19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER doğrultusuna ya da DatçaBodrum yönüne hareket edilirdi. Genellikle hareketten bir gün önce veya aynı günün sabahı ilk gelenlerden deneyimli olanlann gözetiminde 10 günlük bir kumanya listesi yapılır ve alışverişe çıkılırdı. Bu listede gerekli hiçbir şeyi unutmamak, bazı sürprizlere yer vermek önemliydi. Kumanya, nhtımdan tekneye yerleştirilirken, kaptanlar da buz, su ve mazot sağlar, liman kâğıtlarını düzenlerlerdi. Kumanyada içkilerin de önemli bir yeri vardı. Katılanlann durumuna göre alkollü içkiler ve meşrubat stoku yapılırdı. Genellikle herkes akşamîarı güneş batarken o tadına doyum olmaz söyleşiler sırasında eline bir kadeh alır, ancak birkaç kişi ikinci ve üçüncüyü içerdi. Limandan hareket edilirken, bir yandan da her günün görevlileri saptanır, liste yapılıp asılırdı. Genellikle bir büyük ve iki gençten oluşan günlük görevliler ekibi büyuk bir ciddiyetle, sabah kahvesinden başlayarak üç öğun yemek pişirmeden, servis ve bulaşık yıkamadan sorumluydular. Sabahları güneşin doğuşunda uyanık olmak Sabahattin Eyuboğlu'ndan kalma bir kuraldı, ama biz çoğu kez sesi güzel bir dostun aryası ya da türküsüyle uyanıp tanyerinin büyüsüne tanık olduktan sonra kahvaltıya dek yine kestirmeyi âdet edinmiştik. Fazlaca sportmen olanlar ise erkenden yüzmeyi yeğlerlerdi. Ta kış aylannda Azra Erhat, herkese mavi dosyalarda ödevlerini verirdi, herkes yol güzergâhında ziyaret edilecek bir öreni kendince hazırlar ve sırası gelince gruba anlatırdı. Böylece yeşilin ayakları dibine serilmiş mavi sularda bütün bir yılın yorgunluğunu atarken, karadaki tarihsel eserlerin öykülerini de öğrenir, kâh Karyalı, kâh Likyah, kâh da Olimposlu olurduk. Mimarlar hemen eskizlere, rölevelere koyulur, bize geçmiştekilerin yaşantısını somutlaştınrlar, Azra Erhat mitolojiden öyküler anlatır, sonra herkes kendi düşüncelerini söylerdi. Hepimiz öylesine görkemli uygarhklann nasıl olup da yok oluverdiğini bir türlü kavrayamazdık. Deniz yolculuğu çoğu kez sakin geçerdi, ama bazen, özellikle Yediburunlar'ı geçerken öyle bir sallantıya kapılırdık ki, denize en alışkın olanlarımızın bile içi dışına çıkabüirdi ve ilk kez gelenlerin çoğu o sırada pişmanlık duygulanna kapıhrlardı. SÖYLEŞİLER, SANATTAN İZ BIRAK1ŞLAR Akşam üstleri genellikle en tenha bir koya sokulup demirlenir, akşam sofrası hazırlarur, biri Sofrabaşı olur, söyleşi geç vakitlere dek sürer ve sonra türkülerle gece son bulurdu. Türkülerin başını yumuşacık sesiyle Leyla Özbay ablamız çeker, biz yeteneksizler de mavi türkü defterimizden onu izlerdik. Mavi yoleuluk demek, bir anlamda bol balık yemek demektir ve her yolculukta bu hayal yenilenir. Ne yazık ki bol balıklı yolculuklar azdır ve rastlantılara bağlıdır. Gün boyunca teknenin ardında salınan oltaya, geceleri çevreye konan sepetlere balık ya da istakozun gelmesi, bir iki ahtapotun yakalanması yemekleri şenlendirirse de çoğu kez bol balık, ancak satın alınarak sağlanır, o da rastlarsa! Yolculuğun başmda deneyimli dostlar, teknenin bir köşesine bir çuval çimento koyarlar, bilmeyenler de buna şaşınrlar. Ya Osmanlısuyu'nda ya da Kekovada bu çimento, kumla, suyla hallolur ve tüm yolculann çabasıyla kuş olur, petek göz olur, eller ayaklar olur, bir imece anıt yapılır, tarihler atılır, fotoğrafİar çekilir. Evet, fotoğraf çekimi mavi yolculuğun çok önemli bir yanıdır, büyük küçük herkes bir şeyler çeker, çoğu saydamdır bunlann. Kimi örenleri, kimi doğayı, kimi de insanlan resünler. Sonra bütün bir kış herkes birbirine bu diaları gösterir ve yoleuluk yeniden ve yeniden aynı heyecanla yaşanır. Mavi yoleuluk, ortalama 710 gün süresince, az veya çok tanıdığımız insanlarla ufacık bir mekânı, beri yandan olağanüstü güzellikleri, bir tarihi, bir coğrafyayı birlikte yaşamak; yağmuru, fırtınayı, anlann hücumunu, deniz tutmasım, akrep sokmasını, acemice hazırlanmış yemekleri, söyleşileri, tartışmalan, içki sofralannı, dünya görüşlerini paylaşmak demektir. Bu yolculukta insanlar, geceleri horlamalar dahil birbirterine tahammülü, yeni dostlar edinmeyi, dostluklan perçinleştirmeyi, yeşilin ve mavinin binbir nüansını, Samanyolu'nun tüm gizlerini öğrenirler. Geçmiş uygarlıklarm yok oluşunun, insanlığı boğmaya başlayan çevre kirlenmesinin, plansız yapılaşmalann, özelliklerini yitirip duran Bodrum'un, Marmaris'in ve giderek istilaya uğrayan "bakir" kalmış son koylann hüznünü duyarlar. Mavi yoleuluk ancak özlemini sürdürüyor^eniden ve yeniden arzulanabiliyorsa gerçek mavi yolculuktur. Genç ve yaşlı olan veya aramızdan aynlmış bulunan tüm mavi yolculara Merhaba! 3 AĞUSTOS 1986 Mavi Yoleuluk Üzerine Yolculann seçiminde geminin koşullan, koşullara uyum, katılacakların birbirleriyle ilişkileri ve geçirilmiş deneyimler çok önemliydi. örneğin erkenden yatağım evindeki düzenle yapıp yatmak ve sessizlikte uyumak isteyen birinin Mavi Yoleuluk'ta ne işi vardı? ANMA Kendisini her an içimizde hissettiğimiz, yokluğuna hiçbir zaman alışamadığımız değerli insan, kıymetli eşim, biricik babamız Prof. Dr. TÜRKÂN SAYLAN Geçenlerde çok değerli bir yazanmız, ilk ve son mavi yolculuğuna ait anıiarını kendine özgu biçemi ve yaklaşımıyla yazmıştı. Bu gezileri Halikarnas Balıkçısı'yla, Sabahattin Eyuboğlu'yla ve Azra Erhat'la yapma şansını tatmış insanlar, yazanmızın yaşadığı acıgülünç deneyimlere ve edindiği izlenimlere yürekten üzüldüler. On kere, on beş kere, çoğu kez her yıl, bu tadına doyulmaz yolculuğu nasıl sürdürebilmiş bu dostlar ve neden hemen her yoleuluk bitiminde gelecek yılın yolculuğunun hangi tarihte ve hangi güzergâhta yapılacağıtu konuşmaya başlamışlar diye düşündüm? Mavi yolculuğun apaçık olan giz'ine varabilmek için, Azra Erhat'ın sembolik kaptanı olduğu yolculuklara nasıl hazırlanılır, nasıl gidilir ve neler yapılırdı? Kış aylannda "Marmaris'ten kaptan gelmiş, gelecek yüın gezi programını soruyor, sen de katılır mısın?" dediler. Herkesi bir heyecan sardı. Kâğıtlar, takvimler çıktı ortaya, eski ve deneyimli birkaç mavi yolcu, gelecek yazın zamanlamasını, güzergâhıru, kişi başına düşecek parayı, gemide yapılacak onarım ve düzenlemeİeri konuştular. Yıllardır aynı insanları taşıyan ve mavi yolcularla özdeşleşmiş olan kaptan da kendi önerilerini söyledi. Sonra o yıl gidecek yolcuların saptanmasına geçildi. Geminin belli sayıda yolcu alması gerekiyordu, lâkin bu sayı hemen her sefer bir iki fazla tutuluyordu. Böylece kişi başına ödenecek para azalıyordu. Yıllardır yapılagelen mavi yolculuğa hep aynı tekne ile, aynı babaoğul kaptanlarla çıkıldığı için, geminin koşullan eski yolcularca iyi biliniyordu. Birkaç merdivenle inilen kamarada altlı üstlü dört kişilik yer vardı. Bu yataklar yaşlıca veya o sırada hastalanan yolculara aynhrdı, zaten kimse oralarda yatmak istemezdi. Kaptanlar makine dairesine sığışır, geri kalan yolcular da ön ve arka güverteye ve gündüzleri yemek masası olarak kullanılan motor odasının kapağına yerleşirlerdi. Herkes altına bir sünger şilte alır ve uyku tulumuna girerek uyurdu. Gecenin sessizliğinde şıpırdayan denizin sesini dinleyerek yere sırtüstü uzanıp bütün haşmetiyle panldayan Samanyolu'nda kayan yüdızları gözlemek olağanüstü bir keyifti. YOLCULARIN SEÇtMt, KOŞULLAR Yolculann seçiminde geminin koşullan, koşullara uyum, katılacakların birbirleriyle ilişkileri ve geçirilmiş deneyimler çok önemliydi. Ömeğin erkenden yatağım evindeki düzenle yapıp yatmak ve sessizlikte uyumak isteyen birinin mavi yolculukta ne işi vardı? Karavana halinde pişirilen yemeklerde aşın özen ve özel çeşitler arayan, tuvalete girdi mi saatlerce kalan, her denize girişten sonra duş alma gereksinimi duyarak su stokunu eriten birisinin varlığı ne çok sorun yaratacaktı... Yüzerken başkalarının su sıçratmasını istemeyen, her gün saçını bigudilerle sarıp mizampli yapan hanımın yeri var mıydı bu yolculukta? Kalınacak limanlar, günlük gidiş yolu ve yapılacak geziler konusunda hiçbir fıkri olmayan, lâkin her şeye sürekli karşı çıkan kötümserlerle yola çıkılabilir miydi? Küçücük bir teknede on gün süreyle iç içe yaşamak, omuz omuza uyumak, birlikte pişirmek, pişirileni yemek, bulaşıklan yıkarnak, birbirine tahammül etmek, hoşgörmek öyle kolay işler değildi kuşkusuz. Bu nedenle de birlikte gidilecek kişilerin seçimine çok dikkat edilirdi. Yine de her sefer çok istekli bir iki yeni kişi, çoğu kez genç biri, ilk olarak alınır, o da koşullara alışır giderdi. Kişisel kavgalar çok ender olur, gençler arasında olası gönül maceralan da genelde hep olumlu sonuçlanırdı. Çoğu kez mavi yolculuğa Istanbul'dan gidiş serbest olur, katılacaklar kuçük gruplar halinde gelip teknede buluşurlardı. Yoleuluk sıkhkla Marmaris'ten başlar, önceden kararlaştırıldığı şekilde ya FethiyeKaşAntalya RECEP AKESf yi aramızdan aynlışının 3. yıhnda rahmet, saygı ve özlemle anıyoruz. EŞİ: YÜKSEL AKESÎ ÇOCUKLARI: SEVCAN ÖZCAN AKESt tstiklal Savaşı Yedeksubaylanndan sevgili babamız M. ETHEM ÖKE Tann'nın rahmetine kavuştu. Merasimi, pazanesi günü Şişli Camii'nde öğle namaanda yapılacaktır. İskenderun îmar, İnşaat, Ticaret ve Sanayi Limited Şirketi'nde görev yapmak üzere aşağıdaki yanlı vasıflara uygun genel müdür aranmaktadır. Aranan şartlar: 1 ODTU ve Boğaziçi Üniversitesi Iş İdaresi mezunu olmak. 2 İyi derecede İngilizce bilmek. 3 Iş tecrübesi olduğuna dair referans verebilmek. 4 Sözleşmeli olarak dolgun ücretle çahştırılacak. 5 İlgililerin kısa özgeçmişleri ile birlikte Iskenderun Belediye Başkanhğı'na şahsen veya yazı ile başvurmaları duyurulur. DUYURU OKTflY AKBAL EVET7HAYIR Geçici Maddeler Kaldınlmadıkça... OKURLARDAN İnonç sömürüsü Yaktn geçmişte de öyleydi ya, 1982 Anayasası 'mn 24. maddesi ve "her ne suretle olursa olsun, dini veya din duygulannı yahut dince kutsal saytian şeyleri istismar edemez ve kötüye kuUanamaz" kesin yargıst geçerliliğini yitirmiş görünüyor, bunca acı deneylerden sonra. Din adamlanndan çok, özeüikle üst düzey politikacıları sözü edilen kesin yargıyı kendilerine göre yorumlayıp kişisel ve partisel çıkarlar doğrultusunda kullanmaktan çekinmiyorlar. Kimilerinin konuşmalannda, demeçlerinde, TRT'nin "Seçim Haberleri"ndeki seslenislerinde nice ömekler yansıyor: "AUah bizimledir... giyim... Ahlak ve maneviyat..." diye diye, neredeyse hâşâ Allah'ı partüerinden, kendileri gibi düsünmeyenleri de 'kâfir' sayacaklar!.. Sayın politikacılar, inançlannız vicdanlannızda kalsın; siz yapabileceklerinizi yaranma ve kandırma yöntemlerine sapmadan anlatınız. Inanç sömürüsü yeter artık!.. KEMAL ÜSTÜN tSTANBUL Kopan hat, ancak 15 günde bağlanv.. Yani belediye hatlan kopanr, PTT ekipleri bağlar.. tki gün önce, telefonum yine anzalandı. Tlıhaftır, bu sefer çöp arabası da yoktu.. Caddeye çıkam. Telefon idaresinden yanm düzine kişi, yerlerde sürünen telefon kablolannı kucaklayıp taşıyorlar!. Anladım; bu sefer anzayı çöpçü değil, PTT memurlan yapmış! Sordum. Şefleri yanıtladı: Baba (şimdi kibarca böyle söyleniyor) haberin yok mu?.. Kenan Evren gelecek... Yerlerde sürünen bu kablolan görmesin diye saklıyoruz... Bir hafta sonra telefonun çaltsır... Bir haftaya razıyun.. Bir şey değil de; şu içmeye ayranı olmayanlann tahterevaUisine gülüyorum.. OSMAN TÜNGER tSTANBUL Bizler Levent 6. Gazeteciler Sitesi'nde oturuyoruz. Beşiktaş Belediyesi merkeze yakın bölgelerde yaptığı çalışmalarla göz doldururken aynı ilçe sınırlan içindeki mahallelerle hiç ilgilenmiyor. Bu çevrede bulunan gecekondulardan ve diğer binalardan akan lağtmlar küçük bir derecikle Baltalimanı'na akıyor. Ve yol boyunca açıkta akan bu lağım ve artıkların içinde çocuklar oynuyor. Bu yaz günlerinde de sivrisinekten geçilmiyor. Kokusu da cabasL Biz belediyecilere ve sayın başkan Mümtaz Kola'ya belediye meclisinde oturup kavga yapacaklan yerde gelip ilçe sınırlan içindeki rezillikleri gözleriyle görsünler diyoruz, AHMET ALTANOĞLU İSTANBUL Baltalimanı 'na akan lağım suları bosfor turizm İSTANBULVİYANA Bütün Avrupa şehirleriyle bağlantılı muntazam otobus seferleri. Istanbul. fıiele Caddesı No 18 TaksımTel 143 25 25 Ankara: Aüem Yavuz Sokak No 3/1 Kızılay Tel 34 47 40 82 Anayasası'nın altıncı bölümü 'Geçici Hükümler' başlığı;nı taşır. Bu bölüm anayasada yapay bir eklentidir. Çünkü bu 16 madde çıkarıldığı zaman anayasanın maddeleri 174175 vb. diye birbirini tamamlar. Kısacası, bu 16 madde er geç 82 Ana'yasası'ndan kopartılacaktır. Türkiye'de demokrası aşamasına ancak bu geçici maddeler yürürlükien kaldırıldıktan sonra geçilecektir, daha önce 'demokrası1 sözcüğünü kullanmak boş ve gereksizdir. Bu 16 madde arasında son günlerde tartışma konusu olanlardan biri de 15. maddedir. İsterseniz bu maddeyi birlikte okuyalım: "12 Eyiül 1980 tarihinden ilk genel seçimler sonucu toplanacak TBMM'nin Başkanlık Divanı'nı oluşturuncaya kadar geçecek süre içinde, yasama ve yurütme yetkilerini Türk milfeti adına kullanan 2356 sayılı kanunla kurulu Milli Güvenlik Konseyt AOah'tn izniyle... AUah'a nin, bu konseyin yönetimi döneminde kurulmuş hükümetterin, emanet olunuz... Ezan, 2485 sayılı Kurucu Meclis Hakkında Kanurfla görev ifa eden Dabayrak... tslam... Başörtü, ntşma Medisi'nin her türiü karar ve tasanuflarından dolayı haklannda cezai, mali veya hukuki sorumluluk iddiası ileri sürülemez ve bu maksatla herhangi bir yargı merciine başvurulamaz. Bu karar ve tasamıftann idarece veya yetkili kılınmış organ, merci ve görevliierce uyguianmasından dolayı, karar alanlar, tasarrufta bulunanlar ve uygulayanlar hakkında da yukandaki fıkra hükümleri uygulanır. Bu dönem içinde çıkarılan kanunlar, kanun hükmünde karamameler ile 2324 sayılı Anayasa Düzeni Hakkında Kanun uyannca alınan karar ve tasarrufların anayasaya aykırılığı iddia edilemez." Gördüğünüz gibi bu 15. madde birtakım kişileri, yasaların, hatta anayasanın dışında, daha doğrusu üstünde kabul etmektedir. 12 Eyiül döneminde görev almış biriyseniz, işlediğiniz suçtan ötürü kimse sizi adalet önüne götüremez; yaptığınız, yanınıza kâr kalır. Dünyanın hiçbir ülkesinde hatta diktatörlükle yonetilen ülkelerde bile benzerini göremeyecegımiz bir madde bu! Suçluluğu önceden benimsemek, hesap vermekten kaçmak, gelecekte karşılaşılacak durumları anayasanın geçici maddeleriyle önlemek sayılmaz mı bu? Geçici maddeler... Ama süresi nedir, ne zamana kadar geçerli kalacaktır, bu maddelerin 'geçiciliği' nasıl kaldınlacaktır? Hemen diyeceksiniz ki, TBMM çoğunluğunun işidir bu... Ama Mecliste çogunluğu elinde tutan bir parti bu 'geçici' maddelerin kaldınlmasını istemezse ne olacak? Türk ulusu demokratik haklara, özgüıiüklere karşrt birtakım maddelerin sınırtan içinde mi sürgit yaşayacak? Sonra da buna 'demokratik yaşam' adını mı vereiceğiz? Geçici maddelerden biri de 4. madde... 12 Eyiül öncesindeki siyasal parti liderlerine, yöneticilerine 10 yıl, milletvekili ve senatörierine 5 yıl politika dışı kalmak cezası veren madde... Demirel, Ecevit ve partilerin yönetim kurulu üyeleri on yıllık bir yasağın kapsamındadır. 12 Eyiül 1980'den bu yana 6 yıl geçti, ama bu 4. madde hâlâ yürürlükte... Bu maddeye dayanarak savcılar işleme geçiyor, mahkemeler politikacıları hesap vermeye çağınyor. Demirel, Ecevit gibi politika adamları 6 yıldır politika dışında tutuluyor. Sonra da demokrasi, demokratik hakiar, özgürlükler, çok partili rejim, insan hakları gibi iri iri sözler kulaklarımızi tırmalıyor... Böyle demokrasi nerde görülmüş? Geçici maddelerin yasakJamaiarı, engellemeleri, önlemleri durdukça Türkiye'de demokrasinin sözü bile edilmemelidir. Son günlerde emekli General Şahinkaya konusunda tartışmalar, söylentiler yoğunlaştı. Yıllardır herkesin duyduğu şeylerdir bunlar. Her duyulan şey gerçek midir? Degildir. Ama bu tür soylentileri önlemenin bir tek yolu vardır, o da ilgili kişinin ortaya çıkıp bütün bu soylentileri kanıtlarla, belgelerle yalanlamasıdır. Bir zamanlar CHP 'Nerden buldun? Neden yaptın?' adlı bir yasa çıkarmaya kalkışmıştı, 1960 öncelerinde... Şimdi böyle bir yasanın kabul edilmesinin tam zamanıdır. Devlet yönetiminde hizmet alanlar neyi nerden, nasıl bulduklarını; neyi, niçin neden yaptıklarını kamuoyuna açıklamak zorundadırlar. Hiç kimsenin yaptığı yanına kâr kalmamalıdır. Hesap verilmezse, kişiler geçici maddelerin kalkanı altına sığınarak, ona buna meydan okurlarsa, kamuoyu ortalıkta dolaşan soylentileri n gerçekliğine iyice inanır. Anayasanın baştan başa değiştirilmesi baş koşuldur elbet. Ama şimdilik geçici maddeler bölümü en kısa sürede kaldırılmalıdır. Türkiye'de demokrasinin olup olmadığı, olup olmayacağı hep buna bağlıdır. Gerisi boş sözdür, gevezeliktir, halkı aldatmacadır. Ikiz kardeşler PTT ve Belediyv Belediyenin çöp arabası gelir. Meydanda "Çöp höyüğü" halinde duran gubreliği görmez; kutulardan çöp torbalannı alır ve her uferinde bir telefon hattını kopararak aynhr... Telefon idaresine başvundur. ETtLER, ULUS, LEVENT SEMTLERÎNDE 2 ODA 1 SALON KALORİFERLt KİRALIK DAÎRE ARANMAKTADIR. MÜRACAAIi 172 99 40 (İSTANBUL) 2 yaşından küçük çocuğa bakacak öğrenci bayan aranıyor. Tel: 512 05 05 (474) Kâzım Dirik Behçet Uz Osman Kibar Ortaöğrenim Burslarını Kazananlar Belirlendi. Egebank'ın, Izmır'e olağanüstü hızmetler vermış üç yonetıcının anısmı yaşatmak ve yetenekli öğrencılerı teşvık etmek amacıyla her yıl vermeyi kararlaştırdığı bursları almaya hak kazananların ısımlerı şöyle: Kâzım Dirik Burslan: Özden Şen Öztürk Haldun Akagündüz Behçet Uz Bursları: Asiıhan Aykaç Denız Devrım Balaban Osman Kibar Bursları: Ayşegül Gunt Celâl Selçuk Ünal Kâzım Dirik, Behçet Uz, Osman Kibar Ortaöğrenim Bursları. her yıl ilkoğrenımlennı izmir'de tamamlamış başarılı 6 öğrenciye verilmektedir. Bursıyerlenn tüm öğretim yükümlülüğu ve ortaöğrenim giderleri (Okul taksıdı, kitapkırtasıye ve diğer okul gereçlen, gıyım, harçlık), başarıları devam ettıği sürece Egebank tarafından karşılanacaktır. Egebank, Kâzım Dirik, Behçet Uz, Osman Kibar Ortaöğrenim Burslarını kazanan yetenekli çocuklarımızın başarılarının devamını diler. BAYRAM VE YA2 TURLARI BODRUM rMTOteti MARMARİS i50.ooo u f f 133.000 U « f * J . 95.000 T.l«fK . 150.000 THtfÜ| "3 MaıtıTK Marmans T K . . YitferOtel . . . DATÇA AVŞA Datça TK a u b Avşa Ote(ı EROEK . 76.000 T.L <UJfJ 75.000 T.L (EP) 165.000 T.L O J ) 57.000 T.L (O10 Acet O e l ı ALANYA incekum Motel Dıdem Otei UÇAKLA TUNUS ~UHS otenerde "* aece 6 gu Her na'"a >,es n •lafeMeîıe 175 'O" ' L Car :ıbaren UCRETINTRMAMI Tl OLAI HA1TUH A.Ş ı 3 z p osıa Caa 52 • > ESENTEPE IST4NBJL *EL .72 41 1 ı* HAT *E^EX 31291 Matr !r 9 gece. 10gun KDV oahi NetFiatlar LX3ĞU ANADOLU GEZİSİ 15'23 Ağuslos tanhtennde Uçokla IRABZON aorto sonra Olobusle ER2ÜRUM İARIKAM1Ş DOĞİJBEVA2IT VAN DTVARBAKIR AD^AMAN MALAIYA. KAPADOICYA* yatokl trenle İSTANBUL o conuî hızmetlen te$*stefâe yanm ponsıyon konatdafna ve ANMA ÇİĞDEM BATUBEY Dayanılmaz hasretin ve acmla sensiz dördüncü yılı da doldurduk. Öziemin günler, aylar, yıllar geçtikçe büyuyor, büyüyor, buyüyor. Her an seninleyız. Ruhun şad olsun yavrum. =1 tooam 290.0001L a» €3 EGEBANK "hizmete saygı" 19611982 ANNENBABANKARDEŞtN Okul kımliğimi, pasomu ve ehliyetirru kaybettim. Hukumsuzdür. OĞUZ GUNGÖR
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle