene hiçbir zaman inanmadı. yen vatandaş, çuvalını doldurup "Yalntzlığt" hep kendisi tercih sanki buğdayını satmaya gelmiş etti. Aslında bu tercihini 12 Eyde, hakkı olan parayı alamamış lül'den çok önce dıle getirdi. ve orada sesini çıkaramadtğının 1977 seçimleri sırasmda Istanbilinci ile meydanda Demirel'i albul'da düzenlenecek mitingte kışlıyordu. kendisine saldın yapılacağı ihbaDemirel'in dün Süvari'nin rı, dönemin Başbakanı Süleyüzerine çıkışı da başlıbaşına bir man Demirel tarafından iletildiolaydu hem de bir 12 Eylül güğinde, o gün radyo konuşmasınü. Ladik'e geldiği zaman otom değiştirip aynen şunları söymobili, alanda "Süvari"nin yaledi: nında durdu. Demirel, üstü açık "Ben ve eşim yann Taksim otomobilde ayağa kalktı, fakat Meydanı'nda olacağız. Ben ve ne o halkı, ne de halk onu yeteeşim mitingte Taksim'de bulurince görebiliyordu. Ayağının alnacağız." tına konmak uzere tabure, sanHani "parti" nerede?.. "Ben dalyefalan aradılar, ama bu, sove örgütüm, ben ve partim " nerunu çözmedi ve Demirel, bir anrede?.. Hayır, "Ben ve eşim" da kendini DYP'nin seçim otobüsünün üstünde buldu ve bu daha önemli Ecevit 'e göre. "Ben sahneyi hiç kimse de yadırgamave eşim", yürütülen siyasal müdu Demirel, Samsun gezisicadelede "ben ve partim "den nin dünkü bölümüne Ladikdaha önde geliyor, daha 1977'in Ahmetsaray köyünden başlalerde... dı. Eskiden beri AP'ye oy veren 12 Eylül sonrasmda ise, sekiz 400 haneli bu köy en sonunda yıl genel başkanlığını yürüttüğü ANAP tarafından cezalandırüpartisine artık ' 'burjuva partisi'' mış. Ara seçim öncesinde köylüdiyor. Ohalde, sekizyıihkgenel ler Cindoruk'a yemek verdikleri başkanlık döneminde Ecevit, için köy yolunu yapmaya gelen "Bir sosyal demokrat partinin dozerler geri çekilmiş, Demirel değil, köhnemiş bir burjuva eline mikrofonu alıp, bu köyde partisinin" lideri. Bununla kalde konuştu. uSizi unutanlan siz mıyor, "partiyi reddediyor" ve de unuttuğunuzu gösteriniz" deherkesi "suçlu" ilan ediyor, di ve ekledt "Sadece dua ettiği"Doğruyu yapan sadece ben niz zaman Cenabı Allah bizi varım" diyerek, kapısım çalan doğru yoldan ayumasm demeyigenel sekreterini bile evine almıniz, Hem onu deyiniz, hem de yordu. gereğini yapınız." Ve Ecevit, özal'ın "takdirmi" Erkekler, Demirel'in karşısmkazanıyor. Hatta, öylesine "takda, kadınlar topluca bir köşede dir ediyor" ki Özal kendisini, can kulağı ile Demirel'i dinliyor"Biz de Ecevit gibi aynı şekilde lardı. Ladik'te kır ata binmiş mücadele ediyoruz, bir bakıma gençlerin eşliğinde ve banttan biz de Ecevit'le aynı şeyi yayılan kişneyen atsesleri arasınyapıyoruz'" diyor. da karşılanan Demirel, halka bu memleketin halinden memnun olup olmadığını, emeğinin karşılığım alıp almadtğım sorup (Baştarafi 14. Sayfada) meydandakilere "Hayır''' diye bağırttıktan sonra insanlann Çahşma grubunun toplantısı başlanm suyun üstüne çıkarmasırasında hazırlanan metnin 45 larını ıstedi ve önünde sallanan kasımda Avrupa Konseyi üyesi ülkelerin Içişleri ya da Adalet DYP bayraklanm gösterip, "VicBakanlarının da katılacağı topdanmızın emrine uyunuz. Şu kır lantılarda yeniden ele aJınacağı atın böğrüne damgayı basuuz" ve parafe edilebileceği bildirildi. dedi. Bu arada, Türkiye'nin de teArtık iyice havasındaydı. Zor röre karşı alacağı bir dizi önlem altında kalıp da halka eziyet etçerçevesinde Içişleri ve Dışi$teri meye kalkışabilecek vali ve kayBakanJıkları tarafından koordimakamları uyardı, "Sonra başneli olarak yürütülen çahşmalar lanna büyük sıkmtı gelir" diye.. kapsamında, diplomat bagajlaIkinci durak Havza, demoknnın da gümrük denetiminden ratların kalesi ama, sosyal degeçirilmesi düşünülüyor. mokratlann. İşçi yanlış yapmaz, köylü yanlış yapmaz, aydınlar yanlış yapmaz, halklar yanılmaz... KUH1MLER Halkla aydınlar ancak bir demokratik ortamda tartısa tartışa doğruyu bulurlar. Yanlışlar, birbirierinin yuzlerine soylene söylene düzeltilebilir. işçiler yanılırlar; yanılmışlardır. Koylüler yanılırtar; yanılmışlardır. Halklar yanılırlar; yanılmışlardır. Aydınlar yanılırlar, yanılmışlardır. Ya bu ürkeklik, ya bu korkaklık, ya bu yılgınlık? örgütsüz halk baskı karşısmda elbette ürker, yılar, korkar. Halk ancak demokratik örgütleriyle baskıya karşı direnebilir. Halk ancak bansçı örgütleri ile soluk alabilir. iş, lider geçinenlerin böyle örgütleri kurabilmeleridir. Bugün seçim konuşmalannda, yanılgılann ve yenikjilerin açık özeleştirilerini yapmadan, ülke niçin 12 Eylül öncesi iç savaş ortamına surükJendi, bu anayasaya niçin yüzde 92 oy çıktı, bu konulan yüreklice tartışmadan, yalnızca ve yalnızca, halka, "her davrantşının haklı olduğunu" söyleyip alkış toplamak "halk dalkavukluğu" değil de nedir? Lider, gerçekleri halka anlatan "öncü" demektir. "Halk dalkavukluğu" yaparak halktan alkış ve oy toplayan değil! İnönü'den Özal'a: Kıırusıkı (Baştarafi 1. Sayfada) ANAP adayının kazanacağını söyledi. Eski Genel Başkan Aydın Güven Gtirkan ile birlikte Ardeşen'e gelen SHP Genel Başkanı Înönü, Basbakan Özal'ın " S H P bizim yaptıklanmızı tersine çe>irecekmiş. Tapu dağıttık. Onlan geri mi alacak?" sözleriyle ilgili bir soru üzerine, söyle konuştu: "Sayın Özal tapu dağıtmadı. Tapu dağıtacağım diye kandırmaca yaptı. Biz diyonız ki gerçek tapu dağıtacağız. Özal 'Orta direği destekleyeceğiz' diye iktidara geldi, ortadirek diye bir şey bırakmadL Biz Özal'ın bu şekilde yaptıklarının tersini yapacağız. Vaatle değil, gerçekten >apacağız." Erdal tnönü, Basbakan özal'ın kendisini kastederek, "Ben paşa çocugu değilim. Zembille inmedim. Partiyi tırnağımla kazıvarak kurdum" biçimindeki sözleriain anımsatıiması üzerine şunları söyledi: "Sayın Özal kendini anlatmış, bir şey demiyorum. Seçimin konusu bunlar degil. Üç yıldır bir iktidar var orta yerde. Liderlerin kendilerini tanıtmalan daha işin başında olurdu. 6 Kasım'da bunlan soylesevdi Sayın Özal kendini tanıtmaya çalışıyor diye herkes dinlerdi. Sayın Özal'ı şimdi herkes tanıyor. Üç yıllık icraatı ortada. Yaptıklan, söyledikleri meydanda. Şimdi bekleneıı Sayın Özal'ın üç yıldır neden söylediklerinin tersini yaptığını anlatmasıdır. Sayın Özal'ın ailesini falan kimse merak etmiyor artık. Herkes kendi hayatını diişünüyor. Gerisi hikâyedir, hikâyelerle uğraşmıyoruz. Onun sözüne cevap verirsem, ben de o konulara girmiş olurum. Ben onu istemiyorum. Vatandaşlann merak ettiği konular bunlar değil. Bizden istenen sıkıntılann ortadan kalkması. Başka şeylerie uğraşmıyorum. Ben bunlan vatandaşlann beklentisine aykın, gereksiz ve zararlı buluyorum. Kişisel hikâyelere de gülüp geçerim. ÇUnkii onlar vatandaşm beklediği şeyler değil." SHP Genel Başkanı Erdal İ n ö n ü , kendisi için " p a ş a çocuğu" diyen Özal'ı, "kuru sıkı kabadayı" diye niteledi. Înönü, Ardeşen'e gelirken seçim otobüsünde gazetecilerle yaptığı sohbet sırasında, "Özal, kaybedeceğini gördüğü için telaşa kapıldı. Onun için böyle şeyler söylüyor" dedi. Basbakan Özal'ın "Emanetçiler gilsin, asılları gelsin" sözleri ile ilgili bir soru üzerine de İnönü, "Eski liderlerin etkisini kaybedip kaybetmediği seçimlerde belli olacak. Özal hem emanetçi ile uğraşmıyonım, asıllan gelsin diyor, hem de siyasi yasakiann kaldınlması yolunda çaba harcamıyor. Bu kuru sıkı kabadayılıktır. Asdlan karşıma çıksın demek yetmez. Bunun için gerekli >asal düzenlemeleri yapmak gerekir" diye konuştu. Înönü Ardeşen'de, "Basbakan t n ö n ü " diye sevgi gösterileri ile kalabalık ve canîı topluluğa yaptığı konuşmada, ANAP iktidan, eğer iyi bir şey yapmışsa, tersini yapmayacaklannı bildirerek, "Ama yaptıklan iyi bir şey yok I d " dedi. Ardeşen'deki belediye başkanlığı seçiminin ara seçimler için bütün Türkiye'ye yol göstereceğini belirten Înönü, partisinin dini duygulara saygısız olduğu iddiasının yayılmak istendiğini belirterek, bunun iftira oldu ğunu ve oylarını azaltmak amacı güttüğünü söyledi. Ardeşen'den Giresun'a geçen Înönü ve beraberindeki uzun konvoy yol boyunca yurttaşlar tarafından durdunıldu. Espiye'd e Fiskobirlik'in radyasyon gerekçesiyle fınflık almadığı ve para ödemediğinden yakınan vatandaşlarla konuşan Înönü, radyasyon sorumlusunun Sovyetler Birliği olduğunu bildirerek, Şovyetler'den tazminat istenmesi gerektiğini söyledi. SHP Başkanı Înönü bugün Samsun'un Bafra üçesindeki açık hava toplantısmda konusacak ve daha sonra bir başka ara seçim bölgesi olan Zonguldak'a geçecek. Avrupa Özal, SHP Genel Başkan Yardımcısı Tevfik Çavdar'ın güneydoğudaÖte yandan Süleyman Demirel, ki operasyonla ilgili sözlerini de akönceki gün gece yarısına doğru, yatararak, "Terbiyesize bak, olacak iş rü takvim yaprağı 12 eylüle geçmeden mi bu?" diye konuştu. özal daha birkaç saat önce Samsun'da kaldığı sonra Safranbolu'ya Reçti. otelin suit dairesinde Karadeniz geBasbakan Turgut özal, Zongulzisini izleyen basın mensuplarıyla bir dak'ın ilçelerinde özellikle Bartın'da sohbet toplantısı yaptı. Eskiyeni parbüyük gövde gösterisi yaptı. tililerin de katıldığı ve yaklaşık 20 kiKonvoyun Bartın'a girişinden itişinin bulunduğu odadaki sohbet, asbaren yolun her iki tarafına dizilen lında bir basın toplantısıydı. Demirel konuklanna ısrarla kavak inciri . kalabalık arasında güçlükle ilerledi. Erkal Zenger'in anonsu üzerine çok ikram ettikten sonra gazetecilere sayıda çocuk, kadın ve gençler, "Hepiniz rahat mısınız, kaldıgınız Petek2'nin önüne ahndılar ve Karayerier düzgün mü?" diye sordu. bük'ten bu yana konvoya eşlik eden 198O'de kendilerinin hükümette Emniyet Genel Müdürlüğü'nün özel bulunduğu zamanda Türkiye'nin bühareket timinin çemberi altında Baryük sıkıntılar içinde olduğunu söytın içine kadar girdiler. Konvoy, mileyen Demirel, yüksek enflasyonun, tingin yapılacağı meydana ilerlerken yatınmlann durgunluğunun, kan döbalkonlarda bulunan kadınların külmesinin çözülemediğini, ama enfANAP bayraklannı sallayarak Özal'a lasyon ve işsizlik konularının bugün tezahurat yaptıklan izlendi. Bu arayine konuşulduğunu, kan dökülmeda özal meydana girdiğinde, evlerin sinin doğu illeri dışında pratikten üst katlanndan san konfetiler atıldı. kalktığını bildirerek. "Doğu illerinPetek2 coşkulu kalabalık arasında de vaziyel iç açıa değildir. 1984 ağusilerlerken, sokağın bir kenanndan tosundan 1986 ağustosuna kadar 40'a karşı kenara çekilen DYP, SHP ve yakın subay ve 100'ü aşkın er şehit Refah Partisi amblemlj bayraklann olmuştur. Bn Cumhuriyet tarihinin bir kısmı yırtıldı. Petek2, dar bir soen yüksek rakamlandır. Tiirkiye için kaktan geçerken üzerindeki mikrodüşünülecek hadisedir" dedi. fonları ikinci kez kırüdı. Anarşi işi düzelince bir daha muBasbakan Turgut özal, Bartın'da dahale olmayacak şekilde seçimle yapüğı konuşmada, kendisine göstegelmiş bir hükümete görevin devrerilen ilgiden memnun olduğunu bedileceğinin söylendiğini hatırlatan lirtti ve "Biz hiç kimsenin emanetçiDemirel, 12 Eylül sabahı söylenenlesi degiliz. Ben ve arkadaslanm sizrin zaman geçince değişik bir tatbiden erkekçe oy istedik" dedi. katının yapıldığını, siyasi partilerin Özal, konuşmasını sürdürürken kapatılıp, siyasi kadrolara siyaset yaZonguldak adayı Şadi Peblivanoglusağı getirüdigini anlattı. Türk siyanun, "Bundan sonra aday diye taksetine yeni bir şekil verilmek istendidim edilmenK çok kmyorum" dediğj ğini bildiren Demirel, "Tiirk siyaseduyuldu. özal'ı karşılayanlann Ulaştiyle epeyce oynandı. Siyaset ve sivaUrma Bakaru Veysel Atasoy"a çok büsetçi çok kötülendi. Türkiye bnnun yük tezahüratta bulunduklan dikkati sancılarını çekmektedir ve çekti. çekecektir" dedi. Türk parasımn AvÖzal, Zonguldak'ın Ulus ilçesinde rupa paraları arasında en çok eskide yaptığı konuşmada, eskiye oy veyen para olduğunu da sftyleyen Derenlerin çoğunun ANAP'ta birleştimirel, "Parayı çok eskittik. yıprattık. ğini söyledi. Özal, çocuklan iyi yeYüksek enflasyon dolayısıyla yüksek tiştirmek için elden gelenin yapılacafaizle yeni bir sınıf raraltık " şeklınğmı beürterek, televizyonu 6 kanala de konuştu. çıkaracaklarını, bunun iki kanalımn Altı yıl öncesinin bir milyon liraeğılime aynlacağını açıkladı. smın bugün 177 bin liraya indiğini Safranbolu'da da konuşan özal, öne süren Demirel, Türkiye'nin buANAP'm istikrar için kurulduğunu nalım içinde değil, ama bunalımdan belirterek "Siz oylannızla bunu perçinlerseniz, birçok şom agtzhnın agızlan kapanır. Milletten akhgımız güçie Doçent Doktor biz daglan yırtar, asanz" dedi. Sııbaya (Baştarafi 1. Sayfada) Yardımcısı Bahri Zengin düzenlediği basın toplantısmda "Biz iktidara geldiğimizde beş temel esastan hareket edeceğiz. Bir, insanın canı, iki malı, üç ırz ve namus, dört saglıgı, beş de imanla fikri" dedi. Bütün sağ ve sol partilileri "Batılı" olarak gördüklerini belirten Zengin, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kızlanmızın bu iktidar döneminde başuıı örtmeleri halinde üniversitelerde, okullarda ve dolayısıyla ilmin kapılanrun yüzlerine kapanması. yönetimlerin Batıcı duşüncelerinden kaynaklanmaktadır. Bu, yerii düşünceleri mahkum etmelerinin tipik bir örneğidir. Biz iktidara gelirsek, YÖK'Un üstünde hükümet vardır. Biz hükümet olarak kanunlan değiştirip kızlanmızın hiirriyetini onlara vererek, arzu ettikleri şekilde başlanm örterek okullara girmelerini sağlayacagız. Orduda ve polislik görevlerindeki subay ve memurlarımız sakallannı bırakabilecekierdir/' HARUN ÖZBAY Plastik Cerrahi Uzmanı Abidei Hürriyet Caddesi Derya Ap. No: 231 Kat: 6 Şişli Telefoo: 130 86 36 ORG, GİTAR, NOTA DERSLERİ 336 22 20 Burdur'dan Antalya'ya giderken Basbakan ve ANAP Genel Başkanı Turgut özal'a yöneltilen sorular ve yanıtları şöyle: Derairel, memleketin iyi idare edilmedigini söylüyor. Vatandaşa "Dur deyin, dur demezseniz vebal altında kahrsmız" diyor.. ÖZAL Bu, kendisinin görüşü. Karar milletin. Millet onun söylediği istikamette karar vermezse o vebal altında kalacak. Bu yanhşı Samsunda da göreceğiz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle