17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Sahibi: Cumburijtt Matbaacılık ve Gazetecilik Turk. Anonım Şirketı adına Nadir N»di. # Genel Yayın Muduru: H u u Ctnnl, Muessese Muduru Emine U$aldıgil. Yazı Işlerı Muduru Oka> Gonensia. O Haber Merkezi Muduru Yılçın Baycr. Sayfa Duzenı Yonetmeni: Ali Ac»r, 0 Temsılcıler: ANKARA: VaJfin Dogan, IZMİR. Hiknel Çctinkıya, AOANA: Mehmcl Mcran. lstanbul Haberleri: Reha öz, Dış Haberler: E r g u Batcı, Ekonomi: O s a u LUgıy, Kültür: CcUl Üslcr, Magazin: Yaiçıa Pekjea, Spor Danışmanı: AMiılkadir Yıacdman, Düzeltme: Refik Durin*. Arajurma: Şahia AJpty, IşSendika: Şakraa Kettod. HaberAraştırma: Ufuk GuMenir, • Koordınaıör: Ahmcl Konıbu, • Mali tşlcr: Erol Erkot, Rcklâm ve Halkla llişkıler GoUcraı Koşar, Idarc: Hnseyia Görer, lşlctme: öndcr Çdik. Bilgılşlem: Nıfl İaal. Basan ve Yavan: Cumhuriyel Matbaacılık ve Gazetecüik T.A.Ş. Türk Ocagı Cad. 39'41 Cajaloğlu J4334İsı., PK: 246lsıanbul, Tel:512 05 05(20haDTetcc 22246 % Burolar Ankan: Zıya GOkalp Bulvarı tnkılap Sokak No: 19 4 Tel: 33 II 4147, Telex: 42344 • tzmin H Zıya Bulvarı 1352. Sok 2/3. Tel: 25 47 0913 12 30 Tefcx: 52359 • Adaıa: Çakmak Cad No: 134 Kal 3, Tel: 1455019731 Telex: 62155. TAKVtM 12 EYLÜL 1986 lmsak: 5.06 Güneş: 6.34 ögle: 13.05 tkindi: 16.39 Akşam: 19.27 Yatsı: 20.49 Ortaklığın durumu masa başına geliyor AETden Türkiye'ye Ağır ve ucuz anten seçîn ıhk rüzgâr esiyor Bruksel parkurundaki engellerin bir bölümünü önemli ölçüde kaldırdı. Nitekim, fırsatı iyi değerlendiren Türk diplomasisi, yılbaşında Dışişleri Bakanı Vahit Halefoğlu'nun kaleminden AET başkentlerine bir mesaj göndererek, Turkiye Avrupa Topluluğu ilişkilerinin normalleşmesi "zamanı geldiğini" hatırlatt; \e 5 Şubat 1980'den beri toptanmamış olan Ortaklık Konseyi'nin bir araya gelmesini istedı. Ankara bu talebi yaparken, gerçekçi bir yaklaşım içindeydi. Mevcut konjonkturun artık aleyhine işlemediğini farkeden Turk tarafı, Ortaklık Konseyi'nin "gündemsiz olarak" toplanmasını ve genel bir durum değerlendirmesinin yapılmasını istiyordu. Yani, iki taraf arasındakı en ust organ Ortaklık Konseyi'nin, bakanlar seviyesinde bir araya gelmesi en azından önemli bir siyasi jest niteliğini taşıyacak ve "diyalogsuzluk sürecini" noktalayacaktı. Turkiye, bu Ortaklık Konseyi'nden, AET ile olan sorunların dosyalar halinde çözümlenmesini beklemiyor ve büyük bir ihtimalle istemivordu da. Vahit Halefoglu'nun talebine hemen yanıt verilmediyse de, geçen şubat ayında Lüksemburg'ta yapılan A ET Dışişleri Bakanlan toplantısında esas eğilim ana hatlanyla belirginleşmişti. Eski muhaiifierden Fransa ve Hollanda, "Türkiye cephesine" kaymış, Danimarka tarafsızlaştırılmış, Yunanisıan ise Konsey'in toplanmasına muhalefet etmeye devam etmişti. Öte yandan, Yunanistan'ın muhalif tutumu bir yana bırakılırsa, Konsey'in gerçekleşmesine ilke olarak karşı olmayan AET Akdeniz Havzası Sorumlusu Claude Cheysson, en yüksek organın. kendi deyimiyle bir "taçlandırma" olmasını istiyordu. Yani, Türkiye ile AET arasında mevcut sorunlar, Ortaklık Konseyi'ne kadar çözümlenmeli ve birleşim, her şeyin mukafatlandırıldığı, "taçlandınldıgı" bir toplantı olmalıydı. İlk başıa, Chtysson'un bu yaklaşımına itiraz eden çıkmadı, hatta serbest dolaşım konusunu bir an önce çözmek isteyen Federal Almanya'nm bir ara bu tutumun şampiyonluğunu yaptığı gözlendi. Turkiye'nin elinde bir koz olan ve Ankara'nın tam üyelik başvurusu sırasmda kullanmak istediği bu serbest dolaşım "floş ruayal", Türk tarafının Ortaklık Konseyi'nin gerçekleşmesi için harcaması durumunda adı bir "sinek döperine" inecekti. Fakat Yunanistan'ın tutumu ve muzakerelerin seyir biçimi Claude Cheysson'(Arkaa 13. Sayfada) ANKARA, (Cumhuriyet Biirosu) Elektronik araç yapımalan, 2. kanal için anten ahrken en ağınnın ve en ucuzunun seçilmesini önerdiler. 2. kanal için yeni bir anten ahmrken, anten kablosunun da en kalitelisinden seçilmesi gerektiği vurgulandı. Yapımcılar antenlerin bo>\ıdanyla kalıtesı arasında bir bağlantı olduğunu vurgulayarak, "Türkiye'de üretilen antenlerin boyutlan hesaplanmayip yurtdışında üretilen antenlerin boyutlan kopya ediliyor. Bu nedenle dışarda ve Türkiye'de iiretilen antenler arasında ve Türkiye'de üretilen antenlerin birbirleri arasında büyük kalite farkı olmuyor" dediler. Antenin kalitesini etkileyen en önemli unsurlardan birinin de kullanılan alüminyum miktan olduğunu belinen elektronik araç yapımcdarı, "Çok yüksek frekansı almak için yapılan bu antenlerde alUminyumun ince kullanılması antenin kalitesini etkiliyor. Ban üreticilcr de maliyetin diişmesi için alüminyumu az kullanıyorlar. Bu nedenle ikinci kanal için yeni anten alması gerekenlerin antenin kalitelisini alabilmeleri için antende kullanılan aluminyumun ince kullanılıp kullanılmadığına bakmalan gerekiyor" biçiminde konuştu. Antende ne kadar alüminyum kuUanıldığını anlamak için anten bonılarının çapı ve ağırlığını kontrol etmek gerektiğine dikkat çekerek, şöyle dediler: "Anten eİemanlannın baş ki 2. Kanal için uzmanların önerisv Ankara Zürih uçak seferleri İSTANBUL, (UBA) Dünyanm önde gelen havayotu şirketlerinden Swissair'in Ankara Zürih direkt uçak seferleri, 26 Ekim 1986 pazar günü başlayacak. Swissair şirketinin Ankara Zürih direkt seferleri, sadece perşembe ve pazar günleri gerçekleştirilecek. DC9 tipi uçakların kullanüacağı direkt | seferlerde bilet ücretleri gidiş dönüş 433 bin 220 lira olacak. UZMANLARIN ÖNERÎLERİ: İB eylül salı günü Dışişleri Bakanı Halefoğlu, AET'deki meslektaşlarıyla Brüksel'de gündemsiz olarak masaya oturacak. Toplantı, gündemin şekline bakılırsa fazla bir önem taşımıyor. Ama fıilen donmuş olan AnkaraBrüksel ilişkilerinin artık resmen yeniden işlerlik kazandığının göstergesi olması bakımından salı günü yapılacak toplantîhın önemi büyük. HADİ ULUENGİN BRÜKSEL "Ortaklığın durumu." Dışişleri Bakanı Vaiıit Halefoglu, salı günü saat onda diğer Avrupa Topluluğu üyesi meslektaşlanyla Brüksel'de, Turkiye AET Ortak lık Konseyi toplantısı için bir araya geldiğinde, gündemin biricik maddesini bu iki kelimelik ciımle oluşturacak. Gündemin şekil itibariyle kısalığından yola çıkarsak, toplantının buyük bir önem taşımadığım söylemek mümkün. Ne var ki, 5 Şubat 1980 tarihinden beri bakanlar duzeyinde hiçbir zaman biı araya gelmeyen ve 1 Aralık 1964 tarihinde imzalanmış olan Türkiye AET Ortaklık Anlaşması'na göre de iki taraf arasındakı en yüksek organı oluşturan Ortakük Konseyi'nin nihayet toplanabilmiş olması bile aslında başlı başına bir olay. Yani, 12 Eylül askerı mudahalesinden bu yana fıilen donmuş bulunan Ankara Bruksel ilişkilerinin artık resmen yeniden işlerlik kazandığının göstergesi. lşte bu açıdan ve aşağjda sıralayacağımız diğer temalardan yola çıkarsak da, salı günü gerçekleştirilecek toplantının önemi buyük. DEMOKRATİK OLMAYAN BİR TÜRKİYEYE HAYIR Salı günü gerçekleştirilecek Ortak lık Konseyi'nin aynntılanna inmeden önce, bu oturumun önemini daha iyi kavrayabilmek için, Türkiye AET ilişkilerinin altı yıü aşkın süredir nasıl bir seyir izlediğine kısaca göz atmakta yarar var. llkin, 12 Eylül 1980 müdahalesinin Avrupa camiasında hemen bir ön yargıyla karşılanmadığını belirtelim. Yani, Türkiye'nin bütünleşmeyi, önüne tam hedef olarak koyduğu AET'nin "İüa bir darbe oldugu için" 12 Eylül'e derhal karşı çıktığını söylemek zor. Nitekim, bunun göstergesi de, Avrupa Topluluğu Bakanlar Konseyi tarafından o zaman yayımlanmış olan bıldırinin müdahaleye ilişkin olarak "ılımlı" bir dil kullanmış olması. Ancak öbür gerçek, bu ilk "ıhmlı" yaklasımdan sonra, Türkiye'deki gelişmelere paralel olarak Onak Pazar'ın Ankara'ya karşı sertleşrne sureci içine girdiği ve artık 1981 yılı başlarından itibaren de Avnjpa bloğunun Türkiye ile ilişkileri fıilen dondurduğu. Yani, hem verilmesi öngörülen kredileri, hem açık dosyalan ve hem de siyasi temaslan kestiği. Hükümetler kanadına dönuk bu "dondurmanın", bir olçüde AET'nin danışma ve kamuoyu organı durumundaki Avrupa Parlamentosu'ndan kaynaklandığını söylemek mümkünse de, bugun geriye bakarak bir değerlendirme yaptığımızda, vurgulamamız gereken esas nokta, AET'nin Ankara ile ilişkilerini Türkiye'de gerçek anlamda bir demokrasi olmadığı için dondurmuş olduğu. Ortak siyasi paydalan çoğulcu ve özgür demokrasiler olan bir ülkeler topluluğunun, kendisıyle butünleşmek isteyen bir parıonere, ancak o da bu ortak pavdalara sahip olduğu takdirde yaklaşması, onunla kuracağı diyaloğun derecesini de bu ortak paydalann ölçulerine göre beürlemesi normal bir yaklaşım. Ancak, izafi bir değer taşıyan bu "noraıalliklen" hareket ederek, Avrupa Topluluğu'na uye on iki ulkenin de 1980'den beri Turkiye'ye ayru açılardan baktıklannı söylemeye imkân yok. "llımlılar" olarak niteleyebüeceğimiz İngiltere ve Federal Almanya'nm, bazen yanlarına Belçika ve îtalya'yı da alarak Brüksel'de "Türk yanlıs" bir cephe oluşturduklannı, buna karşılık, ilk beş yıl Yunanistan, Hollanda, Danimarka ve Fransa'nın bir "karşı cephe" teşkil ettiklerini, Luksemburg ve lrlanda'nın "renksiz" kaldıklarını \e bir yıldır topluluk üyesi bulunan İspanya ve Portekiz'in ise pek bir şeye karışmadıklarını şematik bir biçimde belirtmek mumkun. Şüphesiz, söz konusu surede ülkelerin, Turkiye'ye karşı olan yaklaşımlannı esas olarak tayin eden faktör, bu hükümetlenn genel siyasi egilimleri oldu. Ankara Bruksel ilişkilerinin dondurulduğu donem zarfında, Belçika Dışişleri Bakanı Leo Tindemans Federal Alman bakan Hans Dietrich Genscher İtalya Dışişleri Bakanı Guilio Andreolli, Turkiye'ye gittiler ve Avrupa Topluluğu bünyesinde ilişkilerin hiç olmazsa " b i n u ıstnması" amacıyla avukaüık gorevi üstlendiler. Ne var ki, bu misyonlardan hiçbir başan elde edilemedi. İlişkilerin en üst seviyede normalleşmesi anlamına gelen Ortaklık Konseyi'nin toplanması bir yana, dondurulmuş bulunan ekonomik kredi ve yardımların çok az bir bölümü bile serbest bırakılmadı. Bu "diyalogsuzluk sürtci", Ozal hükümeti sırasında da devam etti ve 1985 sonuna kadar Avrupa Ekonomik Topluluğu'ndan Ankara'ya dönuk bir bir san ışık bile yanmadı. DÖNÜM NOKTASI: DOSTANE ÇÖZÜM Türkiye AET ilişkilerinin normalleşmeye başlama süreci olarak algılayabileceğimiz esas tarih 7 Aralık 1985, Avrupa Konseyi lnsan Hakları Komisyonu'nda Türkiye hakkında dava açmış olan beş ülkenin şikâyetlerini bu tarihte "dosUoe çözıim" formülüyle geri almaları Ankara Antenin kalitesini, içinde kullanılan aluminyumun miktan belirler. Bunun için aynı boyutlardaki antenler arasında en ağır olanını seçin. 1. Kanal yayınının iyi ahndığı yerlerde 2. kanal için küçük anten yeterli olabilir ve bu anteni çatıya çıkarmaya gerek yok. 1. ve 2. kanal için ayrı iki anten ve aynı kablo kullanılacaksa, iki anten birbirine direkt olarak paralel bağlanmamalı, araya mutlaka empedans transformatör konulmalıdır. Aynca iki anten arasındakı uzaklık 5075 santimetre olmalıdır. sımlannda plastik bir kapak kullamlmamışsa elemanlann çaplan rahatlıkla görülebilir. Bunu görmek mümkün değilse ince alüminyum kullanıhp kullamlmadığını anlamanın en kolay yolu antenin ağırlığını kontrol etmek. Aynı boyutlardaki antenlerin en ağır olanının tercih edilmesi daha doğru olur" UHF antenlerinde ince alüminyum kullanıldığında yüksek frekansın iyi alınmadığı bu nedenle görüntünün karlı olacağı ve antenin daha kısa sürede oksitlenerek ömrünün kısalacağı belirtildi. Yerli yapım antenlerin arasında büyük kalite farkı olmaması nedeniyle fiyatları onyirmi bin lira arasında değişen UHF anten lerinden en ucuzunun tercih edilebileceği, pahalı anten alınmasının anlamh olmadığı vurgulandı. Uzmanlar, ikinci kanalı izleyebilmek için mutlaka yeni bir anten almak gerekmeyeceğini ifade ederek, şu görüşleri savundular: "Çukur yerlerde ve şehrin uzak bölgelerinde ikinci anten gerekebilir. Ama yayının guçlü olduğu yerlerde eski anten yeterli olabilir. Zaten şehirierde genellikle göriintü iyi alınabiliyor. Bu nedenle çok büyük anlen almaya ve anteni mutlaka çatıya çıkarmaya gerek yok. Televizyon vayınının iyi alındıgı yerlerde küçük anten secilebilir." tkinci kanal için anten aiınması durumunda iki antenin birbi rine bağlanış biçiminin yayının kalitesi açısından çok önemli olduğunu vurgulayan üreticiler, eğer aynı kablo kullanılacaksa, iki antenin birbirine paralel olarak direk bağlanamayacağını, araya mutlaka empedans transformatör konulması gerektiğini belintiler. tki antenin bağlamrken birbirlerine olan uzaklıklannın da önemli olduğu belirtilerek antenlerin üstüste birbirine 5075 santimetre ara ile bağlanması gerektiği bildirildi. Uzmanlar, hem i. kanal için VHF hem de 2. kanal için UHF antenlerinin birlikte bulunduğu antenlerin de kullanışh olmadıklarını kaydederek, şöyle dediler: "Bu geniş banth antenler çok hassas olmuyor. Diğerlerine göre bunlann verdiği yayının kalitesi daha düşük. Hem VHF hem de UHF kanalından yayın aldıklanndan alınan sinyalin verimi de dusüyor. Bu nedenle kişinin kendi anteniyle yayını alıp alamadıgını anlaması İazım. Eğer anteni ikinci kanal yayını alamıyorsa zaten geniş bantlı anten de yeterli olmaz. 2 anten almak gerekir. Geniş bantlı anten yayının kuvvetli olduğu yerlerde yeterli." Elektronik araç üreticileri vericilere uzak ve çukur bölgelerde yayım izleme olasılığımn düşük olduğuna dikkat çekerek, bu durumda antenin daha büyük alınması ya da daha yükseğe konulmasırun bir anlamı olmayacağını söylediler. Sovyet Genelkurmay Başkanı ANKARA, (ANKA) Sov yetler Birliği Genelkurmay Başkanı Mareşal Sergey Ahromev, resmi bir ziyaret amacıyla pazartesi günü Turkiye'ye geliyor. Maraşel Ahromev, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Üruğ ve diğer bazı askeri yetkililerle görüşmeler yapacak. Ahromev aynca, Ankara, lstanbul ve Eskişehir'deki bazı askeri tesis ve fabrikalan gezerek incelemelerde bulunacak. Çinli diplomat YozgaVta YOZGAT, (a.a.) Ankara Emniyet Müdürlüğü 'ne basvurarak sığınma talebinde bulunan Çin Halk Cumhuriyeti Ticaret Müşaviri Muhammet Niyazi, dün Yozgat mülteci misafırhanesine getirildi. Türk asıllı Çinli diplomat Muhammet Niyazi, siyasi sığınma isteğinin kabul edilmesi üzerine bugün sıkı güvenlik tedbirleri altında Yozgat'a getirildi. Muhammet Niyazi, Yozgat Emniyet Müdürlüğü yetkililerince mülteci misafırhanesinde uzel olarak hazırlanan bir odaya yerleştirildi. Yozgat 'ta bir süre konuk edilecek olan Çinli diplomat daha sonra istediği herhangi bir kente gönderilecek. Ozal, tam üyelik başvurusu için hazırlanıyor SEDAT ERGİN ANKARA Türkiye, önümüzdeki haftayla birlikte TürkiyeAET ilişkilerinin kaderini belirleyecek kritik bir döneme giriyor. Altı yıldır askıda duran TürkiyeAET dosyalarının açılacağı, Avrupa'nın korkulu rüyası serbest dolaşım sorununun çözüme bağianacağı ve hepsinden önemlisi Özal hukümetınin AET'ye tam üyelik için sürpriz bir başvuruda bulunması olasılığımn hayli yüksek olduğu bir sonbahar yasayacağız. TürkiyeAET ilişkileri konuşulunca başkentteki Batılı diplomatik çevrelerde üzerinde durulan başlıca konu, Özal hükümetinin tam üyelik başvurusunu bu sonbaharda yapıp yapmayacağı. AET ülkelerinin Ankara'daki büyükelçileri ve çeşitli düzeydeki diplomatları bugünlerde bu konuda "koku almak, "nabız yoklamak" ve tahmin yürütmekle meşguller. Üst düzey bir Batılı diplomatın tahminine göre, "başvurunun en erken önümüzdeki kasım ayında yapılması muhtemel". Bu diplomat. "Aldıkan Turgut Özal'ın "kafasından neler geçtigini" hemen hemen kimse bilmiyor. Kendisine yakın kaynaklar, "Başbakan, başvunıyu bir an önce yapmak niyetindc, Daha fazla zaman kaybetmek istemiyor. Ancak başvuruyu ne zaman yapacak? Bu hususu hiçbirimiz bilmiyoruz. Başvuru tarihi yalnızca başbakanın kafası içinde" şeklinde konuşuyorlar. Bir başka deyişle, Ozal başvuru tarihi konusunda tam bir "kapalı kutu". Bununla birlikte, Başbakan Özal'ın tam üyelik başvurusunu yapmadan önce önümüzdeki haftalarda TürkiyeAET ilişkilerinde ortaya çıkacak tabloyu da görmek istediği anlaşılıyor. Tablonun ilk renkleri ise önümüzdeki hafta altı yıllık bir aradan sonra ilk kez bakanlar duzeyinde toplanacak olan Brüksel'deki Ortaklık Konseyi toplantısında belli olacak. Bu toplantıdan iki gün sonra da, Özal, Viyana'da yapılacak olan "Avrupa Demokrasi Biriigi" kongresinde Federal Alman Şansölyesi Helmut Kohl ve Fransa Başbakanı Jacques Chirac ile bir araya gelecek. S. Arabistan TVsinden Konya'ya ekip ÇALIŞMALAR SÜRÜYOR Boğaz Köprüsü çalışmaları son hızıyla sürüyor. Rumelihisarüstü'nde geçen yıl yıküan gecekondulann yerinde şimdikrde büyük bir hafriyat çahşması görülüyor. Çalışmalar nedeniyle 250 gecekondu için ek istimlak karan ahnmış durumda. ¥16 motor ölçüm tesisleri KONYA, (a.0.) Suudi Arabistan televizyonundan bir ekip Konya'ya gelerek şehrin tarihi ve turbtik yerlerini filme aldı. Kültür ve Turizm Müdürlüğü Folklor Araştırma ve Uygulama grubunun çalışmalarmın da yer aldığı fılm, önümüzdeki ay Suudi Arabistan televizyonunda geniş birprogram halinde yayımlanacak. İstimlak karan alınan 250 gecekondu sakini şaşkın, evleri yıkılanlar perişan 2. Boğaz Köprüsü şimdüik can yakıyor 250 gecekondu için ek istimlak karan alındı. Gecekondu sakinleri okula başlayacak çocuklarını nerede okutacaklannı, odunkömür sorununu nasıl çözeceklerini bilmiyorlar. Evleri daha önce istimlak edilen ve Şerifali Çiftliği'ne taşınanlar ise susuz, elektriksiz, yolsuz, okulsuz, otobüssüz yaşam savaşı veriyorlar. Sosyal konut sakinleri çocuklarını okula kaydettirebilmek için gerekli olan ikametgâh senedini alacak muhtar bile bulamıyorlar. LEVENT ÇAĞLAR İkinci Boğaz Koprüsü'nun yapım çalışmaları son hızla surerken, çevrede yarattığı rahatsızlıklar can yakıyor. İkinci Boğaz Köprüsü çevre yolu bağlantısı için Büyıik ve Küçük Armutlu'da 250 gecekondu için ek istimlak karan alınıp, burada yaşayan insanlar kış öncesi büyuk bir umutsuzluğa itilirken, daha önce evleri yıkılan ve Şerifali Çiftliği1 nde yer gösterilenler ise sorunlarla boğuşuyorlar. Bayındırlık \e İskan Bakanlığı, Karayolları 17. Bolge Mudurlüğu'nce 21 ağustos tarıhli bir yazıyla Hisarüstu muhtarlığına bildirilen ek kamulaştırma alanına giren gecekondulann istimlak bedellerinin tespitine de başlandı. Bu ise çeşitli tepkilere neden öluyor. Büyükdere Caddesi ile Boğaz arasındakı karayolu bağlantısı içinde bulunan ve ek kamulaştırma alanına giren Etiler ve Armutlu'daki gecekondu sahipleri, "Geylani SitesJ'ndekilere goçleri yetmeyince, bizim evlerimizi yıkıyorlar" şeklinde konuşuyorlar. Bir sure once gazetemizde çıkan bir haberde yıkım planına giren Geylani Sitesi sakinlerinin kişisel gayretleri sonucu yıkım kararmı durdurduklan ve sıte \enne aynı bolgede bulunan Armutlu'daki gecekondulann yıkılacağının öne sürülduğü bildirilmişti. evlerin gerçek fiyatlarının çok altında olduğunu belinerek şunlan söylüyor: "Geçen yıl evlere 22.5 milyon lira değer bi<ildi. 5 milvona Şerifali Çiftligi'nden konutlar verildi. Gidenler memnun değilmiş. Şimdi 7 milyon liraja çıkmış. Memur maaşıyla nasıl odenir? Evlerin >ıkımı için kesin larih vermiyoriar. Odun komiır alamıyoruz. Önumüz kış, yakacak fiyallan artacak. Seçimler sonrası butün fiyaılar astronomik bir şekilde artacak. Tabii odun komur Tıyatlan da artar." Bir fabrikada işçi olarak çalışan Halil Maden ise "Çocuklan n u nerede oku>acak? Şerifali çiftliğine gitsek, orada okul yokmuş, su yokmuş. eiektrik >okmuş.." şeklinde konuşuyor. İkinci Boğaz Köprüsü yapım alanına giren ve evleri kamulaştırıldıktan sonra Şerifali Çiftliğı'ndeki sosyal konutlara taşınmak zorunda kalan yurttaşlar ise geldiklerine bin pişmanlar. En yakın ilçe olarak Kadıkoy'e 30 kilometre uzaklıkta, en az iki araç değiştirerek gidilen Şerifali Çiftliği'nde ne elektrik, ne su, ne okul, ne otobus, ne de öteki belediye hizmetleri var. Dağ başında bloklar yükselmiş. Ama o kadar. Konutlara 8 ay önce taşınan Kazım Güner çektikleri sıkıntıyı şoyle anlatıyor: "'Gecen ocak ayında camurda çorakla Hisanistu'nden çıktık geldik. Okulu >ok, dağ başında bir yer. Yali geldi. bir ilkokul temeli atıp, suJere en geç 15 gün içinde elektrik, su vereceğiz dedi. Okul eylule yetişecek dendi. lşte okullar açılıyor. Valinin sözü uzerinden 8 ay gecti. ne elektrik. ne su, ne okul var. Elektrik için tmar İskan Bakanlığı'na gittik. TEK'e devreltik dediler. TEK'e gittik, yetkili muhendis tutun dediler. Bir olamadık, yaptıramıyonız. Evler bizim üzerimize jvpdmadı. Ben parayı pesin ödedim. hâlâ lapumu aiamadım. Burada bir şeyler döniıyor gibime geliyor. Sonra yol. Buradan araba bulursak Dudullu'ya gidiyoruz. Dudullu'dan Kadıko\'e. Araba devamlı bulunmuyor. Belediye'den otobiis istedik vermediler. Burada esir gibi yaşıyomz. Dukkân, bakkai çakkal da yok burada, millet aç kaldı." İki çocuğu için okul aradığını, ancak hiçbir oku(Arkan 13. Sayfada) ANKARA, (a.0.) Mürted F16 savaş uçak fabrikasımn motor ölçüm tesislerinin yapımına ilişkin ihaleyi Alarko flrmasının kazandığı bildirildi. F16 uçaklarının motor testi ölçümlerinin gerçekleştirileceği tesislerin yapım ihalesini kazanan Alarko firması ile yaklaşık 5 milyar lira tutarmdaki yapım sözleşmesi de imzalandı. Kaymakam adayı eğitimi ANKARA, (ANKA) Içişleri Bakanlığı Müsteşarı Galip DemireU kaymakam adaylannm eğitim için yurtdışına gönderileceğini söyledL Içişleri Bakanlığı Eğitim Dairesi Başkanlığı'nca kaymakamlar ve bakanlık personeli için düzenlenen yabancı dil kurshrmın başlaması nedeniyle düzenlenen törende konuşan Galip Demirel, idarecilerin karşılaştığt en önemli sorunun yabancı dil olduğunu belirterek, önümüzdeki yıllarda bu eksikliği büyük ölçüde gidereceklerini söyledL İüst düzey bir Batılı diplomat: "Aldığımız izlenim, Özal'ın tam üyelik için bu sonbaharda başvuruya hazırlandığı yolunda. Özal, 1988 seçimlerine Türkiye'nin tam üyelik başvurusunu yapmış bir başbakan olarak girecek. ğımız izlenim, Özal'ın tam üyelik için bu sonbaharda başvuruya hazırlandığı yolunda. Başvuru, daha ileri bir tarihe sarksa bile, şurası kesin: Özal 1988 vılında seçimlere Türkiye'nin tam üyelik başvurusunu yapmış bir başbakan olarak girecek" diyor. Başbakan Özal'ın tam üyelik başvurusunu bu sonbaharda yapmaya iten faktörlerden biri, Türk işçilerinin serbest dolaşım sorunu ile yakından ilgili. Ankara Antlaşması'na göre, serbest dolaşım hakkının I Aralık 1986 tarihinde fıilen başlaması gerekiyor. Başta Federal Almanya olmak üzere AET ülkelerinin yaptıkları ısrarlı girişimler karşısında Başbakan Özal, Türkiye'nin serbest dolaşım hakkı konusunda ısrarlı davranmayacağı güvencesini vermiş bulunuyor. Ancak Özal, AET karşısındaki bu en önemli kozunda geri adırn atarken, bundan doğacak kaybı telafi etmek amacıyla tüm üyelik başvurusunu kayda geçirmeyi tasarlıyor. Özal, AET ülkelerine verdiği mesajlarda "serbest dolaşımın Türkiye'nin AET'ye tam üyeliği çerçevesinde ele alınabileceğini" belirterek, serbest dolaşımı, tam üyeliğe bağlıyor. Başkentte üzerinde durulan muhtemel şenaryolardan biri, Başbakan Özal'ın serbest dolaşım hakkının uygulanmayacak başlangıç tarihi olan 1 aralık tarihinde başvuru mektubunu AET Komisyonu'na göndereceği varsayımına dayanıyor. Bazı yabancı diplomatlara göre de, "Mektup kasım ayının sonlanna doğru da gonderilebilir". ÖZAL NE DÜŞÜNÜYOR? Tam üyelik başvurusunun zamanlaması konusunda BaşbaÖzal'ın Viyana'daki ikili görüşmeleri TurkiyeAET pazarlığının ikinci aşamasım oluşturacak. Gerek Kohl, gerek Chiracın Başbakan Özal'a daha önce vermiş olduklan "Başvuru için acele etmeyin" mesajını tekrarlamaları bekleniyor. Yaklaşık iki yıldır çeşitli düzeylerde yaptıklan girişimler ve verdikleri mesajlarda Başbakan Özal'ı tam üyelik başvurusunu "ağırdan alması" için ikna etmeye çalışan AET ülkeleri açısından önümüzdeki iki buçuk aylık süre "başvurunun önlenebümesi" için "son fırsat" olarak gözüküyor. BAŞKA FAKTÖRLER Bazı yetkililere göre ise, Ortaklık Konseyi toplantısının yapılacağı 16 eylülden, serbest dolaşım hakkının başlangıcı olan 1 aralık tarihine kadar geçecek olan 2.5 aylık süre içinde TürkiyeAET dosyalarını konu alan pazarhğın nasıl bir seyir izleyeceği de Başbakan Özal'ın başvuru konusundaki karannda rol oynayabilir. 12 eylülden sonra askıya alınan 650 milyon dolar tutarındaki dordüncü mali protokolün ne kadar bir zaman süresi içinde Türkiye'nin kullanımına verileceği, bunu izlemesi gereken beşinci protokolün "büyüklüğü" ve diğer dosyalarda verilecek ödunlerin "cazipliği" de Başbakan Ozal tarafından başvuru oncesinde değerlendirmeye alınabilir. AET ÜLKELERİ: "GELMEYİN" Öte yandan AET ülkelerinin Türkiye'nin başvuruda acele etmemesi konusundaki "kararlı" tutumlarında herhangi bir esnekliğin söz konusu olmadığı anlaşılıyor. AET içinde Türkiye'yi ik NE SU VAR, NE ELEKTRİK ŞerifaU ÇtftUğTnde nesuvar.ne elektrik, ne de okuL Halk, bloklann içinden süt fabrikastnın artıklan geçtiğinden ve konutlarm sivrisinek yuvası olduğundan dert yanıyor. Gecekondusu ek kamulaştırma alanına giren Arif Kocaturk, "Önümüz kış, odun komunın şimdiden alınması lazıın. BUe sakın odun kömiır alıtıayın evleriniz istimlak edilecek, belediye de jıkacak diyorlar." Ahmel Ça>aş adlı yurttaş da e\lerinin istimlak edileceğini oğrendiklerini belirtirken şunları söylüyor: "Nereye gidecegimiz belli değil. Şerifali Çiftiiği diyorlar. Gktenier hep pişmanlar. ne elektriği, ne okulu, ne de su>u varmış. Okulların açılmasına az kala evlerimizi istimlak ediyoriar. Hiç degike, yazı beklesinler.." Devlet menıuru olduğu için adının açıklanmasını istemeyen bir yurttaş ise daha önceki istimlaklerde iki aynı e\e değişik değer verildiğini ve biçilen değerlerin Kan bağışı ANKARA, (a.a.) Kızılay kan bağışının yararları konusunun, okulların müfredat programına alınmasını istiyor. Türkiye Kızılay Derneği Kan Merkezi Müdür Yardımcısı Dr. Ferruh Çoruh, halkın kan bağışında bulunma eğiliminin çok yetersiz olduğunu belirterek, "Bu bir eğitim meselesidir. Geniş çapta ve uzun vadede bir eğitimi gerektirir. Bu nedenle müfredat programına alınmasını istedik. Bunun için yetkililerle görüştük. Ancak, bir sonuç alamadık" dedi. 100 milyonluk sahte 10 bintik ANKARA. (a.a.) Türk polisinin Federal Alman polisi ile ortaklaşa düzenlediği bir operasyonda, Stuttgart'ta sahte on bin liralık basan bir şebeke yakalandı. Tatillerini geçirmek üzere Turkiye'ye gelen işçi Mehmet Özdilek'le Hayrettin Tüfekçi ve eşi Claudia Tüfekçi 36 adet sahte 10 bin liralıkla yakalandılar. Yakalananların daha sonra Kırklareli'nin Babaeski ilçesindeki evlerinde yapılan aramada 24 milyon lira tutannda sahte on binlik bulundu. Mehmet Özdilek ve Hayrettin Tüfekçi mali şube gorevlilerine, Antalya'nın Manavgat ilçesi yakmlannda bir kayalığa sahte paralan sakladıklannı bildirdiler. Burada yapılan aramada 26 milyon yüz bin liralık sahte on bin Türk Lirası ele geçirildi. ALMANYA'DA BASILIYOR Yakalananların ifadeleri sonucu Federal Alman polisi ile işbirliğine giren Türk polisi, sahte on bin liraları Stutgart'ta Stutz adlı şahsın bastığını belirledi. Burada yapılan aramada para basımında kullanılan fılm, numaratörler, klişeler ve basılmış durumda 15 milyon lira tutannda sahte on bin Türk Lirası ele geçirildi. Stutz verdiği ifadede, para basımını Türk işçisi Özcan Gençer'in istediğini açıkladı. Gençer'in yakalanmasından sonra sahte on bin Türk Liralan'nı piyasaya sürmede kendisine yardımcı olan Turk işçisi Nazım Daglı da ele geçirildi. Gençer, 400 milyon liralık sahte on binlik basmayı planladıklarını, ancak şimdiye kadar yüz milyon liralık kısmını basarak piyasaya sürdüklerini açıkladı. SAHTE DOLAR Öte yandan Gaziantep'te, piyasaya sahte Amerikan doları süren 6 kişi yakalandı. Alınan bilgiye göre, bir ihbarı değerlendiren Emniyet Müdürlüğü Mali Şube ekipleri, şehrin değişik semtlerinde ve otobüs terminallerinde arama yaptı. Aramalar sırasında otobüs terminallerinde durumundan şüphelendikleri Suriye uyruklu Eadah ile Mehmet Gülünbilir ve Mustafa Doğan adlı kişilerin üzerinde 587 adet 100'lük sahte Amerikan Dolan ele geçirdiler. (Arkası 13. Sayfada)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle